04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Ersin Tatar: "Her koşulda Türkiye Cumhuriyeti ile iş birliğine devam edeceğiz"

Tatar, Eskişehir'de bir otelde düzenlenen Kıbrıs Gazileri Buluşması'nda yaptığı konuşmada, 1974 yılını unutmalarının mümkün olmadığını söyledi. Ersin Tatar, 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs gazilerinin adaya ayak basmasıyla Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığına, özgürlüğüne ve hürriyetine kavuştuğunu dile getirdi. Kendisinin cumhurbaşkanı seçilmesiyle yeni bir siyasetin ortaya konulduğunu ifade eden Tatar, şunları kaydetti: "Şimdiye kadar hep federasyon konuşuldu. Federasyon bir ortaklıktır. Çoğunluğun azınlığı yöneteceği, zaman içinde Kıbrıs Türk halkının yok edileceği, Türkiye'nin de Avrupa Birliğinde olmadığı için garantörlüğünü bırakacağı, Kıbrıs'tan da çekileceği beklentisi içinde Karadağ'ın federasyon başkanlığını bize dayatmaya çalışıyorlar. Asla kabul etmeyeceğiz. Bizim için önemli olan egemenliğimizdir. Rum cumhuriyetinin ne kadar meşruiyeti varsa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de o kadar meşruiyeti vardır. Bizleri Türkiye Cumhuriyeti tanıyor. Dünyaya da artık yan yana yaşayan, egemen eşitliğe dayalı iki devletin iş birliğiyle ancak Kıbrıs'ta bir anlaşmanın olabileceğini var gücümüzle haykırmaya devam ediyoruz. İHA'larımızla, SİHA'larımızla her türlü iş birliğiyle hem denizlerde Mavi Vatan'da enerji kaynakları bakımından hem hava sahasında tüm üstünlüğümüzü korumak ve Akdeniz'e hakim olmak için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti her koşulda Türkiye Cumhuriyeti ile iş birliğine devam edecektir. Gönül birliği içinde geleceğimizin inşallah geçmişten alınan derslerle şekillendirilmesi gerekiyor. Kıbrıs Türk halkının geleceği, Türkiye Cumhuriyeti'nin garantörlüğüdür." Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız da Türk milletinin tarihin her döneminde tüm zorluklara rağmen bağımsız yaşamayı, bağımsızlığını kanı ve canı pahasına korumayı ilke edindiğini vurguladı. Şehitlerin ve gazilerin, bağımsızlığın, egemenliğin ve ulusal birliğin en mühim teminatları olduğunu anlatan Ayyıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün, güzel vatan topraklarında huzur, refah içinde yaşıyorsak bunu, vatan toprağını canından kutsal sayan, haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz, övgünün en güzelini, saygının en yücesini hak eden aziz şehitlerimize ve kahraman gazilerimize borçluyuz. Tarihe adını altın harflerle yazdıran şehitlerimiz ile gazilerimizin hatıralarını yüceltmek, onları minnet ve şükranla anmak milli bir görevimizdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve yüce Türk milleti, devletimizin ve milletimizin istiklali ve istikbali uğruna şehitlik ve gazilik mertebesine yükselmiş vatan evlatlarını asla unutmayacak, unutturmayacaktır. Türk milleti dün olduğu gibi bugün de ülkemizin bölünmez bütünlüğü, milletimizin ali menfaatleri için gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında mücadelesini sürdürmekte, kutsal vatan ve aziz milletimiz için şehitler ve gaziler vermeye devam etmektedir." AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı ise KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'ın Eskişehir ziyaretinin, sadece kent ve Türkiye için değil, bütün Türk dünyası ve dünya için çok önemli bir mesaj değeri taşıdığını belirtti. Eskişehir'in 2013'teki Türk Dünyası Kültür Başkentliğini anımsatan Avcı, "Dolayısıyla Türk Dünyası Kültür Başkenti'ne, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın teşrifleri bizim açımızdan ayrıca çok anlamlı bir ziyarettir. Kıbrıs şehitlerinin öncüsü, Allah rahmet eylesin Cengiz Topel'in memleketine ve üssüne de teşrif etmeniz ayrıca bir anlam taşıyor." değerlendirmesinde bulundu. İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu ise Kıbrıs gazilerinin büyük fedakarlıklar göstererek, barış harekatını başarıyla sonuçlandırdığını ifade etti. Etkinliğe, Kıbrıs Barış Harekatı gazileri ve ailelerinin yanı sıra AK Parti Eskişehir Milletvekili Harun Karacan, MHP Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak, Garnizon Komutanı Orgeneral Atilla Gülan, AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan ile diğer ilgililer katıldı.

