03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

İBB'den adrese teslim ihale! HDP'li Önder'in damadına 26 milyon liralık ihale

CHP yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) 'adrese teslim' ihalelerine bir yenisi daha eklendi. Terör örgütleriyle bağlantılı yüzlerce kişiye iş sağladığı ortaya çıkan İBB, ittifak ortakları HDP'nin eski vekili Sırrı Süreyya Önder'in damadı Emre Abay'ın şirketine üç farklı ihale verdi. ÜÇ FARKLI İHALEYE 26 MİLYON LİRA İBB iştiraklerinden olan Kültür A.Ş. üzerinden yapılan 2 milyon 862 bin 700 TL, 8 milyon 85 bin TL ve 15 milyon 89 bin 50 TL'lik ihalelerle, Abay’ın sahibi olduğu Karbonat Reklam Hizmetleri, toplamda 26 milyon lira kazanacak. NURETTİN CANİKLİ DE KİRLİ 'İHALE' AĞINI İFŞA ETMİŞTİ AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Nurettin Canikli, geçtiğimiz hafta TBMM'de yaptığı konuşmada, İBB'deki ihalelerin nasıl peşkeş çekildiğini anlatmıştı. Canikli, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi 1 Temmuz 2019 ile 21 Kasım 2021 arasında toplam 11 bin 415 ihale yapmış. Bu ihalelerin bin 624 tanesini açık ihale yöntemiyle gerçekleştirmiş. 9 bin 791 kapalı, pazarlık veya davetiye yöntemiyle yapılmış. Ancak açık ihale yöntemiyle yapılan bin 624 ihalenin, 804 tanesini belediyenin şirketleri almış" demişti.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK’nın kodları İBB’deki istihdamlarıyla gündeme gelen DİAYDER’den çıktı

PKK uzantısı Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üyelerinin İBB iştiraki İSPER bünyesinde gassal olarak işe alınmasının yankıları sürerken, derneğin mescitlerinde gayri resmi imamlık yapan İ. Ş.’nin evinde yapılan aramalarda PKK’nın şifreli konuşma kodları ele geçirildi. DİAYDER’in Şirinevler’deki genel merkezinde bulunan mescidin imamlığını yapan İ.Ş.’nin, cezaevlerindeki PKK’lılarla irtibatlı olduğu iddia edildi. İ.Ş.’nin cezaevindeki teröristlerle şifreli bir şekilde haberleştiği ve bunun için de terör örgütü PKK tarafından hazırlanan yazışma kodlarını kullandığı ortaya çıktı. KURYE İÇİN AYŞE, PKK’LI İÇİN KÖYLÜ Cezaevine oğlunu sıkça ziyaretine giden İ.Ş.’nin evinde ele geçirilen şifreli kod tablosunun PKK’nın cezaevlerinde bulunan teröristleri ile konuşma ve yazışma için kullandığı tespit edildi. Teröristlerin avukatlarıyla ve yakınlarıyla bu şifreli kodlamalar üzerinden haberleştiği belirlendi. Ele geçirilen mikro yazıyla yazılmış kod tablosunda kadro teröristler için ‘köylü-zozan-teyze’, PKK’ya katılacaklar için ‘imaatu-aktör-pişman’, PKK kuryeleri için ‘ayşe ana-medrese-dişçi’, örgütsel malzeme için ‘diploması tarihi-feminizm okuması-karakterli’, slogan atma için ‘dersim isyanı-hurri uygarlığı-yatık’, itirafçı teröristler için ‘budala-dalkavuk’, Adalet Bakanlığı için, ‘düzenbaz-kuyrukçu’, cezaevi savcısı için ‘hurafeci-efe-dümenci’, cumhuriyet savcısı için ‘leblebici-istilacı-behçet’ ve emniyet için ise ‘vesayetçi-enig-çanakçı’ denildiği belirlendi. Her cezaevine farklı isim Öte yandan ele geçirilen kod tablosunda PKK’lı teröristlerin kaldığı her cezaevi için farklı isimler kullanıldığı da belirlendi. 39 farklı türdeki cezaevi için 3’er isim tanımlayan PKK’nın, cezaevlerinden haberleşmeyi bu kod tablosuyla yaptığı ve tutuklu teröristlerin farklı cezaevindeki teröristlerle ilgili bilgileri de bu yolla öğrendiği ileri sürüldü.

