26 Nisan Cuma 2024
2 yıl önce

BM korumalı PKK kampı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları ve PKK’nın sözde Mahmur sorumlusunun MİT tarafından öldürülmesi, Mahmur Kampı’nı bir kez daha gündeme getirdi. BM gözetimindeki kamp terör örgütü için adeta korunaklı bölge. Burada her yıl yüzlerce terörist yetiştiren terör örgütü, yabancı istihbarat örgütleri ile ilişkilerini de bu kamp üzerinden sağlıyor. Örgüt içinde gayrimeşru ilişkilerden doğan çocuklar da bu kamplarda özel eğitimden geçiriliyor. 13 BİN KİŞİ KALIYOR Erdoğan’ın “Terör örgütünün kuluçka merkezi” açıklamasıyla MİT ve TSK’nın hedefine giren Mahmur Kampı, tam bataklık. 1998 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kurulan kamp, Erbil kent merkezine 65 km uzaklıkta. Kampta kalanların sayısı 11 bin ila 13 bin arasında değişiyor. Kamp sözde sivilleri barındırdığı için, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği gözetimindeki kamplar arasında bulunuyor. 41 KAMP ARASINDA TEK Irak’ın kuzeyindeki 41 sığınmacı kampından biri olan Mahmur, terör örgütü PKK’nın faaliyetleri dolayısıyla diğerlerinden ayrılıyor. Kamplar arasında sadece Mahmur’da düzenli askeri faaliyet yürütülüyor. Terör örgütü buradaki kampta yeni örgüt mensuplarına silahlı eğitim veriyor. Örgüt üyeleri, sabotaj, drone/maket uçak kullanma, suikast ve el yapımı patlayıcı (EYP) konusunda eğitiliyor. KARACAK’A MAHMUR BAKIYOR Burada eğitilen teröristler ilk olarak Mahmur yakınındaki Irak-Suriye lojistik ikmal hattı üzerinde bulunan Karacak Dağı’na gönderiliyor. 2018 yılında TSK tarafından 30 uçakla vurulan Karacak’taki 500’e yakın teröristin lojistik desteği ve yaşam malzemeleri de Mahmur’dan sağlanıyor. Kamptan örgüte gönderilen malzemeler arasında BM destekli kuruşların paketleri de bulunuyor. Çatışmalarda yaralanan teröristlerin tedavisinde Mahmur ara istasyon fonksiyonu görüyor. Bölgede yaralanan teröristlere ilk müdahale burada yapılıyor. İSTİHBARAT ÜSSÜ Terör örgütü yabancı istihbarat servisleri ile iletişimi de yine Mahmur üzerinden sağlıyor. Yerel kaynaklara göre; istihbarat servislerinin uzantıları, paravan STK’larla yardım faaliyeti adı altında kampa gelip gidiyor. Mahmur Kampı, terör örgütü ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi arasında da ciddi bir çatışma alanı. Erbil’e 60 km uzaklıkta güçlü PKK varlığından rahatsız olan Bölgesel Yönetim, Mahmur’a örtülü bir ambargo uyguluyor. Bölgesel Yönetim’in, PKK’nın Mahmur’daki faaliyetleri hakkında ABD ve BM’ye defalarca rapor sunduğu, ancak hiçbir adım atılmadığı belirtiliyor. İlk endişelenen ABD oldu MİT’in, PKK’nın sözde Mahmur sorumlusu Selman Bozkır’ı etkisiz hale getirmesine ilk tepki, terör örgütün faaliyetlerine göz yuman ABD’den geldi. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Linda Thomas-Greenfield, Mahmur’daki operasyondan “derin endişe” duyduğunu söyledi. Greenfield, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı: “Türk yetkililere Mahmur Mülteci Kampı’ndaki sivilleri hedef alacak herhangi bir saldırının uluslararası ve insancıl hukukun ihlali olacağını açıkça belirttim. Bugün kampın yakınındaki patlamadan derin endişe duyuyorum ve tüm tarafları mültecilerin haklarına saygı duymaya çağırıyorum.”

