02 Mayıs Perşembe 2024
1 yıl önce

Başörtüsü için anayasa teklifi! AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yazıcı duyurdu! Referandum olacak mı?

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, başörtüsü için anayasa teklifiyle ilgili soruları yanıtladı. Yazıcı'nın açıklamalarından derlenenler: Henüz netleşmedi ama önümüzdeki hafta Meclis'e gelebilir. Muhalefet destek verirse refaranduma gerek kalmaz. Seçimler 18 Haziran 2023'te yapılacak.

1 yıl önce

Meral Akşener’in başdanışmanı Aytun Çıray’ın başörtüsü düşmanlığı yaptığı görüntüleri ortaya çıktı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın emriyle geçtiğimiz günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye ve Irak’ın kuzeyinde yuvalanan terör örgütlerine karşı başlattığı Pençe-Kılıç Hava Harekatı’ndan üstü kapalı rahatsızlığını ifade eden İYİ Partili Altun Çıray’ın başörtüsü düşmanlığı yaptığı görüntüleri ortaya çıktı. https://twitter.com/bugunguncel/status/1595445405189345281?s=46&t=oEGKmGgfKK5P8Lor_dUNJw Başörtüsü yasağının laiklik hassasiyeti olduğuna vurgu yapan İP’li Çıray, kamu kurumları, TBMM Genel Kurulu, ilk ve orta öğretim okullarında yasaklanması gerektiğini ifade ediyor. 'DEVLET KURUMLARI, TBMM VE OKULLARDA YASAKLAYACAĞIZ' Çıray’ın İslam ve özgürlük düşmanlığı ifadeleri şöyle: “Bizim buradan sonraki laiklikle ilgili hassasiyetimiz şurada başlıyor. Birincisi kamu erkinin kullandığı her yerde başörtüsü yasağı devam eder devlet kurumlarında. Devlet erkini kullanan herkes bu yasağa uymak zorundadır. Devlet yönetiminde bulunan herkes bu yasağa uymak zorundadır. Devletin kılık kıyafet yönetmeliği vardır buna uyar. İkincisi TBMM Genel Kurulu bu vazgeçilmez şartlardan. Üçüncüsü ilk ve orta öğretimde başörtüsü yasağı olmaya devam eder. Çünkü ilk ve orta öğretim çocukların kendini tanımlama, yetişme, öğrenme, özgürce seçme dönemlerini kapsar. Pedagojik olarak hiç bir simge onlara verilemez. Bu başlangıçta onların seçme hakkını kullanmadan kafalarının kısıtlanması demektir.” GENEL BAŞKANI AKŞENER DE BAŞÖRTÜSÜ DÜŞMANLIĞI YAPMIŞTI İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in de başörtüsü özgürlüğü düşmanlığı içeren sözleri gündem olmuştu. Akşener, İçişleri Bakanı olduğu dönemde 28 Şubat kararlarını övmüş ve şu ifadeleri kullanmıştı: “Ben imza attım MGK kararlarına orada katılanlardan birisi olarak. Uygulanması gerektiğine gönülden inanıyorum. Ben uygulayacağım. MGK kararları uygulanacak. Kıyafet Yasası kuralları uygulanacak.”

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Herkesi başörtüsü teklifini desteklemeye çağırıyoruz

