18 Mayıs Cumartesi 2024
1 yıl önce

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir Ermeni kaymakam olarak atandı

Türkiye Ermeni toplumundan bir isim Cumhuriyet tarihinde ilk kez resmi görev alacak. Geçtiğimiz yıl kaymakamlık sınavını kazanan 27 yaşındaki Berk Acar, girdiği mülakatta da başarılı olmuştu. Agos gazetesinde yer alan habere göre; Acar, Denizli'nin Babadağ ilçesinin kaymakamı oldu.  1995’te İstanbul’da dünyaya gelen Berk Acar, Özel Sahakyan Nunyan Ermeni Ortaokulu ve Işık Lisesi'ne gitti. 2020 yılında Bilgi Üniversitesi Hukuk Bölümü'nden mezun oldu. Avukatlık stajını Şişli'deki hukuk bürosunda yaptı. Daha sonra 110. Dönem Kaymakamlık sınavlarına girdi. 2021 Temmuz ayında Ankara'da yapılan yazılı sınavı, 13 bin 374 kişi arasından 72'nci sırada tamamladı. Mülakata 475 kişi çağırıldı. Berk Acar, mülakat sonucu açıklandığında da yine başarı listesine girdi. Berk Acar görevinden resmen ayrılarak ilçeye veda eden Babadağ Kaymakamı Adem Karataş'ın yerine ilçeye atandı.  Acar'ın önümüzdeki günlerde ilçeye gelerek görevine başlaması bekleniyor.

1 yıl önce

KVKK'den Metro İstanbul ve Cumhuriyet gazetesine 'Ravza Kavakçı Kan' cezası

AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan 2019'da hakkında Cumhuriyet gazetesinde yer alan haberler üzerine, kişisel verilerinin ihlal edildiğini ileri sürerek KVKK'ye başvurdu. Başvuruyu inceleyen Kurul, haberde yer alan kişisel verilerin, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 28'inci maddesinin birinci fıkrasının "c" bendinde yer alan "ifade özgürlüğü" kapsamında değerlendirilemeyeceğine hükmetti. Kurul, veri güvenliğine yönelik yükümlülüklerin yerine getirilmediği gerekçesiyle Cumhuriyet gazetesini yayınlayan Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ'yi 30 bin lira idari para cezasına çarptırdı. Metro İstanbul AŞ'nin de veri güvenliğine yönelik yükümlülükleri yerine getirmediği sonucuna ulaşan Kurul, bu şirkete de 40 bin lira idari cezası uygulanmasına karar verdi.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: "Cumhuriyetin 100. yılında bu ülkenin içerisinde bir tek terörist kalmayacak"

