05 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

Kocasakal'dan ''İmamoğlu'' açıklaması: CIA'cı Henri Barkey devreye girmiş! Pek hayra alamet değil, kaygılıyım

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. İmamoğlu hakkında kesinleşmiş hapis ve siyasi yasak kararı olmamasına rağmen başını İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in çektiği ve 6'lı masa ortaklarının desteklediği mağduriyet algısının oluşturulması çabasına İstanbul Barosu eski Başkanı ve CHP'li Prof. Dr. Ümit Kocasakal'dan dikkat çeken bir tepki geldi. Kocasakal, bu kurguya Eski CIA mensubu Graham Fuller'e yakın isimlerden biri olan CIA'cı Henri Barkey'in de girdiğini söyleyerek endişeli olduğunu ifade etti. Kocasakal sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, "Şok dalgaları her köşeye ulaşacakmış! Ulaştı bile! Bu çevrelerin,sadece belli davalar ve kişiler için gösterdiği 'hassasiyetler', Duydukları 'kaygı' ve 'endişeler' pek hayra alamet değildir, kaygılıyım!" diyerek İmamoğlu davasının arka planına dikkat çekti. Henüz yargı aşaması devam ederken ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun cezası kesinleşmemişken CHP içerisindeki bazı isimlerin ve Meral Akşener başkanlığındaki İYİ Parti'nin kahramanlık türküleri söylediğini aktaran Kocasakal, ilgili paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "Doğruluğu veya yanlışlığından bağımsız olarak; karar yeni çıkmış, henüz kesinleşmemiş. Gidilebilecek iki denetim muhakemesi yolu var. Ama ortalık toz duman."Kahramanlık türküleri" dört bir yanı sarmış! Açıklamalar da ardı ardına. "NE DE DÜŞÜNÜR VE SEVERLER TÜRKİYE'Yİ!" ABD E.İmamoğlu'na verilen hapis cezasından dolayı "Derinden endişeliymiş!" AB de adil seçim ve demokrasi için kaygılı! Elbette hepsi demokrasi ve ifade özgürlüğü adına! Ne de düşünür ve severler Türkiye'yi! "KAYGI VE ENDİŞELER PEK HAYRA ALAMET DEĞİLDİR" Graham Fuller'in saz arkadaşlarından CIA'cı Henri Barkey de topa girmiş! Şok dalgaları her köşeye ulaşacakmış! Ulaştı bile! Bu çevrelerin,sadece belli davalar ve kişiler için gösterdiği "hassasiyetler", Duydukları "kaygı" ve "endişeler" pek hayra alamet değildir, kaygılıyım!

1 yıl önce

Ekrem İmamoğlu, Financial Times'a Türkiye'yi şikayet etti

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklaşmasıyla siyaset arenasındaki hareketlilik artıyor… Millet İttifakı kanadından herhangi bir aday ismi henüz zikredilmiş değil… Sık sık adaylık konusunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adı gündeme gelse de CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu bu tartışmaların önünü “İstanbul’a hizmet etmeye devam edecek.” ifadeleri ile tıkamıştı. Bu çıkış üzerine cumhurbaşkanlığı tartışmalarından uzak durması beklenen İmamoğlu’ndan yeni bir hamle geldi. İmamoğlu, Financial Times’a seçimlere yönelik bir demeç verdi. İngiliz gazetesine şikayet etti ‘Erdoğan'ın 20 yıllık iktidarının ardından en zorlu seçimi olacağı’ yönünde ifadelerin bulunduğu makalede Ekrem İmamoğlu’nun, İngiliz gazetesine şikayetlerde bulunduğu görüldü. Ekrem İmamoğlu, AK Parti’nin demokrasiyi engellemeye çalıştığı için ağır bir yenilgiye uğrayacağını belirterek, “Yükselen enflasyon, artan yoksulluk ve siyasi muhaliflere yönelik baskılar, seçmenleri iktidardaki AK Parti’ye karşı soğuttu." ifadelerini kullandı. “Seçme özgürlüğünü reddediyorlar” İmamoğlu, "Demokrasiye balta vuruyorlar, insanların seçme özgürlüğünü tam anlamıyla reddediyorlar. Seçmenler, bu mahrumiyete 2023 seçimlerinde sandıkta cevap verecek ve bu hükümet ağır bir yenilgiye uğrayacak." dedi. “Otoriter bir zihniyet var” Otoriter bir zihniyetin olduğunu vurgulayan İmamoğlu, açıklamalarını şu ifadeler ile sürdürdü: "Yargının ne kadar siyasallaştığını ve bunun demokrasimizi nasıl sekteye uğrattığını görmek için sadece benim davama bakmanıza gerek yok. Türkiye'de hayatın nasıl şekillenmesini istediğini ilgili kurumlara dikte etmekte bir beis görmeyen otoriter bir zihniyet var. Karşılarında kendilerine meydan okuyacak kimseyi görmek istemiyorlar.” İmamoğlu’nun ‘aldığı desteğe’ vurgu Öte yandan, söz konusu makalede İmamoğlu’nun ‘çok çeşitli’ seçmen grubundan destek aldığı belirtildi.

