05 Mayıs Pazar 2024
1 yıl önce

81 yıllık iddia: CHP döneminde beyaz ekmek için doktor raporu şartı!

Yazar Mustafa Armağan, sosyal medya hesabı üzerinden 1941 yılına ait bir gazete küpürü paylaştı. Paylaşımında, dönemin iktidar partisi olan CHP’nin, beyaz ekmek almak isteyen vatandaşlara doktor raporu şartı getirdiğini belirtti. Armağan, doktor raporlarında CHP’li yöneticilerin karıştığı şaibelerin ortaya çıkmasıyla bu kez de belediye bünyesindeki doktorlardan alınması şartının getirildiğini ileri sürdü. Aynı dönemde vatandaşların zor şartlar altında yaşadığını söyleyen Armağan, iktidardaki CHP yöneticilerinin ise lüks içerisinde yaşadığını belirtti. 'DOKTORLARA BASKI YAPARAK...' Konuya ilişkin konuşan Yazar Mustafa Armağan, “O dönemde o kadar kötü ekmekler yapılıyordu ki halkın bunlarla beslenme seçeneği yoktu. Hali hazırda o ekmeklerin besleyicilik değeri oldukça düşüktü. Öte yandan CHP’nin kodamanları bu ekmekten yemedikleri için beyaz ekmek üreten birkaç yer vardı. Dönemin yöneticileri beyaz ekmekle ilgili olarak, halkın içerisinden bu ekmeği almak isteyenlere doktor raporu şartı koydu. Yani eczaneden ilaç alır gibi ekmek için de doktor raporu istendi. Tabi bu karar halka verilen göstermelik bir haktı. Halkın doktor raporuyla bu ekmeğe ulaşma şansı oldukça zayıftı. Kısacası bu rapor olayından CHP’liler istifade etti. Yüksek makamlardan doktorlara baskı yaparak raporları aldılar. Kısacası o dönemde halkın boğazından geçmesi gereken o beyaz ekmek devrin kodamanlarına gitti. Tabi bu rapor alma olayında şaibeler ortaya çıkınca rapor verme olayı hastane doktorlarından alınıp belediye doktorlarına verildi. Tabi alınan bu kararın ne kadar adaletli işlediği de tartışılır” diye konuştu.

