19 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, yılbaşında yeni bir kısıtlama veya kapanmanın söz konusu olmadığını açıkladı

Tüm dünyayı etkisi altına alan Omicron varyantı nedeniyle yaşanan vaka artışlarına dikkat çekerek yeni yıl öncesi uyarılarda bulunan İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, genel anlamda Nisan-Mayıs aylarından beri "yatay" seyreden, yönetilebilir bir salgın süreci yaşansa da, Omicron nedeniyle Avrupa'da hızla artan vaka sayılarının bir süre sonra İstanbul ve Türkiye'ye de yansıyacağına işaret ederek önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Memişoğlu, korku ve panikle değil, "kişisel tedbirle" bu süreçlerin daha kolay atlatılabileceğini söyleyerek, "Şimdiye dek üç tane ciddi yükselişten sonra, şu anda İstanbul'da da Türkiye'de de vaka sayıları belli bir seviyede ve kontrol altında devam ediyor. Tabii bu, insanlarımızda biraz rahatlamayı da beraberinde getirdi. Özellikle aşının da etkisiyle, insanların özgüveni arttı. Maske mesafe konusunda gevşeme yaşıyoruz. Bu konuda bir rehavet yaşamamamız lazım. Çünkü görüyoruz ki Omicron'dan sonra, ki bulaşıcılığı çok yüksek, özellikle Avrupa ülkelerinde, İngiltere, Almanya ve Fransa'da vaka sayılarında ciddi artışlar var. Bu ciddi artışlar eskisi gibi ölüm veya yoğun bakıma yatışlara çok yansımasa da maske, mesafe ve aşılanma konusunda hassasiyet göstermemiz gerekiyor" dedi.  "İSTANBUL AŞI HARİTASINDA MAVİYE DÖNDÜ" Toplumun pandemi kurallarına uyumundan genel anlamda memnun olduğunu söyleyen Prof. Memişoğlu, toplumdan son zamanlarda özellikle kapalı alanlarda maskeyi mümkün olduğu kadar kullanmaları ve mesafe ile beraber pandemiyle mücadeleye katkı vermelerini beklediğini ifade etti. Prof. Dr. Memişoğlu, "Aşı konusunda da toplumumuz aslında uyum gösteriyor. İstanbul'da geçen hafta itibariyle çift doz aşılanma oranı yüzde 75'e ulaştı. Bütün İstanbullar'a teşekkür ediyorum bunun için. Rapel ya da tekrar dozu gelen vatandaşlarımızdan, aşılarını yaptırmak konusunda hassasiyet görüyoruz. Yani ek dozlarını yaptırma konusunda da vatandaşlarımızın hastanelerimize başvurularında yoğun talep var. Ama nasıl ki kışın gripten daha çok korunuyorsak, eğer kişi kendisini kötü hissediyorsa, şüphesi varsa, lütfen toplu alanlara, özellikle de yılbaşında, kalabalık ortamlara girmesin. Bu, hem kendileri hem de çevresinin sağlığı için önemli" şeklinde konuştu.  "KARARLAR VAKA SAYILARINA GÖRE ALINIYOR" İstanbul'da yılbaşı için herhangi bir kapanma ya da kısıtlama planlamasının olmadığını söyleyen Prof. Dr. Memişoğlu, toplumun pandemi kültürüne, bilince ulaştığına inandığını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Herkesin kısıtlaması veya kontrolünü, kendisinin yapabileceğine ve bunun bilincinde olduğuna inanıyorum. Bir kısıtlama ya da yasaklama şu anda söz konusu değil. Ama tabii ki vaka sayıları da kontrol edilerek bu kararlar veriliyor. Şu bilinsin ki özellikle Avrupa'daki yükselişlerden bir süre sonra İstanbul ve Türkiye'de de vaka sayılarında bir yükseliş oluyor. Bizim sağlık sistemimiz de, bizler de buna hazırlıklıyız. Panikle, korku ile değil; tedbirle de bu işin üstesinden geleceğimizin bilinmesini istiyorum. O nedenle de herkesin kişisel olarak tedbirlerine dikkat etmesi gerektiğine inanıyorum"  "TÜRKİYE KENDİ AŞISINI YAPAN 9'NCU ÜLKE" Yerli aşı Turkovac'ın önümüzdeki günlerde Şehir Hastanelerinde uygulanmaya başlanacağı müjdesini de veren Prof. Dr. Memişoğlu, Türkiye'nin kendi aşısını üreten dünyadaki 9'ncu ülke olduğuna da dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Turkovac, Türkiye'nin bilim dünyasında da yerinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Dünyada kendi aşısı olan 9'uncu ülkeyiz. Bilim insanlarımıza, bu aşıda emeği geçen bütün paydaşlara teşekkür ediyorum. Şu  anda seri üretime de başlandı ve dağıtımı yapılıyor. İstanbul'da da inşallah çok yakın zamanda Turkovac aşısını vatandaşlarımıza uygulamaya başlayacağız. Kendi aşımız, bu aşıyı uygulamaktan bir vatandaş, bir Türk sağlıkçısı olarak gurur duyuyorum. Toplumumuzdan da bu aşıyı yaptırabileceğini, rapel doz olarak da yaptırabileceklerini bilmelerini istiyorum ve şehir hastanelerimize bekliyorum"  "SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZIN KIYMETİNİ BİLELİM" İstanbul'da yoğun bakım yoğunluğunun Kovid dışı vakalar nedeniyle olduğunu bir kez daha vurgulayan Prof. Dr. Memişoğlu, sağlıkta şiddet konusunda da vatandaşlardan hassasiyet beklediğini söyledi. Memişoğlu, "Kovid ile alakalı bir yoğunluğumuz yok yoğun bakımlarda şu anda. Ama ertelenmiş ya da ötelenmiş, pandemiden dolayı bekleyen sağlık hizmeti ile ilgili bir talep artışımız var. İnsanlarımızda özellikle aşılanmayla birlikte hastaneye gitme çekincesi kalktığı için, daha güvende hissettikleri için, özellikle pandemiden dolayı öteledikleri sağlık hizmeti taleplerinde ciddi bir artış var. Biz bunu yönetmeye çalışıyoruz tabii ki. Ama toplumumuzdan da sağlık çalışanlarına ve bizlere anlayış göstermelerini bekliyoruz. Sağlık çalışanlarımıza sahip çıkmasını istiyoruz. Sağlık hizmetlerimiz şu anda dünyada Türkiye'nin marka değeri haline gelmiş durumda. Özellikle şiddet veya uygun olmayan davranışlar konusunda, vatandaşlarımızın da hassasiyet göstermesini bekliyoruz. Bu hassasiyeti göstermeyenleri de toplumsal olarak uyarmasını istiyoruz. Biz ülke olarak vatandaşlarımıza gerçekten iyi bir sağlık hizmeti sunuyoruz"

