05 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

Emniyet İmamı yine coştu! ‘FETÖ’cü yapılanma yok” raporunu hazırlayan Sabri Uzun’dan, CHP’nin kanalında devlete iftira

15 Temmuz darbe girişimi öncesi ve sonrası Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda adeta FETÖ’nün savunuculuğunu yapan Sabri Uzun, “FETÖ propagandası yapmak” ve “örgüte bilerek ve isteyerek yardım” suçlarından yargılanmıştı. “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan ise 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılan Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un istihbaratı yönettiği 2004-2006 arasında 81 ilin istihbarat şube müdüründen 79’unun FETÖ’cü olduğu tespit edilmişti. FETÖ YOK RAPORUNU HAZIRLAMIŞTI Sabri Uzun ayrıca 2002’de İstihbarat Daire Başkanı olduğu dönemde, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesine gönderilen bir yazıda, “Emniyet teşkilatı içinde Fetullahçı bir yapılanmanın olduğuna ilişkin herhangi bir tespit yapılamadığı” yönünde görüş bildirmişti. DEVLETE ‘KATİL’ DİYEN CANAN KAFTANCIOĞLU’NU HALİDE EDİP’E BENZETTİ Yargıtay’ın CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na verilen hapis cezasını onamasının ardından sosyal medya hesabından tepki çeken bir paylaşım yapan Emniyet İstihbarat eski Başkanı Sabri Uzun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaretler eden, Türkiye Cumhuriyeti devletine “katil” diyen Kaftancıoğlu’nu, Halide Edip Adıvar’a benzeterek “Sayın Kaftancıoğlu, Halide Edip, 23 Mayıs 1919 günü İngiliz işgali altındaki İstanbul Sultanahmet meydanında özgürlük nutku atmıştı. İşgalciler bile Ona, senin gibi ceza vermemişlerdi. Türk kadınlarını sizin şahsınızda kutluyorum” demişti. RÜTBELERİ SÖKÜLDÜ Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, Sabri Uzun’un paylaşımını kınarken “İstihbarat Daire Başkanlığı yapmış birisinin böyle bir “AHLAKSIZLIĞI” kabul edilemez” demişti. Emniyet Genel Müdürlüğü, FETÖ ve Kaftancıoğlu paylaşımları nedeniyle Uzun hakkında idari soruşturma başlatmıştı. https://twitter.com/emniyetgm/status/1524874930080428033?s=46&t=jQzNN9ES2NE6wm74HjXi4w Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü soruşturmada kapsamında Emekli Emniyet Müdürü Sabri Uzun’un 10 Haziran 2022 tarihi itibarıyla rütbelerinin geri alınmasına karar verildi. Kararın, kendisine tebliğ edilmesi ile birlikte Uzun’un Polis kimliği ve silahı da geri alındı. YİNE FETÖ AĞZIYLA İFTİRA ATTI Taksim’i kana bulayan PKK’lı terörist hakkında yürütülen soruşturmayla ilgili FETÖ tezlerini savunan Sabri Uzun, Halk TV ekranlarında terör eyleminin devlet tarafından yapıldığını ima etti. Geçtiğimiz haftalarda Sarallar Suç Örgütü’ne yönelik yapılan operasyon sonrası önce FETÖ’cü kaçaklar tarafından dillendirilen daha sonra ise FETÖ’nün kripto kalemi T24 yazarı Tolga Şardan tarafından ”Sarallar soruşturmasının perde arkasında Soylu ile Aktaş arasında yaşananlar” başlığıyla yayınlanan iddiaları diline dolayan Sabri Uzun, yine Türk polisine iftira attı. RÜTBELERİ SÖKÜLEN AHLAKSIZ İLE EMNİYETE GİRİŞİ YASAKLANAN AJANIN DAYANIŞMASI “FETÖ propagandası yapmak” ve “örgüte bilerek ve isteyerek yardım” suçlarından yargılanan ve Emniyet içinde FETÖ’cü yapılanma yok raporunu hazırlayan Sabri Uzun, Emniyet ve bağlı kurumlara girişi 6 yıldır yasak olan kripto FETÖ’cü Tolga Şardan’ın iftiralarını CHP’nin fonladığı Halk TV’de sık sık dile getiriyor. Hiçbir kanıt ve belge ortaya koymadan “İsim vermek istemiyorum” diyerek başlayan ve “duydum, kulağıma geldi” şeklindeki dedikodularla kovulduğu Türk Polis Teşkilatı’na ve İçişleri Bakanı Soylu’ya iftiralar atan Uzun’un, FETÖ’nün kripto kalemi Şardan ile dayanışması dikkatlerden kaçmıyor.