Çeşitli ziyaretlerde bulunmak için kente gelen Soylu, Bayburt Valiliği önünde kendisini ilgiyle karşılayan vatandaşlara hitap etti. Bakan Soylu, Bayburt'ta olmaktan onur duyduğunu dile getirerek, vatandaşlara Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın selamlarını iletti. "Dünyadaki bir takım ülkeler ona çelme takmak istese de dönüyorlar, dolaşıyorlar ayağına geliyorlar ve dünyada bir yerde problem varsa bunu 'Tayyip Erdoğan, Türkiye çözsün' diyorlar." ifadesini kullanan Soylu, "Sadece Türkiye'nin lideri değil, dünyanın da umudu olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Bayburtlu hemşehrilerimize selamları var, sevgileri var, muhabbetleri var." diye konuştu. Soylu, terörle her alanda mücadele eden kahramanların komutanı Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler'in de selamları ve muhabbetlerini hemşehrilerine iletti. Dünyanın farklı bir dönemden geçtiğinin altını çizen Soylu, şu değerlendirmede bulundu: "Tam 2,5 yıldır korona denilen bir illetle dünya karşı karşıya. Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, Yemen'de ve etrafımızdaki neredeyse bütün coğrafyada koronadan bağımsız vekalet savaşları dediğimiz, özellikle Müslümanların bulunduğu coğrafyada bir karmaşıklığı oluşturabilmek için Batı dünyası elinden geleni ortaya koyuyor. Bitti mi? Hayır. Çin bir taraftan üretim bantlarını, üretim sıkıntısına döndürüyor. Diğer taraftan Karadeniz'in hemen üstünde Rusya ile Ukrayna arasında belki de 'geliyorum' diye bağıran ve bütün dünyayı gıda krizi başta olmak üzere birçok süreçle etkileyen bir savaşın olduğuna şahit oluyoruz. Bunları hep beraber yaşıyoruz. Bir taraftan bu sıkıntıların içerisinde 'Türkiye'yi acaba ekonomik saldırılarla diz çökertebilir miyiz, Irak'ın kuzeyinde, Suriye'nin kuzeyinde bir terör devleti kurabilir miyiz?' diye plan, program ve oyun kurmaya çalışanlar var." Soylu, PKK'nın, Amerika ve Avrupa tarafından belki de en çok bu dönemde desteklendiğini, son 3 yılda Amerika senatosunun PKK'ya 2 milyar dolar resmi yardım yaptığını aktardı. "Onlar zannettiler ki milletimiz bu işi anlamıyor" Milletin her şeyden haberi olduğuna dikkati çeken Bakan Soylu, şöyle devam etti: "Zannediyorlar ki paralarıyla, oyunları ve tuzaklarıyla, PKK'lı teröristlerle bir araya gelerek bize diz çökertecekler. Onlar hangi adımı atarlarsa atsınlar, hangi oyunu kurarlarsa kursunlar... Bir taraftan Gezi olaylarını yaptılar bizi diz çökertemediler. Bir taraftan 17-25 Aralık FETÖ darbesini yaptılar bizi diz çökertemediler. Onlar zannettiler ki milletimiz bu işi anlamıyor, onlar zannettiler ki Bayburtlu hemşehrilerim bu işleri takip etmiyor. Ben bir şey biliyorum, şurada Bayburt'ta bir kahveye oturayım, eğer Amerikan Başkanına fesini ters giydirmezse benim hemşehrilerim başka bir şey bilmiyorum. Dünyayı da takip ediyor, Türkiye'yi de takip ediyor, dünyada neler olduğunu biliyor ve bize hangi oyunların kurulduğunu biliyor." Soylu, Libya'da ve Doğu Akdeniz'de varlığını ortaya koyan, kimi yerde huzuru, kimi yerde de barışı temin eden bir Türkiye olduğunu belirtti. Bakan Soylu, onlar Türkiye'ye çelme takmaya çalışırken şehir hastaneleri, dünyanın en büyük havalimanları, Çanakkale'deki köprüsü, insansız hava araçları, dünyadaki en büyük barajları ve Ayasofya'sı ile beraber bütün dünyaya varlığını ifade eden bir Türkiye olduğunu dile getirdi. "Bu sıkıntıları Kemal Kılıçdaroğlu ve avanesi mi çözer?" Dünyada yaşanan