07 Mayıs Salı 2024
2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten "27 Nisan e-muhtırası" değerlendirmesi: Hükümet, ilk defa Cumhuriyet tarihinde cevap verince bu siyasi hayatımız açısından bir dönüm noktası oldu

Çelik, 27 Nisan e-muhtırasına ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Muhtıra, geleneğinin son halkası olarak tarihteki yerini aldı." ifadesini kullandı. 27 Nisan'daki muhtıra girişiminin tam anlamıyla muhtıra olamadığını belirten Çelik, "İlk defa Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir hükümet, ona cevap verdiği için muhtıra olması için yapılan bu girişim bir kağıt parçasına döndü. Bu çok önemli bir şey bizim siyasi tarihimizde." diye konuştu. Türkiye'nin siyasi tarihinde genelde muhtıra verildikten sonra hükümetlerin bunu kabullendiğini ve siyasetin ayarının o muhtıranın kodları üzerinden belirlendiğini anlatan Çelik, sonrasındaki her siyasi gelişmenin de muhtıra kodları üzerinden değerlendirildiğini dile getirdi. Çelik, "Bir bakıma kerteriz noktasıydı muhtıralar sivil siyaset için. Sivil siyasetin bir bakıma DNA'sını, psikolojisini belirliyordu. İlk defa, Cumhuriyet tarihinde bir hükümet, o zaman Cumhurbaşkanı'mız Başbakan olarak bunu hükümetimiz geri çevirdi ve muhtıra olarak tarihe geçecek şey bir kağıt parçasına döndü." dedi. Sistemin eski dönemlerden beri, özellikle asker kökenli cumhurbaşkanlarını hükümetin üzerinde bir vesayet aracı olarak kullandığını, sonrasında da bunun başka ek mekanizmalarla desteklendiğini söyleyen Çelik, "Anayasanın üzerinde Milli Güvenlik Kurulu oluyordu, bunun yanı sıra yargının vesayeti, askerlerin gazetecilere verdiği brifing. O zamanlar o dönemdeki siyasi hayat şekillenirken neredeyse sivil siyaset diye bir şey kalmamıştı. Siyaset bu muhtıra siyasetinin sınırları içerisinde yaşayabilen, nefes alabilen bir varlık haline dönüşmüştü." değerlendirmesinde bulundu. AK Parti döneminde en çok vurgu yapılan kavramlardan birinin "sivil siyaset" olduğuna dikkati çeken Çelik, "Sivil siyasetin özerkliği, sivil siyasetin güçlendirilmesi, sivil siyasetin gücünün pekiştirilmesidir. Bu şu demekti, yani herhangi bir şekilde askeri bürokrasinin muhtıralar yoluyla siyaseti belirlemesi, ülkeyi yönlendirmesi gibi bir şey söz konusu olmasın diye. Bunlar tabii Türkiye'ye çok acılar ödetmiş, bedeller ödetmiş süreçlerdir." diye konuştu. 27 Nisan'daki teşebbüsün bir bakıma cumhurbaşkanlığı seçiminin kodlarını belirlemek üzere yapıldığını söyleyen Çelik, aynı günün gecesi buna bir cevap hazırlığının hemen başladığını anımsattı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın o gece telefonlara çıkmadığını ve bu durumun ertesi sabaha kadar çeşitli bahanelerle böyle devam ettiğini anlatan Çelik, ertesi gün, hükümet adına bir açıklama yapılacağı basına duyurulduktan sonra dönüş yapıldığını belirtti. "İLK DEFA CUMHURİYET TARİHİNDE BİR MUHTIRA AKAMETE UĞRAMIŞ OLDU" Muhtırayı yayınlayanların hükümetin buna cevap vereceğini hesap edemediklerini vurgulayan Çelik, "Neticede ilk defa Cumhuriyet tarihinde bir muhtıra akamete uğramış oldu. Dolayısıyla bir bakıma muhtıralar döneminin işte son halkası, kapanması gibisinden bir durum. Eğer hükümet cevap vermeseydi, bazen Amerikan Başkanları için 'topal ördek' ifadesi kullanılıyor ya, aslında bu, hükümetleri sakatlayan, hükümetleri gerçek bir hükümet olmaktan çıkaran birtakım saldırılar olarak bu muhtıralar her zaman gündeme gelmiştir." ifadesini kullandı. Çelik, muhtıranın kabul edilmesi ve cevap verilmemesi halinde cismen var olan hükümetin siyaseten yok hükmünde olacağını belirterek şöyle devam etti: "Zaten bu hale getiriyorlardı, bu şekilde önce bir şekilde bir tavır koyuyorlar, ondan sonrasında Cumhuriyetin tehlikede olduğunu, işlerin çok kötüye gittiğini, büyük bir güvenlik tehdidi olduğunu, olaya el koymak gerektiğini, basının da desteğini yanlarına alarak ifade ediyorlar. Ondan sonra hemen organize bir şekilde birtakım başka kurumlardan açıklama yapılmaya başlanılıyor. Bir bakmışsınız olmayan bir şey yüzünden ülke büyük bir stresin içerisine girmiş ve bütün kurumların okları kendi amirleri durumundaki hükümete çevrilmiş. Böylesine kaotik, böylesine amorf, şekilsiz, ilkesiz bir süreç üretiyorlardı. 27 Nisan'da tekrar bunu yapmaya çalıştılar, 'cumhurbaşkanı şöyle olmalı, birtakım kaygılarımız var bu konularda' dediklerinde hükümet, ilk defa Cumhuriyet tarihinde cevap verince bu siyasi hayatımız açısından bir dönüm noktası oldu. Bence demokrasinin Türkiye'de yerleşikleşmesinin önemli dönüm noktalarından bir tanesidir." AK Parti Sözcüsü Çelik, daha önce katıldıkları bir MKYK toplantısında söz aldığını hatırlatarak şunları kaydetti: "'Bugün çok önemli bir gün' demiştim. Sebebi şu ilk defa dikkatimi çekti, o dönemi kastederek söylüyorum, iktidar partisinin MKYK'sini izleyen gazeteci sayısı Milli Güvenlik Kurulunu izleyen gazeteci sayısından daha fazla. Çünkü o zaman hatırlayın, şimdi bunlar geride kaldığı için iyi hatırlanmıyor, Türkiye nefesini tutuyordu her ay, Milli Güvenlik Kurulundan Milli Güvenlik Kurulu'na yaşıyordu. Milli Güvenlik Kurulundan hükümete nasıl bir talimat çıkacak, nasıl bir posta koyulacak gibisinden, dolayısıyla orada milli güvenlik dışında sadece seçilmiş sivil hükümete karşı kısıtlamaların ve yönlendirmelerin konuşulduğu bir mekanizma söz konusu oluyordu. İşte en son 27 Nisan'da buna teşebbüs edildi orada cevap verince de o bir muhtıra olmak üzere kurgulanmış o teşebbüs kağıt parçasına döndü."