2 yıl önce

BM'den Türkiye açıklaması: Dünyada ilk sıralarda...

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, bu yılki Küresel Eğilimler Raporu'nu açıkladı. Rapora göre geçen yıl koronavirüs salgını nedeniyle getirilen seyahat kısıtlamalarına rağmen yaklaşık 3 milyon kişi daha evini terk etmek zorunda kaldı. YÜZDE 42'Sİ 18 YAŞ ALTI TRT Haber'in haberine göre, ülkesini terk edenlerin başında Suriyeliler, Venezuelalılar, Afganlar, Güney Sudanlılar ve Arakanlı Müslümanlar geliyor. Yerinden edilenlerin yüzde 42'sini 18 yaş altındaki çocuklar oluşturuyor. 2018-2020 yılları arasında yaklaşık bir milyon çocuğun sığınmacı olarak dünyaya geldiği ifade ediliyor. TÜRKİYE EN ÇOK SIĞINMACI KABUL EDEN ÜLKE Birleşmiş Milletler verilerine göre, en çok sığınmacı kabul eden ülkelerin başında Türkiye geliyor. 3 milyon 700 bin sığınmacıyı ağırlayan Türkiye'yi, 1 milyon 700 bin mülteci ile Kolombiya takip ediyor.

2 yıl önce

Hayvanları Koruma Kanunu teklifi TBMM’den geçti

Ev hayvanı ve kontrollü hayvanları bulundurma, sahiplenme şartları, hayvan bakımı, korunması konularında verilecek eğitimle ilgili usul ve esaslar, sahiplenilerek bakılan hayvanların çevreye verecekleri zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirler, Tarım ve Orman Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek. Hayvan sahiplerinin sorumlulukları genişletilecek Ev hayvanı satış yerlerinde (petshop) ortamın hayvan sağlığı ve etolojisi bakımından uygun olmaması sebebiyle kedi ve köpek bulundurulması yasaklanacak. Ev hayvanı satış yerlerinde kedi ve köpeklere ilişkin katalog ve benzeri görsel bilgiler bulunacak; ilgililerin bunlardan seçtikleri kedi ve köpekler, Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verilen üretim yerlerinden teslim alınabilecek. Bu düzenleme, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten 1 yıl sonra uygulanacak. Anne ve yavruların korunmasına yönelik öngörülen tedbirler, tüm hayvanları kapsayacak şekilde genişletilecek. Tedavi amaçlı hayvanlara müdahalelere izin verilecek Yasayla, tedavi amaçlı hayvanlara müdahalelere izin verilecek; veteriner hekimlik uygulamalarına engel olunmaması amaçlanıyor. Tehlike arz eden hayvanları belirleme yetkisi, Tarım ve Orman Bakanlığına verilecek. Bu hayvanları üretmek, sahiplenmek, takas etmek, sergilemek, hediye etmek ve bunların ülkeye girişini, satışını ve reklamını yapmak şeklindeki yasaklar korunacak. Bu yasaklara sahiplenmek, barındırmak ve beslemek de ilave edilecek. Mevcut halde kabahat niteliğinde olan hayvanlara işkence yapmak, acımasız ve zalimce muamelede bulunmak, hayvanlara cinsel saldırıda bulunmak ve tecavüz etmek fiilleri, suç kapsamına alınacak. Hayvan sahiplerinin sorumlulukları genişletilerek her türlü terk fiili yasak kapsamına alınacak. Kanuna göre, her ilde bulunan İl Hayvanları Koruma Kurulunun kaynak ve kapsamı genişletilecek. Kurul en geç üç ayda bir başkanın çağrısı üzerine toplanacak, gerektiğinde olağanüstü toplantılar yapılabilecek. İl Hayvanları Koruma Kurulunun görevleri arasına, ilde kurulacak hayvan bakımevleri ve hayvan hastanelerinin denetlenmesi ile kanunda belirtilen faaliyet ve görevlerin yerel yönetimler ve tarım ve orman il müdürlükleriyle eş güdüm sağlanarak yaptırılması da eklenecek. Hayvanların korunması