27 Nisan Cumartesi 2024
1 yıl önce

İBB’nin Beşiktaş’taki ağaç kıyımı belgelendi! Hassasiyet değil katliam

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yönetimi mart ayında Beşiktaş Çırağan ve Dolmabahçe caddelerinde bulunan 112 çınar ağacını kanser oldukları gerekçesi ile kesmişti. Anıt ağaçların katledilmesinin ardından Bitki Hastalıkları Ve Mikrobiyoloji uzmanları, Orman Mühendisleri ve vatandaşlar İBB yönetiminin bakım ve tedavisini yapmadığı anıt çınarlarını kasıtlı olarak kuruttuğunu belirterek tepki gösterdi. Katliamın ardından Orman Mühendisleri Odası bilimsel veriler ışığında kesilen tarihi anıt çınarları inceledi. Hazırlanan raporda İBB yönetiminin herhangi bir bilimsel çalışma yapmadan çınar ağaçlarının kasıtlı olarak kurutularak kesildiğine değinildi. ‘KURUDUĞU İDDİA EDİLEN 112 ÇINARIN KESİLMESİ ACELEYE GETİRİLMİŞ’ Orman Mühendisleri Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz tarafından Orman Mühendisleri İstanbul Şubesi’nde yapılan basın açıklamasıyla, hazırlanan rapor kamuoyuna duyuruldu. Türkyılmaz yaptığı açıklamada, “Orman Mühendisleri Odamız Genel Merkezi tarafından oluşturulan Ormancılık Politikalar ve Bilim Kurulumuzun oluşturduğu alt komisyon marifetiyle mart ayından beri meşgul eden İstanbul’un tarihi çınarlarıyla ilgili süreci inceledi. İBB yönetimi, son 2 yıl içerisinde Çırağan Caddesinde kesilen 112 Adet çınar ağacına yönelik yapılan açıklamada, ağaçların kansere yakalandığı ve devrilme riskine karşı kesildiği belirtilmiştir. Ancak yapılan inceleme ve değerlendirmelerde bu 112 çınar ağacının ne kadarının çınar kanseri hastalığından ne kadarının da başka sebeplerden kuruduğu veya ne kadarının tedavi edilerek yaşatılabileceği ile ilgili özellikle konu uzmanları tarafından yapılmış yeterli sayıda bilimsel çalışmanın olmadığı ortaya çıkmıştır. Görülüyor ki kuruduğu için kesildiği iddia edilen 112 adet çınar ağacının kesimi, aceleye getirilmiş, tedavi edilip edilemeyeceği üzerinde bilimsel bir çalışma ve değerlendirme yapılmamıştır” dedi. ‘ÇINARLARIN KESİLMESİNDEKİ HASSASİYET TEDAVİSİNDE GÖSTERİLMEDİ’ Raporun hazırlanmasında ve konun araştırılmasında konusunda uzman 2 profesör, 1 doktor, 2 uygulamadan gelen uzman olmak üzere toplam 5 Orman Mühendisinin bulunduğunu belirten Türkyılmaz, “Hazırlanan raporda, Çınar ağaçlarının hastalık gerekçesiyle kesilmesinde gösterilen hassasiyetin hastalığın tedavisinde ve yayılmasına karşın gösterilmediği, hastalıklı ağaçların kesilmesi, taşınması, artıkların yok edilmesi konusunda pek çok yanlışlıkların yapıldığı ve yapılmakta olduğu görülmüş, kesilen çınar ağaçlarının yerine aynı türdeki çınar ağaçlarının dikilmesi de bunun en açık örneklerinden bir olarak karşımıza çıkmıştır” ifadelerine yer verdi. ‘İBB YÖNETİMİNCE İDARİ, TEKNİK VE BİLİMSEL VERİLERDEN YOKSUN BİR EYLEM GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR’ Söz konusu alanda yapılan arazi ve büro çalışmalarına dayalı olarak çınar ağacının ekolojik ve botaniksel özellikleri dikkate raporun hazırlandığına değinen Türkyılmaz, “Çınar ağacında görülen hastalıklar irdelenmiş ve hastalığın bulaşma yolları ve çınar ağacı ölümlerine karşı alınması gereken tedbirler tafsilatlı olarak ortaya konmuştur. Bu rapor da göstermektedir ki İstanbul Çınarları ile ilgili İBB yönetimince idari, teknik ve bilimsel verilerden yoksun bir eylem gerçekleştirilmiştir. Çınarların kesim sürecinde ilgili orman idaresinden izin alınmadığı gibi karantina tedbirleri de uygulanmamış, hastalık bahanesi ile kesilen çınarların yerine toprak sterilizasyonu beklenmeden aynı tür çınar fidanları dikilmiştir. Çok önemli doğal ve kültürel değerleri olan ve anıtsal özellik taşıyan çınar ağaçları raporda açıklanmış hastalıklar nedeniyle kurumuş ve kurumaya devam etmektedir. Orman Mühendisleri Odamız Ormancılık Politikalar ve Bilim Kurulu alt komisyon raporu verileri ışığında, Çınar ağaçlarımıza arız olan hastalıklara karşı gerekli hassasiyetin gösterilmesi ve bakım çalışmalarının bir plan dahilinde uzman ekip gözetiminde geç kalınmadan periyodik olarak yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Aksi takdirde çok sayıda çınar ağacının kuruyacağı aşikardır. Bunun yanında konu uzmanları tarafından çınar hastalıkları, tedavileri ve ekolojik problemlerin çözümü ile ilgili daha fazla disiplinler arası çalışma gruplarını içeren detaylı çalışmaların yapılmasına ihtiyaç duyulduğu değerlendirilmiştir” diye konuştu. ‘BUNDAN SONRAKİ HER MÜDAHALENİN ÖZEL TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’ Bundan sonraki süreçte Orman Mühendisleri Odası olarak İstanbul’daki cadde, sokak ve parklarında yer alan her bir ağacımıza yapılacak müdahalelerin özel takipçisi olacaklarını belirten Türkyılmaz sözlerini şu şekilde tamamladı: “Yetkilileri bundan böyle konunun uzmanları ile yapılacak istişareler ve bilimsel veriler ışığında hareket etmeye davet ediyor, başvuru yapılması halinde İstanbul’umuz ağaçları için her türlü desteğin verilmesine devam edileceğini bir kez daha huzurlarınızda deklare ediyoruz. Odamız Ormancılık Politikalar ve Bilim Kurulunca hazırlanan rapor İBB yönetimine idari, teknik ve bilimsel verilerle hareket etmesi için yazılı olarak gönderilmiştir.”