2 yıl önce

Avrupa'da omicron alarmı! Salgının başından bu yana en yüksek sayı...

İtalya’da korona virüs salgınında günlük vaka sayılarında 3 gündür rekor artış yaşanıyor. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ülke genelinde son 24 saatte 54 bin 762 yeni vakanın tespit edilmesi ile toplam vaka sayısının 5 milyon 622 bin 431'e ulaştığı ifade edildi. Bakanlık, son 24 saatte 144 kişinin Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğini ve toplam can kaybının 136 bin 530’a ulaştığını aktardı. İtalya’da bugün salgının başından bu yana en yüksek günlük vaka sayısı kayıtlara geçerken, geçtiğimiz cuma günü 44 bin 595, dün ise 50 bin 599 yeni vaka tespit edilmişti. FRANSA Fransa'da korona virüs salgınındaki en yüksek günlük vaka sayısı kayıtlara geçti. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, son 24 saatte 104 bin 611 yeni vaka tespit edilmesi ile toplam vaka sayısının 9 milyon 88 bin 371'e ulaştığı bildirildi. Bakanlık, son 24 saatte 84 kişinin Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğini ve toplam can kaybının 122 bin 546'a yükseldiğini aktardı. Ülke genelinde 3 bin 282'si yoğun bakımda olmak üzere toplam 16 bin 162 kişinin hastanelerde tedavi altında olduğu belirtildi.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: " CHP'nin başındaki zatın bu eşkiyavari baskınlarla derdi, kamu kurumlarından bilgi almak değil, orada kaos ve kargaşa çıkarmak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: ASKON'u kurulduğu günden bu yana yakından izliyorum. Ülkemizin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından ASKON'un üyelerini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Orhan Aydın kardeşimizin başkanlığında yeniden oluşan yönetim kuruluna rabbimden muaffakiyetler niyaz ediyorum. Güzide derneğimiz Anadolu'nun bağrından çıkıp önce bölgesinde sonra Türkiye'de ve nihayet dünya çapında büyük işlere imza atan iş insanlarımızı temsil etmektedir. Hakkı ve hakkaniyeti gözeterek büyütülen ASKON son dönemde de ilkeli tavrı ile farkını ortaya koymuştur.  Konumu, bereketi, potansiyeli, ekonomik ve sosyal iklimi ile her dönem insanlığın gözdesi olan Anadolu ASKON gibi sivil yapılar vasıtasıyla bu vasıflarını geleceğe taşımaktadır. Bunun için Anadolu Aslanları kavramını önemli görüyorum. Kuruluşundan itibaren derneğimizin yönetiminde hizmet eden, yürütülen çalışmalara katkı sağlayan herkese şükranlarımızı sunuyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her hayırlı faaliyetinizde, gayretinizde sizlerin yanında olmayı sürdüreceğim. Türkiye olarak sarsıntının acı sonuçlarından kendimizi korumakla ve dünya 5'ten büyüktür diyerek çarpıklıklara itirazımızı dile getirmekle kalmadık, yeni küresel yönetim ve ekonomi sisteminde hak ettiğimiz yeri almak için de harekete geçtik. Artık tüm gücümüzü ve imkanlarımızı istihdam ve istikrar odaklı yeni ekonomimizi yerleştirmeye ve geliştirmeye tezkif ediyoruz. Üretim ve ihracat tarafında işler yolunda gidiyor. Bu süreçte önümüze sıkıntılar da çıkıyor. Son dönemde yaşadığımız önemli sorunlardan biri döviz kurundaki dengesiz dalgalanma ve fiyatlardaki fahiş artıştır. Bu iki sorundan döviz kurundaki dalgalanmayı kontrol altına aldık. Yılbaşından itibaren kurun bu hafta başındaki gibi makul seviyede istikrar kazanacağını değerlendiriyoruz. Amacımız hem iş insanlarımızı hem vatandaşlarımızı, 1 ay, 6 ay, 3 yıl sonrasını görebilecekleri yatırım ve tasarruf kararlarını verebilecekleri güven ve istikrar iklimine kavuşturmaktır. Bir defa