27 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

Devlet Bahçeli: Devleti güçsüz gösterenlere azami dikkat edelim

“Bugün sabah saatlerinde Balıkesir-Edremit istikametine doğru seyir halinde olan bir yolcu otobüsünün devrilmesi sonucunda acı ve ızdırap verici kayıplar vuku bulmuştur. Bu kapsamda 15 kardeşimiz hayatını kaybetmiş, 14 kardeşimiz de yaralanmıştır. Bilanço çok ağırdır. İki gün önce de, yine sabahın erken saatlerinde Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan bir otobüs kazasında 9 kardeşimiz hayatını kaybederken 30 kardeşimiz yaralanmıştı. Yanan ormanlarımızın hüznü yüreklerimizi kavurmuşken, meydana gelen kazalar milletimizi derinden sarsmıştır. Sabır ve sağduyuya en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Vaki felaketleri mukavemet ve mücadele dirayetimizle, birlik ve beraberlik direncimizle göğüsleyeceğiz. Birbirimize dayanarak, birbirimizden güç alarak bugünleri Allah’ın inayetiyle geride bırakacağız. Yılmamızı bekleyenler var, hatta yıkılmamızı isteyenler var, dahası çözülüp dağılmamızı dileyenler var! Ancak hepsi boş bir hayalden, boşuna bir hevesten ibarettir. Çeliğe su vermek neyse felaketlerin ortaya çıkaracağı sonuç aynısıdır. Bu durum şaşmaz bir tarih gerçeğidir. Teslimiyet fıtratımızda olmayan bir acziyettir. Türk milleti nice badireleri aşmış, pek çok belayı yenmiş, sayısız zorlu etapları geçmesini bilmiştir. Yeter ki, felaketlere umut bağlayanlara karşı uyanık olalım, yeter ki devletimizi güçsüz gösterenlere azami dikkat edelim. Son günlerde yaşanan otobüs kazalarında, orman yangınlarıyla mücadele esnasında hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, tedavi altında bulunanlara şifalar diliyor, ailelerine başsağlığı temennilerimi iletiyorum. Allah bizlere merhametiyle muamele etsin, korktuklarımızdan emin, umduklarımıza da nail eylesin.”