için bakımevleri ve hastaneler kurmak; buralarda bakım, rehabilitasyon, aşılama ve kısırlaştırma gibi faaliyetleri yürütmek için başta yerel yönetimler olmak üzere, diğer ilgili kurum ve kuruluşlara teşvik sağlanacak veya Tarım ve Orman Bakanlığınca uygun görülen miktarlarda mali destek verilecek. Bu faaliyetlerde kullanılmak üzere, gerçek ve tüzel kişilerce ayni veya nakdi bağış, Tarım ve Orman Bakanlığı ile yerel yönetimlere yapılabilecek. Düzenlemeyle, hayvanların korunması ve refahı için yaygın ve örgün eğitime yönelik programların yapılması, radyo ve televizyon programlarında bu konuya yer verilmesi amaçlanıyor. Buna göre, medya hizmet sağlayıcıları zorunlu yayınlarında bu konuya da yer verecek. Gerçek veya tüzel kişiler, hayvanların etolojisine ve habitatına uygun, serbest dolaşımlarına imkan sağlayan doğal yaşam parkları kurabilecek. Hayvanat bahçeleri ile doğal yaşam parklarının kuruluşu ile çalışma usul ve esasları, Tarım ve Orman Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek. İdari para cezaları Kanunla, hayvanların daha iyi korunmasını temin etmek, hayvanlara karşı yapılan ihlallerle daha etkin mücadele etmek ve caydırıcılığı sağlamak amacıyla idari para cezaları artırılacak. Buna göre, kedi ve köpek sahiplerinin dijital kimliklendirme yöntemiyle hayvanlarını kayıt altına almaması halinde hayvan başına 1200 lira para cezası verilecek. Hayvanların sahiplenilmesi ve bakımı ile ilgili yasaklara ve yükümlülüklere uymayan ve alınması gereken önlemleri almayanlara hayvan başına kesilen para cezası tutarı 60 liradan 1000 liraya çıkarılacak. Ev hayvanı satış yerlerinde kedi ve köpek bulundurulmasına ilişkin hükme aykırı hareket edenlere, hayvan başına 500 lira idari para cezası kesilecek. Yasayla, bir hayvan neslini yok edecek müdahalede bulunanlara hayvan başına 10 bin lira olan idari para cezası tutarı 35 bin liraya yükseltilirken, tıbbi amaçlar dışında organ veya dokularının tümü ya da bir bölümü çıkarılıp alınması veya tahrip edilmesi; hayvanının dış görünüşünü değiştirmeye yönelik veya diğer tedavi edici olmayan kuyruk ve kulak kesilmesi, ses tellerinin alınması ve tırnak ile dişlerinin sökülmesine yönelik cerrahi müdahaleler; hayvana tıbbi amaçlar dışında, türüne ve etolojik özelliklerine aykırı hale getirecek şekilde ve dozda hormon ve ilaç vermek, çeşitli maddelerle doping yapmak ile hayvanların türlerine has davranış ve fiziki özelliklerini yapay yöntemlerle değiştirmek fiilleri için idari para cezası tutarı 1200 liradan 4 bin 500 liraya çıkarılacak. Hayvan deneyleri konusunda kurallara uymayanlara hayvan başına 1200 lira, yetkisi olmadığı halde hayvan deneyi yapanlara ise hayvan başına 4 bin 500 lira idari para cezası öngörülüyor. Hayvan satışı sırasında hayvanların sağlıklarının iyi, barındırıldıkları yerin temiz ve sağlık şartlarına uygun olması zorunluluğunu ihlal edenlere hayvan başına 500, hayvanların ticari amaçla film çekimi ve reklam için kullanılmasıyla ilgili hususları ihlal edenlere ise 5 bin lira para cezası verilecek. Hayvanları, doğal kapasitesini veya gücünü aşacak şekilde veya yaralanmasına, gereksiz acı çekmesine, kötü alışkanlıklara özendirilmesine neden olacak yöntemlerle eğitenlere 5 bin 500 lira ceza kesilecek. Kurban kesimi Hayvanların kesimi