07 Mayıs Salı 2024
1 yıl önce

ABD’den PKK’lı itler için taziye ziyareti: ‘Birlikte çalışmaya devam edeceğiz’

ABD‘den skandal üzerine skandal… Terör örgütü YPG//PKK’ya silahlı eğitim veren ABD, bu kez de teröristler için taziye ziyareti yaptı… Amerika Birleşik Devleteri Merkez Kuvvetler (CENTCOM) komutanı Michel Erik Kurilla terör örgütüne desteğini her fırsatta belli ediyor. Daha önce de YPG terör örgütü elebaşı Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile görüşen Kurilla, dün PKK/YPG kontrolündeki DEAŞ’lı teröristler ve ailelerinin rehin tutulduğu Hol Kampına bir ziyaret gerçekleştirdi. CENTCOM’dan konuya ilişkin yapılan açıklamada; Kurilla ve Ferhat Abdi Şahin, Hol Kampında DEAŞ operasyonları üzerine görüşüldüğü belirtildi. “BİRLİKTE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ” Çoğunluğu kadın ve çocuktan oluşan yaklaşık 60 bin kişinin bulunduğu Hol Kampı’ndaki görüşmeler sonrası Kurilla’nın öldürülen iki terörist için terör örgütü elebaşı Abdi Şahin’e taziye mesajlarını iletti. Kurilla’nın Hol Kampına yaptığı ziyaret ve buradaki teröristlerle yaptığı görüşmeye dair fotoğraflar ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı resmi hesabından paylaşıldı. Öte yandan geçtiğimiz günlerde YPG/PKK terör örgütüne desteği sürüyor. Son olarak teröristlere verilen silahlı eğitim görüntülenmişti. ABD askerleri, Suriye’de Haseke ilinin doğusundaki Malikiyye ilçesinde Türkiye ve Irak sınırına yakın bölgede YPG/PKK’lı teröristlere silahlı eğitim vermişti. Suriye’de terör örgütü YPG/PKK işgalindeki bölgelerde varlık gösteren ABD güçleri, terör örgütüne silahlı eğitim desteğini sürdürdüğü görülmüştü. 240 TERÖRİSTE EĞİTİM ABD Özel Kuvvetleri, Malikiyye’nin Türkiye ve Irak sınırına yakın bölgesinde 240 YPG/PKK’lı teröriste silahlı eğitim vermişti. ABD YAPIMI ZIRHLI ARAÇ Çok sayıda ABD yapımı “Bradley” tipi zırhlı muharebe aracının kullanıldığı eğitimde YPG/PKK’lı teröristler, hafif ve orta menzilli silahların kullanımı hakkında eğitilmişti. KEŞİF UÇUŞU Öte yandan ABD’ye ait helikopterler eğitim alanında keşif uçuşları gerçekleştirmişti. KOALİSYON Terör örgütü DEAŞ’a karşı kurulan koalisyon içerisinde yer alan ABD, Fırat’ın doğusundaki Haseke ve Deyrizor topraklarında YPG/PKK’lı teröristlere daha önce de çeşitli silahlı eğitimler ve tatbikatlarla destek olmuştu. 2015’TEN BU YANA SÜRÜYOR ABD ve öncülük ettiği koalisyon güçleri, 2015’ten bu yana binlerce YPG/PKK’lı teröriste silahlı eğitim verdi.