1 yıl önce

Diplomasını yırtan doktor, gündem olmuştu: FETÖ detayı ortaya çıktı

Şanlıurfa'da meydana gelen olayın kahramanı doktorun şovu tüm sis bulutlarının dağılmasını sağladı. Diplomasını yırtan doktorun kendisi ve kardeşlerinin FETÖ okullarında eğitildiği ortaya çıktı. Sabah Gazetesi'nde yer alan habere göre, Şeyhmus Baraş olayının perde arkası ve FETÖ bağlantısının tespitine ilişkin çarpıcı ayrıntılar şöyle: ŞEYHMUS BARAŞ OLAYLARI NASIL BAŞLADI? Kısa bir süre önce Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde Şeyhmus Baraş isimli doktorun hasta yakınları tarafından darp edildiği görüntüler ortaya çıkmış söz konusu olay büyük tepkiyle karşılanmıştı. Olayın ardından 4 kişinin gözaltına alındığı ifade edilirken saldırıya uğrayan doktor Baraş işinden istifa etmiş, saldırganların mahkeme tarafından serbest bırakıldığını öğrenince de diplomasını yırtmıştı. HASTA YAKININA KÜFÜR OLAYIN FİTİLİNİ ATEŞLEDİ Söz konusu hasta yakınlarından hem muayene ücreti hem de ilaçlar için ayrı bir para talep edilince olayın farklı bir boyut kazandığı gözlemlendi. Durum karşısında hastayı devlet hastanesine götürmek isteyen aileye hekim tarafından edilen yakışıksız bir küfür ile yol gösterildi. Bu durumun ardından sinirlerine hakim olamayan vatandaş ise arbede çıkarıyor. GÖRÜNTÜLERİ SERVİS ETTİ Daha sonra doktor Şeyhmus Baraş, medya kuruluşlarına haber vererek görüntüleri paylaştı. Kendisi özel sektörde çalışmasına rağmen kamuda çalışan herkesi istifaya davet etti. DOKTORDAN İSTİFA VE DİPLOMA YIRTMA ŞOVU! Küfür edip hasta yakınıyla arbede yaşayan hekim cephesi ise olayı çarpıtarak 'mağdur' algısı oluşturmaya çalıştı. "Bu meslek artık yürütülemez her gün bir şiddet olayı ile karşı karşıyayız. İstifa ediyorum. Diplomamı yırtıyorum." diyerek adliye önünde büyük bir şova imza attı. GERÇEKLER TEK TEK GÜNYÜZÜNE ÇIKTI Söz konusu bu olayla ilgili dikkat çeken detaylar da günyüzüne çıkmaya başladı. Hasta yakınlarının ifadesinde, söz konusu hekimin olay yerine sonradan geldiği anlaşıldı. Üstüne üstelik 39 derece ateşle yanan bir çocuğun tedavisi için sadece muayene ücreti değil ilaçlar için de ayrı ücret talep edildiği öğrenildi. Bu durum karşısında devlet hastanesine gitmek isteyen aileye, hekim tarafından yakışıksız bir sözle kapı gösterilince olayın cereyan ettiği ve arbede çıktığı anlaşıldı. TİYATROCU HEKİM FETÖ OKULUNDA EĞİTİM GÖRMÜŞ! Öte yandan Şeyhmus Baraş ismi mercek altına alındığında çok çarpıcı detaylar da günyüzüne çıktı. Baraş'ın 2008-2010 yılları arasında Gaziantep'te FETÖ/PDY kontrolü altındaki bir okulda eğitim gördüğü daha sonrasında Kahramanmanaraş Sütçü İmam Üviversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitim gördüğü 2017 yılında mezun olduğu öğrenildi. AİLE ÇOCUKLARINI FETÖ OKULLARINA GÖNDERMİŞ Söz konusu doktor Şehmus'un kendisi Fetö okullarından mezun. Kardeşlerinden biri Fetö okulundan mezun ve Van Yüzüncüyıl Üniversitesi Tıp Fakültesinde okuyor. ABLASI FETÖ'DEN 2018'DE GÖZALTINA ALINMIŞ Şeyhmus Baraş'ın ablası olan 1988 doğumlu Zeliha Kurul isimli şahsın FETÖ/PDY kontrolündeki Aktif Eğitim Sendikası'nın 2014'teki üyeleri arasında yer aldığı, 2018 yılında FETÖ soruşturması kapsamında İstanbul'da gözaltına alındığı ve hakkında "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan takipsizlik kararı verildiği edinilen bilgiler arasında. KARDEŞİ DE FETÖ OKULUNA AYAK BASMIŞ Şeyhmus Baraş'ın 2002 doğumlu kardeşi Halef Baraş, 2013 - 2014 yılları arasında FETÖ/PDY kontrolündeki bir okulda eğitim gördü. FETÖ İLTİSAKLI HEKİMSEN SAHNEDE Viranşehir'de yaşanan bu olay sonrası "sağlık sisteminde sorun var" algısı yaratıp toplumu yanlış yönlendirme peşine düşen FETÖ ve işbirlikçileri ise yine sahneye çıktı. HEKİMSEN GENEL BAŞKANI ADİL KURBAN'DAN SKANDAL SÖZLER Hekimsen Genel Başkanı Adil Kurban'a ait bir konuşmada özellikle kaos çağrısı, doktorlar üzerinden sahnelenen kirli oyunun izleri dikkat çekiyor. Sendika üyesi doktorlara yönelik olduğu iddia edilen konuşmasında Kurban, vatandaşın hastalığı ile ilgili skandal sözler sarfediyor. "Hastalar şimdi zırlıyor hiç meraklanmayın, üçüncü gün kıyameti koparacaklar" gibi sözlerle doktorlara sağlık hizmetini aksatması ve adeta hükümetin vatandaşla karşı karşıya gelmesini organize ediyor. TIP MERKEZİNİN KALABALIK SİCİLİ Öte yandan tıp merkezinin sicili kabarık. Daha önceden ölmüş hasta muayene edilmiş gibi gösterildiği ve SGK tarafından tıp merkezine ceza kesildiği, hizmet sözleşmesinin de askıya alındığı öğrenildi. 2016 ve 2017 yıllarında da usulsüzlük sebebiyle SGK tarafından sözleşmesinin iptal edildiği belirtildi. 