sıkıntıların bazılarının Türkiye'ye de intikal ettiğine değinen Soylu, şunları kaydetti: "Şu tercihi elbette ki bu büyük milletimiz yapacaktır. Bu sıkıntıları Kemal Kılıçdaroğlu ve avanesi mi çözer? Bu sıkıntıları bugün, dünyanın karşısında mum gibi durduğu Tayyip Erdoğan mı çözer? Bugüne kadar reise itimat ettiniz. Bugüne kadar Cumhurbaşkanımıza itimat ettiniz. Değerlerimize hakaret edenlere karşı milletinin yanında olan kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a güvendiniz ve itimat ettiniz. Hiç bir zaman kendi geleceği için makam için koltuk için ne eğildi, ne de büküldü. Sadece bu dünyanın, ülkemizin büyümesinin ve zenginleşmesinin değil, ben yaşıyorum ve görüyorum ki öteki dünyanın da hesabını yapan, bu milletin bütün değerlerine sahip çıkmaya çalışan, her türlü oyunu ve tuzağı sadece milletin iradesiyle ve sizinle beraber bozmaya çalışan Cumhurbaşkanımız var." Soylu, Almanya'dan İngiltere'ye, Amerika'dan Çin'e kadar dünyada büyük geçinen ülkelerde büyük karmaşıklıkların olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Alışmışlardı bedavacılığa. Problemlerini, sorunlarını Müslüman ülkelerin üzerine yık, Türkiye'nin üzerine yık, Türkiye ile beraber uğraş, kendi ülkelerinin insanlarını rahat ettirmek için buralarda karmaşıklık oluştur. Onların fotoğraflarda foyaları ortaya çıktı. Afganistan'dan kalkan uçağın fotoğrafını hep beraber gördük. Öyle bir kaçtılar ki dünyada Amerika'nın rezilliğini kendilerinden sonra gelecek nesillere bırakmak zorunda kaldılar. Herkesin bir hesabı var. Yaptığın zulümlerin hesabını Allah bilir ve sana gösterir. Onun için içerisinde bulunduğumuz zorluklar ve sıkıntılar var. Bize itimat edin ve güvenin. Etrafımızdaki coğrafyada sıkıntılar var, bize itimat edin ve güvenin." Bakan Soylu, Tunceli Pülümür'deki güvenlik kulelerinin yapımı öncesinde yaşanan bir olayı da vatandaşlarla paylaştı: "Hatırlarsınız bundan 4-5 yıl önce Yaşar Paşamızla beraber Tunceli'den Bayburt'a gelmiştik. Tunceli'de o gün 300'ün üzerinde terörist vardı. Tunceli Valiliğinde bir toplantı yaptık, dedik ki 'Şu Tunceli Pülümür yolundan kimse geçemiyormuş, hep beraber atlayayım Tunceli Pülümür yoluna gidelim.' Etrafımızdakilerin gözleri böyle açıldı, 'Efendim gidilemez' dedi. Devletin Jandarma Genel Komutanı ve devletin İçişleri Bakanı gidemezse millet ne yapsın? Biz beraber oraya gittik, en kritik yerde durduk. Aşağıya indik ve orada bir plan yaptık. Dedik ki 'Bu yolun sağına, soluna, en tepesine, her tarafına kuleler yapacağız, vatandaşımız buradan rahat bir şekilde geçecek teröristi de burada tertemiz edeceğiz, ortadan kaldıracağız.' İlk etapta 21 kule yaptık ve Tunceli Pülümür yolundan herkes rahat bir şekilde geçmeye başladı. O gün 300'ün üzerindeki terörist sayısını söyleyeyim yakında elimize düşerler, 5'e düştü. Onların da peşindeyiz." "Cumhuriyetin 100. yılında bu ülkenin içerisinde bir tek terörist kalmayacak" Pülümür'ün yanı sıra diğer bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetlere de değinen Bakan Soylu, "Tendürek Dağı tertemiz. Mersin'den Adıyaman'a kadar Amanoslar tertemiz. Yine Kars'ta Çemçe Madur tertemiz. 