şu ikiliyi unutmayacağız. Güven ve istikrar. Kuruluşumuzdan itibaren ekonomik anlayışımızı bu iki kavramın üzerine yerleştirdik. Kur üzerinden ülkenin ve milletin felaketi pahasına haksız kazanç sağlama niyetinde olanlar bunun bedelini ödemek mecburiyetinde kaldı. Yaşanan kayıplardan dolayı üzüntülüyüz. Ülkemiz ve milletimizin selameti için doğru olanı yapmak da boynumuzun borcudur. Faizlerin düşük, kurun istikrarlı ve yatırımların arttığı bir ortam inşa ediyoruz. Vatandaşlarımızdan açıkladığımız pakete uygun şekilde tasarruflarını kendi paramızda tutmalarını, tüm işlerini kendi paramızla yürütmelerini istiyorum ve tavsiye ediyorum. Türk Lirası bizim paramız, biz onunla hareket edeceğiz. Biz yok şu dövizmiş, bu dövizmiş bunlarla değil. Bir de hep söylüyorum, yine söyleyeceğim. Faiz aşağı faiz yukarı. Arkadaşlar artık lütfen bu işi kitabımızından bir defa çıkaralım. Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar. Bunu bilecek, buna inanacak bununla yolumuza devam edeceğiz.  Yılbaşından itibaren hem firmalarımızın, hem vatandaşlarımızın kendi paramıza dönüşü daha da hızlandıracaklarının işaretlerini görüyoruz. Alışverişi döviz üzerinden olmayan firmalarımıza da kendi paramız dışında finans aracı kullanmamalarını tavsiye ediyorum. Paketi açıkladığımızdan itibaren mevduatta dövizden kendi paramıza ciddi dönüş başlamıştır. Tüm imkanlarımızı yeni ekonomi modelini yerleştirmeye harcayacağız. Şimdi de son dönemde yaşadığımız gibi döviz kurunda yurt içi talepte kaynaklanan ani, sert, rasyonel temeli olmayan iniş çıkışlar yaşanmasını engelleyecek tedbirleri aldık, alıyoruz. Bütün bunları serbest piyasa ekonomisi kurallarından sapmadan küresel ekonomik sistemdeki güçlü bağlarına zarar vermeden yapıyoruz. Altını tercih eden vatandaşlarımızı ellerindeki bu değeri finans sistemimize dahil etmeye çağırıyoruz. Yastık altındaki 5 bin ton altının ne kadarını ekonomimize kazandırabilirsek gücümüz o derece artacaktır. Döviz kurunu yatay seyre geçirme ve altını sisteme kazandırma sistemini ne kadar hızlı yürütürsek enflasyonu ve fahiş fiyat artışlarını kontrol altına alma mücadelemiz de elimiz o derece güçlü olur. Bizim de değerler silsilemiz var dimi? Bu silsileye inanıyorsak biz batının kapitalist mantığıyla biz hareket edemeyiz. İsrail'e bir bakın. İsrail'i değerlendirin. Acaba İsrail kendi içinde faiz enflasyon ilişkisini nasıl değerlendiriyor. ABD'ye bakın. Faiz nerede enflasyon nerede? Almanya, Fransa... Faiz nerede enflasyon nerede? Kendi ülkemizde en yakın çevremizde bile bazı dostlar, arkadaşlar faizle hareket etmenin gerekli olduğunu savunacak duruma geliyorlar. Bu can bu tende oldukça iddia ile söylüyorum: Faiz sebeptir enflasyon neticedir. Hamdolsun bütçe tarafında herhangi bir sıkıntımız yok. Öngörülenden daha iyi gerçekleşmelerle yılı kapatıyoruz. İnşallah çok yakında bunu da göreceğiz. Kurdaki dalgalanmanın cazibesine kapılanlar nasıl bunun acı faturasıyla yüzleştiyse aşırı fiyata tevessül edenlerin durumu da farklı olmayacaktır. Yaptığımız son düzenleme ile kendi paramızın getirisini dövizdeki muhtemel kazançla eşleştirerek sıcak para hareketleri üzerinden yürütülen manipülasyonların önüne geçmiş oluyoruz. Kararlılıkla ilerlemekten, siyasi sabotajlarla, terör örgütleriyle, ambargolarla vazgeçilemeyenler, Döviz Kuru üzerinden bize silah göstermeye kalktılar. Ama başaramayacaklar. Bizim silahımız onlardan daha güçlü. Bizim silahımız Nas. Unutulmamalıdır. Dün vesayetle, terör örgütleriyle, darbecilerle yaptığımız mücadele mesele nasıl Tayyip Erdoğan şu parti bu parti meselesi değil, ülkenin bekası meselesiyse aynı mücadeleyi veriyoruz.  