2 yıl önce

Büyükelçilerin geri adımı sonrası Erdoğan'dan ilk değerlendirme: Daha dikkatli olacaklarına inanıyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: AFRİKA SEYAHATİ Bilindiği gibi geçtiğimiz hafta 3 ülkeyi kapsayan ve toplamda 5 devlet başkanı ile bir araya geldiğimiz Afrika seyahati gerçekleştirdik. Gerek baş başa gerek heyetler arası görüşmelerde, bölgedeki büyük potansiyeli bir kez daha müşaade ettik. Hükümete geldikten sonra en çok önem verdiğimiz konulardan biri Afrika kıtasıyla ilişkilerimizi geliştirmekti. 30 Afrika ülkesine 50 seyahat gerçekleştirdik. Dünyanın yükselen kıtası Afrika'nın önemi 21. yy giderek daha da çok artacaktır. Sömürgecilerin sürekli biçim, yol yöntem değiştirerek kıtayı elinde tutma gayretleri bitmedi. Afrika halkının geçmişte yaşadığı acılar, tüm tazeliğiyle durmaktadır. Afrikalı dostlarımız sahip oldukları zenginliklerin ve kendilerine sağlayacağı faydanın farkındadırlar. Hiç şüphesiz Türkiye'nin Afrika'ya bakışı Batı'dan farklıdır. "AFRİKA'DA İŞBİRLİĞİ KÖPRÜLERİ KURUYORUZ" Kıtaya insan merkezli yaklaştığımızı muhataplarımız da görüyor. Bizi farklı bir yere koyuyorlar. Asırlardır sömürülen siyasi ve ekonomik düzeni kurulmuş böyle bir coğrafyada mesafe kat etmek öyle kolay olmuyor. Türkiye'nin karşılıklı saygıya, birlikte kazanmaya ve birlikte paylaşan politikaları kök salmaya karşılık bulmaya başlamıştır. Afrika'yı pazar olarak değil ortak olarak gören bir yaklaşımla kıtada işbirliği köprüleri kuruyoruz. Ülkemizde neredeyse her ay 1 veya birkaç Afrikalı misafirimizi ağırlıyoruz. Aynı şekilde davet alıyoruz. Eğitim, sağlık, ticaret gibi amaçlarla ülkemize gelen Afrikalıların sayısının artması ilişkilerimiz için önemlidir. Ortak bildiri yayınlandı. Türkiye'nin Afrika'da attığı her adım, kıtayı arka bahçeleri olarak gören ülkeleri elbette rahatsız ediyor. Biz Afrikalı dostlarımızla ortak bir gelecek inşa etmeyi, dolayısıyla sömürgecilere rahatsızlık vermeyi sürdüreceğiz. Bugün de ülke ve millet olarak sınırlarımızın güvenliğinden, siyasi ekonomik alana kadar her cephede aynı mücadeleyi veriyoruz. Boş bıraktığımız, gereken tedbiri almadığımız her alanın, ülkemizin istiklali ve istikbali için bir tehdit olarak karşımıza çıktığı gerçeğini defalarca yaşadık. Tarihin her döneminde olduğu gibi önümüzde kimi dış kimi iç zorluklarımız mutlaka vardır. Varlığına bile tahammülü olmayanlar bugün de boş durmuyor. Kendi güvenlikleri söz konusu olduğunda dünyayı ateşe atmaktan çekinmeyenlerin, konu Türkiye olursa aynı şekilde yaklaşmalarını elbette beklemiyoruz. Küresel yönetim sisteminin vanasını elinde tutanlar, kendi sınırları içindeki olumsuzluğa karşı her türlü hukuku meşru sayarken, milyonlarca insanın ölümümü göz ardı ediyor. 10 BÜYÜKELÇİNİN AÇIKLAMALARINA TEPKİ: TÜRK YARIGISI KİMSENİN EMRİNE GİRMEZ Geçmişte uzunca bir süre bu anlayışla ülkemizi yönlendirenler, Türkiye artık kendi duruşunu sergileyince paniğe kapıldılar. Türkiye'nin nezaketini, zaaf olarak görerek eski alışkanlıklarına yönelenler, yaptıkları yanlışları kabullenmedikleri sürece cevaplarını alacaklardır. Son dönemde bazı ülkelerin büyükelçiliklerinden yapılan açıklamayı da aynı şekilde kabul ediyoruz.  Bu tavır ülkemizdeki yargı teşkilatını, savcılarımızı, avukatlarımız tüm yargı mensuplarına karşı yapılmış bir hakarettir. Türk yargısı kimseden talimat almaz, kimsenin emrine girmez.  "AMACIMIZ KRİZ ÇIKARMAK DEĞİL, TÜRKİYE'NİN ONURUNU KURTARMAKTIR" Dünyada nice acılar yaşanır, adaletsizlikler sergilenirken Türkiye'yi dillerine dolayanların amaçlarının hukuk olduğuna kimse bizi inandıramaz. Bağımsız ve tarafsız yargımız ile gereken cevabı vermek devletin başı olarak öncelikle bizim görevimizdir. Ülkem ve milletim adına koyduğumuz tavır bu sorumlu ve samimi duruşun temahülüdür. Bizim amacımız kriz çıkarmak değil, Türkiye'nin onurunu, gururunu haysiyetini korumaktır. Bugün büyükelçiliklerden yapılan açıklamayla yanlışlıklarından geri dönülmüştür. Bu elçilerin artık daha dikkatli olacağına inanıyoruz. Ülkemizin bağımsızlığına saygı duymayan hiç kimsenin sıfatı ne olursa olsun, bu ülkede barınamayacağını da ayrıca ifade etmek istiyorum. "MİLLETİMİZİN DESTEĞİYLE TÜM OYUNLARI BOZDUK" Türkiye'nin bugün yaşadığı en büyük sancılardan biri de yerli ve milli duruş sergilemeyen güruhtur. Önümüzdeki dönemde güvenlikten ekonomiye pek çok sorunumuzla birlikte bu hastalıklı zihniyetten de kurtulacağız. Gezi olaylarında neredeyse 1 ay boyunca ülkemizden yapılan canlı yayınları hatırlayın. Benzer hadiseler çok daha vahim durumlar Avrupa'da yaşandığında benzer yerler tek bir kare fotoğraf bile vermedi. PKK'nın çukur eylemleri, HDP'nin 6-8 Ekim kanlı sokak olaylarında yaşananları da hatırlayın. DEAŞ'ın sınırlarımızda gerçekleştirdiği kanlı eylemleri de hatırlayın. 15 Temmuz'u da hatırlayın. Bunların insanlıktan yana tavır aldığını gördünüz mü? Tam tersine terör örgütlerinin sırtları sıvanmıştır. Milletimizin desteğiyle tüm bu oyunları bozduk. Hevesleri kursaklarda bıraktık. Ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırma azmimizden zerre adım atmadık. Terör ve darbe ile yapamadıklarını ekonomi ile başlattıkları sinsi saldırıları da engelledik, engelliyoruz. KILIÇDAROĞLU'NA ÜNİVERSİTE TEPKİSİ: BUNDAN NİYE RAHATSIZ OLUYORSUNUZ Türkiye gibi misyon sahibi bir ülkede hiçbir hadise rastgele yaşanmaz. Hiçbir karar tesadüfen alınmaz. Biz niçin yaptığımızı da bunun sonucunda ne olacağını da gayet iyi biliyoruz. Çalışmadığımız lider, arka planına vakıf olmadığımız hadise kalmadı. Milletimiz emin olsun ki bu hedefe çok yaklaştık. Dünyanın en güçlü sağlık altyapısını biz kurduk. Eşi benzeri olmayan şehir hastaneleri biz yaptık. Eskişehir'e git Bay Kemal orada hepsini gör. Çin'den dünyanın en önemli fabrikası orada, kurutma, çalışma makinasının açılışının yaptığımız tesisin modern bir şekilde kurduk. Kurulu enerji gücümüzü 3 katından fazla artırdık. Çoğalan nüfusa rağmen elektrik sıkıntısı çekmeyerek, bu yatırımların meyvesini toplamaya başladık. Ülkemizin her şehrine yaydığımız üniversitelerimizle, yetişmiş insan kaynağımızı güçlendirdik. Adam utanmadan sıkılmadan "81 vilayete niçin Üniversite kuruyorsunuz" diyor. Biz 81 vilayetteki evlatlarımızın ülkenin bir ucundan diğer ucuna gitmemesi için bunları kurduk. Ne çileler çekti bu ülkenin evlatları. Bundan niye rahatsız oluyorsun Bay Kemal? Ve 207 üniversite ile biz şuanda ilim irfan dağıtıyoruz ve dağıtmaya devam edeceğiz. Sizin yapamadıklarınızı biz yaptık, yapıyoruz. Bu örnekleri her alana, her başlığa vermek mümkündür.

