03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Devlet Bahçeli: Devleti güçsüz gösterenlere azami dikkat edelim

“Bugün sabah saatlerinde Balıkesir-Edremit istikametine doğru seyir halinde olan bir yolcu otobüsünün devrilmesi sonucunda acı ve ızdırap verici kayıplar vuku bulmuştur. Bu kapsamda 15 kardeşimiz hayatını kaybetmiş, 14 kardeşimiz de yaralanmıştır. Bilanço çok ağırdır. İki gün önce de, yine sabahın erken saatlerinde Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan bir otobüs kazasında 9 kardeşimiz hayatını kaybederken 30 kardeşimiz yaralanmıştı. Yanan ormanlarımızın hüznü yüreklerimizi kavurmuşken, meydana gelen kazalar milletimizi derinden sarsmıştır. Sabır ve sağduyuya en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Vaki felaketleri mukavemet ve mücadele dirayetimizle, birlik ve beraberlik direncimizle göğüsleyeceğiz. Birbirimize dayanarak, birbirimizden güç alarak bugünleri Allah’ın inayetiyle geride bırakacağız. Yılmamızı bekleyenler var, hatta yıkılmamızı isteyenler var, dahası çözülüp dağılmamızı dileyenler var! Ancak hepsi boş bir hayalden, boşuna bir hevesten ibarettir. Çeliğe su vermek neyse felaketlerin ortaya çıkaracağı sonuç aynısıdır. Bu durum şaşmaz bir tarih gerçeğidir. Teslimiyet fıtratımızda olmayan bir acziyettir. Türk milleti nice badireleri aşmış, pek çok belayı yenmiş, sayısız zorlu etapları geçmesini bilmiştir. Yeter ki, felaketlere umut bağlayanlara karşı uyanık olalım, yeter ki devletimizi güçsüz gösterenlere azami dikkat edelim. Son günlerde yaşanan otobüs kazalarında, orman yangınlarıyla mücadele esnasında hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, tedavi altında bulunanlara şifalar diliyor, ailelerine başsağlığı temennilerimi iletiyorum. Allah bizlere merhametiyle muamele etsin, korktuklarımızdan emin, umduklarımıza da nail eylesin.”

2 yıl önce

Selin vurduğu Van Esenyamaç muhtarı: “Devleti kötülememi istiyorlar. Vali burada, kaymakam burada, büyükşehir burada. Ben nasıl 'Yok' derim. Allah bunun hesabını sorar”

Sel afetinin vurduğu Van-Başkale'ye bağlı Esenyamaç mahallesi ve Onikidere mezrasında meydana gelen sel felaketinin izleri siliniyor. Hasar gören evlerin yıkım çalışmaları sürerken, ihtiyaç sahiplerine yardımlar ulaştırılıyor. Bakanlık, valilik ve büyükşehir yetkilileri, afetzede vatandaşın yeniden evlerine kavuşması için hasar tespit çalışması yapıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, beraberindeki heyetle bölgeye giderek ziyarette bulundu. Daha sonra Köy Muhtarı Ayhan Korkmaz'dan detaylı bilgi aldı. Yeni Şafak'ta yer alan habere göre, basın açıklaması için kameralar karşısına geçen Muhtar Korkmaz, devleti işaret ederek "Sel yaşandığı günden bu yana bir saat olsun sahipsiz hissetmedik. İşte Türkiye'nin birlik ve beraberliğe ihtiyacı var" ifadelerini kullandı. Bu sözlere tepki gösteren CHP'liler "CHP sayesinde" diyerek muhtarı susturdu. Basın açıklaması Kılıçdaroğlu'nun konuşmasıyla sürdü. Muhtar Ayhan Korkmaz Kılıçdaroğlu'nun ziyaretini şöyle anlattı: "CHP'li bir kişi müdahale etti" Köyümüze ziyarete geldiler Allah razı olsun. Neler olduğunu anlattım. "Yaraların sarılması gereklidir" dedim. Arkadan bir arkadaş, CHP'li bir kişi, "Muhtar muhtar CHP'nin sayesinde" dedi. Tabi ben sözü daha fazla uzatmadım. Devlet bütün kurumlarıyla burada Şimdi siz benim yerimde olsanız. Devletin bütün kurumları burada. Van Büyükşehir'in tüm araçları DSİ'nin tüm araçları burada. Ben nasıl "Yok" diyeyim. Hepsi burada zaten kameralar görüyor. Şantiye şefleri müdürler hepsi buradayken nasıl "Yok" diyeyim.