sırasında, uyulması gereken dini kuralların gerektirdiği özel koşullar dikkate alınarak hayvanı korkutmadan, ürkütmeden, en az acı verecek şekilde, hijyenik kurallara uyularak ve usulüne uygun olarak bir anda yapılması zorunluluğunu ihlal edenlere hayvan başına 2 bin 100 lira, kurban kesimi sırasında uyulması gereken hususlara aykırı davrananlara hayvan başına 5 bin 250 lira idari para cezası uygulanacak. "Kanuni istisnalar ile tıbbi ve bilimsel gerekçeler ve gıda amaçlı olmayan, insan ve çevre sağlığına yönelen önlenemez tehditler bulunan acil durumlar dışında yavrulama, gebelik ve süt anneliği dönemlerinde hayvanlar öldürülemez" hükmüne aykırı davrananlara hayvan başına 2 bin 200 lira, aykırı davranışların işletmelerce gösterilmesi halinde ise hayvan başına 5 bin 500 lira para cezası kesilecek. Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranan, acımasız ve zalimce işlem yapan, döven, aç ve susuz bırakan, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakan, bakımlarını ihmal eden, fiziksel ve psikolojik acı çektiren, gücünü aştığı açıkça görülen fiillere zorlayan, kesin olarak öldüğü anlaşılmadan vücutlarına müdahalelerde bulunan, kesim için yetiştirilmiş hayvanlar dışındaki hayvanları ödül, ikramiye ya da prim olarak dağıtan, tıbbi gerekçeler hariç hayvanlara veya onların ana karnındaki yavrularına veya havyar üretimi hariç yumurtalarına zarar verebilecek suni müdahaleler yapan, yabancı maddeler veren, hayvanları hasta, gebelik süresinin 2/3'ünü tamamlamış gebe ve yeni anneyken çalıştıran, uygun olmayan koşullarda barındıran, sağlık nedenleriyle gerekli olmadıkça bir hayvana zor kullanarak yem yediren, acı, ıstırap veya zarar veren yiyeceklerle alkollü içki, sigara, uyuşturucu gibi bağımlılık yapan yiyecek veya içecekler verenlere 5 bin 500 lira para cezası uygulanacak. Kesim hayvanları, avlanmasına ve özel üretim çiftliklerinde kesim hayvanı olarak üretimine izin verilen av hayvanları ile ticarete konu yabani hayvanlar dışındaki hayvanları et ihtiyacı amacıyla kesip veya öldürüp piyasaya sürenlere ise 11 bin lira, ev hayvanını terk edene ise hayvan başına 2 bin lira idari para cezası verilecek. RTÜK takibi sonucunda hayvanların korunması ve refahı amacıyla yaygın ve örgün eğitime yönelik programların yapılması, radyo ve televizyon programlarında bu konuya yer verilmesine ilişkin esası ihlal eden ulusal radyo ve televizyon kurum ve kuruluşlarına ise maddenin ihlal edildiği her ay için 20 bin lira idari para cezası uygulanacak. Hayvanat bahçelerine ilişkin yükümlülüklere aykırı davrananlara hayvan başına 2 bin 500 lira idari para cezası kesilecek. Kabahatlerin veteriner hekim, veteriner sağlık teknisyeni, hayvan koruma gönüllüsü, hayvan koruma derneği üyeleri, hayvan koruma vakfı üyeleri veya hayvanlara bakmak veya onları korumakla görevlendirilen kişiler tarafından işlenmesi durumunda verilecek ceza iki kat artırılarak uygulanacak. Kabahatlere konu olan ve el konulan kedi ve köpeklerle Bakanlıkça uygun görülen diğer hayvanlar koruma altına alınarak bakımevi bulunan en yakın belediye tarafından hayvan bakımevine götürülecek. Kanun ile yeni suç ve cezalar belirlenecek. Buna göre, nesli yok olma tehlikesi altında olan bir hayvanı öldüren kişi 1 yıldan 5 yıla kadar hapis, bir hayvan neslini