2 yıl önce

Marketler için dikkat çeken çağrı: Kar marjlarına sınırlama getirilsin

Ekim ayı üretici fiyatları ile market fiyatları arasındaki farka ilişkin konuşan ve geçtiğimiz ay üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 342.11 ile kuru soğanda görüldüğüne dikkati çeken Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, limonda yüzde 334.4, elmada yüzde 272.57, yeşil fasulyede yüzde 267.71, marulda 237.77 fark olduğunu ifade etti. Bayraktar, geçen ay fiyatı en fazla artan ürünün markette patates, üreticide ise kuru kayısı olduğunu, fiyatı en fazla düşen ürünün ise markette ve üreticide limon olduğunu belirterek, “Kuru soğanda ise kışlık ürünlerin hasadı başladı. Rekoltenin artması ve talebin de yavaş olmasına bağlı olarak pazarlama sorunları fiyatlarda düşüşe yol açmıştır” ifadelerini kullandı. MALİYETE BAĞLI ARTIŞLAR Gıda fiyatlarının son yıllarda görülmeyen bir şekilde sürekli arttığını belirten Bayraktar, şunları ifade etti: “Ekim sezonunda bulunduğumuz bugünlerde tarımsal üretim seferberliğine girmemiz gerekiyor. Ekilmemiş bir karış toprak bırakmamalıyız. Bütün imkânları üretim için seferber etmeliyiz. Üretimden vazgeçme noktasına gelmiş çiftçilerimiz cesaretlendirilmeli, tarlasına dönmesi sağlanmalıdır. Bunu başaramazsak krizlerin etkisini azaltan bir sektör olarak bilinen gıda sektörü, ülkemizde krizlerin daha da büyümesine neden olacaktır.” Tüketicinin, ürün fiyatlarına yön verme ve müdahale etme gücünü kullanması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, fiyat artışlarının maliyete bağlı olduğunu belirtti. 'KAR MARJINA LİMİTİ GETİRİLSİN' Çiftçinin üretim maliyetlerinin düşürülmesini isteyen Bayraktar, şunları kaydetti: “Girdi fiyatları düşürülmelidir. Piyasada sıkı girdi fiyat kontrolü yapılmalı, stokçuluk ve spekülatif fiyat artışı mutlaka önlenmeli, destekler arttırılmalı, girdi kalemlerinde uygulanan vergiler düşürülmelidir. Verim ve verimlilik arttırılmalıdır. Döviz kurundaki dalgalanmalar en aza indirilmelidir. Döviz kurlarında sık sık yaşanan dalgalanmalar dışa bağımlı olan girdilerde düzensiz fiyat artışına neden olmaktadır. Destekler beklentileri karşılamalıdır. Marketlerin kâr marjına limit getirilmeli ve etkin kontrol sağlanmalıdır. Pakete girmiş ürünlere gramaj hilesi ile yapılan gizli zamlar önlenmeli, bunun için ürünlere gramaj standardı getirilmelidir.”