Bugün de ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden bir haline getirme mücadelemizi başarıyla sonuçlandıracağımızdan hiç endişeniz olmasın. Bunun nimetlerinden hep birlikte yararlanacağız. Hiçbir ayrım yapmaksızın her vatandaşımıza diyoruz ki, kendimizin ve evlatlarımızın geleceği için gelin büyük ve güçlü Türkiye hedefimizin ekonomi ayağında yürüttüğümüz tarihi mücadeleye destek olun. Kendi paramıza sahip çıkarak destek olun. Sinsi şekilde yayılan yanlış, art niyetli haberlere itibar etmeyerek destek olun. İşinize, gücünüze, ekmeğinize sıkı sıkıya sarılarak destek olun. Sanayiciyseniz makinelerinizi daha çok çalıştırarak destek olun. İhracat yapıyorsanız mevcut pazarları geliştirerek yeni pazarlar bularak destek olun. Turizmciyseniz önümüzdeki sezona iyi hazırlanarak destek olun. Ticaret erbabıysanız aldığınız sattığını ürünlerin fiyat dengesini yüksek kazanç hırsıyla değil kendinizin ve ülkenin uzun vadeli çıkarlarını gözetip belirleyerek destek olun. Biz milletçe bir olduğumuzda, iri olduğumuzda, diri olduğumuzda, kardeş olduğumuzda hep birlikte Türkiye olduğumuzda üstesinden geleceğimiz hiçbir mücadele ve engel yok.  (Kılıçdaroğlu) Kamu görevlilerini tehdit etmeyi, kamu kurumlarını basmayı, bir çeşit siyasi eşkıyalık yapmayı iyice alışkanlık haline getirdi. Önce Merkez Bankasından randevu istedi, randevu verildi. Kendisi brife edildi. Çıktı, yalan yanlış birçok şeyleri anlattı. Dürüst değil, kalibresi bozuk, cins, cibilliyet bozuk. TÜİK'ten randevu istedi, vermedi. Ne dedi? Siz imtihanı kaybettiniz. Niye? Merkez Bankası'na gittiniz, orada içeride başka dışarıda başka hareket ettiniz. TÜİK sır kurumdır, burada da aynı şekilde hareket edersiniz. Talebinizi iletin, biz size cevap veririz dediler. Geldiler TÜİK önünde gösteri yaptılar.  Helalleşme ve benzeri söylemlerle kendini demokrat göstermeye çalışırsa çalışsın, başında bulunduğu partinin genlerindeki faşistlik bir noktada böyle hortluyor. Kamu kurumlarına emrivaki ile gittiği için kapıda kalıyor. Bunun son örneğini MEB'de yaşadık. Aynı şekilde Meclis açıldıktan sonra da eğitimi görüşmek üzere komisyon üyeleri davet edilmiştir. Sadece CHP'li milletvekilleri iştirak etmedi. Bakanımız sık sık Meclis'e gidiyor. CHP'nin amacının MEB'e gidip, bakanla, bakanlık bürokrasisiyle görüşmek olmadığını göstermeye sadece bu örnekler bile yeterlidir. Bu eşkıyavari baskınlarla derdi bilgi almak değil, kaos ve karmaşa çıkarmaktır.  Devletin kurumlarına gidebilmek dürüstlük gerektirir, sende bu dürüstlük yok, sen adam değilsin. Merkez Bankası bağımsız değil diyor, Merkez Bankası seni kabul etti, sen bağımsız değilsin, senin ipinin kimlerin elinde olduğunu merak ediyorum. Halbuki genel başkanlık ve milletvekilliği sıfatını bir kenara bıraktım, herhangi bir vatandaş olarak istedikleri kuruma istedikleri zaman gidip diledikleri bilgiyi alma hakkına sahip olduklarını çok iyi biliyorlar. Ama dert başka olunca ortaya böyle can sıkıcı görüntüler çıkıyor. Kandil'i bombalayacakmış iktidara geldiğinde. Sen iktidara mı geleceksin? Kandil'dekilerle dirsek dirseğe, Ankara'dan İstanbul'a onlarla yürüyen sen değil misin? Onlar sana övgü yağdırdıkça zevkten 4 köşe oluyorsun. Kandil'dekiler sana övgü yağdırdıkça zevkten dört köşe oluyorsun. Sana nasıl güvenecekler ya. Mümkün mü? Eh şimdi de ittifakınız kurdunuz, bakalım bu ittifakla nereye kadar gideceksiniz?   

