07 Mayıs Salı 2024
2 yıl önce

Motorlu Taşıtlar Vergisi'nde yeniden değerlendirme oranı yüzde 36,2'den yüzde 25'e indirildi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Motorlu Taşıtlar Vergisi yeniden değerleme oranını yüzde 36,2'den yüzde 25'e düşürdü. 2022 yılında vergi, harç ve cezalarda uygulanacak yeniden değerleme oranı yüzde 36,2 olarak belirlenmişti. Yeniden değerleme oranında yüzde 50 indirim yapma yetkisi bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yetkisini kullandı. Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Motorlu Taşıtlar Vergisi'nde uygulanacak yeniden değerleme oranı yüzde 25'e düşürüldü. Ancak diğer vergi, harç ve cezalarda yeniden değerleme oranı yüzde 36,2 olarak uygulanmaya devam edecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden değerleme oranında indirim yetkisini 2019 ve 2020 yıllarında yine MTV'de kullanmıştı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan muhtarlara maaş müjdesi: Yaptığımız değerlendirme sonunda muhtar maaşlarını asgari ücret seviyesine, yani 4250 liraya yükseltme kararı aldık

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları: Yoğun kar yağışı sebebiyle bazı muhtarlarımız bugün aramızda olamadılar. Muhtarlarımızla geniş katılımlı ilk toplantımızı Ocak 2015'te yapmıştık. Bugün de 1500 muhtarımızla bir aradayız. İçişleri Bakanlığımız bünyesinde daha etkin şekilde kullanılan Muhtarlık Bilgi Sistemi kurduk. Muhtarlarımızın taleplerini takip etmek üzere Vali Yardımcısı, Genel Sekreter Yardımcısı düzeyinde muhataplar belirlenmesini temin ettik. 19 Ekim tarihini Muhtarlar Günü olarak belirledik. Muhtarların özlük haklarında, SGK primlerinin devlet tarafından ödenmesi, maaşlarının arttırılması başta olmak üzere pek çok önemli iyileştirmeler yaptık. Bizden önce bunlar yoktu. MUHTAR MAAŞLARINI ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNE YÜKSELTME KARARI ALDIK Sizlere bir de müjde vermek istiyorum. Hükümete geldiğimizde muhtar maaşları 97 liracıktı. Bu yılbaşı itibariyle 3392 lira seviyesine çıkarmıştık. 1726 lira tutarındaki SGK primlerini de karşılamaya başlamıştık. Muhtar maaşlarının asgari ücretin altında kalmasına gönlümüz razı olmadı. Yaptığımız değerlendirme sonunda muhtar maaşlarını Asgari Ücret seviyesine, yani 4250 liraya yükseltme kararı aldık. Birileri atar tutar, biz yaparız. Hayata geçmesi için gereken kanuni değişikliği en kısa zamanda yapacağımız maaşların muhtarlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Lafta değil.. Ben icraat konuşuyorum. Muhtarlık hizmet binalarıyla ilgili proje çalışmalarını tamamladık, yerlerini önemli ölçüde belirledik, inşasına yakında başlıyoruz. Kadın muhtarlarımızın görev yaptığı yerlere öncelik vermek üzere muhtarlık hizmet binalarımızı güvenlik kamerası sistemi ile donatıyoruz.  BU BULUŞMALARI TAKLİT ETMEYE KALKANLAR OLSA DA BİZ MUHTARLARLA ARAMIZA KİMSEYİ SOKMAYIZ Muhtarlar toplantımızı 51. buluşma ile yeniden başlatıyoruz. 