2023, 29 Ekim'de bir evladınız ve kardeşiniz olarak söylüyorum, Allah nasip ederse rahmetli dedem öyle söylerdi, sağsak ta yaşarsak, Cumhuriyetin 100. yılında bu ülkenin içerisinde bir tek terörist kalmayacak. Doğu ve Güney Doğu'da bu ülkenin vatandaşları sokağa çıkmaya korkarlardı. Çocuklarını okula göndermeye korkarlardı. İş yerlerine gelirler onlardan haraç alırlardı. Haraç alanları da tepeledik, çocukları korkutanları da tepeledik. Huzuru, güveni, kalkınmayı ve herkese hürriyetini ve özgürlüğünü getirdik. Sizin sayenizde ve sizle beraber." diye konuştu. "Biz ne Amerika'ya güveniyoruz, ne Avrupa'ya güveniyoruz" Türkiye'nin yanı sıra etrafındaki coğrafyadan da sorumlu olduklarını ifade eden Soylu, bu coğrafya huzurlu olmazsa, bura üzerinden Türkiye'yi karıştırmaya çalışacaklarını vurguladı. Soylu, bu coğrafyaya huzuru yine Türkiye'nin getireceğine işaret ederek, "Yine burada Tayyip Erdoğan'ın yol arkadaşı, bir evladınız, bu ülkeye güvenen bir kardeşiniz olarak söylüyorum, Suriye'de de Şam'da da huzuru biz getireceğiz. Irak'ta, Bağdat'ta huzuru biz getireceğiz, etrafımızdaki coğrafyaya da huzuru biz getireceğiz. Müslüman coğrafyanın üzerine biçilen bu fitne tohumlarını Allah'ın izniyle bu millet kaldıracak." değerlendirmesinde bulundu. Vatandaşlardan kendilerine güvenmelerini ve itimat etmelerini isteyen Soylu, şunları kaydetti: "Eksiğimiz olabilir biz insanız. Eksikten yoksun Cenab-ı Allah'tır. Ama bu millete ihanetimiz, bu millete yalanımız, bu millete dolanımız ve bu millete yanlış bir işimiz bugüne kadar olmadı, Allah nasip etmesin, bundan sonra da olmayacak. Biz ne Amerika'ya güveniyoruz, ne Avrupa'ya güveniyoruz. Benim liderim Recep Tayyip Erdoğan bir tek şey söylüyor, 'Ben sadece milletin ve Allah'ın önünde eğilirim' diyor." Soylu, Bayburtluların mert, cesur, vatanperver olduğunun altını çizerek, "Hani bir otağın orta direği olur ya Bayburt benim milletimin otağının orta direğidir. Hiç uzatmaya, lafı başka yere götürmeye gerek yok. Siz sadece bu ülkenin otağının en güçlü orta direği değilsiniz. Bu memleketin değerlerinin sahibisiniz. Birisi bir şey yapmaya kalkarsa, 'Biz buradayız' diye haykıranlardansınız. Bu millete istikamet ve yön veren tam bir anlayışın sahibisiniz. Cenab-ı Allah bizi size mahcup etmesin inşallah." dedi. Bakan Soylu, "Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin önümüzdeki 100 yılının altyapısını yaptı. Geçmiş 100 yılında başımıza gelen felaketlerden dolayı oluşan açığını kapatmaya çalıştı. İki iş yaptı yani. Şimdi Cumhuriyetin birinci asrından sonra, 2023'den sonra hem Türkiye'yi tutamayacaklar, hem etrafımızdaki coğrafyayı tutamayacaklar, dünyaya medeniyetimizi nakşeden bir ülke olacağız." diye konuştu. Cumhur İttifakı'nın sadece bir seçim ittifakı olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurgulayan Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı: "Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte bu ülkede doğrunun, hakkın ve hakkaniyetin savunucusu olan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli'ye de minnetlerimizi ve şükranlarımızı ifade ediyoruz. Cumhur İttifakı bilmenizi isterim ki 2023'de gireceğimiz bir seçimin ittifakı değildir sadece. O bir seçimdir, böyle bir ittifak olabilir. Biz bir değerler ittifakıyız. Biz, bize bırakılan tarihin emanetlerine sahip çıkan bir anlayışın ittifakıyız. Bu memleketin geleceğine, gelecek nesillerine güçlü bir Türkiye, büyük bir Türkiye, ayakları üzerinde duran bir Türkiye ve dünyadaki saldırılardan bir daha etkilenmeyecek bir Türkiye bırakmak için ortaya koyan bir anlayışın temsilcileriyiz." Soylu, konuşmasının ardından Bayburt Valisi Cüneyt Epcim ve Bayburt Belediye Başkanı Hükmü Pekmezci'yi makamlarında ziyaret etti.