2 yıl önce

ABD basını Kandil'e gitti: PKK'nın yöneticilerinin Türk SİHA'larından saklanıyor

Türkiye yurt içinde ve sınır ötesinde terörle mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor. Suriye'nin kuzeyini terörden arındıran Türk ordusu, Irak'ın kuzeyinde yuvalanan teröristlere göz açtırmamak için havadan ve karadan operasyonlara devam ediyor. IRAK'IN KUZEYİNDEKİ PKK YÖNETİCİLERİ ZORDA Operasyonlar kapsamında İHA ve SİHA'lar havadan gözetleme ve nokta atışı operasyonlar gerçekleştiriyor. ABD merkezli PBS News'in muhabiri Simona Foltyn, Irak'ın kuzeyine giderek, terör örgütü PKK'lı üst düzey yöneticilerin içine düştüğü durumu aktardı. "PKK LİDERLİĞİ İHA VE SİHA'LARDAN SAKLANIYOR" Bölgede Türk İHA'larının sürekli gözetleme yaptığına dikkat çeken Foltyn, "Bu, PKK liderliğini saklanmaya zorladı." dedi. "PKK'LI SÖZCÜ RÖPORTAJA GELEMEDİ" Haberde, "PKK sözcüsü röportaj için bizimle bir araya gelemedi." denildi. Böylece örgütün üst düzey yöneticilerinin SİHA saldırılarına uğrayabileceklerine dair yaşadıkları korku bir kez daha gözler önüne serildi.

2 yıl önce

İBB kameraları ile iftira attığını unuttu! İmamoğlu ve fonlu medyası, ‘balıkçı’ skandalını MOBESE ile kapatma çabasında…

