05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker hakkında hazırlanan iddianame, gönderildiği ağır ceza mahkemesince kabul edildi

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, elebaşılığını Sedat Peker'in yaptığı suç örgütüne yönelik "tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme", "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme", "suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olma", "var olan suç örgütünün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna azmettirme", "tefecilik", "silahla kasten yaralama" suçlarından yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianame gönderildiği mahkemece değerlendirildi. İddianamenin kabulüne karar veren Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi, hazırladığı tensip zaptında 26 sanığın tutukluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, iddianamede suç örgütü lideri olarak değerlendirilen firari sanık Sedat Peker ile şoförü U.Y. hakkında yokluğunda tutuklama kararı çıkarılmasına hükmetti. Mahkeme, davanın ilk duruşmasının 29 Aralık'ta yapılmasını kararlaştırdı. İddianameden Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca, elebaşılığını Sedat Peker'in yaptığı suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, 30 kişi mağdur, Çekmeköy'de 31 Ağustos 2017'de silahlı saldırı sonucu öldürülen Cahit Çetin ise maktul olarak yer alıyor. İddianamede, 26'sı tutuklu 92 şüpheliden Sedat Peker'in örgüt lideri, 9 şüphelinin örgüt yöneticisi, 82 şüphelinin bir kısmının örgüt üyesi, bir kısmının da örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişiler olduğu belirtiliyor. İddianamede, suç örgütü lideri Sedat Peker'in Çekmeköy'de 31 Ağustos 2017'de Cahit Çetin'in silahlı saldırı sonucu ölümüne ilişkin "tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor. Sedat Peker'in ayrıca 19 ayrı eylemde birçok müştekiye karşı "var olan suç örgütünün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna azmettirme" suçundan 250 yıldan 360 yıla kadar, "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar, 3 mağdura yönelik "tefecilik" suçundan 6 yıldan 18 yıla, 2 kişiye karşı silahla kasten yaralama" suçundan da 1 yıl 8 aydan 4 yıl 2 aya kadar olmak üzere toplamda 262 yıl 8 aydan, 392 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. İddianamede, örgüt yöneticisi 9 şüphelinin "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma ve yönetme" suçundan 5'er yıldan 10'ar yıla kadar, örgüt üyesi 46 şüphelinin "suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olma" suçundan 2 yıl 6'şar aydan 6'şar yıla kadar hapsi istenen iddianamede, 22 şüphelinin de "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçundan 2'şer yıldan 4'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Diğer şüphelilerin de çeşitli suçlardan cezalandırılması talep ediliyor. Öte yandan iddianamede örgüt yöneticisi, üyesi ve örgüt adına suç işleyen şüphelilerin, ayrıca "kasten öldürmeye azmettirme", "var olan suç örgütünün korkutucu gücünden faydalanarak silahla yağma suçuna azmettirme", "tefecilik" ve "silahla kasten yaralama" suçlarından da değişik oranlarda hapisle cezalandırılmaları öngörülüyor.

2 yıl önce

ABD'den Tel Abyad'a hava saldırısı: El Kaide lideri öldürüldü

ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanlığından yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada ABD’nin, Suriye'nin kuzeybatısında düzenlediği hava saldırısında El Kaide liderlerinden Abdülhamid el-Matar’ın öldürüldüğü belirtilerek, "MQ-9 tipi insansız hava aracıyla gerçekleştirilen saldırıda sivil kayıplara dair herhangi bir bilgimiz yok." denildi. El Kaide'nin, ABD ve müttefikleri için tehdit oluşturmaya devam ettiği aktarılan açıklamada, "El Kaide, Suriye'yi, yeniden inşa etmek, dış örgütlerle koordinasyon sağlamak ve dış operasyonları planlamak için güvenli bir sığınak olarak kullanıyor. El Kaide ayrıca Suriye'yi, Suriye, Irak ve ötesine ulaşan tehditler için bir üs olarak kullanıyor." ifadelerine yer verildi.