1 yıl önce

Devlet Bahçeli: "Kemal Kılıçdaroğlu gavurun kılıcını sağlayan milli güvenlik sorunudu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Samsun Cumhuriyet Meydanı'nda, "2023'e Doğru: Aday Belli, Karar Net" temalı açık hava toplantıları kapsamında düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Milli Mücadele'nin ilk kıvılcımının yakıldığı Samsun'da, tarihin ve milletin huzurunda olduklarını söyledi. Samsun'dan yükselen milli sesin Türkiye'nin yükseliş umudu olacağını kaydeden Bahçeli, bugün Türkiye'nin karşısındaki şartların 1919 tarihindeki küresel dayatmalarla az ya da çok benzerlikler taşıdığını dile getirdi. "Türk milleti Lozan öncesine döndürülmek, Sevr şartları birer birer önümüze getirilmek istenmektedir" diyen Bahçeli, "Dışarıda taviz, teslimiyet, tutarsızlık ve ilkesizlik türbülansına kapılan, içerde ise yalan, talan, yağma, istismar ve inkar politikalarına bel bağlayan muhalefet partileri ve onların medyaya, iş dünyasına, akademi hayatına, sivil toplum kuruluşlarına kadar uzanmış ayakları Türkiye'nin karşı cephesinde toplanmışlardır." ifadesini kullandı. "Kazanacak aday polemiği zillet partilerini birbirine düşürmüştür" Milli iradenin önünde hiçbir gücün duramayacağını vurgulayan Bahçeli, "Lider ülke Türkiye hedefinin nişanesi olan Türk ve Türkiye yüzyılı vizyonu yayından çıkmış ok gibidir, menziline doğru süratle ilerlemektedir." diye konuştu. Seçimlere az bir süre kaldığına işaret eden Bahçeli, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri'ne az bir süre kala zillet ittifakının adayı hala ortada yoktur. Kazanacak aday polemiği zillet partilerini birbirine düşürmüştür. Bu yıl içinde sırayla kurdukları eğri bacaklı masalarda 8 kez toplanmışlar, velakin bir arpa boyu mesafe alamamışlardır. Elbette bu husus kendilerinin bileceği bir konudur. Esasen içine düştükleri buhranın bizi alakadar eden veya edecek bir tarafı da yoktur. Ancak Türkiye'mizin istikbalini risk ve tehlikeye atacak sakıncalı ilişkileri, sarsak irtibatları ve sancılı ünsiyetleri olduğundan dolayı zillet ittifakının kundura derisinden yapılmış maskesini indirmek de bizim için milli bir görevdir. Tek bildikleri, tek söyledikleri, 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e' geri dönme planlarıdır. Bunun dışında ne bir projeden, ne takdire layık bir hedeften, ne de sadra şifa politik ve ekonomik bir tekliften bahsettiklerini duyan, gören, şahit olan çıkmamıştır. 6+1 formatında kurulmuş masada vatan ve millet sevgisinin kırıntısı yoktur. Gelecekle ilgili en küçük hazırlıkları söz konusu değildir. Her birisinin gizli ajandası, bununla mündemiç farklı cumhurbaşkanı adayları vardır ve karşımızdadır. Birbiriyle anlaşamayan, birbiriyle çatışıp çelişen, birbirinin kuyusunu kazıp masadan kalkmak için fırsat kollayan partilerin ortak akla sahip olduğunu ileri sürmek temelsiz bir uydurmadır. Böylesi kriz ve karmaşaya sapmış ucube zihniyetlere Türkiye'nin emaneti düşünülemeyecektir. Sadece yapılanı yıkmak, eskiyi tekrar inşa etmek amacıyla bir araya gelmiş, çıkarları dışında hiçbir şeyi gözetmeyen partilere güven duyulur mu? İtibar edilir mi? Ruhsat verilir mi? 'Tamam' denir mi? Zillet ittifakı kukladır, kuklacı ise Türkiye düşmanlarıdır. Zillet ittifakı, milletin hassas değerleri ile oynayarak, devletin temel kurumları ile çatışarak çıkmaz bir siyaset yolunu seçmiştir." "Türkiye Cumhuriyeti masada kurulmadı" Altılı masaya yönelik eleştirilerini dile getiren Bahçeli, "En başta Cumhuriyet Halk Partisi çok tehlikeli, sonuçları ağır olacak bir yanlışın içine sürüklenmiştir. Zillet ittifakı karanlık bir projedir, proje sahibi ise her fırsatta Türkiye'ye saldıran yerli ve yabancı mihraklardan teşekkül etmiş yıkım lobisidir. Cumhur İttifakı'na 'kumar masası' diyenlerin aklına ve ahlakına şaşarım, çünkü asıl kumar masası, asıl ihanet masası bellidir, 6+1 sayıda partinin oturduğu masayı altından üstüne inceleyen herkes neyin ne olduğunu, hangi emellerin havi olup hakimiyet kurduğunu çok açık görecektir. Türkiye Cumhuriyeti masada kurulmadı. Zulmet faillerinin ayaklarına tutunduğu masaya da bırakılmayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'ni tarih sahnesine çıkartan soylu irade cumhurun bizatihi kendi iradesidir, bu iradenin kifayeti ve künhü masalar değil zafer meydanlarıdır. Tezgah altı siyasi ilişkilerle milli geleceğimize ipotek koymaya heves edenlerin, bu heveslerini kursaklarında bırakmaya söz verdik, yemin ettik. Onlar varsın birbiriyle oynayıp günbegün oyalanıp dursunlar." görüşünü paylaştı. "Türk ve Türkiye yüzyılına milli birlik ve kardeşlik şuuruyla ulaşmanın azmindeyiz" MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "'Cumhurbaşkanı adayı o mu olsun, bu mu olsun?' diye masalara yüz sürsünler. Keyifleri yetene kadar yedi düvelle güç birliği yapsınlar. Cumhur İttifakı tarihine bakacak, hizmetine bakacak, çalışmaya bakacak, milletine bakacak, ülkesine bakacak, büyük işler başarmaya bakacak, küresel güç Türkiye'nin mimarbaşılığı nasıl olurmuş cümle aleme ispatlayacaktır. Bulanık suda balık avlama merakında değiliz. Belirsizliğin rotasını takip etme anlayışında değiliz. Makam, mevki, servet, şöhret devşirme arayışında hiç değiliz. 'Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben' kavrayış ve kararıyla hamle üstüne hamle yapma amacındayız. Canımızdan aziz bildiğimiz milletimizi, candan ileri saydığımız vatanımızı, canımızın cananı gördüğümüz devletimizi dünya durdukça yaşatma ve yükseltme çabasındayız. Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünü cumhurun zaferiyle taçlandırmanın gayesindeyiz. Bu haklı ve tarihi mücadelemizde yol haritamız bellidir. Türk ve Türkiye yüzyılına milli birlik ve kardeşlik şuuruyla ulaşmanın azmindeyiz." "Seçimlere giden süreçte adayımız belli, kararımız nettir" 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri'ni Türk milletinin karar anı, Türk tarihinin yol ağzı, Cumhuriyet'in yeni yüzyılla demokratik sözleşmesi olarak değerlendirdiklerini aktaran Bahçeli, şunları kaydetti: "Seçimlere giden süreçte adayımız belli, kararımız nettir. Karar verdik, mutlaka tatbik ve takip edeceğiz. Cumhur İttifakı olarak beraberliğimizi sonuna kadar koruyacağız. Hiçbir gevşemeye, suizanna, gönül kırgınlığına müsaade etmeyeceğiz. Seçime kadar değil Türkiye yüzyılının çatısını el birliğiyle öresiye kadar, aziz milletimizi medeniyetler ve milletler mücadelesinde üst lige taşıyana kadar biriz, diriyiz diyeceğiz. Birlikte cumhurun ruh kökü, Cumhuriyet'in sarsılmaz güvencesiyiz. Diyorum ki, Cumhur İttifakı Türkiye'dir. Cumhur İttifakı pazarlıksız, aracısız, hesapsız, hilafsız, hilesiz vatan türbedarı, Türk milletinin has bahçesidir. Milliyetçi Hareket Partisinin ve Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı da Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Birinci hedefimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ikinci döneminde de çok yüksek bir oy oranıyla seçilmesi, başarılı çalışmalarına ara vermeden devam etmesidir. İkinci hedefimiz, Milliyetçi Hareket Partisinin milletvekili sayısıyla siyasal destek seviyesini en çoklaştırmak, yıllardır layık olduğumuz hakkımızı milli iradenin oluruyla almaktır. Nihai arzumuz, Cumhur İttifakı'nın TBMM'de çok güçlü bir temsil imkanına kavuşmasıdır. Türkiye'mize geniş katılımlı, kapsayıcı, demokratik nitelikli, milletimizin özlemlerini yansıtan, devlet ve millet dengesini titizlikle kuran bir anayasa kazandırabilmek için Cumhur İttifakı olarak TBMM'de nitelikli çoğunluğa ulaşmamız mecburiyet, parlak bir gelecek için de mükellefiyettir." Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin birinci 5 yıllık sürecini değerlendirdi Türkiye'nin aradığı demokratik enerjiyi bu yeni sistemde bulduğunu vurgulan Bahçeli, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin birinci beş yıllık dönemi muazzam icraat ve atılımların hayalden gerçeğe dönüşmesine sahne olmuştur. Türkiye aradığı demokratik enerjiyi bu yeni sistemde bulmuştur. Türk milleti tarihiyle, kültürüyle, kimliğiyle, sosyolojisiyle uyumlu muazzam bir yönetim sistemini tercih etmiş, Türkiye Cumhuriyeti geçmişle geleceği buluşturan dinamik bir kulvara geçmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 'tek adam yönetimi' diyenler yalancıdır, yozlaşmanın çukurundadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 'istibdat, şahsım rejimi' diyenler, utanmadan, sıkılmadan diktatörlük lekesi sürenler on numara müfteridir. Türkiye, siyasi müflislerin havsalasının dahi alamayacağı bir seviyeye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle tırmanmıştır. Hakikat gün gibi ortadadır." "Millet ne diyorsa boynumuz kıldan incedir" Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'ye özgü olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti: "Bu hükümet modelinin dünyada hiçbir yönetim sistemine benzemediğini ileri sürenlere 1921'de aynı minvalde eleştirilere maruz kalan Gazi Mustafa Kemal'in sözüyle cevap veriyorum, 'Biz bize benziyoruz. Biz kendi benliğimiz içinde ve kendi mizaç ve tabiatımızla terakki ediyoruz ve edeceğiz inşallah.' Bize benzemeyenlerin, yani Türk milletinin hasletlerine ileri ölçüde yabancılık çekenlerin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşı gelmesi onların ayıbı, onların arızası, onların açmazı, onların vebalidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni hazırlayan Cumhur İttifakı, kabul edip onaylayan aziz Türk milletidir. Millet ne diyorsa boynumuz kıldan incedir. Milletin seçimini karalayanlar demokrasiyi ağızlarına alamaz, adaleti diline dolayamaz, ahlaktan da bahis açamaz. Haydi yaptılar diyelim, o zaman da sahtekar olmaktan asla kurtulamazlar." Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle Türkiye'nin dış politikada altın yıllarını yaşamaya başladığını, siyasi ve ekonomik ablukalara cesurca karşı durduğunu, Orta Doğu'da, Uzak Doğu'da, Kafkaslar'da, Orta Asya'da, Afrika'da, Balkanlar'da, Ege ve Doğu Akdeniz'de söz geçiren, söz dinleten, egemenlik haklarından bir milim taviz vermeyen bir Türkiye gerçeği ortaya çıktığını söyledi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte otobanlar, kara ve demir yolları, havalimanları, köprüler, tüneller, tüp geçitler yapıldığını, Türkiye'nin dev bir şantiyeye dönüştüğünü ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti: "Dünyayı perişan eden salgınla en tesirli mücadeleyi Türkiye yapmış, insan onuru, insan ve toplum sağlığı esas alınmıştır. Dar ve sabit gelirli insanlarımızın enflasyon canavarına ezdirilmemesi amacıyla transfer harcamaları, mali ve sosyal destekler artan ölçeklerde sağlanmıştır. Türkiye'de hiç kimse aç ve açıkta bırakılmamıştır. Türk Devletleri Teşkilatı kurularak Türk Birliği'nin ümitleri yeşermiştir. Kızılelma ülküsü etrafında tam bir kucaklaşma yaşanmıştır. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta iki tarafla aynı anda görüşen, barışın ve kalıcı çözümün müdafisi tek ülke Türkiye olmuştur. İstanbul anlaşmasıyla Karadeniz Tahıl Koridoru açılmış, mağdur ve mazlum toplumlara el uzatılmış, vicdan seferberliğine köprü inşa edilmiştir. Kıbrıs Türklüğü'nü dünyaya anlatan, tanınması için geceyi gündüze katan, KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatı'nın gözlemci üyesi olmasına ortam hazırlayan, Karabağ'ın azatlık mücadelesinde Azerbaycan'la kol kola giren bir Türkiye hepimizin haklı gururu haline gelmiştir." "CHP, Aziz Atatürk'ün ilkeleri ve Türkiye tehdit altındadır" Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle Türkiye üzerinde oynanmak istenen oyunların da bozulduğunu vurguladı. Ekonomide ayak oyunlarının hiç bitmediğine ve küresel tefecilerin tertiplerinde bir azalma görülmediğine işaret eden Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu: "Türkiye'nin faiz, kur ve enflasyon sacayağında yıkımını düşleyenlerin, yönetilemeyen bir ülke olmasının hesabını yapanların, sokakları karıştırmak suretiyle demokrasi dışı arayışları teşvik edenlerin alçakça kurgularında bir gerileme yaşanmamış, bilakis bir artış gözlenmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle alayına birden aşılmaz bir sur çekilmiş, bütün oyunlar bozulmuştur. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, 18 Kasım 2022 tarihinde, sosyal medya hesabından yaptığı, İstanbul Borsası'nın itibarına gölge düşürme, manipülasyon yapma teşebbüsü tek kelimeyle ahlaksızlıktır. Son bir yıldır rekor üstüne rekor kıran İstanbul Borsası Kılıçdaroğlu'nun uykularını kaçırmaktadır. Yatırımcılara Borsa'ya girmeyin çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, gavurun kılıcını sallayan, Türkiye'nin güvenirliğini ve imajını sakatlamaya çalışan milli güvenlik sorunudur. Türk şirketlerinin değerini düşürmek için tezvirat borsası işleten, buna karşılık İstanbul Borsası'nın yükselişinden dolayı çılgına dönen Kılıçdaroğlu'nun yolu namertlik yoludur. Samsun'dan diyorum ki, bu Kılıçdaroğlu tasfiye memurudur, taşeron siyasetçidir. CHP, Aziz Atatürk'ün ilkeleri ve Türkiye tehdit altındadır. Bu zillet zihniyeti ne söylerse söylesin, hangi iftiradan medet umarsa umsun, bugün devlet çok daha güçlü, millet çok daha umutlu, gelecek çok daha aydınlıktır." "Terörist nerede ise Türkiye artık orayı yıkıp geçmektedir" Terörle mücadelede çok önemli kazanımlar elde edildiğini, bölücü terör örgütünün ve diğer kanlı yedeklerinin belinin kırıldığını vurgulayan Bahçeli, "PKK/YPG terör örgütünün eylem kapasitesine darbe indirilmiştir. Güney sınırlarımız boyunca açılmak istenen terör koridoru askeri harekatlarla baltalanmıştır. Kahraman güvenlik güçlerimiz sınır ötesinde, yurt içinde hainleri araya araya bularak etkisiz hale getirmişledir. Ve bu müessir süreç devam etmektedir. Terörist nerede ise Türkiye artık orayı yıkıp geçmektedir. Tehdit nereden kaynaklanıyorsa açık hedef artık orasıdır. Fakat terörizmi besleyip palazlandıran dost görünümlü şaibeli ülkeler, Türkiye’nin önünü kesmek, güvenliğimizi ve huzurumuzu sabote etmek için kiralık katil kullanmaktadır. 13 Kasım'da İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde yaşanan hunhar saldırı Türkiye düşmanlarının faal olduklarının şüpheye yer bırakmayacak en son kanıtıdır. Gerek İstiklal Caddesi'nde gerekse de terörle mücadele esnasında şehit düşen tüm vatan evlatlarına bir kez daha Allah'tan rahmet niyaz ediyor, tedavi altında bulunan kardeşlerimize şifalar diliyorum." dedi. TSK'nin Pençe-Kılıç Hava Harekatı Bahçeli, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başlattığı Pençe-Kılıç Hava Harekatı'na değinerek, şunları söyledi: "Dün gece yarısı başarıyla icra edilen Pençe-Kılıç Hava Harekatı'yla teröristlerin saklandıkları barınak, sığınak, mağara ve inleri isabetle vurulmuş ve hamdolsun kullanılamaz hale getirilmiştir. Hainler için hiçbir yer güvenli ve korunaklı değildir. Vakit hesap vaktidir. Vakit dökülen kanların hesabını damla damla sorma vaktidir. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'mizi tüm gücümüzle destekliyor, gazaları ve mücadeleleri hayırlı olsun diyor, en alt rütbeden en üst rütbeye kadar hepsini birden tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Alemde şer bitmezse, Oğuz'da er tükenmez, asla da tükenmeyecektir. İstiklal Caddesi'nde bomba patlatan katil her şeyi bir bir açıklarken, hala CHP'sinden İP'ine kadar mağrur partilerin yöneticileri sözde somut delil peşindedir, kanlı saldırıyı örtbas etmenin amacındadır. Terörist, 'YPG’ye katıldım, ben teröristim' itirafını yaparken, zillet partileri ağız birliği etmişçesine 'hayır kuşku var' diyerek suyu bulandırma yarışındadır. CHP'nin bir grup başkanvekili, 'teröristin hangi örgüte mensup olduğu muamma' sözlerini ağzından kurşun gibi çıkarmıştır. İP'in bir genel başkan yardımcısı da, 'terörist taşıdığı pakette ne olduğunu bilmiyor olabilir' iddiasını küstahça ifade etmiştir." Teröriste "terörist" diyemeyen kim varsa gözlerinde teröristin eylem ve fikir yoldaşı olduğunu ifade eden Bahçeli, "Katile 'katil' diyemeyenlerin, mesela İstiklal Caddesi saldırısını iktidara teşmil etme gayreti içine girenlerin vatan ve millet sevgisi kalmamıştır. Nedir bunlardan çektiğimiz? Bu zillete nereye kadar katlanmak durumundayız? Acılarımızı paylaşmak yerine nifak kusanların, devleti ve hükümeti töhmet altında bırakanların dili terör dilidir, propagandası terör propagandasıdır, bunların iki dünyada da yatacak ve sığınacak yerleri yoktur. Karşımızdaki tablo zillettir, rezalettir, hezimettir, hıyanettir, aleni suç ortaklığıdır." ifadelerini kullandı. Cumhur İttifakı'na destek isteyen Bahçeli, şunları kaydetti: "Herkesi Türkiye ve Türk milleti ortak paydasında buluşmaya çağırıyorum. Bizim çağrımız, halkın, haklının ve hakkı yenmiş gariplerin, lider ülke Türkiye'nin tarihten gelen çağrısıdır. Bizim çağrımız, 85 milyon Türk vatandaşımızın huzur çağrısıdır. 19 Mayıs 1919’da Milli Mücadele ateşi yakan kurucu kahramanların çağrısıdır. Bizim çağrımız, adil paylaşıma, adaletli bölüşüme, eşitlikle, kardeşçe, kişi hak ve hürriyetlerine saygıyla pekişmiş bir hayata çağrıdır. Milli kararlılığın, milli doğruluşun, milli kucaklaşmanın gür çağrısıdır. Çağrımız sözdür, şerefimize emanet edilmiş manevi sözleşmedir. 'Bu millet, bu vatan, bu bayrak benim' diyen her kardeşimle yolumuz birdir. Her insanımızı kardeş, her yöremizi aziz bilen Türkiye sevdalılarıyla amacımız ve arayışımız aynıdır."

