27 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Cumhur İttifakı olarak bizden başka derdi millet, devlet, evlatlarına büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak olan başka bir siyasi kadro yoktur

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Bir kaç gün daha devam edeceği anlaşılan Meclis çalışmalarında başarılar diliyorum. Meclisimiz bugüne kadar 188 kanun teklifini kabul etmiştir. Meclis Genel Kurulumuz, Sayıştay'ın yeni başkanını da belirlemiştir. 10 adet Meclis Araştırma Komisyonu kurulmuştur. 6'sının raporları Genel Kurul'da görüşülerek nihayete erdirilmiştir. Son günlerine geldiğimiz yasama yılında Meclisimiz 101 birleşimde 650 saat çalışmıştır. Meclis çalışmalarının lokomotifliğini Cumhur İttifakı'nı oluşturan AK Parti ve MHP yürütmektedir. AK Parti grubundaki her bir arkadaşımın komisyonlara ve Genel Kurul'a katılım yoklamalarını bizzat takip ediyorum. Mahşeri vicdanının en üst düzeydeki temsilcisi olan Meclis'in medeni bir iklimde faaliyetlerini sürdürmesine önem veriyoruz. Salgın şartları sebebiyle kesintiye uğrayan vekillerle 50-60 kişilik gruplar halinde sohbet toplantılarımızı yeniden başlattık. Bu buluşmaların ilk turunu tamamlamış olduk. Ekim'de Meclis açıldığında bu toplantıları yeniden başlatacağız.  SİYASİ MÜSİLAJI ETKİSİZ HALE GETİRECEĞİZ Normalleşme sürecine paralel olarak il ziyaretlerimizi tekrar hızlandırdık. Bu hafta sonu Erzurum'da olacağız. Ağustos ayı başında da kapsamlı bir Karadeniz programımız olacak. Biz hiç bir zaman vatandaşımızın kapısına seçimden seçime giden bir parti olmadık, olmayacağız. Sahayı güçlü biçimde tutmak mecburiyetindeyiz. Boş bıraktığımız her alanı karşı tarafın yalanla doldurduğunu unutmamalıyız. CHP ve şürekası kendilerince yakaladıkları fırsatları değerlendirmek için yalan çıtasını sürekli yükseltmek suretiyle milletimizin zihnini bulandırmaya çalışıyor. Onların gündemlerinin peşine takılmayacağız. Mümkünse sıkıntısını çözerek, gönlünü alarak vatandaşımıza kendisine verdiğimiz değeri gösterecek duruşu ortaya koymamızdır. AK Parti'yi millet kurmuştur, bu partinin tek sahibi millettir diyoruz. Milletin partisine yakışan, milletin içinde olmaktır. Nasıl kıyılarımızı işgal eden müsilajın üstesinden geliyorsak siyasi müsilajı da aynı şekilde etkisiz hale getireceğiz. CHP içinde gizlenemez hale gelen taciz, tecavüz, hırsızlık, istismar skandallarını gözlerden kaçırmak için başlattığı karalama kampanyalarını başlarına geçireceğiz. HEDEF 2023 HAZİRAN İnsanımız eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, enerjiden spora kadar her alanda yıllardır özlemini çektiği eserlerle bizim dönemimizde buluştu. Türkiye'nin bugünü gibi geleceğini de inşa edecek yegane siyasi yapı yine burasıdır. Türkiye'nin hak ve özgürlükler alanını genişletme konusunda ihtiyaçları mı var? Bunu yapacak olan biziz. Cumhur İttifakı ve AK Parti olarak bizden başka derdi millet, devlet, evlatlarına büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak olan başka bir siyasi kadro yoktur. Biz hiçbir meseleyi, talebi görmezden gelmedik, gelmiyoruz. Milletimiz ne diyorsa onu hayata geçirmek için tüm imkanları kullandık. Karşı çıktıkları hangi hzimet varsa hepsini de önce ve en çok kullananlar kendileri olmuştur. Buradaki mesele muhalefet etmek