05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü: Spor dostluk içinde rekabettir

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Spor dostluk içinde rekabettir. Tüm takımların taraftarları bunun parçasıdır. Kimse kimseye karşı hakaret ve şiddete başvurmamalıdır. Hakaret ve şiddet ile sportmenlik bir arada olmaz. Şampiyon olan tebrik edilmelidir. Mücadele eden tüm takımlar takdir edilmelidir” ifadelerini kullandı. https://twitter.com/omerrcelik/status/1520539163233247241?s=21&t=klSBUL0QAEW3hMCwK3wIng

1 yıl önce

CHP’nin 21 Mayıs Canan Kaftancıoğlu mitingi için Kandil’den talimat: “Dostumuzu yalnız bırakmayın!”

Yargıtay tarafından hapis cezası onanan ve siyasi yasaklı konumuna düşen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu için CHP yönetimi yarın Maltepe’de miting yapmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz gün yaptıkları “Atatürk Havalimanı” eylemlerinde 750 kişiyi zor toplayarak rezil olan CHP İstanbul İl Örgütü’ne güvenmeyen CHP yönetimi, tüm illerden miting için otobüs kaldırılması talimatı vermişti. KANDİL’DEN BEKLENEN DESTEK CHP içindeki HDP-PKK kanadının önde gelen isimlerinden olan Kaftancıoğlu için “dostları” da seferber oldu. Kandil’deki terör yuvasından HDP Genel Merkezi’nde gönderilen talimatta yarınki mitinge İstanbul’daki HDP teşkilatlarının yoğun katılım göstermeleri istendi. PKK’LI TERÖRİST SAKİNE CANSIZ’A DESTEK CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, teröre desteği ve terörist seviciliğiyle biliniyor. Kaftancıoğlu, geçmiş yıllarda PKK kurucusu terörist Sakine Cansız için destek tweeti atarak,”‘İnsanlık tarihi kadın ile başlar. İnsanlık kadına yapılanlarla kaybeder’ demiş Sakine Cansız. Ve insanlık yine kaybetti” ifadelerini kullanmıştı. DEMİRTAŞ’LA YILLAR ÖNCE ÇEKİLMİŞ FOTOĞRAF HDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la geçmişte çekildiği fotoğrafı da ortaya çıkan Kaftancıoğlu, “Halkın iradesiyle seçilmiş herkesle fotoğraf veririm” sözleriyle kendini savunmuş ve Demirtaş’a selam yollamıştı. DHKP-C’Lİ TERÖRİSTE SELAM DHKP-C’li teröristlere desteğini de esirgemeyen Kaftancıoğlu, Marksist Leninist Komünist Parti sözde kurucu liderlerinden Hasan Ocak’a selam yollayarak “Hasan Ocak yaşıyor. Komutana bin selam!” paylaşımı yapmıştı. DHKP-C’Lİ TERÖRİSTİ ANMA TÖRENİNE KATILDI Kaftancıoğlu, DHKP-C’nin talimatıyla ölüm orucuna girmesinin ardından hayatını kaybeden DHKP-C’li terörist Ebru Timtik’in İstanbul Barosu önündeki anma törenine katılmıştı. Kaftancıoğlu, Timtik için taziye konuşması da yapmıştı.

1 yıl önce

Sokak röportajında ‘Suriyeli komşunuz var mı?’… sorusuna Türkün Türkten başka dostu yoktur fakat…

İşte o sorulara verilen cevaplar: https://twitter.com/goc_haberleri/status/1540675706832801792?s=21&t=iLeD-ccv-kb4RXN58EVUwQ

1 yıl önce

Karadeniz Ereğli’de skandal! Sevgi, Barış ve Dostluk ödülü PKK destekçisi TTB Başkanı’na verildi