yok eden kişi ise 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldüren kişi, 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası alacak. Hayvanlara cinsel saldırıda bulunan ve tecavüz eden kişiye, 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve 100 günden az olmamak üzere adli para cezası uygulanacak. Bir ev hayvanına veya evcil hayvana işkence eden veya acımasız ve zalimce muamelede bulunan kişi, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası alacak. Hayvanları dövüştürene 2 yıla kadar hapis Hayvanları dövüştüren kişi, 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası alacak; bu suç birden fazla hayvana karşı aynı anda işlenirse verilecek ceza yarı oranında artırılacak. Bu suç veteriner hekim, veteriner sağlık teknisyeni, hayvan koruma gönüllüsü, hayvan koruma derneği üyeleri, hayvan koruma vakfı üyeleri veya hayvanlara bakmak ya da onları korumakla görevlendirilen kişilerce işlenirse ceza yarı oranında artırılacak. Sahibi tarafından işlenen suçlar da dahil olmak üzere, bu suçların işlenmesi halinde soruşturma yapılması Tarım ve Orman Bakanlığının il veya ilçe müdürlükleri tarafından cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda bulunulmasına bağlanacak. Bu başvuru muhakeme şartı niteliğinde olacak. Suçüstü halinde ise soruşturma genel hükümlere göre yapılacak. Belirtilen suçların başka bir kişi tarafından sahipli hayvana karşı işlenmesi halinde hayvan sahibinin şikayeti üzerine de soruşturma yapılacak. El konulan kedi ve köpekler ile Tarım ve Orman Bakanlığınca uygun görülen diğer hayvanlar koruma altına alınarak bakımevi bulunan en yakın belediye tarafından hayvan bakımevine götürülecek. Rehabilite edilen hayvanlar, veri tabanına kaydedilecek Yasayla belediyelere hayvanların korunması ve bakımında yeni sorumluluklar verilecek. Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan büyükşehir ilçe belediyeleri ile diğer belediyeler, sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması için hayvan bakımevleri kuracak. Bu hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülecek. Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ise sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürecek. Rehabilite edilen hayvanlar, Tarım ve Orman Bakanlığınca oluşturulan veri tabanına kaydedilecek. Rehabilitasyon süreci tamamlanan hayvanların, bakımevine getiren belediye tarafından öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esas olacak. Rehabilite edilmemiş sahipsiz köpekler, belediyelerce hayvan bakımevlerinde veya geçici ünitelerde kısırlaştırılarak veri tabanına kaydedilecek. Geçici ünitelerde yapılan kısırlaştırmalar sonrasında, köpekler alındıkları ortama bırakılmadan önce sağlıklarına kavuşmaları için gerekli tedbirler alınacak. Tarım ve Orman Bakanlığı da bu kapsamdaki köpeklerin kısırlaştırılmasına her türlü yardımda bulunacak. Kara ve su sirkleri ile yunus parkları yasaklanacak Kanunla hayvanların kullanıldığı kara ve su sirkleri ile yunus parklarının kurulması yasaklanacak. Mevcut işletmeler ise herhangi bir nedenle eksilen hayvan sayısını tamamlama ya da artırma, yeni şube açma gibi yollarla kapasite artırımına gidemeyecek, üretim yapamayacak, Tarım ve Orman Bakanlığının izni olmadan işletme hakkını devredemeyecek. Mevcut