1 yıl önce

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nden Cumhuriyet’in “Pasaport bile Kuyruk’la” haberine yalanlama

Konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Bugünkü Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alan "Pasaport bile Kuyruk’la “haberindeki gerçek dışı, çarpıtma bilgiler üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur. Bilindiği üzere çip krizinden kaynaklı sürece kadar, pasaport işlemlerinin Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne devredildiği 02 Nisan 2018 tarihinden itibaren pasaport talepleri aynı gün içerisinde basılarak PTT'ye teslim edilmekte, PTT tarafından ülkemizin en uzak noktasındaki vatandaşımıza en geç 3 gün içerisinde ulaştırılmaktadır. Acil durumlarda pasaportlar uzun yıllardır elden teslim ediliyor Pasaport teslim noktası uygulaması; pasaportların Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne devredildiği günden itibaren aynı gün seyahat ihtiyacı olması, pasaport geçerlilik tarihinin geçtiğinin fark edilmesi gibi acil durumlarda vatandaşlarımızın mağduriyetini engellemeye yönelik yıllardır uygulanan bir ilave kolaylıktır. Ayrıca pasaport teslim noktasına gerek kalmaksızın acil pasaport talepleri, başvuru esnasında nüfus müdürlüklerinde beyan edilmesi halinde MERNiS üzerinden acil başvuru uygulaması veya Alo 199 ya da sosyal medya gibi iletişim kanallarıyla iletilmesi halinde aynı gün basımı yapılarak kişiye teslim edilmek üzere PTT'ye iletilmektedir. Geçen yıla göre bu yıl pasaport basımı yüzde 65 arttı Daha önce de belirtildiği üzere küresel ölçekli tedarik zincirinin bozulması nedeniyle pasaport üretiminde kullanılan çip ve diğer malzemelerin temininde tüm dünyada yaşanan sorunlara rağmen; Türkiye bu süreci iyi yönetmiştir. Bugün itibariyle düzenlenen 77.000.000 çipli kimlik kartın da hiçbir sorun yaşanmamış, vatandaşlarımıza çipli kimlik kartları 1 ile 3 gün arasında teslim edilmiştir. 2021 yılı Temmuz ayı sonu itibariyle 889.855, 2022 yılı Temmuz ayı sonu itibariyle de %65 artışla 1.360.653 pasaport basılarak vatandaşlarımıza teslim edilmiş. Pasaportu teslim alan vatandaşlarımızdan %58'inin ise yurtdışına çıkış yapmadığı tespit edilmiştir. Acil yurtdışı seyahati olan vatandaşlarımızın mağdur olmaması için büyük çaba sarf edilmiştir. Öte yandan 25 Ağustos itibariyle yerli pasaportumuzun üretimine başlanacaktır. Ancak Dünyada birçok ülkede yaşanan çip krizi ve tedarik sorununu görmezden gelerek fahiş fiyat tespitleri ile vatandaşlarımızda panik ve başvurularda yoğunluk oluşturmak isteyen Halk TV ve Karar Gazetesi'nden sonra bugün de dezenformasyon içerikli haberlere Cumhuriyet Gazetesi eklenmiş, uzun yıllardır acil durumlarda yapılan elden pasaport teslimlerini çarpıtmıştır. Sorumlu gazetecilik anlayışından uzak, maksatlı ve dezenformasyon içerikli bu haberlerin asıl amacı; kamuoyunda olumsuz algı oluşturarak kamu kurum ve kuruluşlarının işleyişinin hedef almaktır. Tekraren ifade etmek isteriz ki ciddiyetten uzak bu tür haberlere vatandaşlarımız itibar etmemelidir."

1 yıl önce

Diyanet'ten Cumhuriyet'in 'İmamlar seçim için sahada' başlıklı haberine yalanlama: Hukuki girişim başlatılacak

Başkanlıktan, bugün yayımlanan habere ilişkin yapılan açıklamada, 15 Ağustos 2022'de Diyanet İşleri Başkanlığı yerleşkesinde, başkanlık yöneticileri ile il müftülerinin katılımıyla istişare toplantısı düzenlendiği hatırlatıldı. "Toplantının seçimle ilgili yapıldığı ve müftülerden, seçim öncesi sahaya inilmesinin istendiği" iddialarının gerçeği yansıtmadığı belirtilen açıklamada, toplantıda ağırlıklı olarak, yeni eğitim öğretim yılı başlamadan önce Kur'an kurslarının sorunlarının görüşüldüğü, ayrıca başkanlık yayınlarının toplumun geniş kesimlerine ulaştırılması konusunun değerlendirildiği kaydedildi. HUKUKİ GİRİŞİM BAŞLATILACAK Toplantıda, başkanlık ile il müftülükleri arasındaki koordinasyonun artırılmasının da müzakere edildiği aktarılan açıklamada, "Kurumumuzla ilgili olumsuz algı oluşturmak için masa başında hazırlandığı açık olan bu haberle ilgili hukuki girişimler başlatılacaktır." ifadesi kullanıldı.