Türkiye'de son dönemde başörtüsünün yasal ve Anayasal güvence altına alınması gündeme geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, başörtüsüne yönelik kanun teklifi vererek bu konunun yasal güvence altına alınması gerektiğini açıkladı. Bunun ardından yasal teklifin yeterli olmayacağını belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konunun anayasal güvence altına alınması gerektiğini belirterek talimat verdi. Cumhur İttifakı paydaşlarının üzerinde çalıştığı Anayasa teklifi tamamlandı. Hazırlanan Anayasa değişiklik teklifi, TBMM'ye sunuldu. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki kabine toplantısının ardından millete seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu konuya değindi. Demokrasiyi savunan herkesi başörtüsü anayasa değişiklik teklifini desteklemeye çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullanarak açıklamalarda bulundu: Siyaseti halka dayanarak yapmak yerine küresel vesayet araçların ülkemizdeki temsilciliğine sığınarak yürütmeye kalkmak 1 asırlık Cumhuriyet tecrübesinden nasiplenmemiş demektir. Geçtiğimiz günlerde Meclis'e sunulan başörtüsü özgürlüğünü teminat altına almayı, aile kurumunu güçlendirmeyi amaçlayan anayasa değişikliği teklifi ülkemizin sorunlarını milli irade ile çözme kararlılığın son örneğidir. Herkesi bu teklifi desteklemeye çağırıyoruz. Demokrasiyi savunan herkesi başörtüsü anayasa değişiklik teklifini desteklemeye çağırıyoruz. Türkiye Yüzyılı'na girerken üzerinde önemle durmamız gereken husus milli meselelerde mutlaka birlik, beraberlik, dayanışma içinde hareket etmeyi başarabilmemizdir. Bu ülkenin hiçbir vatandaşının başka vatanı, devleti yoktur, başkalarını bilmeyiz. Yıkıcı değil, yapıcı rekabetle Türkiye Yüzyılı'nda rol alacağımıza yürekten inanıyorum. Sel felaketinin yaşandığı Antalya'da devletimiz tüm kurumları ile çalışmalarını sürdürüyor. Son kabine toplantımızın ertesi günü turizmcilerimizle biraraya gelerek ülkemize yaptıkları katkıları için teşekkür ettik. Aralık ayının ilk gününde MGK toplantımızı gerçekleştirdik. Şanlıurfa'da sokaklarından meydana kadar her yerde milletimizle coşkulu ve samimi şekilde kucaklaştık, hasret giderdik. TİSK Genel Kurulu'nda işverenlerimizle dünden bugüne ve yarına ülkemiz ekonomisini değerlendirdik. Cuma günü TRT World toplantısında dünyada olup bitenlerle ilgili görüşlerimizi katılımcılarla paylaştık. Aynı gün Bulgaristan Cumhurbaşkanı ile gerek ikili gerekse heyetlerarası görüşmelerimizi yaptık. Cumartesi günü Samsun'daydık. Bizleri muhabbetle bağrımıza vatandaşlarımızla bir araya gelerek toplu açılışlarımızı yaptık. Bu sabah İstanbul'da katıldığımız Türkiye İnovasyon Haftası vesilesiyle ülkemizin üreten, düşünen, tasarlayan gücünü bir kez daha görme imkanını bulduk. Ülkemize ve milletimize hizmetle dolu iki haftayı geride bıraktık. Bu hafta da yurt içi ve yurt dışında planladığımız çok sayıda programla ülkemize eser kazandırmayı, milletimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Covid 19 salgını sebebiyle milli mücadelenin sembolü, pekçok hadisenin 100. yılını coşkuyla değerlendirememiştik. Milli mücadele adımlarının her biri geçmişten geleceğe bir muhabesebe vesilesidir. Cumhuriyetimizin 100. yılını yaşamak lafla, şarkıyla, şiirle olmaz. Bizim için istiklalimize, istikbalimize yakışır eser ve hizmetlerle milletimizin karşısına çıkmak demektir. Dünyanın siyasi ve ekonomik olarak tarihi dönüşüm içine girdiği dönemde Türkiye Yüzyılı vizyonu çok daha hayati önem kazanmıştır. Kendi içimizde mutlaka hayata geçirmemiz gereken hususlar bulunuyor. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılında vaktimizi ve enerjimizi boşa tüketen tartışmaları artık geride bırakmalıyız. Sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuçları ummak sağlıklı zihnin hayata ve siyasete bakış tarzı olamaz. Yönetim sistemi tartışmalarından, büyük projelere yaklaşıma kadar sağlıksız bakış açısının örneklerini görmek bizi üzüyor. Yakın tarihte olup bitenlere dair kişisel görüşlerimiz ne olursa olsun hep birlikte ortak geleceğimize odaklanmalı, vaktimizi ve enerjimizi bu doğrultuda seferber etmeliyiz. Tarihimizi bir kavga, ayrışma, öfke alanı olmaktan çıkartıp, Türkiye Yüzyılı'na heyecanla, kararlılıkla bakabildiğimiz ölçüde bu millete olan sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getirebiliriz. Türkiye Yüzyılı ile evlatlarımızı nesillerin özlemi olan güvenlik ve refah seviyesine çıkarmak istiyoruz. Bu mücadeleyi 85 milyon hep birlikte yürüterek, tüm dost, kardeş, mazlum, insanlıkla elele vererek başarıya ulaştırabileceğimize inanıyorum. Ülkemizin ve milletimizin üzerinde karanlık hesaplar yapan emperyalist yapılara karşı aynı mücadeleyi tek vücut, tek yürek olarak vermek mecburiyetindeyiz. Hala milli iradenin gücü yerine emperyalistlerin inayetine bel bağlamak tarihten ders almamak demektir. Ülkemizle ilgili değerlendirmeleri yaparken küresel krizlerin, fırsatların önümüze çıkardığı fotoğrafı ihmal etmiyoruz. Sağlık ve güvenlik yanında enerjiden gıdaya insanlığın temel ihtiyaçlarını hemen tamamıyla ilgili sorunlar giderek artarken biz Türkiye'yi genel gidişten ayrıştıracak çalışmalara ağırlık verdik. Bu süreçte bizimle ciddi bedeller ödememize yol açan sıkıntılarımız oldu. Bu sorun bir dönem sınırlarımıza dayanan, şehirlerimizi tehdit eden terör saldırılarıydı. Kararlılık ve cesaretle uygulamaya koyduğumuz yeni güvenlik stratejisiyle tehditleri kaynağında yok ederek bu sürenin üstesinden önemli ölçüde geldik. Verdiği ağır kayıplara rağmen saldırılarını yeniden artırmaya çalışan terör örgütlerini bu saldırılarını yeniden arttıran sebepleri biliyoruz. Çirkin hesapları bir kez daha bozacağız. Küresel sorunların tetiklediği bir diğer sorun enflasyon ve hayat pahalılığı. Bu sorunun da iç ve dış sebepleri var. Dış sebeplerin istikrara kavuşmasının biraz vakit alacağı anlaşılıyor. İçeride kimi panikten kimi art niyetten kaynaklanan kurdaki ve maliyetteki artışlarla izah edilemeyen fahiş fiyat artışlarına karşı karşıya kaldığımız bir gerçektir. Ekim ayı işsizlik rakamları istihdamdaki artışın devam ettiğini devam etmektedir. Döviz rezervlerimizin, istihdamın arttığı dönemde daha kolay konularda kendi ayağımıza kurşun sıkamayız. Ülkenize