2 yıl önce

Cumhuriyet Gazetesi’nin “Emniyet’te Yu-Ma-Tu depremi” yalanı

Çok sayıda şerefli emniyet müdürüne ve polise iftira atılan haberin arkasındaki ismin Cumhuriyet Gazetesi’ylede içli dışı, daha önce İstanbul’da görev yapmış üst düzey bir emniyet mensubu olduğu öğrenildi. Bir çok kez iftira ölçeğinde haberler yapıp daha sonra tekzip yayınlayan, suçu eski yayın yönetmenlerine atan Cumhuriyet Gazetesi’nin bu yalan haberden sonra hangi limana sığınacağı merak konusu.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Tarih, CHP gibi Cumhuriyetin en eski partisini, HDP gibi bir terör örgütü kuklasının emrine verenlerden elbette hesap soracaktır"

Erdoğan, partisinin, yeni yasama yılındaki ilk Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, partilileri selamlayarak sözlerine başladı. Yaklaşık 2,5 aylık aradan sonra gazi Meclis çatısı altında milletvekilleriyle birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, "Geçtiğimiz yasama döneminde gerçekten çok çalıştınız, çok önemli faaliyetler gerçekleştirdiniz. Yaz aylarında şehirlerinizde teşkilatlarımızla birlikte yürüttüğünüz çalışmaları da yakından takip ettim. İnşallah bundan sonra hem Meclis'te hem de şehirlerinizde aynı gayretle yolunuza devam edeceğinize inanıyorum." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'in 27. Dönem 5. Yasama Yılı'nın, çok daha verimli bir çalışma dönemi olarak geçeceğini kaydederek, "Şimdiden her birinize Genel Kurul, komisyon ve grup çalışmalarına yapacağınız katkılar için şükranlarımı sunuyorum." ifadesini kullandı. Milli iradenin tecelligahı olan Meclis'te görev alan milletvekillerinin, aynı zamanda halkla yönetim organları arasındaki irtibatı sağlama görevini de yürüttüğüne işaret eden Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yasama, yürütme ve yargı arasındaki ilişkileri netleştirirken, uyumu da en üst noktaya çıkardık. Bugün burada Cumhurbaşkanı ve ülkenin en büyük partisinin Genel Başkanı sıfatıyla bulunmam bile yeni yönetim sisteminin başarısının ifadesidir." değerlendirmesinde bulundu. YENİ ANAYASA: UZLAŞMA OLURSA YASAMA YILI BİTMEDEN YENİ ANAYASAYI NETİCEYE ULAŞTIRIRIZ Meclis'in, milli mücadeleyi zafere taşıdığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Meclis, Cumhuriyetimizi kurmuştur. Ülkemizi çok partili siyasi hayata geçirmiştir. Her darbe döneminin ardından milli iradeyi yeniden ayağa kaldırmıştır. Demokratik ve ekonomik kalkınma hamlelerine destek olmuştur. Yeni yönetim sistemimizi inşa etmiştir. Maziden atiye kurduğumuz demokrasi ve kalkınma köprüsünün adeta kilit taşı olan Meclisimiz, kurucu ve devrimci vasfıyla hem kazanımlarımıza sahip çıkmakta hem de ufkumuzu aydınlatmaktadır. İnşallah bu Meclis, Türkiye'nin milli iradenin temsilcileri eliyle yapılan ilk anayasasını hayata geçirme şerefine de nail olacaktır. Biz, Türkiye'nin gündemine getirdiğimiz, ülkemizin ilk sivil anayasasını hazırlama teklifimizde gerçekten samimiyiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kendi hazırlıklarımızı yapıyoruz. Meclis'teki diğer partilerden de kendi hazırlıklarını en kısa sürede kamuoyuyla paylaşmalarını bekliyoruz. Şayet diğer partilerin anayasa teklifleri ile kendi hazırlıklarımızı uzlaştırabilirsek yasama yılı bitmeden Meclis bünyesinde bu işi neticeye ulaştırabiliriz. Tabii bunun için öncelikle diğer partilerin anayasa tekliflerini kamuoyuna açıklamaları gerekiyor. Uzlaşma sağlanamaması durumunda ise siyasi partiler olarak zaten yaklaşmakta olan 2023 seçimlerinde hep birlikte milletin terazisine çıkarız. Milletimizin sandıktaki kararı da başımız gözümüz üstünedir. Hiç şüphesiz burada temel belirleyici, ülkemizin yönetim sistemi ile ilgili farklı görüşlerin nasıl bir araya getirilebileceğidir." Türkiye'nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile elde ettiği avantajların ne kadar kritik öneme sahip olduğunun, salgın döneminde hep birlikte yaşandığını ve görüldüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Gelişmiş ülkeler dahil pek çok devlet, halen