Binlerce İstanbullu’nun kar çilesi yaşadığı akşam, AKOM’da çalışmaları koordine etmek yerine İngiliz büyükelçisi ile balık yemeye giden Ekrem İmamoğlu, kendisini aklamak için ne yapacağını şaşırdı. İBB tarafından fonlandığı iddia edilen medya ve sosyal medya trollerinin desteğiyle büyük bir algı kampanyası başlatan İmamoğlu, savunmasını “mobese kameraları” üzerine kurdu. https://twitter.com/genelgundem/status/1486612309560676354?s=21 KENDİ BALIKÇIDA EŞ BAŞKANI İSVİÇRE’DE TATİLDE İBB ekiplerinin yeterli tuzlamamayı yapmaması, toplu taşımanın yavaşlaması, İBB araçlarının kış lastiği olmadığı için karda kayması gibi pek çok sebep; şehrin önemli noktalarında binlerce vatandaşı sabaha kadar araçlarında beklemek zorunda bırakmıştı. 16 milyon İstanbullunun İstanbul’u yönetme yetkisi verdiği İmamoğlu ise tüm mesaisini Cumhurbaşkanlığı adaylığı çalışmalarına harcadığı için belediyeyi yönetme görevi, sözcüsü Murat Ongun’a kalmıştı. Ancak o akşam İmamoğlu balıkçıda İngiliz büyükelçisi ile yemek yerken, Ongun’un da İsviçre’de kayak tatilinde olduğu ortaya çıkmıştı. https://twitter.com/genelgundem/status/1486665246026739716?s=21 KENDİNİ NASIL AKLAYACAĞINI ŞAŞIRDI Vatandaşların kar küreme aracı beklediği anlarda, kar küreme aracının eskortluğunda balık restoranına giden Ekrem İmamoğlu, olayın ortaya çıkmasının ardından “1 saatlik bir yemek” demiş; ancak 3 saat boyunca balıkçıda olduğu ortaya çıkan kamera görüntüleriyle kanıtlanmıştı. Ekrem İmamoğlu, olayın ardından yaptığı ilk açıklamada MOBESE görüntülerinin paylaşılmasının doğru olmadığını söyledi. İBB KAMERALARI İLE İFTİRA ATTIĞINI ÇABUK UNUTTU İstanbul’un kar felaketi yaşadığı akşam kendisinin ve sözcüsünün ifşa olan skandallarını örtmek isteyen İmamoğlu, dikkatleri fonladığı troller ve gazeteciler üzerinden MOBESE kameralarına çekmek için mücadele ediyor. Ancak aynı İmamoğlu, geçtiğimiz yıl sözcüsü murat Ongun aracılığıyla özür dilemek zorunda kaldığı bir iftirada İBB kameralarını kullanmıştı. İBB Sözcüsü Murat Ongun, Çekmeköy Metro İstasyonunda temizlik yapan bir işçinin, çöpü istasyon merdivenlerine doğru süpürüp daha sonra da fotoğrafını çektiğini gösteren video eşliğinde şu tweeti atmıştı: “Bu zor günlerde bile trollük yapanları kınıyoruz. Kamuda partizanlığın akıl tutulmasına yol açtığının da en açık örneğidir. Metro girişine çöpü bırakıp sonra fotoğraf çeken ilçe belediyesinin bu temizlik görevlisini kamu vicdanına havale ediyoruz.” ÖZÜR DİLEMEK ZORUNDA KALMIŞTI Akşam saatlerinde Ongun konuyla ilgili olarak yeni bir tweet daha atarak Ongun Ahmet Poyraz’dan özür dilemişti. https://twitter.com/genelgundem/status/1486996069498200066?s=21

2 yıl önce

THY Basın Müşaviri Üstün, İBB Sözcüsü Ongun’u yalanladı: Misafirlerimizin kişisel verilerini hiçbir ayrım yapmaksızın koruyoruz

İstanbul'da yoğun kar yağışı olduğu günlerde İBB Sözcüsü Murat Ongun'un Cenevre'de olduğu ortaya çıkmıştı. Cumhuriyet'te yer alan habere göre Ongun'un seyahat bilgilerinin medyaya Türk Hava Yolları'nın Basın Müşaviri Yahya Üstün'ün tarafından servis edilidiği iddia edildi.  "Bu bilgilerin deşifre edilmesi özel hayatın ihlalidir" diyen Ongun Cenevre uçuşu için suç duyurusunda bulunacağını duyurdu. Üstün'den açıklama Yahya Üstün ise Twitter'dan yaptığı açıklamada  "Dünyanın 128 ülkesinden ağırladığımız misafirlerimizin kişisel verilerini hiçbir ayrım yapmaksızın koruyoruz. Bu konu hakkında kendi çıkarları doğrultusunda yanıltıcı paylaşım yapan kişi ve haberlere itibar edilmemesini rica ediyoruz." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Yunan basını, Türkiye karşıtı anlaşmalarla Yunanistan'ın hiçbir şey elde edemediğini yazdı