2 yıl önce

İşte HDP’ye gönderilen mektup: Kandil'den ittifak talimatları

Kandil’den HDP teşkilatları ve PKK’nın şehir yapılanması KCK’ye gönderilen mektuba ulaşıldı. PKK’nın Kandil’deki sözde üst yönetimi tarafından hazırlanarak gönderilen mektupta HDP’nin kapatma davasını gerekçe göstererek sokakları hareketlendirmesi istendi. Ayrıca teröristlere geniş katılımlı cenaze törenleri ve mezarlıklarda anma törenleri düzenlenmesi talimatı verildi. SOKAK HAREKETİ İSTEMİŞLER Mektupta, HDP İzmir İl Başkanlığı’na düzenlenen ve Deniz Poyraz adlı partilinin öldüğü saldırıdan ‘kitleleri ayaklandırmak için kaçırılan büyük bir fırsat’ olarak bahsedildi. Deniz Poyraz’ın ölümü sonrasında marjinal sol kesimin HDP’ye sahip çıktığının belirtildiği mektupta HDP’ye “benzer durumlarda kitleleri sokağa dökün” denildi. FIRSATLARI KÖRELTMEYİN MESAJI Mektupta bunun nasıl yapılacağı da anlatıldı: “Ortaya çıkan fırsat ve olanaklar böyle köreltiliyor. Yaşanan olayın ardından tüm il ve ilçe teşkilatlarını kısa bir talimatla ayaklandırıp, kitlede oluşmuş duygusal atmosferi de biraz besleyerek, halkı demokratik bir kalkışa seferber edebilirlerdi. Hem siyasi alan yönetimi hem de toplumsal alan yönetimi bu tür durumlarda halkı seferber etmeye odaklanmalıdırlar.” YENİ TEZGAH KAPATMA ÜZERİNDEN Deniz Poyraz’ın ölümü sonrasında istediği kaos ortamını oluşturamayan PKK’nın sözde Kandil yönetiminin, HDP’ye açılan kapatma davası üzerinden sokak hareketleri başlatmak istediğine de belgede yer verildi. “HDP’yi savun” sloganı ile planlanan mitinglere kitlelerin katılması gerektiğinin vurgulandığı mektupta “CHP’nin TV kanallarından bile bu mitinglerin reklam ve duyurusu yapılıyor. İzmir mitingi çok iyi örnek oldu. Bu fırsat ve ortamı çok iyi kullanmaları gerekiyor” denilerek HDP ve CHP arasındaki ilişki bir kez daha deşifre edildi. Mektupta HDP teşkilatlarına ve KCK’lı teröristlere, “HDP’nin kapatılması gündemi etrafında kitleleri seferber etmek için kendilerinden emin ve cesurca çalışmaları gerekiyor” mesajı da verildi. BÜYÜK CENAZE TÖRENLERİ DÜZENLEYİN Yine sokakları hareketlendirmek için terörist cenazelerinin kullanılması istendi. Öldürülen teröristlerden ‘şehitler’ diye bahsedilen mektupta şu ifadelere yer verildi: “Şehitlere sahip çıkmada ciddi zayıflıklar vardır. Cenazeleri törenle kaldıramıyorlar. Bu konuda çok sıkı tedbirler alındığı belirtiliyor. Yine de zorlamak gerekir. Sadece tören esnasında değil sonrasında mezar ziyaretleri toplu-kitlesel olarak örgütlenebilir.” Halk HDP’ye destek vermiyor Mektupta halkın HDP’ye artık destek vermediği de vurgulandı. HDP teşkilatlarında örgütlenmenin zayıf olduğu ve kapatılmayla karşı karşıya olmasına rağmen kitlesel eylem yapmaktan kaçındığı eleştirileri de yer aldı. Diyarbakır’daki eylem ve miting çağrılarında bile halkı sokağa dökemediğinden şikayet edilen HDP’nin halktan kopukluğunun ciddi düzeyde arttığı da Kandil’den gönderilen perspektif belgesinde anlatıldı. ‘Resmi ittifak dayatmasını’ da masaya yatırın Kandil’den gönderilen talimatlarda HDP’nin 2023’ün seçimlerinin il turunda aday çıkarması isteniyor. Mektupta şu ifadelere yer veriliyor: “Cumhurbaşkanı adaylığı için bir hazırlık olmalıdır. Her hâlükârda birinci tura kendi adayımızla gireceğimiz için, düşünülmüş bir adayı şimdiden hazırlamak gerekir. İkinci tur adayı için de ilke ve prensiplerimizi şimdiden oluşturmamız iyi olur. Yine genel seçimlerde ittifak siyasetimiz ne olacak? Resmi ittifak mı dayatacağız, yoksa 31 Mart’taki gibi dışardan destek vermekle mi yetineceğiz, yeni kurulan muhalefet partilerine yaklaşımımız ne olacak vb. konularda sizlerin de bir görüş ve hazırlığının olması süreç açısından önemli olmaktadır.” CHP ve İYİ Parti’ye: Biz olmadan yapamazlar Mektupta 2023 seçimleri öncesinde CHP ve İYİ Parti ile olan ittifakın nasıl yürütüleceği de açık açık anlatıldı. Talimat mektubunda şu ifadelere yer verildi: “CHP ve İYİ Parti gibi partiler HDP’yle açık ilişkiye girmezler. Fakat HDP’nin seçimler açısından onlar için çok önemli olduğunu biliyorlar. HDP olmadan seçimleri kazanamayacaklarını, AKP ve MHP’den kurtulamayacaklarını biliyorlar. HDP bu partilere bize doğru yaklaşırsanız biz de yerel seçimlerdeki gibi yaklaşabiliriz, aksi takdirde kaybedersiniz, biçiminde onlara hem umut vermeli hem de böyle bir politika yürütmemiz için bizleri cesaretlendirecek yaklaşım göstermelisiniz demelidir. Yani karşılıksız bir yaklaşım göstermelerinin böyle bir tutumu ortaya koymayı zorlaştıracağı biçiminde uygun uyarılar olabilir. Tabanımızın sizlerden böyle bir beklentisi var, mesajını vermeliler. HDP yürüteceği siyasetiyle bunları kendine muhtaç getirebilir ve bunlardan yararlanabilir.”

