04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı’ndan ‘uyuma, bildir’ mesajı

Bakanlıktan ayrıca, “Uyuşturucu ile mücadele sürecine toplumun desteği büyük önem taşımaktadır. Bu yönde Bakanlığımızca toplumun uyuşturucu ile mücadele sürecine katılması, suçun tüm delileri ile ortaya konulması, topyekün güçlü bir mücadele oluşturulması amacıyla 2017 yılından itibaren çok önemli toplumsal projeler hayata geçirilmiştir. Bu projelerden bir tanesi de UYUMA’dır. Dünyada bir örneği olmayan UYUMA projesi, Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan tamamen yerli ve milli bir yazılımdır. Uygulama tüm vatandaşlarımız tarafından akıllı telefonlarına kolayca indirilebilmekte ve kolayca bildirim yapılabilmektedir. Uygulama üzerinden bildirim yapan vatandaşlarımızın kimlik bilgileri gizli kalmakta ve soruşturmanın hiçbir aşamasında üçüncü kişiler ile paylaşılmamaktadır. UYUMA uygulamasını bugüne kadar 473 bin 937 kişi cep telefonuna indirdi. Uygulama üzerinden gelen 37 bin 593 ihbara anında güvenlik güçlerimizce müdahale edildi. Uyuşturucu ile mücadele uygulaması UYUMA ile GÖZÜMÜZ OLUN...” denildi.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı’ndan Suriye Parlamentosu'nun skandal Hatay bildirisine sert yanıt

Dışişleri'nden Suriye Parlamentosu'nun skandal bildirisi hakkında açıklama yapıldı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: "Suriye halkını hiçbir şekilde temsil etmeyen, demokratik meşruiyetten yoksun Halk Meclisi’nin ülkemizin toprak bütünlüğünü hedef alan hadsiz ve hukuksuz açıklamasını şiddetle reddediyoruz. "Her türlü tehdide karşılık vermekte kararlıyız" Bu tarz açıklamalar, kendi halkına yıllardır zulmeden, yüzbinlerce masumun ölümünden ve milyonlarcasının yerlerinden yurtlarından edilmesinden sorumlu bir rejimin içinden çıkamadığı hezeyanın bir başka tezahürüdür. Türkiye, geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de, vatan topraklarına göz diken alçakça emellere ve milli çıkarlarına yönelik her türlü tehdide karşı gerekli karşılığı verme azim ve kararlılığına sahiptir."

2 yıl önce

Montrö bildirisindeki amirallere TCK 316. maddeden ceza istendi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen ve kamuoyunda "Amiraller Bildirisi" olarak bilinen soruşturma tamamlandı. İddianame Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. 103 şüphelinin “Devletin Güvenliğine veya Anayasal Düzene Karşı Suç İşlemek için Anlaşma” suçundan cezalandırılmaları talep edildi. Bu kapsamda, 103 şüphelinin 5237 Türk Ceza Kanununun 316/1. Maddesi kapsamında "Devletin Güvenliğine veya Anayasal Düzene Karşı Suç İşlemek için Anlaşma" suçundan cezalandırılması talep edildi. Emekli amirallere 12'şer yıl hapis cezası isteniyor. Hakkında gözaltı tedbiri uygulananlarla birlikte bir kısım şüphelinin tüm dijital materyalleri incelendi, suça konu yazışmalar dijital inceleme raporlarıyla tespit edilerek iddianameye eklendi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Kılıçdaroğlu'nun bildiği hiçbir şey yok