ABD'nin EastMed projesinden desteğini çekmesinin ardından Yunan basını, "Dış politika tam bir çıkmazda" başlıklı analiz yazısıyla Atina hükümetini topa tuttu. EastMed'in teknik ve finansal olarak zor olduğu ifade edilen analiz yazısında, "Dış politikamızda kral gerçekten çıplak. EastMed, buzdağının sadece görünen kısmı. EastMed'in çöküşü, çelişkili ve maksimalist duruşlar üzerine kurulu "Türkiye" politikamızın çıkmaza girdiğini gösteriyor" denildi. "TÜRKİYE KARŞITI ANLAŞMALARLA HİÇBİR ŞEY ELDE EDEMEDİK" Türkiye karşıtı anlaşmalarla Yunanistan'ın hiçbir şey elde edemediğine vurgu yapıldı. Haberde şu ifadeler yer aldı; "Ankara'nın Moskova ile iş birliğini ilerletmesi Amerika'ya katılmamız için altın bir fırsat olduğunu düşündük. Kendimizi "en sadık müttefik" ilan ettik ve Washington'la ikili askeri ilişkilerimizi geliştirerek, onu Rus karşıtı haçlı seferinde "gelişmiş bir ileri karakol" haline getirdik. Ama ABD için asıl meselenin Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşmasını engellemek olduğu görüldü. Şimdi ise Rusya ile olası bir çatışmanın ön saflarında yer alma tehlikesiyle karşı karşıyayız" Türkiye ile giriştiği jeopolitik rekabet nedeniyle Fransa'nın desteğini aldıklarını belirten Yunan basını, "Ancak Afrika'daki Fransız politikasının çöküşü, sömürge geçmişine özlem duyan bir orta güce, askeri olarak ne kadar güvenebileceğimizin bir göstergesidir. Ve kesinlikle hiçbir Fransız cumhurbaşkanı, çocuklarını Yunanistan için ölüme göndermez" ifadelerini kullandı. TÜRKİYE'Yİ DIŞLAMA STRATEJİMİZ BAŞARISIZLIĞA MAHKÛMDUR" Bölgedeki barış için Türkiye ile doğrudan diyalog kurmaktan başka hiçbir yolun olmadığını yazan Yunan basını, "Bunu inkar edenler macera peşinde koşuyorlar. Olası bir çatışma bizim için felaket olur. Türkiye'yi tecrit etme, kuşatma, Akdeniz'den dışlama stratejimiz başarısızlığa mahkûmdur. Türkiye her yönden bizden daha fazla ağırlığa sahip ve bu nedenle Yunan-Türk çatışmasında üçüncü bir taraf pek de bizden yana olmayacak. Bunca yıldır stratejimiz açıkçası işe yaramadı" değerlendirmesinde bulundu.

2 yıl önce

Yunan basını duyurdu: Elon Musk Türkiye'yi seçti

Türkiye'de 10 kente süper şarj istasyonu kurulacağını belirten Elon Musk'un açıklaması Yunan basınında yer aldı. Yunan basını, "Elon Musk Türkiye'yi seçti" ifadelerini kullandı. Elon Musk'un kurucusu olduğu Tesla, resmi internet sitesindeki süper şarj (Supercharge) istasyonlarının konumlarını güncelledi. Şarj istasyonlarının konumları belirlendi Türkiye'deki 10 kente süper şarj istasyonu konumu ekleyen Tesla, Edirne, İstanbul, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Hendek (Sakarya), İzmir ve Konya'ya istasyon kuracak. Türkiye'de kurulması planlanan süper şarj istasyonları, türüne göre 75-100 kW saat gücüyle çalışıp 25 ya da 34 dakika içerisinde ortalama bir araç bataryasının yüzde 80'ini şarj edebilecek. "Elon Musk Türkiye'yi seçti' Tesla'nın Türkiye kararını gündemine alan Yunan basını, "Elon Musk Türkiye'yi seçti" başlığını attı. Haberde, "Elon Musk'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uzun süredir devam eden dostluğu göz önüne alındığında, Tesla'nın Türkiye pazarına girmesi şaşırtıcı değil" ifadeleri kullanıldı.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 32 33