2 yıl önce

Ekrem İmamoğlu’nun çılgın projesi ‘İBB İnanç Masası’, Atatürk düşmanlarının istihdam merkezi haline gelmiş

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘Dinler Arası Diyalog’ (cengiz alçayır’ın iddiası) için kurduğu İnanç Masası, bundan tam bir sene önce faaliyete başlamıştı. DİAYDER iddianamesinde de adı geçen İnanç Masası’nın, PKK’lı teröristlere market yardımlarını ulaştırdığı iddia edilmişti. İBB İNANÇ MASASI SORUMLUSU DA ATATÜRK DÜŞMANI ÇIKTI İBB İnanç Masası’nda Ekrem İmamoğlu tarafından işe başlatılan Fatma Yavuz’un Türk milletine, Atatürk’e ve ülkücülere ettiği hakaretlerin yankıları geçmeden bu defa da İnanç Masası Başkanı Vedat Kara’nın da Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’e düşman olduğu ortaya çıktı. ÜLKÜCÜLERE DÜŞMANLIK Türk milletini sözde Ermenistan ve sözde ‘Dersim’ katliamları için suçlayan İBB İnanç Dairesi sorumlusu Vedat Kara da tıpkı büro personeli Fatma Yavuz gibi ülkücü düşmanı… ‘BEN DE SOYKIRIM DİYORUM’ 1915 olayları için ‘soykırım’ ifadesini kullanan Kara’nın İBB’de görev almasına PKK’lılara ses çıkarmayan İYİ Parti’nin nasıl tepki vereceği merak konusu oldu…

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: O Tunceli'deki Ali Boğazı'nı bilirim. İki bin terörist orada antrenman yapıyordu. Şimdi adam oynatmıyoruz adam

