02 Mayıs Perşembe 2024
1 yıl önce

Turizmde mayıs bereketi: Kapasite yüzde 90 doldu

Yeni Şafak’ın haberine göre; Türkiye turizmde bu yıl kendi rekorunu kırmaya çalışacak. Rekor 45 milyon turistle 2019 sezonuna ait. Tüm dünyada pandemi kısıtlamalarının kaldırılmasıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Merkez Bankası’nın işaret ettiği coşkulu turizm sezonu kapılarını yüzde 90 dolulukla açtı. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya Türk turizmindeki son durumu anlattı. TÜRKİYE'YE AKIN AKIN GELİYOR Pandemi kısıtlamalarının bu yıl tam anlamıyla ortadan kalktığını ve akın akın Türkiye’ye turist talebi olduğunu ifade eden Bağlıkaya, “Birikmiş bir seyahat özlemi var. Bu yıl onun yansımalarını göreceğiz. Diğer turizm pazarlarına kıyasla Türkiye’nin durumu gayet iyi. Bölgesindeki diğer ülkelere nazaran daha fazla turist alıyor şu anda, daha fazla rezervasyon alıyor. Onun da sebebi uzun süredir insanların tatile gidememiş olmasından dolayı Türkiye’nin güneyi ve batısında ciddi bir yığılma var” ifadelerini kullandı. MAYIS’TA TESİSLER DOLDU TAŞTI Tatil bölgelerindeki doluluk oranlarını Mayıs’ta ki doluluğun altını çizen Firuz Bağlıkaya, “Doluluk oranları çok yüksek. Şu anda açık olan tesislerde yüzde 80-90 doluluk var. Mayıs ayının ilk tatili bu. Dolayısıyla bundan sonraki dönemlerde de, Mayıs’ta tatile gidilebilecek bölgeler hemen hemen doldu. Onun dışındaki bölgelerde de inşallah önümüzdeki günlerde 19 Mayıs’ta başlayan havalar biraz da ısındıkça o bölgelerde de doluluk oranları artacaktır” diye konuştu. RUSYA İLE UÇAK KRİZİ AŞILIR Doluluk oranlarının yüksek olmasına karşın Rusya ve Ukrayna pazarına çalışan tatil işletmelerinde düşüş olabileceğine dikkat çeken TÜRSAB Başkanı, “Rusya ile Ukrayna’nın durumu malum. Onun dışındaki problemlerdeki artış, geçen seneden yukarda yine beklendiği gibi. Dolayısıyla Rusya’dan da uçaklar eğer açılırsa, ki açılacağı hakkında haberler var. Eğer normal rutinine dönerse Rusya, bir tek kaybımız yüksek bir kayıpla Ukrayna bölgesi kalır. Rusya’nın da bir kısmı kalır. Yani ben de geçen seneden iyi bir sene bekliyorum inşallah. Bu sene de bütün pazarların çok açık olduğu gibi bir rekor senesi bekliyorduk maalesef bu olmayacak. Ama kötü bir sene de olmayacak öyle gözüküyor” açıklamasında bulundu.