1 yıl önce

Almanya Başbakanı Scholz'dan vatandaşlarına enerji krizini birlikte aşma çağrısı

Scholz, Almanya İşverenler Federasyonunun Berlin Tempelhof Havalimanı'nda düzenlediği "İşverenler günü" etkinliğinde yaptığı konuşmada, enerji krizine rağmen Almanya'daki elektrik tedarikinin güvence altına alındığını savundu. Enerji krizinde Almanya'nın güneyindeki iki nükleer enerji santralinin kışın çalışmaya devam etmesinin mümkün olmasını sağladıklarını anlatan Schoz, "Böylece Alman elektrik piyasasında herhangi bir darboğaz olmayacak." dedi. Ülkesinin 2023'ün sonuna kadar ihtiyacı olan tüm gazı ithal etmek için gerekli altyapıya sahip olacağını anlatan Scholz, bunun için kuzey Almanya kıyılarında LNG terminallerinin inşa edildiğini belirtti. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ülkede gaz depolama tesislerin de doluluk oranının yüzde 85'e ulaştığını ve Alman hükümetinin gazda fiyatları aşağı çekmek için daha fazla önlem alacağını belirterek, "Yaptığımız hazırlıklarla bu kışı çıkaracağımıza inanıyorum." diye konuştu. Almanya'nın enerji kaynaklarını çeşitlendirmek ve Rus gazından bağımsız olmak hedefiyle hidrojen sanayisinde büyük bir atılım yapmak istediklerini belirten Scholz, hidrojeni "geleceğin gazı" olarak nitelendirdi. “EĞER ENERJİ FİYATLARINI DÜŞÜRÜR VE TÜKETİCİ TALEBİNİ GÜÇLENDİRİRSEK RESESYONDAN KAÇINABİLİRİZ" Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck da aynı etkinlikte yaptığı konuşmada, işverenlerden gelen eleştirilerden sonra Alman hükümetinin enerji krizini hafifletmek için 2 nükleer santrali yedekte tutma kararını savunarak, "Bakan olduğumda, popüler kararlar değil, uygun ve doğru kararlar alacağıma kendi kendime yemin ettim." ifadesini kullandı. Habeck, şirketler ve tüketiciler üzerinde yük olan yüksek enerji fiyatlarına atıfta bulunarak, Alman ekonomisinin gelecek yıl resesyon tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Robert Habaeck, "Eğer enerji fiyatlarını düşürür ve tüketici talebini güçlendirirsek resesyondan kaçınabiliriz." diye konuştu. ALMANYA'DA İŞVERENLER BİRLİĞİ'NDEN ALMAN HÜKÜMETİNE ENERJİ ARZINI TEHLİKEYE ATMA SUÇLAMASI Almanya'da İşverenler Birliği Başkanı Rainer Dulger da Alman şirketlerin ciddi bir resesyon endişesi taşıdığını belirterek, Alman hükümetinin başarısız sosyal politikalar uyguladığını savundu. Dulger, Rusya-Ukrayna savaşının ve arz boğazlarının ekonomi üzerindeki olumsuz etkisine değinerek, federal hükümeti nükleer enerji planıyla enerji arzını tehlikeye atmakla suçladı. Alman hükümeti, bu kış elektrik üretimindeki bir açığı kapatmaları gerekmesi durumunda ülkede kalan 3 nükleer santralden 2'sinin (Bavyera'daki Isar 2 ve Baden-Württemberg'deki Neckarwestheim 2) Nisan 2023'ün ortasına kadar acil durum rezervi olarak beklemede tutulmasını kararlaştırmıştı. ENERJİ KRİZİ Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip Almanya, Moskova'nın Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattı üzerinden gaz akışını durdurma kararının tetiklediği sarmal bir enerji kriziyle karşı karşıya bulunuyor. Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin endişeler, enerji kaynakları üzerinde baskı oluşturmaya devam ederken, Alman hükümeti de bu kış sanayi çarklarının dönmesini, ışıkların açık kalmasını ve evlerin sıcak kalmasını sağlamak için çabalıyor. Ülkede enerji maliyetlerindeki artış, enflasyonu yukarı yönlü körüklerken, hane halkı ve şirketler üzerinde de baskıyı artırıyor. Pahalı enerji ve gıda, Almanya'da enflasyonu ağustosta yeniden yaklaşık 50 yılın en yüksek seviyesine ulaştırdı. Temmuzda yüzde 7,5 olan yıllık enflasyon, ağustosta 2 ay sonra yeniden yüzde 7,9'a çıkarak, ilk petrol krizinin yaşandığı 1973-1974 kışından bu yana en yüksek orana geri döndü. Rusya ve Avrupa ülkeleri arasında süren gaz kriz sonucu tarafların birbirine karşı aldığı yaptırım kararlarından en olumsuz etkilenen ülkelerden biri olan Almanya, enerji krizini atlatabilmek için çeşitli önlemler alıyor. Bunun için, 24 Ağustos'ta Kanada ile Almanya arasında yeşil hidrojen yatırımına ve tedarikine yönelik iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Anlaşma, Kanada'dan Almanya'ya yeşil hidrojen ihracatının 2025'te başlamasını öngörürken, yeşil hidrojenin kullanımına ilişkin daha fazla araştırma için de iş birliği yapılması, limanlarda gerekli altyapının inşası ve Alman hükümetinin hidrojen ithalatçılarını desteklemesi de anlaşma şartları arasında yer almıştı. ALMANYA'NIN HİDROJEN STRATEJİSİ Detaylı bir hidrojenden enerji üretimi stratejisine sahip olan Almanya, bunun uygulanması için ülke içinde ve uluslararası çerçevede çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyor. Alman hükümeti, çeşitli yollardan ve kaynaklardan elde edilebilen hidrojenin yalnızca yenilenebilir süreçlerle üretilmesinin sürdürülebilir olduğu görüşü nedeniyle, yeşil hidrojeni önceliyor. Hidrojen araştırmalarını yoğunlaştıran ülke, yeşil hidrojen teknolojilerinin lideri ve ihracatçısı olmayı da hedefliyor. Almanya'nın hidrojen üretiminde iş birliği yapmak istediği diğer ülkeler olarak İrlanda, Suudi Arabistan, Umman, Şili, Namibya ve Avustralya öne çıkıyor. Öte yandan, Scholz'un daveti üzerine, işveren ve sendikaların üst düzey temsilcilerinin, enflasyonla mücadele tedbirlerini görüşmek üzere perşembe günü tekrar bir araya gelmesi bekleniyor.

1 yıl önce

Sedat Peker ile birlikte fotoğrafları çıktı… Organize suç örgütü içi hesaplaşma..

Bugün sabah saatlerinde Beykoz’da, organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in evinin önünde gerçekleşen silahla yaralama olayı ile ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden açıklama yapıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklama şöyle; https://twitter.com/istanbul_egm/status/1570078140201930752?s=48&t=ITWS7POnZYw7zlZKflfuew

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan "En büyük düşmanım faiz" diyerek duyurdu: Yılbaşı sonrası enflasyon da faizle birlikte düşecek!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu 21. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu. "BENİM EN BÜYÜK SAVAŞIM FAİZLE" Konuşmasında ekonomiye dair önemli mesajlar veren Cumhurbaşkanı Erdoğan "Faiz en büyük düşmanım." dedi. Faiz indiriminin devam edeceğini belirten Erdoğan, "Benim en büyük savaşım faizle. 12'ye kadar düşürdük yeter mi, yetmez. Daha da inmesi lazım. Yılbaşı sonrası enflasyon da faizle birlikte düşecek." ifadelerini kullandı.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başlıkları; Türkiye'de esnaf kesimi dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir geleneğe sahiptir. Bizde esnaf sadece mal alıp satan değildir. Öncelikle ahidir, kardeştir. 15 Temmuz gecesi esnaf kardeşlerimiz darbeci hainlere göğüslerini siper ettiler. KILIÇDAROĞLU'NA 15 TEMMUZ GÖNDERMESİ Birileri 15 Temmuz'da keyif kahvesi yudumlarken benim su tesisatçısı, kunduracı, kuyumcu esnaf kardeşim ölüm kusan silahlara meydan okudu. Tüm esnaf ve sanatkarlarımızı millet varlığımızın teminatı olarak görüyoruz. Bizler tarih boyunca pek çok badire atlatmış bir milletin mensuplarıyız, bugünlere akrebin kıskacında yoğrularak geldik. Onca saldırıya ve kalleşliğe rağmen halen başımız dik yaşıyorsak, sebebi milletimizin değerlerine sahip çıkmasıdır. Küresel ticaretin tamamen durma noktasına geldiği salgın günlerinde, muhalefetin çağrılarına rağmen esnafımız milletimize bedel ödetecek kararlar almadı. Yaptığımız düzenlemeyle esnaf ve sanatkarların üzerindeki gelir vergisi yükünü tamamıyla kaldırdık. Göreve geldiğimizde sizlerin en büyük sorunlarından biri finansmana erişim sıkıntısıydı, bankalarla cebelleşerek finansmana erişimin önündeki engeli kaldırdık. Bir taraftan teşekkür edeceksin, sonra kalkıp Anayasa Mahkemesi'ne götüreceksin, dostlarınızı iyi tanıyın. "EN BÜYÜK DÜŞMANIM FAİZ" En büyük savaşım faizledir. En büyük düşmanım faizdir. Faizi 12'ye kadar düşürdük bu yetmez. Ben yüksek faizi savunmuyorum, aksine düşük faizi savunan bir politika izliyoruz. Yılbaşından sonra enflasyonun düşük faizle ineceğine inanıyorum. KAMU BANKALARINA ÇAĞRI Kamu bankalarına talimatım var, yatırımcıyı darda bırakmayacaksınız, gerekli desteği vereceksiniz. AVRUPA'DA DOĞALGAZ KRİZİ Kış aylarını dünyanın pek çok ülkesine göre sıkıntısız geçireceğiz. Avrupa'nın en büyük gündemi yaklaşan kış. "BU AKŞAM PUTİN İLE GÖRÜŞECEĞİM" Bu akşam Putin ile görüşeceğim, görüşmemizde Ukrayna ile sıkıntıları değerlendireceğiz. TOKİ SOSYAL KONUT PROJESİ Sosyal konut projesi için 5 milyondan fazla başvuru var. En az 1 milyon arsanın tahsisi sağlanacak.

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “LGBT’yle birlikte de bizim aile yapımızı bunlar dejenere etmenin gayreti içerisine girdiler”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çekya ziyareti dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı. Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüyle ilgili yasal düzenleme çağrısıyla ilgili konuşan Erdoğan, gündeme ilişkin çarpıcı mesajlar verdi. Dezenformasyonla mücadele yasasına ilişkin, "Aile kavramı bizim olmazsa olmazımız" diyen Erdoğan, ABD'nin GKRY için aldığı ambargo ve silah kararıyla ilgili de net konuştu. SORU-CEVAP KILIÇDAROĞLU'NUN BAŞÖRTÜSÜYLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEME ÇAĞRISI Kemal Kılıçdaroğlu başörtüsüyle ilgili yasal düzenleme çağrısı yaptı. Siz çıtayı daha da yükselttiniz, daha geniş çerçevede anayasal düzenleme yapma çağrısıyla karşılık verdiniz ve bu Meclis’e gelecek. Sadece başörtüsü yok bunun içerisinde. Aile kurumunun korunmasını da kapsamasını ifade etmiştiniz. Nasıl bir anayasa düzenlemesi öngörüyorsunuz? Aslında Kılıçdaroğlu’nun ortaya attığı bu tez, siyaseti ne kadar bilmediğini, kendisinin bir siyaset fukarası olduğunu gösteriyor. Bir defa ortada şu anda yasal bir düzenlemeyi gerektirecek bir durum yok ki. Şu anda bu haliyle kızlarımız üniversiteye, ortaöğretime gidebiliyor mu, polis olabiliyor mu, asker olabiliyor mu? Evet. Bütün bunlar şu anda var mı? Var. Şimdi böyle bir durum ortadayken, bayram değil seyran değil, nereden çıktı bu iş? Sen dürüstsen, o zaman gel bunu Anayasa’ya alalım ki bundan sonra kimse bu işin üzerinde oynayamasın. Hemen ne yaptılar? Onun malum bir adamı var. “Desteklemeyeceğiz” dedi. Bunu söylemeye başladılar. Öyle de olsa şu anda ben çalışmayı başlattım. Adalet Bakanımın riyasetinde şu an itibarıyla gerek Bekir Bey gerek Anayasa Komisyonu Başkanım, Adalet Komisyonu Başkanım, onlar şu anda bu çalışmayı yapıyorlar. “Yanınıza milletvekili arkadaşlarımızı, MYK’den arkadaşlarımızı da alın çalışmayı hazırlayın” dedim. Devlet Bey’le de görüştüm bu konuyu. İnşallah bu işi hemen Meclis’e sunalım. Tabii ne olacak sunacağız? Anayasa değişikliği olarak. İnşallah arkadaşlar güzel bir hazırlık yapacaklar ve bu hazırlığı da Meclis’e sunacağız. "NE KADAR SAMİMİSİN, DEĞİLSİN; BUNU BURADA GÖRECEĞİZ" Sadece bu konu mu, hepsi beraber mi? Aile filan hepsi bu işin içinde. Öyle bir şey yapıyoruz ki hadi bakalım görelim seni. Bu işte ne kadar samimisin, değilsin; bunu burada göreceğiz. "AİLE YAPIMIZI BUNLAR DEJENERE ETMENİN GAYRETİ İÇERİSİNE GİRDİLER" Bir şeyi merak ediyorum. Başörtüsüyle ilgili hemen karar verip bir hamle yaptınız ve Anayasa değişikliği teklifini getirdiniz. Ancak aile yapısıyla ve ailenin korunmasına yönelik değişikliklerle ilgili bir hazırlık var mıydı? Onun kararını hemen mi verdiniz? Aile kavramı bizim olmazsa olmazımız zaten. Çünkü güçlü bir millet, güçlü aileden olur. Şimdi bizim bunun çalışmasını da yapmamız lazım. Çünkü son zamanlarda topluma LGBT’yi soktular. LGBT’yle birlikte de bizim aile yapımızı bunlar dejenere etmenin gayreti içerisine girdiler. Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız. Biz kimlerin LGBT’ci olduğunu biliyoruz zaten. Ama bunu da aile olarak gelip oraya koyalım. Burada da çıksın bakalım neresinden savunacak onu da görelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Prag'da Aliyev ve Paşinyan'ı ortak masada bir araya getirdi. "BENİM MİLLETİM ÇOK DAHA ÖZGÜR BİR HAYATIN TADINI YAŞAYACAK" Kemal Kılıçdaroğlu, geçmiş dönemde sizin adım atmayı planladığınız konularla ilgili önceden çeşitli sosyal medya mesajlarıyla ön almaya çalıştı. Bu konuda da sizin hem başörtüsü hem aileyle ilgili düzenleme yapma kararınız eğer önceden varsa, bu karar ona ulaşmış olabilir mi? Başörtüsüyle alakalı herhangi bir şey yoktu. Niye? Çünkü bizim böyle bir problemimiz yoktu. Çözmüşüz bunu. Şimdi biz bunu çözdüğümüze göre bu bizim gündemimizde niye olsun. Bu beyefendi getirdi bunu gündeme koydu. Bu da ne