1 yıl önce

Washington Post: Trump'ın evinde nükleer silahlarla ilgili belgeler arandı

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Florida'daki evinde geçtiğimiz günlerde FBI tarafından gerçekleştirilen aramanın yankıları sürüyor. ABD'nin köklü gazetelerinden Washington Post'un soruşturma hakkında bilgisi olduğu belirtilen kaynaklara dayandırdığı haberinde, Trump'ın evine yapılan baskında gizli nükleer silahlarla ilgili belgeler arandığı belirtildi. Söz konusu kaynakların belgelerin içeriğine dair bilgi paylaşmadığı ve nükleer silahların ABD'ye ya da başka bir ülkeye ait olup olmadığına dair detay vermediği aktarıldı. Ayrıca evde bu yönde belge bulunduğunun net olmadığı ifade edildi. ABD ADALET BAKANI: ARAMA İŞLEMİNİ BİZZAT ONAYLADIM Öte yandan ABD Adalet Bakanlığı, evdeki aramanın Trump'ın görevi bırakırken Beyaz Saray'dan bazı belgeleri yasa dışı şekilde evine götürüp götürmediğine dair başlatılan soruşturma çerçevesinde gerçekleştirildiğini açıklamıştı. ABD Adalet Bakanı Merrick Garland, Trump'un evinde yapılan arama işlemini bizzat onayladığını ifade etmişti. Garland ayrıca, arama işlemini Trump'ın kendisinin açıkladığını vurgulayarak arama izninin kamuyla paylaşılması gerektiğini belirtilmiş, söz konusu izin, ilerleyen saatlerde yayınlanmıştı.