güvenin, sahip çıkın. Ülkenize destek verin. Kısa vadeli endişe ve kazanç kaygılarınızla ülkenizin geleceğine zarar verecek her türlü tasarruftan uzak durun. Elbette herkes alın terinin karşılığı olarak kazanacaktır. Ülkenin ve milletin kaybettiği ortamda bireylerin kazancı gibi gözüken hesaplar aldatmacadan ibarettir. Yıllık enflasyonun birkaç ay içinde yüzde 40'lı rakamlara ineceği ortada iken hala etiketlerin başka hesaplarla belirlenmesi doğru değildir. Asgari ücret, memur ve emekli maaşları başta olmak üzere çalışanların refah seviyelerindeki gerilemeyi telafi etme yönündeki gayretlerimizin enflasyon maskesi arkasına sığınan haramzadeler tarafından akamete uğramasını izleyemeyiz. Bu ülkenin 85 milyon vatandaşının ortak geleceği, menfaati bizim için her bir ferdin kişisel kazanç hırsından önemlidir. Enflasyonu hedeflediğimiz şekilde 2023 sonunda yüzde 20'Rler seviyesine 2024'de tek haneli rakamlara düşürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Herkes hesabını 2023'de yüzde 20'ler seviyesinde yapsın. Aksi yönde hareket edenlerle biz hükümet olarak yetkimizi, milletimiz iradesini kullanarak gereken cevabı verecektir. Bir kez daha altını çizerek söylüyorum; hiç kimsenin işine, gücüne, alışına, satışına, kazancına, karına karşı değiliz. Karşı olduğumuz, sadece ekonomik kuralların değil akıl ve vicdan sınırlarının dışına taşan niyet ve eylemlerdir. Piyasa denilen insani reflekslerle de çalıştığına inandığım mekanizmanın insanımızın sabrını daha fazla zorlamayacağına inanıyorum. Unutmayın, en pahalı malın olmayan mal, en pahalı hizmetin erişilemeyen hizmet olduğu gerçeği aklımızdan çıkarmadan girişimcilerimize omuz vereceğiz. Yeter ki ülkenin çıkarına, hükümetin programına göz dikenlere fırsat verilmesin. Geçtiğimiz günlerde kamuoyunda farklı tepkiye yol açan bir kızımızın erken yaşta evliliğiyle öncesi ve sonrasında acılarla ilgili görüşmelerimizi paylaşmak istiyorum. Şu ana kadar arkadaşlar gereken çalışmayı gösterdiler. Bunları görmezden gelen bir muhalefet sözkonusu. Günümüz şartlarında 13 yaşında nişan 14 yaşında evlilik durumunu kabul edebilmemiz asla kabul etmemiz mümkün değildir. Hele hele daha küçük yaşta istismar faciasını kabul etmemiz mümkün değildir. İçişleri Bakanlığımız tarafından yürütülen soruşturmanın ardından konu yargıya intikal etmiştir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız mağdur için avukat temin etmiş, hukuki süreci yakından takip etmiştir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız iddianamesini hazırlamıştır. Dava ile ilk duruşmanın yakında yapılması bekleniyor. Konu kamuoyunun gündeme gelmiştir. Mesele medyada yer alana kadar bakanlıklarımızın, kurumlarımızın tamamı süreci takip etmiş, her işlemi bihakkın yerine getirmiştir. Geçmişteki ihmal ve eksiklikler soruşturma kapsamında ele alınmıştır. Ülkemizde çocuklara yönelik taciz, tecavüz, reşit yaşa ulaşmadan evlilik gibi hususlarda hassasiyetimizi kimseye sorgulatmayız. Bu konuyla ilgili en önemli hukuki ve fiili reformlar bizim dönemimizde hayata geçirilmiştir. Bay Kemal sen bunlardan anlamazsın, senin böyle hassasiyetin yok.