2 yıl önce

“Şırnak’ta Suriyeli şahıs Devlet Hastanesi’den ambulans kaçırdı” yalanı

Şırnak’ta ambulansı kaçıran kişinin Siirt nüfusuna kayıtlı Türk vatandaşı olduğu ve Şahsın yakalanmasının ardından akli dengesinin yerinde olmadığı ortaya çıktı.

2 yıl önce

Kastamonu Bozkurt’ta CHP heyetine şok tepki: “Boşuna uğraşmayın, devletimizi kötülemeyiz”

Kurtuluş Savaşı’nda düşman işgali görmemesine rağmen en fazla şehit veren il olan Kastamonu’da, Halime Çavuş, Şehit Şerife Bacı gibi pek çok kahraman yetişmişti. Vatan sevgisi ve fedakarlık denince akla gelen ilk şehir olan Kastamonu’da milleti devlete karşı ayaklandırma çabaları ters tepti. Bozkurt ve çevre illerde yaşanan sel felaketinden sonra devletin yardım etmediği, halkın sahipsiz bırakıldığı, HES kapaklarının patladığı, insanların aç ve susuz kaldığı yönünde pek çok haber yapıldı. Hatta devlet yerine CHP’li belediyelerin çalıştığı, insanlara yardım ettiği söylendi. PROVOKASYON TUTMADI Kastamonu halkının vatana ve devlete olan sadakatinin ve inancının farkında olmayan pek çok muhalif gazeteci Bozkurt ilçesinde şoka uğradı. Mikrofon uzattıkları herkes, devlete yardımları ve zamanında müdahalesi için teşekkür edince Antalya ve Muğla’da orman yangınları için yardım bahanesiyle gelen militanlarla çektikleri “devlet müdahale edemiyor” tarzındaki haberleri yapamadılar. Bozkurtlu pek çok vatandaş, röportaj esnasında muhalif medyayı ve CHP heyetini tersledi. Vatandaşlar “Canımız ve kayıplarımızla uğraşırken bizden devletimizi kötülememizi istiyorlar. Devlet ilk andan itibaren burada. Her şeyi tam ve eksiksiz yapıyor. ‘Yardım gelmedi, HES kapağı patladı, açız, susuz kaldık’ dememizi istiyorlar. Milletvekilleri gelip bizi tahrik etmeye çalışıyor. Bazı kanallar bize bazı şeyleri söyletmek istiyor. Biz buna kanmayız. Kastamonu’ya gelen herkes önce Kastamonu tarihini bir okusun!” diyerek muhalif basına ve CHP heyetine tepki gösterdi.

2 yıl önce

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: "Tablonun yegane müsebbibi emperyalist ülkelerdir. Türkiye'nin Afganistan'daki varlığı meşrudur, dostanedir"