1 yıl önce

Türkiye, yalan habere maruz kalan ülkeler sıralamasında 1. sırada

Burada bir konuşma yapan AK Parti Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, Türkiye’de ’Sözde’ siyaset yapan birilerinin polise ve devlete ’Katil’ dediğini söyledi. Ünal, şöyle devam etti: "Diyorum ki, bir kere olsun ’Katil PKK’ demediniz. Ama siz kalkıp ne diyorsunuz, ’Katil polis’ diyorsunuz. Siz bizden değilsiniz. Bizim Cumhurbaşkanımız, Allah ondan razı olsun dün ve ondan önceki gün Balkanlar’daydı. Balkanlar’da Hırvatistan, Sırbistan, Bosna Hersek, hepsiyle görüşerek orada ortaya çıkarılmak istenen çatışmayı, orada ortaya çıkarılmak istenen maalesef savaşı Cumhurbaşkanımız ne yaptı? Sulh ve selamete erdirdi. " 'Cumhurbaşkanımız aldığı inisiyatifle tahıl krizini çözdü' "Rusya- Ukrayna konusunda Cumhurbaşkanımız yine arabulucu rolüyle orada oluşturulmak istenen çatışmanın engellenmesi ve barışın sağlanması için gerekli çalışmaları yürüttü" diye devam eden Ünal, "Yine dünya tahıl krizi, gıda krizi yaşayacakken Cumhurbaşkanımız aldığı inisiyatifle tahıl krizini çözdü. Sırbistan Vucic ne diyor, ’Türkiye’nin büyümesi ve Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği önemlidir.’ Yine, dünyanın her yerinden Cumhurbaşkanımızla ilgili, liderliğiyle ilgili, küresel çözüm iradesiyle ilgili, küresel barış vizyonuyla ilgili dünyanın her yerinden cumhurbaşkanımıza dönük taktirler var. Peki, soruyorum, bunlar niye cumhurbaşkanımızdan rahatsızlar? Bakın bir şey söyleyeyim, siyasi rakip olmaları gayet normal. Siyasette rekabet vardır, cumhurbaşkanımız karşısında tabii ki siyasi olarak bir rekabet otaya koyacaklar. Fakat bunlarınki siyasi rekabet değil, dillerine bakarsanız bunlarınki maalesef düşmanlık. Muhalefette rekabet olur ama düşmanlık olmaz. Bunlar maalesef Erdoğan düşmanlığıyla, AK Parti düşmanlığıyla maalesef artık kiminle işbirliği yapacaklarını şaşırmış durumdalar" diye ekledi. AK Parti iktidara gelmeden önce Türkiye’nin birçok sorunu olduğunu ileri süren Ünal, bu sorunların AK Parti sayesinde çözüldüğü belirtti. AK Parti’nin 70- 80 yıllık sorunları çözdüğünü ve o nedenle şimdi eski sorunlar yerine bugünün sorunlarının konuşulduğunu ifade eden Ünal, şöyle konuştu: "70 yıllık, 80 yıllık sorunları çözen irade, bugünün sorunlarını da çözer. Yeter ki bize sağlam duralım, sıkı duralım. Çünkü bütün dünya şu anda bir küresel daralmadan geçiyor ama hamdolsun devletimiz, sımsıkı milletimizin yanında. Evvel Allah, bu devlet- millet beraberliğiyle, cumhurbaşkanımızın liderliğinde hiç kimseyi darda, zorda bırakmayız ve bu sorunlar da önümüzdeki süreçte inşallah çözülecektir. Ve şundan emin olun, 2023 ve Cumhuriyetimizin 100. yılıyla birlikte inşallah biz ’Türkiye’nin 100 yılı başlıyor’ diyeceğiz, inşallah ’Biz daha yeni başlıyoruz’ diyeceğiz. Niye biliyor musunuz? Çünkü altyapı sorunlarımızı çözdük. Ulaşım altyapısını çözdük hem şehirlerde hem Türkiye’de. Sağlık altyapısını, eğiti altyapısını, savunma sanayiinde altyapı sorunlarınızı çözdük. Türkiye yalan haberde, yalan habere maruz kalan ülkeler sıralamasında 1’inci sırada yüzde 49 ile. O yüzden lütfen bunların yalanlarına asla inanmayın. Kendimize güvenelim, Türkiye’ye güvenelim ve şundan emin olalım ki biz üretim kapasitemizle, istihdamımızla, büyümemizle, ihracatımızla Allah’ın izniyle önümüzdeki 5 yıl dünyadan pozitif bir şekilde ayrışıp Türkiye’yi bir üretim merkez haline getireceğiz bundan emin olun." Konuşmaların ardından kesilen kurdele kavşak trafiğe açıldı. Daha sonra AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, aracının direksiyonuna geçerek Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör ile kavşaktan geçti.