2 yıl önce

Ekrem İmamoğlu “İBB’deki teröristler” konusuna yine cevap veremedi! Haberim yok taklidi yaptı

İBB'de çalışan Şafak Duran’ın terör örgütü PKK'nın kamplarında silahla çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı. Tutuklanan şüpheli hakkında, İBB'nin işe alımda arşiv/güvenlik soruşturması yapmadığı ortaya çıktı.  İBB VE İMAMOĞLU SUÇU DEVLETE ATARAK MAĞDUR EDEBİYATI YAPTI Skandalın ortaya çıkmasının ardından yer yerinden oynarken, İBB Başkanı İmamoğlu ve Sözcüsü Murat Ongun, olayı örtpas etmek adına yine yalan senaryolara başvurdu. Yapılan açıklamalarda bu durumdan devletin sorumlu olduğu ve hatta İBB'nin haberi olmadığını iddia ettiler. ERDOĞAN: SEÇİM ÖNCESİ PKK'NIN UZANTISINA SÖZ VERDİLER Cumhurbaşkanı Erdoğan CHP'li İBB'de terörist istihdam edilmesini eleştirerek "İBB'nin bunun hesabını vermesi lazım. Elbette seçim öncesi verilmiş sözler var. PKK’nın uzantısı konumundaki partiye verilen sözler var." dedi. İMAMOĞLU YİNE TOPU TACA ATTI İmamoğlu, İBB'nin skandalı sonrası açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "Sayın Cumhurbaşkanı; Terör örgütü üyesi, şüphelisi vb suçluları yakalama görevi devletin kolluk güçlerinindir, İBB’nin değil. İBB işe alımlarda tüm yasal uygulamaları gerçekleştiriyor." sözleriyle yanıt vererek adeta devleti suçladı. MOBESE SKANDALI İÇİNDE KALMIŞ İstanbul'da kar felaketi yaşanırken balıkçıda İngiliz büyükelçi ile yemek sefası yapan İmamoğlu'yu ele veren mobeseler canını çok yaktı. Bu yüzden, "Önce “terörist” yakalamak için neden 8 gün beklenip, şov yaparak yakalama yapıldığının izahını isteyin. Ardından da tıpkı MOBESE servisi gibi bu görüntülerin de Emniyet’ten yandaş gazetecilere nasıl servis edildiğini sorgulayın." ifadelerini kullandı.  