1 yıl önce

Financial Times: kalıcı Rus zaferine giden bir yol yok

"Rusya'yı silmeyin" - bu, Moskova'da uzun deneyime sahip Avrupalı bir diplomatın isteğiydi. Bu adil bir nokta. Vladimir Putin'in Ukrayna'yı işgali çok yanlış ilerledi. Yine de Rusya, bol kaynakları ve acımasız, gaddar bir hükümeti olan devasa bir ülke olmaya devam ediyor. Ukrayna Başkanı Zelenski, geçtiğimiz günlerde Moskova'nın yakında Kiev'i ele geçirmek için yeni bir girişimde bulunabileceği konusunda uyardı. Ancak savaş alanındaki bir atılım bile Rusya'ya kalıcı bir zafer kazandıramadı. Putin'in güçlerinin bir tür habis mucize gerçekleştirdiğini, Ukrayna'yı yendiğini ve Zelenski hükümetini devirdiğini hayal edin. Peki sonra ne olacak? Gerçek şu ki, yaralı ve izole edilmiş bir Rusya, onlarca yıllık bir savaşa saplanıp kalacak. Kiev'deki işgalci güçler veya işbirlikçi bir hükümet sürekli saldırı altında olacaktır. "Zafer" Rusya'yı uzun vadeli bir felakete sürükleyecektir. Putin ve müttefikleri tarihten teselli bulmaya devam ediyor. Rusya, Napolyon ve Hitler'in elinde korkunç yenilgiler aldı ama sonunda galip geldi. Ancak bu savaşlar savunma amaçlıydı. Geri çekilecek hiçbir yerlerinin olmadığını bilen Ruslar, sonuna kadar savaştı. Bu kez vatanlarını savunanlar Ukraynalılar. Daha önceki büyük savaşlarda Rusya, daha büyük bir Avrupa koalisyonunun da parçasıydı. Ancak şimdi, Kremlin yanlısı bir stratejist olan Dmitri Trenin'in yakın tarihli bir makalesinde söylediği gibi : "Rus tarihinde ilk kez, Rusya'nın batıda müttefiki yok." Aslında, Rusya karşıtı koalisyon Avrupa'nın çok ötesine uzanıyor.  "İngilizce konuşan ülkeler, Avrupa ve ABD çevresindeki Asyalı müttefikler arasındaki uyum derecesi daha önce görülmemiş seviyelere ulaştı." Bu yeni durumda, Rusya'yı dost olarak Asya ve Afrika'ya yönlendirdi. Çin, Hindistan, Güney Afrika ve Endonezya gibi "küresel güneyin" önde gelen ülkelerinin Rusya'ya yönelik uluslararası yaptırım çabalarına katılmamış olması Kremlin'i biraz rahatlatıyor. Ancak İran dışındaki bu ülkeler, Rusya'ya Ukrayna'ya akan batı silahlarına karşılık verecek askeri destek sağlamadı. Küresel güneye güvenmek, son 30 yıldır ağırlıklı olarak Avrupa'ya enerji ihracatı üzerine inşa edilen Rus ekonomisinin yeniden yönlendirilmesini gerektiriyor. Rusya da şimdi tehlikeli bir şekilde Çin'e bağımlı. Putin ülkesini nasıl bu hale getirdi? Sorunun kökleri, diğer Avrupa devletlerinin zaten karşı karşıya kaldığı bir şey olan büyük güç statüsünün kaybını kabul etmemesidir. (Bazıları, Brexit'in İngiltere'nin henüz tam olarak orada olmadığını gösterdiğini söyleyebilir. Ancak, kendine zarar verme eylemleri söz konusu olduğunda, Putin'in Rusya'ya yaptıklarıyla karşılaştırıldığında hiçbir şey. Felaket eşdeğeri, İngiltere'nin İrlanda'yı işgal etmesi olurdu.) Putin'in nostaljik bir şekilde baktığı Avrupa düzeni, büyük güç rekabeti etrafında inşa edildi. AB ve NATO şemsiyesi altında devletler arası işbirliğine dayalı yeni bir sistemi kavrayamayan Putin, Rusya'yı tüm Avrupa kıtasından tecrit etmeye başladı. Georgetown Üniversitesi'nden Angela Stent'in dediği gibi , 1700'lerde “Putin, Büyük Peter'in Avrupa'ya açtığı pencereyi kapattı”. Putin, Rusya'nın kalıcı olarak süper güçlerin altında olduğunu kabul etmeye istekli olsaydı, Rus devlet yönetiminin dengeleyici bir orta güç rolü oynaması için fırsatlar olurdu. Bunun yerine Putin, Ukrayna'da aşırıya kaçtı. Bunun ironik sonucu, Rusya'nın bu savaştan küresel bir güç olarak daha da küçülmüş olarak çıkmasıdır. Rusya'nın çaresiz durumu, ülkenin bazı seçkinleri arasında belirli bir nihilizme yol açtı; televizyon konuşan kafalar yüksek sesle nükleer savaş ve Kıyamet hakkında fanteziler kuruyor. Savaşmaya devam etme argümanını giderek daha fazla öne süren Rus stratejistler, bunu gerçekçi bir zafer olasılığı gördükleri için değil, yenilgiyi tasavvur etmenin çok zor olduğu için yapıyorlar. Eski bir Rus askeri istihbarat albayı ve o zamanlar artık kapalı olan Carnegie Moskova Merkezi'nin yöneticisi olan Trenin kasvetli makalesinde, Rusya için "teslim olmanın teorik bir yolu" olsa da, bu seçeneğin "ulusal felakete" yol açacağı için kabul edilemez olduğunu savunuyor. , olası kaos ve egemenliğin koşulsuz kaybı”. Ancak bu, vatanseverliğin çok tuhaf bir tanımıdır. Hangi vatansever Rus, ülkesini daha fakir, daha izole, daha diktatörce ve dünya çapında daha tiksindirici hale getiren acımasız bir saldırı savaşında yurttaşlarını ölüme göndermeye devam etmek ister? Gerçek Rus yurtseverleri, Putin'i ve savaşını durdurmaya kararlı olanlardır - çoğu hapiste veya sürgündedir. Ancak bu gerçekleştiğinde Rusya'nın ahlaki, ekonomik ve uluslararası statüsünü yeniden inşa etme şansı olacaktır.