1 yıl önce

Emine Erdoğan'la ilgili asılsız habere Çevre Bakanlığı'ndan tepki: Hukuki süreç başlatılacak

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na bağlı olarak kurulan Çevre Ajansı'nın Emine Erdoğan'ın himayesinde kurulduğu iddialarını yineleyen bir gazetenin haberi üzerine Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yalanlama yayınlandı, hukuki sürecin başlayacağı duyuruldu. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 'Çevre Ajans'ının Emine Erdoğan'ın himayesinde olduğu yönündeki asılsız, mesnetsiz iddialar üzerine açıklama yapma zorunluluğu ortaya çıkmıştır' diyerek bir duyuru yayınladı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Daha önce de defaatle belirtildiği üzere; Türkiye Çevre Ajansı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletin temsilcilerinin onayıyla kurulmuştur. Kanunla hayata geçirilmiş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na bağlı bir kamu iştirakidir. "YÜZDE 25'İNE TEKABÜL EDEN YASAL BİR GELİRDİR" Dolayısıyla Çevre Ajansı, Emine Erdoğan Hanımefendi de dâhil olmak üzere hiç kimsenin himayesinde değildir ve hiçbir özel şahısla ilgisi yoktur. Kanunda Ajans'ın faaliyet alanı, nasıl çalıştığı, gelirleri açık, net, şeffaf bir şekilde ortaya konmuştur. Asılsız iddiaya konu olan ve Sayıştay raporlarında da belirtilen gelir de, 2021 yılı bütçesinde yer alan, yine kanunun geçici maddesinde de belirtildiği üzere, Çevre Kanunu'nun ek maddesi uyarınca tahsil edilen geri kazanım katkı paylarının yüzde 25'ine tekabül eden yasal bir gelirdir. "İDDİALARLA İLGİLİ HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILACAKTIR" Çevre Ajansı gelirleri yine kanunda yer aldığı şekilde ajansın faaliyetleri için kullanılmaktadır. Bu faaliyetler ise atık toplama konusunda en verimli uygulamaları hayat geçirerek Depozito İade Sistemi'ni etkin bir şekilde yürütmek, sıfır atık yönetim sisteminin kurulmasına ve uygulanmasına katkı sağlamak, geri kazanılabilir ürünleri kullanımları sonrası ülke ekonomisine kazandırmak, çevrenin, doğal varlıklarımızın korunmasına yönelik toplumsal duyarlılık ve farkındalık oluşturacak çalışmalar yapmak, iklim değişikliğiyle mücadele, doğal alanlarımızı, denizlerimiz başta olmak üzere su kaynaklarımızı korumak, şehirlerimizi temiz tutmak. Hal böyleyken kanuni bir işlemi, kanuna aykırı, keyfi bir faaliyet gibi göstermek, üstelik de bunu Emine Erdoğan Hanımefendi himayesinde yapıyor algısı oluşturmak en hafif tabiriyle ahlaksızlıktır. İddialarla ilgili hukuki süreç başlatılacaktır."

1 yıl önce

CHP'li eski milletvekili Ensar Öğüt: Kılıçdaroğlu bir hafız, Kur'an-ı Kerim'i ayetleriyle birlikte ezbere biliyor

CHP tarafından fonlanan televizyon kanalı KRT TV canlı yayınına konuk olan CHP'li eski Milletvekili Ensar Öğüt, partisinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun hafız olduğunu söyledi. "AYETLERİYLE BİRLİKTE EZBERE BİLİYOR" Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Başkanı olduğu dönemde umreye gittiğini belirten Öğüt, "İbadetini yapar. Ben hacca gittiğimde yanına gittiğimde inanın samimi söylüyorum Kuran-ı Kerim'i ezbere biliyor. Ayetleriyle birlikte ezbere biliyor." dedi. "BÜTÜN TÜRKLER ALEVİDİR" "Bu kadar mütevazı bir insan namazını da kılıyor, ibadetini yapıyor." ifadelerini kullanan Öğüt, "Alevi diyorlar. Bütün Türkler Alevidir. Aleviler Muaviye'ye karşı olan Müslümanlardır. Bu Müslümanlar ibadetini camide de yaparlar cemevinde de yaparlar." diye konuştu. https://twitter.com/bugunguncel/status/1578973839337598979?s=46&t=9-agGKTnQNVYFhnmYih1Vg

