19 Mayıs Pazar 2024
3 yıl önce

Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin davada 3 tanığın bilgisine başvuruldu

Orta Doğu'nun etkin gazetecilerinden Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın, 2 Ekim 2018'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda katledilmesine ilişkin 26 sanığın yargılandığı davanın İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmasına, haklarında yakalama kararı bulunan firari 26 sanık katılmadı. İstanbul Barosu tarafından görevlendirilen bazı avukatların, sanıkları temsil ettiği duruşmada, Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı müşteki Hatice Cengiz ile avukatı da hazır bulundu. Duruşmada daha önce alınan ara karar gereği tanık olarak dinlenilmesine karar verilen 3 kişinin bilgisine başvuruldu. Tanıklardan İstanbul Koruma Şube Müdürlüğü görevlisi ve dönemin Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosu Al Otaıbı'nın koruması M.E.S, başkonsolosun olay tarihinde yıllık izinde olduğunu ve bu nedenle kendisine de olay günü için "izin yap" dediğini belirterek, "Herhangi bir şeyden şüphelenmedim." dedi. Araçta hep Arapça konuşulduğunu ve Arapça bilmediği için anlamadığını aktaran M.E.S, "Başkonsolosun şoförü Hakan da olay günü izinliydi ama Hakan'ı o gün arayarak çağırmış. Beni çağırmadı. Hakan'a sorduğumda bana, 'Büyükçekmece'de alışveriş yaptığını, sonrasında konsolosun amcasının oğlunu havalimanına bıraktığını' söyledi. Başkonsolos olaydan bir hafta sonra çıkış yaptı." diye konuştu. "Ne malum parçalara ayırıp götürmedikleri" Tanıklardan Hikmet Çetinkaya da Turan Kışlakçı'nın kendisini arayarak şoförlük yapmasını istediğini, olaydan sonraki gün konsolosluğa gittiklerini ve konsolosluk önünde gazeteciler dahil bir çok kişinin olduğunu anlatarak, "Konsoloslukta beklerken araçların giriş çıkışını yönlendiren vale gibi biriyle konuştum. Bu kişinin bana, 'Bunların nasıl bir devlet olduğunu bilmiyor musunuz? Uzaklaşın, boşuna beklemeyin' demesi üzerine, ben de 'Kameralar var, nasıl çıkaracaksınız, kaybolamaz' dedim. Aynı kişi bana, 'Ne malum parçalara ayırıp götürmedikleri' dedi." ifadesini kullandı. Başkonsoloslukta şoför olarak çalışan tanık Edip Yılmaz da, gördüğü herhangi bir şey olmadığını ve olaydan bir gün sonra haberlerinin olduğunu aktararak, "Olay günü biz eksi 3. kattaydık. Bizim bulunduğumuz odanın kapısını kapattı güvenlik müdürü. 'Ben gelmeden çıkmayın' dedi. Kapı 20 dakika kapalı kaldı. Daha sonra kapı açıldı. Yarım saat sonra dışarı çıktım. Olağanüstü bir şey vardı ama ne olduğunu anlayamadık. Ben Cemal Kaşıkçı'yı hiç görmedim. Eksi 3. katta bomba patlasa duymayız. Başkonsolosun, çalışan şoförler aracılığıyla haber göndererek rezidansa kimse gelmesin' dediğini, hatta özel şoförünün denediğini, onu bile almadığını duyduk." şeklinde konuştu. "Turan Kışlakçı'yı neden dinlemiyorsunuz?" Tanık ifadelerinin ardından beyanlara karşı diyeceği sorulan müşteki Hatice Cengiz, mahkeme heyeti başkanına, "Turan Kışlakçı'yı neden dinlemiyorsunuz?" diye sordu. Başkan da, "Turan Kışlakçı'yı tanık olarak çağırmışız. Gelmediği için hakkında zorla getirme kararı çıkarmışız." dedi. Söz alan Hatice Cengiz'in avukatı Ali Ceylan ise, "Amerikan (CIA) istihbarat raporunun dosyaya getirilmesini talep ediyoruz, dosyada