oldu? Bu pek pas vermekten de anlamaz ama farkında olmadan bize bir pas verdi. Bizim de golü atmamız lazım. Bilmiyor benim ömrümüm santraforlukla geçtiğini. Artık Allah’ın izniyle Sayın Kılıçdaroğlu gibileri bu ülkenin başına gelemeyeceğine göre bu millet bunları derdest etti, bitti. Bundan sonra artık benim milletim çok daha özgür bir hayatın tadını yaşayacak. "UTANMADAN, SIKILMADAN 'BİZ DE DESTEKLEYECEĞİZ' DİYOR" Başörtüsü, Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündemine nasıl bir anda geldi? CHP bunu gerçekten istiyorsa Anayasaya neden karşı çıkıyor? Bir defa yasal bir düzenlemeyi gündeme getirmesi bile çok çok gayriciddidir. Üstelik de o masanın etrafında olanlardan bir tanesi, utanmadan sıkılmadan 'biz de destekleyeceğiz' diyor. Kimlerin olduğunu anlayın artık… Gazı verdiler, sonra da destekliyoruz diyorlar. "BU YASANIN ÇIKIŞIYLA GEREĞİ NEYSE ONU YAPACAĞIZ" Dezenformasyonla mücadele yasası gündemde. Son yıllarda etnik ve mezhep temeline bölücülük yapan medya kuruluşlarına akan fonlar var. Özellikle Avrupa Birliği ve batılı ülkeler LGBT’yi, bölücülüğü fonluyorlar. Medyada bir millilik meselesi var. Dezenformasyon yasasıyla ilgili kanaatiniz nedir? Dezenformasyonla mücadele yasasıyla ilgili 14 madde Meclis Genel Kurulu’ndan geçti. Bu yasanın çıkışıyla beraber inşallah bunları ciddi manada frenleyeceğiz ve gereği de neyse onu da inşallah yapacağız. Yasa bu noktada zengin, güçlü bir yasa. "İHA'LARI, SİHA'LARI KUZEY KIBRIS'A YERLEŞTİRDİK" KKTC Dışişleri Bakanı bir açıklama yaptı, “BM’ye bir ay süre verdik ya bizi tanı ya da barış gücünü Kıbrıs’tan çek” dedi. Çekmezse ne olur? Bir de kuşatma olarak görüyorlar ambargo ve silah kararını. Dolayısıyla acaba Türkiye ek takviyeye hazır mı? Karpaz’a bir Türk üssünden bahsediliyordu. Dedeağaç’a alternatif olacak şekilde. Türk üssü hazırlığımız var mı? Bu konuda biliyorsunuz biz kimsenin düşünmediği bir dönemde ne yaptık? İlk işimiz İHA’ları, SİHA’ları Kuzey Kıbrıs’a yerleştirdik. Şu anda İHA ve SİHA’larımız oradalar ve bu söylediğiniz yerle ilgili konuda da yine benzer şeyler olabilir. Bunun olması da zaten haktır. Çünkü Kuzey Kıbrıs’ı dört bir yandan, her yönüyle bizim sağlama almamız lazım. Olsa da olmasa da zaten bizim şu anda kendi ana karamızdan uçaklarımız kalktığı anda zaten anında Kuzey Kıbrıs’ta. Herhangi bir sıkıntı orada da söz konusu değil. Bir de bu akşam Anastasiadis, illa bir görüşelim, konuşalım filan dedi. Araya birilerini de soktu. Dedim ki “Başkan sen şimdi zaten gidiyorsun”. İki ay sonra ayrılıyor. Dedim “Böyle bir zamanda bunlar konuşulmaz.” Ayrıca dedim ki “Siz hep bir yerden bir talimat alıyorsunuz. Bu talimatlarla falan zaten bu işler yürümez.” Onun için bunların ipiyle kuyuya inilmez. Aksi takdirde kuyuda kalırsın. "DEMOKRASİ SANDIKTIR" Kemal Kılıçdaroğlu’nun 9-13 Ekim arası ABD ziyareti var. Kamuoyunda da çok tartışıldı. Kendisi de “icazet almaya gitmiyorum” dedi. CHP’ye yakın çevreler de “Ne var bunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan da 2002 seçimlerinden önce gidip Amerika’da görüştü” değerlendirmesini yaptı. Siz ne düşünüyorsunuz? Onlar beni iyi takip etmiyorlar. Biz bir defa ilk seçimi yaptığımızda ve bu seçimden de açık ara büyük bir başarıyla birinci parti olarak çıktıktan sonra gitmiştik. Ben o zaman bir Avrupa seyahati yaptım, Avrupa ülkelerini dolaştım. Bir de Amerika’ya gittim. Avrupa’da Chirac’la, Schröder’le görüşmüştük. Lüksemburg’un Başbaşkanı Jean-Claude Juncker’le de görüşmüştük. Hatta Juncker’e bir gazeteci “Siz normalde seçilmişleri karşılıyorsunuz” demişti. O da dedi ki “Demokrasi sandıktır. Biz sandıktan çıkana saygı duyarız. Erdoğan sandıktan çıktı. Ben ona demokrasinin gereği olarak saygı duyuyorum ve kimseyi de rahatsız etmesin.” Geldi beni bir de havaalanına kadar uğurladı. Ben Bay Kemal’i de hiç önemsemiyorum, gidebilir. Mevla dünyayı kulları için yaratmış. Herkes istediği yere, istediği zaman gidebilir. Yani onun bu derdi bizi niye ilgilendirsin.