2 yıl önce

Mülteciler 'sessiz istila' mı? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan TGRT Haber'de çarpıcı cevap: “Kimin operasyon çocuğu olduğunu biliyoruz”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarından öne çıkanlar; "1 MAYIS OLAYSIZ GEÇTİ" 1 Mayıs İşçi bayramı olaysız bir şekilde kutlandı. Bayramda aldığımız tedbirler eksiksiz önlemler alındı. Hiç olay olmasın isteriz, hiç tartışma çıkmasın isteriz ama hayatın olağan akışının kendi getirdiği maalesef bir süreler var. Bizim görevimiz bunu düşük tutma. Trafik kazasında aldığımız tedbirler çerçevesinde 230 bin emniyet ve jandarma ekiplerimiz hepimiz sokaklardaydık. TRAFİK KAZALARI ÇOK CİDDİ ORANDA AZALDI 2020 ve 2021 bayramları salgın dönemine geldi. Fazla yoğunluk yoktu. Bu bayramda daha çok yoğunluk ama trafik kazaları çok ciddi oranda azaldı. Uyarılar çerçevesinde kazalarda yüzde 37 azalma oldu. Ölümlü kazada ise yüzde 55 azalma oldu. Yaralı sayısı yüzde 47 düşüş yaşandı. Sürücülere çok teşekkür ediyoruz.  Biz yüz binde 13 idi. Türkiye'de 2010 yılında trafik kazalarında yüz binde 13,4 kişi ölüyordu. Şuanda yüz binde 6 oldu. Yarı yarıya düştü. 2015 yılında 7 bin 530 varken 2017'de ise 7 bin 447 olurken geçen yılı 5 362 ile kapatmışız. YAYA ÖNCELİKLİ TRAFİK ANLAYIŞI Biz yayaya öncelik trafik başlattı. Her yüz ölümden 22'si yayalar oluşturuyor. Burada sadece sürücüler değil aynı zamanda yayalara da sorumluluk düşüyor. Trafik haftası ile birlikte yaya öncelikli olacak ama yayaların da dikkat etmesi gerekiyor. Yıl sonuna kadar bu çalışmalarımız olacak. Aldığımız tedbirler sayesinde trafik artmasına rağmen ölümler yüzde 61 düştü.  HIZ LİMİTİ ARTTIRILIYOR İçişleri Bakanlığı'nın kanun verdiği çerçevesinde 1 temmuz itibari ile çalışmalar hazırlıyoruz. Standartların ilgili yollarda bunu karşılayabileceğini duyurdu. Hız limitlerini biraz daha arttıracağız. 120 km ve otobanlarda 132 km olan hızlar arttırılacak. Kuzey Marmara Otoyolu, İstanbul İzmir Otoyolu ve Ankara- Niğde otoyolu bu seviyeleri kaldırabilecek seyide.  TÜRKİYE İSTİLA MI EDİLİYOR? Dünya tarihinin güçlü göçmenlerden birisini hepimiz yaşıyoruz. Hakikaten bu tarihe geçiyor. Burada Türkiye'ye karşı kimlerin davrandığını konuşacağız. Bugün tükürdüklerini yalayanları, provokasyonları hepsini konuşacağız. Afganistan'daki göçün sebebi biz miyiz? Suriye'deki savaşı biz mi başlattık? Irak'a girip biz burayı özgürleştireceğiz diyen ABD dediğini yaptı mı? Yoksa insanların orada yarınlarını mı aldı?  Peki Yemen, Lübnan ya Orta Asya. Eğer iç savaş varsa eğer yoksukluk varsa, bir taraftan eğitim, suya gıdaya erişemiyorsa bu insanlar ne yapacaklar? İnsanları vekalet savaşının içerisine düşürmüşsünüz.  Çekilmişsiniz yetmemiş afyon tarlaları kurarak bunu dünyada satışa sunuyorsunuz. Bunu biz yapmadık pafyon takan Batılılar yaptı. Bugün bu operasyonların içinde de onlar var. "BÜYÜKELÇİLER ÜZERİNDEN OPERASYON YAPANLAR VAR" Bir taraftan aman aman sakın göndermeyin diyeceksiniz el altından Büyükelçi üzerinden operasyon yapanlar var. Dışarıdan ve içeriden saldırı var. Bunun sebepleri var. 2023 yılında seçim var. 2019 yılında bu durumu kullanan siyasi partiler bazı belediyeleri kazandı. Göçmenler konusunda ne yaptılar? Şimdi unuttular. 