18 Mayıs Cumartesi 2024
3 yıl önce

Almanya Dışişleri Bakanı Maas: Doğu Akdeniz'de diplomatik çözüm acil hedefimiz

Türkiye, almanya, almanya dışişleri bakanı heiko maas, berlin, diploması

3 yıl önce

Avrupalı diplomatlar itiraf etti: 'Havuç-sopa politikası işe yaramadı, Türkiye meydan okuyor'

Türkiye, ab, avrupa, doğu akdeniz, havuç-sopa, yunanistan, ab diplomatları, ankara, reuters, ab konseyi başkanı charles michel, gümrük birliği, vize, oruç reis

2 yıl önce

Çavuşoğlu: Diplomatik misyonlarımızla ilgili gerekli tedbirleri aldık. Kabil Büyükelçiliğimiz faaliyetlerini sürdürüyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cezayir’deki temaslarının ardından yurda dönüşü öncesi Oran Uluslararası Havalimanı’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Afganistan'daki gelişmelerle ilgili konuşan Bakan Çavuşoğlu, "Daha önce çatışmalar varken o bölgelerde bulunmaması konusunda da gerekli duyuruları yapmıştık. Afganistan'dan ayrılmak isteyenlere bir duyuruda bulunduk. Büyükelçiliklere gelen talepleri değerlendiriyoruz. Bugün de Afganistan'dan ayrılmak isteyenlere bir duyuruda bulunduk. Ülkeden ayrılmak isteyen vatandaşlarımız için ilgili kurumlarımız işbirliği halinde her türlü imkanı sağlayacağız. Vatandaşlarımız THY'nin tarifeli uçaklarıyla ülkemize gelmişlerdir. Kalmak isteyen vatandaşlarımız var. Onların güvenliği için Afganistan'da temaslarımız devam ediyor. Tüm taraflarla temaslarımız var. " dedi. Bakan Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Diplomatik misyonlarımız ve çalışma arkadaşlarımızla ilgili tüm önlemler alınmıştır. Kabil'deki büyükelçiliğimiz faaliyetlerini sürdürüyor. Bir kere daha çağrıda bulunmak istiyoruz. Dönmek veya kalmak isteyen vatandaşlarımız. Konsolosluklarımız ya da büyükelçiliklerimizden bize ulaşabilirler. Bizim bundan sonraki süreçte de yapacağımız duyuruları takip etsinler."

2 yıl önce

Sahte pasaport çıkaran ABD'li diplomat tutuklandı

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, 11 Kasım 2021 tarihinde saat 17.00 sıralarında sahte pasaport ile İstanbul Havalimanı'ndan Almanya’ya gitmek isteyen Suriye uyruklu R.S'nin, pasaport noktasında yapılan kontrollerinde başka bir şahsa ait pasaportla yurt dışına çıkmaya çalıştığının tespit edildiği aktarıldı. DİPLOMAT'TAN ALMIŞ Yapılan araştırmalarda, R.S'nin kaçmaya çalışırken kullandığı pasaportun ABD'nin Beyrut Konsolosluğu’nda diplomat olarak görevli olan D.J.K. isimli şahsa ait olduğunun belirlendiği ifade edilen açıklamada, yapılan kamera görüntüleri incelemesinde, iki şüphelinin havalimanı içerisinde buluşarak burada kıyafetlerini değiştirdikleri ve Suriyeli R.S'nin, Amerikalı diplomat D.J.K‘den pasaportu aldığının anlaşıldığı kaydedildi.  Açıklamada, iki şüphelinin de gözaltına alındığı ifade edilerek, şu bilgiler paylaşıldı: "Yapılan üst aramasında ise Amerikan vatandaşı D.J.K. isimli şahıstan zarf içerisinde 10 bin dolar ve yine kendi adına ait diplomatik pasaport çıkmıştır. Adli makamlara sevk edilen şahıslardan sahte pasaport kullanarak ülkeden çıkış yapmaya çalıştığı tespit edilen Suriye uyruklu R.S. isimli şahıs hakkında 'Resmi belgede sahtecilik' suçundan işlem yapılarak serbest bırakılmıştır. Amerikan vatandaşı olan D.J.K. isimli şahıs ise tutuklanarak cezaevine teslim edilmiştir."