“Gülşen’i çıplak görmeye alışkınız” sözleriyle eleştirilerin hedefi haline gelen Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’tan aynı festivalde ikinci skandal da geldi. Zonguldak‘ın Ereğli ilçesinde “22. Uluslararası Sevgi, Barış, Dostluk, Kültür ve Sanat Festivali” düzenlendi. Törende; Sevgi, Barış ve Dostluk Ödülü, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı, TTB konsey üyeleri doktor Aydın Şirin ve Onur Nadir Karahancı’ya verildi. AK Parti Zonguldak İl Başkanı Zeki Tosun ise bu duruma tepki gösterdi. Belediye Başkanı Halil Posbıyık ile CHP‘li yetkilileri kınayan Tosun, şunları söyledi: Tarihe kara bir leke olarak geçmiştir! Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu, ‘Sevgi, Barış ve Dostluk’ festivalinde skandal bir olay yaşanmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, “Sevgi, Barış ve Dostluk” ödülünü; PKK’nın Suriye’deki uzantısı YPG Terör Örgütü Eş Başkanına ödül veren, TBMM’ye girişi yasağı olan, PKK Terör Örgütü Elebaşı bebek katili Abdullah Öcalan’a özgürlük isteyen derneğin kurucuları arasında yer alan, Türkiye’nin Ermeni Soykırımı yaptığı iddiasını savunan ve bu güzide ülkemizin birliğine, dirliğine faydası olacak her türlü çalışmaya karşı çıkan Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı‘ya vermiştir. ‘HALİS POSBIYIK VE CHP YETKİLİLERİNİ KINIYORUM’ Bu kadar olumsuz sıfatı taşıyan kişinin nasıl “Barış Ödülü” aldığı ve dünden beri gerek siyasi gerek vatandaşlarımız tarafından verilen tepkilere rağmen ısrarla hatalarının peşinden giden başta Belediye Başkanı Halil Posbıyık ve CHP yetkililerini kınıyorum. Alınan kararlar verilen ödül tam bir skandal ve Zonguldak’ımızın tarihinde olmayan kara bir leke olarak yazılmıştır. Zonguldak’ımızın böyle bir konuyla gündeme getirenlerin; haddini, yetki ve sorumluluğunu bilmeyen siyasetçilerin vicdanlarda gidecekleri yerlerin belli olduğunu bildirmek isterim. Bu duygu ve düşüncelerle uyarılarımızı dikkate almayan, halkımızın vicdanı değerleriyle oynayan Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık ve bu konuda söz hakkı olan CHP yetkililerini kınıyorum

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Suriye sınırından sızan 3 PKK'lı terörist etkisiz hale getirildi, "Dostlarımızdan" taziye mesajı bekliyoruz(!)

İçişleri Bakanı Soylu sosyal medya hesabı Twitter’dan yaptığı açıklamada "Topraklarımızda terörist istemiyoruz teslim olun Suriye sınırından ülkemize sızan 3 PKK’lı terörist; Emniyet İstihbaratımızın takibi, Mardin Emniyet ve Jandarma, İHA, SİHA, hava takviyesi ve PÖH, JÖH desteğiyle ölü ele geçirildi. "Dostlarımızdan" taziye mesajı bekliyoruz." dedi. İçişleri Bakanlığı’ndan açıklama; Güvenlik güçlerimizin son dönemde yurt içinde gerçekleştirmiş olduğu etkili operasyonlar neticesinde PKK/KCK terör örgütüne bir darbe daha Mardin’de vuruldu. PKK/KCK terör örgütü faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik olarak Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı koordinesinde Mardin İstihbarat Şube Müdürlüğü’nce sürdürülen çalışmalarda; 27.07.2022 tarihi saat: 19.40 sıralarında Mardin/Nusaybin ilçesi Günyurdu köyü bölgesinde EGM İHA vasıtasıyla 3 örgüt mensubunun görüntüsü alındı. EGM İHA’nın hassas takibine saat 23.00 sıralarında Jandarma İHA’nın da takviye olmasıyla terör örgütü mensupları tam anlamıyla işaretlendi. Saatlerce süren sabırlı takip sonucu Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile koordine kuruldu ve anında imha göreviyle havalanan F-16 ve SİHA atışlarıyla 3 örgüt mensubu etkisiz hale getirildi. Ayrıca atış gerçekleştirilen noktalar ve çevresini taramak, bahse konu bölgede olabilecek diğer örgüt mensuplarının da etkisiz hale getirilebilmesi amacıyla PÖH ve JÖH ortaklığında başlatılan geniş çaplı operasyonlar devam ediyor.