2023 seçimleri geldi. AK Parti ve Cumhur İttifakı zora düşürecek şeyler söyleyerek  bir pozitif katkı kullanmadan 'Göndereceğiz' diye söylemlerde bulunuyor. Hadi Halep'e gönderde göreyim. Herkes canından korkuyor. Orada büyük bir demokratik kıyım var. Bunu kimse görmüyor. KILIÇDAROĞLU'NA GÖÇMEN TEPKİSİ Suriye'de sorun yok söylemlerine cevap veren Bakan Soylu, "Rejim İdlib'i bombalamadı. Bizim evlatlarımız orada şehit olmuyor mu. Biz neredeyiz. İnsanlar neden çadırda dursun neden gıda paketlerine ihtiyaç duysun. Vallahi giydiklerime üzülüyorum. Oturduğumuz masada yetim çocukları var. Elimizi tutup bırakmıyor. Çadırda yaşıyorlar. Kılıçdaroğlu bilmez Atme Kampı'nı. 1 milyon 700 bin insan oralarda yaşıyor. Bizim orada onları tutmak için nasıl çabaladığımızı biliyorlar mı? Allah'tan korkacaksınız. 'İSTİLA' SÖYLEMLERİNE ÇOK SERT TEPKİ: KİM YAPACAKMIŞ Kim neyin istilasını yapacak ya biz PKK'ya istila yaptırmadık. PYD yapmaya çalıştı yapamadı. Kılıçdaroğlu'nun arkadaşları yapmaya çalıştı yapamadı. Belediye Başkanlarının terörist olarak işe aldıkları yapmaya çalıştı, yapamadı. Kime istila ettireceğiz bu memleketi. Kendi sınırlarımızda bunu yaptırmıyoruz.  "ORTADOĞU'DAN GELECEK OLAN TURİSTLER" İkinci sebep Türkiye'nin ihracatı arttı. 300 milyar seviyesine Türkiye'nin geleceğinin göstergesi. Bu üretim ile oluyor. Üretim ekonomisi ortadan kaldırmaya çalışıyor. Üçüncüsü ise ortadoğu arap turizmi. Bakın geçen yıl 4 milyon civarında orta doğu coğrafyasından insan geldi. Türkiye içerisinde etrafındaki gelebilecek olan misafirlere algı oluşturup, turizmin önünü kesmek isteyenlere fırsat tanıyacak bir anlayışı serbest bırakmamızı istiyorlar.  DÖRDÜNCÜ SEBEP GÜVENLİ BÖLGELER Dördüncüsü ise güvenli bölgeler. Zeytin Dalı Harekatı, Fırat Kalkanı Harekatı ve Barış Pınarı Harekatı. Bizim bu üç bölgede harekat  noktamız var.  8 bin km alanda güvenli alan oluşturmuşluğumuz söz konusu. İsterseniz biz Afrin'den çıkalım. Bizim oradan çıkmamızı Kılıçdaroğlu istiyor. Adıyaman, Kilis, Gaziantep'tekilere sesleniyorum. Bu bölgede 1 terörist kaldı. Onu da bulacağız.  Afrin'den çıkalım ertesi gün Hatay'dan Adıyaman'a kadar en az 100'ün üzerinde terörist sızar. Türkiye tarihi bir politika işliyor. Hem terör koridorunu kapatıyor hem de Türkiye'nin içerisini koruyor. Üçüncüsünü ise aklı yetmeyenlere söylüyorum. Türkiye kaçak göçmenlere orada güvenli bölgelere olarak yapılıyor. Bir adım ile üç politika yapılıyor. Bir ülkenin kendi insanı bu kadar kötü sözler söyler mi ya? "AVRUPA'DAKİ AŞIRI SAĞ YÜKSELİŞİ TÜRKİYE'DE İŞLEMEZ" Biz Türk düşmanlığı yapıyormuşuz. Bunu kim söylüyor? Bunu her partiden kovulan isim söylüyor. Avrupa'da yükselen aşırı sağcı söylemleri burada yapmaya çalışıyor. Burası Müslüman bir ülke. Bizim inancımız ve geleneğimizde bu yok. Bizim iskandinav ülkesi olduğumuzu düşünenlere söylüyorum. İstanbul'daki ve diğer illerde çıkan yalan videolar ve bot hesapların organizayonu anlatıyorum.  Ayırıntılar geliyor…