1 yıl önce

Barış Yarkadaş belgeyle açıkladı: Hangi isim 107 milyon liralık ihale aldı?

https://twitter.com/bugunguncel/status/1567958624583950338?s=21&t=JgbC4mc3C--GhvK4G3rBQg tv100’de yayınlanan Gürkan Hacır’ın sunduğu Taksim Meydanı programında gazeteci Barış Yarkadaş İYİ Parti ile CHP arasındaki 'HDP'ye bakanlık verilebilir' polemiğiyle ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu.  İYİ Parti'nin HDP'lilerin oylarıyla ihaleler aldığını iddia eden Yarkadaş "Şimdi siz HDP'li seçmenin yerel seçimde oyunu alacaksınız, HDP'li seçmenlerin katkısıyla seçilen büyükşehir belediye başkanlıklarının dağıttığı dairelerin daire başkanları olacaksınız, genel müdürleri olacaksınız, yakın çevreniz büyükşehir belediyelerinden ihale alacak. Tek tek biliyorum bana söyletmesinler. Beni konuşturmasınlar." ifadelerini kullanmıştı. İYİ PARTİ'DEN YARKADAŞ'A SUÇ DUYURUSU İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, Yarkadaş'ın İYİ Parti'yle ilgili iddiaları üzerine İYİ Parti adına 'Suçu bildirmeme' ve 'İftira' suçlarından suç duyurusunda bulundu. Poyraz'ın avukatı Eray Gülcü, suç duyurusuna ilişkin yaptığı açıklamada "Barış Yarkadaş açıklamaları ile; büyükşehir belediyelerinden, il ve ilçe belediyelerinden İYİ Parti yöneticilerinin 'yakın çevrelerinin' ihale aldıklarını, bunları tek tek bildiğini, 'bana söyletmesinler, konuşturmasınlar' vurgusu ile de tüm detaylara vakıf olduğunu, belediyelerde ihalelerin dağıtıldığını, İYİ Parti yöneticilerinin eşlerinin, dostlarının ve akrabalarının dağıtılan ihaleleri aldıklarını ifade etmiştir." denildi. "SEN İYİ PARTİLİ OLARAK CHP’Lİ BELEDİYEDEN İHALE ALIYORSAN BUNU ELEŞTİRİRİM" Erdoğan Aktaş ile Sağlı Sollu programında Yarkadaş, İYİ Parti'nin suç duyurusuna yanıt verdi. Yarkadaş "HDP’yi yok saydığınız, HDP’yi şeytanlaştırdığınız takdirde Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamazsınız, böyle bir iddianız olmadığı anlamına gelir. İkincisi, bu ülkenin eşit yurttaşlarına karşı ayrımcılık yaparsınız. Had bildirme işi çıktı, benimle ilgili tweet yazıyor İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ‘Haddini aştı’ diyor. Ne haddine senin ben gazeteciyim her türlü düşüncemi ifade ederim. Sen İYİ Partili olarak CHP’li belediyeden ihale alıyorsan bunu eleştiririm. 2022 yılında o kadar arkaik o kadar geri bir tartışma ki tabi bunda HDP’nin de payı var birçok Milletvekili sorumsuzca hareket ediyor o da doğal olarak HDP’ye karşı alerjinin kaşınmasını kolaylaştırıyor. " ifadelerini kullandı. "GELECEK AÇISINDAN KORKUTUCU BULUYORUM" Yarkadaş, İYİ Parti'nin suç duyurusuna "İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Metin Ergun ‘Sayın Yarkadaş sadece İYİ Partililer değil, gerekli hukuki şartları taşıyan kişiler ihalelere katılabilir’ dedi bu yanlış şundan yanlış; O zaman biz AK Partili bir bakanı neden yüz bin kez eleştirdik? Üyesi olduğun meclisin belediyesinden ihale alamazsın, siyasi etik açısından yanlıştır. AK Partili bakanlar yapınca eleştiriyoruz, mahkemelik oluyoruz da İYİ Partililer yapınca buna göz mü yumacağız? İYİ Parti’nin bu tutumunu siyaseten anlıyorum ama benim bu sözüm üzerine bir basın açıklaması yapmak yerine gidip mahkemeye vermeleri ya da suç duyurusunda bulunmalarını da gelecek açısından korkutucu buluyorum. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Metin Ergun bana basın açıklamasında had bildirmeye çalıştı. Ben ciddiye almadığım için cevap vermedim çünkü bana kimse haddimi bildiremez. İYİ Parti’nin kurumsal kimliğiyle tartışmak istemiyorum." dedi. "Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu’na yakınlığıyla bilinen Samsun Milletvekili Bedri Yaşar,  Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden 107 milyon liralık ihale alıyor" İhale tartışmasıyla ilgili Yarkadaş "Bir Milletvekili partisinin ittifak ortağı olduğu bir belediyeden ihale almamalı, bir partinin yöneticisi de ihale almamalı, o zaman siz siyasi etiğe aykırı davranmış olursunuz. AK Parti’ye yönelik tüm eleştirilerimiz boşa çıkar. İYİ Parti’de Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu’na yakınlığıyla bilinen Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, 2021 yılının mart ayında sahibi olduğu Oğuz Ata Mimarlık Mühendislik firması aracılığıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden 107 milyon liralık ihale alıyor." dedi.

