Son Dakika:
CHP'nin fonladığı Halk TV'de dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu hazımsızlığı devam ediyor. Halktv.com.tr yazarı Mehmet Tezkan, Türkiye'nin en büyük savaş gemisi TCG Anadolu'yu eleştirmek isterken bilgisizliği nedeniyle rezil olmuştu. Şimdi de Ayşenur Arslan'ın programında sarf edilen sözler pes dedirtti. "YUKARIDAN 2 BOMBA İLE BATIRIRLAR" "Ona SİHA koyarsınız tamam oldu eee. SİHA'yla kime nasıl kafa tutacaksınız F-35'e mi?" diyen Arslan'ın sözlerine Orhan Bursalı destek vererek "Yukarıdan 2 bomba ile batırırlar. Bunlarla övünüyorlar." ifadelerini kullandı Kelimenin tam anlamıyla kepazeliğin yaşandığı o anlar kamuoyu tarafından tepki çekerken "Yunan TV'si bile bunu dememiştir" yorumları yapıldı. HALK TV YAZARI MEHMET TEZKAN NE DEMİŞTİ? CHP'nin yayın organı Halktv.com.tr'de yazan Mehmet Tezkan bugünkü yazısında Türkiye’nin en büyük savaş gemisi TCG Anadolu'yu yazdı. Türkiye'nin en büyük projelerinden biri olan TCG Anadolu gemisini eleştirmek isteyen Tezkan, "Uçaksız uçak gemisi" başlıklı yazısında kendisini rezil etti. TCG Anadolu gemisinin dikey iniş kalkış yapan savaş uçaklarına göre tasarlandığını söyleyen Tezkan, Türkiye'nin elinde böyle bir uçak olmadığını bu sebeple TCG Anadolu'ya sadece helikopterlerin iniş kalkış yapabileceğini söyledi. Bu uçak gemisi projesine F-35 savaş uçağı sebebiyle başlanıldığını iddia eden Tezkan, Rusya'dan S-400 alındığı için Türkiye'nin F-35 projesinden çıkarıldığını ve TCG Anadolu'nun 'uçaksız' kaldığını belirtti. Bu sözlerin üzerine daha iddialı sözler sarf eden Tezkan, "Uçaksız uçak gemisine sahip ilk ülke olarak tarihe geçeceğiz. Keyfi yönetimin… Ortak akılı devreye sokmamanın… Geleceği hesaplamanın. Her şeye iki dudakların karar vermesinin son bedeli de bu…" dedi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1645845301406715916?s=46&t=kgYu0XH04hCo9hDKdwyLsQ
Milat gazetesi muhabiri Özlem Doğan, Panoroma 1453 Fetih Müzesi'nde Mehter Marşı yerine Batı müziği çaldığı anların videosunu çekerek Twitter hesabından yayınladı. https://twitter.com/ozlemdogan_/status/1647229412226609157?s=46&t=kgYu0XH04hCo9hDKdwyLsQ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na açtığı bir davayı daha kazandı. Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz dönemlerde de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sözleri nedeniyle tazminat ödemek durumunda kalmıştı. Defalarca tazminat ödeyen Kemal Kılıçdaroğlu, bu kez de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'yurt dışına kaçacak' sözleri ile yargılandı. 55 bin lira tazminat ödeyecek Ankara 38. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülen davada karar çıktı. Kemal Kılıçdaroğlu bu kez de 50 bin lira manevi tazminat ödeyecek. Toplam 105 bin lira ödeme yapacak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: Ankara 38. Asliye Hukuk Mahkemesi, Cumhurbaşkanımız hakkında 'yurt dışına kaçacak' iftirasında bulunan Kemal Kılıçdaroğlu'nu bu iftirası nedeniyle 50 bin lira, başka bir konuşmasındaki hakaretleri nedeniyle de 55 bin lira manevi tazminata mahkum etti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun batırdığı SSK'yla ilgili yazdığı kitapçık ortaya çıktı. "Vur, Ama Dinle..." başlıklı kitapçıkta, Kılıçdaroğlu'nun başarısızlığının