1 yıl önce

Dost ve kardeş ülkeye yardım! Beşinci uçak Türkiye'den havalandı

MSB’nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, "Sel felaketlerinde zarar gören dost ve kardeş ülke Pakistan'a yardım ulaştırmaya devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'ın talimatlarıyla hazırlanan insani yardım malzemelerini taşıyan beşinci uçağımız da Ankara Etimesgut Havaalanı'ndan hareket etti." ifadeleri kullanıldı. Paylaşımda ayrıca uçakların hazırlanış sürecine dair görüntülere yer verildi. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) selden etkilenen Pakistan'a çadır ve insani yardım malzemesi desteği sağlamak üzere "hava köprüsü" kurulduğunu duyurmuş, ilk etapta 10 bin çadır, 50 bin gıda kolisi, 50 bin hijyen malzemesi ve 10 bin bebek mamasından oluşan insani yardım malzemesinin sel bölgesine gönderilmesine başlandığını açıklamıştı. Pakistan Ulusal Afet Yönetim Ajansı (NDMA), 14 Haziran'dan bu yana etkili olan muson yağmurlarının yol açtığı sel ve heyelanlar nedeniyle binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu. Şiddetli yağışlar sebebiyle 992 bin 871 evin hasar gördüğü, 727 bin 144 çiftlik hayvanının telef olduğu, yağışlardan yaklaşık 33 milyon 46 bin kişinin etkilendiği, 498 bin 442 kişinin ise kurulan yardım kamplarında yaşadığı belirtilmişti.

1 yıl önce

Merdan Yanardağ'dan Kılıçdaroğlu'na 'dost ateşi': Etrafında haddinden fazla Amerikancı var

Kılıçdaroğlu'nun açıklamasının 'haddinden fazla Amerikancı olduğunu ve yanlış yaptığını' söyleyen Yanardağ, "En azından bu iktidar gibi davranabilir CHP. Biz Ukrayna-Rusya arasında bu savaşın barış içinde önce ateşkes ardından da siyasi bir biçimde çözülerek bir barışa kavuşturulmasını savunuyoruz, dersiniz ve çıkarsınız." dedi. https://twitter.com/bugunguncel/status/1582084276404637696?s=46&t=Rgflwhdpz7g32yVxjzdtbw