adına karşı çıkmak adına engellenmek istenen projeler adına samimiyetsiz yaklaşımın milletimize en iyi şekilde aktarılmasıdır. Biz Cumhur İttifakı olarak bu yola kararlı şekilde çıktık. Ve hedef 2023 Haziran. Tek taahhütleri var olanı satmak, dağıtmak olan zihniyetin ülkenin hangi meselesine çözüm üreteceğinin muhasebesini milletimizle birlikte yapmalıyız. Kimi belediyelerin bakanlıklarımızın yaptıkları çalışmaları sahiplenme çalışmalarına karşı dikkatli olmalıyız. Her türlü hırsızlık kötüdür. Siyasi hırsızlık, hizmet hırsızlığı daha da kötüdür.  Karşımızda hala yalan, çarpıtma dışında politika yöntemi bilmeyen, tek parti faşizminin özlemiyle yanıp tutuşan bir muhalefet var. Biz kimin ne dediğine bakmayacağız. Biz kendi işimize bakacağız. Biz derdi millet olan, derdi insan olan, ülke olan, hizmet eseri ve yatırım olan bir partiyiz. Böyle bir ittifakız. İnşallah 2023'te Cumhur İttifakı olarak halkımızın karşısına bu anlayışla çıkacağız. Sanayi üretimi bir kez daha rekor seviyede artarak ülkemizin üretim gücünü teyit etti. Ekonomiyi böyle konuşuyoruz. Ekonominin bel kemiği olan sanayi ile yolumuza devam ediyoruz. Türkiye inşallah adım adım hedeflerine yaklaşıyor.  DİN KİSVESİ ADI ALTINDA BU MİLLETİ SÖMÜRENLERE DE PRİM VERMEYECEĞİZ Yarın 15 Temmuz'un 5. yıldönümü. Türkiye, PKK ve DEAŞ gibi diğer terör örgütlerine karşı yürttüğü mücadeleyi FETÖ ihanet şebekesine karşı da vermektedir. Sinsi yapının ülkeden temizlenmesi kolay değildir. Biz bunları içerde de dışarda da kovalıyoruz. Yakaladıkça Türkiye'ye getiriyoruz. Orta Asya'daki en büyük para olaylarını koordine eden yakalandı, getirildi. Bütün sorgulamaları yapıldı. Diğer terör örgütleriyle mücadelemizi nasıl tavizsiz ve kararlı bir şekilde yürütüyorsak FETÖ'yü de aynı şekilde son mensubu etkisiz hale gelene kadar takip edeceğiz. Din kisvesi altında bu milleti sömürenlere de prim vermeyeceğiz, bu da böyle bilinsin. Kutsallarımıza saldıranlara prim vermeyeceğiz. Meclisimiz, Külliyemiz buralarda o gece kaç evladımız şehit oldu... Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Külliye'nin karşısında müzemizi bitirdik, açılışını yapacağız. Ülkemizin güvenliği artık sınırlarda değil tehditlerin bulunduğu yerde başlıyor. Diplomatik misyonlarımızın tüm alt birimlerde güçlendirmemizin sebebi budur.  PKK'ya da FETÖ'ye de teyakkuz halimizi sürdüreceğiz. Bu sadece siyasetin sorumluluğunda olan bir mesele değildir. 84 milyon vatandaşımızın tamamı ülkeyi ayakta tutacak bu kutlu davanın tarafıdır. Yeni nesillerin, çocukların bu anlayışı okul öncesinden başlayarak kazanmalarını sağlamak mecburiyetindeyiz. Kültürünü bilmeyen nesiller avuçladığımız su gibi elimizden akıp gitmeye mahkumdur. Hep birlikte bu doğrultuda azimle, cesaretle yolumuza devam edeceğiz. Temmuz ayı içinde göğsümüzü kabartan başarılara imza atan sporcularımızı tebrik etmek istiyorum. İşitme engelli sporcularımız adeta destan yazdılar. Salı günü Kurban Bayramımızla kucaklaşıyoruz. Bizler bir gün öncesinden Kuzey Kıbrıs'a gideceğiz. Geniş bir heyetle KKTC'de olalım diyoruz. KKTC'de Kurban Bayramımızı kutlamış olacağız. Hem bayramlaşacak, hem 20 Temmuz törenlerine katılacağız. Buradan vereceğimiz mesajların hem KKTC'ye moral, tüm dünyaya da kararlılık olarak dalga dalga yayılacağına inanıyorum. 