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı: Sudan'da darbe teşebbüsünde bulunulduğu yönündeki haberleri derin endişeyle karşılıyoruz

Sudan'da bir grup askerin sabah saatlerinde Başbakan Abdullah Hamduk ile ülkeyi yöneten koalisyon hükümeti ortağı partilerin liderlerini gözaltına aldığı bildirildi. Görgü tanıklarından edinilen bilgiye göre, iktidardaki koalisyon liderlerinin gözaltına alınmasının ardından Hartum'daki bazı bölgelerde protestolar başladı. Gözaltına alınanlar arasında Başbakan Hamduk ile Sudan'da iktidar koalisyonu Özgürlük ve Değişim Güçleri'nden yöneticilerin de bulunduğu açıklandı. Gözaltılar sonrası başkent Hartum'da protesto gösterilerinin başladığı ve bazı yollarda göstericilerin lastik yakarak yolları trafiğe kapadığı kaydedildi. Sudan Enformasyon Bakanlığı ise Egemenlik Konseyi üyelerinden bazıları ve geçiş hükümetinin bazı bakanlarının ortak askeri güçler tarafından tutuklandığı bilgisini paylaştı. Ülkedeki askeri hareketlilik sonrası internet ve telefon hatlarında kesintiler yaşanıyor. SUDAN'DA DARBE GİRİŞİMİ SONRASI HALKA SOKAĞA İNME ÇAĞRISI Sudan Meslek Odaları Birliği, ülkede bu sabah düzenlenen darbe girişimine karşı halkı sokağa inmeye çağırdı. Sudan Meslek Odaları Birliği yaptığı açıklamada, Sudan halkını sivil hükümete karşı yapılan "askeri darbeye" karşı sokağa inmeye davet ederken, bazı siyasi partiler sivil itaatsizlik çağrısında bulundu. Ülkenin en büyük siyasi partilerinden Ümmet Partisi, gözaltıları "darbe girişimi" olarak nitelendirdi. Sudan'da bir grup askerin sabah saatlerinde Başbakan Abdullah Hamduk ile ülkeyi yöneten koalisyon hükümeti ortağı partilerin liderlerini gözaltına aldığı bildirilmişti. Yerel medyada, gözaltına alınanlar arasında Sanayi Bakanı İbrahim el-Şeyh ve Enformasyon Bakanı Hamza Balloul'un da bulunduğu belirtilmişti. İktidardaki koalisyon liderlerinin gözaltına alınmasının ardından Hartum'daki bazı bölgelerde protestolar başlamıştı. Sudan Meslek Odaları Birliği, Aralık 2018'deki "halk devrimine" sahip çıkılması ve sivil yönetime geçiş talebiyle yaklaşık 2 haftadır başkent Hartum'un merkezi ile Bahri ve Umdurman bölgelerinde, Kesele, Gadarif, Niyala, Cineyne, Sinnar, Damazin, Medeni, Ubeyd gibi birçok kentte devrimi ve mevcut sivil hükümeti destekleyenler gösteriler düzenliyordu. Birlik, daha önce eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'in 30 yıllık iktidarına son veren kitlesel halk protestolarına öncülük etmişti. SUDAN'DA ASKERLER RADYO VE TELEVİZYON MERKEZİNİ BASARAK ÇALIŞANLARI GÖZALTINA ALDI Sudan Enformasyon Bakanlığı, askeri güçlerin başkent Hartum'un Umdurman bölgesindeki radyo ve televizyon merkezini basarak çok sayıda çalışanı gözaltına aldığını açıkladı. Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Askeri güçler, Umdurman'daki radyo ve televizyon karargahını bastı ve çok sayıda çalışanı gözaltına aldı." ifadesi kullanıldı. Açıklamada ayrıca ev hapsinde tutulan Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk'un barışçıl şekilde devrimlerini korumak için halka sokaklara inmesi çağrısı yaptığı aktarıldı. SUDAN DIŞİŞLERİ BAKANI, BAŞBAKAN HAMDUK'UN GÖZALTINA ALINMASININ "KABUL EDİLEMEZ" OLDUĞUNU AÇIKLADI Sudan Dışişleri Bakanı Meryem Sadık el-Mehdi, Başbakan Abdullah Hamduk'un gözaltına alınmasının "çok tehlikeli ve kabul edilemez" olduğunu belirtti. Dışişleri Bakanı Mehdi, televizyonda yaptığı açıklamada, iletişim araçlarının kesilmesi ve köprülerin kapatılması nedeniyle bakanlar arasında iletişimin de kurulamadığını belirtti. Gözaltına alınan Başbakan Hamduk'un bilinmeyen bir yerde tutulmasının çok tehlikeli olduğunu vurgulayan Mehdi, bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Mehdi, iktidardaki siviller ve ordu arasındaki iş birliğinin ciddi sınavdan geçtiğinin altını çizerek "Yapılacak herhangi bir darbe reddedilir. Buna tüm sivil yollarla direneceğiz." diye konuştu. SUDAN'DA BİNLERCE KİŞİ ASKERİ MÜDAHALEYE KARŞI SOKAKLARA İNDİ Sudan'da sabah saatlerinde Başbakan Abdullah Hamduk ve bazı siyasilerin gözaltına alınmasına karşı binlerce kişi sokaklara inerek gösteri düzenledi. Bilinmeyen bir yerde tutulan Sudan Başbakanı Hamduk'un barışçıl bir şekilde devrimlerini korumak için halkı sokağa çağırması sonrası Sudanlılar, başkent Hartum'un farklı bölgelerinde bir araya geldi. Sudan bayrağı taşıyan binlerce kişi askeri müdahaleye karşı gösteri düzenlemeye başladı. Lastik yakarak yolları kapatan Sudanlılar, Hartum'daki ordu karargahı çevresine yürüyüş düzenledi. Göstericiler, "Asıl devrim şimdi başladı", "Darbeyi kabul etmiyoruz", "Devrimden dönüş yok" şeklinde sloganlar attı. Öte yandan karargah yakınlarında açılan ateş sonucu bazı göstericilerin yaralandığı öne sürüldü. BAŞBAKAN HAMDUK'TAN "SOKAKLARA İNİN" ÇAĞRISI Sudan Dışişleri Bakanı Meryem Sadık el-Mehdi, Başbakan Hamduk'un bilinmeyen bir yerde gözaltına alınmasının çok tehlikeli ve kabul edilemez olduğunu belirtmişti. Hamduk, barışçıl bir şekilde devrimlerini korumak için halka sokaklara inmeleri çağrısı yapmıştı. SUDAN EGEMENLİK KONSEYİ BAŞKANI BURHAN, EGEMENLİK KONSEYİ VE HÜKÜMETİN FESHEDİLDİĞİNİ AÇIKLADI Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Egemenlik Konseyi ve hükümeti feshederek olağanüstü hal ilan ettiğini açıkladı. Burhan, devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, geçiş dönemi hükümlerini feshettiklerini ve Anayasal Bildiri Anlaşmasının bazı maddelerini askıya aldıklarını belirtti. Burhan, ülkede olağanüstü hal ilan ettiklerini ayrıca 18 eyaletin valilerinin görevden alındığını kaydetti. Eski rejimin izlerini ortadan kaldırıma sözü veren Burhan, yolsuzlukla mücadele komitesinin çalışmalarının askıya alındığını ifade etti. İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATINDAN SUDANLI TARAFLARA "GEÇİŞ DÖNEMİ ANLAŞMALARINA BAĞLI KALMA" ÇAĞRISI: İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Sudan'da yaşanan son gelişmelere ilişkin tüm taraflara "Anayasal Bildiriye ve geçiş dönemi anlaşmalarına bağlı kalmaları" çağrısında bulundu. İİT, Sudan'da sabah saatlerinde Başbakan Abdullah Hamduk ile bazı siyasilerin alıkonulması ve sonrasında yaşanan gelişmelere ilişkin yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada, "Diyalog, Sudan halkının üstün çıkarlarına öncelik vermek ve onların güvenlik, istikrar, kalkınma ve refah özlemlerini gerçekleştirmek için farklılıkların üstesinden gelmenin yoludur." ifadelerine yer verildi. Sudanlı tüm taraflara "Anayasal Bildiriye ve geçiş dönemi anlaşmalarına bağlı kalmaları" çağrısı yapılan açıklamada, ülkede son yaşanan olaylardan endişe duyulduğu kaydedildi. ARAP BİRLİĞİNDEN SUDANLI TARAFLARA "GEÇİŞ DÖNEMİ ANLAŞMALARINA BAĞLI KALMALARI" ÇAĞRISI Arap Birliği, Sudan'da son yaşananlara ilişkin endişe duyulduğunu bildirerek tüm taraflara "geçiş dönemi anlaşmalarına bağlı kalmaları" çağrısında bulundu. Birlik, Sudan'da sabah saatlerinde Başbakan Abdullah Hamduk ile bazı siyasilerin alıkonulması ve sonrasında yaşanan gelişmelere ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı. "Arap Birliği, Sudan'da yaşanan gelişmeler karşısında son derece endişeli. Birlik, Sudanlı tüm taraflardan 2019 yılında imzalanan Anayasal Bildiri ve 2020'de yapılan Cuba Barış Anlaşması'na tam olarak uymalarını talep ediyor." ifadesine yer verilen açıklamada, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt'ın da geçiş dönemiyle ilgili olarak üzerinde anlaşmaya varılan ve seçimlerin yapılmasını sağlayacak tüm kararlara ve anlaşmalara saygı gösterilmesinin önemli olduğunu belirttiği aktarıldı. Ebu Gayt'ın ayrıca, "Sudan'da geçiş sürecini sekteye uğratacak veya ülkedeki istikrarı sarsacak her türlü adımdan kaçınılması" gerektiğini vurguladığı kaydedildi. AB: SUDAN'DA DEVAM EDEN OLAYLARI BÜYÜK ENDİŞEYLE TAKİP EDİYORUZ Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Sudan'daki olayları büyük endişeyle takip ettiklerini belirtti. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da darbe girişimini durdurma çağrısı yaptı. Borrell, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Sudan'da devam eden olayları büyük endişeyle takip ediyoruz. AB, tüm paydaşları ve bölgesel ortakları geçiş sürecini yeniden rayına oturtmaya çağırıyor." ifadesini kullandı. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da yaptığı yazılı açıklamada "Sudan'da bir başka darbe girişimi olduğuna dair haberler dehşet verici ve bu girişimin açıkça kınanması gerekiyor. Sudan'da güvenlikten ve devlet düzeninden sorumlu olan herkesi demokrasiye barışçıl siyasi geçiş sürecini sürdürmeye ve halkın iradesine saygı duymaya çağırıyorum." değerlendirmesini yaptı. "Bu darbe girişimi derhal durdurulmalıdır." mesajını paylaşan Maas, barışçıl diyalog ve diktatörlüğe son verme çağrısı yaptı. Sudan'da bir grup askerin sabah saatlerinde Başbakan Abdullah Hamduk ile ülkeyi yöneten koalisyon hükümeti ortağı partilerin liderlerini alıkoyduğu bildirilmişti. Bunun üzerine başkent Hartum'da protestoların başladığı ve bazı yollarda göstericilerin lastik yakarak yolları trafiğe kapattığı kaydedilmişti. SUDAN BAŞBAKANLIK OFİSİ: GELİŞMELER ANAYASAL BİLDİRİYE AYKIRI Sudan Başbakanlık Ofisi, ordu birliklerinin Başbakan Abdullah Hamduk ve bazı siyasileri alıkoymasını, ordu ile Özgürlük ve Değişim Güçleri Birliği arasında imzalanan Anayasal Bildiriye aykırı olduğunu açıkladı. Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Başbakan Hamduk ve eşi, bugün şafak vakti Hartum'daki ikametlerinden askeri güçler tarafından bilinmeyen bir yere kaçırıldı." ifadesi kullanıldı. Ülkedeki gelişmelerin "anayasal sürece aykırı" olduğu değerlendirmesi yapılan açıklamada, "Özgürlük, barış ve adalet arayışında kanların döküldüğü devrim kazanımlarına karşı tam bir darbedir." değerlendirmesinde bulunuldu. Açıklamada, "Sudan devletinin askeri liderleri, Başbakan Hamduk ve ailesinin güvenliği ile sağlığından sorumludur. Bu liderler, aldıkları tek taraflı kararların cezai, hukuki ve siyasi sonuçlarını taşımaktadır." ifadesine yer verildi. Barışla kazanılan Sudan devriminin yıkılmayacağının altı çizilen açıklamada Sudan halkı, barışçıl yollarla sokaklara davet edildi. Açıklamada, "Devrimcilerin özgürlük, barış ve adalet yolunda akıttığı kan, maceracıların ayakları arasında boşa gitmeyecektir." ifadesi kullanıldı.