1 yıl önce

Türkiye'den dost ülkeyle ortak sondaj: Görüş birliğine vardık

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TRT Haber özel röportajında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in açıklamaları şöyle: Biz özellikle son yıllarda hep ulusal iletim şebekemizi alt yapımızı güçlendirdik. Hem de özellikle komşu ülkeler Avrupa pazarı bakımından baktığımızda onların arz güvenliğini güçlendirecek önemli roller üstlendik. Bunlar TANAP, TürkAkım gibi projeler. Biz alt yapımızı güçlendirirken bir defa yeni kaynak girişlerini sağladık. Boru hatları ile Rusya'dan, Azerbaycan'dan, İran'dan doğal gaz alıyoruz. Önceden bunlar birer hat olarak gelmişti. Şimdi biz bunların sayılarını ve kapasitelerini de artırdık. İran'dan tek boru hattı ile geliyor evet, Azerbaycan'dan sadece Bakü-Tiflis-Erzurum hattı vardı. En son buna TANAP da eklenmiş oldu. TANAP hem Türkiye'ye gaz taşıyor, hem de Avrupa İtalya'ya kadar giden bir boru hattından bahsediyoruz. Keza Rusya'dan biz eskiden batı hattı dediğimiz Ukrayna-Romanya-Bulgaristan üzerinden aldığımız bir boru hattı vardı. Akabinde Mavi Akım devreye girmişti Samsun'dan. Şimdi ise TürkAkım-2 hat devreye girmiş oldu. Bunlardan birisi doğrudan ulusal iletim sistemimize bağlı, TürkAkım-2 adını verdiğimiz diğer boru hattı Bulgaristan üzerinden yine Avrupa'ya gaz tedariği sağlayan bir proje. Sadece bunlarla da kalmadık aslında, LNG kapasitemizi işleme kapasitemizi artırdık. Sadece iki tane LNG kara terminali varken biri İzmir'de diğeri Marmara Ereğlisi'nde, bunlara biz iki tane de FSRU ismi verdiğimiz gemi üzerinde gazlaştırma imkanı olan iki ünitemizi devreye aldık. Biri Hatay Dörtyol'da diğeri de yine İzmir Aliağa'da. Bir üçüncüsü de yıl sonuna kadar tamamlanacak Saros'da terminal işlemleri bitti oraya da tabi gemi FSRU ile ilgili araçlarımız görüşmelerimiz de devam ediyor. Yine yer altı depolarınız olmazsa kış aylarında yoğun tüketimin olduğu anlarda sistemin dengesini koruma imkanınız olmaz. Bunun için de ne yaptık, Tuz Gölü devreye girmiş oldu 3-4 sene önce. 1,2 milyar metreküplük doğal gaz depolama kapasitemiz var. Orada kapasite artırma çalışmalarımız devam ediyor. 2 yıl içinde oradaki kapasitemizi 5,4 milyar metreküpe çıkartacağız. Silivri'de yer altı depomuz vardı yaklaşık 3 milyar metreküplük oradaki çalışmalar da tamamlanmak üzere. Yıl sonuna kadar oradaki kapasitemizi de 4,6 milyar metreküpe çıkartacağız. Biz bu alt yapımızı güçlendirirken, sadece Türkiye'deki talebi karşılamak üzere değil, aslında Türkiye jeopolitik pozisyonu ve coğrafyası itibarıyla da kaynak ülkelere yakınlığı ve talep ülkelere yani tüketim noktalarına yakınlığı itibarıyla son derece stratejik bir yerde bulunuyor. Artık bunu sadece biz söylemiyoruz, hem talep tarafındaki ülkeler, komşu ülkeler başta olmak üzere hem de bize gaz tedariki yapan kaynak ülkeler artık Türkiye'nin bu stratejisinin bir an önce hayata geçirilmesi noktasında da niyetlerini ifade ediyorlar. İşte gaz merkezi aslında ifadesi de buradan doğdu. Türkiye sadece gazın ticaretinin yapılacağı bölge ve merkez olmayacak. Aynı zamanda dağıtımının da yapılacağı bir merkez olacak. İstanbul'da şu anda bizim bir ulusal enerji piyasasını işleten bir borsamız var. Günlük elektrik ve doğal gaz tarafında toptan doğal gaz piyasası da orada çalışıyor. Şimdi biz oradaki teknolojik alt yapımızı bu yeni merkez için de kullanacağız. "KARADENİZ GAZIYLA BİRLİKTE KENDİ GAZIMIZI DA SİSTEME VERECEĞİZ" Dağıtım merkezi ağırlıklı olarak Trakya'da olacak. Çünkü birçok boru hattının girdiği yer orası. Yine doğudan gelen boru hatlarının büyük kısmı aslında batıda