2.5 yıllık aranın ardından sizlerle birlikte olmanın bahtiyarlığı içindeyim. Gerek Koronavirüs salgınına, gerekse sel ve yangın felaketlerine karşı verdiğimiz mücadelelerimizde muhtarlarımız ilk saflarda yer aldılar. Bugün bir kez daha hissettik ki muhtarlar candır. Aramızdaki gönül bağının derinliğini anlayamadığı için bu buluşmaları taklit etmeye kalkanlar olsa da biz muhtarlarla aramıza kimseyi sokmayız. Bizim sizinle kader bağımız var. 24 yıl önce siyasi hayatımız bitirilmek istenirken bu kardeşiniz için gazeteler 'muhtar bile olamaz' diye başlık attılar. Bu ifade zihin dünyalarında muhtara biçtikleri değeri gösteriyor. Kim bu zihniyet? CHP... İşi gücü bunların mühür toplamak, toplattırmaktır. ELLERİNE FIRSAT GEÇTİĞİNDE MUHTARLIKLARIN DA KAPISINA KİLİT VURMAKTAN VAZGEÇMEZLER Siz şimdi onların muhtar sevdalısı kesildiklerine bakmayın, ellerine fırsat geçtiğinde muhtarlıkların da kapısına kilit vurmaktan vazgeçmezler. Muhtarın yanına sekreter koyacakmış. İnanıyor musunuz bunlara? İşleri, güçleri palavra. Önce elinizdeki belediyelerle gelin de bizim muhtar kardeşlerimize oralardan destek verin de görelim. Elinizdeki belediyelerde buyrun elinizi tutan mı var? Ücretsiz elektrik verin. Bir defa elektrik olayı belediyelerin mi elinde? Belediye ile alakası yok. Böyle bir yalan söyleyen ana muhalefetin başıdır. Dürüstlük bunların semtine uğramamış. Bu oyunları muhtarlar bozacak.  BİR SONRAKİ TOPLANTI SADECE KADIN MUHTARLARLA Tüm gayretlerine ne bizim önümüzü kesebildiler ne de sizin mühürlerinizi kırabildiler. Bir sonraki toplantıyı da inşallah ülkemizdeki kadın muhtarlarımızla yine bu salonda yapmayı planlıyoruz. Sadece kadın muhtarlarımız. Birileri niye bunu sadece kadınlarla yapıyor diyebilirler. Hiç takmayın kafanıza. Biz kadınlarla verilecek mücadelenin ne kadar kutsal olduğunu biliriz.  'YAPAMAZ' DİYEN O KOSKOCA ÜLKELER BİZDEN BU UÇAKLARI İSTİYOR Muhtarlar buluşmamız ülkemizin en büyük, kapsamlı demokrasi şölenlerimizden biri olarak siyasi tarihimize geçmiştir. Böyle bir salon bu devlette bugüne kadar olmamıştı. Sizlerin bu buluşması var ya sizi sevmeyenlere bir ders oluyor. Geçtiğimiz 20 yılda yaşadıklarımız ileride üzerinde yıllarca çalışılsa da yetmeyecek dersler içeriyor. Bu süreçte asırlar boyunca bize 'Siz yapamazsınız' dediler. Uçaklarımızı mı, İHA'ları yaptık mı? Silahlı hava araçlarımızı yaptık mı? Bizden kimler bunlardan istiyor biliyor musunuz? 'Yapamaz' diyen o koskoca ülkeler bizden bu uçakları istiyor. Bu süreçte asırlar boyunca 'Sizin çapınız da gücünüz de yetmez' dedikleri ne varsa hepsini başarabileceğimizi gösterdik.  TERÖR ÖRGÜTLERİNİN İNLERİNE GİRMEK SURETİYLE BUNLARI ÇÖKERTTİK Tek parti faşizmini yüceltenlerin, darbeleri savunanların hala aynı yerde duruyor olmasının başka izahı var mı? Terör örgütlerinin payandalığına soyunarak kaos denemelerinin tetikçiliğini yaparak hala ortalarda dolaşanların başka izahı var mı? 20 yılda eser siyasetiyle eksikleri tamamlarken her günümüz bu habis zihniyetle mücadeleyle geçti. Sağlıkta dev şehir hastaneleri gibi projeleri bunlara rağmen yaptık. O büyük ülkeler gelip bu projeleri inceliyor. Terör örgütlerinden suç çetelerine kadar milletimizin canına kasteden yapıları bunlara rağmen çökerttik. Terör örgütlerinin inlerine girmek suretiyle bunları çökerttik, çökertiyoruz. Geceleri benim vatandaşım huzurlu şekilde sokağa çıkabilmeli. Ulaştırmada göreve geldiğimizde 6100 km bölünmüş yol vardı, 28 bin 500 km'ye çıkardık. 