03 Mayıs Cuma 2024
1 yıl önce

İsveç Başbakanı Andersson: Türkiye ile çeşitli düzeylerde görüşmelere devam edeceğiz

İsveç'in resmi haber ajansı TT'ye açıklamalarda bulunan Andersson, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Finlandiya ve İsveç heyetlerinin Ankara'daki temaslarıyla ilgili "Görüşmeler maalesef beklenen düzeyde olmadı. Bunlar dürüst değiller, samimi değiller." sözlerini değerlendirdi. Andersson, "Türkiye ile çeşitli düzeylerde görüşmelere devam edeceğiz. Bunun devam eden diyalog olduğunu söyleyebilirim." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek için Ankara'ya gidip-gitmeyeceğine yönelik soruya ise Andersson, "Süreçte ne doğruysa onu yapacağız." cevabını verdi.

1 yıl önce

Ankara Pakistan Başbakanı Şerif'i ağırlıyor... Cumhurbaşkanı Erdoğan resmi törenle karşıladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan Başbakanı Şerif'i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin ana giriş kapısında karşıladı. Karşılama töreninde, 21 pare top atışı eşliğinde iki ülkenin milli marşları çalındı. Şerif, tören kıtasını Türkçe "Merhaba asker" diyerek selamladı. Heyetlerini birbirine takdim eden Erdoğan ve Şerif, merdivenlerde Türkiye ve Pakistan bayrakları önünde hatıra fotoğrafı çektirdi. LİDERLER GÖRÜŞMESİNİN ARDINDAN ANLAŞMALARIN İMZA TÖRENİ YAPILACAK Karşılama töreninin ardından liderler, baş başa ve heyetler arası görüşmeye geçti. Liderler, görüşmelerin ardından anlaşmaların imza törenine katılacak ve ortak basın toplantısı düzenleyecek. TÖRENE BAKANLAR DA KATILDI Törende Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile Ankara Valisi Vasip Şahin de yer aldı.