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Danıştay'ın dikkat çektiği hassasiyet doğru bir hassasiyet

Polisin olduğu olaylarda halkın cep telefonuyla video çekmesinin engellenmesine dair emniyet genelgesine yargı “dur” dedi. Danıştay 10. Dairesi, genelgenin yürütmesini oybirliğiyle durdurdu. Kararda, söz konusu genelgesinin haberleşme hürriyeti ile basın hürriyetini kısıtlayıcı nitelikte olduğu belirtildi. Temel hak ve hürriyetlerin yalnızca kanunla sınırlandırılabileceği vurgulandı. Karara ilişkin değerlendirmede bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise “Ama orada esas meselenin ana amacını taşıyan noktada bir eksiklik söz konusu değil. Bu hassasiyet değerlendirilecek ve aynı şekilde Danıştay’ın da arzu ettiği şekilde bir düzenleme ile devam edilecek diye düşünüyorum” dedi. Tekirdağ’a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Danıştay’ın polisin müdahale ettiği olaylarda vatandaşların görüntü çekmesini yasaklayan genelgenin yürütmesini durdurmasına ilişkin konuştu. Bakan Soylu açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Danıştay’ın yaptığın incelemede esasen bizim amacımızı, bizim hedefimizi ortaya koyan bir durdurma gerçekleştirmedi. Orada belki de bir hassasiyete dikkat çekti ki, o hassasiyet zaten bizim hassasiyetimiz. Yani Danıştay’ın dikkat çektiği hassasiyet doğru bir hassasiyet. Belki anayasada bütüncülüğü olduğu için çok altı çizilmeyen, yani basın özgürlüğü konusundaki bu hassasiyete dikkat çekilmesi konusunda bir irade ortaya koydu. Biz o anayasada var diye böyle bir değerlendirme yapmamış arkadaşlar. Burada Danıştay’ın hassasiyeti doğru bir hassasiyet. Arkadaşlarımız da, Danıştay’ın ortaya koyduğu hassasiyet konusunda çalışmalarını yürütmektedir. Ama orada esas meselenin ana amacını taşıyan noktada bir eksiklik söz konusu değil. Bu hassasiyet değerlendirilecek ve aynı şekilde Danıştay’ın da arzu ettiği şekilde bir düzenleme ile devam edilecek diye düşünüyorum. DANIŞTAY’IN KARARI Danıştay’ın kararına konu Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesi 27 Nisan 2021’de yayımlandı. İlgili birimlere gönderilen genelgede; polisin olduğu olaylarda vatandaşların görüntü almasına fırsat verilmemesi, ısrar edenler hakkında adli işlem yapılması istendi. İzinsiz olarak kişilerin ses ve görüntülerinin kayda alınmasının "özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği” ve bu durumun personelin görevini engellediği savunuldu.

2 yıl önce

Bakan Soylu, emniyet kemeri takma oranındaki ciddi düşüşe dikkat çekerek uyardı!

Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Bi Hareketine Bakar Hayat" kampanyasına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: "Üzülerek söylemeliyim ki pandemi döneminde emniyet kemeri takma alışkanlığı ciddi oranda düştü. Emniyet kemeri takma oranı yüzde 85'lerden şehir içinde yüzde 45'lere, şehirler arası seyahatlerde yüzde 63'lere düştü. Sevdiklerimize sağ salim kavuşmak için #BiHareketineBakarHayat." Paylaşılan görsellerde emniyet kemeri takmanın trafik kazalarında ölüm riskini yüzde 45, ağır yaralanma riskini yüzde 60 azalttığı vurgulandı.