1 yıl önce

PKK’lı TTB’den Türkiye’ye büyük ihanet! Doktorları devlete karşı ayaklanmaya çağırdılar

PKK’ya yakınlığı ile bilinen TTB yönetimi, Türkiye’de sağlık sistemini kilitlemek için elinden geleni yapıyor. Her menfur olayda hükümeti hedef gösteren ve doktorları devlete karşı ayaklanmaya çağıran TTB yönetimi Doktor Ekrem Karakaya’nın öldürülmesinin ardından da harekete geçti. Türk Tabipler Birliği, Dr. Ekrem Karakaya’nın görev başında öldürülmesinin ardından doktoralara yönelik şiddete karşı 7-8 Temmuz’da grevde olacaklarını duyurdu. SAĞLIKTA ŞİDDETİN SORUMLUSU ‘AK PARTİ’ ALGISI  Türkiye’nin dünyaya örnek olan sağlık sistemini tıkamak için uğraş veren TTB yönetimi, sağlık sisteminde yıllardır devam eden ve dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önüne geçilemeyen ‘şiddet’ konusunda direkt hükümeti hedef alarak doktorları provoke ediyor. SAĞLIKTA ŞİDDET AVRUPA’DA DAHA YAYGIN Avrupa’da 8 ülkede, sağlık çalışanlarının ortalama yüzde 22.7’si hasta veya hasta yakınlarından şiddet gördüğü bildirildi. Belçika, Almanya, Finlandiya, Fransa, İtalya, Polonya, Slovakya ve Hollanda’da sağlık çalışanlarının ortalama yüzde 22.7’si hasta veya hasta yakınlarından şiddet gördüğü araştırma sonuçlarına yansımış durumda. Yapılan araştırmalarda “Şiddete maruz kalma oranlarında yüzde 39.1 ile Fransa ilk sırada. Almanya’da yapılan bir ankette, sağlık personelinin meslek hayatları boyunca yüzde 70.7’sinin fiziksel, yüzde 89.4’ünün ise sözel şiddete maruz kaldığı ortaya konulmuştur” sonucu ortaya çıkıyor. ALMANYA’DA DÖRT DOKTORDAN BİR TANESİ ŞİDDET MAĞDURU Alman Tabipler Birliği’nin verilerine göre, Almanya’da her dört doktordan biri hastasının saldırısına uğruyor. Doktorlar ya sözlü ya da fiziki saldırının mağduru oluyor. Alman Tabipler Birliği, doktorların hastalarını muayene ederken güvenliklerinin bulunmadığına işaret ederken, mesai sırasında saldırıya uğrayan doktorların yasalar tarafından daha sıkı korunmasını, caydırıcı cezaların verilmesini istedi. Almanya’da hastaların saldırısı sonucu hayatını kaybeden doktorlar da var. 2016’da Berlin’deki Benjamin Franklin Hastanesi’nde tedavi gören 72 yaşındaki bir hasta, 55 yaşındaki doktoru öldürmüştü. Bu yılın ocak ayında ise 67 yaşındaki doktor Berlin’deki muayenehanesinde saldırıya uğramış ve yaşamını yitirmişti. SAĞLIKÇILARIN DEĞİL ÖCALAN’IN HAKKINI SAVUNDULAR Terör örgütü elebaşı Öcalan için özgürlük çağrısı yapan Şebnem Korur Fincancı‘nın başkanı olduğu TTB’nin asıl amacı ise sağlık çalışanlarının hakları değil AK Parti hükümetini indirmek için provokasyonlar yapmak. Avrupa ülkelerinde dahi önüne geçilemeyen ‘sağlıkta şiddet’ olaylarının sebebi olarak Sağlık Bakanlığı’nı gösteren TTB yönetiminin terör örgütü PKK tarafından öldürülen sağlıkçılar için hiçbir açıklama yapmadığı da biliniyor.