1 yıl önce

CHP'li eski milletvekili Ensar Öğüt: Kılıçdaroğlu bir hafız, Kur'an-ı Kerim'i ayetleriyle birlikte ezbere biliyor

CHP tarafından fonlanan televizyon kanalı KRT TV canlı yayınına konuk olan CHP'li eski Milletvekili Ensar Öğüt, partisinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun hafız olduğunu söyledi. "AYETLERİYLE BİRLİKTE EZBERE BİLİYOR" Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Başkanı olduğu dönemde umreye gittiğini belirten Öğüt, "İbadetini yapar. Ben hacca gittiğimde yanına gittiğimde inanın samimi söylüyorum Kuran-ı Kerim'i ezbere biliyor. Ayetleriyle birlikte ezbere biliyor." dedi. "BÜTÜN TÜRKLER ALEVİDİR" "Bu kadar mütevazı bir insan namazını da kılıyor, ibadetini yapıyor." ifadelerini kullanan Öğüt, "Alevi diyorlar. Bütün Türkler Alevidir. Aleviler Muaviye'ye karşı olan Müslümanlardır. Bu Müslümanlar ibadetini camide de yaparlar cemevinde de yaparlar." diye konuştu. https://twitter.com/bugunguncel/status/1578973839337598979?s=46&t=9-agGKTnQNVYFhnmYih1Vg