1 yıl önce

Olası facia önlendi: PKK'nın eylem yapmak üzere Afrin’e gönderdiği EYP ele geçirildi!

İçişleri Bakanlığı, Afrin’de toprağa gömülü halde 1.6 kg C4 ve 1.5 kg TNT ile hazırlanan EYP ele geçirildiğini açıkladı. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı koordinesinde, Hatay İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Afrin Suriye Görev Gücü ekiplerince gerçekleştirilen operasyonda, PKK/KCK-PYD/YPG tarafından eylem yapmak üzere Afrin’e gönderildiği tespit edilen 1.6 kilogram C4 ve 1.5 kilogram TNT ile hazırlanan EYP ele geçirilerek muhtemel eylemlerin önüne geçildi. PKK/KCK-PYD/YPG tarafından eylem yapmak üzere Afrin’e gönderildiği tespit edilen EYP’nin, Afrin/Mahmudiye Mahallesi Racu Yolu zeytinlik arazisi içerisinde toprağa gömülü vaziyette ve patlamaya hazır halde olduğu tespit edildi. Yapılan aramalar sonucu ele geçirilen EYP’nin, 1.6 kg C4 patlayıcı, 1.5 kg TNT patlayıcı, 1 adet Alfa Fire uzaktan komutalı anahtar sistemi ve kumanda,2 adet elektrikli kapsül, 1 adet pil ile hazırlandığı tespit edildi.

