Son Dakika:
Biga'da işyeri açılışı gerçekleştirip vatandaşlarla bir araya gelen Turan, daha sonra partisinin Biga ilçe başkanlığında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İsveç’te Kur'an-ı Kerim yakılmasını kınayan Turan, "İsveç’teki aşağılık bir saldırı hepimizi rahatsız etti, infiale yol açtı. Yapılan net bir provokasyondur. Kur’an-ı Kerim kağıt değil ki yakasınız ey ahmaklar. Onun ruhu, emaneti bizim kalbimizde, beynimizde. O mübarek kitaba hiçbir kötülük yapamazlar. Bugün kutsal kitabımıza bunu yapan, bilsin ki yarın başka başka kutsallara da başka insanlar benzer işler yaparlar. Bir kötülüğün başlangıcı olurlar." diye konuştu. "BESLEDİKLERİ YILAN KENDİLERİNİ SOKTU" Bülent Turan, geçmişte kendilerinin Fransa’yı terör konusunda uyardıklarını da hatırlatarak, Paris olaylarına dikkati çekti. "Fransa bizi dinlemedi, bizim aleyhimizde ne kadar terörist varsa onlara ülkelerinde yaşama imkanı verdi" diyen Turan, şöyle devam etti: "Ancak geçen ay ne oldu? PKK, Paris’i yaktı. Yani o gün beslediği yılan, gün geldi kendilerini soktu. Aynı gerekçeyle uyarıyoruz; İsveç de buna dur demezse, bu yanlışlar yarın kendisine olacak muhtemel belaların başlangıcı olacaktır. İsveç, adeta kendi yangınına benzin döküyor, benzin taşıyor. Bu faşist bir yaklaşımdır, nefret suçu işlenmektedir. Yakan kadar, izin veren de görmeyen de sorumludur. İsveç, sadece NATO’dan değil, insanlıktan uzaklaşıyor. İsveç NATO’nun kapısında daha çok uzun süre bekler. Faşizmin, İslamofobi'nin kimseye faydası yok. İsveç’i bu yanlıştan dönmeye davet ediyorum." Turan, 6’lı masanın seçimlere birkaç ay kalmışken aday polemiğinin devam ettiğini söyleyerek, "Lozan görüşmeleri bile 3 ay sürmüştü. 10 aydan beri neyi paylaşamıyorsunuz. Ondan dolayı seçim gelmeden, takvimi kaçırmadan bir ay önce adaylarını açıklamaya devam ediyorum. Ayrıca, İYİ Parti CHP’nin adayını beğenmiyor, CHP İYİ Parti’nin adayını beğenmiyor. Her gün bir kavga ve polemikle baş başalar. Türklük tartışmaları, İHA ve SİHA’lara dokunma iddiaları, özerklik tartışmaları, tezkereye evet, hayır deme tartışmaları, oldu olacak HDP’nin adayını kabul edin de bu aday konusunu çözmüş olun." ifadelerini kullandı. Bülent Turan, İYİ Parti ve CHP’nin başörtüsüne anayasal güvence getirilmesi konusunda görüşmeleri kabul etmediğini, ama komisyon çalışmalarına katılmalarının değerli olduğunu vurguladı. "CHP ÖZÜR DİLEMELİDİR" Tüm partilerin evet oyuyla başörtüsü ve ailenin korunması düzenlemesini içeren anayasa değişikliği teklifini geçirmek istediklerini dile getiren Turan, CHP’den de bir özür beklediklerini belirterek, "CHP’nin helalleşme iddiasında bulunarak bu konuyu kapatma adımını samimi bulmuyoruz. CHP başörtüsüne ilişkin mutlaka kamuoyundan kurumsal olarak net olarak özür dilemelidir ve böyle bir hatayı bir daha yapmayacaklarını ifade etmelidir." dedi. Programa AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu, Biga Belediye Başkanı Bülent Erdoğan, AK Parti Biga İlçe Başkanı Nihat Borazan, Karabiga Belediye Başkanı Ahmet Elbi ve Gümüşçay Belediye Başkanı Adnan Pastırmacı ile teşkilat mensupları katıldı.