termine oluyor sonlanıyor. Bu yönler itibarıyla baktığımızda ciddi bir potansiyel olduğunu söyleyebiliriz. Biz tabi kaynak ülkelere yakınlıktan bahsederken aslında bir taraftan da kaynak ülke olma yolunda da ilerliyoruz. Karadeniz gazı ile birlikte aslında kendi gazımızı da sisteme dahil etmiş olacağız. Oradaki ihtiyaçlara göre bu gazın ihracatı bile gündeme gelecek. Burada önemli olan şu; Kaynak çeşitlinin oldukça fazla olmuş olması ve gazın gaz ile rekabetine bir ortam oluşturulması en önemli araç ve avantaj olarak değerlendiriyoruz. Bugün Avrupa'daki birçok hub noktalarına baktığımızda da bizim kadar kaynak girişi olmayan birçok ülkede aslında sınırlı sayıda kaynak girişiyle bu hubları yani merkezleri işletmeye çalışıyorlar. Biz birçok ülkeden kaynak girişi yapacağız ve çok daha avantajlı çok daha rekabetçi fiyat belirlemiş olacağız. Rusya tabi önemli bir aktör, önemli bir kaynak ülkesi. Daha düne kadar Avrupa'nın kullandığı gazın üçte birini Rusya sağlıyordu. Bizim de baktığımızda tüketimimizin içerisinde yüzde 40'lar mertebesinde Rus gazının ağırlığı var. Fakat tek kaynak ile bu merkezleri işletmeniz mümkün değil. Önemli bir aktör olması lazım ama bunun yanı sıra işte Hazar Bölgesi'ndeki başta Azerbaycan olmak üzere oradaki gazların Türkiye'ye getirilmesi, İran gazı geliyor, keza Irak'ta bir takım çalışmalar var. Aslında bizim Irak sınırına kadar giden bir boru hattımız var. Orası yeni bir alternatif olabilir. Yine LNG olarak baktığınızda birçok esnekliğe sahibiz. Körfez ülkeleri yani Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Umman buraya gaz gönderebilir ki nitekim görüşmeler yapıyoruz. Gelelim Akdeniz'e, Cezayir'den zaten alıyoruz. Libya ile gaz temaslarımız var. Mısır'ın, İsrail'in gazı da gelebilir uygun şartlar sağlanırsa. Hatta Türkiye Afrika'da Nijerya'dan gaz alabiliyor. Yine belki birçoğumuzun bilmediği Amerika'dan biz LNG alabiliyoruz. Zaman zaman Asya Pasifik pazarlarından gaz alternatifleri ve teklifleri alabiliyoruz. Bu yönü ile baktığımızda dünyadaki emsal merkezlere göre kaynak girişi ve çeşitliliği en zengin olan ülkelerden birisi neredeyse 15'e yakın ülkeden gaz girişi var. Bu bir avantaj, tabi konu sadece arz tarafı ile de sınırlı değil. Yarın bu getirdiğiniz gazın kullanılması ve satın alınması lazım. Bu yönü itibarıyla baktığımızda başta Balkanlar olmak üzere yani Avrupa'nın güneydoğu ve doğusundaki ülkeler olmak üzere. Onların da zaman zaman bizimle temasa geçtiğini ve Türkiye'den gaz alma taleplerini olduğunu ben geçmişte de ifade etmiştim. Onları da yine bir masa etrafında toplayacağız. Burada kazan-kazan mantığı ile herkesin anlaşabildiği uzlaşabildiği, şeffaf, güvenli bir pazar ve piyasa oluşturma hedefi var. Bununla alakalı hazırlıklarımızı yapıyoruz. Yıl sonuna kadar önce kendi yol haritamızı çıkaracağız. Muhtemelen de belki ocak-şubat gibi de bir uluslararası gaz konferansı düzenlemek suretiyle hem kaynak ülkelerini hem de talep, kullanıcı ülkeleri bir araya getirmek suretiyle bu pazarın işletilmesi için gerekli olan görüş ve fikirleri alacağız. Sonrasında da zaten hızlıca bunu devreye koyacağız. Rusya ile bizim tabi ticaretimiz çok yönlü olarak devam ediyor. Enerji en büyük kalemlerden birisi şüphesiz. Turizm var, gıda var, diğer emtia fiyatları var. Öteden beri de neredeyse yaklaşık 5-6 yıldır her iki lider de milli paralarla ticaretin önünü açma yönünde niyetlerini ifade etmişlerdi. Gelinen bu noktada aslında süreci biraz daha hızlandırmış oldu. Son görüşmelerimizde bir mutabakat söz konusu. Bununla alakalı olarak tabi teknik bir takım çalışmaların da tamamlanması gerekiyor. Kısmen