işletmelere tasfiye için 10 yıl süre tanınacak. Bu işletmelerin hayvanların etolojisine uygun olarak faaliyet göstermesini sağlayacak kriterler, kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde Tarım ve Orman Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek. Burada belirtilen yasaklara aykırı davrananlara hayvan başına 25 bin lira idari para cezası verilecek. Pitbull Terrier, Japanese Tosa türlerinin satışını yapanlara 11 bin lira ceza Tehlike arz eden hayvanların belirlenmesine ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığınca yapılacak düzenleme yürürlüğe koyuluncaya kadar; Pitbull Terrier, Japanese Tosa, Dogo Argentino, Fila Brasilerio türlerini veya bunların melezlerini üreten, sahiplenen, sahiplendiren, barındıran, besleyen, takas eden, sergileyen, hediye eden ve bunların Türkiye'ye girişini, satışını ve reklamını yapana hayvan başına 11 bin lira idari para cezası verilecek. Ayrıca bu hayvanlara el konulacak ve bu hayvanlar belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülecek. Belirtilen hayvanları sahiplenmiş olanlardan, bu madde hükmü yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 aylık süre içinde hayvanlarını kısırlaştıran ve buna dair belgeyle Tarım ve Orman Bakanlığına başvurarak veri tabanına kayıt ettirenler hakkında idari yaptırım uygulanmayacak. Kısırlaştırma işlemi için daha önce gebe kalmış hayvanların doğum yapması, yavruların dört aylık olması beklenecek. Bu hayvanların ölümü halinde Tarım ve Orman Bakanlığınca bilgi verilecek ve kayıttan düşürülecek. Kısırlaştırılan ve kayıt altına alınan bu hayvanlar kayıt belgesiz, ağızlıksız ve tasmasız olarak dolaştırılamayacak, halkın yoğun olarak bulunduğu yerler ile çocuk oyun alanları ve parklarına sokulamayacak. Aykırı hareket edenlere, 11 bin lira idari para cezası verilecek. Yasaklara aykırılığın tekrarı halinde, idari para cezası ile birlikte hayvanlara el konulacak ve hayvan, konulabileceği bakımevi bulunan en yakın belediye tarafından hayvan bakımevine götürülecek. Bu madde kapsamında hayvan sahibi olanlar, hayvanlarını en yakın bakımevine bırakabilecek. Bu hayvanların sokağa terki halinde 30 bin lira idari para cezası kesilecek. Yerel yönetimler tarafından kurulan hayvan bakımevleri, teslim edilen bu hayvanları kabul etmek zorunda olacak. Hayvan bakımevlerinin en geç kurulma tarihleri Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 75 bini aşan belediyeler 31 Aralık 2022, diğer belediyeler ise 31 Aralık 2024'e kadar hayvan bakımevlerini kuracak. Belediyeler, 3 yıl süreyle hayvan bakımevleri kurmak ve rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde beşi oranında kaynak ayıracak. Bu oran büyükşehir belediyelerinde binde üç olarak uygulanacak. Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31 Aralık 2022'ye kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorunda olacak. Hayvanların korunması ve refahı için yaygın ve örgün eğitime yönelik programların yapılması, radyo ve televizyon programlarında bu konuya yer verilmesi amaçlanıyor. Buna göre medya hizmet sağlayıcıları zorunlu yayınlarında bu konuya da yer verecek. TBMM Başkanvekili Haydar Akar, müzakerelerin tamamlanmasının ardından 13 Temmuz Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere birleşimi kapattı.