1 yıl önce

Devlet Bahçeli: Ücretli, sözleşmeli adı altında öğretmen kalmamalı hepsi kadroya geçirilmeli!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Masalarda değil, meydanlardayız. MHP'ye yargısız infaza heves edenlere demokrasinin ve sandığın kaç bucak olduğunu göstermenin azmindeyiz. Milliyetçi Hareket Partisi algı oyunlarını boza boza geliyor. Hiçbir engele takılmadan, karanlık senaryoya aldırmadan inanmış adımlarla hak ettiğimiz başarıya ulaşmak için gece demiyoruz, gündüz demiyoruz, en ufak yılgınlık göstermiyoruz. Hiç kuşkum yok, hep birlikte başaracağız. Geleceğin süper gücü Türkiye'dir. Cumhur İttifakı ise Türk milletinin gelecek umudu, birlik ve beraberlik şuurudur. 2023 yılında adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurla cumhuriyet tam olarak kenetlenmiştir. Zillet partilerinin başkanları bu süreçte havlu atacak. 2023'te travmatik çalkantı yaşayacaklar. "ATANAMAYAN HİÇBİR ÖĞRETMEN BIRAKMAYACAĞIZ" Öğretmen cehaletin avcısı, ümitlerimizin kamçısı, kendimizi ve çevremizi aramanın rehber pırıltısıdır. Öğretmen gerçekte ona yakın olan ve öğrencilerini doyuran, başı boş hareketlerine çekidüzen veren, seven, sevdiren, iyiyi öğretendir. Öğretmen herkese çöldeki membağ suyudur. Öğretmen milletimizin en kudretli gücüdür. Öğretmenin hayatı, ailesi ve öğrencileri arasında olmak üzere 2 kol halinde akış halindedir. Bizim geleceği hiçe saymaya ne hakkımız, ne haddimiz vardır. Öğretmenlere hangi hakları versek, ne yapsak helal olsun diyorum. Üzerimize düşen ne ise yapmanın sözünü mertçe veriyorum. Öğretmeni sevmek, insanın kendisini sevmesidir. Öğretmenlerimiz büyük ruh mimarlarıdır. Atanamayan hiçbir öğretmen bırakmayacağız. Hepsi kadroya geçirilmelidir.

1 yıl önce

Kimse ‘nerede bu devlet’ demedi! Düzce depremi sonrası vatandaşlardan ‘Allah razı olsun’ duası…

90’lı yıllarda ve öncesinde deprem olduğunda vatandaşlar ‘Nerede bu devlet?’ diyerek yardım feryadında bulunurdu. AK Parti hükümeti sonrasında bu tablo değişti. Özellikle son yıllarda vatandaşlar, yaşadıkları her afette İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Çevre Şehircilik Bakanı Murat Kurum başta olmak üzere bakanları sahada görüyor. https://twitter.com/mediamuhtari/status/1595289669587333121?s=46&t=7C6xbWSoF6C50blqAynwkQ BAKANLAR HEMEN OLAY YERİNE GİDİYOR Gölcük depremi sonrası Başbakan Ecevit’in bile bir gün sonra haberdar olduğu depremde yaşananlar hala hafızalarda taze. Deprem sonrası vatandaşlar günlerce göçük altında kurtarılmayı beklemiş, aç ve soğukta kalmıştı. https://twitter.com/kubra__571/status/1322548247047606274?s=46&t=PeiRjX_2FJLuv4ozMdCpHg O günlerin geride kaldığı ve devletin artık kurumları ve bakanları sayesinde deprem, sel gibi afetlere anında müdahale ettiğini gören vatandaşlar, bakanları anında yanlarında görünce şaşkınlıklarını gizleyemiyor. https://twitter.com/sabah/status/1595343335375372289?s=46&t=QJCwL6_GEdAw7JsG00FTzQ AFAD ANLIK MÜDAHALE EDİYOR Doğal afetler konusunda artık dünyanın örnek aldığı bir sistem oluşturan AFAD ise Düzce’deki depremin ilk dakikalarından itibaren duruma hakimdi. Deprem bölgesine depremden birkaç saat sonra ulaşan içişleri Bakanı Soylu, çalışmalarla ilgili şu bilgiyi verdi: “Şu anda ekipler olay yerine devam ediyor, yönlendirilmiş durumda. Özellikle AFAD birliklerimiz, Kızılay ve tüm birliklerimiz olay yerine yönlendirilmiş durumda. Şu anda dışarı çıkmış vatandaşlarımıza battaniye sevkiyatı devam ediyor. Bu açıdan hem valilerimiz, hem kaymakamlarımız, hem ilgili belediye başkanlarımız, muhtarlarımız herkese olay yerinde ve Allah’a şükür bir can kaybı söz konusu değil. Bu depremin olduğu dakikadan itibaren hem emniyet birimlerimiz, jandarma birimlerimiz, güvenlik ve asayiş açısından da tüm kontrollerini sahada devam ettirmektedirler. Bu açıdan da vatandaşlarımız evlerinden çıktı. Birtakım asayiş olayları olur mu, birtakım hırsızlık olayları olur mu diye endişe içerisinde olabilirler ama gerek bekçilerimiz, gerek polislerimiz, gerek jandarmalarımız şu anda sokaklarda asayiş açısından güvenlik tedbirlerini almış durumdalar.” https://twitter.com/aslandegirmenci/status/1595342988762284032?s=46&t=IPLQUTlj2TUfyPrRWiE6eA