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli KKTC'ye gidecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Külliye'de düzenlenen 15 Temmuz Töreni'nde yaptığı konuşmada, "İnşallah pazartesi, salı bir Kıbrıs yolculuğumuz olacak. Devlet beyle birlikte geniş bir ekip orada olacağız ve Kurban Bayramı'nı Kuzey Kıbrıs'ta inşallah, namazımızı da orada kılacağız, merasimlere de orada katılacağız." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

‘Tek millet üç devlet’

Pakistanlı bir heyeti hafta başında ağırlayan KKTC’yi tanımaya yönelik bir adım da Azerbaycan’dan geldi. Ankara’da önceki gün bir araya gelen Türkiye, Azerbaycan ve Kıbrıs heyetleri 3’lü bir görüşme gerçekleştirerek ilişkileri ele aldı. Ankara’da TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç başkanlığında gerçekleşen 3’lü zirve sonrası Azerbaycan Milli Meclisi Dışişleri ve Parlamentolararası İlişkiler Komitesi Başkanı Samad Seyidov ve beraberindeki heyet KKTC’ye gitti. Heyet dün Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Meclis Başkanı Önder Sennaroğlu ile görüştü. Azerbaycan’ın Kıbrıs Kıbrıs Barış Harekatı’nın 47’nci yılı ve 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kapsamında düzenlenecek törene de katılacağı belirtiliyor. Görüşmelerde yer alan Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, “Artık tek millet 3 devlet var diyebiliriz. Bu görüşmeden sonra 3 devlet tek millet gerçekliğinin bir kez daha dünyaya ilan edileceğini görmekten memnun olduk” dedi. Hasipoğlu, devletimizin uluslararası alanda hak ettiği yeri alması adına önemli bir adım atmış olduklarının altını çizdi. ZİYARET ÇOK ANLAMLI Azerbaycan’ın Pakistan’dan önce girişimlerde bulunduğu ifade edilirken Hasipoğlu, “Ortaya koymuş olduğumuz iki devletli çözüm kapsamında bu ziyaretin çok anlamlı olduğunu belirtmek isterim. İki Meclis heyetinin KKTC’de resmî görüşme yapmaları dünyaya verilen çok önemli bir mesaj olduğu kadar Kıbrıs politikamız için önemli bir adım” diye konuştu. TÜRK DEVLETLERİ BİRLİK OLMALI Ankara’daki görüşme sonrası açıklama yapan Samad Seyidov da, “Hem 15 Temmuz hem Azerbaycan, TBMM, KKTC Dışişleri Komisyonlarının üçlü toplantısı hem de bizim 19 Temmuz’dan 21 Temmuz’a kadar KKTC’de olmamız, Türk dünyasının gücünün ve birliğinin dünyaya gösterilmesi meselesini de içinde ihtiva ediyor” ifadelerini kullanmıştı.

2 yıl önce

MHP Genel Başkanı Bahçeli: Kıbrıs'ta iki ayrı devlet varlığı artık herkesçe kabul edilmelidir

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle: "1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın siyasi ve stratejik sonucu 47 yıl sonra vasat bulmuş, Kıbrıs Türk devleti ufukta görünmüştür. Ok yaydan çıkmış, artık geriye dönüş yolu kapanmıştır." Kıbrıs’ta çözümden korkan, barış ve uzlaşmadan kaçan yegâne taraf Rumlar olmuştur. Kıbrıs'ta iki ayrı devlet varlığı artık herkesçe kabul edilmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın, 20 Temmuz 2021'de açıkladığı Cumhurbaşkanlığı binası ile parlamento binası yapılma hedefi betonlaşmanın, yeni bir inşaat hamlesinin değil, bağımsız bir devlet halinin ilk harcıdır. ABD’nin ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bu açılımı reddeden açıklamaları ise Türk milleti nezdinde yok hükmündedir."

2 yıl önce

Çavuşoğlu'ndan Kılıçdaroğlu'na yanıt: Devlet adamı olsaydı çalışmalar hakkında bilgi alırdı!