1 yıl önce

Financial Times: İsveç'in NATO üyeliği tehlikeye girdi

Müslüman karşıtı Rasmus Paludan, İsveç'te Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde kendisine verilen izinle Kur'an-ı Kerim'i yaktı. Danimarka ve İsveç çifte vatandaşı olan aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Paludan'ın İslam'ı hedef alan hareketi, Türkiye'de sert tepkilerle karşılandı. "NATO üyeliği tehlikede" Financial Times gazetesi, Paludan'ın çirkin hareketinden sonra İsveç'in NATO üyeliğinin çıkmaza girdiğini yazdı. "Başvuru, Türk büyükelçiliği önünde Kur'an'ın yakılmasıyla tehlikeye girdi" başlıklı haberde, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve Dışişleri Bakanı Tobias Billström'ün, Türkiye'de halktan gelen şiddetli tepkinin ardından öfke dalgasını yatıştırmaya çalıştığına dikkat çekildi. İsveçli araştırmacı: Erdoğan iktidarda kalırsa... Kristersson, yaşananların "son derece saygısız bir davranış" olduğunu söylerken, Billström de İslamofobik provokasyonların dehşet verici olduğunu ifade etti. Stockholm Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Paul Levin, NATO müzakerelerinin "derin bir krize sürüklendiğini" belirtti ve mayıs ayında yapılacak seçimlere işaret etti: (Cumhurbaşkanı) Erdoğan iktidarda kalırsa, onaydan önce aylara değil yıllara bakıyor olabiliriz. "Türkiye henüz onay vermedi" Öte yandan Macaristan'ın, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik başvurularını gelecek ay onaylayacağını açıkladığı, henüz onay vermeyen tek ülkenin Türkiye olduğu anımsatıldı.

1 yıl önce

Kahramanmaraş'taki faciayla alay karakolda bitti: Küstahça 'deprem olsun' diye dua ettiler, yakalandılar

Kahramanmaraş'ta yaşanan faciada binlerce canımız gitti. Depremin olduğu gün enkaz altındakileri arayıp dalga geçenler hak ettikleri cezayı bulmuştu. Bu alçak davranışa bir yenisi daha eklendi. Tüm Türkiye’nin yüreği yanarken bir grup sosyal medya kullanıcısı kadın Kahramanmaraş’ta yaşanan depremle alay etti. DEPREM OLSUN DİYE DUA ETTİLER Sosyal medyaya düşen diğer bir görüntüde ise canlı yayında konuşulanlar bu kadarı da pes dedirtti. Canlı yayın açan birkaç kadın, Kahramanmaraş'ta yaşanan deprem için, "Allah'ım sen bu ülkeye bir daha deprem nasip eyle. İnşallah yine deprem olsun, yerle bir olsun buralar." sözlerini söylerken, aynı anda da utanmadan kahkaha attılar. ŞİKAYET YAĞDI Bu sözlere canlı yayında gelen tepkilere ise, "Şimdi ağlayacaklar yapmayın." ifadelerini kullandılar. Şahıslar kullandıkları iğrenç sözlere aldırmadan canlı yayında dans etmeye devam etti. GÖZALTINA ALINDILAR Kadınlara ise sosyal medyadan yüzlerce şikayet yağdı. Olayın ardından başlatılan soruşturma çerçevesinde iki şahıs da gözaltına alındı.