1 yıl önce

Cumhuriyet’ten ‘Kanal İstanbul’a iptal” yalanı

Cumhuriyet gazetesinin, 'Kanal İstanbul'a iptal' haberi yalan olduğu ortaya çıktı. Haberdeki mahkeme kararının ise, vatandaşların lehine 'tapuya tescil' ile ilgili olduğu öğrenildi.

1 yıl önce

Cumhuriyet Kadınları Derneği LGBT lobisine savaş açtı: Disney'in kararına sert tepki

Dünyanın en büyük eğlence ve yapım şirketlerinden Disney'in son kararı büyük tepkilere neden oldu. Disney, LGBT lobisinin etkisine girerek yapımlarında karakterlerin en az yarısının LGBT'lerden oluşacağını ve anne, baba kız, erkek gibi 'cinsiyetçi' kelimelerin kullanılmayacağını duyurdu. Söz konusu kararın şimdilik Türkiye'de de kullanılan dijital yayın platformu Disney + için alındığı belirtildi. CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ'NDEN SERT BİLDİRİ Disney'in yaptığı açıklamaya Cumhuriyet Kadınları Derneği'nden sert tepki geldi. Yapılan açıklamada LGBT lobisine savaş açtığını belirten dernek, "Türk Milleti çocuklarını LGBT saldırısına yedirmeyecektir. Bölücü terör örgütü PKK’dan evlatlarımızı aldığımız, teröristlerin yeni eleman devşirmelerinin önünü kestiğimiz gibi; uyuşturucuya karşı emniyet güçlerimizle, narkotik birimlerimizin eğitimleriyle ve annelerimizi harekete geçirerek mücadele ettiğimiz gibi, LGBT hareketine de direniyoruz, kapımızı yüzlerine kapıyoruz" dedi. Cumhuriyet Kadınları Derneği'nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: Derneğimizin başarıyla yürüttüğü Uyuşturucuya Karşı Anneler Hareketi kampanyasında, çocuk ve gençlerimize yönelik emperyalist Batı’nın yozlaşmış kültürel saldırısına dikkatlerinizi çekmekteyiz. Batı hegemonyasının milli devletlerin halkları üzerindeki oyunları, uyuşturucu kullanımını özendirmekle sınırlı değildir. İnsanı, kendinden ve tüm değerlerinden uzaklaştırarak sistemin “kafasız” kölesi haline getirmeyi amaçlayan bu saldırı, çocuklarımızı “cinsiyetleri” üzerinden de hedefe almıştır. Eşcinsellik veya küreselleşme çağındaki adıyla LGBTIQA+ (ve aklımızın almayacağı yığınla sapkınlık) hareketi, yeni nesilleri tehdit eden emperyalist bir saldırıdır. "ANAYASAMIZDA TÜM YURTTAŞLARIMIZ EŞİTTİR" LGBT hareketini “özgürlük ve insan hakları” altında masum gösteren ve savunanlar ya cahildirler ya da topluma yalan söylemektedirler. Bu hareketin eşcinsel ve cinsiyet değiştirmiş yurttaşlarımızın haklarını korumakla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Anayasamızda bütün yurttaşlarımız kayıtsız şartsız eşittir; başta Medeni Kanunumuz ve Türk Ceza Kanunu olmak üzere, tüm yasalarımız bu temel üzerinde şekillenir. MİLLİ DEVLETİMİZE İDEOLOJİK BİR SALDIRI VAR Demokrasi, özgürlük, hak, hukuk söylemleri altında kökü dışarıda STK’ların yanı sıra bazı belediyelerimiz ve kurumlarımız tarafından bile desteklendiğini gördüğümüz LGBT hareketinin milli devletimize ve milletimize yönelik ideolojik bir saldırı olduğunu defalarca belirttik. LGBT yürüyüşlerinde çocukların olmadık giysi ve tavırlarla