süren nice siyasi, ekonomik, sosyal sancılarla kıvranırken, biz sağlıktan sanayiye her alanda kendimizi pozitif yönde ayrıştırmayı başardık. Tarihimizin en köklü yönetim reformunda üçüncü yılımızı tamamlarken geriye dönüp baktığımızda 'Evet, gerçekten iyi bir iş yaptık' diyebiliyoruz. Eksikler, aksaklıklar, düzeltilmesi gereken hususlar yok mudur? Elbette vardır. Hepsinin de farkındayız, hatta bu doğrultuda yaptığımız kapsamlı çalışmalar da elimizde mevcuttur. Bunların hepsi de çok basit dokunuşlarla, küçük revizyonlarla düzeltilebilecek tali meselelerdir. Yeni anayasa süreci başarılı bir şekilde neticelenirse devamında bu sorunlar zaten kendi mecrasında çözülür. Böyle bir imkanın olmaması halinde ise seçim sonrasına kadar ortaya çıkacak tecrübeye ve birikime göre biz Cumhur İttifakı çatısı altında kendi düzenlemelerimizi hayata geçirme yoluna gideriz. Milletimize her hal ve şart altında 2023 sonrası için büyük ve güçlü Türkiye hedefimiz doğrultusunda daha kolay ve hızlı ilerlememizi sağlayacak yeni bir yol taahhüt ediyoruz. Türkiye'nin en devrimci, en yenilikçi, en reformcu, en vizyoner partisi olarak Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle işte bu yol haritası istikametinde ülkemizi önce 2023'e sonra da 2053'e taşıyacağız." Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi: BİRİLERİ ÇIKIYOR 'GEREKİRSE İLK 4 MADDEYİ DEĞİŞTİRİRİZ' DİYEREK PKK GÜDÜMÜNDEKİ SİYASİ YAPIYA GÖZ KIRMAYA ÇALIŞIYOR Sırf günü kurtarmak için aklına geleni söyleyenden siyaset adamı olmaz, devlet adamı hiç olmaz. Biz yeni anayasa diyoruz, birileri de çıkıyor 'Gerekirse ilk 4 maddeyi de değiştiririz.' diyerek hemen PKK güdümündeki siyasi yapıya göz kırpmaya çalışıyor. İlk 4 maddeyi değiştirme fikri CHP ve tüm CHP'lilerin iradesi midir, yoksa Kılıçdaroğlu'nun kişisel işi midir?  Anayasa'nın ilk 4 maddesini değiştirme fikri, eğer bu CHP'nin kurumsal iradesiyse ortada ülkemiz açısından çok vahim bir sorun var demektir. HDP, MİLLET İTTİFAKI'NDAKİ GİZLİ ORTAKLIK HAKKINI KULLANARAK BU HANIMEFENDİYİ VETO ETMİŞTİR Biliyorsunuz bugün 6-8 ekim olaylarının 7. yıldönümü. HDP'nin o dönemki yöneticileri yandaşlarını sokaklara salmış ve onlarca insanın kanını dökmüştü. Bu gözü dönmüş alçakların masum insanları nasılca vahşice katlettiğini daha dün gibi biliyoruz. Azgın güruhu harekete geçirenler bugün cezaevinde ellerindeki kanın hesabını veriyorlar. Kılıçdaroğlu, hesabı sormak yerine bunlara arka çıkmıştır. Bu partinin yerli de milli de olmayan politikalarını milletimize her fırsatta tekrar tekrar anlatacağız. Tarih, CHP gibi Cumhuriyetin en eski partisini, HDP gibi bir terör örgütü kuklasının emrine verenlerden elbette hesap soracaktır. Diğer yanda CHP'nin başını çektiği ittifakın diğer ortağı olan parti ve başındaki hanımefendi var. İYİ Parti'nin kendi konumunu koruma çabası artık sürdürülebilir değildir. Başbakanlığa talip olması da trajikomik görüntüyle ilgili değildir. HDP kanadı, hanımefendinin Başbakanlığını kabul etmeyeceğini zaten söylemiştir. HDP, Millet İttifakı'ndaki gizli ortaklık hakkını kullanarak bu hanımefendiyi veto etmiştir. Hayali bir makama talip olmasının gerisinde bu vetonun sineye çekilmesi vardır. Allah kimseyi böyle bir konuma düşürmesin. Mücadeleyi milletin önünde yapmak yerine kapalı kapılar ardından yürütmek zorunda kalanların akibeti işte böyle olur. Gerçi çıkıp şimdi buna da itiraz edecekler. Bir yanda HDP'nin sufleleri ile siyaset yapan bir partinin genel başkanı. Bu hanımefendinin ''28 Şubat kararlarına imza attım, hepsine de gönülden inanıyorum'' sözünü de unutmadık. İnsanda ilkeve omurga olmayınca her devirde ne söylemesi gerekiyorsa onu ağzından saçmaktan geri kalmaz.  