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'deki yangınlarla ilgili son durumun değerlendirilmesi için Antalya'da düzenlenen koordinasyon toplantısına katılımının ardından A Haber canlı yayınına katıldı. Yangının bazı bölgelerde kontrol altına alındığını ancak rüzgar nedeniyle yönünün sürekli değiştiğini belirten Çavuşoğlu, "Manavgat'ın belli bölgelerinde, şu anda özellikle kuzey kısmında yangın devam ediyor. Diğer taraftan, Akseki'de bir yangın var, o da devam ediyor. Gündoğmuş'ta başlayan bir yangın, rüzgarın kuzeybatıya doğru olmasından dolayı, bugün helikopterle de orayı gezdik, Alanya sınırına doğru geldiğini görüyoruz." diye konuştu. Çavuşoğlu, 3 uçağın bölgeye yönlendirileceğini belirterek, bölgede yangınla mücadelede son durumun bir önceki güne göre daha iyi olduğunu söyledi. "VATANDAŞLARIMIZA ÖDEMELER BUGÜN BAŞLADI" Bakan Çavuşoğlu, Antalya'da şu ana kadar 42 mahallenin yangından etkilendiğini, 27 mahallenin tahliye edildiğini ve 15 mahallenin de yangında kısmen zarar gördüğünü belirtti. Bir yandan bölgede hasar tespiti yapılırken diğer yandan vatandaşlara hizmet verilmeye de başlandığını söyleyen Çavuşoğlu, "42 bin civarındaki aboneye elektrik verilemiyordu. Bu, 802 trafo ediyor. Bu akşam itibarıyla bu, 188 trafoya düştü. Bu gece itibarıyla 120'nin altına düşecek." dedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 10 milyon liralık destekte bulunacağını duyurduğunu, devletin çeşitli kurumlarından toplam 30 milyon lira civarında destek geldiğini anlatan Çavuşoğlu, "Vatandaşlarımıza yarından itibaren (31 Temmuz) ödemeler başlayacak. Hatta bugün de başladı." dedi. Çavuşoğlu, acil ihtiyaçlar karşılandıktan sonra, yapılan hasar tespitinin ardından vatandaşların tüm ihtiyaçlarına yönelik desteğin devam edeceğini söyledi. "BİRÇOK DIŞİŞLERİ BAKANI ARADI HER YERDEN MESAJ ATANLAR VAR" Yurt dışından da Türkiye'ye yardım göndermek isteyenler olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "Azerbaycan'dan 102 kişi geliyor, bugün geldi. Onlar helikopter dahil bazı araç gereç de göndermek istediler ama onlar kara yoluyla gelecek, teşekkür ettik." diye konuştu. Çavuşoğlu, Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Bisera Turkovic'in de kendisini aradığını belirterek, şöyle devam etti: "Yanlış hatırlamıyorsam 140 yangın söndürme uzmanı göndermek istiyoruz dedi, teşekkür ettik kendilerine. Ukrayna'dan, Cumhurbaşkanımızın da (Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir) Zelensky ile görüşmesiyle beraber, 3 tane daha uçak geldi. Biraz önce (Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep) Borrell aradı. Birçok dışişleri bakanı arıyor, her yerden mesaj atanlar var." "ŞU ORMANI, ŞU BÖLGEYİ ŞU YAKTI BUNLAR YAKTI DİYECEK BULGU YOK" Yangınlara ilişkin kapsamlı soruşturmanın devam ettiğini ve konuya ilişkin gözaltıların olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Değişik, farklı kişilerin gözaltına alındığını sizler de biliyorsunuz. Ama şu ana kadar bu yapılan çalışmalar çerçevesinde somut olarak 'Şu ormanı, şu bölgeyi şu yaktı ya da bunlar yaktı' diyecek somut bir bilgi, bulgu yok." diye konuştu. Çavuşoğlu, çalışmaların devam ettiğinin altını çizerek, şunları kaydetti: "Doğal olarak şüpheler var. Manavgat'ta aynı anda 4 yerde yangının aynı anda başlaması doğal bir şey değil. Türkiye'nin aynı anda birçok şehrinde bu kadar yangının başlaması da doğal karşılanmıyor. Halkımızın da şüpheleri var, bizim de var. Ama bu soruşturmalar neticesinde ortaya somut bir şey çıkmadan 'Şöyle oldu, böyle oldu' varsayımı üzerine bizim yanlış bilgi vermemiz doğru olmaz." Çavuşoğlu, dün kendisine bir telefon geldiğini, bir mahallede vatandaşların toplandığını ve şüpheli üç kişinin bulunduğunu aktardı. Vatandaşların bu şüphelileri polis ve jandarmanın elinden alıp linç etmek istediğini söyleyen Çavuşoğlu, bu davranışın Antalya'nın kültüründe olmadığının altını çizerek, "Polisini, askerini, jandarmasını tüm milletimiz sever. Antalyalı hemşerilerimiz daha fazla sever." diye konuştu. "SİYASİ SAİKLE BİRİKİMLE SÖZ SÖYLEYEN OLDU" Çavuşoğlu, olay yerine vardıklarında çok gergin bir ortam olduğunu vurgulayarak, buna rağmen buraya gittiğini belirtti. Oradaki şüphelileri kurtarmaya gelindiği düşüncesi ile tepki gösterenlerin olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "3 şüpheli şahsın dışında