1 yıl önce

Greve katılmayı reddeden doktor TTB'lilerce hedef gösteriliyor

Konya Şehir Hastanesi'nde görevli Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ekrem Karakaya geçtiğimiz gün görevi başında öldürüldü. Ekrem Karakaya'nın katledilmesinin ardından cinayet üzerinden hükümeti hedef alan Türkiye Tabipler Birliği, kaos ortamı yaratmak için sahneye çıktı. Meslek örgütü gibi davranmak yerine terör örgütlerinin sözcülüğüne soyunan Türk Tabipleri Birliği, Konya'da Doktor Ekrem Karakaya'nın silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetmesini protesto için toplandığı İstanbul Çapa Tıp Fakültesi önünde, polislere saldırdı. TTB'LİLERDEN SOSYAL MEDYADA PROVOKASYON TTB'nin provokasyonları bununla da sınırlı kalmadı. Doktorların sokağa çıkmasıyla birlikte Türkiye genelinde pek çok vatandaş sağlık hizmeti alamadığı için mağdur olurken Isparta Şehir Hastanesi'nde hasta bakan Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tamer Eryiğit, TTB'liler tarafından Twitter'da hedef gösterildi. 'Tıbbiyeli Sözlük' isimli bir hesaptan yapılan paylaşımda "Dr Tamer Isparta şehir hastanesi. Tek hasta bakan doktor sizmişsiniz.. Doğru mu ? Diğerleri neden bakmıyor diye düşündünüz mü?" ifadeleriyle Doktor Tamer Eryiğit açık açık hedef alındı. Söz konusu paylaşımın altında Eryiğit'in fotoğrafının bulunduğu bir görsel paylaşıldı. Sözde sağlık çalışına şiddeti protesto eden TTB'lilerin bir hekimi sosyal medya platformunda açık açık hedef göstermesi Türkiye Tabipler Birliği'nin misyonunu bir kez daha ortaya koydu.

1 yıl önce

Adana’da acil servisteki onlarca hastaya bakmayı kabul etmeyip kaçan doktorun görüntüsü tepki çekti

https://twitter.com/haber7/status/1545818707561222145?s=21&t=xmxYGyFC1WJqW0phKojB1Q Türkiye, Konya Şehir Hastanesi’nde görevli Kardiyoloji uzmanı Ekrem Karakaya’nın öldürülmesiyle derinden sarsılırken, Türk Tabipleri Birliği infial yaratan saldırının ardından 7-8 Temmuz tarihlerinde iki günlük grev kararı aldı. CİNAYET SONRASI ON BİNLERCE SAĞLIK ÇALIŞANI SOKAĞA ÇIKTI TTB’nin grev kararıyla ülkede görev yapan on binlerce sağlık çalışanı sokağa çıkarak çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve hastanedeki güvenliklerinin sağlanmasıyla sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin son bulması çağrısında bulundu. GREV KARARI HASTANELERDE SIKINTI YARATTI Doktorların sokağa çıkarak protesto gösterilerine katılması ise bir kesimin büyük tepkisini çekerken, hastanelerde de sıkıntılı anların yaşanmasına neden oldu. ACİL SERVİSTEN KAÇARAK UZAKLAŞTI Adana Yüreğir Devlet Hastanesi’nde çekilen bir video sosyal medyanın gündemine bomba gibi düştü. Dün gece saatlerinde acil servis kapısında bekleyen onlarca hasta, kendilerine bakmayacağını belirtip servisten kaçan doktorun tavırlarıyla şoke oldu. MEMUR OLDUĞUNU İFADE EDEN KİŞİ SİCİL VE İSMİNİ TALEP ETTİ İnternete düşen ve çok sayıda kullanıcının paylaşarak tepki gösterdiği videoda, acil doktorunun kendileriyle ilgilenilmesini talep eden hastalara “Bakmıyorum” diyerek servisi terk ettiği ve memur olduğunu ifade eden bir kişinin doktordan sicil numarasını ve ismini istediği anlar yer aldı.