Samsun Asarcık Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin Derebahçe Sosyal Tesisleri'nde düzenlediği etkinlikte konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyanın zor bir coğrafya olduğuna işaret etti. Soylu, Macaristan, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerin etrafındaki ülkelerle Türkiye'nin etrafındaki ülkeler karşılaştırıldığında bunun daha iyi anlaşılacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "PKK, DEAŞ, PYD, Irak ve Suriye'nin devlet otoritesini altüst etmiştir. Yanı başımızda İran var, on yıllardır Amerika ve Batı ambargosuyla karşı karşıya. 2000'li yılların başında bizim coğrafyamız olarak nitelendirebileceğimiz Afganistan, Amerika tarafından işgal edilmiş, milyonlarca insan toprağından edilmiştir. Yine Suriye'de milyonlarca insan toprağından edilmiştir. Geçen hafta İdlip'teydim. On binlerce insanla karşılaştım. Şu millet olmasa oradaki millet aç be aç kalır. Şu insanlar olmasa oradaki yetim evlerine kimse bakmaz. Şu aziz millet olmasa belki de tarihin en önemli dramları yaşanır." "NEREDE OLDUĞUMUZU BİLİYORUZ" Türkiye'nin bulunduğu yeri çok iyi bildiğini ifade eden Soylu, şunları söyledi: "Doğu'nun altı, Batı'nın üstü zengin. Doğu'nun üstü fakir, Batı'nın altı. Yüzyıllardır bu senaryoyu uygulamaya çalışıyorlar. Bu senaryoya karşı çıkan bir tek yapı var o da burası, Anadolu. Samsun bunun en canlı şahididir. Nerede olduğumuzu biliyoruz. Nasıl zor bir coğrafyada yaşadığımızı biliyoruz. Nasıl sıkıntılar içerisine bize gark etmek istediklerini biliyoruz. Hangi süreçten geliyor, hangi süreçten geçtiğimizi biliyoruz. Biz bugün Almanya ile rekabet etmeye çalışıyoruz. Almanya'da son 50 yılda kaç darbe oldu? Bana bunu söyler misiniz? İngiltere'de son 50 yılda kaç darbe oldu? Bana bunu söyleyebilir misiniz? Henüz 15 Temmuz darbesini yeni atlattık. Yani 6 yıl oldu. Hala travmaları kafamızda, hala uçakların bombalamaları kafamızda. Hala acımasız bir şekilde helikopterlerin insanları katletmeleri kafamızda. Kim verdi bu kararı? Batı, Amerika olmadan adım atabilir mi kimse? Bunu bilmiyor muyuz yani." - " EĞER ÜRKSEYDİK VE KORKSAYDIK ŞU ANDA PYD, O GÜNEYİMİZDEKİ TERÖR KORİDORUNU KURMUŞTU" Türkiye'nin önemli bir yolculukta olduğunu, bu süreçte PYD, FETÖ, PKK, DEAŞ'ın güneyde bir terör koridoru açmaya çalıştığını anlatan Soylu, şunları aktardı: "Ürkecek miyiz? Korkacak mıyız? Ne zamana kadar korkacağız? Eğer ürkseydik ve korksaydık şu anda PYD o güneyimizdeki terör koridorunu kurmuştu. Afrin'e girmeseydik, Zeytin Dalı Operasyonu'nu yapmasaydık, Fırat Kalkanı Harekatı'nı yapmasıydık, Irak'tan tuttukları halklarla birlikte oradaki koridoru kurmuşlar ve kendi devletlerini ikame etmişlerdi. Ne yapacaktık? Gelecek nesle, güneyimizde bir terör devletinin kurulduğu bir miras mı bırakacaktık? Bu şerefle mi yaşayacaktık. Bizim yaptığımız budur. Dünyada kim olursa olsun biz buna direnmek zorundayız. Sonu ne olursa olsun, bedeli ne olursa olsun. Biz biliriz ki eğer biz buna direnirsek geleceğimiz bize beddua değil, dua eder. Biz buna direnirsek, terör örgütünü kendi coğrafyamız içerisine koymazsak, huzurumuzu, sükunumuzu, barışımızı kardeşliğimizi, ekonomik büyümemizi sağlayabilme kabiliyetine sahip olabiliriz." "BİZ MİLLETİMİZİN EMRİNDEYİZ, BİZ MİLLETİMİZİN YANINDAYIZ" Soylu, her yıl PKK'nın 2,5 milyar dolar Avrupa'da uyuşturucu ticareti yaptığına, Amerika'nın binlerce tır PYD ve PKK'ya malzeme verdiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Altı yüz yıl boyunca bütün dünyada hüküm süren bir ecdadın ahvadıyız biz. Biz Müslümanız. Bu coğrafyanın çocuklarıyız. Asil bir milletin evlatlarıyız. 'Eğer yeniden silkinip ayağa kalkarlarsa, haksızlıklara meydan okurlar.' diyecek kadar bizden korktuklarını biliyoruz. Siz Afganistan'a gittiniz, 10 birim afyon üretilirken 200 birim afyon ürettiniz de dünyayı uyuşturucuyla karşı kaşıya bıraktınız diye hesabı soracağımız için. Eğer korksaydık biz Libya'da olamazdık. Eğer korksaydık biz Doğu Akdeniz de bizim burada hakkımız var, bu bizim milletimizin hakkıdır diyebilecek cesareti ortaya koyamazdık. Eğer biz Amerika'nın emir uşağı olsaydık bize 'otur' derdi, 'dur' derdi, 'hareket etme' derdi. Biz milletimizin emrindeyiz, biz milletimizin yanındayız. Rusya ile Amerika arasında denge kursaydık, Azerbaycan Karabağ'a giremezdi. Biz giremezdik. Eğer biz korksaydık on yıllarca bize ambargoyla tehdit ettikleri Kapalı Maraş'ı açamazdık. Hem de en zor zamanlarımızda bunu yaptık." "TÜRKİYE ŞUNU YAPTI, KENDİSİNİ KÜRESEL GÜÇLERE TESLİM ETMEDİ" Bakan Soylu, zorlukların elbette olacağını ancak Türkiye'nin ileriye mi, yoksa geriye mi gittiğine bakılması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin insansız hava aracı üreten bir ülke konumuna geldiğine ve dünyanın bunu konuştuğuna işaret eden Soylu, şunları kaydetti: "Bugün biz Atak helikopteri üreten bir ülkeyiz. Bütün dünya bunu tartışıyor. Bugün biz iki üç yıl içinde nükleer santralleriyle beraber karşı karşıya kalabilecek bir ülkeyiz. Elbette eksikler yok mu? Eksiklerimiz vardır tabii. Eksiksiz olan Cenab-ı Allah'tır. Bizim inancımız budur. İmkanlarımız çerçevesinde riskleri alarak elimizden gelen her şeyi ortaya koymaya çalışan bir çabayı yürütmeye gayret gösteriyoruz. Elbette eksiklerimiz olabilir. Tam 2,5 yıldır bütün dünya pandemiden geçiyor. Hep beraber yaşıyoruz bunu. Ne oldu Çin? Hadi üretsin de Avrupa'yı görelim bakalım. Hadi göndersin. Hadi taşıma fiyatlarını absorbe etsin. Hadi Avrupa yapsın bakalım. Doğal gaz tehdidi yaşıyorlar. Rusya'dan mı alalım? İran'dan mı alalım? Şuradan mı alalım? Acaba bu bağımlılık bizi nereye kadar götürebilir? Göç meselesinde bütün dünyayı yalnız bıraktılar. Ekonomik kriz meselesinde bütün dünyayı yalnız bıraktılar. Bu Twitter'ı Facebook'u biz mi icat ettik? İnsanların itibarlarını altüst ediyorlar. Küresel bir saldırıyla bütün dünyayı karşı karşıya bırakıyorlar. Salgına bir çare bulama, göçe bir çare bulama, küresel sosyal medya saldırılarına bir çare bulama, vekalet savaşlarına bir çare bulama. Peki ne yapacaksınız? Türkiye şunu yaptı, kendisini küresel güçlere teslim etmedi. Tam tersine etrafındaki coğrafyalarla ve ülkelerle birebir ilişkiler kurdu. Tarihin bize emanet ettiği ilişkileri devam ettirdi. Afrika'dan dünyanın bir başka notasına kadar Türkiye emin bir devlet olabilmek için bu ortamın içinde çaba sarf etti. Elbette bunun bir maliyeti oluyor." "TÜRKİYE'NİN BİR TEK VESAYETİ KALDI O DA EKONOMİK VESAYET" Soylu, savunma sanayi ve yenilenebilir enerjide dışa bağımlılığın azaldığını, o nedenle Türkiye'nin daha rahat hareket ettiğini de belirtti. Türkiye'nin vesayetlerden kurtulduğunu vurgulayan İçişleri Bakanı Soylu, "Darbe vesayetini bitirdi Türkiye. Medya vesayetini bitirdi. Türkiye yargı üzerinden kendisine uygulanan vesayeti bitirdi. Türkiye'de siyaset tanzim edilerek oluşturulan vesayet bitti. Türkiye'nin bir tek vesayeti kaldı o da ekonomik vesayet. Türkiye onun altyapısını da o ekonomik vesayeti de ortadan kaldırabilmek için evet iyi hazırlandı. Terör bizim ekonomik vesayetle mücadelemizdeki en önemli sıkıntılı unsurlarımızdan bir tanesiydi. Hadi bakalım çıksınlar da yapsınlar yapabileceklerini. Üç gündür Jandarma Genel Komutanımız Orgeneral Arif Çetin, Şırnak'tan Cizre'ye kadar, Tunceli'ye kadar Hozat'a kadar... O Tunceli'deki Ali Boğazı'nı bilirim. İki bin terörist orada antrenman yapıyordu. Şimdi adam oynatmıyoruz adam. Hareket ettirmiyoruz. Nasıl geldik bu tabloya? Sözle, lafla gelmedik." dedi. Programa, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, AK Parti Samsun Milletvekilleri Ahmet Demircan, Yusuf Ziya Yılmaz, Fuat Köktaş, Orhan Kırcalı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir ve vatandaşlar katıldı. Bakan Soylu, programlarının ardından Samsun'dan ayrıldı.