1 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Küba Devlet Başkanı Bermudez ikili anlaşmalara imza attı: Hedef 200 milyon dolar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Küba Devlet Başkanı Miguel Mario Díaz-Canel Bermúdez ortak basın toplantısı düzenledi Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle: Küba'dan Türkiye'ye devlet başkanı düzeyindeki son ziyaret devrim lideri Fidel Castro tarafından belediye başkanlığım döneminde İstanbul'da düzenlenen Habitat vesilesiyle 1996 yılında gerçekleşmişti. 2016 senesinde Küba'ya Türkiye'den Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk resmi ziyareti yapmıştım. Sayın Devlet Başkanı'nın ziyareti, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin tesisinin 70. yıldönümüne denk gelmesi bakımından ayrı önem taşıyor. Sayın Devlet Başkanı ve heyetine bir kez de sizlerin huzurunda hoşgeldiniz diyorum. Ağustos ayında Makanzaz'da meydana gelen patlamalarda ve eylül ayında kasırgada hayatını kaybedenler için taziyelerimi tekrar iletiyorum. Tarihi ziyaret Küba ile ilişkilerde yeni dönüm noktası teşkil edecek. Firmalarımızın Küba'ya olan ilgileri arttı. Türk şirketleri Küba'ya yatırımları artacak. İlişkilerimizi çok daha ileri seviyeye çıkaracağız. Ortak aşı yatırımlarına girmeyi de görüştük. Latin Amerika ve Karayipler bölgesiyle ilişkilerimiz dış politikamızın temel sütununu oluşturuyor. Küba ile işbirliği ve dayanışmamızı artırmayı özellikle önemsiyorum. Küba'dan ülkemize yönelik üst düzey ziyaretlerin artmasından özellikle memnuniyet duyuyorum. "TİCARET HACMİMİZİ 200 MİLYON DOLARA ÇIKARMAYI PLANLIYORUZ" Devlet Başkanı ile görüşmelerimizde Türkiye-Küba ilişkilerini tüm cepheleriyle ele aldık. İşbirliğimizi kuvvetlendirmek yönünde güçlü iradeye sahip olmamızı görmek bizleri ayrıca memnun etti. Küba'ya yıllardır uygulanan tek taraflı yaptırımların etkisi aşikardır. Değerli dostumla ticaret hacmimizi 200 milyon dolara çıkarma kararlılığımızı teyit ettik. Enerji, turizm, inşaat, tarım, kalkınma, sağlık ve çevre gibi alanlarda mevcut işbirliğini geliştirme imkanlarını değerlendirdik. Yaptırım zorluklarına rağmen firmalarımızın Küba'ya ilgisinin arttığını görüyoruz. Sayın Devlet Başkanı'nın İstanbul'da iş dünyamızla yapacağı temasların ziyadesiyle verimli geçeceğine inanıyorum. İstanbul ve Havana arasında haftada üç sefer düzenleyen THY, sosyal ve kültürel ilişkilerimize katkı yapıyor. İnşallah önümüzdeki dönemde Türk şirketlerinin Küba'daki yatırımları daha da artacaktır. Türkiye ile Küba arasında 6 anlaşma imzalandı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bermudez'in, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki baş başa ve heyetler arasındaki görüşmelerinin ardından çeşitli anlaşmalar imza altına alındı. Bu kapsamda iki ülke arasında, "Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ile Küba Radyo Televizyon Enstitüsü (ICRT) Arasında İşbirliği Protokolü"nü, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ile Küba'nın Ankara Büyükelçisi Alejandro Francisco Diaz Palacios imzaladı. "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İle Küba Cumhuriyeti Merkez Bankası Arasında İşbirliği Anlaşması", Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ve Küba Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi ve Planlama Bakanı Alejandro Gil Fernandez tarafından imza altına alındı. "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ile Küba Cumhuriyeti Ulusal Arşiv Kurumu Arasında İşbirliği Protokolü"ne, Devlet Arşivleri Başkanı Uğur Ünal ve Küba'nın Ankara Büyükelçisi Alejandro Francisco Diaz Palacios imza attı. "Türkiye Cumhuriyeti Türk İşbirliği Ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) ile Küba Cumhuriyeti Dış Ticaret ve Yabancı Yatırım Bakanlığı (MİNCEX) Arasında Mutabakat Zaptı"nı, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Küba Dış Ticaret ve Yabancı Yatırım Bakanı Rodrigo Malmierca Diaz imzaladı. "Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Küba Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Arasında Diplomatik Arşiv Alanında İşbirliği Konusunda Mutabakat Zaptı", Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Küba Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez Parilla tarafından imzalandı. "Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Küba Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Arasında Protokol Konularında Eğitim Verilmesi Maksadıyla Mutabakat Muhtırası"nı da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Küba Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez Parilla imza attı.

1 yıl önce

CHP-İYİ Parti kavgası büyüyor! Ağıralioğlu'ndan Engin Özkoç ve Engin Altay'a yeni salvolar: Devlet düşmanlarına çıtları çıkmıyor bana atlıyorlar.