Ruble üzerinden ticaret başladı. Bunu önümüzdeki aylarda biraz daha yoğun bir şekilde göreceğiz. Her iki tarafta da bu konuda bir görüş birliği söz konusu. Tabi bu milli paralarla oluyor olması ülkelerin diğer yabancı dövizlere, para biriminden olan ihtiyaçları da azaltmış olacak. Enerji ürünleri özellikle petrol, doğal gaz stratejik emtialar arasında sayılıyor. Dolayısıyla bazen paranız olsa bile alamayabilirsiniz. Bazen çok miktarda kaynağınız olabilir ama satın alamayabilirsiniz. Sattırmazlar, yani pazarlara erişiminizi engelleyebilirler. O açıdan özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın bu bölgelerle olan sıkı siyasi, iktisadi iş birliğinin meyvelerini de alıyoruz. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Daha önce Körfez ülkelerinden LNG ticaretimiz vardı başta Katar olmak üzere. Şimdi en son geçtiğimiz aylarda Umman'a bir ziyaretimiz söz konusu oldu. Oradan belki LNG ticaretini başlatma imkanımız var. Geçtiğimiz hafta Birleşik Arap Emirlikleri'ndeydik oradan yine öyle bir imkan olduğunu değerlendirdik. Endonezya, Malezya'ya gittik. Onlar da doğal gaz üreten ticareti yapan ülkeler. Onlar tabi daha çok Asya Pasifik pazarlarına yakın olduğu için eğiliyorlar. Ancak şöyle bir gelişme de oldu, özellikle Malezya için söyleyim. Hem Malezya'da petrol, doğal gaz arama ve üretimine ilişkin hem de Türkiye'de iş birliği yapabilir miyiz bunları konuştuk. Prensipte de görüş birliğine vardık. Bizim şimde yeni stratejimiz şu şekilde ilerliyor; Bu ülkelerle yani bizim gaz veya petrol satın aldığımız ülkelerde o sahalarda üretimde de pay almak gibi bir düşüncemiz, niyetimiz var. Onlar da buna son derece pozitif bakıyorlar. Biz onları da Türkiye'ye davet ettik. Türkiye'deki petrol ve doğal gaz arama, üretimde birlikte iş birliği yapabiliriz diye. Özellikle Afrika başta olmak üzere birçok ülkeden bize son dönemdeki bu bizim denizdeki operasyon kabiliyetimizi artırmamızdan dolayı çok teklif geliyor. Oralarda da yine bu dost ve kardeş ülkelerle birlikte hareket edebiliriz. İşte yarın bir Cezayir seyahatimiz olacak, yine orada bizim LNG aldığımız, petrol aldığımız, petrol ürünleri aldığımız önemli bir ülke. Orada da bazı projeler var. Onlar da bizi davet ettiler. Bu ülkelerle biz karşılıklı iş birliğine üçüncü ülkelerdeki iş birliğini masaya yatırdık. En kısa sürede de ben meyveleri alacağımızı düşünüyorum. KARADENİZ'DE YENİ KEŞİF YOLDA Sakarya Gaz Sahası'nda üretime hazırlık çalışmaları sürüyor. Karadeniz gazını karaya ulaştırmak için deniz altında yapılan boru hattı yüzde 97 tamamlandı. (Karadeniz gazı) Mart sonuna kadar ilk gazı sisteme vereceğiz. Bunu herkes mutfağında kullanabilir hale gelecek. Libya özellikle bu coğrafyada en büyük petrol ve gaz rezervlerinin sahibi ülkelerden birisi. Maalesef uzunca bir süredir iç çatışmalar, iç savaştan dolayı bu imkan ve potansiyelini aslında iyi değerlendiremeyen ülkelerden birisi. Türkiye yine orada barışın tesisi, istikrarın tesisi adına aslında önemli roller üstlendi. Şu anda hamdolsun bir uzlaşı söz konusu. Biz aslında Libya'da iç savaştan önce de arama-üretim faaliyetlerine devam eden bir ülkeydik. Türkiye Petrolleri orada bazı üretim sahalarında bu çalışmalarını yürütüyordu. Savaşla birlikte ara vermiştik. Şimdi yeniden müzakereler başladı. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları ile birlikte biz kalabalık bir heyet halinde biliyorsunuz geçtiğimiz aylarda oraya bir ziyaret gerçekleştirdik. Orada bir mutabakat zaptı da imzaladık. Mutabakat zaptı petrol ve gaz alanlarında iş birliğini arama-üretim faaliyetlerinde müşterek çalışmayı içeriyor. Akabinde de zaten biz Türkiye Petrolleri'nden bir ekibi gönderdik. Bir kaç defa gidip geldiler. Orada kara alanlarında ve deniz alanlarında petrol arama, üretim faaliyetlerinde bir ortak çalışmayı öngörüyoruz. Bundan tabi memnun olan ve olmayan ülkeler var. O onların bileceği bir şey. İki özgür, egemen ülke karşılıklı iş birliği konusunda bir anlaşma yaptıysa bundan diğer ülkelerin bence çekinmemesi lazım. Netice itibarıyla orada çıkartılacak petrol ve gaz, hidrokarbon ürünleri başta o ülkenin kalkınmasına katkı sağlayacak sonra şu anda biz neyi konuşuyoruz; petrol ve doğal gazı arz tarafındaki yetersizlikten bahsediyoruz. Aslında bu tip çalışmalar arz tarafında üretim artışı sağlayacak, baktığınızda sadece iki ülkenin menfaatine değil bölgesel hatta küresel olarak bu faaliyetlerin bir an önce neticelenmesi enerji krizinin çözümüne de son derece önemli katkı sağlayacaktır diye değerlendiriyoruz. Libya ile olan müşterek çalışmalarımız da bu yönde devam ediyor. Kışa dönük hazırlıklarımızı tamamladık. Depolarımız eylül ayı sonu itibarıyla full dolu. Henüz daha depolarımızı kullanmaya başlamadık. Depolar ne zaman kullanılacak, boru hatları ile gelen gazın yetersiz kaldığı noktalarda sistemi desteklemek amacıyla tasarlanmış projeler. Dolayısıyla şu anda depolarımız dolu olduğu için çok daha rahat giriyoruz. Bunun yanı sıra boru ile aldığımız gazda ilave görüşmelerimiz, kapasite artırma çalışmalarımız var, İran ve Azerbaycan başta olmak üzere. Bunun yanı sıra LNG sözleşmelerini yaptık. Düzenli devam eden kontratlarımızın yanı sıra zaman zaman spot piyasalardan da gaz tedariki yapıyoruz. Komşumuz Avrupa'ya göre çok daha rahat olduğumuzu söyleyebilirim. Avrupa'daki durum biraz daha farklı çünkü onlar özellikle Ukrayna-Rusya arasında devam eden savaştan dolayı Rusya'dan gaz alımını ve petrol alımını azaltma yönünde bir girişimleri söz konusu. Bir yanda tabi alternatif kaynak üretme imkanı da yok bunu da görmek lazım. Çünkü yıllarca boru hattı ile almış olduğunuz gazı ki aşağı yukarı yıllık 150 milyar metreküptür Avrupa'nın Rusya'dan almış olduğu. Bu sene ifade edilen rakamlar bunun 50 milyar metreküpün altında gerçekleşeceği şeklinde. Neredeyse üçte iki oranında bir azaltım söz konusu. Peki 100 milyar açığı nasıl yönetecek siniz? Avrupa ülkeleri şu anda LNG tedariki ile kısmen bunu çözmeye çalışıyorlar. Yazın depolarını doldurdular bu kışı daha rahat atlatabilmek için. Buna rağmen olağanüstü tedbirlere de başvurdular. İş yerlerinde, evlerde, kamu ve özel tesislerde enerji tasarrufu noktasında da ciddi yaptırımlar ve tavsiyeleri söz konusu. Konutlarda bunu ancak vatandaşlarınızı bilinçlendirmek suretiyle belki bunu yapabilirsiniz. Tek tek konutlara gidip bu gazı kısma imkanınız yok. Öyle bir teknoloji de yok zaten. Milyonlarca hanenin gazını belli bir yerden kesemezsiniz. Onlar şu anda aktif olarak tasarrufu belli sanayi kuruluşlarından bekliyorlar. Nitekim ülkeden ülkeye göre değişmekle birlikte yüzde 20 ila 30 arasında doğal gazın ve elektriğin daha az kullanılması konusunda sanayi tesisleri ile görüşüyorlar. Bu tabi neye yansıyacak? Ekonomilerine maalesef olumsuz yansıyacak. Çünkü düşünün bir fabrikanız işte yüzde 100 kapasite ile çalışırken yüzde 70 kapasiteye düşmüş olacak. Üretim yavaşlayacak, ekonomik bunun sonuçları çıktıları olacak hiç şüphesiz. Nitekim son aylarda gelen ekonomik verilere baktığınızda başta Avrupa bölgesi olmak üzere bir resesyon görüntüsü söz konusu. Yani bir duraksama, ekonomilerde bir daralma söz konusu. Bunun altında yatan neden de tabi bu enerji fiyatlarının bir yüksekliği bir de kıtlığı. Yani erişimin engellenmiş olması