"Aciz, korkak ve tavizkar eğilimin kuşkusuz bedeli ağır olacaktır" Dünya coğrafyasının kilit ve stratejik noktalarından birisi olan Afganistan gittikçe karmaşıklaşan, günbegün çatallaşan belirsiz ve kaotik bir ortamın içine sürüklenmiştir. 2001 yılında ABD işgaliyle fitili tutuşturulan yıkım süreci etaplar halinde genişleyip derinleşerek nihayetinde çok tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Taliban'la mücadele propagandasıyla 20 yıldır Afganistan'da bulunan ABD, tıpkı 1975 Vietnam Saygon tahliyesini andıran görüntülerle diplomatik misyonunu ve diğer unsurlarını bu ülkeden çekmiştir. Kısa sayılabilecek bir zaman diliminde Kabil düşmüş, üstelik Taliban ele geçirdiği hiçbir meskun mahalde herhangi bir direnişle karşılaşmamıştır. Adeta tek bir kurşun atılmadan altın tepsi içinde Kabil teslim edilmiştir. Geçmişte DEAŞ'ın müessir olduğu dönemlerde, benzerlerine Irak coğrafyasında da şahit olunan bu aciz, korkak ve tavizkar eğilimin kuşkusuz bedeli ağır olacaktır. "Tablonun yegane müsebbibi emperyalist ülkeler"  Taliban'ın Kabil'i kontrol etmesi üzerine Afganistan Cumhurbaşkanı ülkeden kaçmış, hükümet dağılmış, pamuk ipliğine bağlı siyasi mimari çökmüştür. Afganistan'ın bugünkü alacakaranlık tablosunun yegane müsebbibi, bu ülkenin özgürlük ve demokrasi getirme iddiasıyla toplumsal denge ve değerleriyle oynayan emperyalist ülkeler olmuştur. ABD'nin geri çekilmesiyle doğan boşluk Taliban'ın müdahalesiyle doldurulmuştur. Gelişmeleri stratejik bir akılla yorumlamak, bir adım sonrasını isabetle okuyan ve analiz eden zengin bir düşünce mirasına ve zeki bir siyaset marifetine tartışmasız ihtiyaç olduğu açıktır. "Afganistan'ın huzura ve istikrara kavuşması Türkiye için vazgeçilmez önemdedir" Afganistan'ın iç barışa, toplumsal huzura ve siyasi istikrara kavuşması Türkiye için vazgeçilmez önemdedir. Bu ülkeye sırt dönülmesinin, hadiselerin akışının uzaktan seyredilmesinin özellikle milli çıkarlarımıza ve hatta milli güvenliğimize yönelik ilave tehditlere neden olacağı herkesçe bilinmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin Afganistan politikasının temel parametrelerini, dikkate alınmasını arzu ettiği bariz beklentilerini şu ana başlıklarla ifade etmek mümkündür: 1– Türkiye'nin Afganistan'daki varlığı meşrudur, dostanedir, barışçıdır, bu ülkenin istikrar ve güvenliğine destek mahiyetlidir. Bu nedenle askeri unsurlarımızın Afganistan'ı terki düşünülemeyecektir. Türkiye ile Afganistan'ın yüz yıllık tarihi, kültürel ve inanç bağları Kabil'deki mevcudiyetimizin mazereti ve mesnedidir. Afganistan'a yüz çevirmek, tarihin ve coğrafyanın gerçekleriyle terstir. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'nın teklif ve temennileri ya cehaletinin ya da cüretkar korkaklığının sonucudur. Afganistan'dan dönmek demek Anadolu coğrafyasını tehlikeye atmak demektir. Kılıçdaroğlu'nun aklı da, anlayışı da, siyaset kavrayışı da bunu idrak etmeye kafi değildir. 2– Afganistan Müslüman bir ülkedir ve tüm Afganlarındır. Bu tartışılmaz gerçeğe saygı duymak, gerek ve icaplarına riayet etmek insanlık onurunun bir farikası, bir faziletidir. 3– Afganistan, farklı etnik grupların mecmuundan ibarettir. Nüfusun yüzde 40'ı Peştun, yüzde 24'ü Tacik, yüzde 15'i Hazara Türk'ü, yüzde 11'i Özbek, yüzde 4'ü Türkmen, yüzde 3'ü Aymak, yüzde 2'si Beluci, yüzde 1'i de diğer etnik unsurlardan mürekkeptir. Afganistan'ın yeni siyasi tasarımında bütün grupların adil ve eşit temsiline dayalı bir yönetim muhtevasının sistematik teşekkülü ülkenin geleceği adına mutlak bir zorunluluktur. Sayıları 8 milyona ulaşan Türk varlığı Türkiye'ye inkar edemeyeceği sorumluluklar yüklemektedir. Bu sorumluluğun ifa ve icrası için Kabil Uluslararası Hamid Karzai Havalimanı'ndaki varlığımızın sürdürülebilir nitelikte olması şarttır. Türkiye'nin Kabil'deki duruşu muharip maksatla değil, dostluk ve kardeşlik temeliyle matuftur. Kılıçdaroğlu'nun başını çektiği zillet korosunun karamsarlık aşılaması, bir kaşık suda fırtına koparan sorumsuz ve şaibeli siyaseti Türkiye'nin önünü kapayan, çevresinden koparan mefluç ve müflis bir siyaset düşkünlüğüdür. 