1 yıl önce

'Sınırlarımız kevgire döndü' yalanına tokat gibi cevap: Entegre güvenlik sistemi

Milli Savunma ve İçişleri Bakanlığı'nın ortak çalışması sonucu sınırlarda entegre güvenlik sistemi oluşturuldu. DOĞU VE GÜNEYDOĞU: 52 gözetleme kulesi IĞDIR: 54 km duvar, yol, aydınlatma kamera-termal sensör,41 elektrooptik kule AĞRI: 81 km duvar, 25 km aydınlatma, kamera, termal sensör, 59 elektrooptik kule VAN: 63 km duvar, 39 km yol, 103 eletrooptik kule,238 km yol yapımı ihale aşamasında HAKKARI: 27 km yol, 27 elektroptik sistem, 26 km yolun yapımı sürüyor ŞIRNAK: 33 km'lik set ihale aşamasında.... SURİYE SINIRI: 837 km güvenlik duvarı, 284 termal kamera SINIRLARDA KUŞ BİLE UÇURTULMUYOR Muhalefet başta olmak üzere küresel düşmanların yerli işbirlikçilerinin, "Sınırlarımız kevgire döndü" yalanıyla Türkiye ilgili olmayan görüntüleri servis ederek sosyal medyada yapılan algı operasyonlarının aksine sınırlarından havada ve karada alınan önlemler sayesinde kuş bile uçurtulmuyor. KAÇAKÇILAR VE GÖÇMENLER ANINDA TESPİT EDİLİYOR Irak, İran, Suriye sınırlarından Türkiye'ye sızmaya çalışan göçmenler, kaçakçılar anında tespit edilerek gerekli müdahale yapılıyor. Sınırlar örülen duvarlar, kurulan termal kameralar, sensörler, gözetleme kuleleri, İHA'larla an be an kontrol ediliyor. Açılan yolları ile de sürekli devriye alan kontrolü gerçekleştiriliyor. 6 BÖLGE TERÖRDEN ARINDIRILDI Türkiye'nin en uzun sınırı Suriye'de bulunuyor. 877 kilometre uzunluğundaki sınırın ötesinde başarılı sınır ötesi harekatlarla Afrin, Cerablus, Azez, El- Bab, Tel Abyad ve Rasulayn olmak üzere 6 bölgeyi terörden arındırdı ve istikrar sağlandı. Böylece, Suriye'den Türkiye'ye sızmaya çalışanlar önlendi. Irak, İran sınırında ise kaçak girişler nerdeyse tamamen bitme noktasına geldi. "HUDUTLARIN KORUNMASI MİLLİ BİR MESELEDİR" Sınır güvenliği konusunda yalan haberler, sahte videolar ve dezenformasyonla farklı bir algı oluşturulmaya çalışıldığını dikkat çeken güvenlik uzmanları, "Yapılan tüm açıklamalara, bilgilendirmelere rağmen maalesef bazıları gerçekleri anlamamakta, dinlememekte, görmemekte, duymamakta ısrar ediyorlar. Hudutların korunması milli bir meseledir. Bunun herkes tarafından anlaşılması lazım. Mehmetçik hudutlarda kendisine sağlanan imkanları en etkin şekilde kullanıyor. Yapılması gerekenleri başarılı şekilde yapıyor. Yalan haberler, sahte videolar, dezenformasyonla farklı bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bunlara karşı sağduyu sahipleri dikkatli, müteyakkız olmalı ve bunlara karşı gerçekleri görebilmeli. Sınırlarımızda ileri teknolojiler kullanılıyor" değerlendirmesinde bulundu. 4 İLDE 872 GÖÇMEN YAKALANDI İstanbul'da Bakırköy, Zeytinburnu, Fatih, Beyoğlu, Beşiktaş, Üsküdar ve Kadıköy ilçelerinde 503 düzensiz göçmen yakalandı. Muğla Seydikemer'de jandarma 55 düzensiz göçmeni yakaladı. Erzincan'da ve Kırklareli'nde yasa dışı yollardan yurda giren 101 düzensiz göçmen yakalandı. Afganistan ve Pakistan uyruklu 213 kişi İstanbul Havalimanı'ndan sınır dışı edildi.