1 yıl önce

CIA ajanından küstah tehdit: Erdoğan kazanınca harekete geçmeliyiz

15 Temmuz darbe girişimi ve Gezi Parkı kalkışmasının göbeğinde yer alan isimlerden olan eski CIA danışmanı Henri Barkey, şubat ayında 7’li Masa’ya tavsiyelerde bulunduğu yazısının ardından, küstahlığını bir adım öteye taşıdı. Asia Times’ta yayımlanan makalesinde, Erdoğan’ın 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçiminden zaferle ayrılacağını öngören Barkey, ABD’nin seçim sonrası dönemde Erdoğan’ı dizginlemek için planlama yapması gerektiğini ifade etti. Yazısında terör örgütünü masum bir yapı olarak gösteren Barkey, geçtiğimiz günlerde PKK’nın Suriye kolu YPG/SDG elebaşı Mazlum Abdi ve beraberindeki ABD konvoyuna düzenlenen saldırıyı Türkiye’nin yaptığını iddia ederek, küstah tehditler savurdu. BEYAZ SARAY HAZIRLANMALI Türkiye’ye yaptırım uygulanması talebinde bulunan Barkey, ABD Başkanı Joe Biden ve yönetiminin, Erdoğan’ı açık bir dille uyarması gerektiğini belirtti. Seçim öncesi dönemde Erdoğan’a koz vermemek için harekete geçilmemesi gerektiğini belirten eski CIA danışmanı, Erdoğan’ın kazanacağını öngörerek, sonrası dönem için, Beyaz Saray’ın kapsamlı bir çalışma yürütmesi gerektiğini kaydetti. TÜRK ORDUSUNA İŞGALCİ DEDİ Yazısında mesnetsiz ifadelere sıkça yer veren Barkey, PKK/SDG’yi masum bir yapılanma ve Türk ordusunun teröre karşı operasyonlarını “işgal” gibi gösterdi. Yazıda, SDG’nin ABD’nin müttefiki olduğunu hatırlatılırken, SDG’li teröristlerin PKK kamplarında eğitim gördüğü itiraf edildi. Suriye’nin kuzeyini Kürt toprağı olarak lanse eden Barkey, Türk ordusunun bu bölgeyi işgal ettiğini ve SDG’yi bölgeden kovduğunu ifade etti. DEPREM YARDIMLARI İLE TEHDİT ETTİ ABD’nin NATO müttefiki olan Türkiye’ye karşı küstah bir dil kullanan Barkey, yapılan saldırıların Washington’ın müttefikine karşı gerçekleştirildiğini hatırlattı. Türkiye’nin Suriye’ye müdahale etmemesi yönünde küstah tehditler savuran Barkey, “Genelkurmay Başkanı General Mark Milley de dahil olmak üzere üst düzey ABD askeri yetkilileri, kuzey Suriye’yi ziyaret etti. Bu Türkiye’ye açık bir mesaj” ifadelerini kullandı. Asrın felaketi olarak adlandırılan Türkiye’deki depremler sonrası ABD’nin taahhüt ettiği maddi yardımların akıbetinin belirsiz olduğunu kaydeden Barkey, terörist elebaşı Abdi’ye yapılan saldırı sonrası Beyaz Saray’ın yardımları kesebileceğini iddia etti. 7’Lİ MASA’YA TAVSİYEDE BULUNMUŞTU 6 Şubat’ta yazdığı yazıda Barkey, seçimlerde Erdoğan’ın karşısında mücadele edecek olan 6’lı Masa ve HDP koalisyonuna tavsiyelerde bulunmuştu. “Altı partili muhalefet şimdiden Erdoğan’ın Ege ve Akdeniz bölgeleri ya da ABD, Suriye ve Kürtlerle ilgili son dış politika açıklamalarının çoğunu kabul etti” diyen Barkey, Kılıçdaroğlu’nun karizmasının zayıf olduğunu belirterek, Ekrem İmamoğlu’nun ortak aday olması çağrısında bulunmuştu. Kılıçdaroğlu’nun olabilecek en zayıf aday olacağını belirttiği yazısında, “aday olursa muhtemelen kaybedecek” değerlendirmesinde bulunmuştu.

1 yıl önce

Kemal Kılıçdaroğlu’nun en büyük hayali Atatürk Havalimanı’nı CIA ile doğrudan çalışan Sierra Nevada (SNC) şirketine vermek

Terör örgütü PKK uzantısı HDP'den de aldığı destekle 7'li koalisyon cumhurbaşkanı adayı olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tepki çeken açıklamalarda bulunmaya devam ediyor. "ATATÜRK HAVALİMANI İÇİN ABD'Lİ ŞİRKETLE GÖRÜŞTÜM" Son olarak sosyal medya üzerinden bir paylaşımda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu "Atatürk Havalimanı" başlıklı bir video yayınladı. "Atatürk Havalimanı'nı havacılık ve uzay çalışmaları merkezi haline getireceğiz; kendi mekiklerimizi geliştireceğiz. Amerika'daki Sierra Nevada (SNC) şirketinin sahipleri ile görüştüm." ifadelerini kullandı. https://twitter.com/kilicdarogluk/status/1651670764796497921?s=46&t=kgYu0XH04hCo9hDKdwyLsQ

1 2 3 4 5 6 7