BU KİŞİ ARTIK MİLLİ GÜVENLİK SORUNU HALİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR Her şey bir yana Türkiye, Türk siyaseti böyle bir fotoğrafı hak etmiyor. Birbirlerinden hiçbir farkı yok. Akşam yalan, sabah yalan... Gavurun kılıcını çalan bir anlayışla yapılan işin adı muhalefet değil, taammüden bu ülkeye ve bu millete düşmanlıktır. Bu kirli muhalefet tarzını reddediyoruz. CHP'nin başındaki zatın yalanlarını ortaya sermekten biz yorulduk ama bu zat, aynı ahlaksızlıkları tekrarlamaktan vazgeçmiyor. Dün yine çıkmış MB'nin İstanbul'daki binasından ilgili ilgisiz bakmadan aklına ne gelirse sallamış da sallamış. Bay Kemal, eğer uyuşturucu arıyorsan aynaya bak. AK Parti çatısı altında uyuşturucuyla iştigal eden insan bulamazsın, böyle bir iftirayı AK Parti'ye atamazsın. Yatırım nasıl yapılır konusunda en küçük bir fikri olmayan bu zatın zırvalarına tek tek cevap vermeyi zul kabul ediyorum. Kendisinin yalancılığı ve müfteriliği yargı kararıyla da tescil edilmiştir. Bu kişi artık milli güvenlik sorunu haline dönüşmüştür. Türkiye'de bir iktidar sorunu yoktur ama ciddi bir muhalefet problemiyle karşı karşıya olduğumuz gerçektir. 2023, sadece Cumhur İttifakı eliyle büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasının değil, aynı zamanda muhalefetin bu prangadan kurtuluşunun müjdesini alacağımız yıl olacaktır. SULAR AKMIYOR... HANİ BELEDİYE? Ülkemizde herhangi bir bireyin hak, hukuk, özgürlük talebi mi var, çözümü biz üreteceğiz. Sivil bir anayasa girişimi bile bu konuda önümüze kimsenin geçemediğinin işaretidir. Nerede bir dikili taşınız var. Ankara, İstanbul büyükşehir belediyelerini kazandınız. Asfaltlarını yenileyemiyorsunuz, asfaltlarını. Çukurlardan geçemiyoruz. Nerede belediye? Sular akmıyor, hani nerede belediye? Niye suları akar hale getiremiyorsunuz? MERKEZ BANKASI'NI ORAYA TAŞIYACAĞIZ İstanbul'da Merkez Bankası binası yapıldı. Çıkmış 'Geldiğimde orayı öğrenci yurduna dönüştüreceğim' diyor. Ya bu adama ne dersiniz? Merkez Bankası'nı da oraya taşıyoruz, taşıyacağız. Senin gücün ona yetmez. Aklı erse New York'ta yaptığımız Türkevi'ni yurt yapma kararı olarak açıklayabilir, o da 36 kat. Ülkemizde kadınların herhangi bir sorunları mı var, öncüsü biz olduk, biz olacağız.  Ülkemizde gençlerimizin teknolojide ihtiyacı mı var, hepsinin de projelerini biz hayata geçiriyoruz. Bir TEKNOFEST kuşağını inşa ediyoruz. Aslında onları bizim anladığımızı görüyoruz. Roketten yapay zeka yazılımlarına kadar her alanda gençlerimizle çok daha yakın bir yoldaşlık yapıyoruz.  TÜRKİYE, DÜNYADA EN FAZLA ÖĞRENCİ YURDU KAPASİTESİNE SAHİP ÜLKE Utanmadan sıkılmadan 'Bu iktidar fabrika açımıyor' diyor. Ya geçenlerde ben 26 fabrika açılışı yaptım. Bu hafta Adana'da fabrika açılışı yapacağım. Türkiye'nin en büyük mesafeleri katettiği alanlardan biri de yüksek öğretimdir. Türkiye dünyanın açık ara en fazla öğrenci yurdu kapasitesine sahip ülkesidir. Türkiye'nin bir milyonun üzerinde kapasitesi varken İngiltere'de bu rakam 550 bin. Bu yıl ortaya çıkan kargaşanın nedeni, geçtiğimiz yıl ile bu yılki başvuruların üst üste binmesidir. Açıkta kalan öğrencilerimizle ilgili çözüm çalışmalarımız devam ediyor. 76 üniversite ile devraldık, şimdi ise 207 üniversitemiz var. Hakkari'deki evladımız Ankara'ya İstanbul'a gelmesin, üniversiteyi onun ayağına götürelim sitedik ve bunu başardık. Bir zamanlar üniversite açılırken bir numaralı tartışma konusu harç konısuydı. bunu biz ortadan kaldırdık. ÜNİVERSİTELERİMİZİ TERÖR KILIKLILARA BIRAKAMAYIZ Kendi hocalarına bile saygısı olmayan bu tipleri biz öğrenci olarak kabul etmiyoruz. Avrupa’da, ABD’de bu tiplerin hiçbirini bir gün bile üniversitede tutmazlar. Sırf hükümete sıkıntı çıkarıyorlar diye, saygısız, sevgisiz, kötü niyetli adeta terörist tiplere sahip çıkılıyor. İnşallah bu sorunu da kendi mecrası içinde kötü niyetlilere meydanı bırakmadan en kısa sürede çözeceğiz. Biz üniversitelerimizi terör kılıklılara bırakamayız.  Paris İklim Anlaşması'ndan Avrupa Yeşil Anlaşması'na kadar her adımın içinde yer alıyoruz. Sosyal ağların alt yapısı ile ilgili soru işaretlerinin arttığı dönemde önümüze açılan fırsat pencerelerini değerlendirmekte kararlıyız. Önümüzde tarihimizin en büyük küresel fırsatı vardır. Bunu değerlendirebilmemizin yolu birliğimize, kardeşliğimize, istikrar iklimine sıkı sıkıya sarılmaktan geçiyor.  