olmayan isimler hakkında ihbarda bulunulmasını talep ediyoruz." dedi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Amerikan istihbarat raporunun getirilmesi talebini, davaya katkı sağlamayacağı ve tarafların bu konuda savcılıklara başvuru hakları olduğu gerekçesiyle reddetti. Sanıklarla ilgili yakalama kararları ile Turan Kışlakçı'nın aralarında bulunduğu dinlenilemeyen tanıkların zorla getirme kararlarının devamına hükmeden heyet, duruşmayı 8 Temmuz'a erteledi. Hatice Cengiz'den açıklama Duruşmanın bitmesinin ardından Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde avukatıyla birlikte bir açıklama yapan Hatice Cengiz, "Tanıklar dinlenildi. Biz mahkemeden, yeni açıklanan rapor kapsamında, ortaya çıkan yeni delillerin de davaya eklenmesini istedik. Bundan sonraki süreci avukatlarla beraber takip edeceğiz. Onun dışında söylenebilecek, bu en son yayınlanan rapor, doğrudan veliahta bir sorumluluk yüklüyor. Bu kapsamda mahkeme sürecine dahil olmasını istiyorum." dedi. İddianameden Orta Doğu'nun etkin gazetecilerinden, Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de girdiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmüştü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 117 sayfalık iddianamede, Kaşıkçı'nın öldürülmesi eylemini gerçekleştirmek üzere görevlendirme yapıp diğer sanıklara gerekli talimatları veren sanıklardan Ahmet bin Muhammed el-Asiri ve Suud el- Kahtani'nin "tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor. Sanıkların en başından itibaren maktul Kaçıkçı'yı, Suudi Arabistan'a götürmek, kabul etmediği takdirde öldürmek üzere fikir birliği ve ortak suç işleme kararıyla hareket ettikleri, eylemi tüm ayrıntılarıyla planlayıp iş bölümünü gerçekleştirdikleri kaydedilen iddianamede, sanıkların suça doğrudan katıldıkları ve sonuç olarak ortak hakimiyet alanına aldıkları Kaşıkçı'yı boğarak öldürdükleri ifade ediliyor. İddianamede, sanıklardan Mansur Osman Abu Hüseyin, Maher Abdulaziz M. Mutreb, Salah Muhammed A. Tubaigy, Mustafa Muhammed M. Al-Madani, Saif Saad Q. el-Kahtani, Thaar Ghaleb T. Alharbi, Badr Lafi M. Alotaibi, Turki Musharraf M. Alshehri, Fahad Shabib A. Albalawi, Waleed Abdullah M. Alshehri, Muhammed Saad H. Alzahrani, Naif Hasan S. Alarifi, Abdulaziz Muhammed M. Alhawsawi, Halid Aedh G. Alotaibi, Meshal Saad M. Albostani, Muflih Shaya M. Almuslih, Ahmed Abdullah A. Almuzaini ve Saad Muid Alqarni'nin, "tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. Birleşen iddianame Soruşturmasını sürdüren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Kaşıkçı cinayetine ilişkin Suudi Arabistanlı firari 6 şüpheli hakkında ikinci bir iddianame hazırlanmıştı. Bu iddianamede de, Türkiye'ye gelen şüpheliler Ahmed Abdulaziz M. Aljanobi, Halid Yahya M. Alzahrani, Muhammed İbrahim A. Alzaid ve Obaid Ghazi A. Alasaadi'nin konsolosluk binasında, konutunda ve araçlarda cinayetten sonra delilleri yok ettikleri belirtilmiş, bu nedenle Kaşıkçı'nın cesedi veya cesede ait herhangi bir iz ve emare bulunamadığı kaydedilmişti. Şüphelilerden 2'sinin ağırlaştırılmış müebbet, 4'ünün 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen bu iddianame de mahkemece kabul edilerek davayla birleştirilmişti. Böylece davada sanık sayısı 26 olmuştu.