2 yıl önce

Can Ataklı, altı muhalefet liderinin aldıkları kararları 28 Şubat'ta duyuracak olmasına tepki gösterdi: "Altı tane adam oturmuşlar. Bir adam etmemişler. Böyle bir mantık olur mu?"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine; İyi Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi genel başkanları, geçtiğimiz hafta Ankara'da çalışma yemeğinde bir araya geldi. Altı muhalefet partisi genel başkanının çalışma yemeği ardından yaptığı yazılı açıklamada, alınan kararların kamuoyuna 28 Şubat günü duyurulacağı belirtildi. 28 ŞUBAT TERCİHİNE TEPKİ Açıklama için 28 Şubat darbesinin yıldönümünün seçilmesi, tepkileri de beraberinde getirdi. Korkusuz gazetesi yazarı, CHP yandaşı Can Ataklı da eleştirenler arasında. YouTube hesabından paylaştığı videoda, “Altı tane adam oturmuşlar. Bir adam etmemişler” diyerek tepkisini dile getiren Ataklı, şunları söyledi: HANGİ AKIL YAPTI? Böyle bir mantık olur mu? 28 Şubat dediğiniz zaman en aptalı bile Türkiye'de “28 Şubat'ı hortlatmaya çalışıyorlar” diyecek. Hangi akıl yaptı, tahmin ediyorum. Babacan’la diğeri fişeklemiştir.