2 yıl önce

İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan BM'ye müdahale çağrısı: Mescid-i Aksa'ya baskınlar karşısında sorumluluk üstlenin

İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan (İİT) yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in Mescid-i Aksa'nın avlusunda ibadet edenlere yönelik mükerrer saldırıları kınandı. Bu eylemlerin, işgalci güç İsrail'in, Kudüs'teki tarihi ve hukuki statükoyu değiştirme girişimleri çerçevesinde gerçekleştiği kaydedilen açıklamada, bunun uluslararası hukuku, Cenevre Sözleşmelerini ve BM kararlarını ihlal etmek anlamına geldiği aktarıldı. İİT, bu sistematik saldırıların tüm sorumluluğunun İsrail hükümetine ait olduğunu belirtti. İİT, BMGK başta olmak üzere uluslararası toplumu bu ihlallere son verilmesi için sorumluluklarını üstlenmeye ve barışın sağlanması adına siyasi bir sürecin başlatılması için çalışmaya çağırdı. Mısır'dan kınama Öte yandan Mısır, İsrail polisi korumasındaki fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesine tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Bakanlık, İsrail polisi korumasındaki fanatik İsrailliler tarafından Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerini yinelenmesini kınıyor." ifadesine yer verildi. Kahire'nin bu ihlalleri tamamen reddettiği kaydedilen açıklamada, dünyanın farklı yerlerindeki Müslümanlar nezdinde çok önemli bir yere sahip olan Mescid-i Aksa'ya zarar verilmesi konusunda Mısır'ın her zaman uyarıda bulunduğu aktarıldı. Açıklamada ayrıca, iki devletli çözüm çerçevesinde yasal referanslar, uluslararası kararlar ve meşruiyet temelinde askıya alınan müzakere sürecinin yeniden başlamasının önemi vurgulandı. Mescid-i Aksa'da yaşananlar Sabah saatlerinden itibaren 1500'ü aşkın fanatik Yahudi, İsrail polisi korumasında, sözde Süleyman Mabedi'nin yıkılışının yıl dönümü olarak kabul ettikleri ve "Tişa BeAv" adını verdikleri matem günü dolayısıyla Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti. Fanatik Yahudilerin baskınlarına karşı tepki gösteren Filistinliler ile İsrail polisi arasında Harem-i Şerif'te olaylar yaşanmıştı. Plastik mermi ile göz yaşartıcı gaz kullanan İsrail polisi, çok sayıda Filistinliyi gözaltına almıştı. Mescid-i Aksa'nın içinde bulunduğu Eski Şehir bölgesinin tüm kapılarına bariyerler kuran İsrail polisi, ayrıca Harem-i Şerif'e 40 yaş altı Filistinlilerin girişine de izin vermemişti.

2 yıl önce

BM Genel Sekreteri Guterres, Irak'taki terör saldırısını kınadı

Genel Sekreter Sözcülüğünden yapılan açıklamada, Guterres’in sivilleri hedef alan korkunç saldırıyı şiddetle kınadığı belirtilerek, kurbanların ailelerine, Irak hükümeti ve halkına taziyelerini ilettiği belirtildi. Açıklamada, suçun faillerinin bir an önce adalete teslim edilmesi gerektiği kaydedilerek, “Kurban Bayramı öncesi yaşanan bu ölümcül saldırı, hepimize terör belasının sınır tanımadığını hatırlatıyor.” ifadelerine yer verildi. Bağdat'ın doğusunda yer alan Sadr bölgesindeki El-Vahilat halk pazarında, bayram arifesi yoğunluğunda patlama meydana gelmiş, ilk belirlemelere göre 30 kişi ölmüş, 60 kişi yaralanmıştı.

2 yıl önce

CHP Milletvekili Turan Aydoğan kendisini tanımayan trafik polisine bağırıp çağırdı: TBMM albümünü alıp bak

CHP Milletvekili Turan Aydoğan, yolda aracıyla giderken kimlik soran trafik polisini azarlayarak hakaretler yağdırdı. Trafik kontrolü yapan polis memurları, CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan'ın aracını durdurdu. Bu duruma sinirlenen Aydoğan, milletvekili olduğunu belirterek görevli polis memurunu tersledi. Görevli memur Aydoğan'a "Milletvekili olduğunuzu nereden bileyim, 650 tane milletvekilini tanıyamam ki" dedi. Bunun üzerine CHP'li vekil, trafik polisine bağırarak, "Bakanın kimliğini sorabiliyor musun? Beni tanımıyorsan TBMM'nin fotoğraf albümünü alıp oradan bakacaksın. Fazla uzatma, yap gereğini!" diyerek oradan uzaklaştı.