siyasi saikle ve birikimle söz söyleyen de oldu. Bu da doğaldır." değerlendirmesinde bulundu. Çavuşoğlu, o gergin ortama rağmen vatandaşların arasına girdiğini ve yapılanın yanlış olduğunu ifade ettiğini belirtti. Yaşanan olaylar sebebiyle şüpheli duruma düşen 3 kişi için PKK'lı denilmesinin doğru olmadığını dile getiren Çavuşoğlu, "PKK'lı olup olmadığını bilmeden söylemek doğru değil." diye konuştu. Çavuşoğlu, olaylarda ön planda olan kişilerle görüştüklerini ve onları yumuşattıklarını vurgulayarak, "Daha sonra diğerlerinin sakinleştirilmesi konusunda bana yardım ettiler." dedi. "BU TUZAKLARA DÜŞMEYELİM" O kişilere de teşekkür ettiğini belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti: "Toplumsal psikolojiyi bildiğimiz için bu tür ortamlarda böyle şeyler olabilir. Bunu da anlayışla karşılamak lazım. Ben o vatandaşlarımızın doğrudan içine girdim ve sohbet ettim, anlattım. 'Devletin polisine, askerine güvenmeliyiz.' dedim. Güvenlik güçlerimiz gereğini yaptı ve o 3 şahıs şu anda gözaltında. Soruşturma devam ediyor. İsteyenler de mahkemeye gelsin suçlama nedir görsünler. Ortada bir şüphe varsa görmek vatandaşımızın hakkıdır." Dışişleri Bakanı ve hemşerileri olarak görevlerinin vatandaşları sakinleştirmek olduğunu aktaran Çavuşoğlu, başta gerginlik olsa da olayı tatlıya bağladıklarını ve sağduyunun hakim olduğunu ifade etti. Çavuşoğlu, bu tür tahriklerin çok olacağına dikkati çekerek, vatandaşların devletin güvenlik güçlerine güvenmelerini istedi. Bu tür provokasyonların amacının milleti birbirine düşürmek olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Bu tuzaklara düşmeyelim." dedi. Çavuşoğlu, eğer bir kundaklama, terör saldırısı varsa bunun sorumlularını bulacaklarının ve gereğini yapacaklarının altını çizerek, "Diğer afetlerde her zaman olduğu gibi vatandaşlarımızın gördüğü tüm zararları karşılamak bizim boynumuzun borcudur." değerlendirmesinde bulundu. "KILIÇDAROĞLU DEVLET ADAMI OLSAYDI ÇALIŞMALAR HAKKINDA BİLGİ ALIRDI" Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yangınlara ilişkin sözlerine eleştiri yönelten Çavuşoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu devlet adamı olsaydı gerçek anlamda iyi niyetle buraya gelmiş olsaydı öncelikle gelip bu koordinasyon merkezinde 4 tane bakan var bizlerle görüşüp çalışmalar hakkında bilgi alırdı." dedi. Çavuşoğlu, THK'nin uçaklarının kullanılmamasında bir kötü niyet bulunmadığını ve bahsi geçen uçakların kullanılamaz durumda olduğunu belirtti. Yangına ilişkin Antalya Büyükşehir Belediyesinin de evleri söndürme gibi görevleri olduğunu ve bunu başaramadığı halde bir suçlamada bulunmadıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, ciddi bir afetle karşılaşıldığını, her yerden yangın geldiğini ve Büyükşehirin de yetişemediğini ifade etti. Çavuşoğlu, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun mantalitesinin ve olaya bakışının iyi niyetli olmadığının altını çizdi. Bu yangından ders alındığını aktaran Çavuşoğlu, "(Bundan sonra yeni bir anlayışla bu tür afetlere hazırlanmamız gerekiyor. Şunun da yapılması gerekiyor) deseydi Sayın Genel Başkan teşekkür ederdik. 'Haklısınız' da derdik." diye konuştu. Çavuşoğlu, devletin tüm imkanları seferber ettiği bir ortamda Kılıçdaroğlu'nun koordinasyon merkezi ile görüşmeden ideolojik toplantılar yapmasının kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu dile getirdi. "Hep beraber bu ormanlar da bizim, bu şehirler de bizim. Kim yönetirse yönetsin bu ülke, bu millet bizim. Böylesi günlerde birlik ve beraberlik içinde olmamız lazım." diyen Çavuşoğlu, yerelde bu birlikteliğin kurulduğunu fakat Kılıçdaroğlu'nun birlik ve beraberliği bozduğunu aktardı. Çavuşoğlu, yardım konusuna ilişkin de yardım yapma arzusunu iletenlere bir adres olması için yönlendirme yaptıklarını ve bu durumun 'yardımlara ihtiyaç var' manasına gelmediğini ifade etti. Bölgede yapılacak çalışmalara ilişkin bilgiler paylaşan Çavuşoğlu, vatandaşlara yapılacak yardımların koordine edileceğini ve doğru şekilde sürecin işlemesinin sağlanacağını belirtti. Çavuşoğlu, diğer kurumların da içinde bulunduğu koordinasyon birimlerinin görevlerinin netleştirildiğini ve kendilerinin de vatandaşları ziyaret edeceğini, bu koordinasyon sürecine katılacaklarını aktararak, "Birinci önceliğimiz yangının tamamen kontrol altına alınması." diye konuştu.