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Gaz dağıtım merkezi iş için tabii ki Trakya en önemli yer olarak görülüyor. Talimatı Putin'le birlikte verdik. İki taraf da çalışmayı yapıp bize sunacaklar."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan ziyareti dönüşünde medya temsilcileriyle bir söyleşi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Astana'daki zirveyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: Kazakistan'a gerçekleştirdiğim iki günlük ziyareti hamdolsun başarıyla tamamladık. Ziyaretimin ilk gününde değerli kardeşim Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev ile birlikte Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyimizin Dördüncü Toplantısına başkanlık ettik. Heyetimde yer alan bakanlarımız da mevkidaşlarıyla çeşitli alanlarda iş birliği konularını ele aldılar. Kazak kardeşlerimizle yaptığımız ikili ve heyetlerarası görüşmelerde ilişkilerimizi ve bölgesel gelişmeleri değerlendirme imkânı bulduk. İşbirliğimizi her alanda derinleştirme kararlılığımızı bir kez daha teyit ettik. Önümüzdeki dönemin yol haritasını belirledik. Muhtelif alanlarda imzalanan 6 yeni anlaşmayla iş birliğimizi daha da güçlendirdik. Daha önce Mayıs'ta Sayın Tokayev’in yapmış olduğu ziyarette 14 anlaşma imzalamıştık. Bununla beraber 20 anlaşmayı aramızda gerçekleştirmiş olduk. Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev'in şahsıma takdim ettiği Birinci Derece Dostluk Devlet Nişanını ülkemiz ve milletimiz adına kabul ettik. Başta Türk Devletleri Teşkilatımız olmak üzere, uluslararası kuruluşlardaki mevcut dayanışmamızı geliştirme hususunda mutabık kaldık. Konseyimizin Dördüncü Toplantısının hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Yeniden Asya Girişimimiz kapsamında, Kıta'daki bölgesel ve uluslararası forum ve teşkilatlarla ilişkilerimizin geliştirilmesine özel önem atfediyorum. Bu platformların en öne çıkanlarından biri de Asya'daki İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı'dır. Konferans, kardeş ülke Kuveyt'in de katılımıyla 28 üye devlet, 8 gözlemci ülke ve 5 gözlemci uluslararası kuruluşla Asya'da barış, güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesine büyük katkı sağlıyor. Kuruluşundan itibaren Konferans'ın önde gelen üyelerinden olduk. 2010-2014 yılları arasında dönem başkanlığını başarıyla yürüterek, üst düzeyli muhtelif toplantılar ve forumlar düzenledik. Dönem başkanlığımız sırasında İş Konseyi ve Gençlik Konseyi kuruldu. Konferansın “Askeri ve Siyasi Boyutu” ile “Yeni Sınamalar ve Tehditler”, “Ticaret ve Yatırım” ve “KOBİ’ler” öncelik alanlarının koordinatörlük veya eş koordinatörlük görevlerini yürütüyoruz. Bu yıl Konferansın 30'uncu kuruluş yıldönümü olması zirvemize tarihi bir anlam kattı. Konferansın mevcut yapısından, uluslararası teşkilata dönüşüm sürecini başlattık. Ekonomi, çevre, insan, yeni sınama ve tehditler ve askeri-siyasi boyutta ülkemizin izlediği politikaları mevkidaşlarımla paylaştım. İnsan odaklı dış politikamıza ilişkin önceliklerimizi ve hassasiyetlerimizi, teröre karşı yürüttüğümüz mücadeledeki haklı duruşumuzu vurguladım. Bölgemizi ilgilendiren en önemli mesele olarak gördüğüm güvenlik ve istikrarın sağlanması için iş birliğine verdiğimiz önemi hatırlattım. Bu vesileyle Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, Rusya Devlet Başkanı Putin, Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko ve Vietnam Devlet Başkanı Yardımcısı Anh Xuan ile ikili görüşmelerimiz oldu. Görüşmelerimizde izlediğimiz politikaların, üye ülkeler tarafından ilgi ve takdirle karşılandığını görmekten büyük memnuniyet duydum. Kazakistan'da yaptığımız tüm görüşmelerin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı: Rusya Devlet Başkanı Putin ile bir görüşmeniz oldu. Putin, “Avrupa için Türkiye’de büyük bir gaz merkezi kurulabilir’ dedi. “Gaz tedarikinde Türkiye, Avrupa Birliği (AB) için çok önemli bir güzergah” açıklamasında bulundu. Gazprom yöneticilerinden de bazı açıklamalar geldi, “gaz ticaret merkezi Türkiye ile AB sınırı olabilir, oraya kurulabilir.” dediler. Türkiye’nin böyle bir projeye bakışı nasıl olur? Kimi uzmanlar projenin “barış vanası” olabileceğine dair görüşler belirtmeye başladılar. Ukrayna’daki bu çatışmaların sona ermesinde ve daha istikrarlı bir bölge siyaseti inşa edilmesine böyle bir şeyin katkısı olabilir mi? Bir de son dönemde Putin, Türk Akımı’nın güvenliğiyle ilgili endişelerini dile getiriyor. Hakikaten böyle bir endişe var mı, Türkiye’nin önlemleri neler? İfade edildiği şekliyle, böyle bir dağıtım merkezi için, bu iş için tabii ki Trakya en önemli yer olarak görülüyor. Biz başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımıza ve Rusya tarafında ilgili kuruma müşterek bir çalışma yapmaları talimatını Sayın Putin ile birlikte verdik. Orada bu çalışmayı yapacaklar. En uygun yer neresiyse bu dağıtım merkezini orada inşallah kurmuş olacağız. Bizim ulusal anlamda bir dağıtım merkezimiz var ama tabii şimdi bu uluslararası bir dağıtım merkezi olacak. Bu konuyla ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız ile Rusya tarafı çalışmayı yapıp bize sunacaklar ve ondan sonra da adımı atmış olacağız. Burada bekleme diye bir şey yok. Kararı bugün hemen süratle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımıza verdik. Aynı şekilde aynı anda Rusya'dan (Gazprom Başkanı) Miller de bu toplantıdaydı, o da talimatı aldı. Şimdi arkadaşlarımız birbirleriyle görüşmek suretiyle çalışmaya başlayacaklar. Güvenlik noktasında biz her türlü adımı atarken tabii ki burada da güvenlik neyi gerektiriyorsa bu güvenlik ağımızı da süratle kuruyor ve ona göre çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın devamını daha ziyade ABD ve İngiltere’nin istediği, Kıta Avrupası’nın bundan biraz zararlı çıktığı görülüyor. Sayın Putin ile yaptığınız son görüşmeden sonra Kremlin, “Henüz Rusya-Ukrayna Savaşı ile ilgili Türkiye hala barış noktasında merkezi önemde bir ülke, başka imkan yok gibi görünüyor.” dedi. Bu konuda bir gelişme olacak mı? Aramızda yaptığımız