1 yıl önce

Türkiye Barolar Birliği'nin toplantısında başörtüsü hazımsızlığı

Türkiye Barolar Birliği'nin Çanakkale'de düzenlenen 37'nci Olağan Genel Kurulu'nda, başörtülü divan üyesinin konuşmak yapmak üzere kürsüye çıktığı sırada bazı avukatlar salonu terk etti. Salonu terk eden avukatlara tepki gösteren divan üyesi, 'Sabahtan beri benim sizi büyük bir sabırla ve saygıyla dinlediğim gibi sizleri de beni dinlemeye davet ediyorum. Salonu terk eden meslektaşlarımın bu tutumundan dolayı da esef duyduğumu belirtmek istiyorum.' dedi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1605210625440972804?s=46&t=WDFFUerHjsO73XON9SqvWg

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na başörtüsü çağrısı: Samimiysen gel anayasal düzenleme yapalım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Üsküdar Burhan Felek Salonu'nda düzenlenen “3. Uluslararası İlahiyat Gençlik Buluşması ve İlahiyat Yıldızları Ödül Töreni”nde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Türkiye İlahiyatlar Derneği kuruluşundan bu yana geçen 5 yıllık sürede önemli hizmetlere imza atıyor. Türkiye'de farklı illerde okuyan ilahiyat öğrencileri arasında birliğin tesisi, işbirliğin artırılması yönünde gösterildiği gayretler dolayısıyla derneğimizi tebrik ediyorum. Hep söylediğimiz gibi siyasette de, sivil toplumda, sosyal hayatta zaferin parolası uhuvvettir, vahdettir. Mesele asla sayı değildir. Asıl güç niteliktedir, kalitededir. Asıl etki mücadeleyi örgütlü bir şekilde yürütmekle sağlanır. Bunun için birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır. Bu emri ilahinin bize işaret ettiği yoldan asla ayrılamayız. Vakıf ve derneklerimiz hayırda yarışırken, kesinlikle tefrikaya düşmemeli, mutlaka dayanışma içinde hareket etmelidir. Gençlerimize ufuk ve vizyon kazandıran çalışmalara sahip çıkmak en öncelikli vazifemizdir. Gelecekte de sizlerle beraber ülkemizin tüm gençlerinin yanında olmayı sürdüreceğiz. İlahiyat fakülteleri tarihi, misyonu ve serencamı itibarıyla kesinlikle sıradan yükseköğretim kurumları değildir. İmam hatipler gibi ilahiyatlar da ülkemizin belli dönemlerine ayna tutan müesseselerdir. Modern anlamıyla üniversite bünyesinde açılan ilk ilahiyat fakültesi Ulumu Aliyeyi Diniye şubesidir. Zamanla şubenin ismi ve müfredatı değişmiş, kapatılmadan önce Süleymaniye Medresesi olarak hizmet vermiştir. Tek parti zihniyetinin Türkiye'nin üzerine adeta karabasan gibi çöktüğü dönemin milletin hafızasında çok derin yaralar açtığı hakikattir. Üstad Necip Fazıl tarihimizin bu safhasını Allah ve ahlak demenin yasak olduğu yıllar olarak anlatıyor. İmam hatiplerin mazisi gassal yetiştirmiş okullara dayanıyor. Bu korkunç yıllarda diğer ilmi faaliyetler gibi ilahiyat eğitimi de verilemedi. 'Sadece gassal yetiştireceksin' oradan geliyoruz. Benim imam hatipteki hocam 'Siz ölü yıkamak için mi buraya geldiniz' diyordu. Bizim nereye varacağımızın farkında değildi. Elhamdülillah nereden nereye? İlahiyat fakültesi kapılarındaki zincirlerin kırılması çok partili hayata geçmekle mümkün oldu. Ben kızımı İstanbul'dan Trabzon'a gönderdim. Oradaki imam hatip lisesinin müdürü, 'gönder buraya' dedi. Elhamdülillah bunların hepsi mazi oldu. Şimdi artık hep ileri. Daha sonra vesayet süreçlerinde sıkıntılara maruz kaldık. 28 Şubat zihniyeti imam hatipler ve meslek liseleriyle birlikte ilahiyat fakültelerini hedef almıştır. Dini eğitim veren kurumlara tesettürle girmek mümkün olmamıştır, düşünebiliyor musunuz? 28 Şubat'ın canlı şahitleri o meş'um günlerde yaşanan hukuksuzlukları, adaletsizlikleri ve hak gasplarını çok iyi hatırlıyor. Milletimizin evlatlarına yapılan zulümlerini yakınen biliyoruz. Rabbim bir kez daha bu milleti tek farti faşizmine bırakmasın diyoruz. 1000 yıl sürecek denilen 28 Şubat karanlığına 3 Kasım seçimlerine hamdolsun hep birlikte son verdik. Merkezinde demokrasinin, özgürlüklerin ve adaletin olduğu dönemi başlattık. Türkiye'de sessiz bir devrimi gerçekleştirdik. İkna odalarının kaldırılması, katsayı adaletsizliğine son verilmesine kadar her alanda tarihi nitelikte adımlar attık. Ana muhalefet başörtüsü konusunda samimiyse gelsin anayasal düzenleme yapalım. Teklifimizi Meclis'e sunduk. Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz. Biz bir daha sokulmak istemiyoruz. Çalışmak, üretmek, kendini gerçekleştirmek, ülkemize ve milletimize hizmet etmeyenler için devletimizin bütün imkanlarını seferber ediyoruz. Hepimizin içini acıtan istismar vakası yüzünden hemen içindeki kin ve nefreti kusmaya başlamışlardır. Muhalefet partilerinde ayyuka çıkan istismar karşısında kıllarını bile kıpırdatmadılar. Diyarbakır annelerinin kapısını bir kez olsun çalmadılar. PKK'lı alçakların canice katlettikleri kadın öğretmenlerimiz, bebeklerimizle ilgili çıkıp tek bir eleştiri getirmediler. Tek parti zihniyetinin değişmediğini ve asla değişmeyeceğini 85 milyonla birlikte hep beraber görmüş olduk. Meclise yaptığımız teklifle başörtüsü konusunda anayasal güvenceyi kazandırırken aile müessesini de bu anayasa metnini inşallah koyacağız. Temennimiz, teklifimizin insanımızın beklentilerine uygun şekilde en geniş mutabakatla TBMM'den geçmesidir. Gereken çokluk sağlanamaz, bu süreçte yol kazası yaşanırsa elbette son sözü milletimiz söyleyecektir. İnşallah referanduma gerek kalmadan akıl, vicdan, sorumluluk sahibi milletvekillerimizin desteği ile bu meseleyi kalıcı bir çözüm sağlanacağına inanıyorum.