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Bursa İl Başkanlığında açıklamalarda bulundu. Bu neslin ekonomik saldırılar gördüğünü anlatan Soylu, "(Bu nesil) Günde 30-40 kahraman evladımızın, şehit tabutları içerisinde ay-yıldızlı bayrak sarılıp, annelerinin, babalarının, evlatlarının, eşlerinin gözyaşları içerisinde toprağa verildiğini gördü. Gecelik yüzde 8 binlik faizleri gördü. Emeklilerin acaba önümüzdeki ay maaş alabilecek miyiz, alamayacak mıyız, diye endişe içerisinde olduklarını gördü. Bu kader ne zaman değişecek, bu durum ne zaman değişecek diye kafalarının karıncalandığı günleri gördü. Kimliklerini, inançlarını, değerlerini, kıyafetlerini ve her türlü varlığına saldırıldığı, aşağılandığı, ötekileştirildiği günleri gördü." dedi. Bakan Soylu, şöyle devam etti: "Amerika'dan parmak sallıyorlardı. Avrupa'dan 'oturun oturduğunuz yerde haddinizi bilin' diyenleri gördük. Görmediğimiz kalmadı. Bizi, kendi içimizde endişeli, yarın ne olacak sorusuyla sorgulanan ve en kötüsü de geleceği belirsiz bakan bir millet konumuna, özgüvensiz bir millet konumuna getirmek istediler. İnsanı özgüvensiz olarak bir noktaya bırakmaya çalışanlara karşı, 21. asrın başından itibaren buradaki arkadaşlarımızın içinde bulunduğu kadro, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki kadro, biraz önce ifade ettiğim bütün meselelerin üzerine gidip, elinin tersiyle itip, yepyeni bir süreci ortaya koymaya çalıştığı andan itibaren Türkiye'de hikaye değişmiştir." "Kılıçdaroğlu'nun bildiği hiçbir şey yok" Türkiye'nin üretim üssü haline geldiğini aktaran Soylu, şunları kaydetti: "Birilerinin kafasının basmadığı, birilerinin öğretilmiş çaresizlik içinde kıvrandığı, faiz, kur makasının arasına sıkıştığı ve oradan bir şekilde çıkamadığı, dünyanın efendilerinin öğrettiklerinin dışında başka bir şeyi düşünme yeteneği olmayan ve bunları kaybedenlere, bir ülkede üretim sıçramasının nasıl olacağını, etrafındaki coğrafyaya nasıl hayatiyet vereceğini ve yıllardır bir şekilde tüm insanları kendi köleleri gibi görenlere nasıl bir hakkaniyet sesini yükselteceğimizi hep beraber göstereceğimiz bir dönem. Bunu bilen kadrolar burada. Merak etmeyin. Kılıçdaroğlu'nun bildiği hiçbir şey yoktur. Millete vereceği hiçbir şey yoktur. Yalanı, dolanı, tezviratı ve başkalarının kapılarından medet ummayı bilenlerdir onlar. Biz bu topraklara inanıyoruz. Biz bu ülkenin insanlarına inanıyoruz. Bize emanet edilen tarihimize ve medeniyetimize inanıyoruz. Bu ülkeyi bizden çok daha ileri götürebilecek gelecek genç nesillerimize inanıyoruz. Biz neye inandığımızı biliyoruz." Bakan Soylu, milletin tercihinin her zaman yeni ve güçlü Türkiye'den yana olduğunu dile getirerek, "Gücümüzü milletten alıyoruz ve bu millet her şeyi görmektedir. Biz daha yeni başladık. Bu millet yeni başladı. Ecdadımızın Osman Gazi, Orhan Gazi'nin emanet ettiği bu topraklarda onlardan daha ileriye gidebilmek için çatlasınlar da patlasınlar, yeni başladık. Milletimize hiç ihanet etmedik. Üzerimize ne kadar gelirlerse gelsinler hiç ihanet etmedik." dedi.