26 havalimanı vardı, şimdi 56 tane var. Her havalimanının olduğu ilde yarım saatte evine ulaşıyorsun. Bunların aklı neredeydi, neden yapmadılar? Bunlar durup dururken olmadı. Bu iş akıl işi. Biz Şanlıurfa - Adıyaman arasında Keban'ın üzerine Nisibi Köprüsü'nü yaptık. Türkiye bir devrim, dünyada bir değişim yaşayan ülke. Yap-işlet-devret'le yapıyoruz. Bay Kemal bu nedir diyor? Kolay değil bunları öğreneceksin. Arkadaşlarımız anlatıyor ama anlamıyor. Basmıyor. Şehir hastanelerini yaptık, nasıl yaptınız diyor. SSK'nın başında değil miydi bu? Rahmetli Savaş Ay bir programında bunu gayet güzel anlatmıştı. SSK'yı batıran şahıstır bu. Rezil etti kurumu. Bu hastanelerde rehin alınan ölülerimiz vardı. Şimdi böyle bir şey sözkonusu değil. 2023'TE HAYATİ BİR TERCİHTE BULUNACAĞIZ Sanayide verdiğimiz destekler sayesinde ülkemizi dünyada üretim merkezi haline getirmeyi bunlara rağmen başardık. Teröristlerle nasıl başedeceksin.. Mühimmatın olursa başedersin. Bunlar yerli tabanca, tüfek bile yapamıyordu. Biz şimdi bunları yapıyoruz. Ekonomide 85 yıldır ayaklarımızda duran prangaları birer birer kırarak ülkemizi dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına sokma hedefimizi bunlara rağmen sürdürüyoruz. Ülkemizi bir takım kifayetsiz muhterisin kendi kısır çıkarlarına uğruna Pensilvanya ve Kandil'in ikitdara geliyoruz çemkirişlerine maruz bırakanları Allah da millet de affetmez. 2023'te böyle bir hayati tercihte bulunacağız. Sizlerden destek vermenizi istiyorum. KUR GİBİ ENFLASYONUN ÜZERİNDEKİ KÖPÜĞÜ DE KISA SÜREDE ALACAĞIMIZA İNANIYORUZ Ülkemiz için büyük hayaller kurarken insanlarımızın günlük hayatında yaşadığı sıkıntıları da görmezden gelmiyoruz. Gezi olayları ile başlayıp darbe girişimleriyle süren, bir süredir kur-faiz-enflasyon şer üçgeninde tekrar sergilenmeye başlayan serencamın her vatandaşımıza maliyeti olmuştur. Asgari ücretten memur maaşlarına kadar insanımızı fahiş fiyat altında ezdirmeyecek düzenlemelere gittik. Ocak ayı itibariyle herkes bu artışları hayatında görmeye başlayacaktır. Kimse abuk sabut fiyatlandırma peşinde koşamayacaktır. Piyasalarda bir daha dengesiz döviz talebinden kaynaklanan bir dalgalanmanın yaşanmayacağını düşünüyoruz. Kur gibi enflasyonun üzerindeki köpüğü de kısa sürede alacağımıza inanıyoruz. Böylece maaşlarda yaptığımız artışlar daha anlamlı hale gelecektir. Salgının yol açtığı belirsizlik arttıkça Türkiye'nin önündeki fırsatlar kazanca dönüşmeyi sürdürüyor. Dünya, Türkiye'nin adımlarını yakından takip ediyor. Sıkıntılarımız yanında umutlu olmak için de çok sebebimiz var. Programımızın bizi nereden nereye taşıdığını yaz aylarına doğru çok daha iyi göreceğiz. Bugün de ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi araya sokarak herkesin iş ve aş sahibi olacağı istihdam iklimi oluşturarak gençlerimize güçlü, müreffeh  bir Türkiye bırakacağız. 