1 yıl önce

Diyanet'ten ihraç edilen CHP’li Fatma Yavuz: “Tek bir LGBT’li kardeşime zarar gelirse başörtümü çıkarır yakarım”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam katıldığı "İlahiyat Yıldızları Ödül Töreni"nde önemli açıklamalarda bulundu. Burada yaptığı konuşmada muhalefete LGBT üzerinden yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstismar vakası üzerinden içlerindeki kin ve nefreti kusanları gördük. LGBT denilen marjinal akımlara alet edilen çocuklarla ilgili hiçbir tepki göstermediler." diye konuştu. Tepki çeken açıklama yaptı Bunun üzerine İslam'a aykırı açıklamaları yüzünden Diyanet'ten ihraç edilen, kendi nikahında alkol servis ettiren, İBB'nin İnanç Masası'ndan kovulan ve geçtiğimiz günlerde CHP kürsüsünde helallik isteyen Fatma Yavuz, tepki çeken açıklamalarda bulundu. Daha önce LGBT sapkınlarının sözde 'onur yürüyüşü'ne katılan Yavuz, gazeteci Günel Cantak'ın yayınından skandal açıklamalar yaptı. "LGBT’li kardeşime zarar gelirse başörtümü çıkarır yakarım" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarına yanıt veren Yavuz, "Sayın Erdoğan’a sesleniyorum. Tek bir LGBT’li kardeşime zarar gelirse başörtümü çıkarır yakarım." dedi. "Bizim kadar hak sahibidirler" Gelen tepkilere de göğüs gereceğini söyleyen Fatma Yavuz, "Bunun üstüne de gider paşa paşa yatarım. Elimizden gelen herseye yapacağız lütfen bu nefret politikalarına bir son verin. LGBTli bireyler de bizim kadar bu ülkenin eşit bireyleridir. Bizim kadar hak sahibidirler. Kimseyi ötekileştirmeye hakkınız yok." ifadelerini kullandı. https://twitter.com/bugunguncel/status/1609182440375091200?s=46&t=Nz1f2T-dQ35uL5MECMdqMw

1 yıl önce

Halk TV'de İslam düşmanlığı! Başörtülü kadınlara “terörist” benzetmesi

Halk TV'de yine İslam düşmanlığına imza atıldı. Ayşenur Arslan'ın Medya Mahallesi programına konuk olan CHP'li Onay Alpago başörtüsüne yönelik anayasa değişiklik teklifini eleştirken, başörtülü kadınları teröriste benzetti. 'TERÖRİST MİDİR DEĞİL MİDİR?' Başörütülü kadınları hedef alan Onay Alpago, "Anayasa yapılmak istenen iki değişiklik var. Kıyafetle alakalı değişiklikte özgürlük adı altında bir düzenleme yapılıyor. O düzenlemenin son cümlesinde 'hiç bir kadın kıyafetinden dolayı ayrımcılığa tabii tutulamaz' deniyor. Peki, o kadın dini inancı gereği ile tercih ettiği kıyafetiyle çarşaf giyebilir, peçe takabilir. Peki o kadın ne taşıyor, terörist midir değil midir nereden bileceğiz?" dedi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1610230035805257728?s=46&t=Mj2UgXxBuoS5VX5R51aKwg

1 yıl önce

Başörtüsü çözümüne muhalefetten çirkin oyun

TBMM Anayasa Komisyonu, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan ve milyonlarca kadını mağdur eden başörtüsü yasaklarının bir daha geri gelmesini önleyecek anayasa değişikliği için düğmeye bastı

1 2 3 4 5 6 7 8 9