2 yıl önce

Sarıgül: Biden Türkiye'deki muhalefete para gönderiyor. Açıklamazlarsa ben açıklayacağım

Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, TVNET'te yayınlanan "Sert Sorular" programında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. BİDEN YÖNETİMİNDEN PARA ALAN KİM? Daha önce yaptığı bir açıklamada, "ABD, Türkiye'de hangi muhalefet partisine maddi destek verdiyse onu mutlaka ve mutlaka açıklamalıdır" ifadelerini kullanan Sarıgül, bu iddiasına ilişkin konuştu. "AÇIKLANMASI LAZIM" "ABD'nin başkanı hangi muhalefet partisine destek veriyorsa onu açıklaması lazım. TDP iktidarında ABD ülkemizin demokrasisine, topraklarına müdahale edemez" ifadelerini kullanan Sarıgül, "Bizim ABD'nin desteğine ihtiyacımız yok" dedi. Tüm muhalefet partilerini töhmet altında bıraktığı hatırlatılan Sarıgül, "Açıklamazsa biz ifşa ederiz. Bunu her yerde söyleyeceğiz" diye konuştu.

2 yıl önce

MHP lideri Bahçeli'den Başak Cengiz paylaşımı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: Kadınlarımıza, kızlarımıza, çocuklarımıza yönelik her neviden saldırı ve şiddet girdabı maalesef genişleyerek toplumsal huzur ve sükûnetimizi tehdit etmektedir. Aldığımız her acı Haber, duyduğumuz her vahşi olay hüznümüze hüzün eklemekte, yüreklerimize ateş düşürmektedir. "HEPİMİZİN TÜYLERİNİ DİKEN DİKEN ETTİ" İstanbul Ataşehir’de eline aldığı samuray kılıcını masum bir evladımıza hunharca sallayıp katleden cani hepimizin tüylerini diken diken etmiştir. Ne üzücü bir kayıptır ki, Mimar Başak Cengiz kızımız 28 yaşında hayata gözlerini yummuştur. Acı sadece Cengiz ailesinin acısı değil, içinde yetiştikleri camiamızın ve aziz milletimizin de acısıdır. Başak Cengiz kızımıza Cenab-ı Allah’tan rahmetler diliyorum. Mekanı cennet olsun. Hem muhterem ailesine hem de camiamıza baş sağlığı temennilerimi iletiyorum. "AKLİ DENGESİ BOZUK BAHANELERİNİN CİNAYERİ PERDELEMESİNE MÜSAADE EDİLMEMELİ" Ayrıca katilin en ağır şekilde cezalandırılmasını hassaten ve ısraren bekliyor, bunun takipçisi olacağımın altını çiziyorum. Akli dengesi bozuk bahanelerinin işlenen cinayeti perdelemesine müsaade edilmemesini de ümit ediyorum.

2 yıl önce

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Donfried: Türkiye ile iş birliğimizi derinleştirme konusunda kararlıyız