kullanılması, “trans çocuk vardır” söylemleri, “LGBT eğitimi” adıyla ilk ve ortaöğretim kurumlarımıza sızılması bizlere apaçık çocuklarımızın ve yeni nesillerin hedef alındığını göstermektedir. Nasıl bir çocuk, nasıl bir nesil hedefleniyor olabilir? Üç yaşında, beş yaşında “cinsel yönelimini keşfetmeye” zorlanan çocuklarla yaratılan bir nesil… Kız veya erkek doğan çocuklarımıza, “Sen mecburen bu cinsiyetle doğdun, bu senin elinde değildi, böyle kalmak zorunda değilsin, öbür cinsiyetle yaşayabilirsin. Hatta bazen bu, bazen diğer cinsiyette olabilirsin veya cinsiyetsiz de olabilirsin” deniyor. Bu lafların arasına mutluluk, özgürlük, farklılıkları benimsemek, barış, çiçek-böcek sözcükleri sokuşturuluyor; sözde mutlu dünya öğretiliyor. Son 10 yılda kaç çocuğun yaşamının alt üst olduğunu, yeni yeni Batı kaynaklı haberlerde okumaya başladık. Soruyoruz… Çocukların cinsiyetiyle oynamak insan hakkı olabilir mi, özgürlük olabilir mi? Bu yapılan çocuk istismarı değil de nedir? Soruyoruz… LGBT hareketini kutsayarak “Eğitimde anne-baba-kız-erkek kelimelerini kaldıralım” diye savunan sözde eğitimciler bize mutlu bir nesil mi, kimliksizleşmiş sistem köleleri mi yetiştirir? Bu sorulara doğru cevap vermek için orta düzeyde zekâ bile fazla gelir. LGBT hareketinin amacı bellidir… Cinsiyetinden başlayarak kendine yabancılaşmış, ailesine, toplumuna, milletine yabancılaşmış, değerleri alt üst olmuş, mutsuz ve uyuşmuş nesiller yaratarak milli devletleri ufalamak ve emperyalist hegemonyayı sürdürmek. DİSNEY’DEN CİNSİYETÇİ KELİMELERİ ÇIKARACAĞIZ GİRİŞİMİ LGBT hareketi şimdi de, yüzyıllık bir çocuk/eğlence markası olan Disney’de ve alenen boy göstermiş bulunuyor. Disney Şirketleri yönetimi, geçenlerde yaptığı açıklamayla, bundan sonra film ve dizilerinde, karakterlerin en az yarısının LGBT’lerden oluşacağını, anne-baba-kız-erkek gibi “cinsiyetçi” kelimelerin kullanılmayacağını bildirdi. Şimdilik “Disney Plus” adlı paralı dijital platform için aldıkları bu kararı, toplumsal direnci kırdıkları anda tüm yapımlarda uygulamanın pususunda bekliyorlar. Diyoruz ki; Çok Beklersiniz!.. Türk Milleti çocuklarını LGBT saldırısına yedirmeyecektir. Bölücü terör örgütü PKK’dan evlatlarımızı aldığımız, teröristlerin yeni eleman devşirmelerinin önünü kestiğimiz gibi; uyuşturucuya karşı emniyet güçlerimizle, narkotik birimlerimizin eğitimleriyle ve annelerimizi harekete geçirerek mücadele ettiğimiz gibi, LGBT hareketine de direniyoruz, kapımızı yüzlerine kapıyoruz. CKD olarak ayrıca, Türk Gençliği’nin örgütleri TGB (Türkiye Gençlik Birliği) ve TLB’yi (Türkiye Liseliler Birliği) bu mücadeledeki örnek, öncü ve cesur tavırlarından dolayı kutluyoruz. Onlardan aldığımız enerji ve onlarla birlikte mücadele yürütmekten duyduğumuz memnuniyet ve onuru dile getiriyoruz. Türkiye’mizi Batı emperyalizminin her tür yozluğundan koruma görevimizin bilincinde olarak bu gerçekleri milletimizle paylaşıyor, kurumlarımızı gerekli bütün önlemleri almaya davet ediyoruz.