itiraflarının yanı sıra Türkiye'nin sağlık sisteminin içler acısı durumunu gözler önüne seren detaylar var. Kılıçdaroğlu'nun yer verdiği bilgiler Türkiye'nin son 20 yılda sağlıkta nasıl çağ atladığını da gözler önüne seriyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun devletin kurumlarını hedef almasına yönelik tepkiler de devam ediyor. Dün SSK Genel Müdürü iken kurumları yıpratmamak gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, bugün ise devletin bütün kurumlarını seçim malzemesi yaparak hedef almaya başladı. Kızılay'a yönelik sistematik saldırının ardından, geçtiğimiz günlerde de yeni helikopterlerin teslim edilmesine rağmen THK kurumuna karşı saldırıya geçti. Oysa SSK Genel Müdürü iken çıkardığı "Vur, ama dinle..." isimli kitabında 'eleştirinin de özellikle kurumları yıpratmak amacını taşımaması gerekir' yazdığı ortaya çıktı. UZUN KUYRUKLARI VAR Yeni Şafak'ın haberine göre, Kılıçdaroğlu'nun yer verdiği detaylar Türkiye'nin son 20 yılda sağlık nasıl çağ atladığını da gözler önüne seriyor. Kılıçdaroğlu, 16 sayfa ve eklerinden oluşan kitapçığın girişinde, "Elbette ki kurumun eleştirilmesi gereken çok yönleri var" diyor. SSK'nın vahim durumu da şu şekilde özetleniyor: Kurum en büyük eleştiriyi hastanelerinden dolayı almaktadır. Oluşan uzun kuyruklar haklı olarak şikayetlere yol açmaktadır. HASTANE YAPILDI, AÇILAMIYOR Personel eksikliği nedeniyle biten hastaneler hizmete açılamamakta, çalışan hastanelere ise personel eksikliği nedeniyle iyi hizmet verememektedir. 21 BİN PERSONEL LAZIM SSK sağlık tesislerinin verimli çalışabilmesi için, kadro sayısının 66 bin olması gerekmektedir. Ancak bugün 45 bin personel ile sağlık hizmeti verilmeye çalışılmaktadır. SSK sağlık hizmetini 21 bin eksik kadro ile vermektedir. Personel yetersizliği nedeniyle çalıştırılamadığı için Sağlık Bakanlığı'na 4 hastane devredilmiştir.
Yedili Masa'yı önceki aylarda Erdoğan'ı yenebilecek bir güç olarak sunan Batı medyası, Cumhurbaşkanı'nın son müjdelerle favori haline geldiğini yazmaya başladı. Analizlerde Erdoğan'ın Batılı yöneticileri zorlayan güçlü liderliği vurgulanırken, Batılı ülkelerin kazanma ihtimali güçlenen Erdoğan'la ilişkileri korumak için daha pasif durduğu kaydedildi. Türkiye, 14 Mayıs seçimleri için artık gün saymaya başlarken, özellikle İngiliz ve Fransız medyalarında seçim sonuçlarına dair analizler artmaya başladı. Önceki aylarda Yedili Masa'nın kurulmasını heyecanla karşılayan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı yenebilecek bir güç olarak sunan Batı medyası, yavaş yavaş söylem değiştirerek Cumhurbaşkanı'nın özellikle son zamanlardaki müjdelerle elini oldukça güçlendirdiğini ve seçimde favori haline geldiğini ifade etmeye başladı. Yapılan analizlerde, Erdoğan'ın 20 yıllık iktidarı boyunca Batılı ülkeler karşısında gösterdiği güçlü liderliğe de sık sık atıf yapılıyor. RÜZGARI ARKASINDA İngiliz The Economist dergisinin hazırladığı raporda seçim gecesi ipi Erdoğan'ın göğüsleyeceği belirtilirken, Cumhurbaşkanı'nın son günlerde düşük faizli kredi, EYT ve emekli zammı, ödenmemiş vergi, ceza ve devlete olan diğer borçların yeniden yapılandırılması konularıyla rüzgarı arkasına aldığını aktardı. Raporun son kısımlarında ise Türkiye'nin dış politikada edindiği tutuma yer verildi. Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerinin derinleştiğini belirten Economist, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Erdoğan'ın bir arabulucu rolü üstlendiğini hatırlattı. GÜÇLÜ LİDERLİKTEN ÇEKİNİYORLAR Fransız France24 medya kuruluşunun seçim analizinde ise özellikle Batı ülkeleri ve Rusya'nın gözünün 14 Mayıs seçimlerinde olduğu belirtildi. Analizde, Türkiye'de diğer ülkelerin aksine dış politikanın seçmenler tarafından çok yakında takip edildiği ve sonuçlara etki etme potansiyeli olduğu vurgulandı. Ayrıca, birçok Batılı yetkili ve liderin Erdoğan'ın sergilediği güçlü liderlik nedeniyle kendisiyle pazarlık konusunda zorluk çektikleri ifade edildi. DİŞLERİNE GÖRE ADAM ARIYORLAR 7'li koalisyonun F-35 programına geri dönmek gibi Batılı ülkeleri memnun edecek adımlar atacağının altını çizen France24, bu sebeple dişlerine göre gördükleri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kazanmasının bu odakları memnun edeceğini belirtti. Analizde, bütün bunlara rağmen, Cumhurbaşkanı'nın çok başarılı bir politikacı olduğuna dikkat çekilerek, umduklarının aksine seçimleri tekrar Erdoğan'ın kazanması halinde onunla ilişkilerini korumak için Batılı ülkelerin daha pasif bir görüntü verdikleri de ifade edildi. France24'e konuşan bazı uzmanlara göre, Batılı ülkelerin aksine Rusya, seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın galip gelmesini arzu ediyor.
14 Mayıs seçimlerine günler kala Kılıçdaroğlu'nun zaferinden umut kesmeye başlayan Batılıların alttan alta kaos imasında bulunmaları dikkat çekiyor. Kılıçdaroğlu ile röportaj yapan Time dergisi, seçime gölge düşürmeye çalışarak Erdoğan'ın YSK'ya baskı yapması halinde Türkiye'nin kitlesel protestolara sahne olacağını iddia etti. FETÖ destekçisi CIA elemanı Michael Rubin, "Erdoğan ya ölüm ya sürgün ya hapis ya da idamla gider" dedi. Türkiye düşmanı Alman Bakan Cem Özdemir de "olası oy manipülasyonundan" endişeli olduğunu söyledi. Seçimlere 17 gün kala Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kazanacağını öngören Batı medyası, kaos planları hazırlamaya koyuldu. Yeni Şafak'ın haberine göre, Çok sayıda Batı menşeli yayın organı provokatif ve manipülatif haberlerle algı çalışmalarına hız verirken, son olarak Amerikan Time dergisi, 7'li Masa'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı röportajı okuyucularına servis etti. "Erdoğan'ı yenebilecek adam" başlığıyla yayınlanan röportajda, Erdoğan'ın kazanması halinde ülkede kaos ikliminin oluşabileceği ve 2013'teki Gezi Parkı ayaklanmasının benzerinin yaşanabileceği kaydedildi. Geçtiğimiz günlerde eski CIA danışmanı Henri Barkey, kaleme aldığı yazıda, "Seçim sonrası döneme hazırlık yapmalıyız" demişti. 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişimine destek veren CIA danışmanı Michael Rubin de Türkiye'de seçim sonrası "darbe çağrısı" içeren skandal bir yazı kaleme aldı. Almanya'da Türkiye karşıtlığıyla bilinen Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir ise 14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Seçimleri'ne yönelik kara propagandaya girişti. Yazıda iftiralara ve komplo teorilerine sıkça yer verilirken, Gezi benzeri yeni bir kalkışma olması halinde Kılıçdaroğlu'na hazır olup olmadığı soruldu. KALKIŞMA İÇİN