3 yıl önce

Emniyet'ten 'polislerin şiddete uğrayan kadınların başvurularını kabul etmediği' iddialarına yanıt

Emniyet Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklama şöyle; “Son günlerde polislerin şiddete uğrayan kadınların başvurularını kabul etmediği ve tedbir kararlarının mahkemeler tarafından reddedildiği yönündeki iftira kampanyası devam ediyor. Söz konusu iftira kampanyasının nöbetçiliğini bugün de HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan devraldı. Buldan, grup konuşmasında, günler öncesinde yalanladığımız iddiayı yeniden gündeme getirerek, “Polisler şiddete uğrayan kadınların başvurularını almamakta ve mahkemeler koruma kararları vermemektedir” ifadesini kullandı. Türk Polis Teşkilatı olarak aile içi ve kadına yönelik şiddetin son bulması için attığımız adımlar ve hassasiyetimiz en üst seviyededir. Terör örgütünün sözde lider kadrosunun Kandil’de kız çocukları ve kadınlara yönelik istismar ve tacizleri kamuoyuna yansımışken, bunları grup toplantılarında gündeme getiremeyenlerin, Türk Polis Teşkilatı’nı kirli bir iftiraya alet etmesi manidardır. Daha önceki açıklamamızda belirttiğimiz üzere, yapılan incelemelerde, karakola başvuran kadınların geri çevrildiği iddiasını doğrulayan herhangi bir somut olay bilgisine ulaşılamamıştır. Mağdurun, şiddet uygulayan kişiden şikâyetçi olmadığı veya herhangi bir tedbir istemediği durumlarda dahi aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele birim amirleri tarafından her vaka ayrı ayrı ele alınmakta ve riskli olduğu tespit edilen vakaların takibi titizlikle yapılmaktadır. İftira kampanyalarının aksine Türk Polis Teşkilatı olarak aile içi ve kadına yönelik şiddete karşı her zaman aile bireylerinin ve kadınlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz.”

3 yıl önce

Bakan Varank: KOSGEB başvuruları pazartesi başlıyor

Bu açıklamanın ardından HDP'den cevap gecikmedi. HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Ağıralioğlu'nu kastederek bir tweet attı. Kenanoğlu, "Yavuz it havlamış yine…!" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Twitter mavi tik başvurularını askıya aldı

Twitter yıllar sonra yeniden açtığı hesap doğrulama başvurularını, bir hafta topladığı formların ardından inceleme yapabilmek için durdurdu. Twitter sadece 8 gün açık tuttuğu hesap doğrulama başvurularının incelenerek yeniden açılacağını ifade etti. Twitter’da mavi tik almak isteyenler 2017’den beri bu formun açılmasını bekliyordu. The Next Web'de yer alan bilgilere göre doğrulama altı ayrı kategoride yapılacak. Twitter'dan mavi tik alabilecek kişisel ve kurumsal hesaplar ise şöyle sınıflandırılacak: resmi kurumlar, şirketler, haber kuruluşları ve gazeteciler, spor ve oyun, aktivizm ve etkisi bulunan diğer kişiler. Doğrulama özelliği kademeli olarak kullanıcılara sunuluyor. Bu nedenle kullanıcıların hesaplarında doğrulama bölümünü görmesi birkaç günü bulabilir. 

2 yıl önce

Emniyet uyardı: E-devlet üzerinden bayram harçlığı başvurusu paylaşımlarına kanmayın

Dolandırıcıların siber ortamda geliştirdikleri yöntemlerle yaşanan mağduriyetlerin önüne geçebilmek için Emniyet Genel Müdürlüğü, özellikle yaklaşan bayram öncesi yeni bir uyarı paylaşımı yaptı. UYARI SİBERAY'DAN: "BAYRAM HARÇLIĞI BAŞVURUSU PAYLAŞIMLARI ASILSIZDIR" Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının güvenli internet kullanımı için vatandaşlara rehberlik amacıyla başlattığı SİBERAY programının Twitter hesabından yapılan uyarıda, vatandaşlardan sosyal medyada "E-Devlet üzerinden bayram harçlığı başvurusu" ifadesinin bulunduğu ciddiyetsiz ve asılsız paylaşımlara itibar etmemeleri istendi. "KENDİ HESAPLARINIZDAN DA PAYLAŞMAYIN" SİBERAY'ın paylaşımında, "Bu tür içerikleri kendi hesaplarımızdan paylaşarak dezenformasyona alet olmayalım. Kamu hizmeti sağlanan elektronik ortamları bilgi kirliliğinden uzak tutalım." ifadelerine yer verildi.