AK Parti'nin TBMM Başkanlığı'na sunduğu başörtüsü düzenlemesine kritik adım bir karar alındı. Başörtüsüne anayasal güvence getiren madde TBMM Anayasa Komisyonu'nda kabul edildi. CHP VE İYİ PARTİ'NİN ÖNERGESİ REDDEDİLDİ CHP ve İYİ Parti tarafından yapılan, başörtüsü ile ilgili değişiklik önergesi ise reddedildi. TBMM Anayasa Komisyonu, AK Parti Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt başkanlığında toplandı. Komisyon, geçen hafta görüşmeleri başlayan ve başörtüsüne anayasal güvence getiren Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine devam etti. "DİN VE VİCDAN HÜRRİYETİ" VURGUSU Teklif, Anayasa'nın din ve vicdan hürriyetini düzenleyen 24'üncü maddesi ile ailenin korunmasını düzenleyen 41'inci maddesinde değişikliği içeriyor.
Yazar Hacer Haniç'in başörtülü kadınlara yönelik yaptığı paylaşıma Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Faik Tunay destek verdi. Sosyal medya hesabından yorum yapan Tunay, "Başörtüsü, bugün maalesef sonradan parayı vuranların simgesi olma yolunda" ifadelerine yer verdi. 'GÖRGÜSÜZLÜĞÜN SİMGESİ YOLUNDA' Demokrat Partili Faik Tunay başörtüsüne yönelik, "Bir zamanlar ezilenlerin simgesi olan başörtüsü, bugün maalesef sonradan parayı vuranların, görgüsüzlerin simgesi olma yolunda. Muhafazakar iktidar zamanında gençler arasında dinsizlik yani DEİZM inanılmaz artışta, yetişkinler bile bunların inandığı din benim dinim değil noktasında" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'helalleşme' vaatleri lafta kalırken başörtüsüyle ilgili CHP'li isimlerden nefret dolu açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Türkiye'nin karanlık dönemlerinde büyük travmalara neden olan başörtüsü yasağına karşı en kapsamlı çözüm geliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile harekete geçen AK Parti ve Cumhur İttifakı paydaşları, başörtüsüne anayasal güvence getiren çalışmayı tamamlayarak TBMM'ye sunmuştu. Başörtüsüne anayasal güvence getiren ve evlilik birliğini tanımlayan Anayasa değişikliği teklifi, TBMM Anayasa Komisyonu'nda kabul edildi. Muhalefet oylamaya katılmadı Bu süreç devam ederken bu teklifi Türkiye gündemine getiren CHP ve muhalefet partileri adeta bir sessizliğe büründü. Önceki açıklamalarının aksine "Yasal düzenlemeye ihtiyaç yok" diyen muhalefet cephesi TBMM'deki oylamaya katılmadı. Laikliğin yıl dönümünde çıkış yaptı Başörtüsüne yasal güvence gündemdeki yerini korurken 5 Şubat 1937'de laiklik ilkesinin anayasaya konulmasının yıl dönümünde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan'dan bir çıkış geldi. Başörtüsü düzenlemesine karşı çıktı Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, başörtüsüne anayasal güvencenin laikliğe aykırı olduğunu söyleyerek düzenlemeye karşı çıktı. "Anayasa Mahkemesi'ne görev düşecektir" Erinç Sarkanın başörtüsü düzenlemesine ilişkin ifadeleri şu şekilde: Türban düzenlemesi laikliğe aykırıdır. Değişiklik laikliğe aykırı bir düzenleme içeriyorsa Anayasa Mahkemesi’ne görev düşecektir. Anayasanın ilk 3 maddesinin değiştirilmesi teklif dahi edilemez, düzenlemelerle temel değerleri yıpratılamaz.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı kandil gecesinde açıklanan, SP kurmaylarınca “Mücahid Kılıçdaroğlu” denilen CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, parti genel merkezinde hiçbir başörtülü kadın personel çalıştırmadığı ortaya çıktı.