1 yıl önce

TTB, doktorların en büyük problemi haline geldi! "HDP'nin yan kuruluşu gibi çalışmasın"

Konya’da Türkiye’yi yasa boğan kardiyoloji uzmanı Ekrem Karakaya’nın silahla öldürülmesi hekimlere isyan bayrağı açtırdı, Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) bu konuda sessiz kalması sorunları ayyuka çıkardı. Sağlık sistemi ile ilgili çözüm bekleyen konular olduğunu belirten hekimler, önemli sorunlardan birisinin de TTB olduğunu ifade ediyor. Ömer Çağlar Yılmaz "TTB'Yİ TERÖR YUVALARINDA KURDUKLARI KARARGAHLARDA GÖRMEK İSTEMİYORUZ" Hekimlerin sorunlarını dört başlıkta sıralayan Türkiye Sağlık Çalışanları Vakfı Başkanı Kardiyolog Doç.Dr. Ömer Çağlar Yılmaz, ilk 3 maddeyi “Şiddet, malpraktis, özlük hakları” olarak sıraladı. Dördüncü sorunun ise “TTB” olduğunu vurgulayan Doç.Dr. Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: “Hekimler bir hastaya dokunurken güvenlik, kişiliğine ve mesleki sınırlarına baskı, mesleğin cilvesi nedeniyle oluşabilecek olumsuzlukların sırtına yükleyeceği fatura ve maddi kaygıların olmadığı iş hayatı istiyor. Bütün bunların yanında haklarını ve meslek etiğini korumak için kurulan çatı organizasyonu Türk Tabipleri Birliği’ni de terör yuvalarında kurdukları karargâhlarda değil kendi yanında görmek istiyor.” "MARJİNAL ÖRGÜTLERİN AT KOŞTURDUĞU BİR MECRAYA DÖNÜŞTÜ" Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: “TTB merkez konsey yöneticilerinin ideolojik ve saplantılı tutumlarına hekimlerin cevabı nettir: “Gölge etme, başka ihsan istemem!” TTB’nin çalışmaları yok denemez elbette ama bütün yapılanlar ideolojilerinin batağında kaybolmaktadır. Sorun TTB’nin yıllarca organize bir azınlık eliyle yönetilmesi. TTB, marjinal örgütlerin tıpkı İnşaat Mühendisleri Odası gibi at koşturduğu bir mecraya dönüşmüş durumda.” "HEKİMLERİN YARISI BİLE ÜYE DEĞİL" TTB yönetimine karşı koyan çok sayıda tabip odası olduğunu ve odaların toptan yaftalanamayacağını belirten Yılmaz, “TTB’nin mevcut yapısı içinde hekimlerin üye olması yönünde bir talebi yoktur. Örneğin Ankara’da yaklaşık 20 bin hekim var. Hekimlerin yarısı bile tabip odası üyesi değil. Burada hekimlerin, organize azınlıkların karşısına çıkacak bir çoğulcu birliktelik inşa etmesi önemlidir” ifadelerini kullandı. "HDP'NİN YAN KURULUŞU GİBİ ÇALIŞMASIN" Milliyetçi Hekimler Derneği Başkanı KBB Uzmanı Dr. Semih Uşaklıoğlu de siyaset yapan, terör örgütleri kol kola olan değil, hekim haklarını savunan bir TTB istediklerini söyledi. Uşaklıoğlu şunları kaydetti: “Kendilerine söyledik, ‘Hekimlerin haklarını savunan bir Tabipler Birliği olursanız yanınızdayız’ dedik. Terörist başına özgürlük diyen, PKK’yı meşru gören açıklamaları hiçbir Türk vatandaşının, hiçbir Türk hekiminin kabul etmesi mümkün değil. Türk Tabipleri Birliği Güneydoğu’da şehit düşen doktorlar için tek kelime de etmiyor. TTB’nin HDP’nin yan kuruluşu gibi değil, tüm siyasi partilerden uzak hekimleri haklarını savunan bir meslek örgütü olarak çalışmasını istiyoruz”  Cumali Aktolun "TÜRKİYE'NİN BİRLİK VE BÜTÜNLÜĞÜ İÇİN TEHDİT HALİNE GELMİŞTİR" Nükleer tıp uzmanı Prof. Dr. Cumali Aktolun, Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) yapısı ve eylem söylemleriyle sağlıkta şiddetten daha önemli bir soruna dönüştüğünü ifade etti. TTB’nin ideolojik ve oligarşik bir yapısına neşter vurulması gerektiğini vurgulayan Aktolun, “Yurt dışında birçok ülkede görev yaptım. TTB’nin muadili olan kuruluşların hiç birinde böyle bir imtiyaz ve yetki yok. Çözüm birliğin kapatılması değil, statüsünün hekim haklarının savunulduğu bir dernek statüsüne indirilmesidir. Bu sorun acilen çözülmelidir. Çünkü mevcut yönetimlerle TTB, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü için tehdit haline gelmiştir” ifadelerini kullandı. Semih Uşaklıoğlu "TÜRK HEKİMİNİ İTİBARSIZLAŞTIRIYOR" İdeolojik tutumun hekimlerle ilgili ön yargıya yol açtığını da belirten Dr. Semih Uşaklıoğlu, siyasi söylemlerin hekimlerin itibarını zedelediğini anlattı. Hekimlerin TTB’den umutlu olmadığı için kısa zamanda çeşitli hekim sendikaları adı altında örgütlendiğini hatırlatan Uşaklıoğlu, şu an mevcut hekim sendikalarının TTB’den daha fazla üyeye sahip olduğunu kaydetti. Uşaklıoğlu, “Maddi anlamda cidden zor koşullarda çalışan, zor yetişen Türk hekimini itibarsızlaştırmak, Türk devletine, ne Türk milletine, ne Türk halkına, ne de hekimlere fayda getirir” dedi.