2 yıl önce

Halil Falyalı cinayetinde Sedat Peker detayı! Mustafa Söylemez olay günü Peker’in adamı Metin Süs ile görüşmüş

Halil Falyalı cinayetiyle soruşturmasıyla ilgili Mustafa Söylemez'in KKTC'den İstanbul'da döndükten sonra Bakırköy'de Sedat Peker'in akrabası olduğu belirtilen Metin Süs ile görüştüğü kaydedildi. Mustafa Söylemez'in ağabeyi Mehmet Faysal Söylemez'i aramak için Süs'ten telefonunu istediği ve ağabeyini arayarak bilgi verdiği belirtildi. Olayın ardından ilk gözaltına alınan Mustafa Söylemez'in avukatının, Metin Süs'ü arayarak bilgilendirdiği kaydedildi. Soruşturma kapsamında dün sulh ceza hakimliğine çıkarılan Mustafa Söylemez, Faysal Söylemez, Abdurrahim Çelik, Ender Yıldız ve Cengiz Şener tutuklanırken, Ahmet Naim Memiş, Metin Süs ve Celal Birol adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. FALYALI'NIN HAVALİMANINDA FOTOĞRAFLARI Öte yandan Mustafa Söylemez olay günü sabahında KKTC'den İstanbul Havalimanı'na geldiği anların fotoğrafı ortaya çıktı. Havalimanı güvenlik kamerası görüntülerine göre, Söylemez'in 9 Şubat Çarşamba günü saat 07.00 sıralarında İstanbul'a geldiği anlaşılıyor.

2 yıl önce

Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi’nde ‘seks kaseti’ şantajı: “Patlatmazsam adam değilim!”

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, bugünkü köşe yazısında Türk siyasetinde yaşanan bir skandalı aktardı. Bir partinin Genel Başkan Yardımcısının fail olduğu olayı okuyanlar “Bu kadar da olmaz” dedi. “Kendisini muhalefet cephesinde konumlandırmış yeni kurulan bir parti…” diyerek parti ismi vermekten kaçınan Pehlivan, parti kurmaylarının toplantısında yaşanan bir olayı aktardı. “İki genel başkan yardımcısı yumruk yumruğa birbirine giriyor. Ve biri diğerini herkesin önünde “Senin de kasetlerini patlatmazsam, ben de adam değilim!” diyerek tehdit ediyor. O anlara tanık kimse sesini çıkarmıyor.” diyen Pehlivan, “Parti yönetimine sorsanız “Beklediğimiz gelişmeler, bir klikti onlar, ayıklandılar” diyor. İstifa edenlerin bazılarına kulak kabarttığınızda ise insanın tüylerini ürperten iddialarla karşı karşıya kalıyorsunuz.” dedi ve hangi birini yazayım diyerek isyan etti. CİNSEL İÇERİKLİ KASETİN Mİ VAR? Pehlivan, üst düzey bir parti yöneticisinin yaşadıklarını şu sözlerle aktardı: “Bir üst düzey yönetici, partideki tüm görevlerinden sessiz sedasız ayrıldı. Konuşulan o ki istifaya giden yolda çok kirli bir tezgâh vardı. Zira başka partiden bir siyasetçiyle ilişkisi olduğu dedikodusu parti içinde yayılmıştı. Bu duruma karşı destek beklerken, o kişi, genel başkanından “Senin cinsel içerikli yazışmaların ve kasetin var mı?” diye telefon alacaktı.” ODALARDA “BÖCEK” İDDİASI Parti genel başkan yardımcılarının odasına takılan saatler içinde ‘böcek’ olduğunu düşünenlerin sayısının arttığını söyleyen Pehlivan, olayın failinin bir genel başkan yardımcısı olduğunu da ekledi. “Herkes tek bir ismi işaret ediyordu.” diyen Pehlivan, o genel başkan yardımcısının daha önce verdiği bir demeçteki şu sözlerini hatırlattı: “Aylardır üzerinde çalıştığım bir sistemle WhatsApp mesaj içeriklerini değiştirebiliyoruz”  ZAFER PARTİSİ’NDE ADEM TAŞKAYA DEPREMİ Pehlivan’ın isim vermeden işaret ettiği kişinin ise Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Adem Taşkaya olduğu iddia edildi. İYİ Parti’nin eski Medya ve Propagandadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Adem Taşkaya, İYİ Parti’de üst görevlerde bulunan birçok kişinin ABD Kongresi tarafından fonlanan “Denge ve Denetleme Ağı” (DDA) adlı kuruluşla bağlantılı olduğunu iddia etmişti. https://twitter.com/asinakafkas/status/1501068965359099907?s=21 https://twitter.com/genelgundem/status/1496025736372699136?s=21