2 yıl önce

Mehmet Ali Erbil'den 'Help Turkey' operasyonuna tepki: Kimseye ihtiyacımız yok başımızda devletimiz var

Orman yangınlarıyla mücadele eden Türkiye, bir ajans manipülasyonuyla karşı karşıya kaldı. Türkiye’nin yangınları söndürmekte “aciz olduğu” algısını yaymak için “Help Turkey” (Türkiye’ye yardım edin) başlığıyla sosyal medyada kampanya başlatıldı. Bir reklam ajansının sponsorluğunda Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca ve Arapça yüzbinlerce mesaj atıldı. AJANSLARDA TÜRKİYE KARŞITI OPERASYON Türkiye’ye uluslararası yardım çağrısının yer aldığı paylaşımlar, kısa sürede dünya genelinde trend listelerine girdi. Sanatçıların da katıldığı sözde yardım kampanyasıyla ilgili 2 milyonu aşkın tweet atıldı. "BAŞIMIZDA DEVLETİMİZ VAR" “Help Turkey” çağrısına destek çıkanlar kadar tepki gösteren sanatçılar da oldu. Onlardan biri sanatçı Mehmet Ali Erbil. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Erbil, "Kimseye ihtiyacımız yok, başımızda devletimiz var" dedi. TWEETLERİ ATIP ADLARINI DEĞİŞTİRDİLER Dijital medya uzmanı Marc Owen Jones, Türkiye aleyhine sosyal medya üzerinden başlatılan "Help Turkey" kampanyasının sahte hesaplar tarafından başlatıldığını, daha sonra bu hesapların tespit edilmemek için paylaşımlarını silip, isimlerini değiştirdiklerini açıkladı. Jones, atılan mesajların büyük bir bölümünün kopyala-yapıştır olduğunu vurgularken, gündemin gerçek dışı olduğunu ifade etti.