2 yıl önce

İhanet bildirisine imza atmıştı! PKK'lı akademisyenin maaşı Tunç Soyer'den

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in her yıl on milyonlarca liralık zararıyla gündemden düşmeyen Grand Plaza şirketi üzerinden imza attığı büyük bir skandal daha ortaya çıktı. Soyer, PKK'ya destek veren sözde barış bildirgesini imzaladıkları için KHK ile görevinden uzaklaştırılan akademisyenler arasında yer alan Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi HDP'li Prof. Dr. Ayşen Uysal'ı bu şirkette yönetim kurulu üyesi yaparak 2.5 yıl önce maaşa bağlamıştı. İZMİRLİDEN MAAŞ ALIYOR Prof. Dr. Uysal'ın bu süreçte Fransa'da bir üniversitede misafir öğretim üyesi olarak çalışmaya başladığı ve yılın büyük bölümünde bu ülkede yaşadığı ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden maaş almaya devam ettiği ortaya çıktı. Soyer'in, PKK yandaşı bildiriyi imzalayan ve PKK'nın siyasi kolu HDP ile hapisteki Selahattin Demirtaş'ı destekleyen paylaşım ve yazılarıyla dikkat çekmeyi sürdüren Uysal'a Paris'te yaşamasına rağmen İzmir'den maaş ödemeye devam etmesi pes dedirtti. Bu durum kafalarda birçok soru işareti de oluşturdu. İHANET BİLDİRİSİNE İMZA ATTI Başkan Tunç Soyer, CHP-İyi Parti'nin HDP'yle kurduğu üstü örtülü ittifakın desteğiyle aday gösterilip seçildikten sonra belediyede önemli bir HDP'li yapılanmaya gitti. HDP'den gelen listelerde isimleri bulunan yüzlerce kişi belediyede istihdam edildi. Belediyede işe girmek için HDP'li olmanın en önemli referans olduğu gerçeği dillendirilmeye başlandı. Bir ara KHK ile ihraç edilenleri belediyede zabıta yapacağını açıklamasıyla da gündeme gelen Soyer, 2016 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devletini suçlayan PKK yandaşı sözde barış bildirisini imzalayan akademisyenlerden İzmirli Prof. Dr. Ayşen Uysal, Prof. Dr. Melek Göregenli ve Prof. Dr. Nilgün Toker'e uzmanlık alanlarıyla hiçbir ilgisi bulunmayan ve yeme-içme sektöründe faaliyet gösteren belediyeye ait Grand Plaza şirketinde yönetim kurulu üyesi sıfatı vererek maaşa bağladı. Bu icraat büyük tepki çekti. Toker bir süre sonra bu görevden ayrılırken Soyer, Uysal ve Göregenli'yi ikinci kez bu şirketin yönetim kuruluna atadı. Bu arada Uysal, Fransa'da Üniversiteler Ulusal Konseyi'nden profesör denkliği aldı ve Paris'e yerleşti. Soyer, yılın büyük bölümünü Fransa'da geçiren, hatta sosyal medya profilinde bile Sciences Po Üniversitesi'nde çalıştığını vurgulayan Uysal'a İzmirlinin cebinden maaş ödemeyi sürdürüyor. Selahattin Demirtaş'a destek verdiği paylaşımlarıyla dikkat çeken Prof. Dr. Uysal ise Türkiye ile ilgili nefret dolu paylaşımlarına devam ediyor. SKANDAL BİLDİRİDE DEVLETİ KATLİAM YAPMAKLA SUÇLADILAR 2016 yılının Ocak ayında yayınlanan ve özel ile devlet üniversitelerinden Prof. Dr. Ayşen Uysal'ın da içlerinde yer aldığı 1100 akademisyenin imza attığı skandal bildiride PKK'ya destek verilmiş ve devlet katliam yapmakla suçlanmıştı. Bildiride, "Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından vazgeçmesi gerekiyor. Hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritası oluşturmasını talep ediyoruz" ifadeleri kullanılmıştı. 'SİZİ İLGİLENDİRMEZ' DEDİ Türkiye ve Fransa üzerine bazı basın yayın organlarında yazılar yazan Prof. Dr. Uysal, diğer yandan PKK'nın siyasi uzantısı HDP ve hapisteki lideri Selahattin Demirtaş'ı destekleyen paylaşımlar yapmayı sürdürüyor. Yeni Asır'ın ulaştığı Uysal, "Paris'te mi yaşıyorsunuz?" sorusuna "Sizi ilgilendiren bir durum yok" cevabını verdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde terör iltisaklı kişilere işbaşı yaptırıldığı gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı tarafından özel müfettiş incelemesi başlatılırken Soyer'in bu icraatı da gündeme geldi. Soyer, daha önce Valilikçe yapılan güvenlik soruşturması sonucu görevden almak zorunda kaldığı bazı isimleri oluşan bir yasal boşluğu değerlendirerek yeniden işe almasıyla da dikkat çekmişti.

2 yıl önce

İBB’ye korsan işçi cezası! 489 işçi İŞKUR'a bildirmeden işe alındı..