NABIZ YOKLADI Söyleşide algı operasyonuna başvuran Amerikan dergisi, isimsiz analistlerin değerlendirmelerine yer vererek, seçimlerin az bir farkla bitmesi halinde "Erdoğan'ın yüksek seçim kuruluna baskıda bulunarak, seçimleri iptal ettirebileceği ve yeniletebileceği" iddiası üzerinden, böylesi bir gelişmenin "2013 yılında yaşanan Gezi Parkı benzeri bir kalkışmayla sonuçlanabileceğini" belirterek adeta beklentisini dile getirdi. Röportajda Kılıçdaroğlu'na "Böyle bir direnişi yönetir misiniz?" sorusu yöneltildi. Dergide, Kılıçdaroğlu'nun direnişin içinde olmasa da böyle bir girişime taraftarlarının hazır olduğunun kaydedilmesi, "Batı seçim sonrası kaosa oynuyor" değerlendirmesine sebep oldu. RUBİN'DEN SKANDAL SÖZLER Cumhurbaşkanı Erdoğan'a olan düşmanlığıyla bilinen, CIA ve Pentagon'un psikolojik harp elemanı olarak kullandığı FETÖ destekçisi Michael Rubin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın küçük rahatsızlığını fırsat bilerek, "Erdoğan Ölürse Kutlama İçin Çok Erken Olacak" başlıklı skandal bir yazı kaleme aldı. ABD ve AB'ye seslenen isim, "Türkiye'de toplu tasfiye yapın" ifadeleriyle düşmanlığını açıkça ifade etti. "İlkokullardan üniversitelere, ordudan kamuya her yere müdahale edilmeli" ifadelerine yer veren Rubin, "Hapishane kapıları açılmalı ve siyasi cadı avlarının kurbanları tazmin edilmelidir" sözleri ile FETÖ'cülerin serbest bırakılması gerektiğini savundu. Yazıda, "Erdoğan ya ölümle ya sürgünle ya hapisle ya da idamla gider" ifadeleriyle darbe imasında bulunan Rubin, "Türk kuvvetleri Suriye, Irak ve Kıbrıs'tan çekilmelidir. Ermenistan ve Yunanistan'ı tehdit etmeyi bırakmalılar" dedi. ÖZDEMİR'DEN KARA PROPAGANDA Türkiye düşmanlığı ile bilinen Almanya Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir ise, 14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Seçimleri'ne yönelik kara propaganda kervanına katılan bir diğer isim oldu. Özdemir, Alman basınından RND'ye verdiği demeçte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaybetmesini istediğini açıkça dile getirdi. Türkiye seçimlerine yönelik algı oluşturmaya çalışan Özdemir, 'olası oy manipülasyonundan' endişeli olduğunu söyleyerek kara propagandaya girişti. Cem Özdemir, geçtiğimiz günlerde Alman askeri üniformasıyla poz vermişti. BATI İLE MEDENİLEŞECEKMİŞ! Time dergisi röportajında 7'li koalisyonun adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk dış politikası ve Türkiye'nin küresel konumuna ilişkin skandal ifadelerde de bulundu. Türkiye'nin tüm dünyada itibar gören, ulusal çıkarları esas alan milli ve yerli dış politikasını hedef alan Kılıçdaroğlu, Batı'ya tam teslimiyet anlamına gelebilecek, "Seçilmesi halinde NATO, AB ve ABD ile ilişkileri düzelteceğini ve Türkiye'yi yeniden medeni dünyanın bir parçası yapacağına" ilişkin sözler sarf etti. Kılıçdaroğlu'nun sözleri Türkiye'ye hangi gözlükle baktığı sorusuna ve tek yönlü dünya görüşüne sahip olduğu yorumuna sebep oldu.
İngiliz yayın organı, "Bazı siyasi tutukluları serbest bırakmaya kararlı hükümet, Batı'dan iyi niyet görür" diye yazdı.
HDP'nin paravan partisi Yeşil Sol Parti'den seçime girecek olan gazeteci Hasan Cemal, katıldığı canlı yayında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı desteklemeyi neden bıraktığını anlattı.