1 yıl önce

PKK'yı seçtiler! Terör destekçisi vekil, Başbakan'ı parmağında oynatıyor

Türkiye'nin 'NATO'ya girmek istiyorsan terör örgütü PKK ile bağlantını kes' dediği İsveç'te PKK'nın destek verdiği milletvekili Kakabaveh'e Başbakan Anderson'un verdiği tavizler ülkede tepkilere neden oldu. İsveç basını Anderson'u, ipleri, şantajla hükümeti boyunduruğu altına alan Kakabaveh'in eline vermekle eleştiriliyor. Kakabaveh, gelecek haftaki bütçe görüşmeleri öncesinde İsveç hükümetini yine tehdit etti. İsveç Başbakanı Magdelana Anderson, bir kez daha PKK ve uzantılarıyla organik bağı olan İsveç milletvekili Emine Kakabaveh'i ülkesinin çıkarlarına tercih etti. Önceki gün İsveç Adalet Bakanı Morgan Johansson'a yönelik, "artan çete suçlarını önleyememesi gerekçesiyle güvensizlik oylamasında Kakabaveh, PKK'dan aldığı talimat ve Anderson'dan aldığı güvenceyle çekimser oy kullandı. Gensoru önerisinde bulunan muhalefet de ihtiyacı olan 175 oya ulaşamadı. Tehditleri ile başbakanı parmağında oynatan Kakabahev, Johansson'un görevden alınmasının ve hükümetin düşmesine engel oldu. İsveç'in çıkarlarını hiçe sayan Anderson yönetiminin verdiği taviz ülkede büyük tepki çekti. İsveç basınından Expressen gazetesi, ipleri, şantajla hükümeti boyunduruğu altına alan Kakabaveh'in eline vermesi nedeniyle, Başbakanı eleştiri yağmuruna tuttu. Türkiye, NATO'ya üyelik talebinde bulunan İsveç hükümetinden terörle tüm bağlantısını kesmesini istiyor. PARTİ ÇIKARLARINI ÖNCELEDİ İsveç gazetesi, Kakabahev'in taleplrrine boyun eğen İsveç Başbakanını hedef aldığı baş yazıda, "İsveç'in, partisinin çıkarlarını, ülke güvenliğinden önde tutan bir başbakanı var" ifadelerini kullandı. Haberde Başbakan sorumsuzlukla eleştirilirken, Johnson'ı güvenoyundan kurtarmak ve hükümeti korumak pahasına, Kakabaveh'e verilen tavizin acınası olduğuna dikkat çekildi. "Anderson İsveç'in çıkarlarına değil, partisinin çıkarlarına göre hareket ediyor" sözlerinin sarf edildiği yazıda, Türkiye'nin "ülkenin PKK ile ilişkileri kesmesi" konusundaki kararlı tutumunun göz ardı edildiğine değinildi. ÜLKENİN GÜVENLİĞİNİ RİSKE ATTI "Ülkenin geleceğinin satıldığı" ve "bu ödemenin sadece bir bakanı korumak için yapıldığı" vurgulanan yazıda, Anderson ve hükümetinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'la uzlaşma yoluna gitmesi gerektiği vurgulandı. Gazete, Adalet bakanının başarısız bir grafik çizdiğini, Anderson'ın 3 ay sonraki seçimleri kazanmak için siyasi imajını korumaya çalıştığını, bu yüzden bakanı korumak adına ülke güvenliğini riske attığını vurguladı. BÜTÇEYLE TEHDİT ETMEYE BAŞLADI Expressen, hükümetin en büyük vaadi olan emekli yardımını meclisten geçirmek için önümüzdeki hafta yapılacak ek bütçe oylaması öncesi, Kakabaveh'in yeni talep listesini hükümetin önüne koyduğunu yazdı. PKK'lı vekilin "PKK ve uzantılarına destek" konusunda hükümetle yeni müzakereler talep ettiğini belirten gazete, Kakabahev'in şartlarının kabul edilmemesi halinde hükümet bütçesi oylamasında ret oyu verebileceği tehdidine yer verdi. Gazeteye konuşan Kakabahev, "Eğer bu hafta benimle masaya oturup gelecekte ne yapacaklarını tartışmazlarsa, bu durum bütçe oylamasını etkileyecektir" dedi. İSTİHBARATI UZAK TUTUN TALEBİ Oyu karşılığında Kakabahev'in, İsveç'te yaşayan 130'dan fazla PKK'lı teröristin hayatlarını daha rahat ve istihbarat birimlerinden uzakta yaşaması gerektiğini talep ettiği belirtildi. Ayrıca PKK destekçisi vekilin Türkiye'ye uygulanan silah ambargosunun da devam etmesini talep ettiği kaydedildi. Bütçe oylaması, 3 ay sonra sandığa gidecek hükümet için büyük önem arz ediyor. Zira Anderson'ın partisi Sosyal Demokratlar'ın en büyük vaatlerinden biri emekliye yapılacak ek yardımlar olacaktı.

1 yıl önce

ASİMED Başkanı Eğilmez: Başbakanları PKK tarafından öldürülen İsveç, terör örgütünün yanında olmaya devam ediyor