2 yıl önce

ABD Dışişleri Bakanı Blinken'dan "Rusya-Ukrayna" hattına ilişkin kritik değerlendirme: Daha önce de belirttiğimiz gibi bunlar gerçek bir işgale gidildiğini gösteriyor

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'yı işgal etmeye karar verdiğine inandıklarını ancak tanklar bu ülkeye girene, uçaklar uçana kadar diplomatik yollarla Putin'i kararından vazgeçirmeye çalışacaklarını bildirdi. CNN televizyonunda değerlendirmelerde bulunan Blinken, Rusya'nın Belarus'taki asker sayısını artırıp buradaki tatbikatları devam ettireceğine dair açıklamasının, kendileri açısından endişe verici olduğunu dile getirdi. Blinken, "Bu durum, benim Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde de ortaya koyduğum gibi, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmaya bahane olarak bir dizi provokasyon yaratmaya çalıştığı oyununun işlediğini gösteriyor." diye konuştu. Rusya'nın kendi eliyle neden olduğu bir kaosu bölgedeki tatbikatlarının süresiz şekilde devam etmesine bahane olarak gösterdiğini savunan Blinken, Rusya'nın son birkaç ay içerisinde Ukrayna sınırına sevk ettiği asker sayısının 150 bini aştığını ve tansiyonun artmaya devam ettiğini belirtti. Doğu Ukrayna'daki patlamalar ve Ukrayna'ya yönelik siber saldırıların aslında Rus işgalinin başladığını gösterip göstermediğine ilişkin soruya Blinken, şu yanıtı verdi: "Daha önce de belirttiğimiz gibi bunlar gerçek bir işgale gidildiğini gösteriyor. Tüm bu yanıltma operasyonları, bahane üretmek için yapılan bu provokasyonlar, tamamı eğitilmiş. Ancak bunları geçen akşam Başkan Joe Biden'dan duydunuz. Başkan Putin'in işgale karar verdiğine inanıyoruz ancak tanklar gerçekten girene kadar ve uçaklar uçmaya başlayana kadar diplomasinin, Başkan Putin'i bunu yapmaktan vazgeçirip geçirmeyeceğini görmek için her fırsatı ve her dakikayı kullanacağız. Başkan Biden, eğer savaşı önleyecekse Başkan Putin ile her format ve zamanda görüşmeye hazır. Rus mevkidaşım (Sergey) Lavrov'a gelecek hafta Avrupa'da görüşme çağrısında bulundum. Rusya işgale başlamazsa halen görüşme planımız var." KRİZ İÇİN KRİTİK UYARI ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ukrayna-Rusya krizinde Rusya'yı uyararak, bir savaşın "korkunç ve yıkıcı sonuçları" olacağını bildirdi. Blinken, Alman Süddeutsche Zeitung gazetesine verdiği röportajda, bu krizin özünün Ukrayna ve bu ülkenin geleceği, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığıyla ilgili olduğunu belirtti. Ancak geniş anlamda burada barış ve güvenlikle ilgili bazı ilkelerin tehlikede olduğunu vurgulayan Blinken, bu prensiplerin iki dünya savaşından ve Soğuk Savaş'tan sonra ortaya çıktığına işaret etti. Blinken, "Bir ülke, başka bir ülkenin sınırlarını zorla değiştiremez. Bir ülke, kiminle çalışılacağına ilişkin kararlarını ve politikalarını diğerine dikte edemez." ifadesini kullandı. Bir savaşın başta masum Ukraynalılar olmak üzere "korkunç ve yıkıcı sonuçları" olacağı uyarısında bulunan Blinken, "Elbette bunun Rusya için birçok ciddi yaptırımları da içeren sonuçları olacaktır. Ancak bir savaş, aynı zamanda dünya için de ciddi bir meydan okuma olacaktır." değerlendirmesini yaptı. BLİNKEN VE LAVROV AVRUPA'DA GÖRÜŞECEK Blinken, müzakereleri sürdürmeye hazır olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Birkaç gün önce Dışişleri Bakanı (Sergey) Lavrov ile gelecek hafta Avrupa'da tekrar bir araya gelmeyi önerdim. Birkaç gün sonra o, bunu kabul etti. Ben de ona 'Sizi görmekten mutlu olurum, tabii bu arada Rusya'nın Ukrayna'ya girmemesi şartıyla.' yanıtını verdim." Rusya'nın Ukrayna'ya girmesi durumunda hem Avrupa Birliği'ndeki (AB) hem de NATO'daki Avrupalı ortaklarla tamamen koordinasyon içinde uygulayacakları bir plan bulunduğu bilgisini paylaşan Blinken, "Yaptırımlar, söz konusu olduğunda hızlı ve birlikte tepki vereceğimizi açıkça söyledik. Duruma göre de Ukrayna'nın savunmasını güçlendirmek için hızlı ve birlikte bir tepki verilecektir." ifadesini kullandı. Blinken, bu durumda NATO'yu ve NATO'nun doğu kanadını güçlendirmek için adımlar da atılacağını vurguladı. ZELENSKİY VE MACRON, SON 24 SAATTE 2 KEZ TELEFONLA GÖRÜŞTÜ Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile son 24 saatte 2 kere telefon bağlantısı gerçekleştiren Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, "Ateşkes konusunu değerlendirdik" dedi. Rusya-Ukrayna arasındaki gerilim artarken, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile son 24 saatte 2 kez telefonda görüştü. Zelenskiy sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Münih'ten döndükten hemen sonra Macron ile görüştük. Ukraynalı politikacıların ve yabancı gazetecilerin ateş altında kalışlarını konuştuk. Diplomatik ve politik bir çözüm sürecini değerlendirdik. Biz her gün partnerlerimizle iletişim halindeyiz. Son 24 saatte ikinci kez Macron ile görüştüm. Ateşkes konusunu değerlendirdik. Barış süreci artık aktif olmak zorunda" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten "27 Nisan e-muhtırası" değerlendirmesi: Hükümet, ilk defa Cumhuriyet tarihinde cevap verince bu siyasi hayatımız açısından bir dönüm noktası oldu