1 yıl önce

Habere değil provokasyona odaklandı: Karar'ın baş editörüne tepki yağdı

Taksim İstiklal Caddesi'nde dün düzenlenen terör saldırısında 6 kişi hayatını kaybederken 81 kişi yaralandı. Güvenlik güçleri hain saldırı sonrasında düzenlediği operasyonda bombayı olay yerine bırakan teröristi yakaladı. Suriye uyruklu kadın terörist, terör örgütü PKK/YPG'nin Suriye'nin kuzeyinde yer alan terör kampında eğitim gördüğünü itiraf etti. Emniyet güçleri hain saldırıda TNT patlayıcı kullanıldığını açıkladı. Polis ekipleri PKK/YPG'li teröristi Küçükçekmece'de bir evde yakaladı. HABERE DEĞİL PROVOKASYONA ODAKLANDI Taksim'deki hain saldırı tüm Türkiye'yi yasa boğarken bazıları da provokasyon peşindeydi. Kara gazetesinin internet sitesinde şef editör olarak görev yapan Seda Çakır PKK/YPG'li teröristin saklandığı evde yakalanması ile ilgili paylaşım yaptı. Çakır, Terörist bombayı patlatmış, gitmiş evinde yakalanmayı beklemiş" dedi. Çakır'ın yaptığı paylaşıma sosyal medyada tepki yağdı.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye yalan habere en fazla maruz kalan ülke