2 yıl önce

Devlet Bahçeli: Orman yangınlarını siyasi ranta çevirmek için tetikte bekleyen fırsatçıların  derin bir gaflet ve sorumsuzluk girdabına kapıldıkları esefle görülmekte

MHP Genel Başkanı Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada; 30 ilde çıkan orman yangınlarının milleti derinden üzdüğünü, 8 kişinin hayatını kaybettiğini, binlerce hektarlık alanın canlılarıyla birlikte yandığını belirtti. Bahçeli, yangınlarda 62 yerleşim yeri ve 26 bin kişinin tahliyesinin sağlandığını; Adana, Antalya, Muğla, Mersin ve Osmaniye'nin afet bölgesi ilan edildiğini hatırlattı. Bahçeli, "Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün imkanları harekete geçirilmiş, yangına her saha ve muhitte fedakarlıkla karşı konulmuştur. Böylesi dönemlerde milli birlik ve yardımlaşma duygumuzun canlı tutulması, aklıselim ve kalbi selim bir tutumla felakete direnç gösterilmesi tarifsiz önemdedir. Türk milleti neşe ve sevinçte bir olduğu kadar acı ve tasada da birdir ve beraberdir" dedi. 'TEHLİKELİ ALDATMADIR' Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in yangınlara ilişkin açıklamalarının siyasi etik ve erdemle bağdaşmadığını belirterek, "Türkiye'nin zor günlerinde yangından nemalanma rekabetine tevessül etmek, bununla da yetinmeyerek 'iktidara muhalefet ediyorum' derken felaketle kol kola girmek namertliktir. Bu namert ve nankör siyaset anlayışı zillete düşen muhalefet partileri açısından kaygı ve utanç verici bir rezalettir. Turizm kentlerindeki orman alanlarının betonlaştırmak için yakıldığını, bu maksatla da Turizm Teşvik Kanunu'nda değişiklik yapıldığını iddia etmek akıl ve ahlak dışı bir uydurmadır. CHP Genel Başkanı'nın İP Başkanına benzer şekilde, yanan orman sahalarına 'bir tuğla koyarsanız beni çiğnemek zorunda kalırsınız' sözü saptırma olduğu kadar tehlikeli bir aldatmadır" dedi. 'ÜST AKIL TARAFINDAN KURGULANIYOR' Bahçeli, Türkiye'nin planlı kaos sürecine sokulup, toplumsal mukavemetinin zayıflamasının, sosyal ve ekonomik direncinin zaafa uğramasının hedeflendiğini savunarak, şunları kaydetti: "Bu yolla da her türlü dış tesir ve telkine açık olması, nihayet müdahale edilebilir bir kıvama gelmesi üst bir akıl tarafından kurgulanmaktadır. Orman yangınları münasebetiyle, maksadı menfur ve melun bir kısım sosyal medya hesaplarından yabancı ülkelere çağrı yapılarak yardım taleplerinin yoğun olarak gündeme taşınması Türkiye'yi aciz ve muhtaç bir ülke gösterme sinsiliğinin şifreli mesajı olarak değerlendirilmelidir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Her türlü felaketle de başa çıkabilecek muktedirliğe ve muvaffakiyete hamdolsun ziyadesiyle haizdir. Ancak bunu hazmedemeyen çevrelerin devletin haysiyet ve hükümranlığını masumiyet pozları vererek tartışmaya açma çabası basit bir kurnazlık, ucuz bir kara kampanyadır. Yönetilmeyen bir ülke tablosunun tesis ve temini amacıyla iç ve dış işgal cephesinin yangın kapısını zorlaması ve bu çerçevede yoğunlaşan ilişki ve irtibatların gün geçtikçe deşifre olması dikkatli hiçbir gözden kaçmamaktadır."

2 yıl önce

“Devletimizle, birliğimizle, beraberliğimizle bu işin üstesinden geldik”

Orman yangınlarıyla mücadele ile alakalı görüşüne başvurduğumuz vatadaş, “Biz buralarda hayanacılık yapardık, çiftçilik yapardık. Böyle bir olay başımıza geldi. Allah’ın izni ile devletimiz bu işin üstesinden geldi. Memuru, amiri, işçisi, köylüsü, bütün halk bir ve beraber oldu. Bu hadiseyi hep birlikte atlattık.” dedi. Mustafa Kaya isimli bir vatadaş da, “Burada oturuyorum. Böyle bir felaket geldi başımıza. Allah bundan büyüğünü göstermesin. Bugünleri aşacağız. Allah devletimizi başımızdan eksik etmesin” şeklinde görüşlerini aktardı.

1 2 ... 5 6 7 8 9 10 11 ... 53 54