Çelik, 27 Nisan e-muhtırasına ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Muhtıra, geleneğinin son halkası olarak tarihteki yerini aldı." ifadesini kullandı. 27 Nisan'daki muhtıra girişiminin tam anlamıyla muhtıra olamadığını belirten Çelik, "İlk defa Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir hükümet, ona cevap verdiği için muhtıra olması için yapılan bu girişim bir kağıt parçasına döndü. Bu çok önemli bir şey bizim siyasi tarihimizde." diye konuştu. Türkiye'nin siyasi tarihinde genelde muhtıra verildikten sonra hükümetlerin bunu kabullendiğini ve siyasetin ayarının o muhtıranın kodları üzerinden belirlendiğini anlatan Çelik, sonrasındaki her siyasi gelişmenin de muhtıra kodları üzerinden değerlendirildiğini dile getirdi. Çelik, "Bir bakıma kerteriz noktasıydı muhtıralar sivil siyaset için. Sivil siyasetin bir bakıma DNA'sını, psikolojisini belirliyordu. İlk defa, Cumhuriyet tarihinde bir hükümet, o zaman Cumhurbaşkanı'mız Başbakan olarak bunu hükümetimiz geri çevirdi ve muhtıra olarak tarihe geçecek şey bir kağıt parçasına döndü." dedi. Sistemin eski dönemlerden beri, özellikle asker kökenli cumhurbaşkanlarını hükümetin üzerinde bir vesayet aracı olarak kullandığını, sonrasında da bunun başka ek mekanizmalarla desteklendiğini söyleyen Çelik, "Anayasanın üzerinde Milli Güvenlik Kurulu oluyordu, bunun yanı sıra yargının vesayeti, askerlerin gazetecilere verdiği brifing. O zamanlar o dönemdeki siyasi hayat şekillenirken neredeyse sivil siyaset diye bir şey kalmamıştı. Siyaset bu muhtıra siyasetinin sınırları içerisinde yaşayabilen, nefes alabilen bir varlık haline dönüşmüştü." değerlendirmesinde bulundu. AK Parti döneminde en çok vurgu yapılan kavramlardan birinin "sivil siyaset" olduğuna dikkati çeken Çelik, "Sivil siyasetin özerkliği, sivil siyasetin güçlendirilmesi, sivil siyasetin gücünün pekiştirilmesidir. Bu şu demekti, yani herhangi bir şekilde askeri bürokrasinin muhtıralar yoluyla siyaseti belirlemesi, ülkeyi yönlendirmesi gibi bir şey söz konusu olmasın diye. Bunlar tabii Türkiye'ye çok acılar ödetmiş, bedeller ödetmiş süreçlerdir." diye konuştu. 27 Nisan'daki teşebbüsün bir bakıma cumhurbaşkanlığı seçiminin kodlarını belirlemek üzere yapıldığını söyleyen Çelik, aynı günün gecesi buna bir cevap hazırlığının hemen başladığını anımsattı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın o gece telefonlara çıkmadığını ve bu durumun ertesi sabaha kadar çeşitli bahanelerle böyle devam ettiğini anlatan Çelik, ertesi gün, hükümet adına bir açıklama yapılacağı basına duyurulduktan sonra dönüş yapıldığını belirtti. "İLK DEFA CUMHURİYET TARİHİNDE BİR MUHTIRA AKAMETE UĞRAMIŞ OLDU" Muhtırayı yayınlayanların hükümetin buna cevap vereceğini hesap edemediklerini vurgulayan Çelik, "Neticede ilk defa Cumhuriyet tarihinde bir muhtıra akamete uğramış oldu. Dolayısıyla bir bakıma muhtıralar döneminin işte son halkası, kapanması gibisinden bir durum. Eğer hükümet cevap vermeseydi, bazen Amerikan Başkanları için 'topal ördek' ifadesi kullanılıyor ya, aslında bu, hükümetleri sakatlayan, hükümetleri gerçek bir hükümet olmaktan çıkaran birtakım saldırılar olarak bu muhtıralar her zaman gündeme gelmiştir." ifadesini kullandı. Çelik, muhtıranın kabul edilmesi ve cevap verilmemesi halinde cismen var olan hükümetin siyaseten yok hükmünde olacağını belirterek şöyle devam etti: "Zaten bu hale getiriyorlardı, bu şekilde önce bir şekilde bir tavır koyuyorlar, ondan sonrasında Cumhuriyetin tehlikede olduğunu, işlerin çok kötüye gittiğini, büyük bir güvenlik tehdidi olduğunu, olaya el koymak gerektiğini, basının da desteğini yanlarına alarak ifade ediyorlar. Ondan sonra hemen organize bir şekilde birtakım başka kurumlardan açıklama yapılmaya başlanılıyor. Bir bakmışsınız olmayan bir şey yüzünden ülke büyük bir stresin içerisine girmiş ve bütün kurumların okları kendi amirleri durumundaki hükümete çevrilmiş. Böylesine kaotik, böylesine amorf, şekilsiz, ilkesiz bir süreç üretiyorlardı. 27 Nisan'da tekrar bunu yapmaya çalıştılar, 'cumhurbaşkanı şöyle olmalı, birtakım kaygılarımız var bu konularda' dediklerinde hükümet, ilk defa Cumhuriyet tarihinde cevap verince bu siyasi hayatımız açısından bir dönüm noktası oldu. Bence demokrasinin Türkiye'de yerleşikleşmesinin önemli dönüm noktalarından bir tanesidir." AK Parti Sözcüsü Çelik, daha önce katıldıkları bir MKYK toplantısında söz aldığını hatırlatarak şunları kaydetti: "'Bugün çok önemli bir gün' demiştim. Sebebi şu ilk defa dikkatimi çekti, o dönemi kastederek söylüyorum, iktidar partisinin MKYK'sini izleyen gazeteci sayısı Milli Güvenlik Kurulunu izleyen gazeteci sayısından daha fazla. Çünkü o zaman hatırlayın, şimdi bunlar geride kaldığı için iyi hatırlanmıyor, Türkiye nefesini tutuyordu her ay, Milli Güvenlik Kurulundan Milli Güvenlik Kurulu'na yaşıyordu. Milli Güvenlik Kurulundan hükümete nasıl bir talimat çıkacak, nasıl bir posta koyulacak gibisinden, dolayısıyla orada milli güvenlik dışında sadece seçilmiş sivil hükümete karşı kısıtlamaların ve yönlendirmelerin konuşulduğu bir mekanizma söz konusu oluyordu. İşte en son 27 Nisan'da buna teşebbüs edildi orada cevap verince de o bir muhtıra olmak üzere kurgulanmış o teşebbüs kağıt parçasına döndü."