Kılıçdaroğlu'nun, Başkan Recep Tayyip Erdoğan karşısında kazanmasının olanaksız olduğunu, Erdoğan'ın da CHP liderinin aday olmasını istediğini söyleyen Ağıralioğlu, isim vermeden Engin Altay ve Engin Özkoç'u hedef aldı. Ortaklarına 'nezaketsiz' diyen İYİ Partili vekil, "Hükümete farklı sesleri tahammülleri yok diyenlere bakın. Bana söylediklerinin 10'da 1'ini devlet düşmanlarına söyleyemediler" tepkisini gösterdi. İYİ Parti Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayla CHP Genel Bşakanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı olduklarını açıkça dile getirmişti. Ağıralioğlu, 'Kılıçdaroğlu aday olursa kazanamaz endişesi mi duyuyorsunuz?' sorusuna "Endişemiz var, evet." yanıtını vermişti. CHP'li Engin Altay ve Engin Özkoç, söz konusu açıklamaya sert tepki göstermiş, Ağıralioğlu'nu kraldan çok kralcı olmakla suçlamışlardı. Tartışmalar sıcaklığını korurken Yavuz Ağıralioğlu'ndan CHP'yi kızdıracak yeni bir çıkış geldi. AĞIRALİOĞLU 'KILIÇDAROĞLU' TARTIŞMALARINI KÖRÜKLEDİ: "BEN SEÇMENİN ENDİŞESİNİ DİLLENDİRİYORUM" Ağıralioğlu, katıldığı canlı yayında, "Kılıçdaroğlu kazanamaz" söylemini sürdürdü. "Ben sağ seçmenin endişesini dile getiriyorum" ifadelerini kullanan Ağıralioğlu "Tayyip Bey'in karşısında en çok görmek istediği aday, Kılıçdaroğlu... Çünkü Kılıçdaroğlu'nun karşısında kazanacağına inanıyor. Ben kaybetme korkusunu dillendiriyorum" dedi. Ağıralioğlu şunları söyledi; "Tayyip Bey'in en çok görmek istediği aday kim efendim? Konuşmalarından çıkardığımız yıllardır ısrarla ve inatla sayın Kılıçdaroğlu'nu karşısında görmek istiyor. Ben bu eleştirinin merkezine oturacak olsam, böyle bir eleştiride kaygıda niye bulunayım ki? Tayyip Bey'in en çok görmek istediği aday sayın Kılıçdaroğlu ise benim sizin dediğiniz ithamı sağlayacak olan şey nedir? Hiç itiraz etmemek. Halbuki ben kaybetme korkusunu dillendiriyorum. Diyorum ki; Acaba bu seçmen isteksizliğini göz ardı etmesek mi? Bunu görmemiz lazım." "DEVLET DÜŞMANLARINA ÇITI ÇIKMAYANLAR BENİM ÜSTÜME ATLADILAR" Ağıralioğlu isim vermeden CHP'li Altay ve Özkoç'a "Nezaketsizliğe bakın, Hükümete farklı sesleri tahammülleri yok diyenlere bakın. Bana söylediklerinin 10'da birini devlet düşmanlarına söyleyemediler." ifadeleriyle yüklendi. Ağıralioğlu şunları söyledi; "Nezaketsizliğe bakın, Hükümete farklı sesleri tahammülleri yok diyenlere bakın. Bize demokrasi vaat edenlere bakın hele. Herkesin eli belinde. Sadece kaybedebiliriz kaygısından dolayı bana söylediklerinin 10'da 1'ini devlet düşmanlarına söyleyemediler. HDP'nin oyları var falan güzellemesinin arkasında 'soykırım var' diyenlere, 'devlet soykırım' yaptı diyenlere, 'devlet kimyasal silah kullanıyor' diyenlere, 'Türkiye narko devlet gibi davranıyor' diyenlere çıtı çıkmayanlar benim kaygımın üstüne atladılar. " CHP İLE İYİ PARTİNİN KAVGASI NEDEN BAŞLADI? Ağıralioğlu, katıldığı bir programında Kılıçdaroğlu'nun adaylığı hakkında açıklamalarda bulundu. Ağıralioğlu, 'Kılıçdaroğlu aday olursa kazanamaz endişesi mi duyuyorsunuz?' sorusuna "Endişemiz var, evet." yanıtını verdi. Daha sonra CHP kanadından sert bir yanıt geldi. "KRALDAN ÇOK KRALCI..." CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, yaptığı açıklamada Ağıralioğlu'nu kraldan çok kralcılık yapmak ile suçladı. Altay, "Sayın Ağıralioğlu'nun yaklaşımını ona benzettim. Ben şunu demezdim. Meral Akşener ile olur mu diye sorulsa bana ben olmaz demem." ifadelerini kullandı. Engin Altay'ın bu sözlerine İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu'ndan yanıt gecikmedi. "KRAL DA KRALCI DA DEĞİLİZ" Ağıralioğlu, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın kendisi hakkındaki açıklamalarına ilişkin soruya, "Biraz nezaket sınırlarının dışında bir açıklama. Ben kraldan çok kralcı değilim. Sadece doğruları söylemek zorundayız. Kral da kralcı da değiliz" cevabını verdi. Ağıralioğlu, "Kemal Bey üzerinden geliştirilecek fitnelere malzeme vermiyorum. Ben dahil bu partide Kemal Bey'in meşrebine, mezhebine, aidiyetine itiraz eden hiç kimse yoktur. Biz böyle bir şeyi milletimize de inancımıza da haksızlık sayarız. Ne Kemal Bey'in şahsına nezaketsizlik ediyorum ne de ittifak hukukuna halel getirecek bir şey söylüyorum." dedi.

1 yıl önce

Devlet Bahçeli'den Cumhurbaşkanlığı sistemi çıkışı: 2 yetmez 3 olsun dersek ne yapacaksınız?