görüşmede bu kanaat aslında gücünü koruyor. Yani Türkiye'nin arabuluculuğu hususunda Rusya'nın da diğer bazı ülkelerin de Türkiye'ye olan güvenleri aynen devam ediyor. Bu konuyla ilgili, Kerç Köprüsüyle ilgili hassasiyetleri de yine kendisiyle paylaştık. O da bize bazı teknik bilgileri de verdi ve bu konuda biz aynı hassasiyeti koruyarak çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Türkiye'ye olan güvenin devam etmesi de bizi ayrıca mutlu etti. Burada barış için önemli adımlar atıyorsunuz ancak bir süredir Ege’de bazı şeyler yaşanıyor. Dedeağaç’tan başlayarak Midilli üzerinde, Ege Adaları üzerinde ABD destekli silahlandırmalar kamuoyunu meşgul ediyor. Bu konudaki yorumunuz nedir? Tabii bu konuda uyarılarımızı yapıyoruz. Amerika'yla da bu konuyla ilgili olarak Milli Savunma Bakanlığımız muhatabıyla görüşüyor. Hatta şu anda NATO Savunma Bakanları Toplantısı vardı. Bakanımız da bu toplantılarda muhataplarıyla bu konuları etraflıca görüşme fırsatını buldu. Neticesini dönünce Hulusi Paşa'yla görüşeceğiz. Dedeağaç’ta veya farklı adalarda yapılanları elbette görüyoruz. Biz zırhımızı kuşandıktan sonra tedbirlerimizi aldıktan sonra bize bunlar hiç ürküntü vermez. Tedbirimiz var, her şeyimiz hazır. Dolayısıyla da adımlarımızı buna göre atıyoruz. O düşünsün. Sabrımızın taştığı sınır var mı? Bu işin tarihi olmaz. Bir gece ansızın gelebiliriz o ayrı. Tarihi kayda girecek. Ama burada tarih verilmez. Nerede, ne olacağı, ne zaman olacağı konuşulur mu? ABD ile F16 sürecinde bir ön koşul vardı. O ön koşulun kaldırıldığını duyurdular. Yaklaşık bir yıl oldu bu süreç. Onunla birlikte bugünkü görüşmeyle ilgili, Putin ile yaptığınız görüşmede Ukrayna-Rusya çatışmasının gündeme gelip gelmemesiyle alakalı Kremlin’in açıklaması olmuştu. Değerlendirmenizi merak ediyorum? Özellikle F16 konusunda bu son atılan adımlar veya son gelişmeler bir şeylerin değiştiğini gösteriyor. Tabii bütün bu adımları aynı anda Rusya da takip ediyor. Ne oluyor, ne gidiyor? Şimdi bize düşen de tabii burada ilgili arkadaşlar gerek Dışişleri Bakanımız, gerek Milli Savunma Bakanımız gerekse bunun dışında bizim liderlerle yaptığımız görüşmelerde bunları konuşuyoruz, paylaşıyoruz, Hatta hatta son Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na gittiğimizde orada tabii Amerikalı senatörlerle de görüşmeler yaptım. Onlarla da bu konuları görüştüm. Yani az önce söylediğim ifadeyle bunu bütünleştiriyorum; bunların hepsi tedbir paketinin içerisinde yer alan konulardır. Bunları da orada Cumhuriyetçi, Demokrat senatörlerle görüştük. Hatta Efkan Bey ve arkadaşlarımızı orada bıraktık. Onlar orada yaklaşık bir hafta daha kaldılar. Onlar da Kongre üyeleriyle görüşmeler yaptılar. Bu görüşmelerle de aradaki ilişkileri sıcak tuttuk, sıcak tutuyoruz, tutmaya da devam edeceğiz. Ermenistan Başbakan’ı Paşinyan ile Prag’da görüştünüz, baş başa bir görüşme oldu. Hala Zengezur Koridoru ile ilgili sorunların olduğunu biliyoruz. Prag’daki görüşmeden sonra Paşinyan’ın kendi ülkesinde kamuoyunu bu konuda ikna edebileceğini düşünüyor musunuz? İkincisi orada Zengezur Koridoru ile ilgili bir görüşme oldu mu? Şimdi orada bir dar kapsamlı görüşme yaptık. O dar kapsamlıda Paşinyan, aynı zamanda İlham Bey ve Macaristan Başbakanı Orban da vardı. Ondan sonra bir de tabii heyetler arası yaptık ve bu konuları tabii ki görüştük. Ama Zengezur Koridoru ile ilgili olarak ben herhangi bir sıkıntı görmüyorum. Dün yapmış olduğunuz ortak basın açıklamasında 'Kazakistan'la Orta Koridor'un geliştirilmesi için çalışmayı sürdüreceğiz' ifadelerini kullandınız. Ev sahibi mevkidaşınız Tokayev ise 'Taşımacılık ve transit alanında orta koridorun geliştirmesi büyük önem arz etmektedir” açıklamasında bulundu. Türkiye konumu itibariyle çok önemli bir noktada. Marmaray gibi Asya ve Avrupa yakasını birleştiren tüm projeler aslında bu büyük adımın da bir parçası. Burada akıllara Kanal İstanbul projesi de geliyor. Kanal İstanbul projesinin Orta Koridor'a olası katkısı üzerine görüşmeleriniz oldu mu ya da projenin bir parçası olacağı düşünülebilir mi? Yakın dönemde Orta Koridorla ilgili hangi adımların atılmasını öngörüyorsunuz?" Şu anda dünyadaki ticaret hacmi 12 milyar ton. 2030'a geldiğimizde bu 25 milyar tona çıkacak. Ticaret hacminin hareketliliğinin yüzde 90'a yakını denizden sağlanıyor. Sonuçta bugün İstanbul Boğazı'ndaki sıkıntılar belli. Önümüzdeki yıllarda bu çok daha artacak. Ayrıca bizim doğu-batı aksında Orta Koridor'daki hedeflerimiz var. Kuzey Koridor'da yaşanan sıkıntılardan dolayı Orta Koridor'a büyük bir yük binecek. Bunların hepsi düşünüldüğünde, özellikle kuzey-güney aksında Kanal İstanbul olmazsa olmaz. Önümüzdeki günlerde, yıllarda bu çok çok daha gündemimizde olacak. Bizim de bir taraftan planlamalarımız, fizibilitelerimiz devam ediyor. Dünyanın şu anda en çok odaklandığı konu çevrecilik. Biz Kanal İstanbul ile çevrecilikte de dünyaya örnek bir ders vereceğiz. Boğaz'da bir defa ciddi manada bir çevre tehdidi var. Her an, her şey olabilir. Biz, hiçbir zaman Sarayburnu'ndaki, Selimiye'nin önündeki Independenta yangınını unutmayız. Zaman zaman yalılara bindiren gemileri unutmayız. Ama şimdi bizim Kanal İstanbul ile bütün bu sıkıntıları ortadan kaldırmış olacağız. Bugün Bakırköy, Samatya sahillere baktığınızda günlerce beklemeler, birikmeler var. Bir de Karadeniz'deki birikmeler var. Yarın bunlar çok çok daha artacak. Bir de gemi boyutları çok büyüdü. Yüzde 30'u da tehlikeli madde taşıyor. Riskin boyutları çok daha arttı. Bundan 10 yıl önceki 3 tane gemi, şu anda tek gemi oldu. Sayı bir miktar azaldı ama risk daha da büyüdü. Gemi sayısı azaldı ama taşınan yük miktarı tam yüzde 40 arttı son 10 senede. Başörtüsüne anayasal zırh çerçevesinde çalışmalar var. Meclis gurubu da çalışıyor. Kaç madde olacak? İçinde aile maddeleri olacak mı? Bir de neden Anayasa 24 ve 10 üzerinden ilerleniyor? Diğer taraftan CHP'nin verdiği bir yasa teklifi var. Siz Anayasa teklifi verdiniz. Bu denkleme baktığımız zaman, yasa teklifinin AK Parti'ye, Anayasa teklifinin de CHP'ye ihtiyacı