İhbarda İSPER'in İŞKUR'a bağlı bulunduğuna ait belge bulunmasına rağmen kararname ile kadroya geçirilen işçilerin belediye bünyesinde çalıştırılmaları gerekirken başka şirketlerde çalıştırıldığı ifade edildi. Ayrıca belediye bünyesindeki diğer şirketlere yine İSPER aracılığıyla eleman temini yapıldığını belirtilirken, belediye bünyesindeki firmaların işçi alımının İŞKUR'a bildirilmediğine dikkat çekildi. İKİ MÜFETTİŞ ARAŞTIRMA İÇİN GÖREVLENDİRİLDİ İhbar içeriğinde İSPER bünyesinde vatandaşların kimlik numaraları gibi kişisel bilgileri kanun gereği imha etmesi gerekirken imha edilmediği iddia edildi. Belirtilen konuların 'Özel İstihdam Ofisi' mevzuatına aykırı olduğunu belirten ihbarcı gereğinin yapılmasını talep etti. İhbar üzerine harekete geçen Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Başmüfettişi ve İş Müfettiş Yardımcısını iddiaların araştırılması için görevlendirdi. İŞKUR'DAN ÖZEL İSTİHDAM BÜROSU BELGESİ İSTEDİ İddiaların araştırılması için görevlendirilen müfettişler İSPER'in 9 Şubat 2021'de işçi ücretlerinin düşürülmesi konusunda inceleme teftişi geçirdiğini tespit etti. İSPER ayrıca 11 Mayıs 2020'de İŞKUR'a başvuruda bulunarak Özel İstihdam Bürosu kurmak için izin belgesi talep etti. İŞKUR ise şirket incelemesinin ardından 21 Mayıs'ta de söz konusu belgeyi İSPER'e verdi. İSPER, İŞKUR'a bilgi vererek işçi tayini yapılması için faaliyet gösteren Özel İstihdam Bürosu'nun yükümlülüğünü yerine getirmediği yönündeki ihbar üzerine detaylı inceleme başlattı. 489 İŞÇİYİ İŞKUR'A BİLDİRMEDEN İŞE ALDILAR Müfettişlerin incelemesine göre İSPER'in 73 ayrı SGK dosyası üzerinden toplamda 15 bin 274 işçinin istihdam edildiğini tespit edildi. Müfettişler 15 iş yerinde toplamda 51 işçi ile görüşme yaptı. Görüşmeler sonucunda İSPER'in 489 işçiyi İŞKUR'a işe alım ilanı vermeden gizlice aldığı ve bu durumu da İŞKUR'a bildirmediği tespit edildi. AÇIKLAMA ŞAŞIRTMADI: İŞKUR'A SEHVEN BİLDİREMEDİK Konuyla ilgili İSPER yetkilileri tarafından müfettişlere yapılan beyanda ise, İSPER tarafından yapılan 489 kişilik işçi alımının pandemi döneminde aciliyetten dolayı yapıldığının ve işe alım ilanlarının İŞKUR'a bildirilmemesinin sehven olduğu ifade edildi. 276 SAYFALIK RAPOR HAZIRLANDI Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Rehberlik ve Teftiş Grup Başkanlığı tarafından hazırlanan 276 sayfalık raporda, İSPER bünyesine alınan 489 işçinin 73 ayrı projede geçişler yaptırdıkları, çalışanların sabit bir kuruluşta kalamadıkları ancak her iş değiştirme sırasında işçilerden ayrı ayrı muvafakat alındığı belirlendi. Bu kapsamda 314 işçinin İBB'ye bağlı kuruluşlar arasında geçişinin yapıldığı ve geçişlerin çoğunluğunun İstanbul Güvenlik A.Ş.'ye sağlandığı ortaya çıktı. 906 BİN LİRA İDARİ PARA CEZASI UYGULANDI Raporda, 1 Kasım 2020 ve 31 Aralık 2020 tarihleri arasında ilk defa işe alınan 330 işçinin 1 Ocak 2021 ve 21 Mayıs 2021 tarihleri arasında ise ilk defa işe alınan 159 işçinin işe alımlarından önce İŞKUR'a bildirimde bulunmadığı ifade edildi. 4904 sayılı kanun kapsamında yasal zorunluluğunu yerine getirmeyen İSPER'e her bir işçi için toplamda 906 bin 17 liralık idari para cezası uygulandı.