1 yıl önce

Ali Erbaş, doktorları hedef gösteren imam hakkında konuştu: 'Gereği neyse yapılacaktır'

Konya Şehir Hastanesi'nde Kardiyoloji Uzmanı Doktor Ekrem Karakaya'nın başka bir hastanenin güvenlik görevlisi Hacı Mehmet Akçay tarafından öldürülmesinden sonra sağlık çalışanları eylem kararı aldı. 2 gün süren iş bırakma eylemiyle ilgili Konya Kayalar Camii İmamı Ahmet Gür'ün sözleri büyük tepki çekti.  O SÖZLERİ TEPKİ ÇEKMİŞTİ Cuma hutbesinde doktorları hedef alan imam Ahmet Gür, eylemin "daha fazla doktorun öldürülmesine" neden olacağını savunarak ''Sen hastaneden boş dönsen, o doktoru öldürmez misin, dövmez misin, sövmez misin?'' ifadelerini kullandı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerin ardından Konya Valiliği ve Diyanet İşleri Başkanlığı soruşturma başlattı.  "AYNI GÜN SORUŞTURMA AÇILDI" Yaşanan bu gelişmenin ardından Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş olaya ilişkin konuştu. Sözcü'den Saygı Öztürk'e açıklamalarda bulunan Erbaş, doktorlara yönelik ifadeleriyle tepki çeken imama aynı gün soruşturma açıldığınu söyledi. 'GEREĞİ NEYSE YAPILACAK' 'Kimsenin şüphesi olmasın' diyen Erbaş, konuyla ilgili gereğinin neyse yapılacağını belirtti. Erbaş, “Konya'daki olay bizi çok üzdü. Cuma günü minberden oldukça üzücü ve minbere yakışmayan bir konuşma yapan imam ile ilgili aynı gün soruşturma başlattık. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki gereği neyse yapılacaktır.” dedi.