2 yıl önce

AB'den dikkat çeken Filistin açıklaması

Kudüs'teki AB Ofisinin resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada, İsrail'in Kudüs, El-Halil, Ramallah ve Nablus bölgelerinde 23 Kasım Salı günü Filistinlilere ait ev, ağıl ve henüz inşaat aşamasındaki yapıları yıktığı belirtildi. Bir günlük yıkımlar sebebiyle 15'i çocuk 22 Filistinlinin evsiz kaldığı bilgisinin paylaşıldığı açıklamada, Filistinlileri zorla evlerinden eden hukuksuz uygulamalar ile yıkımlara son verilmesi çağrısında bulunuldu. Filistinlilere ait ev ve işletmelere yönelik yıkım ile el koyma uygulamalarının 2021 yılının ilk 9 ayında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 21 artış gösterdiğinin aktarıldığı açıklamada, bunun sonucunda zorla evlerinden çıkarılan Filistinlilerin oranında da yüzde 28 artış görüldüğü kaydedildi. Açıklamada, Filistinlilere ait ev ve işletmelerin İsrail makamlarınca yıktırılmasının uluslararası hukuka aykırı olduğu ve barış umutlarını baltaladığı vurgusu yapıldı. İSRAİL'İN DOĞU KUDÜS VE BATI ŞERİA'DAKİ UYGULAMALARI İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri inşa eden İsrail, söz konusu bölgelerde ikamet eden Filistinlilere çeşitli zorluklar çıkarıyor. İsrail yönetimi, Batı Şeria'nın "C Bölgesi" ile Doğu Kudüs'te "imar izni" olmadığı gerekçesiyle Filistinlilere ait evleri zaman zaman zorla yıkıyor. Filistinlilerin ise "imar izni" almak için bazen yıllarca beklemeleri gerekiyor. Filistinli sivil toplum kuruluşu "Toprak Araştırmalar Merkezi"nin ekim ayı başında yayımladığı raporunda, İsrail'in, işgalin başladığı tarih olan 1967'den bu yana Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te Filistinlilere ait 11 bin 900 evi yıktığı, 73 bin kişiyi ise yerinden ettiği belirtilmişti.

2 yıl önce

MHP'li Yalçın: Mansur Yavaş artık rahat durmalı. Sayın Genel Başkanımızın haklı ikazlarını dikkate almalı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Alparslan Türkeş etkinliğinde çıkan kavga nedeniyle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı uyarmasının ardından MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'dan da uyarı içeren bir açıklama geldi. Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Mansur Yavaş'a destek veren CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun'u da eleştiren MHP'li Yalçın, "Mansur Yavaş artık rahat durmalı! Sayın Genel Başkanımızın haklı ikazlarını dikkate almalı! Almazsa kendisi bilir. Bizden söylemesi: Rüzgâr eken fırtına biçer" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Siirt mitingine bombalı tuzak! Polisin dikkati katliamı son anda önledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Siirt'teki mitinginde bir polis memurunun aracının altına yerleştirdikleri patlayıcıyı uzaktan kumandayla patlatıp infial yaratmayı planlayan teröristlerin kanlı oyunu son anda bozuldu. Beyaz TV'nin haberine göre teröristler, çevre illerden görevlendirilecek çevik kuvvet polislerini hedef olarak seçti. Sabah saatlerinde Mardin'den Siirt'teki mitinge görev için gidecek polis memurunun aracının altına gizlice uzaktan kumandalı patlayıcı yerleştirildi. POLİS PATLAYICIYI FARK ETTİ Aracını muhtemelen miting alanı yakınlarına ya da emniyet müdürlüğünün kendilerine tahsis edeceği bir otoparka bırakacak olan polis memurları dışında, aracın bulunduğu yerde başka polisler de olacaktı. Ancak iki polis memurunun aracın altındaki patlayıcıları erken fark etmesi ile teröristlerin planı suya düştü. BOMBA UZMANI İMHA ETTİ İhbar üzerine olay yerine gelen TEM Büro Amirliği ve Bomba Uzmanı Ekiplerince patlayıcı düzenek imha edildi. Olay yeri inceleme ekipleri, düzenek ve araç üzerinde şüphelilere ait parmak izi taraması yaptı. Polis, şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 15 16