4- Hali hazırda, Mezar-ı Şerif ve Herat Başkonsoluklarımız çalışmalarını Kabil Büyükelçiliğimizden idame ve idare etmektedir. Türkiye'nin diplomatik misyonunu Afganistan'dan çekmesi için hiçbir mecburi ve mücbir sebep görülmemektedir. Kabil Büyükelçimiz ve diğer diplomatlarımız Afganistan'daki varlığını kararlılıkla ve kucaklayıcı bir vasıfla sürdürmelidir. 5- Afganistan'daki yeni yönetimle düzensiz göçün önlenmesi hususunda muhakkak surette anlaşma, temas ve fikir birliği temin edilmesi şarttır. Taliban'la görüşmek dahil her seçenek dikkate alınmalıdır. "Kin, nefret ve intikam duygusunun devamı halinde Afganistan'dan geriye bir şey kalmayacaktır" Sıcak çatışma ortamının Afganistan'a bir yarar sağlamayacağı, bu itibarla Taliban'ın bütün Afganları ülkelerinde yaşamaya teşvik ederek kucaklayıcı bir politika izlemesi elzemdir. Kin, nefret ve intikam duygusunun devamı halinde toplumsal parçalanmışlık vahim düzeylere tırmanacak, nitekim Afganistan'dan geriye bir şey kalmayacaktır. Kaldı ki Taliban, kendi insanına sahip çıkarak göçe mani olmalıdır. Diğer yandan Türkiye'nin Afganistan kaynaklı düzensiz göçü hazmetmesi mümkün değildir. Sınır güvenlik tedbirlerimiz bu kapsamda alarma geçirilmiş haldedir. Afganistan'da bulunuyor olmamız, aynı zamanda büyük bir tehlike olarak karşımızda duran ve milletimizi kaygılandıran düzensiz göçün engellenmesi hususunda bir fırsat sunacaktır. "Başkalarının huzuru için milli huzurumuzdan asla ödün veremeyiz" Türkiye göçmen kampı, göçmen barınağı, göçmelerin geçiş ve yuvalanma merkezi olamayacak, böyle de değerlendirilemeyecektir. Başkalarının huzuru için milli huzurumuzdan asla ödün veremeyiz. Sınırlarımıza yığılan Afganların ülkelerine güvenliklerini de gözeterek aynen iadeleri, ülkemizde bulunanların da süratle tespitinin yapılarak geldikleri gibi gönderilmeleri aziz Türk milletinin haklı bir talebidir. Milliyetçi Hareket Partisi de bu görüştedir. Fetihle girdiğimiz Anadolu coğrafyasını hiç kimseye peşkeş çekemeyiz, çektirmeyeceğiz. "Afganistan, İran ve Pakistan'la diyalog kurularak düzensiz göçün önüne kaynağında geçilmelidir" Önümüzdeki süreçte, 1,25 milyon Afgan'ın İran'a, 1,2 milyon Afgan'ın da Pakistan'a geçmesi beklenmektedir. Türkiye'nin hem Afganistan, hem İran, hem de Pakistan'la köklü ilişkileri vardır ve bilinmektedir. Bu üç ülkeyle anbean irtibat ve diyalog kurularak düzensiz göçün önüne kaynağında geçilmelidir. Pakistan'ın, Afganistan sınırında önlemler aldığı, 2700 km'lik sınırının yüzde 90'ına duvar çektiği, 50 bin kişilik güç konuşlandırdığı ve göçmen kampları inşa ettiği anlaşılmaktadır. İran'ın da benzer tedbirlere müracaat ettiği gelişmelerle sabittir. Şayet düzensiz göç akının önü alınmazsa Türkiye 6 milyona yaklaşan Afgan akınıyla yüz yüze kalabilecektir. Ülkemiz bu vahametin bilincindedir. Bu karşı yapılan mücadele de değerli, dengeli ve dirayetlidir. "Cumhur İttifakı, muazzam vatanseverlik şuuruyla Türkiye'yi sonuna kadar savunacaktır" Milliyetçi Hareket Partisi olarak Afganistan'ın siyasi istikrarını, iç güvenliğini, toplumsal mutabakat ve huzurunu sonuna kadar desteklediğimiz bilinmelidir. Ancak hepsinden önemlisi düşüneceğimiz, uğruna her şeyi feda edeceğimiz bir ülkemiz, bir milletimiz, bir vatanımız vardır. Köşesi ve çizgisi kalmayan Türkiye muhaliflerinin bu hassasiyetlerimizi anlamasını beklemek boş bir niyet, boşuna bir emektir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Doğal afetlerin açtığı yaralar, salgından kaynaklı hasarlar aşama aşama telafi edilirken, milli huzur ve istikbalimizin muhafaza mücadelesi de kahramanca devam edecektir. Cumhur İttifakı tarihin, milletin ve coğrafyanın müşahitliğinde sahip olduğu muazzam vatanseverlik şuuruyla Türkiye'yi sonuna kadar savunacaktır. Aziz milletim müsterih olsun, gecenin karanlığı kutlu bir şafakla dağılacaktır. O müjdeyle ve muvaffakiyetle perçinlenmiş günler ise uzak değildir.