2 yıl önce

Diplomatik kaynaklar: Türkiye ile Katar, Kabil Uluslararası Havaalanı’nın ortak işletilmesi için anlaştı

Diplomatik kaynaklara dayandırılan habere göre, Katar ve Türk heyetleri arasında havaalanının iki ülke ortaklığıyla işletilmesine ilişkin çeşitli görüşmelerin yürütüldüğü belirtti. Türk ve Katarlı şirketler arasında bu amaç doğrultusunda ve eşit ortaklık temelinde bir mutabakat zaptı imzalandığına işaret eden kaynaklar, söz konusu ortaklık anlaşmasının ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 7 Aralık'taki Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Yedinci Toplantısı için Doha'da bulunduğu sırada yapıldığını aktardı. Son olarak 7 Aralık'ta varılan anlaşma neticesinde, Türkiye'den teknik bir heyetin, Katar tarafıyla koordinasyon kurmak üzere Doha'ya geldiği ifade edildi. Doha'daki görüşmelerin ardından, Türk ve Katarlı yetkililerden oluşan ortak heyetin, bugün Afganistan'ın başkenti Kabil’de olacağı ve havaalanının işletilmesine ilişkin anlaşmayı Afganistan Geçici Hükümeti yetkilileriyle görüşeceği; Afganistan tarafının talep ve beklentileri hakkında bilgi alacağı kaydedildi. Türk-Katar heyetinin, Afganistan tarafıyla yapılacak görüşmenin akabinde durum değerlendirmesi yapması bekleniyor. Türkiye ve Katar tarafından konuya ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Afganistan’ın başkenti Kabil’deki Uluslararası Hamid Karzai Havaalanı, denize kıyısı olmayan ülkelerden Afganistan için ana hava bağlantısı olması açısından önemli bir yere sahip. Taliban, eş zamanlı şekilde haziran ayından itibaren şiddetli saldırılarla Afganistan'da birçok ilçeyi, ağustos ayında da vilayet merkezlerini hızla ele geçirmişti. Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin ülkeyi terk etmesi ve hükümet güçlerinin başkentten ayrılmasıyla Taliban, 15 Ağustos'ta başkanlık sarayı ve kamu binalarını ele geçirerek ülkede kontrolü sağlamıştı.

2 yıl önce

Emniyet, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ‘diplomatik pasaport’ yalanını ortaya çıkardı

ABD Dışişleri Bakanlığı, İstanbul’da pasaportunu satarken yakalanıp tutuklanan şahsın diplomat olmadığını iddia etti. İstanbul Havalimanı 11 Kasım’da ilginç bir olaya sahne olmuş, ABD’nin Beyrut Konsolosluğu’nda diplomat olarak çalışan David Jack Kojak, kendi pasaportunu 10 bin dolar karşılığında Suriye uyruklu R.S’ye satarken yakalanmıştı. Kendi pasaportu ile Almanya’ya, satın aldığı pasaportla ABD’ye gitmeyi planlayan R.S. serbest bırakılmış ABD’li diplomat ise tutuklanmıştı. İŞTE O PASAPORTLAR ABD’den konu ile ilgili açıklama geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, tutuklanan şahsın diplomat olmadığını iddia etti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Washington’un iddasını anında yalanladı. David Jack Kojak adına düzenlenmiş pasaportun görüntüleri paylaşıldı. Pasaportlar, ABD’nin David Jack Kojak adına hem hususi, hem de diplomatik pasaport tanzim ettiğini açıkça ortaya koydu.

2 yıl önce

Paşinyan: Azerbaycan'la barış anlaşması imzalamayı, Türkiye'yle diplomatik ilişkiler kurmayı hedefliyoruz