1 yıl önce

Vatandaşların "6'lı masadan ayrıl hepimiz oyumuzu veririz" sözlerine Davutoğlu'ndan cevap: Bakarız ona

Partisinin yeni il başkanlığı binasının açılışı ve çeşitli temaslarda bulunmak için Adıyaman'a giden Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu vatandaşlarla sohbet ederek, esnafı ziyaret etti. "6'LI MASADAN AYRIL HEPİMİZ OYUMUZU VERİRİZ" Kıraathanede oturan vatandaşlara selam veren Davutoğlu, tepkiyle karşılaştı. Bir vatandaşın, "Sen HDP ve CHP ile berabersin. Size yakıştıramadım. Terörle mücadeleyi siz yapmadınız, eğer yapsaydınız onlara gitmezdiniz. Altılı masadan ayrıl hepimiz oyumuzu veririz" sözlerine karşılık Davutoğlu, "Bakarız ona" diye cevap verdi. "CHP'DEN UZAK DUR" İki şehit yakını ise Davutoğlu'na, "Sizi tebrik ederim. Niçin tebrik ederim? PKK ile yuvarlak masada oturduğunuz için. Bu benim hoşuma gitmiyor. O kadar şehit var, polis öldürüyorlar, asker öldürüyorlar. Bunu yapmayın. Ben şehit babasıyım bunu bana yapma, beni yakma. CHP'den uzak dur" dedi. AÇILIŞTA PARTİLİLERE SESLENDİ Daha sonra partisinin il başkanlığı yeni binasının açılışına katılan Davutoğlu, burada partililere seslendi. Davutoğlu, daha sonra gündeme ilişkin gazetecilere açıklamada bulunarak, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun cezasının onanmasıyla ilgili, yargının siyasallaştığı yönünde açıklamalarda bulundu.

1 yıl önce

TURKEN Vakfı'ndan Kılıçdaroğlu'nun iftiralarına 7 maddelik cevap! Yalanları bir kez daha tescillendi