1 yıl önce

Ümit Özdağ Zafer Partisi’nin paralarını zimmetine geçirmiş! Şok belge yayınlandı…

Zafer Partisi’nin Kurucular Kurulu Toplantısı sonrasında parti içindeki muhaliflerden Soner Çam ve Çetin Davarcı darp edilmişti. Soner Çam, 25 Eylül’de gerçekleşen olayda, saldırganları Ümit Özdağ‘ın azmettirdiğini ileri sürmüştü. Eskişehir’de yaptığı basın açıklamasında gerçekleştirilen saldırının nedenine değinen Çam, parti gönüllülerinin yaptığı bağışların bir kısmının Zafer Partisi’ne değil, kişilere aktarıldığını, bu vaka tarafınca ortaya çıkarılınca söz konusu linç girişiminin gerçekleştiğini söylemişti. Çam iddialarını destekleyen yolsuzluk belgeleri sosyal medya hesabından yayımladı. Çam paylaşımında, “Vaktin doldu! Zafer Partisine diye kendi şahsi hesabına aldığın, parti kaydına geçirmediğin paraların dekontunu yayınlıyorum! İstediğin kadar algı çalışması yap benim için! Yoksul Türk Milleti’nin rızkını yedirmem sana! 40-1=39” ifadelerini kullandı. https://twitter.com/sonercamtrainer/status/1579124095320367105?s=46&t=NsLJ_tkEfqgIc35_guFZww