1 yıl önce

Hastasının darbetmediği ortaya çıkan doktor, FETÖ soruşturmasında açığa alındı

Yatağan Jandarma Komutanlığı'nda görevli Uzman Çavuş Ali Aladağlı, 14 Mart'ta, saat 23.00 sıralarında rahatsızlanınca ambulansla Yatağan Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Buradaki müdahalenin ardından Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Aladağlı, kendisini muayene etmek isteyen acil serviste görevli Dr. Tahir Tarımer ile tartıştı. Olaya hastanenin güvenlik görevlileri müdahale etti. Dr. Tarımer, tartışmada Aladağlı tarafından darbedildiğini ileri sürdü. Vücudunda kızarıklık oluştuğunu ve gözlüğünün kırıldığını öne süren Tarımer, darp raporu alıp Aladağlı'dan şikayetçi oldu. Aynı şekilde darp raporu alan Ali Aladağlı, daha sonra apandisit teşhisi konularak ameliyat edildi. Doktor Tarımer, polisteki ifadesinde olay anını şöyle anlattı: "Hasta, apandisit şüphesiyle Yatağan Devlet Hastanesi'nden sevk edildi. Ultrason çektirmek istediğini söyledi. Kendisine kan tahlili ve diğer tetkiklerin yapılmadan mümkün olmadığını anlattım. Evrakını alarak acil servisten ayrılmak istedi. Arkasından gidip, çıkış yapmasına izin vermedim. Sinirlenerek beni itip, boğazımı sıktı." Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki apandisit ameliyatının ardından genel cerrahi servisinden taburcu edilen Uzman Çavuş Ali Aladağlı, sağlık çalışanlarının, "Sen şiddette bulundun, darp ettin, hakaret ettin. Biz seni tedavi ettik, taburcu ediyoruz" sloganları arasında alkışla protesto edildi. Ekip aracına bindirilen Aladağlı, ifadesi için Komiser Hamdi Bey Polis Merkezi'ne götürüldü. 'İFTİRAYA UĞRADIM' DEYİP, ŞİKAYETÇİ OLDU Gözaltına alınan Uzman Çavuş Ali Aladağlı, polis merkezinde yeniden rahatsızlandı. İfadesi alınamayan Aladağlı, apandisit operasyonu olduğu bölgede şiddetli ağrı şikayetiyle polis ekiplerince Menteşe Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Hastanedeki tedavisinin ardından tekrar taburcu edilen Aladağlı, yeniden Komiser Hamdi Bey Polis Merkezi'ne götürüldü. İfadesinde Aladağlı, burada asıl mağdurun kendisi olduğunu belirtip, "Sağlık çalışanına hakaret etmedim, fiziki müdahalede bulunmadım. Kamuoyunda haksız bir şekilde linç edildim ve iftiraya uğradım. Bu nedenle doktordan şikayetçiyim" dedi. Polisteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Aladağlı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ayrıca, tedbiren açığa alınan Aladağlı hakkında idari soruşturma başlatıldı. GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKTI Olayla ilgili ortaya çıkan güvenlik kamerası görüntülerinde, saldırıya uğradığını ileri süren Dr. Tarımer'in, evrakını masadaki görevlilerden alıp ayrılmak isteyen Uzman Çavuş Aladağlı'nın peşinden gidip ittiği, bu sırada da kayıp düşmesi yer aldı. Görüntülerin ardından hastane yönetimi Dr. Tarımer hakkında idari soruşturma başlattı. UZMAN ÇAVUŞ GÖREVİNE İADE EDİLDİ Görüntülerin ortaya çıkmasıyla Uzman Çavuş Aladağlı, Dr. Tarımer hakkında kendisine iftira attığı gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu. Tedbiren açığa alınan Aladağlı ise görevine iade edildi. İDARİ SORUŞTURMA Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliğinin, olayla ilgili idari soruşturması tamamlandı. Başhekim Doç. Dr. Turhan Togan'ın yürüttüğü soruşturma kapsamında hastanedeki güvenlik kamerası görüntüleri izlendi, alkışlı protesto gösterisine katılanlar belirlendi. İlk olarak protesto gösterisine doktorların da arasında yer aldığı 25 kişinin katıldığı belirlendi. Genişletilen soruşturma kapsamında sayı 85'e ulaştı. Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilen 1 müfettiş, protesto gösterisine katılanların ifadelerini almaya başladı. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen olayla ilgili soruşturma kapsamında, FETÖ/PDY'e üye olduğu ileri sürülen Dr. Tahir Tarımer'in, Muğla Valiliği tarafından Tarımer'in 2 ay açığa alınmasına karar verildi. Dr. Tarımer ile ilgili soruşturma sürüyor.

1 2 3 4 5