ABD'nin Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Karen Donfried, Ankara ve İstanbul'u kapsayan Türkiye ziyaretini ve ikili ilişkilere dair güncel gelişmeleri değerlendirdi. Ziyaretinin ve temaslarının kapsamına ilişkin Donfried, "Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevimde nispeten yeniyim. Görev sürem içinde olabildiğince erken bir zamanda Türkiye'yi ziyaret etmek benim için çok önemliydi. Bu da Türkiye'nin köklü ve değerli bir NATO ortağı olduğunun göstergesi. Birçok ortak çıkarı paylaşıyoruz ve birlikte yapabileceğimiz çok şey var. Bundan dolayı Ankara'ya gelip bu görüşmeleri bizzat başlatmak için can atıyordum" ifadelerini kullandı. Karen Donfried, Türkiye ve ABD arasındaki diyalog mekanizmalarının ne kadar açık olduğunu ve ilişkilerde yoğun bir temas ve diyalog sürecine girilip girilmediğine ilişkin şunları söyledi: "Ziyaretimin zamanlamasının uygun olmasının bir nedeni de iki ülke cumhurbaşkanlarının, Başkan Biden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın G20 kapsamında Roma'da şahsen görüşme fırsatı bulmuş olması. Bu görüşmede, her iki taraf, birlikte etkin bir şekilde çalışabileceğimiz birçok konuda diyaloğumuzu derinleştirmemiz gerektiği hususunda hemfikir oldu. Bundan dolayı (Türk) Dışişleri Bakanlığındaki temaslarımın çoğu, iki ülke cumhurbaşkanlarının yaptığı görüşmeyi somut bir teklifle nasıl destekleyebileceğimize odaklandı ve ben, bu fikir alışverişini sürdürmeyi dört gözle bekliyorum." "Diyaloğun ABD ile Türkiye arasında düzenli şekilde devam ettiğini belirtmek isterim" Kendisinin ziyaretinin ardından ABD'den Türkiye'ye planlanan üst düzey ziyaretler olup olmadığına ilişkin Donfried, "Muhakkak, devamlılık arz eden fırsatlar olacaktır" dedi. Donfried, yakın zamana bakıldığında, Türkiye ile ABD arasında Yüksek Düzeyli Savunma Grup Toplantısı'nın Washington'da bu hafta düzenlendiğini hatırlatarak şöyle devam etti: "Dolayısıyla bu diyaloğun ABD ile Türkiye arasında çok düzenli şekilde devam ettiğini belirtmek isterim; bu üst düzey diyalog için bir sonraki fırsat, kasımın sonunda, aralık ayının başında düzenlenecek NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı olacak. Şüphesiz, iki dışişleri bakanımız NATO bağlamında, bizi orada birleştiren çok önemli gündem üzerinde birlikte çalışacak." NATO'nun gelecek 10 yıl için stratejik yönünü belirleyecek yeni bir kavram üzerinde anlaşmaya varacağı bir sonraki liderler zirvesinin haziranda Madrid'de düzenleneceğine dikkati çeken Donfried, "Bence bu, ABD ve Türkiye'ye, tüm NATO müttefiklerimizle birlikte bugün karşı karşıya olduğumuz hem bölgesel hem de küresel zorluklar hakkında stratejik düşünmek için harika bir fırsat sunuyor" diye konuştu. "Türkiye ile iş birliğimizi derinleştirme konusunda kararlıyız" Donfried, "ABD'nin Yunanistan'daki askeri varlığını artırması Türkiye'de rahatsızlık duyulmasına yol açtı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Yunanistan Başbakanı Miçotakis'e Ortak Savunma İş Birliği Anlaşması'nın imzalanmasından sonra gönderdiği mektupta da 'iki ülkenin, barışı tehdit eden eylemlere karşı kararlılığı" ifadesi yer alıyor. ABD, Yunanistan'la birlikte Türkiye'ye karşı bir pozisyon mu alıyor?" sorusu üzerine şu değerlendirmelerde bulundu: "Bunu duyduğuma çok üzüldüm, bunun Türkiye'de endişeye yol açmasına... Çünkü ABD'nin herhangi bir NATO müttefikiyle daha