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, insanların haber alma hakkını her şeyin üstünde tutan, hakikat odaklı yeni bir iletişim anlayışına ihtiyaç olduğunu belirterek "Türkiye İletişim Modeli, bu arayışımızın ürünüdür. Bu modelin gayesi, hakikat dairesi içerisinde demokrasi ve uluslararası hukuktan güç alan bir iletişim anlayışını hem savunmak hem de uygulamada tesis etmektir" dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca İstanbul TİM Maslak Gösteri Merkezi'nde düzenlenen Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'ne (Stratcom Summit) video mesajla katıldı. Mesajında, "Belirsizlik çağında stratejik iletişim" temasıyla düzenlenen zirvenin hayırlara vesile olmasını dileyip zirvenin icrasında görev alan tüm kurum ve kuruluşları tebrik eden Erdoğan, dünyanın farklı ülkelerinden zirveye katılan misafirlere "Hoş geldiniz" dedi. Dijitalleşmeyle birlikte iletişim araçlarında ve haber kaynaklarında büyük dönüşümler gerçekleştiğine işaret eden Erdoğan, her yenilik gibi iletişim alanında yaşanan bu değişimin de beraberinde fırsatların yanı sıra çeşitli riskleri getirdiğini ifade etti. Bilhassa sosyal medyanın günlük hayatta artan etkisi sebebiyle daha önce karşılaşmadıkları sorunlarla mücadele etmek zorunda kaldıklarını belirten Erdoğan, "Bilgi kirliliği ve dezenformasyon, içinde bulunduğumuz dönemin en fazla öne çıkan iki meydan okumasıdır. Türkiye'yle birlikte dünyanın pek çok ülkesinde yalan, iftira, çarpıtılmış haberler, sayısız insanın hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Önü arkası araştırılmadan ortaya atılan ithamlar, kimi zaman telafisi mümkün olmayan zararlara yol açıyor. Dijital zorbalar, çocuklar başta olmak üzere toplumun korumasız kesimlerini tehdit ederken dijital faşizm, demokrasi ve özgürlüklere, dijital terör ise doğrudan devletin güvenliğine yönelik tehdit oluşturuyor" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletler arası gerilim ve rekabette de dijital mecraların bir psikolojik harekat unsuru olarak daha sık kullanılmaya başlandığını gördüklerini belirterek şunları kaydetti: “Türkiye gerek stratejik konumu gerek izlediği özgün politikalar gerekse bölgesel ve küresel meselelerde sergilediği ilkeli duruş nedeniyle dünyada üretilmiş ve maksatlı yalan habere en fazla maruz kalan ülkelerden biridir. DEAŞ, FETÖ ve PKK başta olmak üzere eli kanlı terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz haklı mücadele sırasında yaşanan iki yüzlülükler bu çarpıcı gerçeği defalarca ortaya koymuştur. Son olarak İstiklal Caddesi'ndeki terör eylemi sonrasında şahit olduğumuz kimi uluslararası basın kuruluşunun haber dili, adeta faillerin ekmeğine yağ sürmüştür. Objektif haber verme yerine Türkiye'yle hesaplaşmayı amaçlayan bu tür yaklaşımların artık terk edilmesi gerektiğini artık her fırsatta ve platformda ifade ediyoruz." "Stratejik iletişimi uluslararası iş birliğini geliştirecek önemli bir araç olarak değerlendiriyoruz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsanların haber alma hakkını her şeyin üstünde tutan, hakikat odaklı yeni bir iletişim anlayışına ihtiyacımız var. Türkiye İletişim Modeli, bu arayışımızın ürünüdür. Bu modelin gayesi, hakikat dairesi içerisinde demokrasi ve uluslararası hukuktan güç alan bir iletişim anlayışını hem savunmak hem de uygulamada tesis etmektir. Nitekim ekim ayında yürürlüğe giren düzenlemeyle vatandaşlarımızın doğru ve tarafsız haber alma özgürlüğünü garanti eden adımlar attık. Yalanın ve çarpıtmanın iletişim kanallarını zehirlediği bir denklemde temiz ve açık iletişim anlayışından taviz vermeyeceğimizi bir kez daha gösterdi. Yaşadığımız her hadiseyle zamanlıca attığımız bu adımın ne kadar yerinde ve isabetli olduğuna şahitlik ediyoruz. Stratejik iletişimi de uluslararası iş birliğini geliştirecek önemli bir araç olarak değerlendiriyoruz." 2. Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'nin karşılıklı fikir ve tecrübelerin paylaşılacağı bir platform olarak iletişim ekosistemine yeni bir soluk getirmesini temenni eden Erdoğan, zirvenin düzenlenmesinde emeği geçenleri kutladı.

1 yıl önce

Ümit Kocasakal'dan CHP'nin 'vizyon' toplantısı için Kemal Kılıçdaroğlu’na zehir zemberek sözler: Mandacılığın manifestosu