2 yıl önce

BM yetkilisi: PKK kontrolündeki kampta vahşet var

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Martin Grifftihs, 24 Ağustos tarihinde Güvenlik Konseyi'ni (BMGK) Suriye'deki insani durum hakkında bilgilendirdi. Yayınlanan bilgilendirme sunumunda Grifftihs, PKK/YPG kontrolündeki el-Hol kampında insanların öldürüldüğünü, güvenlik problemi yaşandığını, cinsel sömürü ve istismara açık olduklarını ve insani yardım çalışanlarının kamp yönetimince tehdit edildiğini dile getirdi. Grifftihs sunumunda kamptaki insanları kastederek "Bu insanları el-Hol'ün umutsuzluğu ve şiddetine terk etmemeliyiz" ifadesini kullandı. KAMPTAKİ 69 KİŞİ ÖLDÜ Sunumda "el-Hol kampındaki güvenlik problemleri halen devam etmekte. Ocak ayından bu yana 69 kişinin öldüğü diğer yandan 12 kişiyi ise öldürme girişiminde bulunulduğu rapor edildi" ifadesine yer verildi. Raporda kamp yönetiminin insanları tehdit ettiğinin de altı çizilerek şu ifadeler kullanıldı: "Kamptaki kadın ve kız çocukların öldürülmesi haziran ve temmuz ayında arttı ve bu da kamptaki korku ikliminin artmasına sebebiyet vermekte. Kamptaki acil ihtiyaçlar ve kampta kalanların savunmasızlığı ve yardıma muhtaç oluşu cinsel sömürü ve istismar riskini arttırmakta. Kamptaki insani yardım çalışanları kampın güvenlik görevlileri ve kamp yönetimi tarafından düzenli olarak tehdit ediliyorlar. Yaklaşık 59 bin insan bu kampta kalmakta ve çoğu da kadın ve çocuklardan oluşuyor. Kamptaki her beş kişiden birinin yaşı 5'in altında." İNSANİ KRİZ İÇİN TÜRKİYE'YE ÇALIŞMA ZİYARETİ Martin Grifftihs raporuna ayrıca Suriye'deki insani krizin karmaşıklığını daha derinden anlayabilmek ve önümüzdeki birkaç ay içindeki sorunları analiz edebilmek için Suriye'nin yanı sıra Türkiye ve Lübnan'a da gideceğini ifade ederek dönüşünde BMGK'i yeniden bilgilendireceğini ifade etti.

2 yıl önce

BM: Afgan ekonomisinin çökmemesi için ülkeye para girişine izin veren geçici anlaşma gerek

Afganistan'daki gelişmeleri görüşen BM Güvenlik Konseyine seslenen Yusufzay, uluslararası topluma Afgan kadınları ve kız çocuklarının haklarının korunması çağrısında bulundu. Yusufzay, ''Ben tüm kız çocuklarının okula gitmesi için sesimi yükselttim. Silahlı bir adamın okul otobüsümü durdurup, bana seslenip üzerime ateş açtığına şahit oldum. Harekete geçmezsek birçok Afgan kızı da benimle aynı hikayeyi paylaşabilir.'' dedi. TALİBAN BAŞINDAN VURMUŞTU Kız çocukların eğitimini savunan Malala Yusufzay, 9 Ekim 2012'de ülkenin kuzeyindeki memleketi Svat Vadisi'nde okuluna gitmek için bindiği otobüste saldırıya uğramıştı. Otobüse binen bir Taliban militanı Malala'ya adını sormuş, daha sonra genç kıza üç kez ateş etmişti. Başından yaralanan Malala, saldırıdan 6 gün sonra tedavi için İngiltere'ye götürülmüş, Birmingham'daki Kraliçe Elizabeth Hastanesinde yaklaşık 3 ay kalmış ve kafatasına metal bir plaka yerleştirilmişti. Mart 2013'te taburcu edilen Malala, ailesiyle Birmingham'a yerleşmiş ve tekrar okula başlamıştı. 2014'te 17 yaşında Nobel Barış Ödülü'nü kazanan en genç kişi olarak tarihe geçen Malala Yusufzay, kazandığı 8 milyon kronluk ödülü Pakistan'daki okullara bağışlayacağını açıklamıştı. Özellikle kız çocuklarının eğitimi konusunda sembol isim haline gelen Malala, kendi adına açılan vakıf vasıtasıyla kalkınmakta olan ülkelerin birçoğunda kızların okula gidebilmesi için çalışmalar yapıyor.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 24 25