2 yıl önce

TESUD’un bildirisi de WhatsApp’ta hazırlanmış

Darbe imalı bildiriye imza atan 104 amiral ile birlikte 'Montrö bildiri' başlıklı metne destek veren Türkiye Emekli Subaylar Derneği Başkanı hakkında 12 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı. İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan denetleme sonrasında TESUD yönetim kurulu üyelerinin son günlerdeki açıklamalarında ve basın- yayın organları aracılığıyla beyanlarında 104 emekli amiral tarafından yayımlanan bildiriye destek oldukları ve açıklamalarının emekli amirallerin bildirisi ile benzerlik taşıdığı belirtilerek TESUD Başkanı Namık Kemal Çalışkan ile beraberindeki yönetim kurulu üyeleri görevden alınmıştı. RAPOR BAŞSAVCILIĞA GÖNDERİLDİ İçişleri Bakanlığı, inceleme sonucunda düzenlenen tevdi raporunu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Söz konusu raporlarında TESUD'un bildirisine ilişkin Whatsapp yazışmaları tespit edildiği belirtildi. Rapordaki tespitlerde, "Basında çıkan TESUD 37. Yıl bildirisine ilişkin haber ve içerikleri dernek genel merkezince yalanlandığı ve 104 amiral bildirisini üslup ve zaman yönünden uygun görmedikleri ifade edilmiş olsa da dernek genel-yönetim-denetim, vs. kurullarındaki kişilerce kendi özel ve gizli sosyal medya hesaplarından da veya Whatsapp gruplarında vs. gizli elektronik ortamlarda derneği bağlayıcı nitelikte olduğu anlaşılmıştı" denildi. Konusun suç unsur teşkil edecek paylaşımlarda olduğu aktarılan raporda, "Konusu suç unsuru teşkil edebilecek paylaşımlarda bulunulmuş olabileceği ve konuya ilişkin olarak yürütülmekte olan bir soruşturma bulunduğu anlaşıldığından ve TCK'nın adli makamlara sağladığı yetki ve imkanlar yardımıyla tespitinin mümkün olabileceği" aktarıldı. WHATSAPP YAZIŞMALARI İSTENDİ Yapılan denetim sırasında TESUD yönetim kurulu tarafından "TESUD YNT.KRL" ismiyle WhatsApp grubu kurulduğu ve bazı toplantıların bu grup üzerinden yapıldığı belirlendi. Görevden alınan derneğin yönetim kurulu üyelerine yazı gönderilerek grubun yazışma içeriklerinin verilmesi istendi. TOPLANTILAR GRUPTA YAPILMIŞ Raporun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesinden sonra mülkiye müfettişi ve dernekler, denetçileri tarafından yürütülen denetim sırasında TESUD yönetim kurulunun Whatspp uygulamasında "TESUDylt.krl" adıyla bir grup kurduğu, bazı yönetim kurulu toplantılarının Whatsapp üzerinden yapıldığı tespit edildiği belirtildi. Görevden alınan yönetim kurulu üyelerinin sohbet dökümlerinde yapılan inceleme sonucunda TESUD Genel Başkanı Namık Kemal Çaılşkanı'ın isminin bulunduğu bildiriye ilişkin paylaşımlarının olduğu kaydedildi. Raporda, konuşma dökümlerinin özetlerinin yer aldığı tespitte söz konusu bildiriye ilişkin ilk teklifin yönetim kurlu üyesi Sermet Tan tarafından yapıldığı, yönetim kurulu üyeleri tarafından metin üzerinde görüş alışverişinde bulunulduğu ve düzenlemeler ile ilgili taleplerin paylaşıldığı aktarıldı. 