1 yıl önce

Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesine geri sayım! Başvuru şartları belirlendi

Kira fiyatları ve ev fiyatlarındaki artışın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan ve salı günü açıklanacak sosyal konut projesine başvuru şartları belirlendi. TOKİ aracılığıyla inşa edilecek konutlara, proje ili sınırları içerisinde en az 1 yıl ikamet eden veya proje il nüfusuna kayıtlı, kendisi, eşi ve velayeti altındaki çocukları üzerine ülke sınırları içinde tapuda kayıtlı konutları bulunmayan, daha önce TOKİ aracılığıyla ev satın almamış 18 yaşını doldurmuş Türk vatandaşları başvuru yapabilecek. Sosyal konutlar için bir haneden tek başvuru alınabilecek. Yeni sosyal konutlarda gençler, emekliler, şehit yakınları ve gaziler ile engellilere kontenjan ayrılacak. Genç kategorisine 1991 Eylül ayından sonra doğanlar müracaat edebilecek. Şehit aileleri, harp ve vazife malulleri ile bunların dul ve yetimleri hariç başvuruda bulunacaklarda, aylık hane halkı gelirinin İstanbul için en fazla net 16 bin lira, yurt genelinde ise en fazla 14 bin lira olması şartı aranacak. Konutların aylık taksitleri asgari ücretlilerin ödeyebileceği tutarda olacak. Ödeme, toplam hane gelirinin yüzde 30'unu aşmayacak, 240 aya kadar vade imkanı getirilecek. YEREL VE YATAY MİMARİ TERCİH EDİLECEK TOKİ eliyle yürütülecek konut projesi 81 ilde hayata geçirilecek, en fazla konut, olası depremin en çok etkileyeceği İstanbul'da yapılacak. Proje kapsamındaki konutlarda yerel ve yatay mimari tercih edilecek, konutlar beş katı geçmeyecek şekilde yapılacak. Çevre dostu yapı malzemelerinin kullanılacağı evler sıfır atığa, enerji verimliliğine ve yenilenebilir enerji sistemlerine uyumlu inşa edilecek. ARSA KAMPANYASINA ARSASI OLAN BAŞVURAMAYACAK Proje kapsamında satışa sunulacak 100 bin arsa, elektrik, su ve doğal gaz altyapıları tamamlanmış, imar planları bulunan ve inşaat yapmaya hazır şekilde teslim edilecek. Başvuru bedeli 500 lira olarak belirlenen kampanyadan faydalanmaya hak kazananlar bu arsalar üzerine kendi evlerini yapabilecek. Başvuru şartlarını taşıyanlar arasında kura çekilecek. Arsa satışı başvurularında şu şartlar aranacak: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, Yoksul ve dar gelirli olmak, Kendisinin, eşinin veya ergin olmayan çocuğunun herhangi bir belediye sınırı içerinde ev yapmaya müsait arsaya veya herhangi bir yerde bir ev veya apartmanın ayrı bir dairesinin karşılığı olan arsa payına sahip olmamak, Daha önce 775 sayılı Gecekondu Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği hükümlerine tabi uygulamalardan faydalanmamış olmak. İŞ YERLERİ İÇİN BAŞVURU BEDELİ 2 BİN LİRA OLACAK TOKİ'nin yürüteceği proje kapsamında ilk olma özelliği taşıyan, "Küçük ve orta ölçekli sanayiciye yönelik 28 ilde oluşturulacak sanayi sitelerindeki 10 bin iş yeri" için başvuru bedeli 2 bin lira olarak belirlendi. Projenin bu ayağına başvuruda bulunacaklardan, projenin bulunduğu il nüfusuna kayıtlı veya o il sınırlarında faaliyette bulunan 18 yaşını doldurmuş Türk vatandaşı olması şartı aranacak. Başvuru yapacaklardan ayrıca ustalık, iş yeri açma, ilgili oda kayıt veya vergi mükellefi belgesi ile e-Ticaret yapıldığına dair belgeler istenecek. Sanayi sitelerindeki iş yerleri için başvuru yapacakların, kendisinin, eşinin ve 18 yaşından küçük çocuklarının mülkiyetinde sanayi dükkanı olmaması da gerekecek.

1 2 ... 8 9 10 11 12 13 14 ... 17 18