2 yıl önce

Cumhuriyetimiz 98 yaşında! Erdoğan: Cumhuriyeti 2023 hedeflerine ulaştırmakta kararlıyız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki devlet erkanı, Cumhuriyet'in ilanının 98'inci yıl dönümü dolayısıyla Anıtkabir'i ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Aslanlı Yol'un başındaki yerini almasının ardından başlayan törende, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, yüksek yargı organlarının başkanları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanları da Aslanlı Yol'dan geçerek, mozoleye çıktı. Erdoğan'ın, üzerinde ay yıldız bulunan çelengi Atatürk'ün mozolesine bırakmasının ardından, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Daha sonra Erdoğan ve beraberindekiler, Misak-ı Milli kulesine geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı: "Aziz Atatürk, Cumhuriyetimizin 98'inci yıl dönümüne kavuşmanın gururunu yaşadığımız bu müstesna günde zatıalinizi, silah arkadaşlarınızı ve kahraman şehitlerimizi bir kez daha şükranla yad ediyoruz. Şehitlerimizin canları pahasına bizlere emanet ettiği cumhuriyetimizi her alanda güçlendirmek, itibarını artırmak ve dünyanın en güçlü 10 ekonomisinden biri yapmak için gece gündüz çalışıyoruz. Tüm insanlığın Koronavirüs salgını sebebiyle ciddi krizlerle boğuştuğu bir dönemde, Türkiye ihracat, istihdam, üretim ve yatırım alanlarında elde ettiği başarılarla kalkınma yolculuğunu sürdürmektedir. Şanlı tarihi zaferlerle dolu kahraman bir milletin mensupları olarak, Cumhuriyetimizi 2023 hedefleriyle buluşturmakta kararlıyız. Ruhun şad olsun." Törenin ardından Anıtkabir, vatandaşların ziyaretine açıldı. ERDOĞAN'DAN PAYLAŞIM: HİÇBİR SİNSİ SALDIRININ BİZİ YOLUMUZDAN ALIKOYMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medya hesabından mesajlar paylaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı artık ufukta iyice belirmişken, hiçbir gücün, hiçbir kirli senaryonun, Türkiye’yi tökezletmeyi amaçlayan hiçbir sinsi saldırının bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeyeceğiz. Milletçe, en büyük güvencemiz olan birliğimize, beraberliğimize ve kardeşliğimize sımsıkı sarılarak, büyük ve güçlü Türkiye davamızı hayata geçirmenin mücadelesini vereceğiz. Yürüttüğümüz bu kutlu mücadelede, millî mücadeleyi zafere taşıyan, Cumhuriyetimize hayat veren çelikten irade, son 98 yıldır olduğu gibi bugün de rehberimiz olmayı sürdürecektir" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

HDP, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı yok saydı

Türkiye genelinde 29 Ekim coşkusu var. Devlet ve millet, düzenlenen etkinliklerle Cumhuriyet'in 98. yılını kutluyor. Edirne'den Kars'a kadar ev ve iş yerlerine Türk bayrakları asıldı. Terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı HDP ise büyük bir sessizlik içerisinde. HDP, 29 EKİM'İ YOK SAYDI HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'yla ilgili hiçbir mesaj yayınlamadı. Türk bayrağına hiçbir yerde yer vermeyen, düzenlenen etkinliklerde İstiklal Marşı okunmasını doğru bulmayan HDP'nin, 29 Ekim'deki bu sessizliği tepkilere neden oldu. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı yok sayan HDP'nin tavrını, ittifak ortakları CHP, Saadet Partisi ve İyi Parti'nin nasıl yorumlayacağı merak konusu. Bilindiği üzere; HDP, Millet İttifakı içerisinde resmi olarak yer almasa da ittifaka gizli destek verme görevini üstlendi. Seçim döneminde CHP'deki üst düzey isimler, her aileden bir oy CHP'ye bir oy HDP'ye hesapları yaptı. AK Parti ile MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı'nın iktidarı kaybetmesi için bir araya gelen partilerin, birbirlerine uzak noktalardaki politikaları izliyor olması, Millet İttifakı'nın ömrünün kısa süreceği şeklinde yorumlanıyor.

2 yıl önce

Devlet Bahçeli: Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları dahilinde kürdistan diye bir yer yoktur. Asla da olmayacaktır