'SICAĞI SICAĞINA YAPILMALI' Raporda, sorumlu TESUD personelinin "Genel başkanımızın yönetim kurulu üyelerimizin görüş ve önerilerine göre taslak kamuoyu duyurusunun son şekli aşağıdadır" paylaşımını yaptığı kaydedildi. Grupta bulunan üyelerden TESUD İzmir Başkanı Cengiz T., mesajında 104 amiralin yayınladığı bildirinin gündem oluşturduğunu, yayınlanacak olan metne de eleştiri yapılacağını dile getirerek, "Üyelerimiz genel merkez bu konuda bir destek vermeyecek mi diye soruyor. Şu anda bütün bildiri karşıtı olanlar kamuoyunu kendi tarafında tutmak için gerek sosyal medyadan gerekse görsel medyadan yoğun bir yaylım ateşi içerisindeler. Benim düşüncem 5 Nisan Türkiye Emekli Subaylar Derneği kamuoyu duyurusu başlığında sıcağı sıcağına yapmanın uygun olacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Yönetim kurulu üyesinin Suat İ. konuşmasında, metnin ağır olduğunu, daha nazik bir metin yayınlanmasının uygun olacağını belirttiği aktarıldı. Namık Kemal Çalışkan'ın ise "TESUD resmi internet sayfamız olan sitede resmi ve imzalı olarak yayınlanmamış çeşitli gruplarda veya sosyal medyada yayınlanan hiçbir metne ve paylaşıma itibar etmeyin" paylaşımında bulunduğu aktarıldı. İLK TEKLİF 25 MART'TA Gruptaki yazışmalara göre, TESUD'un basında yayınlanması için hazırladığı bildiriye ilişkin ilk teklif, 25 Mart 2021'de derneğin yönetim kurulu üyesi Sermet T. tarafından yapılmış. Sermet T.'nin gruba, "Harp okullarına ve astsubay okullarına öğrenci alımıyla ilgili yönetmelik değişikliğinin TSK'nın emir komuta sisteminde ve TSK'da zaman içinde geri döndürülemeyecek büyük bir tahribat yapacağını tarihi örnekler verilerek anlatan bir bildiri yayımlanmasının TESUD'un görevi ve sorumluluğu olduğunu düşünüyorum" mesajını attığı görüldü. Emekli amiraller bildirisinin yayınlandığı 4 Nisan 2021'de gruba mesaj atan yönetim kurulu üyesi Cengiz T., "103 emekli amiralimizin bildirisi bugün Türk kamuoyunun gündemine oturmuştur. Üyelerimiz, 'genel merkez bu konuda bir destek vermeyecek mi?' diye soruyor. Şu anda bütün bildiri karşıtı olanlar kamuoyunu kendi tarafında tutmak için gerek sosyal medyadan gerekse görsel medyadan yoğun bir yaylım ateşi içindeler. '5 Nisan Türkiye Emekli Subaylar Derneği kamuoyu duyurusu' başlığında sıcağı sıcağına yapmanın uygun olacağını düşünüyorum" ifadelerini yazarak emekli amirallere destek verilmesini istedi. Yönetim kurulu üyesi Suat İ. ise söz konusu metnin ağır olduğunu, daha nazik bir metnin yayınlanmasının daha uygun olacağı karşılığını verdi. BİLDİRİ SIZINCA PANİK OLDULAR YALANMA YOLUNA GİTTİLER Söz konusu bildiri haber sitelerine ve sosyal medyaya düşünce dernek üyeleri panik oldu, metni yalanlama yoluna gitti. TESUD Başkanı Namık Kemal Çalışkan gruptan kamuoyuna yapacağı "www. tesud. org.tr adresinde resmî ve imzalı olarak yayınlanmamış çeşitli gruplarda veya sosyal medyada yayımlanan hiçbir metne ve paylaşıma itibar etmeyiniz" açıklamasını attı. NASIL SIZDIĞINI SORDULAR Yönetim Kurulu Üyesi Suat İ. ise metnin nasıl sızdığını sorarak, "bildiğim kadarı ile sadece sınırlı sayıdaki sorumlu kişilerin adresinde bulunan metnin bir şekli ile yayımlanması düşünülmesi, araştırılması ve değerlendirilmesi gereken konudur. Belki ve yetkili ve sorumluların dışındaki kişi ve/veya birimlerce hukuk dışı yollar ile elde edilip servis edildi." paylaşımında bulundu.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: “Kılıçdaroğlu! İlk 6’lı masa toplantısından sonra beraber oluşturduğunuz bildiriyi hangi büyükelçiye düzeltmeye gönderdin?”

İçişleri Bakanı Soylu, “Kılıçdaroğlu! İlk 6’lı masa toplantısından sonra beraber oluşturduğunuz bildiriyi hangi büyükelçiye düzeltmeye gönderdin?” diye sordu. Ayrıntılar gelecek..

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 13 14