TURKEN Vakfından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin, 7 maddelik açıklama yapıldı. Vakıftan yapılan açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun, "Amerika'da paravan vakıf kurdular" iddiasının yalan olduğu belirtilerek, TURKEN Vakfı'nın, 2014'de Amerikan yasalarına ve mevzuatlarına göre kurulmuş bir vakıf olduğu hatırlatıldı. TURKEN'in, kurucu vakıflarının Ensar Vakfı ve TÜRGEV olduğu hatırlatılan açıklamada, "Kurucu vakıfların Türkiye'den olması hem Türk hem Amerika yasalarına göre uygundur. Ortada paravan bir yapı değil, hukuk sistemine tabi, denetime açık ve şeffaf kurumlar vardır. Ayrıca hangi paravan yapı öğrencilere barınma imkanı sunar, öğrencilere seminerler, konferanslar, sosyal etkinlikler düzenler ve türlü zahmetlere katlanır. TURKEN'in tüm faaliyetleri tüm mecralarda şeffaf bir şekilde paylaşılıyor." ifadelerine yer verildi. Kılıçdaroğlu'nun, "TURKEN Vakfının Başkanı Amerikan vatandaşı" ve "Amerikan vatandaşına para gönderiyorlar" iddiasına ilişkin, Vakfın Başkanının Behram Turan olduğu hatırlatılarak, "Behram Bey, yaklaşık 30 yıldır Amerika'da yaşayan bir Türk müteşebbistir. Hem Türk vatandaşı hem de Amerikan vatandaşıdır. Ayrıca Amerika'daki bir vakfın, başkanının Amerikan vatandaşı olması kadar doğal bir durum yoktur. Şahsa veya TURKEN Başkanına gönderilen bir para yoktur. Her hesap uzmanı bilir ki kurumsal ödemeler kurumların hesabına yapılır. Gönderdiğimiz tüm paralar TURKEN'in Amerika'daki resmi hesabına gönderilmiştir." yanıtı verildi. "Öğrenciler için kurulmuş süsü verilmiş paravan yapılar" iddiasının da yalan olduğu vurgulanan açıklamada, Ensar Vakfı'nın 1979'da kurulduğu anımsatıldı. Ensar Vakfı'nın, öğrencilere kurulduğu günden beri burs veren, yurt ve yemek hizmeti sunan, kültürel ve dini yayınlar yapan bir vakıf olduğu belirtilen açıklamada, "Öğrencilere hizmet bizim asli faaliyet alanımızdır. Bu hizmetlerimizden yararlanan her öğrenci bunu apaçık bilir. Bazı marjinal yapılar kendi ideolojik saplantılarıyla 43 yıllık köklü bir vakfı tartışmalarına alet etmeye çalışıyorlar. 43 yıldır yaptığımız hiçbir faaliyeti gizlemedik, hiçbir zaman gizli ajanda tutmadık, kuruluş amaçlarımızda ne yazıyorsa açık ve şeffaf bir şekilde faaliyetlerimize devam ettik. Bundan sonra da böyle davranmaya devam edeceğiz." ifadelerine yer verildi. "İSTEYEN HERKES BELGELERE ULAŞABİLİR" CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "Gönderilen paraların tamamının dökümleri elimizde" iddiasına ilişkin, bu belgelere isteyen herkesin Amerika Adalet Bakanlığı'nın Fara kayıtlarında "TURKEN" diye arama yaptığında ulaşabileceği belgeler olduğu kaydedildi. İnternet ortamında paylaşılan belgeler için "ele geçirilmiş", "gizli bir kayıt varmış gibi davranma"nın en hafif tabiriyle insanların aklıyla alay etmek olduğu ve sanki gizli saklı belgelere ulaşılmış gibi pazarlama yapmanın da beyhude bir çaba olduğu vurgulandı. Açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun, "Paralel hayatlar kurma görevini size kim verdi" ifadesine ilişkin, "Bizim, TURKEN Vakfı'nı kurarken tek amacımız özellikle Amerika'ya gidecek öğrencilere uygun koşullarda barınma ve sosyalleşme imkanı sunmaktır. Bunun için de orada yurt ve kültür merkezi yapıyoruz." yanıtı verildi. Kılıçdaroğlu'nun, "Paravan derneklerden kurtulmak isteyen evlatlar" sözlerine karşılık, "Ensar Vakfı'nın yurtlarında kalan, burslarından yararlanan binlerce öğrenci vardır. Bu öğrenciler bu vatanın evlatlarıdır. Hiçbir öğrencimizin bizden kurtulmak gibi bir derdi yoktur. Bu öğrenciler reşittir ve hür irade sahibidir. Hür iradeleriyle yurtlarımızda kalmakta ve burslarımızı da almaktadırlar. Çünkü biz Türkiye Cumhuriyeti kanunları çerçevesinde kurulmuş kamu yararına haiz bir vakıfız." ifadeleri kullanıldı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, "Yoksulluğun sebebi TURKEN'e gönderilen paralar" iddiasının da yalan olduğu bildirilen açıklamada, "TURKEN'in yurt inşaat projesi için bağışçılarımız bağış yaptılar. Bağışçılar sivil vatandaşlardır. Kendi helal kazançlarından vakfımıza bağış yapıyorlar. Devletin vergisi, milletin parası gibi bir şey asla söz konusu değildir. Yoksulluğun sebebi olsa olsa Türkiye'de her dönemde fitne çıkarmak isteyen, yatırımcıları tehdit ederek ülkenin kalkınmasına engel olan siyasi odaklardır." yanıtı yer aldı.

1 yıl önce

Stoltenberg'den İsveç ve Finlandiya'ya: Türkiye'nin taleplerine cevap vermezseniz adaylık zor