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, geçen hafta Cumhuriyet'in ilanının 98. yıl dönümünün kutlandığını belirterek, "Aziz Atatürk'ün 'En büyük eserim' dediği Türkiye Cumhuriyeti daha güçlü, daha gelişmiş, daha serpilmiş vaziyette tarihi yolculuğuna devam etmektedir. Cumhuriyet üçüncü evresine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle geçerek, büyük bir atılım içine girmiştir." diye konuştu. Türkiye Cumhuriyeti'nin fazıl bir yönetim sistemiyle huzur, refah ve demokratik istikrar içinde geleceğe yürüyüş halinde olduğunu kaydeden Bahçeli, "Gözlerine kara perde inen siyasi ucubelerin bu gerçeği bırakın anlatmasını, algılayıp anlaması bile hayal mahsulü bir beklentidir." ifadesini kullandı. Bahçeli, 2023 yılında Cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimiyle birlikte Cumhuriyet'in 100. onur yılına ulaşmış olunacağını dile getirerek, bu amaçla MHP'nin bütün imkanlarını seferber ederek, Anadolu'yu karış karış dolaşmanın, vatandaşlarla buluşmanın çabasında olduğunu anlattı. Yeni bir siyasi çalışmayla sahada olduklarını vurgulayan Bahçeli, "Halkımızla özlem gideriyoruz. Onları dinliyoruz, gelecek hedeflerimizi paylaşıyoruz, politikalarımızı anlatıyoruz, kafalarda biriken soru işaretlerine cevaplar vermeye çalışıyoruz. Türkiye'nin her köşesindeki kanaat önderlerine, sivil toplum kuruluşlarına, muhtarlarımıza, esnaflarımıza, iş adamlarımıza, çiftçilerimize elimizi uzatıp, gönlümüzü açıyoruz. 'Adım Adım 2023: İl İl Anadolu' temasıyla herkese ulaşacağız, her kapıyı çalacağız, ayak basmadık yer bırakmayacağız. Çarşıda, pazarda, bağda, bostanda, camide, cemevinde, dilde, dilekte, duada, Türkiye'nin geleceğinde birlikte olmak, birliğimizi güçlendirmek maksadıyla 2023'e kadar hiç durmayacağız." sözlerini sarf etti. MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir başka çalışmamız da bugünden itibaren şudur; tarihine sırt çevirmiş, kökünden uzaklaşmış, işgal edilmiş CHP'nin gerçek yüzünü her zeminde, her yöremizde anlatacağız. Bilhassa 24 Haziran Seçimlerinde CHP'nin en fazla oy aldığı 131 seçim bölgesinde HDP ile ittifakını, terörle mücadeleye karşı gelişini, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le bağını kopartışını tek tek milletimizle, CHP'ye oy veren milli insanlarımızla paylaşacağız. Atatürk sevdalısı kardeşlerimize birer birer uğrayacağız, CHP'nin neye dönüştüğünü, şu anda nasıl bir hüviyete büründüğünü, kimlere hizmet ettiğini, kaynağından nasıl koptuğunu, 'halka hizmet Hakk'a hizmet' şiarıyla izah edeceğiz, takdiri millete bırakacağız. Bugünden itibaren yeni görevlendirmeler yapıyorum, CHP'nin gizli gündemini, ağır kusurlu siyasetini, halkımıza doğrudan aktarmak ve ifşa etmek amacıyla arkadaşlarımızı Anadolu'ya gönderiyorum. Cumhuriyet'in 100. yıl dönümünü tesadüflere bırakamayız. Azgınlaşan tehditlere dudak bükemeyiz. Kabaran tehlikeleri alttan alamayız. Yerimizde sayamayız. Bu nedenle erkenden yol almalıyız. İnanıyorum ki Trakya'dan itibaren yaktığımız mücadele ve demokrasi meşalesi, adım adım Anadolu'nun her tarafını aydınlatacak, millete güven, Türkiye muhaliflerine korku salacak." Trakya'dan itibaren yaptığımız mücadele adım adım Anadolu'nun her tarafını aydınlatacaktır. Vatandaşlarımızla konuşacağız, mutlaka anlaşacağız. Cumhur İttifakı olarak cumhuriyete sahip çıkacağız, geleceğimize sahip çıkacağız. Nerede bir vatan evladı varsa onunla kucaklaşacağız. Ülkülerimizi taşıyacağız, umutları dirilteceğiz, her yerde olacağız, Allah'ın izniyle başaracağız, 2023'te bir Türk mucizesine imza atacağız. 2023'te lider ülke Türkiye hedefini gerçekleştirecek olan Türkiye sevdalılarıyız. Fitne bariyerleri dikseler de yıkıp geçeceğiz. Alayını ezip işimize bakacağız, oyalanacak vaktimiz yoktur. Nitekim bizi durdurmaya güçleri yetmeyecektir. Türk milleti yayından çıkan ok gibi geleceğe koşmaktadır. Biz buna hazırız. Türk milletiyle bütünleşeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti'ni geleceğe taşımak, milletimizin refah ve mutluluğunu her zaman en üst seviyede tutmak ihmal edemeyeceğimiz bir gayedir. Bu misyon Türkiye'yi lider ülke konumuna taşıyacaktır. Bunu başarmanın yolu kronikleşmiş ayak bağlarından öncelikle kurtulmasıdır. Ecdadımızın duaları, şehitlerimizin ruhları, yetimlerin yürek yaraları, nesillerin gelecek ümitleri bizimledir, bizim yanımızdadır. "ZULÜM, BASKI, SÖMÜRÜ, HEGEMONYA MÜCADELELERİ AYNI ZAMANDA DOĞAYI DA ZEHİRLEMİŞTİR" Yer kürenin en önemli sorunlarından birisi teknolojik sıçramadaki ivmenin ekonomiye yansımamasıdır. Uygarlık merdivenlerinden çıkıldıkça tam tersi istikamette insana saygı, maalesef hızla iniş halindedir. Zulüm, baskı, sömürü, hegemonya mücadeleleri aynı zamanda doğayı da zehirlemiştir. Çevre kirliliğinin, doğa katliamının bir numaralı failleri insan hakları konularından mangalda kül bırakmayan ülkelerden başkası değildir. Bir yanda küresel sıcaklık artarken diğer yanda buzullar erimektedir. Nehir sularının azalmasına eşlik eden, içme suyundaki azalmalar daha da vahim bir noktaya gerilemektedir. Hem vatanımızı hem de gezegenimizi düşünmek, sorunlarını dert etmek durumundayız. Çünkü bizim milliyetçiliğimiz çevre duyarlılığıyla eş anlamlıdır. İnsanlık küresel ısınmanın ağır problemleriyle muhataptır. Dünyanın sıcaklığı sistematik bir şekilde artış halindedir. Küresel ısınmadan kaynaklı iklim değişikliği sonucunda milyarlarca insan salgın hastalıklarla karşı karşıyadır. Böyle giderse 2025 yılından itibaren 3 milyardan fazla insanın susuzluk yaşayacağı tahmin edilmektedir. Önümüzdeki yıllarda su kaynakları üzerinden küresel cepheleşme ve hatta çatışma ihtimali oldukça fazladır. Denizlerin yükselmesinden kıyı kesimleri ciddi şekilde etkilenecektir.  