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Azerbaycan'ı Ermeni topraklarından geçerek Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ne bağlayacak demiryoluyla ilgili anlaşmanın imzalanması gerektiğini söyledi. Ermenistan parlamentosunda vekillerin soruların cevaplayan Paşinyan, Karabağ'da açılması planlanan demiryolu hakkında "Bunun yasal olarak kayıt altına alınması, kağıt üzerinde imzalanması gerekiyor" dedi. Ermenistan'ın Azerbaycan ve Rusya'ya karayollarının açılmasıyla ilgili teklifler de sunduğunu anlatan Paşinyan, Azerbaycan'dan olumlu yanıt almaları halinde karayollarının yenilenmesi ve inşasıyla ilgili çalışmaları yürütmeye hazır olduklarını vurguladı. 'AZERBAYCAN'LA BARIŞ ANLAŞMASI İMZALAMAYI, TÜRKİYE'YLE DİPLOMATİK İLİŞKİLER KURMAYI HEDEFLİYORUZ' Sputnik'te yer alan habere göre, Paşinyan, hükümet olarak hedeflerinin Azerbaycan'la barış anlaşması imzalamak ve Türkiye'yle diplomatik ilişkiler kurmak olduğunu belirtti. Paşinyan sözlerini şöyle sürdürdü: "Hükümetimizin hedefi, Azerbaycan'la barış anlaşması imzalamak ve Türkiye'yle diplomatik ilişkiler kurmak. Müzakerelere hazırız. Müzakerelerin formatını daha önce söyledik, bu biliniyor." 'TÜRKİYE'DEN OLUMLU SİNYALLER ALIYORUZ' Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan da, Türkiye ve Ermenistan'ın özel temsilcilerinin ikinci görüşmesinin 24 Şubat'ta Viyana'da gerçekleşeceğini kaydederek "Bu görüşmede, özel temsilciler arasında devlet sınırının açılmasına ve diplomatik ilişkiler kurulmasına yönelik kapsamlı müzakerelere başlanacağını umuyoruz. Ankara'dan olumlu sinyaller alıyoruz" ifadelerini kullandı. Karabağ'da ulaşım hatları açılması konusu, Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan liderlerinin Dağlık Karabağ'daki çatışmaların sona erdirilmesine ilişkin olarak 9 Kasım 2020'de vardıkları anlaşmada yer almıştı. Anlaşmanın 9. maddesinde "Bölgedeki tüm ekonomi ve ulaşım bağlantıları üzerindeki blokaj kaldırılır. Ermenistan Cumhuriyeti insanların, araçların ve kargoların her iki yönde sorunsuz şekilde seyahat etmesinin organizasyonu amacıyla Azerbaycan Cumhuriyeti'nin batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşımın güvenliğini garanti eder. Ulaşımın kontrolü, Rusya Federal Güvenlik Servisi'nin (FSB) Sınır Birimi organları tarafından gerçekleştirilir. Tarafların mutabakatı ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ni Azerbaycan'ın batı bölgelerine bağlayan yeni ulaşım yollarının inşası sağlanacaktır" ifadelerine yer verilmişti.

2 yıl önce

Rusya-Ukrayna savaşı öncesinden itibaren diplomatik çabalarıyla öne çıkan Ankara, olası bütün senaryolara Montrö dahil 'milli çıkarlar' öncelikli hazırlık yaptı