2 yıl önce

Ad ve soyadı değişikliği başvurusu e-Devlet’te

İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü e-hizmetlerine bir yenisini ekleyerek “İl/İlçe İdare Kurulu Kararı ile Ad veya Soyadı Düzeltilmesine İlişkin Başvuruların Alınması” hizmetini E-Devlet Kapısına taşıdı. Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda yapılan düzenleme sonucu kişinin iki yıl içerisinde yerleşim yerinin bulunduğu nüfus müdürlüğüne yazılı olarak başvurması kaydıyla; Soyadı Kanunu'nun 3'üncü maddesine aykırı yazılan, yazım ve imla hatası veya düzeltme işareti kullanılmasından kaynaklanan anlam değişlikleri bulunan ad ve soyadları il ve ilçe idare kurulunun vereceği kararla bir kereye mahsus mahkeme kararı aranmaksızın değiştirilebilmesinin önü açılmıştı. Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa eklenen geçici madde ile belirlenen süre 3 yıl daha uzatıldı. Ayrıca maddenin geçerliliği için belirlenen sürenin bitmesi üzerine tekrar bir süre uzatımına gidilmesi ihtiyacı duyulduğu taktirde kanun değişikliğine gidilmeden Cumhurbaşkanlığı makamınca sürenin uzatılabilmesi sağlandı. Bunun yanı sıra maddeye eklenen yeni hüküm ile genel ahlaka uygun olmayan ve toplum tarafından gülünç karşılandığı değerlendirilen adlarında mahkeme kararı aranmaksızın il veya ilçe idare kurullarınca değiştirilebilmesine olanak tanındı. SON TARİH 6 ARALIK 2022 Yazım ve imla hatası veya düzeltme işareti kullanılmamasından kaynaklanan anlam değişiklikleri bulunan, genel ahlaka uygun olmayan, toplum tarafından gülünç karşılandığı değerlendirilen ad ve soyadlarının il ve ilçe idare kurulunun vereceği kararla bir kereye mahsus mahkeme kararı aranmaksızın değiştirilebilmesine olanak sağlayan uygulamadan vatandaşlarımız 6 Aralık 2022 tarihine kadar faydalanabilecek. 275 BİN KİŞİ SOYADINI, 121 BİN KİŞİ İSE İSMİNİ DÜZELTTİ Yapılan bu düzenlemelerle ad ve soyadların düzeltilmesine yönelik mahkemelerin iş yükü azaltıldığı gibi bürokratik süreçler de kısaltıldı. Bu sayede 2017 yılından bugüne kadar 275 bin 808 kişi soyadını, 121 bin 65 kişi ise ismini düzeltti.

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı: Açık Kapı Birimleri bugüne kadar 6 milyona yakın başvuruya cevap verdi

İçişleri Bakanlığından yapılan açıklama şöyle; “Açık Kapı Birimleri; 2017 yılından bu yana kamu hizmetleriyle ilgili vatandaşlarımızın istek, talep ve şikayetlerini alarak, en kısa sürede sonuçlandırmaktadır. Aynı zamanda danışmanlık ve yönlendirme hizmetleri vermektedir. Bugüne kadar ülke genelinde 6 milyona yakın başvuruya cevap verilmiştir.”

2 yıl önce

İŞKUR'un yeni istihdam taahhüdü kapsamında İşbaşı Eğitim Programı'na başvurular başladı