Paris Anlaşması, iklim değişikliği konusunda uluslararası bir anlaşmadır. Türkiye de bu anlaşmaya imza atmıştır. Geçtiğimiz ay onay süreci tamamlanarak yürürlüğe girmiştir. Paris İklim Anlaşması küresel sıcaklık artışını da yüzde 2'yle sınırlandırmayı amaçlamaktadır. Böyle bir tablo karşısında Roma'da 30-31 Ekim'de toplanan G-20 Zirvesi'nde iklim değişikliği masaya yatırılmıştır. ERDOĞAN-BIDEN GÖRÜŞMESİ Sayın Cumhurbaşkanımız Roma'da verimli, yararlı temaslar kurmuştur. ABD Başkanı Biden ile 1 saat 10 dakikalık görüşmesi, bu görüşmede mutabık kalınması, NATO ve stratejik ortaklığa vurgu yapılması önemlidir. Bundan sonra kimin samimi kimin maskeli olduğu ortaya çıkacaktır. 2 ülke arasındaki diyalogların artırılması, sevsek de sevmesek de herkesin çıkarına uygundur. Türkiye duruşuyla anıtlaşan bir ülkedir. Bu imkan ve yetenekleri değerlendiremeyen ülkelerin sahip oldukları potansiyelleri yalnız başına bir anlam taşımayacaktır. Dünya çapında kurulan ilişkilerin gerçek güçle orantılı olacak şekilde saygı ve işbirliği üzerine bina edilmesi esas olmalıdır. Türkiye, uluslararası zirve toplantılarında şerefle ve şuurla temsil edilmekte, milli kararlılığımızdan en küçük taviz verilmemektedir. MHP bu gelişmelerden memnuniyet duymaktadır. Ülkemizdeki yabancı hayranlarının içi kan ağlasa da her şey ortadadır. Zira güneşi balçıkla sıvamak akıl karı değildir. Türkiye'yi küçük görenlerin, bizden bir şey olmaz diyenlerin ya kanında bir bozukluk ya da karakterinde bir bodurluk vardır. Roma'da başımız eğik olsaydı CHP mutlu olurdu. Cumhurbaşkanımız ile Biden arasındaki görüşmeyi hazmedemeyenler karşımızdaki manzaranın hiç de iddia edildiği gibi olmadığını savunmuştur. Bunlar ABD'nin görüşüdür, şu anki yönetimin Türkiye'ye muhabbet beslemediği de açıktır. Türkiye insan haklarına onlardan çok daha fazla saygılıdır. Kavala bildirisi hazırlayan bu ülkenin sahip olmadığı kadar bu ülkede hukuk hakimdir. Türkiye'nin ABD'nin terör örgütleriyle yakın ilişkisi hakkında üzüntü ve kaygılarını paylaşmasının ne hikmetse üzeri örtülmeye çalışılmaktadır. Biden'dan çok Biden'cı kesilenler, Türkiye'ye yuvalanmış Washington cephesidir, iki taraflı çalışan ajanlarıdır. BM Zirvesi'nden sonra kaynatılan dedikodu zamanı şimdi zilletin başına kaynar su olarak dökülmüştür. Başımız dik, sözümüz doğru, duruşumuz sağlamdır. Çünkü biz Türkiye'yiz. "TÜRKİYE TERÖRE KARŞI SAVUNMADA DEĞİL, TAARRUZDADIR" Terörle huzur arasında 3. bir seçenek yoktur. Bunun başka yolu ve yordamı kalmamıştır. Peş peşe aldığımız şehit haberleri hepimizi üzmektedir. Şayet biz bölücü terör örgütünün üzerine üzerine gitmezsek onlar hain planlarıyla bize gelecekler. Türkiye teröre karşı savunmada değil, taarruzdadır. Bu kanlı sayfa mutlak surette kapatılmalı, eşkıyanın fermanı yırtılıp atılmalıdır. Sınır ötesine asker göndermeyi esas alan tezkere TBMM'de görüşülerek kabul edilmiştir. Irak'ta PKK ve DEAŞ terör örgütlerinin varlığını sürdürmesi, bölge barışına ve milli bekamıza doğrudan tehdit saçmaktadır. Suriye'de yuvalanan diğer terör örgütlerinin milli güvenliğimize suikast ve eylemleri artarak devam etmektedir.  CHP'NİN TEZKEREYE 'HAYIR' OYU VERMESİ CHP, HDP ile el ele tutuşarak terörle mücadelenin devamına hayır demiştir. Irak ve Suriye tezkeresi CHP ve HDP'nin istediği gibi reddedilmiş olsaydı Türk askeri geri çekilecekti. CHP tarihin yanlış yerinde durmakla kalmamış, Türkiye'nin karşısında konuşlanmıştır. Sorarım sizlere; bu olup bitenler zillet değil midir? CHP, HDP ile birlikte tezkereye hayır PKK'ya evet demiştir. Şehitlere hayır gazilere hayır, teröristlere evet demiştir. Türk askerine hayır, Türkiye karşıtlarına evet demiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hayır, hıyanete ve husumete evet demiştir. Kılıçdaroğlu artık geri dönüş yolların tümden kapanmıştır. Kılıçdaroğlu 'yabancı askerler bu tezkerede var, yabancı askerler buraya geliyor' diyor. Hiç kimsenin topraklarımızı çiğnediği falan yoktur. Bu iddia kuyruklu yalandır. Kılıçdaroğlu 'Bu yabancı askerler kim?' diye sormuş. Bu sorunun cevabını öncelikle sen vermelisin. Zira aynı mahiyetteki tezkerelere geçmişte evet diyen bir şahsiyettir.  HDP'nin dayatmasına CHP boyun eğmiştir. Kılıçdaroğlu, Kurtuluş Savaşı geleneğinden gelen bir parti olduklarını söylüyor. Bugünkü CHP, Kurtuluş Savaşı döneminde olsaydı siperi kesinlikle düşman saflarında olurdu. Zavallı iyice şaşırdı, şanzımanı dağıttı, istikameti hepten şaştı. Ortağın İYİ Parti de ihanet etti mi? İhanet edenlerle yürümek fıtratında mı vardır? Tezkereye 'hayır' demekle asıl vatana ihanet eden sensin ve siyasi zihniyetindir. Avucuna düştüğün HDP, cumhuriyet bayramını bile kutlamadı. AKŞENER'İN 'KÜRDİSTAN' DİYALOĞU CHP yoğun bakımdır, CHP-HDP ikiz kardeştir. CHP bunları yapıyorken tezkereye evet demenin sancılarını yaşayan İP Başkanı 'Burası Kürdistan'dır' sözüne tek kelime dahi edememiştir. Türkiye sınırı içinde Kürdistan diye bir yer yoktur. Gerekirse şehit oluruz ama üniter milli devletimizi asla parçalatmayız. Kürdistan fitnesine bedenlerimizle direnir, bozkurt gibi karşılarında dururuz. Türklük tarih içerisinde çok ağır bedeller ödenerek kazanılmış milli değerdir. Cumhurun uyanan iradesi, bunun hesabını er geç soracaktır. İhanete çanak tutanlar bedelini mutlaka ödeyecektir. Zillet ittifakını uyarmak istiyorum; Girdiğiniz yol tehlikelerle doludur. Türk milleti zillete tamam demeyecektir.