1 yıl önce

İçişleri Bakanlığı'ndan Yunanistan'a belgeli tepki

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; Göçmenlere karşı insanlık dışı uygulamalarla sık sık gündeme gelen Yunanistan’ın Göç ve İltica Bakanı Notis Mitarichi, bu kez de nerede ve ne zaman çekildiği belli olmayan çırılçıplak bırakılmış göçmenlere ait fotoğraf üzerinden algı operasyonuna girişmiştir.   Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda gerçekleştirdiği hitaplarında Yunanistan’’ın insanlık dışı muamelelerini gözler önüne sererek dünya kamuoyunun dikkatine sunduğu belge ve görsellerin Yunanistan’ı uluslararası alanda soktuğu çaresizliğin de farkındayız.   Rutin olarak göçmenlerin para, telefon, kimlik ve pasaportları da dâhil olmak üzere tüm eşyalarına el koyan, göçmenleri kıyafetleri ve ayakkabılarını alarak denize atan, çırılçıplak bir şekilde sopalarla darp eden, elektro şok cihazıyla yaralayan, plastik mermilerle vuran, lastik bot veya hurda durumdaki can sallarına bindiren Yunanistan’ın, bu girişimiyle insanların ölümüyle sonuçlanan sistematik hukuka aykırı geri itmelerin üzerine örtmeyi amaçladığı apaçık ortadadır.    Yıllardır, göçmenlere ait lastik botların patlatıldığı, motorlarının söküldüğü, göçmenlerin darp edildiği ve hatta öldürmek pahasına üzerlerine ateş açıldığına ilişkin Yunanistan’ın bu insanlık dışı muameleleri ve eylemleri hem görüntüler hem de uluslararası raporlar ile gözler önüne serilmiştir. Daha geçtiğimiz ay Lübnan üzerinden İtalya’ya geçmeye çalışan bir göçmen botunu patlatarak ve içindeki göçmenlerin değerli eşyalarını alarak aralarında bebek ve çocukların da bulunduğu göçmenleri ölüme terk etmiştir. Bu insanlık dışı davranış sonrası 9 aylık Asım bebek ve 4 yaşındaki ağabeyi Abdülvahap hayatını kaybetmiştir.   Şimdi bu davranışları ile uluslararası arenada insanlık dışı muamelelerine cevap dahi veremeyen Yunanistan’ın, Türkiye’ye iftira atarak suçlamaya çalıştığı görülmektedir.  Yunan hükümeti kendisine cinayeti yakıştırdığı gibi yalanı ve iftirayı da yakıştırmaktan imtina etmemiştir.    Yunanistan, bu eylemleri nedeniyle uluslararası kamuoyunda yoğun baskı oluşmasına rağmen geri adım atmayarak gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gerek BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gerekse 1951 Tarihli Cenevre Sözleşmesi bakımından insan hakları ihlalleri gerçekleştirmeye devam etmektedir.  Özellikle yaşam hakkı ile işkence ve kötü muamele yasağı bağlamında hak ihlalleri yaşanmakta olup, kadın ve çocuk ayırt etmeksizin silah, zor kullanarak şiddet ve kötü muamele uygulaması, ülkeye girmek isteyen yabancıların kıyafet ve paralarının ellerinden alınması, değerli eşyalarına yasal olmayan şekilde el konulması uluslararası hukuka aykırıdır.     Avrupa Birliği Yolsuzlukla Mücadele Ofisi'nin (OLAF) çeşitli uluslararası ajans ve medya organları tarafından da paylaşıldığı raporunda, Avrupa Birliği Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı, FRONTEX’in üst düzey yetkililerin “Yunanistan'dan Türkiye'ye geri itmeleri örtbas ederek, soruşturmayarak ya da uygun ve doğru bir şekilde sorunu ele almayarak ciddi suiistimaller ve usulsüzlükler yaptığı; ayrıca doğru olmayan ve taraflı bilgileri AB Kurumlarıyla paylaştığı” ifşa edildikten sonra Yunan Bakan’ın bu raporu ve ülkesinin Ege Denizi’nde ve kara sınırlarında yaptıkları ihlalleri perdelemek için sahte bir paylaşımda bulunmasını da tesadüfi olarak değerlendirmemekteyiz.   Bu bağlamda, geri itmelere yönelik incelemeler ve denetimler devam ederken, FRONTEX İcra Direktörünün görevden alınmış olması; ancak Yunan Göç ve İltica Bakanı’nın hala görevine devam ediyor olmasını ve ülkemizi zan altında bırakmaya yönelik asılsız suçlamalarına  devam etmesinin kabul edilemez olduğunun altını çizerek kamuoyunun takdirlerine bırakıyoruz.   İnsanlık dışı muamelelerinden geri adım atmayan Yunanistan’ın geri itme uygulamaları neticesinde; 2020 yılından bu yana 46.840’ı Ege Denizinde, 14.897’si Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 61.737 göçmen geri itmeye maruz kalmıştır. Bu geri itmeler sonucunda 152 göçmen hayatını kaybetmiş, 200 göçmen de yaralanmıştır. 2022 yılına baktığımızda ise 21.770’i Ege Denizinde ve 4.593’ü Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 26.363 göçmen geri itmeye maruz kalmıştır. Bu geri itmelerde 21’i Ege Denizinde ve 38’i Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 59 göçmen hayatını kaybetmiştir. Yine bu geri itmelerde 5’i Ege denizinde ve 49’u Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 54 göçmen yaralanmıştır.   