27 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

Bodrum Belediye Başkanı Aras: Birdenbire kaosla karşılaştık

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, 29 Nisan saat 19:00'da başlayıp 17 Mayıs saat 05:00'e kadar sürecek tam kapanma süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu.  En büyük korkularının Bodrum'a giriş yapanlarla birlikte vaka sayılarının yükselmesi olduğunu vurgulayan Aras, "Normalde bu nüfus Bodrum için 2025 yılında tahmin ediliyordu ama salgın 4 sene geri çekti. Hazırlıkları yapamadan birdenbire kaosla karşılaştık. Şu anda Bodrum'da bir kaos olduğunu hepimiz kabul ediyoruz. En büyük korkumuz gelenlerin bize bulaşı taşıması ve artırması. Bodrum'daki sağlık hizmetimiz sadece kendi nüfusumuza göre dizayn edilmiştir" dedi. "30 civarında yoğun bakım yatağımız, 300 civarında da hastane yatağımız var. Eğer bu sayı artarsa, bulaş çoğalırsa buradaki sağlık sistemi yetmeyecektir. Herkesin çok dikkatli olması lazım, sokağa çıkmaması lazım" ifadesini kullanan Aras, "Herkesin evinde kendi güvenliğini alarak dışarı çıkmaması lazım. 'Market gideyim, yeni geldim' diye düşünürse biz bu salgını tutamayız. Bu kaosu yaşamaya devam ederiz. Bir isteği olan olursa belediyeye ulaşsın biz onlara gereken servisi yaparız" diye konuştu. 'Bu bir turizm yoğunluğu değil' Son günlerde Bodrum'da yaşanan yoğunluk nedeniyle önlem aldıklarını vurgulayan Aras, ilçeye son 3 günde, günde 8 bin aracın giriş yaptığını ancak giriş yapan araçlarla birlikte ilçeden çıkış yapan araçların da olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Bunlardan belki yüzde 60'ı tedarikçidir çünkü Bodrum'da zaten ciddi bir hareketlilik ve trafik var. Şu anda ciddi bir yoğunluk yaşıyoruz. Bu yoğunluk son birkaç günlük yoğunluk değil. Yaklaşık 1 yıldır biz bu yoğunlukla yaşıyoruz. Özellikle ikinci konutu, yazlık evi olan vatandaşlarımız ülkemizin her yerinden Bodrum'a gelerek yaşamaya başladı. Bu bir turizm yoğunluğu değil. 11 Nisan'dan sonra turizmde yaşanan olumsuz gelişmeler turizm beklentimizi ortadan kaldırdı. Kapanmadan sonra, mayısın 17'sinden sonra tekrar açılırsa turizmden tekrar söz edebiliriz. Şu andaki yoğunluğun sebebi kapanmanın getirdiği olumsuzluklardan, büyükşehirlerden uzaklaşarak Bodrum'a gelmesinin önünü açtı. Biz bu yoğunlukla mücadele etmek için elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz. Belediye personelimiz ve kamu kurum kuruluşları tüm gayretiyle Bodrum'da yoğunluktan kaynaklanan herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için elimizden geleni yapacağız." 'Bodrum'da şantiye görünümü var' Bodrum'a son araç girişleriyle birlikte nüfusun 500 bini aştığını dile getiren Aras, alt yapı ve inşaat çalışmalarının devam etmesi nedeniyle ilçede şantiye görünümü olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Nüfusumuzun 500 bin civarında olduğunu tahmin ediyorduk. Şu an son 3 günde çok giriş olduğu söyleniyor ama bu trafiği biz zaten yaşıyoruz. Bu durumun 100 bin, 200 bin yansıdığını düşünmüyorum ama nüfus 500 bini aşkın olduğunu düşünüyoruz. İlçemizdeki nüfus bahsedildiği gibi 1 milyona ulaşan yaz nüfusu değil. Bodrum, yaz dönemlerinde 1 milyonu geçen bir nüfusa hizmet edebiliyordu. Biz de bu kültürle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu yıla yayıldı. Sıkıntılar da yaşamıyor değiliz. Bodrum alt yapı sorunları ile mücadele ederken, biz her yerde alt yapı çalışmaları yapıyoruz. Bodrum'da bir şantiye görünümü var. Bizi en çok zorlayan konu bu. Diğer hizmetlerin birçoğunu herhangi bir aksaklığa meydan vermeden sürdürmeye çalışıyoruz. Nüfus yoğunluğunda inşaat ve alt yapı çalışmalarından bahsettik. Bu işler kolay olmayacaktır. Halkımızdan bu konuda eleştiriler alıyoruz, almaya da devam edeceğiz. Bu kalabalık çok daha fazla talepte bulunacak." 'Su ve trafik sorununa dikkat çekti' Nüfus yoğunluğu nedeniyle yaşanabilecek olası su sorunu konusuna da değinen Aras, "Su ile ilgili sadece sıkıntı hacminin yetmemesi değil borulardaki patlaklarla ilgili ciddi bir sıkıntı var. Son günlerde bakım işleri yoluna girdi. Çok büyük bir patlakla karşılaşmadık. Eğer bu patlaklar olmazsa su iyi kötü şu andaki nüfusa yetecektir. Suyu idareli kullanmazsak, tasarruflu kullanmazsak ve patlaklarla heba edersek zaten yetmeyecek. Mumcular Barajı iyi bir noktada değil. Herkesin bu konuda dikkat etmesi lazım" ifadelerini kullandı. Trafik konusunda açıklamalarda bulunan Aras sözlerini şöyle sürdürdü:  "Bodrum'da dar sokaklar var, geniş yollar yok. Artık vatandaşlarımız bu kalabalıkta bir yerden bir yere giderken belli bir süre geçireceklerini farkında olarak yola çıksınlar. Madem Bodrum'da yaşamak istiyorsunuz, gecikmeyi de tolere etmeniz lazım. Bodrum'da yolları genişletemeyiz. Trafik analizleri yapıyoruz, düzenlemeler yapılacak ama buna rağmen Bodrum bu kalabalığı kaldırmaz. Yeni yol açarsak daha fazla araç gelir."