derin angajmanının olmasının iyi bir şey olduğunu düşünüyorum. ABD, Türkiye'deki iş birliğimizi derinleştirmekle de aynı derecede ilgileniyor. Elbette ziyaretimin amacı, ABD ve Türkiye'nin nasıl daha yakın çalışabileceğini Türk ortaklarımızla birlikte düşünmek. Yunanistan'la iş birliğine de kesinlikle bu açıdan bakılması gerektiğini düşünüyorum. Hatırlayacaksınız; Başkan Biden göreve geldiğinde 'Amerika yeniden' vurgusuyla ABD'nin kilit müttefiklerimizle ilişkilerimizi derinleştirmek, ittifaklarımızı ve ortaklıklarımızı yeniden canlandırmak arzusunu dile getirdi. ABD'nin, müttefiki Yunanistan'la yaptığı şeyin özünde bu var ve Türkiye ile iş birliğimizi derinleştirme konusunda da kararlıyız." "Birlikte çalışarak çözüme ulaşacağımızdan eminim" Donfried, "Türkiye, F-35'ler için 1,4 milyar dolar ödedi. Hem ABD hem de Türkiye'nin, her iki tarafın da bu paranın iade edilmesinde hemfikir olduğu anlaşılıyor. Bir yandan da F16'ların satın alınmasıyla, bu parada mahsuplaşmaya gidilebileceğine ilişkin devam eden görüşmeler var. Bu sürecin adresi Kongre midir? Eğer Kongreden onay alınamazsa ABD yönetimi, bu süreci, kısır döngüyü nasıl yönetecek?" şeklindeki soruya "ABD ve Türkiye, birçok yönü olan sağlam bir savunma ilişkisine sahiptir" yanıtını verdi. Washington'daki Yüksek Düzeyli Savunma Grup Toplantısı'nda bu konular dahil bir dizi başlığın ele alındığını aktaran ABD'li Bakan Yardımcısı Donfried, "Bence burada önemli olan; ABD ve Türkiye'nin bu konular üzerinde çalıştığı, devam eden bir sürecin olmasıdır. Birlikte çalışarak çözüme ulaşacağımızdan eminim" ifadesini kullandı. "Müttefik açısından, CAATSA'nın yasal gereklilikleri farklıdır" Donfried, "CAATSA yaptırımları söz konusu olduğunda, bir yanda ABD'nin, Kuzey Akımı 2 boru hattı projesine yönelik yaptırımlardan feragatı var. Diğer yandan Hindistan'ın S-400 anlaşması söz konusu. Bazı haberlerde, Hindistan için de bir muafiyet veya feragat olacağına dair sinyaller var. Hindistan için bir muafiyet veya feragat söz konusu olursa, Türkiye'nin pozisyonunu göz önünde bulundurduğumuzda bu bir çeşit adaletsizlik, çifte standart adımı olmaz mı?" sorusu üzerine Kuzey Akımı 2 boru hattı projesine ilişkin mevzuatın, Avrupa'nın Enerji Güvenliğini Koruma Yasası (PEESA) olduğunu belirtti. S-400'ler konusunda, Hindistan'a yönelik olası bir muafiyet ya da feragat haberlerine ilişkin Donfried, şu ifadeleri kullandı: "Bu konuda alınmış bir karar yok, bunda net olmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda bir müttefik açısından, CAATSA'nın yasal gereklilikleri farklıdır. Dolayısıyla bu mevzuatta Hindistan ve Türkiye'nin farklı muamele görmesini anlamanın da önemli olduğunu düşünüyorum. Bu, karmaşık bir konular dizgesi. Hindistan hakkında bir karar alınmadığını tekrar etmek isterim. CAATSA'yı ele aldığımızda, Hindistan ve Türkiye'yi aynı sepete koymamalıyız. Türkiye'nin ABD'nin bir NATO müttefiki olduğunun ve bunun yasal sonuçlarının hatırlanması bu bağlamda önemli." F16 tedariki Türkiye'nin ABD'den F16 tedarikine ilişkin süreç hakkında ise Karen Donfried, ABD'nin, Türkiye'nin F16'lara gösterdiği ilgiden memnuniyet duyduğunu dile getirdi. Donfried, "Yakında Washington'a bu konuda görüşmeye devam edecek bir heyetin geleceğini biliyorum. (Türkiye'nin ABD'den F16 satın alma talebi) Bu talebi, ileriye taşımak için bu teknik süreci sürdüreceğiz" dedi.