2 yıl önce

Furkancılar kimler için sokaktaydı... Hangi iş adamını kaçırıp işkence ettiler... Bu sözler tartışma çıkaracak

Adana'da, kapatılan Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı üyeleri tutuklu bulunan üyelerinin serbest bırakılması için gerçekleştirdikleri yürüyüşe polis müdahale etti. Kapatılan Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı üyeleri, sosyal medya üzerinden tutuklu bulunan üyeleri için organize olarak yürüyüş kararı aldı. Adana'nın Seyhan ilçesindeki Atatürk Caddesi’nde toplanan Furkancılara dağılması için polis ekipleri uyarıda bulundu. Yürüyüş esnasında çıkan tartışmanın ardından polis eylemcilere müdahale etti. NEDEN TUTUKLANDILAR Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı üyelerinin serbest bırakılması için eylem yaptıkları isimlerin kim olduklarını öğrenildi Bu isimler 33 yaşındaki Yusuf Tapan, 39 yaşındaki Haydar Akoraler, 31 yaşındaki Rıdvan Taş ile 34 yaşındaki Erol Ardıç.   Bu dört isim Adana'da 8 Eylül 2021 günü iş insanı Koray Sarısaçlı'yı, otomobile bindirerek kaçırdı.   Olayın öncesine ait 200'e yakın görüntüyü mercek altına alan ekipler, şüphelilerin, kapatılan Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı ile bağlantılı oldukları öne sürülen Yusuf Tapan Haydar Akoraler, Rıdvan Taşile Erol Ardıç olduğunu ve aracın da bölgede birkaç tur attığını tespit etti. Polis, araştırmasında Koray Sarısaçlı'nın eski eşi Asuman S. ve kızı R.S.'ye ait 70 milyon TL değerinde çok sayıda arsa, iş yeri ve laboratuvarın satış vekaletinin farklı tarihlerde şüphelilerden Yusuf Tapan'a verildiğini tespit etti. Söz konusu iş yerlerinden birinin satış vekaletinin geçen ay yine Yusuf Tapan'a verildiği, sonrasında Koray Sarısaçlı ile eski eşi Asuman S.'nin notere giderek vekaletin iptalini sağladığı belirtildi. "İŞKENCE GÖRDÜM" Kaçırıldıktan sonra Alparslan Kuytul’un yanına götürüldüğünü de iddia eden Sarısaçlı, "Devir işlemleri için vekalet vermemle ilgili talimat verdi. Notere giderek vekalet verdim. Senetler ve vekalet ile ilgili savcılığı bilgilendirdik. Hukuki süreci başlattık" ifadesini kullandı. Elektroşok cihazı ve sopalarla işkence gördüğünü söyleyen Sarısaçlı, "Farklı günlerde toplamda 7 milyon dolarlık senet imzalamam karşılığında beni serbest bıraktılar. Gördüğüm işkenceleri söylememem için beni video kaydına aldılar. Gözlerim kapalı işkence yapıyorlardı" dedi. İSLAMA BAKIŞI Furkan Vakfı'nda sohbetler veren Alpaslan Kuytul, İslam devlerinde islam inancından vazgeçen bir kimsenin yargılanmasının ardından son ihtimal öldürüleceğini söylemişti. Alpaslan Kuytul şunları söylemişti: "İslamda zorlama yok demek şu demek. İslamda bir insanı müslüman yapmak için zorlamak yok. Bir kafi mesela illa da müslüman ol diye zorlanmaz. Ama bir müslüman mürted olursa dinden dönerse öldürülmesiyle ilgili peygamberimizin hadisi vardır. Bir kimse üç şeyden dolayı öldürülür diye buyuruyor. Biri de dinden dönen. Bir insanı müslüman olmak için zorlamayız. Müslüman olmuş bir insan küfre dönmek isterse buna izin vermeyiz. Dinin emri budur. İslam devleti dinden döneni tövbeye davet eder. Hakim var mahkeme var hapishane var olmazsa en son öldürür" ifadelerini kullanmıştı. "

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 19 20