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.  Bahçeli, Suriye'nin kuzeyine muhtemel kara operasyonuna ilişkin, "Tek bir terörist dahi yakayı kurtaramayacak. Sabır ve tahammülümüz kalmamıştır. Çocukları katleden canilere ihanetlerinin bedeli ödettirilecektir" açıklamasında bulundu. 6'lı masanın anayasa çalışmasına da tepki gösteren Bahçeli, "Zillet İttifakı'nın akıl hocası HDP'dir, PKK'dır. Devletin temeline dinamit yerleştirmektir." ifadelerini kullandı.  "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin arayıp bulduğu şifadır." diyen Bahçeli ayrıca, "Şimdi soruyorum. Cumhur İttifakı 2 yetmez 3 olsun derse ne yapacaksınız?" ifadelerini kullandı.   Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: "Tarih geriye doğru akıp giden, geleceğin çerçevesi belirleyen bir zaman tanımlamasıdır. Geçmiş, insanın geleceğiyle birlikte yaşamaktadır. Tarih, insan ile geçmiş arasında inşa edilmiş bir köprü görevi görmektedir. Esasen bugün olanlar dünün sonucudur. Yarın yaşanacaklar ise bugünün sonucu olacaktır. Tarih, hayata tutunamamış, sayısız toplumlar için onları acımasızca öğüten bir değirmenin tarifidir. Var oluşa anlam kazandıran dün, bugün ve yarın arasındaki muazzam terkibin farkına vararak müşterek bir şuur geliştiren bir kültürü bayrak yapan toplumlar ya da milletler tarihe yön vermeyi başarmışlardır. Bu akışın içinde ceddini tanıyan, özünü bilen, öz değerlerinin aydınlığıyla uyanışa geçen, ne olup bittiğinin farkında olan toplumlar bilinç haline gelmişlerdir. Bize göre Türk milleti tarihe geçen bir kudretin adıdır. Bu soylu milletin varlığına kast etmek hiç kimsenin yapabileceği bir şey değildir. Siyaset eğer tarihe sırtını vermezse, gücünü ve güvenini milletten almazsa üreteceği yalnızca kriz ve kutuplaşma olacaktır. Başkaları günübirlik siyaset yapabilir, başkaları sadece çıkarlarının peşinden koşabilir, ancak biz öyle davranamayız. Milleti Zillet'in boyunduruğuna almak isteyenlere müsaade etmeyeceğiz. Herkesi kardeş bilerek, Cumhur İttifakı'nın muhteşem zaferine birlikte imza atacağız. SURİYE'NİN KUZEYİNE HAREKAT MESAJI Tek bir terörist dahi yakayı kurtaramayacak. Sabır ve tahammülümüz kalmamıştır. Çocukları katleden canilere ihanetlerinin bedeli ödettirilecektir. Münbiç Tel Rıfat ve Ayn El Arab'ta terörist bırakılmamalıdır. Biz hedefleri büyük, hevesleri küçük bir hareket olarak kalamayız. Güney sınırlarımızın A'dan Z'ye emniyete alınması önümüzdeki temel gündemlerden birisidir. Karşımıza kim çıkarsa çıksın sonu terörist gibi olmalıdır. Güney sınırlarımızın emniyete alınması temel gündemimizdir. Terörle mücadelemiz bekanın, güvenliğin, huzurun meşru gerekçesidir. Son günlerde maalesef terör örgütünün hain saldırılarında şehit düşen askerlerimiz yüreğimize ateş düşürmüştür. Münbiç, Tel-Rıfat mıntıkasında canlı terörist bırakılmamalıdır. Alayı silindir gibi ezilmelidir. Kaç gündür dikkatimizi çekmektedir. Bizim başarımız Cumhuriyetin başarısıdır. Yurt içinde ve sınır ötesinde, hiçbir terör örgütüne sessiz ve seyirci kalmadık, kalmayacağız. Bütün hainler hedefimizdir, alayı silindir gibi biçilmelidir. HAYVANLARA EZİYET Konya'da bir meczubun hayvanlara yönelik kürek ve sopayla saldırısı, insani ve manevi değerlerin ayaklar altına alınmasıdır. Hayvanlara sevgi beslemeyen birisinin insan sevgisine haiz olması beklenmemelidir. Hayvanlara kötü muamele eden kim varsa kınanmalıdır. 6'LI MASANIN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERİSİ Önerimiz, önceliğimiz 12 Eylül darbe anayasasından tadilat yapmak değildir. Zillet ittifakının dün açıkladığı parlamenter sistem ve anayasa çalışması ölü doğmuştur. Zillet ittifakının akıl hocası HDP'dir, PKK'dır. Bunların yapacağı anayasa yıkım anayasasıdır. Zillet ittifakının anayasa değişiklik önerisi tarihi geriye doğru sarmak, devletin temellerine dinamit sermektir. Önerileri zehirlidir. 6'lı masayı bir araya getirsen bir Milliyetçi Hareket Partisi yapmaz! Halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı'nı tek dönemle sınırlayıp, sembolik hale getirme önerisi cahilliğin ve milleti tanımayan kadirbilmezliğin bubi tuzağıdır. Artık uzlaşmak, yeni bir anayasa hazırlamak milli bir vecibedir. Buna dudak bükenler, sırt dönenler, yapay kriz çıkaranlar tarih ve millet huzurunda demokratik hesaba şimdiden hazır olmalıdır. Şimdi soruyorum. Cumhur İttifakı 2 yetmez 3 olsun derse ne yapacaksınız? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin arayıp bulduğu şifadır. Lider ülke Türkiye’nin Kızılelma ülküsünün önsözüdür.

1 yıl önce

ABD'de LGBT’ye devlet desteği: Aile yapısını hedef alan yasa oy çokluğuyla kabul edildi

ABD Senatosu, uzun süredir tartışılan "eşcinsel evlilik hakkının yasal koruma altına alınmasına yönelik" yasa tasarısını oy çokluğu ile kabul etti. Senato Genel Kurulu, "Evliliğe Saygı Yasası" başlıklı aile yapısını hedef alan yasa tasarısını oyladı. 100 sandalyeli Senato'dan geçmesi için 60 oya ihtiyaç duyan tasarı, 36 "hayır" oyuna karşı 61 "evet" oyu ile kabul edildi. Biden'ın masasına gidecek Tasarı bir sonraki aşamada Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'nda oylanacak. Tasarı burada da gerekli çoğunluğu kazanırsa yasalaşması için ABD Başkanı Joe Biden'ın masasına gidecek. ABD'de halihazırda Yüksek Mahkeme'nin 2015 tarihli kararı uyarınca eşçinsel evliliklere yasal olarak izin veriliyor. Ancak Yüksek Mahkeme'nin daha önce kürtajı güvence altına alan kararı iptal etmesinin ardından bu kararı da iptal edebileceği belirtilmiş ve bunun federal bir yasa ile güvence altına alınması gerektiği belirtilmişti. Bu konuda Kongre'deki Demokratlar harekete geçmişti.

1 2 ... 26 27 28 29 30 31 32 ... 54 55