Henüz Ege’de boğulmuş bebeklerin hesabını vermeyen Yunanistan’ı, göçmenlere karşı takındığı insanlık dışı uygulamalardan, ölümlerle sonuçlanan göç politikasından vazgeçmeye davet ediyoruz.    Yıllardır herhangi bir ayrım gözetmeksizin düzensiz göçmenler için de uluslararası kuralları esas alarak insani politikalarını sürdüren Türkiye’nin isminin, yıllardır göçmenlere uyguladığı insanlık dışı muamelelerle tüm dünyanın yakından tanıdığı Yunanistan ile bu konuda yan yana getirilmesini bile şiddetle reddediyoruz. 1… 24.09.2022 tarihinde Çanakkale ili Ayvacık ilçesinde Sahil Güvenlik Komutanlığınca 15 düzensiz göçmen (7 çocuk, 8 yetişkin) deniz yüzeyinden sağ olarak kurtarılmış, 6 düzensiz göçmenin (4 çocuk, 2 yetişkin) cansız bedenine ulaşılmıştır. Göçmenlerden edinilen ilk bilgiler doğrultusunda; Yunan Sahil Güvenliği tarafından lastik botun patlatılarak Türk karasularına yakın bir noktada geri itildikleri ve lastik botun su alarak battığı bilgisi alınmıştır. 2… 24.09.2022 tarihinde Çanakkale ili Ayvacık ilçesinde Sahil Güvenlik Komutanlığınca 15 düzensiz göçmen (7 çocuk, 8 yetişkin) deniz yüzeyinden sağ olarak kurtarılmış, 6 düzensiz göçmenin (4 çocuk, 2 yetişkin) cansız bedenine ulaşılmıştır. Göçmenlerden edinilen ilk bilgiler doğrultusunda; Yunan Sahil Güvenliği tarafından lastik botun patlatılarak Türk karasularına yakın bir noktada geri itildikleri ve lastik botun su alarak battığı bilgisi alınmıştır. 3… 13.09.2022 tarihinde Lübnan üzerinden İtalya’ya geçmeye çalışan ve Yunanistan tarafından geri itilen 3 adet can salı içeresinde toplam 66 düzensiz göçmen kurtarılmıştır. Ayrıca bir can salı daha olduğu ihbarı üzerine yarı batık durumda olan can salına tutunan 7 düzensiz göçmen daha kurtarılmış ve can salı etrafında 2 bebek, 3 çocuk ve 1 kadın olmak üzere toplam 6 düzensiz göçmenin cansız bedenine ulaşılmıştır. 4… 02.02.2022 tarihinde İpsala İlçesi Paşaköy Köyü Mandakoru mevkiinde Yunanistan unsurları tarafından geri itilen ve donarak vefat eden 19 düzensiz göçmenin cansız bedenine ulaşılmıştır.  5… 03.02.2022 tarihinde Sazlık Mevkiinde Yunanistan’ın Sisam (Samos) Adasından Yunan Sahil Güvenlik tarafından geri itme mağduru 5 düzensiz göçmen tespit edilmiş olup Sahil Güvenlik ekipleriyle yürütülen ortak çalışma neticesinde yabancılar kurtarılmıştır. Kurtarılan düzensiz göçmenler, Yunan polisinin kendilerini küçük bir araca bindirip marinaya götürdüğünü, oradan tekne ile Türk sularına getirdiklerini, dövdüklerini ve denize bırakıp hızlıca uzaklaştıklarını ifade etmiştir. Yapılan ilk incelemelerde yabancıların gözle görülür ciddi darp izleri bulunduğu anlaşılmıştır. 6… 23.02.2021 tarihinde 7 Suriye, 4 Mısır, 5 Hindistan, 2 Pakistan,2 Irak,1 Afganistan ve 1 İran uyruklu toplam  22 düzensiz göçmenin, yine gün 24.02.2021 tarihinde de 16 Suriye, 4 Afganistan, 5 Pakistan,1 Yemen, 1 Fas ve 2 Tunus toplam  29 düzensiz göçmen Yunanistan güvenlik güçleri tarafından önce darp edilerek ardından Meriç Nehrinin ortasındaki adacığa bırakıldığı ve her iki olayda da göçmenlerin telefonları ve eşyaları alınarak şiddet ve kötü muamelelere maruz bırakıldıkları tespit edilmiştir. İki olayın devamında çaresiz bir şekilde adacıkta bekleyen göçmenlerin insan onuruna yakışacak şekilde mağduriyetlerinin giderilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanabilmesi adına yetkili personeller aracılığıyla Türk tarafına alınmıştır.   7.. 20.10.2021 tarihinde Kuşadası Sahil Güvenlik Komutanlığı görevlilerince Sazlık Koyunda kayalıklar üzerinde 11 şahıs tespit edilmiş ve burada yapılan ilk görüşmede, Yunanistan Sahil Güvenlik unsurları tarafından geri itme yöntemiyle bırakıldıklarını, Yunan polisinin kendilerini zorla lastik bota bindirip paralarını ve eşyalarını alarak denize açılmaya zorladıklarını,  bot içerisinde bulunan mazotun bazı arkadaşlarının vücutlarında yanıklara neden olduğu belirtmişlerdir. 8.. 18.05.2021 tarihlerinde Yunanistan-Türkiye sınırında teslim alınarak Edirne İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edilen Irak uyruklu düzensiz göçmenin, Yunanistan kolluk kuvveti oldukları iddia edilen kişilerce çeşitli şiddet olaylarına maruz kalmasının devamında Türkiye topraklarına itilmesi söz konusu olduğu anlaşılmıştır.  9.. 08.12.2020 tarihinde saat 20:15 sıralarında Tekağaç Burnu açıklarında yardım talebinde bulunan bir grup düzensiz göçmenin olduğu ihbarı sonrası olay yerine intikal eden Sahil Güvenlik Komutanlığı unsurları; 2 adet can salı içerisinde tespit edilen ve kurtarılan 11 (7 Orta Afrika uyruklu, 2 Kongo uyruklu,2 Kamerun uyruklu) düzensiz göçmenin Yunan Sahil Güvenlik ekiplerince darp edilerek geri itme işlemine maruz bırakıldıklarını tespit etmiştir. 10…