programa dahil edilen gençler istihdam edilme fırsatını yakaladıkları gibi aynı zamanda işe girerken hep sorulan "deneyiminiz var mı?" sorusunu da bu program sayesinde olumlu olarak cevaplıyorlar. İşbaşı Eğitim Programı son haftalarda İŞKUR'un bu konuda yeni bir düzenleme yapılacak olması nedeniyle durdurulmuştu. Geçtiğimiz hafta içerisinde İşbaşı Eğitim Programı'nda yeni bir döneme girildi ve yeni istihdam taahhüdü kapsamında başvurular alınmaya programlar açılmaya başlandı. ÖZELLİKLERİ NELER? Talepleri uygun görülürse, işyerlerine mevcut istihdamlarının yüzde 10'una kadar işbaşı eğitim programı katılımcısı alma hakkı tanınıyor. İşyerleri bu kapsamda en az 3 ay süreyle tanınan kontenjan dahilinde İŞKUR katılımcılarını eğitim içerikli olarak çalıştırıyor. Bu sürenin tamamlanmasından sonra, işyerlerinin bu kişilerin en az yüzde 50'sini olmak üzere, yine en az program süresi kadar istihdam etmeleri gerekiyor. Bu sayede katılımcılar hem işgücü piyasasına girerek deneyim kazanıyor hem de işyerleri ileride istihdam edecekleri işgücünü yerinde görerek tanıma fırsatını yakalamış oluyor. PROGRAMLARIN SÜRESİ Bu programlara giren işgücü hem bu sürede İŞKUR'dan mali destek alıyor hem de kısa vadeli sigorta kolları ve Genel Sağlık Sigortası primlerini devlet ödüyor. İşverenler de istihdam edecekleri kişileri daha bilinçli seçerek avantaj yakaladıkları gibi, bu eğitim dönemindeki maliyetlere de katlanmak zorunda kalmıyor. İşbaşı Eğitim Programı, bilişim ve imalat sektörlerindeki işyeri ve mesleklerde en fazla 6 ay, diğer sektörlerde ise en fazla 3 ay uygulanabiliyor. Siber güvenlik, bulut bilişim, oyun geliştirme uzmanı ve kodlama gibi gelecekte çok önemli hale gelecek olan, özel uzmanlık gerektirecek faaliyetlerde, program süresi 18-29 yaş arası gençler için en fazla 9 ay olarak uygulanabiliyor. İşbaşı eğitim programlarında çalışılan sürenin hesabında kanuni haftalık süresi esas alınıyor. Buna göre, programlar günde en az 5 en fazla 8 saat olmak üzere ve haftada 6 günü aşmamak kaydıyla haftalık kanuni 45 saati geçmeyecek şekilde planlanabiliyor. KİMLER KATILABİLİYOR? İŞKUR'un açıkladığı koşulları sağlayanlar programdan yararlanabiliyor: - Kuruma kayıtlı işsiz olmak, - 15 yaşını tamamlamış olmak, - İşverenin birinci veya ikinci dereceden kan hısmı veya eşi olmamak, - Emekli olmamak, - Programın başlama tarihinden önceki üç aylık dönemde programa başvuru yapan işverenin çalışanı olmamak, - Program başlangıcından önceki son 1 ayda uzun vadeli sigorta kollarına ait primi yatırılmamış olmak, - İş ve meslek danışmanlığı hizmetlerinden faydalanmış olmak. Öğrenciler, isteğe bağlı sigortalı olanlar ve tarımsal faaliyetlerde bulunanlar da bu programlara katılabiliyorlar. İŞKUR KARŞILIYOR Programdan katılımcılara maddi destekler İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanıyor. Bu bağlamda karşılanan giderler aşağıdaki gibi sıralanıyor: - Katılımcı zaruri gideri (Günlük 108.68 TL, öğrenciler için 81.51 TL, işsizlik ödeneği alanlar için 54.34 TL) - İş Kazası ve Meslek Hastalığı Sigortası Primi ve Genel Sağlık Sigortası Prim Giderleri Bir başka husus da kadın katılımcılara yönelik. Buna göre; sanayi sektöründeki mesleklerde düzenlenecek işbaşı eğitim programlarına katılan kadınların bakmakla yükümlü oldukları 2-5 yaş arası çocukları için aylık 400 TL bakım desteği program süresince karşılanıyor. İSTİHDAM YÜKÜMLÜLÜĞÜ İÇİN SÜRE UZADI İŞKUR'un geçtiğimiz haftalarda hem programa ilişkin revizeler yapmak hem de başvuru prosedürünü kolaylaştırmak amacıyla İşbaşı Eğitim Programı başvurularını durdurması söz konusu olmuştu. Durdurma sonrası İŞKUR istihdam yükümlülüğü ile ilgili yeni bir düzenlemeyi hayata geçirdi. Buna göre 5 Kasım 2021 ve sonrasında başlayacak programlarda istihdam yükümlülüğü 60 günden az olmamak üzere en az iki katına çıkarılmış oldu. Böylelikle programın katılımcıları daha uzun süre istihdamda tutması hedefleniyor. Böylelikle işverenlerin programa ilişkin endişeleri de ortadan kaldırılmış oldu. Başvuru sürecine ilişkin olarak da yenilikler önümüzdeki günlerde hayata geçirilecektir.

1 2 3 4 5 6 7