İstanbul Eski Baro Başkanı Ümit Kocasakal, CHP'nin 'Yeni Yüzyıla Çağrı' programında Kılıçdaroğlu tarafından 'danışman' olarak tanıtılan isimlere tepki gösterdi. Twitter hesabından açıklamalar yapan Kocasakal, CHP'nin son dönemdeki politikalarını sert bir dille eleştirdi. İşte Kocasakal'ın o paylaşımları: "İkinci yüzyıla çağrı" adı altında 3 Aralık'ta açıklanan 'vizyon!'; Küreselciliğin, neo-liberal anlayışa teslimiyetin modern mandacılığın manifestosudur, CHP'nin köklerinden açık ve kesin bir kopuştur, altı oka, Atatürk politikalarına reddiyedir. Aslında söz konusu olan; 'yeşil dönüşüm', 'teknoloji', 'dijital' görünümlü yeni sürüm mandacılık 4.0'dır! Siyaset üstü kurul", "beyin takımı", "ortak akıl koalisyonu", "liyakat", "bilim" palavraları, "Ronaldo-Messi","şampiyonlar ligi" gibi benzetme "şirinlikleri", "Endüstri 4.0" veya 'yeşil dönüşüm', "temiz fon" palavraları, "meydan okuma" hezeyanları sadece bu gerçeği örtmeye yönelik bir "illüzyon" dan ibarettir. ATATÜRKÇÜ GÖRÜNÜMLÜ MASALCILAR Ancak bu palavralar da, Atatürkçü görünümlü masalcıların "yıkama-yağlama-parlatma" gayretleri de gerçekleri örtmeye yetmemektedir. Oluşturulan "Kurul" siyaset üstü olmayıp aksine tam anlamıyla apaçık neo liberalizm müritlerinden müteşekkil "küreselci" bir takımdır! İşte ithal ve sözde "yerli! ama asla milli olmayan kadronun bazı elemanlarının günlerdir ortalığa saçılan Atatürk ile, Cumhuriyetle, Devlet ve ülke ile ilgili sözleri ve yaklaşımları, paçalardan akmaktadır. Bunları gizlemek de, izah etmek de mümkün değildir. Mal meydandadır! Atatürkçü görünümlü masalcılar ise bu skandal ifade ve yaklaşımlar karşısında alışılageldiği üzere (Örneğin Kemalizme ırkçılık diyen Taraf gazetesi yazarının genel başkan yardımcısı olmasına sessiz kalınması gibi) dut yemiş bülbülü oynamaktadır! İTHAL FİKİR VE DANIŞMANLARA GEREK YOKTUR Bu sözde "Vizyon"u, Atatürk'ün hayaline sahip çıkmak ve onun vizyonunu hayata geçirmek" olarak göstermek, "Atatürk'ün düşündeki ülke" olarak nitelemek ise doğru olmadığı gibi, tam bir çarpıtma ve ikiyüzlülüktür. Başta ekonomi olmak üzere her alanda tam bağımsızlık, anti emperyalist duruş ve bakış, devletçilik, kamuculuk, halkçılık, üretim, planlama içermeyen, gayrı milli, "sıcak para" ve ne idüğü bilinmeyen "fon"lara dayalı hiçbir "vizyon" Atatürk'ün hayali ve düşündeki ülke olamaz! Ne yazık ki CHP'nin fikri ve fiziki işgali; İlkelerinin ve programının açık ve sistematik çiğnenmesinden sonra açık bir reddi mirasa da ulaşmıştır! Oysa uzağa gitmeye, dışarıdan ithal fikir ve danışmanlara, Fuller'in rüyası "Yeni Türkiye" illüzyonlarına gerek yoktur. Türkiye'yi düze çıkaracak tek şey; anti emperyalizmi ve tam bağımsızlığı "karakter" edinerek Atatürk çizgi ve politikalarına, kurucu ruh ve felsefeye yani kuruluştaki "Türkiye"ye geri dönmekten yarım kalan Cumhuriyet devrimini tamamlamaktan ibarettir. Durum bu kadar açıktır. Herkes, "devletçiliğin altın yıllarına", Atatürk'ün özgün ve başarılı ekonomik modeline yeniden bakmalı ve ders almalıdır. Atatürk'ün "düşündeki ülke" de, onun "vizyonunu hayata geçirmek" de ancak böyle olur ve mutlaka olacaktır.

1 yıl önce

3 buçuk yıldır proje yapamayan Ekrem İmamoğlu kendini böyle avutuyor: İstanbul'un kasasına bereket getirmiş

3 buçuk yıldır yeni bir proje yapamayan, hatta AK Parti dönemindeki projelere sahip çıkan Ekrem İmamoğlu, şimdi de verdiği cevapla gündem oldu.  İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, TV 100 ekranlarında programa konuk oldu. Sunucu İmamoğlu'na "3,5 senedir yaptığınız en büyük iş neydi?" diye sordu. İmamoğlu'nun verdiği cevap ise akıllarda durgunluk yarattı. EN BÜYÜK İŞİ BEREKET İmamoğlu o soruya "İstanbul’un kasasına bereket getirmek" cevabını vererek sosyal medyada gündem oldu. https://twitter.com/bugunguncel/status/1602884308917796867?s=46&t=tBeVhaf2TintkpY4VzarIw

1 2 3 4