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu, İstanbul’da "Düzensiz Göç, Uyuşturucu, Terör ve Asayiş Değerlendirme Toplantısı"na katıldı

Hasdal'daki İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığında (AFAD) düzenlenen toplantının öğle saatlerindeki ilk bölümünde ağırlıklı olarak emniyet mensupları yer aldı. Bakan Soylu, akşam saatlerindeki bölümde kaymakamlarla bir araya geldi. Toplantıda, İçişleri Bakan Yardımcıları Muhterem İnce ve İsmail Çataklı, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Yusuf Kenan Topcu, Göç İdaresi Başkanı Savaş Ünlü ile kaymakamlar hazır bulundu.

1 yıl önce

Bakan Soylu'dan İmamoğlu'nun 'çürümüşlük' ifadesine tepki: “Bu bir şımarıklıktır. Devletin bu bütüncüllüğünü, ‘çürümüş’ olarak değerlendirmek de cehalettir”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 81 İl Trafik Birim Amirleri ile video konferans yöntemiyle yapılan toplantıda açıklamalarda bulundu. İşte Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları: Araç kullanırken cep telefonu kullanımının artması, yayalar açısından kulaklıkla yürümenin artması kazaları ve can kayıplarını artırdı. Maalesef birtakım tedbirlerle beraber adımlarımız sonuca ulaşırken, düşürdüğümüz yaya trafiğindeki ölümler arttı. Kaza miktarı yüzde 15'lik dilimde artarken, ölüm bir önceki yılla hemen hemen kafa kafaya gitmektedir. Türkiye'deki ticari hareketliliğine ve Turizm hareketliliğine rağmen. Kurallar doğru şekilde uygulanırsa kaza olabilir ancak yaralanma ve ölüm riskleri de mümkün olan ez az seviyeye düşüyor. Bizim için risk olan yaya ölümleridir. Yaya trafiğine dikkat etmek gerekiyor. Anadolu'nun pek çok yerinde sürücülerimin dikkat etmesi yönünde günde 3-4 defa anons yapılması gerekiyor. Yaşlılarımız Kovid nedeniyle Anadolu'yu tercih ettiler, yaya alışkanlıklarını henüz oluşturamadıkları için kazalar ve ölümler meydana gelebiliyor. Motosiklet, bisiklet ve scooter nezdinde de uyarıcı rehberlik edici, birtakım denetim uygulanabilecek işletim gelmeli. Elimizde kanunun gücü var. Vatandaşlara rehberlik yapmak en büyük bayram hediyesidir. Denetim sayısı arttıkça, kaza ve can kayıpları düşmektedir. Tüm istatiklerimiz denetim arttıkça aşağıya doğru, denetim azaldıkça yukarı doğru çıkıyor. Hiç kimse denetimden endişe etmesin. Sizin güvenli bir şekilde bayrama gitmenizi ve dönmenizi istiyoruz. Yollarda size rehberlik eden her arkadaşımızın tatilden feragat ettiğini hatırlatmak istiyoruz. Denetimler için planlar yapılmıştır. Bu denetimler sadece cezaya yönelik değil. Toplam 114 bin 960 ekip görev alacaktır. Trafik ekiplerimizin görünür olmaları sağlanacaktır. Denetimlerin yüz yüze yapılarak sürücülerin araç dışına davet edilmesi gibi trafik denetimlerinde önemli bir farkındalık ortaya konulacaktır. "ÇOCUKLARINIZI ARKA KOLTUĞA OTURTUN" Kovid nedeniyle trafik davranışları olumsuz etkilendi. 