NATO'nun haziran sonunda Madrid'de yapacağı zirve öncesinde temaslarda bulunmak üzere 30 Mayıs'ta bu ülkeyi ziyarete hazırlanan Stoltenberg, İspanyol basınına konuştu. "Hiç kimse Türkiye kadar terör saldırılarından acı çekmemiştir" Stoltenberg, "Türkiye önemli bir müttefiktir ve bir müttefikin endişeleri olduğunda bunun ele alınması, sorunun çözülmesi gerekir. Bu, her zaman böyle oldu. İsim sorunundan dolayı Yunanistan'ın vetosuyla Kuzey Makedonya Cumhuriyeti'nin NATO üyesi olması da 10 yıldan fazla sürdü ama çözüldü." şeklinde konuştu. İspanyol gazetecilerin, Kürtler ile terör örgütü PKK'yı özdeşleştirme çabalarına karşı çıkan NATO Genel Sekreteri, "Kürtlerden bahsediyorsunuz ama kabul etmeliyiz ki birkaç Kürt grup var ve PKK Avrupa Birliği'nin terör örgütleri listesindedir. İsveç ya da Finlandiya'da olmaları fark etmez." dedi. İsveç ve Finlandiya'nın Madrid'de yapılacak NATO Zirvesi'ne davetli ülkeler olarak katılabilecekleri ancak 28 Haziran'dan önce Türkiye'nin taleplerine cevap vermezlerse aday ülke olma özlemlerini gidermelerinin zor olacağını dile getiren Stoltenberg, "Benim hedefim hızlı bir sürecin olması ve bunun için halen zamanımız var." ifadesini kullandı.

1 yıl önce

Sevigen'den Kılıçdaroğlu'na zor sorular! ''Cevap vermediği sürece sokağa çıkamayacak''

CHP'den ihraç edilen Mehmet Sevigen'den Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na Deniz Baykal kaseti hakkında "maskeli kim" sorusu geldi. Sevigen, A Haber'de katıldığı bir programda CHP yönetimine zor sorular sordu. "Deniz Baykal bizi engellemeseydi, şu ana kadar 'Aman parti zarar görmesin çocuklar, aman dikkat edin' demeseydi, biz şimdi Anadolu'yu karış karış dolaşıp, bu insanların gerçek yüzünü ortaya koyardık" diyen Sevigen Kılıçdaroğlu'nu soru yağmuruna tuttu. BÖYLE GENEL BAŞKAN OLUR MU? Sevigen, "Böyle bir genel başkan olur mu? Biz nasıl iktidar olacağız. Ekmeleddin İhsanoğlu'nu kim getirdi? Merak ediyorum. Kemal Bey'e soracağım kim getirdi? Abdullah Gül'ü getirmen için kim sana baskı yaptı? Enis Berberoğlu'na o kaseti sen mi verdin? Sen mi gönderdin gazeteye? O gece gelen (Baykal kaseti) 'Erdoğan videoyu izledi' diyen iki tane maskeli kimdi? Kimden geldi talimat? Aday olmayacağım, dedin. O gece baskı yapıldı. "KEMAL BEY YÜZÜNDEN KAYBEDİYORUZ" Ali Topuz rahmetli öldü. Önder Sav ile sen varsın. Kim sana baskı yaptı da aday yaptı? Bunların cevaplarını vermediği sürece Kemal Kılıçdaroğlu sokağa çıkamayacak. Biz de 500'e yakın eski milletvekili, belediye başkanı, il başkanları Anadolu'yu dolaşıp şakır şakır yüzlerine vuracağız. İlk defa iktidar şansımız var Kemal Bey yüzünden kaybediyoruz. Böyle bir genel başkan olur mu? Böyle bir iki ileri bir geri olur mu? Düşmanlık üzerine kurulur mu siyaset? Düşmanlık üzerine siyaset yapılır mı? Ben sana düşmanım, Tayyip Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin." BAŞÖRTÜSÜ İTİRAFI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Şubat sürecinde ikna odalarında başörtülü kızların başına gelenleri bildiklerini belirterek, "Onlarla da oturup helalleşmemiz lazım' dedi. Konya'da bir televizyon programına katılan Kılıçdaroğlu, başörtüsü konusunda itiraflarda bulundu. Kılıçdaroğlu, 'CHP'nin kabahati yok mu var tabi. CHP'nin de kusuru var. CHP başörtüsünü Türkiye'nin bir numaralı sorunun haline getirdi' dedi. "Cumhurbaşkanı adayı oldunuz, cumhurbaşkanı oldunuz başörtüsünü yasaklayacak mısınız" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Başörtüsü olayını tekrar gündeme getirmek kadar sakat bir şey olmaz. Biz helalleşelim derken, yav bir hata yaptık, kusur yaptık derken, aynı kusur tekrar ederseniz akla ziyandır. İkna odalarında başörtülü kızların başına gelenleri biliyoruz onlar ile de helalleşmemiz gerekiyor' cevabını verdi.

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 22 23