var. Kemal Bey’in tavrı ortada. Bununla ilgili ne söyleyeceksiniz? Burada madde noktasında, fazla madde olmasından yana değiliz. Arkadaşlar şu anda çalışmayı sürdürüyor. Efradını cami ağyarını mani şekilde ama az maddede bunları toparlamayı planladık. Konu olarak da olayı sadece başörtüsü olayı değil, bir de bunun yanına en önemli derdimiz olan aile konusunu da yine bu düzenlemenin içerisine koyalım istiyoruz. Ve bu çalışmayı da arkadaşlarımız yine yürütüyorlar. Bu çalışmayla birlikte de süratle, vakit kaybetmeden hemen bunu Meclis'e sunmanın gayreti içerisinde olacağız. Biz döndükten sonra arkadaşlar bize bir sunum yapacaklar. Bu sunumu yaptıktan sonra da fazla gecikmeden hemen istiyoruz ki bunu Meclis'e sunalım. Aile maddesi de çok tartışılıyor. İçeriğe ilişkin bizimle paylaşabileceğiniz bir şey var mı? Bizim sunduğumuz her madde tartışılır. Zaten tartışılmazsa demek ki bir iş yapmıyoruz. Tartışılacak ki bir iş yaptığımız ortaya çıksın. Çünkü bunlar hayati. Yoksa Türkiye'nin gündeminde başörtüsü diye bir konu mu vardı? Yanımda başörtülü var. Böyle bir dert var mı? Kimse sana niye takıyorsun dedi mi? Bunların hepsi aşıldı, geçti. Ama gündemde böyle bir şey yokken bayram değil, seyran değil meselesi. Böyle bir noktaya geldi iş. Adamın derdi de yok aslında. Niye bunu gündeme getirdi, bunu anlamak da mümkün değil. Şu an itibariyle biz hazırlığımızı yapacağız. Ki yine birileri çıkıp zaman zaman 'başörtüsü' demesin, 'aile' demesin diye gelin artık Anayasa değişikliğini yapalım, adımı ona göre atalım. Eğer hakikaten güveniyorsanız kendinize, dürüstseniz, samimiyseniz yapalım. Çünkü yasal bir değişikliğe zaten ihtiyaç yok. Yasal olarak her şey, düzenlemeler de yapılmış zaten var. Ama burada onların niyeti sadece bir şeyleri bulandırmak, güya 'bak ben savundum ama destek vermedi' demek… Sana Altılı Masa bile destek vermiyor. Türkiye'nin böyle bir düzenlemeye ihtiyacı yok. Aile maddesi, LGBT'nin muhalefet partileri tarafından siyasallaştırılmasına ön alma gibi bir şey içerecek mi? Öyleyse demek anlamışlar. Güçlü aile, güçlü milleti oluşturur. Davetiniz üzerine eski CHP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi artık AK Parti vekili oldu. Bundan sonra da çeşitli isimlere davetleriniz olacak mı? Her şeyden önce bizim davetimiz her zaman bakidir. Kapı açık. Biz, kapımızı kimseye kapayamayız. Yeter ki gelenin milli ve yerli yanı güçlü olsun. Mehmet Ali Bey kendisi de açıklama yaptı. İnşallah Çarşamba günü grup toplantısında da rozetini bizzat takacağım. Ve böylece şu anda resmen AK Parti'ye girmiş olsa da o gün grup toplantısında herkesin huzurunda rozetini takarak çok daha farklı bir anlamda o ruhu istiyorum ki grubumuz da yaşasın. Bir de KKTC Büyükelçisi olarak tanınmış bir isim, Metin Feyzioğlu'nu atadınız. Feyzioğlu'nu KKTC'ye atamanızda Doğu Akdeniz ve uluslararası hukuk denkleminde özel bir anlam var mı? Metin Bey bir defa iyi bir hukukçu. İyi bir hukukçu olmanın yanında özellikle uluslararası hukuk alanında ve Kıbrıs meselesinde baro başkanıyken bizimle gayet güzel çalışmaları oldu. Kendisine bu teklifi yaptığımda o da 'bunun için çok müteşekkir olurum' dedi. Metin Bey’in özellikle Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs adasındaki gelişmelere vukufiyeti var. Sadece bir büyükelçi değil, aynı zamanda akademisyen olarak da orada çok önemli işler başaracağına inanıyorum. 500 bin konut, 250 bin arsa, 50 bin iş yeri kazandıracak olan 'İlk Evim İlk İş Yerim' kampanyasını başlattınız. Esnafa destek paketi açıkladınız. Bu kampanyalar çok büyük ilgi gördü. Önümüzdeki dönemde bu kampanyaları yeni müjdeler izleyecek mi? Aslında ilk yaptığım açıklamadan sonra bu sürece yönelik yeni açıklama arsa üzerinde oldu. Ne dedik? Arsadaki sayıyı ilk etapta 1 milyon olarak düşünüyoruz. 1 milyon arsa. Bunu da nasıl yapacağız? Kura çekimiyle oradaki dağıtımları yapacağız. Derdimiz altyapısı yapılmış arsalara kendi imkanıyla, bankaların vereceği düşük faiz krediyle gelsin benim vatandaşım evini oraya kendisi yapsın. Bu, Türkiye'de ayrı bir sıçramayı getirecek. Bu, zemin artı 1 veya sadece zemin; bu şekilde 1 milyon arsayı inşallah vatandaşlarımıza ucuz imkanlarla verme anlayışını getiriyor. Bu konuyla ilgili de iki gün önce bakanımla görüştüm. O da 'biz bütün hazırlıkları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak yaptık, hazırız, her an bununla ilgili adımı atabiliriz' dedi. Şu an itibariyle inşallah Bakanlığımızın takibinde bu adımı da atacağız. “Yeni yüzyıl, Türkiye yüzyılı olacak” dediniz. 28 Ekim'de AK Parti'nin seçim stratejisinin ilk adımı olan Seçim Vizyon Belgesi'ni açıklayacaksınız. Bu belgede neler var? Her şeyden önce, iddiası olmayan müddei olamaz. Önce iddianız olacak ki müddei olasınız. Biz, iddia sahibiyiz, öyle çıktık yola. Gayet güzel bir çalışma var. Bu çalışmayı arkadaşlarımız yürütüyorlar. O gün de orada çok farklı bir sunumla inşallah tüm ülkemize hitap edeceğiz. Asgari ücret konusunda beklentilerle ilgili farklı rakamlar konuşuluyor. Bu konuyla ilgili siz neler söylersiniz? Şu anda bu konuyla ilgili çalışmaları başta Vedat hocamız olmak üzere arkadaşlarımız yapıyorlar. İnşallah bundan öncekilerden çok daha farklı bir hazırlığın içinde olduğunu biliyorum. Ama biz, havada uçuşan değil de yere sağlam basan adımları atacağız ki zihinlere iyi yerleşsin.

1 yıl önce

Akşener’in birlikte poz verdiği baro başkanı DHKP-C’li teröristin akrabası çıktı

https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1597138105496391680?s=46&t=CJ8KqTr8QIJ0CxvvO9uRfQ İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TSK'nın terör örgütü PKK’ya yönelik başlattığı Pençe Kılıç Hava Harekatı’na karşı bildiriye imza atanlar arasında yer alan Tunceli Barosu Başkanı Fatma Kalsen ile birlikte poz vermişti. Akşener ile bir araya gelen Tunceli Barosu Başkanı Fatma Kalsen'in, 2015 yılında İstanbul Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü’ne düzenlediği silahlı saldırıda öldürülen DHKP-C'li terörist Elif Sultan Kalsen'in akrabası olduğu ortaya çıktı.

1 2 3 4 5 6 7 8 9