1 yıl önce

İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy İBB personeli Muharrem Kılıç gerçeğini belgeleriyle ortaya koydu

Gündeme bomba gibi düşen bu açıklama sonrası İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimi, "Şehit yakınına terörist dediler" diyerek algı operasyonuna girişmişti. İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun danışmanı Murat Ongun’un bu ithamlarına yanıt vermişti. Dünkü açıklamasında Ersoy, Mehmet Kılıç'ın 2016 yılında Diyarbakır'da düzenlenen bombalı saldırıda şehit olduğunu, İBB personeli Muharrem Kılıç'ın ise, 2014'te PKK'nın kırsal kadrosuna katıldığını ve 2017'de PKK'nın şehir yapılanması YPS'de yakalanan kardeşi olduğunu duyurmuştu. Terör iltisaklı zanlının kamuda işe girmek için de başvuruda bulunduğu sicili nedeniyle bu talebinin reddedildiği ve İBB tarafından işe sokulduğu ortaya çıkmıştı. Bu kez Ersoy, Kılıç hakkında Aile Bakanlığı, Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi’nce “RED” kararı verilirken İBB tarafından belediyede işe kabul edildiğini belgeleriyle ortaya koydu. BAKAN YARDIMCISI ERSOY, KILIÇ İLE İLGİLİ BELGELERİ ORTAYA KOYDU Dün İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, terör iltisaklı zanlı KIlıç'ın kamuda işe girmek için de başvuruda bulunduğu sicili nedeniyle bu talebinin reddedildiği ve İBB tarafından işe sokulduğunu bildirmişti. DEVLETTEN "RED" İBB'DEN ONAY! Bakan Yardımcısı Ersoy, bu kez Kılıç hakkında Aile Bakanlığı, Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi'nce "RED" kararı verilirken İBB tarafından belediyede işe kabul edildiğini belgeleriyle ortaya koydu. https://twitter.com/mehmetersoy57/status/1608482944838160388?s=48&t=_uGkfZQbmgYGsEBx6TJYsQ

1 yıl önce

ABD'de 'gizli belge' krizi! Biden'ın evinde arama yapıldı

Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI), 'gizli belge' soruşturması kapsamında ABD Başkanı Joe Biden'ın Delaware eyaletindeki bir konutunda arama yaptığı bildirildi.

1 yıl önce

CHP’li Yaşar Okuyan'dan tehdit gibi açıklamalar: Meral Akşener Altılı Masa'yı dağıtırsa elimde belgeleri var açıklarım

Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun törenle partiye kattığı CHP'li Yaşar Okuyan bir televizyon kanalında İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında zehir zemberek açıklamalarda bulundu. 'Kılıçdaroğlu kazanamaz' algısını İYİ Parti'nin organize ettiğini belirten Okuyan, Akşener'in 'Kazanacak bir adayla çıkmalıyız' sözlerinin hatırlaması üzerine "Meral Hanım çık da bir göreyim seni. Sen son seçimde adaylığını koydun yüzde 7 alamadın" dedi. 'MASAYI DAĞITIRSAN BELGELERİ AÇIKLARIM' Okuyan açıklamalarının devamında elinde Meral Akşener'in İçişleri Bakanlığı dönemine ait belgeler olduğunu ve Altılı Masa'yı dağıtması durumunda bunları açıklayacağını belirterek şu ifadeleri kullandı: "Meral Akşener masayı dağıtır, Kılıçdaroğlu'nun adaylığına terslik yaparsa bunun bir bedeli olur, elimde belgeler ve dosyalar var hepsini açıklarım. Hepsi de İçişleri Bakanlığı dönemine ait belgeler. Sokağa çıkamaz. Konuşturtmasın beni. İhanettir" Okuyan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na Meral Akşener ile ilgili belgelerin olduğu bir dosya verdiğini de öne sürdü. Yaşar Okuyan Akşener'in rahmetli ağabeyinin 40 senelik arkadaşı olduğunu ve onun hatırına sustuğunu da belirtti.

1 2 3 4 5 6 7