2 yıl önce

Rusya'ya açık mesaj veren ABD lideri Biden dünyaya ilan etti: Kırmızı çizgileri tanımıyorum!

Rusya lideri Vladimir Putin'le görüşmeye hazırlanan ABD Başkanı Joe Biden, Moskova'nın Ukrayna konusunda çizdiği kırmızı çizgileri tanımayacağını söyledi. Süper güçlerin liderleri arasında geçerleşecek video konferans buluşmasının öncesinde konuşan Biden, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesini zorlaştırmak için adımlar attıklarını söyledi. Biden, "Putin'in daha ileri gitmesini ve insanların yapacağından endişe duyduğu şeyi yapmasını zorlaştırmak için en kapsamlı ve anlamlı olduğuna inandığım adımları bir araya getiriyorum. Rusya'nın eylemlerinin uzun süredir farkındayız ve beklentim Putin ile uzun bir görüşmemiz olacağı yönünde" ifadelerini kullandı. Reklam İki lider arasında birkaç gün içinde bir video konferans yöntemiyle görüşme gerçekleştirilmesi bekleniyor. OCAK AYI SONUNDA SALDIRI BEKLENİYOR Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov, dün istihbarat raporlarına dayanarak Rusya'nın Ocak ayı sonuna kadar geniş çaplı bir askeri harekat planladığını, 94 binden fazla Rus askerinin sınır yakınında konuşlandığını söylemişti.

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 37 38