olarak değerlendirebiliriz. Bu açıdan Türkiye daha rahat giriyor. Bizim de işte tedarikçilerimiz, sevkiyat programlarına uyduğu takdirde biz bu sene sıkıntı yaşamadan kışı atlatmış olacağız. Pandemiden sonra ekonomiler hızla toparlanmaya başlamıştı. Şöyle bir yıl geriye sardığımızda aslında. Birikmiş bir takım talepler hızlıca realize olmaya başlıyordu. Ondan dolayı da fiyatlarda bir yükselme zaten seyretmiştik. Arkasından bu sene şubatta başlayan Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilim ve savaşa dönüşmesi sebebiyle fiyatlar hiç kimsenin daha önce öngörmediği şekilde ciddi olarak yükselmiş oldu. Pandemiden önce 1000 metreküp doğal gazın fiyatı uluslararası fiyatlarda 150 dolar seviyesindeyken, bu rakam 3000 dolarlara kadar çıktı. Neredeyse 20 kat arttı. Şu anda hafif bir gerileme var son bir kaç haftadır bunu görüyoruz. Bu ne kadar devam eder bilmiyoruz. Problem burada fiyatların yüksekliği kadar bir de oynaklığı. Öngörülebilirlik maalesef çok daraldı. Önümüzdeki ay doğal gazın, petrolün fiyatı ne olacak bunu bilemiyorsunuz. Gazı özellikle sadece konutlarımızı ısıtmak için kullanmıyoruz. Sanayide çok kullanılan bir ürün. Bir başka kullanım alanlarından birisi de elektrik üretimi. Elektrik üretiminde de gazın payı arttığı için doğal olarak yüksek yakıt maliyetinden dolayı elektrik üretim maliyetleri de arttı. Buna dönük olarak da bir takım çareler, tedbirler hem Avrupa hem biz aldık. Biz daha erken davrandık. Şimdi bir yıl önce biz bunları görmüştük ve yapmış olduğumuz birincil düzenlemeler gerek yasa seviyesinde, gerekse ikincil düzenlemelerle üretim kaynaklarına göre kaynak maliyetleri farklı çünkü. Mesela yenilenebilir enerjinin üretim maliyeti, linyitten üretilen elektriğin üretim maliyeti ile doğal gaz santrallerinin üretim maliyeti farklılaştı. Biz kaynak bazlı üretim maliyetlerini dikkate alarak onlara belli sınırlar getirdik. Bu mart ayında. Bakın şimdi Avrupa daha geçen hafta buna benzer bir kararı komisyondan zorla geçirdi. Arada uçurum olduğu için bu netice itibarıyla tüketicilerin aleyhine yansıyor bu bir. İkincisi buna rağmen biz yüksek maliyetleri vatandaşlarımıza daha az oranda yansıtmak için de ciddi oranda sübvansiyon uyguladık. Yani geçtiğimiz yılı mesela hatırlatacak olursak; Sadece doğal gazdaki sübvansiyon tutarı 80 milyar lira civarında. Elektrikte 20 milyar liraydı bu sene bu rakam muhtemelen bunun belki iki katını aşacak gibi görünüyor. Çünkü rakamlar geçen seneye göre ciddi manada arttı. Evet zorunlu olarak bazı artışları yaptık biz de, yani Hazine'nin maliyenin taşıyabileceği bir yük var. O yükü büyük bir kısmı aslında oraya alıyoruz. Özellikle de hane halkını yani dar gelirli ve orta gelirli vatandaşlarımızı biliyorsunuz destekleyebilmek için bir elektrikte kademeli uygulamaya geçtik. Zaruri ihtiyaçlar için olan elektrik kısmını yaklaşık 240 kilovatlık kısmı birinci kademe dediğimiz daha düşük kademeden faturalandırıyoruz. Orada neredeyse yüzde 50 civarında bir sübvansiyon söz konusu. Doğal gazın sübvansiyonu zaman zaman yüzde 80'i bile aştığı dönemler oldu. Şu anda yüzde 75'ler seviyesinde devam ediyor. Bir vatandaşımız kendisine aylık gelen fatura mesela 250 liraysa aslında bin liralık maliyeti biz 250 lira olarak faturaya yansıtıyoruz demektir. Yani 750 lirasını kaynağında BOTAŞ, dolayısıyla Hazine ve Maliye Bakanlığımız milli bütçemizden karşılıyoruz demektir. Bu uygulama devam edece mi? Elbette yine devam edecek. Önümüzdeki iki yılda da devam edecek. Fakat maliyetler tekrar oturup hesaplanacak ve bu uygulamaya da yine aynı şekilde vatandaşımızın lehine sürdürüceğiz.

1 2 3 4 5