7 Temmuz'da başlayacak trafik denetimlerimiz 11 gün boyunca kesintisiz devam edecektir. Buradan vatandaşlarımıza bir çağrıda bulunmak istiyorum. Tuzak radar uygulamasını kaldırdık. Radar kurulan yerlerde öncesinde uyarı var. Bu bayramda da 81 ile genelge gönderdik. Emniyet kemeri kullanımı konusunda bilgi verdik.  Yaptığımız denetimlerde, aileler beniz bağışlasınlar söylemek isterim. Bazen yaptığımız denetimlerde cici cici çocuklarını ön koltuğa oturtuyorlar. Lütfen yolculuğa çıktığınızda altını çizerek söylüyorum, çocuklarınızı arka koltuklara oturtun ve emniyet kemerlerini takın. Onlar muhakkak öne oturmak isteyeceklerdir, onları arka koltuğa oturtmanız en büyük trafik eğitimidir. Ailelerden, ebeveynlerden özellikle bunu istiyorum. 'Bayramınız kemerli olsun' sloganıyla, geçen sene de kullandığımız sloganla farkındalık oluşturmaya devam edeceğiz. 'Emniyet kemerini taktıysan bayram yolunda her şey yolunda', 'Telefona değil yola bakıyorsan bayram yolunda her şey yolunda', yine bir sloganımız daha var, 'Hız limitlerine uyuyorsan bayram yolunda her şey yolunda'.  Her vatandaşımızın, özellikle sosyal medya kullanıcılarının, medya sektöründeki arkadaşların bunu milli bir görev olarak görmelerini farkındalık oluşturmaları gerekiyor. Şehirlerarası otogarlarda bu denetimler yapılacak. Son olarak trafik güvenliğini bir milli güvenlik meselesi olarak görüp 3. sayfa haberi olarak görmekten kurtulmalıyız. 'Her gün trafikte daha iyiye' sloganını aklımızdan çıkarmayalım. BAKAN SOYLU'DAN İMAMOĞLU'NA TEPKİ Bakan Soylu, programın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Soylu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na tepki göstererek, "Ona tekrar bakacağım. O esnada Cumhurbaşkanlığımız tüm kamu kurum ve kuruluşlarına yönelik bu konudaki hassasiyeti bir kez daha ortaya koymuştur. Bazı ülkeler büyükelçilerimize yönelik bazı bakanlar özellikle kabul göstermemektir. Çok doğaldır ki, buna ait bir mütekabiliyet uygulanmaktadır. Bunu Dışişleri Bakanlığı bilebilir. Dışişleri bunu bildiği andan itibaren bir kamu görevlisi böyle bir mütekabiliyet ilkesinin varlığından ya da ilgili ülkenin böyle bir uygulamasından haberi olmadan bunu gerçekleştirebilir. Biz bununla sürekli karşı karşıyayız. Biz en çok ilişki kurduğumuz bakanlık Dışişleri Bakanlığı’dır. Dışişleri Bakanlığı ile sürekli temas halindeyiz. Kendi aramızda da defalarca konuştuğumuz meseleyi Cumhurbaşkanımız tamim olarak hepimize göndermiş. Sayın Cumhurbaşkanımızın imzası. Bu bize geldi. Tüm bakanlıklara gitti. Dağıtım yapmamız gereken yerlere… " dedi.