2 yıl önce

PCR testleri devlet hastanelerinde ücretsiz olacak

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yüz yüze eğitim kapsamında istenecek zorunlu PCR testlerinin devlet hastanelerinde ücretsiz yapılacağını açıkladı. Bakan Koca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kabine Toplantısı'na dair açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorusunu yanıtladı. "Yüz yüze eğitim kapsamında haftada 2 kez istenecek zorunlu PCR testi ücretsiz mi olacak" sorusuna Koca, "Devlet hastanelerinde ücretsiz olacak." yanıtını verdi.

2 yıl önce

Göçmen kaçakçılığı yapan devlet: İran

İran’ın mültecilerin karakol haline getirdiği köyler İsagorik, Ghalameh, Aghach, Majnon, Babanor, Karkoj, Alofarach ve Gole Khane. Türkiye’ye en çok mülteci sokulan köyler Babanor ve Karkoj. Buralardan ortalama günlük 1000 kişi yola çıkıyor. 1000 KİŞİ YOLA ÇIKIYORLAR İran’ın mültecilerin toplanma merkezi haline getirdiği karakol köylerin İsagorik, Ghalameh, Aghach, Majnon, Babanor, Karkoj, Alofarach ve Gole Khane olduğu belirtiliyor. Türkiye’ye en çok mülteci sokulan köyler ise Babanor ve Karkoj. Buralardan ortalama günlük 1000 kişi yola çıkıyor. Afgan göçmenlerin Türkiye’ye giriş noktaları Van’ın Çaldıran ve Muradiye ilçeleri ile Ağrı dağı civarı. PKK İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDELER İran ile PKK’nın işbirliği burada da devreye giriyor. Kandil, İran sınırına yakın köylerde yaşayan örgüt üyelerinden, mültecileri misafir etmelerini ve Batı’daki şehirlere gitmelerine yardımcı olmalarını istedi. Yetkililer, mülteci akınının tamamen kontrol edilebilmesi için İran’ın da mutlaka önlem alması gerektiğine dikkat çekiyor. Bunun için Meksika-ABD sınırı örnek gösteriliyor. ABD, tüm önlemlere rağmen, Meksika işbirliğine yanaşmadığı dönemlerde göçü durduramıyor.

2 yıl önce

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 99. yıl dönümü! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Cumhuriyeti Devleti emin ellerdedir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki devlet erkanı, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü dolayısıyla Anıtkabir'e ziyarette bulundu. Büyük Zafer'in 99'uncu yılı kutlamaları kapsamında, ilk tören Anıtkabir'de düzenlendi. Tören, devlet erkanının Aslanlı Yol'da yürüyüşüyle başladı. ATATÜRK'ÜN MOZOLESİNE ÇELENK BIRAKILDI Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki kortejde, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yüksek yargı organlarının başkanları, komutanlar, siyasi partilerin temsilcileri, bürokratlar ve diğer devlet erkanı yer aldı. Anıtkabir'deki anma törenine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de katıldı. Erdoğan, Atatürk'ün mozolesine ay yıldız motifli çelengi bıraktı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve protokolde yer alan devlet erkanı, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti. Erdoğan, burada Anıtkabir Özel Defteri'ni imzaladı. "EMANETİNİZ OLAN TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ EMİN ELLERDEDİR" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, deftere şunları yazdı: "Aziz Atatürk; bağımsızlığımıza giden yolun altın halkalarından Büyük Zaferin 99'uncu yıl dönümünde bir kez daha huzurunuzdayız. Bu tarihi günde zatıalinizi ve aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyoruz. Türkiye'yi bizlere çizdiğiniz hedefler doğrultusunda parlak bir geleceğe taşıyoruz. Savunma sanayiinde attığımız adımlarla milletimizin göz bebeği olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin caydırıcılığını her alanda daha da artırıyoruz. Demokraside, adalette, hak ve özgürlüklerde hayata geçirdiğimiz reformlarla, cumhurla, cumhuriyetimiz arasındaki bağı tahkim ediyoruz. Emanetiniz olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti emin ellerdedir. Ruhun şad olsun." Anıtkabir, devlet töreninin ardından halkın ziyaretine açıldı.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 54 55