Eskişehir'de, kuruculuğunu ve yönetim kurulu başkanlığını CHP'li Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in yaptığı Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı'na (ESBAV) bağlı Özel Çağdaş Okulları, bir skandala sahne oldu. Depremzede ailenin okula kaydettirmek istediği kız öğrenci, başörtülü olduğu için okula alınmadı. Sabah'ın haberine göre; Hatay'da depremi yaşayan aile, taşındıkları Eskişehir'de 9. sınıf öğrencisi olan başörtülü kız çocukları T.N.İ.'nin naklini Çağdaş Okulları'na aldırmak istedi. İddiaya göre Okul Müdürü İsmail Samur, "Bu okulda hiç başörtülü öğrenci yok. Burada zorlanırsın" diyerek öğrenciyi ve velisini başka bir okula gitmeleri için ikna etmeye çalıştı. Samur'un 28 Şubat zihniyetini hatırlatan tavrı üzerine aile, okuldan ayrılarak T.N.İ.'yi, Eskişehir Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'ne kaydettirdi. 'DEPREMDEN DAHA ACI' Aile, kızlarının başörtülü olduğu için ayrımcılığa maruz kaldığını belirterek Eskişehir Valiliği'ne okul hakkında şikâyette bulundu. Baba Z.İ. ve anne E.İ., "Depremde onlarca yakınımızı kaybettik ama bu olay bize çok daha acı geldi" dedi. Skandalın ardından Eğitim Bir- Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Ali Yalçın, "Adı 'çağdaş' fakat uygulaması 'çağdışı' okul hakkında suç duyurusunda bulunduk. Depremzede öğrencinin başörtülü olduğu için karşılaştığı rezalete sessiz, duyarsız kalınamaz. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu'na da başvurduk" diye konuştu. KÖHNELEŞMİŞ ZİHNİYET Eğitim Bir-Sen Eskişehir 1 No'lu Şube Başkanı İbrahim Akar ve beraberindekiler dün okulun önüne siyah çelenk bıraktı. Akar, "Müdür, öğrenciyi ve velisini başka bir okula gitmeleri için 28 Şubat'tan kalma ikna odası kurarcasına ikna etmeye çalışıyor. Bir depremzede çocuğa sırf başörtüsünden dolayı 28 Şubat sürecini anımsatan tavrın takınılması akıllara durgunluk verecek derecededir.
İslam’a aykırı açıklamaları yüzünden Diyanet’ten ihraç edilen, Atatürk’e hakaret ettiği ortaya çıkınca İBB’nin İnanç Masası’ndan da kovulan kendi nikahında alkol servis ettiren, CHP kürsüsünde helallik isteyen ve ‘LGBT haklarını Allah rızası için savunuyorum’ sözleriyle büyük tepki toplayan Fatma Yavuz, milletvekili aday adayı oldu. “BİR ALEVİ NASIL ATATÜRKÇÜ OLUR?” Fatma Yavuz’un sosyal medya paylaşımları ise CHP tabanında rahatsızlığa yol açtı. Merakımdan soruyorum, bir Alevi nasıl Atatürkçü olabiliyor? Dersimi Tunceli’ye çeviren zulmü nasıl hazmediyorsunuz?Atatürk Sabiha Gökçen’e dur yapma demedi. Dersimli nice can şimdi yok. Hala şapkanın beka meselesi, karşı çıkmanın ihanet olduğuna inanmamamızı bekliyorlar. İnsanlara ne giyeceklerini dayatmanın savunulacak hatta konuşulacak bir tarafı yoktur. Ruhun şad olsun atıf hoca. Son olarak Atatürkçü değilim, hiç olmadım, İskilipli Atıf hocacıyım. TÜRK MİLLETİNE SOYKIRIM SUÇLAMASI Türk milletini sözde Ermeni ve Dersim soykırımlarını yapmakla suçlayan eski İBB çalışanı Fatma Yavuz’un, Türk milleti için söyledikleri ise hayrete düşürdü. Sosyal medya paylaşımlarında bir yandan Türk olduğunu ve Türkiye’yi çok sevdiğini vurgulayan Ermeni kökenli Fatma Yavuz, bir yandan da Türk milletinin tarihiyle ilgili kin dolu ifadeler kullanıyor. “ATATÜRK’TEN NEFRET EDİYORUM” Sosyal medya paylaşımlarında Atatürk’ün Dersim’de Kürtleri katlettiğini iddia eden Fatma Yavuz, Atatürk’ü sevmediğini ve hatta nefret ettiğini de sosyal medya paylaşımlarında sıkça dile getirmiş. Atatürk’ün partisi olduğunu iddia eden CHP’nin yönettiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Atatürk düşmanlarının İmamoğlu tarafından işe alındığı sıkça dile getirilmişti.