Rusya'nın 24 Şubat'ta Ukrayna'yı işgale başlaması, başta Avrupa kıtasında olmak üzere küresel güvenlik ortamının yeniden değerlendirilmesine neden olduğunu ifade eden Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, "II. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da görülen en büyük savaşın kıtanın diğer ülkelerine yayılma ihtimali, özellikle NATO üyesi olmayan ülkelerde güvenlik kaygılarını artırdı. NATO'nun 5. maddesinin olanak sağladığı güvenlik garantisinden yararlanmak isteyen ilk ülke, Rusya ile bin 300 kilometre sınır paylaşan Finlandiya oldu. Hemen ardından İsveç de NATO'ya katılım talebini ilan ederek yaklaşık 200 yıldır takip ettiği tarafsızlık politikasını sonlandırdı" dedi. "TÜRK DEVLETİ YÜKSEK SESLE İTİRAZ EDİYOR" Türkiye'nin, 1952'den bu yana üye olduğu NATO'nun açık kapı politikasını destekleyen bir tutum izlediğini belirten Eğilmez, "Soğuk savaş sonrası dönemde 1999 ve 2004'de eski Sovyet bloku ülkelerinin ittifaka katılmasını da destekledi. Ancak NATO'nun en güçlü üyelerinden biri olan Türk Devleti, Finlandiya ve özellikle de İsveç'in taleplerine haklı gerekçeler ve yüksek bir sesle karşı çıktı. Bu iki İskandinav ülkesinin, Türkiye'nin terörle mücadelesine destek vermemesi ve hatta PKK terör örgütünün Suriye kolu olan YPG'yi doğrudan desteklemesinin yanında terör örgütü mensuplarına ev sahipliği yapması, özellikle İsveç'in açıkça terör örgütüne açıktan askeri ekipman ve mali destek sağlaması, Türkiye'nin itirazının temel sebepleridir. Her iki ülke de, 2019 yılında Suriye'nin kuzeyinde gerçekleştirilen ve terör örgütü YPG'yi hedef alan Barış Pınarı harekâtının ardından Türkiye'ye silah ambargosu uyguladı. Bu da Ankara açısından iki ülkenin NATO'ya katılımını sorunlu kılan en önemli problemler olarak öne çıkıyor. Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya üyelikleri ile ilgili olarak gündeme getirdiği bir başka argüman ise, daha önce NATO'dan ayrılan Yunanistan ve Fransa'nın ittifaka dönüş süreçleri oldu. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, soğuk savaş dönemi sırasında Fransa ve Yunanistan'ın, daha önce ayrıldıkları NATO'nun askeri kanadına dönme başvurularına Türkiye'nin onay vermesini büyük bir hata olarak niteledi ve bu hatanın bir daha tekrarlanmayacağını vurgulayarak, Türk Devleti'nin terör destekçisi İsveç'e karşı çok dikkatli olacağının altını çizdi. Sorunun çözümü için Türkiye, özellikle İsveç'ten kendi güvenliğini tehlikeye attığını düşündüğü davranışlardan ve siyasetten vazgeçmesini, PKK terör örgütüne askeri ve mali desteği kesmesini ve örgüt üyelerine ev sahipliği yapmaya son vermesini istiyor. Ayrıca başta İsveç olmak üzere NATO ülkelerinin Türkiye'ye uyguladığı silah ambargosunun da kalkmasını talep ediyor" diye konuştu. "BAŞBAKANLARINDAN OLOF PALME PKK TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ" Başbakanlarının PKK tarafından öldürülmesine rağmen İsveç'in terör örgütünün yanında olduğunu kaydeden Eğilmez, "Aslında İsveç ile terör örgütü PKK arasında özellikle İsveç ve dünya kamuoyundan saklanmış ve unutturulmaya çalışılan ilginç olduğu kadar trajik bir ilişki var. PKK sevdalısı İsveç'in başbakanlarından Olof Palme 28 Şubat 1986 tarihinde eşi Lisbet Palme ile sinemadan çıktıkları esnada suikasta kurban gitti. Ne tuhaftır ki İsveç saklamaya çalışsa da eldeki deliller ve farklı kaynaklar tarafından gelen ifadeler ile istihbarat raporları bu suikastı PKK terör örgütünün işlediğini açıkça ortaya koyuyor. İsveç polisinin, PKK itirafçılarından aldığı bilgiye göre Palme'ye suikast planı, Suriye'nin başkenti Şam'da yapılan bir toplantı sırasında kararlaştırılmıştı. Terörist elebaşı Öcalan kendisine muhalif örgüt üyelerinin İsveç'te barındırılmasının yanı sıra İsveç'e sığınma ve örgütün merkezini Suriye'den bu ülkeye taşıma talebinin reddedilmesi üzerine bu suikastın talimatını vermiş ve sonrasında da bu suikast gerçekleşmişti. Bu durum terörist ele başlarından Şemdin Sakık tarafından da açık bir şekilde teyit edilmiştir. Ayrıca ifadesine PKK'nın, diğer Avrupa ülkelerinin de tepkisini çeker endişesiyle bu suikastı üstlenmediğini ve gizli tutulduğunu eklemiştir. Palme'nin öldürülmesinden tam 36 yıl sonra İsveç'in PKK ile ilişkisine bakıldığında aklımıza Stokholm Sendromu geliyor. Olof Palme suikastının arkasında olduğuna dair birçok delil bulunan PKK, İsveç devleti tarafından korunup kollanıyor. PKK'ya bağlı sivil toplum kuruluşları İsveç'te rahatça faaliyet gösteriyor, İsveç medya organları teröristlerin propagandasını yapıyor, sivil toplum örgütleri para toplayıp teröristlere finansman sağlıyorlar. İsveç devlet yetkilileri de PKK terör örgütünün Suriye kanadı PYD/YPG temsilcileriyle sıkı bir ilişki içerisinde olmaya devam ediyor. Bizzat İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde'nin PKK/YPG terör örgütü temsilcileriyle buluşma fotoğrafları basına servis ediliyor. İsveç'in PKK/YPG'ye yılda 376 milyon dolar yardımda bulunduğu ilan ediliyor. Yani İsveç 1986 yılında yaşadığı travmatik deneyimle, faillere karşı duygusal bir bağ kurmuş gibi. İsveç Başbakanı Olof Palme'nin katili olduğuna dair birçok delil ve ifade bulunan PKK terör örgütüne ülkesini açan, PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG'ye siyasi ve maddi destek veren İsveç hükümeti yeni bir Stockholm Sendromu yaşıyor gibi" şeklinde konuştu. Eğilmez, "Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, İsveç'in terör örgütüne verdiği destek son bulmadığı ve savunma sanayi iş birliği konusunda değişikliğe gidilmediği ve bu konularda yazılı taahhütler verilmediği sürece NATO'ya kabul edilmeyeceğini açıkça beyan etmesi son derece doğru ve tutarlı bir adımdır. Biz de dernek olarak İsveç'in tüm sivil toplum örgüleri ve basın yayın kuruluşlarına terör örgütü PKK'nın İsveç başbakanı Olof Palme'in katili olduğunu anlatan dosyaları gönderip, Türk kamuoyunun tüm olan bitenden haberdar olduğunu ve her zaman devletinin arkasında duracağını ilan etmiş durumdayız" açıklamalarında bulundu.