2 yıl önce

Cumhuriyet gazetesi Milli Muharip Uçağı'nın ilk parça üretimiyle dalga geçti

Türkiye'nin, hava araçları teknolojisindeki başarısı ses getirmeye devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın direktifleri doğrultusunda yerli ve milli savunma sanayiinde önemli adımlar atılırken, bu hamleler muhalefeti ve ona yakın medya kuruluşlarını rahatsız ediyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, bu eleştirilere aldırış etmeden projelerini gerçekleştirirken, bir sonraki hedef de Milli Muharip Uçağı... İLK PARÇANIN TANITIMI YAPILDI Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde kurulan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), Milli Muharip Uçağı'nın ilk parçasını üreterek dün tanıtımını gerçekleştirdi. CUMHURİYET: KALORİFER PETEĞİ GİBİ Parçanın üretimi birçok kesim tarafından mutlulukla karşılanırken, CHP'ye yakınlığı ile bilinen Cumhuriyet gazetesi ise bu üretimi alay ederek manşetinden duyurdu. Cumhuriyet gazetesi, üretimle dalga geçtiği manşetinde "Yerli uçağın ilk parçası' tartışma yarattı: "Kalorifer peteği gibi" ifadelerine yer verdi.

2 yıl önce

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı HDP'nin kapatılması davasında esas hakkındaki görüşünü sundu

Başsavcı Şahin, HDP'nin 5 Kasım'da yazılı ön savunmasını Yüksek Mahkemeye vermesinin ardından davaya ilişkin esas hakkındaki görüşünü tamamladı. Esas hakkındaki görüşünü Anayasa Mahkemesine sunan Şahin, iddianamedeki görüşlerini ve HDP'nin kapatılması talebini tekrarladı. Başsavcılık tarafından yapılan basın açıklamasında, "HDP'nin temelli kapatılması talebiyle açılan davaya ilişkin olarak özetle, davalı partinin ön savunmasında belirtilen itiraz ve taleplerin reddi, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiği anlaşılan HDP'nin temelli kapatılması, partinin kapatılmasına beyan, faaliyet ve eylemleriyle neden olan iddianamemizde açık kimlik ve üyelik bilgileri ile partideki görevleri belirtilen kişilerin temelli kapatılmaya ilişkin kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren beş yıl süreyle bir başka siyasi partinin kurucusu, yöneticisi, deneticisi ve üyesi olamayacaklarına karar verilmesi istemlerini içeren esas hakkındaki görüşümüz Anayasa Mahkemesine sunulmuştur." denildi. SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK? Bundan sonra, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığnın esas hakkındaki görüşü, HDP'ye gönderilecek, parti esas hakkındaki savunmasını hazırlayacak. Daha sonra belirlenecek bir tarihte Başsavcı Şahin sözlü açıklama, HDP yetkilileri de sözlü savunma yapacak. Bütün bu aşamalarda istenebilecek ek süre taleplerini de Anayasa Mahkemesi değerlendirecek. Bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak Anayasa Mahkemesi raportörü, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve davalı HDP, ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek. Raporun, Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtılmasının ardından Başkan Zühtü Arslan, toplantı için gün belirleyecek, üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak. 15 ÜYENİN 10'UNUN OY ÇOKLUĞUYLA KARAR VERİLEBİLECEK HDP hakkındaki kapatma davasını, 15 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak. Anayasa'nın 69. maddesinde sayılan hallerden ötürü partinin kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin 3'te 2 oy çokluğuyla yani 15 üyenin 10'unun oyuyla karar verilebilecek. Siyasi parti kapatma davası sonucunda verilen karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili siyasi partiye tebliğ edilecek ve Resmi Gazete'de yayımlanacak. Anayasa Mahkemesinin, siyasi yasak istenen partililerin, beyan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olduğunu belirlemesi halinde bu kişiler, kesin kararın Resmi Gazete'de gerekçeli yayımlanmasından başlayarak 5 yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetimcisi olamayacak.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 17 18