1 yıl önce

Fitch'ten küresel kredi değerlendirmesi…

Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, yüksek resesyon risklerinin artan kredi zorluklarını pekiştirdiğine dikkat çekildi. Açıklamada, küresel kredi ortamına ilişkin görünümün son aylarda bozulmaya devam ettiği aktarıldı. Fitch'in açıklamasında, "Yoğunlaşan enflasyonist baskılar ve bunun sonucunda ortaya çıkan para politikası tepkisi, geniş tabanlı finansal sıkılaşma dahil olmak üzere küresel büyüme için giderek daha zorlu koşullara katkıda bulundu." değerlendirmesi yer aldı. Avrupa ve ABD'de resesyon risklerinin yüksek olduğu belirtilen açıklamada, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) yeni varyantlarında artış olması durumunda Çin'in büyümesinde daha fazla gerileme olabileceği ifade edildi. Açıklamada, Rusya'dan Avrupa'ya gaz akışının tamamen veya ciddi şekilde durmasının da yakın vadeli en büyük potansiyel riskler arasında yer aldığı vurgulandı.

1 yıl önce

İçişleri Bakanlığı: “Olası her türlü provakasyonlara karşı tüm değerlendirmeler yapılmış, güvenlik tedbirlerimiz en üst seviyeye çıkarılmıştır”

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; “Kamuoyumuzun hassasiyetle takip ettiği gibi son dönemlerde, İsveç, Hollanda ve Danimarka’da kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik yapılan meş’um eylemlerden sonra, olası her türlü provakasyonlara karşı tüm değerlendirmeler yapılmış, güvenlik tedbirlerimiz en üst seviyeye çıkarılmıştır. Bu kapsamda, DEAŞ ve EL-KAİDE gibi terör örgütlerinin de sözkonusu menfur olayları gerekçe göstererek, pek çok ülkede eylem arayışında olduğuna yönelik bilgiler de değerlendirilmiştir.   Bu konuyla ilgili olarak, Türkiye için güvenlik uyarısı yapan mezkûr ülkeden ve diğer pek çok ülkeden, dönem dönem tarafımıza iletilen istihbari bilgiler titizlikle kıymetlendirilmektedir. Daha önce dost bir ülkeden de gelen ve söz konusu ülkenin güvenlik uyarısı notunda da adı geçen şahıslar, gözaltına alınmıştır. Yapılan aramalarda herhangi bir silah, mühimmat ve eylem emaresine rastlanmamıştır. Ancak soruşturma, dijital materyal incelemeleri dahil olmak üzere tüm yönleriyle titizlikle sürdürülmektedir. Ülkemizde terör örgütlerine karşı operasyonlar, halihazırda aralıksız devam etmektedir.   2022 yılında DEAŞ terör örgütüne yönelik 1.042 operasyon gerçekleşmiş, 1.981 kişiye gözaltı işlemi; 2023 yılının Ocak ayında ise yine aynı örgüte yönelik olarak toplam 60 operasyon düzenlenmiş, 95 kişiye gözaltı işlemi  gerçekleştirilmiştir. Keza PKK/PYD terör örgütüne yönelik 2022 yılında 134.713 (130.981 kırsal, 3.732 şehir) operasyon gerçekleşmiş, bu operasyonlarda 8.410 gözaltı işlemi yapılmıştır. 2023 yılının Ocak ayında ise yine aynı örgüte yönelik toplam 9.040 (8.781 kırsal, 259 şehir) operasyon düzenlenmiş, operasyonlarda 378 kişiye gözaltı işlemi gerçekleştirilmiştir. Ülkemizde terör örgütlerine karşı operasyonlar, halihazırda aralıksız devam etmektedir.   2023 yılında da PKK/PYD, FETÖ ve DEAŞ terör örgütlerinin ve suç gruplarının ülkemizdeki huzur ve asayişi bozma girişimlerine yönelik her türlü tedbir ve mücadele kararlılıkla devam etmektedir.”

1 2 3