1 yıl önce

PKK’lılara ev sahipliği yapan Finlandiya Başbakanı Sanna Marin: Terör konusunda Türkiye'nin kaygıları yersiz

Teröre açıkça verdikleri destekle sıkça gündeme gelen İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya girmeleri önünde tek engel Türkiye. Son zamanlarda İsveç'ten Türkiye'nin talepleriyle ilgili olumlu yanıtlar gelirken, Finlandiya'dan ise çelişkili açıklamalar gelmeye başladı. Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, dün akşam yaptığı açıklamada, "Şahsen Türkiye'nin dile getirdiği itirazların çoğunun asılsız olduğunu görüyorum. Örneğin terörü desteklemiyoruz" dedi. "PKK'yı uzun zamandır terör örgütü olarak gördük" diyen Marin, Finlandiya'nın NATO'ya katılmasının önünde hiçbir engelin olmadığını da dile getirdi. Türkiye'nin korkularının 'yersiz' olduğunun altını çizen Marin, Türkiye'nin kendilerini 'rehin' tutması durumunda hem Finlandiya hem de İsveç'in işleri ilerletmek için yapabileceği çok az şeyi olduğunu dile getirdi. Sanna Marin, "Katılmamız için herhangi bir engel olmamalı" dedi. Bunun için de konunun ay sonu Madrid'de yapılması planlanan NATO Zirvesi'nde konunun çözüme ulaşmasını istediğini söyledi. Marin, Türkiye'nin NATO'ya üye olmak isteğini ifade etmeden önce kendilerini desteklediklerini, ancak başvuru kararının ardından bu görüşten vazgeçtiklerini iddia etti. Aynı zamanda Başbakan, bugün yapılacak Brüksel görüşmelerinin önemine de dikkat çekti. Belçika'da bugün İsveç ve Finlandiya'nın NATO ba şvuruları hakkında resmi düzeyde görüşmeler yapmak üzere Türkiye, Finlandiya ve İsveç'ten temsilciler Brüksel'de toplanacak. FİNLANDİYA'NIN TERÖR SABIKASI KABARIK Türkiye’nin teröre verdiği destek nedeniyle NATO’ya katılmasını reddettiği ülke Finlandiya'da geçmişte yaşanan olaylar gündeme geldi. METRODA ÖCALAN AFİŞİ Finlandiya'nın başkenti Helsinki'deki metrolarda bulunan ekranlarda PKK elebaşı 'Öcalan'a özgürlük' afişlerinin yayınlanması büyük tepki toplamıştı. FETÖ VE PKK'LILARI DELİLLERE RAĞMEN İADE ETMEDİLER Türkiye, Finlandiya'dan 6'sı FETÖ, 6'sı PKK olmak üzere terör örgütü bağlantılı toplam 12 kişiyi, İsveç'ten de 10'u FETÖ, 11'i PKK olmak üzere toplam 21 kişinin iadesiyle ilgili süreci başlattı. Mahkeme kararları ve deliller doğrultusunda yapılan 33 iade talebinden hiçbirine olumlu yanıt vermedi. Finlandiya Parlamentosu milletvekili Johan Kvarnström, FETÖ'cü ve PKK'lı teröristleri sınır dışı etmeyeceklerini ifade etmişti. 'TERÖRİSTLER MASUM İNSANLAR' Terör örgütlerine verdikleri destek nedeniyle Türkiye'den NATO konusunda veto yiyen Finlandiya Parlamento Başkanı Matti Vanhanen teröristleri 'masum insanlar' olarak tanımlayarak 'Masum insanları iade edemeyiz' ifadelerini kullanmıştı.