Geçen ay dünya gündeminin ilk sıralarına çıkan Rusya-Ukrayna krizi, son 6 günde yaşanan gelişmelerle birlikte artık Ankara'da da 'savaş' olarak tanımlanıyor. Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından da kullanılan bu tanım, Ankara'nın üstlendiği diplomatik çabalarına ve geleceğe dair olası senaryolara karşı alacağı tedbirler ve atacağı adımlara yönelik işaretler de veriyor. Savaşın üzerinden bugün itibariyle geçen bir haftada yaşanan gelişmeler ile diplomasi ve güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiler, Türkiye'nin diplomatik çabaları yoğunlaştırmakla birlikte, olası senaryolara karşı da 'milli çıkarlar'ı esas alarak, Montrö Boğazlar Sözleşmesi dahil uluslararası hukuktan doğan hak ve yetkilerini kullanacağı; yine uluslararası anlaşmalarla sahip olduğu NATO dahil tüm uluslararası kurumlar nezdinde çözüm odaklı çabalarını sürdüreceği yönünde. Ankara bu kapsamda, yıllardır dünyaya uyarıda bulunduğu 'mevcut uluslararası sistemin sorunlara çözüm üretemediği' gerçeğinin de artık anlaşılması gerektiğini, BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm uluslararası kurumların reformdan geçirilmesi talebini de muhataplarına iletiyor. 5 BAŞLIKTA ANKARA'NIN TUTUMU Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Türkiye'nin savaşın öncesinde ve son bir haftada ortaya koyduğu çabalar ile Ukrayna'da yaşanan gelişmeler ve ABD ile Avrupa tarafında atılan adımlar izlendiğinde, Ankara'nın tutumu 5 başlıkta özetlenebilir. 'SAVAŞ' NİTELEMESİ: Ankara, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısını 'uluslararası hukukun ihlali ve kabul edilemez' diye değerlendirdi, 'savaş' diye niteledi. Özellikle de, bu girişimin bölgenin huzur ve güvenliğine hizmet etmeyeceğini vurguladı. UKRAYNA'NIN BÜTÜNLÜĞÜ: Rusya ve Ukrayna dahil tüm muhataplara, Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edildiği 2014'ten bu yana "Ukrayna'nın siyasi egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunduğunu" bildirdi. Ankara, bu tavrını Ukrayna'da süren savaş için de koruyor. DİPLOMASİDEN UMUT KESİLMEDİ: Türkiye, aynı şekilde 2014'ten bu yana barışçıl çözüm için yürüttüğü çok yönlü diplomasiyi, savaş sırasında da sürdürüyor. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, hem Rusya ve Ukraynalı hem de Avrupalı mevkidaşlarıyla görüşme trafiği yürütmeye devam ediyor. Bu kapsamda Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında önkoşulsuz olarak başlatılan görüşmelerden memnun ve en kısa sürede ateşkesle sonuçlanması için gereken desteği vermeye hazır olduğunu taraflara iletti. TÜM SENARYOLAR MASADA: Ankara, bütün süreç boyunca 'işbirliğine dayalı iyi ilişkiler' ve 'savaşın çözüm olmadığı, aksine insani dramlar ürettiği'ne vurgu yaparak çözüm arayacak. Ancak savaşın uzaması veya şiddetlenmesi ya da genişlemesi durumu da dahil, bütün olası senaryolar değerlendirilerek, ülkenin çıkarı ve vatandaşların refahını koruma adına alıncak tedbirler ve atılacak adımlar belirlendi. Kaynaklar, ayrıntı vermeden, bu kapsamda birçok tedbirin alındığını, hazırlıkların tamamlandığını da belirtiyorlar. ÖNCELİK MİLLİ ÇIKARLAR: Ankara'nın bütün senaryolarda önceliği ise Türkiye'nin milli çıkarlarını korumak. Bu temelde bölgenin dengeli ve istikrarlı bir barışa kavuşması için uluslararası hukuktan doğan hak ve yetkiler kullanılacak. Buna, Montrö Sözleşmesi de dahil. Ankara bu bağlamda kendisini denge ve istikrar unsuru olarak görüyor. YALAN HABERLER ENERJİ TÜKETİYOR Ankara'da üzerinde çalışılan bir başka konu da savaştan etkilenme riski taşıyan Türk vatandaşları, akraba topluluklar ve sığınmacıların güvenliği ile Türkiye aleyhine kampanyaların Ukrayna konusunda bile sürüyor olması. Türkiye, Kovid salgınının başında dünyanın dört bir yanından vatandaşlarını tahliye ederek büyük bir başarıya imza atmıştı. Aynı başarıyı, Ukrayna'dan tahliyelerde de gösterdi. Verilen bilgilere göre Ukrayna'daki 25 bin vatandaşa tek tek ulaşıldı, onlardan 6 bin 600'ü tahliye talebinde bulundu ve 5 bini ilk 6 gün içinde sağ salim tahliye edildi. Kalan vatandaşların güvenliği ve olası tahliye taleplerine karşı da hazırlıklar tamamlandı. Ayrıca, savaşın ilk gününden başlatılan Ukrayna'ya ve sınırdaki Batı ülkelerine göç eden sığınmacılara yönelik insani yardımlar, AFAD ve Kızılay tarafından arttırılarak devam ettirilecek. Bu başarıya rağmen, Türkiye'ye karşı tahliyelerde yetersiz kalındığı, enerji ve gıda arz güvenliğine dair yalan haberler de 'karalama kampanyası' olarak nitelendiriliyor. Ankara, başta Ukrayna ve Rusya'dakiler olmak üzere tüm vatandaşlarına 'resmi kanallardan gelen bilgileri takip etmeleri' uyarısında bulunuyor.

1 2 3