1 yıl önce

Erdoğan'dan peş peşe diplomasi trafiği: Estonya ve İngiltere Başbakanı ile görüştü!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. "UKRAYNA'DAKİ TAHILIN GÜVENLİ ŞEKİLDE ÇIKARILMASI GEREKİYOR" Görüşmede, savunma sanayii işbirliği başta olmak üzere Türkiye-Birleşik Krallık ilişkileri ve Rusya-Ukrayna savaşı dahil bölgesel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, Ukrayna’daki tahılın güvenli şekilde ülkeden çıkarılması için mutlaka çözüm bulunması gerektiğini belirtti. ESTONYA BAŞBAKANI İLE DE GÖRÜŞTÜ İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Estonya Başbakanı Kaja Kallas ile telefonda görüştüğünü duyurdu. Görüşmede, Türkiye-Estonya ilişkileri ve Rusya-Ukrayna savaşı dahil bölgesel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, Ukrayna ve Rusya’yı müzakerelere dönmeye teşvik ettiklerini, savaşın insani alanda yol açtığı olumsuzlukların azaltılabilmesi için de girişimlerine devam ettiklerini aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel gıda krizinin önüne geçme noktasında etken olacak Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracı için Birleşmiş Milletler’le birlikte müşterek gayret içerisinde olduklarını vurguladı.

1 yıl önce

Eski Irak Başbakanı Maliki: PKK terör örgütüdür

Güney, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Kanun Devleti Koalisyonu lideri Maliki ile Irak iç siyasetini ve Türkiye-Irak arasındaki ortak gündem konularını ele aldıklarını ifade etti. Güney, terör örgütü PKK'nın Irak'taki varlığına da değinildiğini belirttiği görüşmede Maliki'nin "PKK'nın bir terör örgütü olduğunu vurguladığını" ve bundan memnuniyet duyduklarını kaydetti. Maliki'nin başını çektiği Kanun Devleti Koalisyonu ekim ayında yapılan seçimlerde 34 milletvekili çıkarmıştı. Seçimin galibi Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'a bağlı 73 milletvekilinin istifa etmesinden sonra Maliki'nin Meclis'teki sandalye sayısının 45'i bulması bekleniyor. Sadr'ın vekillerinin yerine gelecek yeni kişiler bugün Meclis'te yemin ederek görevlerine başlayacak. Böylece hem Maliki hem de Haşdi Şabi'ye bağlı siyasi uzantılar ve bağımsız vekillerin Meclis'teki sayılarında artış bekleniyor.

1 yıl önce

Almanya Başbakanı Olaf Scholz: Enflasyonda tarihi bir zorlukla karşı karşıyayız

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Almanya'daki fiyat artışlarına karşı ortak araçlar geliştirmek için işverenler ve sendikaların üst düzey temsilcileri ile yüksek enflasyon ve enerji fiyatlarını ele almak üzere bir araya geldi. Görüşme öncesi değerlendirmelerde bulunan Scholz, "Mevcut kriz birkaç ay içinde bitmeyecek." ifadesini kullandı. Scholz, bu durumun yakın gelecekte değişmeyeceğine hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi. Enflasyon ve enerji fiyatlarına ilişkin "Tarihi bir zorlukla karşı karşıyayız" diyen Scholz, ülke olarak ancak el ele verilmesi ve birlikte çözümler üretme konusunda anlaşılması halinde enflasyon krizinin üstesinden gelinebileceğini, söz konusu zorluk karşısında "birlikte olunmasının" büyük önem taşıdığını kaydetti. Scholz, işveren ve sendika temsilcileriyle enerji ve enflasyon konusunda düzenli olarak bir araya geleceklerini de bildirdi. Bu arada, Avro Bölgesi'nde mayısta yüzde 8,1 olan yıllık enflasyon, enerji ve gıda maliyetlerinin artmaya devam etmesiyle haziranda yüzde 8,6'ya çıkarak kayıtlardaki en yüksek seviyeye ulaşmıştı.

1 2 ... 5 6 7 8 9 10 11 ... 15 16