2 yıl önce

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan: Hedefe yaklaştık

Sağlık Bakanlığı Toplum Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, AA muhabirine, salgınla mücadelede aşılamanın önemi ve Türkiye'nin aşı stratejisi üzerine değerlendirmelerde bulundu. Uluslararası literatürde ve Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre, salgın söz konusu olduğunda bulaş yollarını engellemek ve aynı zamanda bağışıklık oluşturulması gerektiğini vurgulayan İlhan, salgınla mücadelede aşısı olan her virüs için de aşılama programının hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti. İlhan, "DSÖ, mücadelenin hastalığın kontrol altına alınarak kazanılabilmesi için özellikle solunum yolu ile bulaşan koronavirüslerde yüzde 60-70 oranındaki grubunun aşılanması ya da hastalık geçirerek bağışık olmasının gerektiğini söylüyor. Bu nedenle aşı olmadan koronavirüsle mücadele etme şansı söz konusu değil." dedi. "TÜRKİYE'DE TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIK STRATEJİSİ UYGULANIYOR" Salgının kontrol altına alınabilmesinde "sürü bağışıklığı" ve "toplumsal bağışıklık" stratejilerinin uygulanabildiğini dile getiren İlhan, şu açıklamalarda bulundu: "Sürü bağışıklığı, sürecin başında İngiltere ve İsveç'in denediği bir yöntemdi. Sürü bağışıklığı, toplumun kendi haline bırakılarak virüsün toplum içinde yüzde 60-70 oranında bulaşmasıyla kişilerin virüsle tanışması şeklindedir, yani toplumun serbest bırakılmasıdır. Toplumsal bağışıklık ise bu sürecin yani yüzde 60-70 oranında toplumun bağışık olma halinin belirli bir plan dahilinde aşılanma ile sağlanması şeklindedir." Salgının başından beri Türkiye'nin bu konudaki stratejisinin net olduğunu belirten İlhan, "Başından bu yana Türkiye'de 'toplumsal bağışıklık' stratejisi uygulanıyor." diye konuştu. "YÜZDE 25 HEDEFİNE ULAŞILDIĞINI SÖYLEMEK MÜMKÜN" Prof. Dr. İlhan, Türkiye'de ilk Kovid-19 vakasının tespit edildiği 11 Mart 2020'den itibaren olabildiğince az kişinin enfekte olması için çalışmalar yapıldığını dile getirerek, tedbir kararları ile aşı geliştirilinceye ve erişimi sağlanıncaya kadar az kişinin enfekte olabilmesi için mücadele verildiğini, aşıların devreye girmesiyle Türkiye'de de toplumsal bağışıklık için aşılama planlaması yapıldığını anımsattı. Toplumsal bağışıklığın oluşturulabilmesi için hedef grubun yüzde 60-70'inin aşılanması gerektiğinin altını çizen İlhan, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'de 18 yaş üzeri vatandaşlara bakıldığında yaklaşık yaklaşık 60 milyon kişiden bahsetmek mümkün. Çünkü, 23 milyon 18 yaş altı gencimiz var. Bu doğrultuda Türkiye'de, 60 milyonun bağışıklanması gerekiyor. Şu an baktığımızda ülkemizde ikinci doz aşısı yapılan 9 milyon 600 bin kadar vatandaşımız var. Aynı zamanda şu an için koronavirüsü geçiren de yaklaşık 5 milyon vatandaşımız bulunuyor. Bu doğrultuda 15 milyon seviyesine gelindiği düşünülürse, yüzde 25 hedefine yaklaşıldığını söylemek mümkün." Toplumsal bağışıklığın kazanılmasında aşı teminin de büyük önem taşıdığını dile getiren İlhan, "Türkiye, dünyada farklı aşıları yapan nadir ülkelerden biri. Aşı çeşitliliği, aşı temininde elde edilen önemli bir kazanımdır." dedi. "40 YAŞ ÜZERİ AŞILANDIĞINDA, ÖLÜM RİSKİ TOPLUMDA DAHA DA AZALACAK" Prof. Dr. İlhan, toplumsal bağışıklığın kazanılması için uygulanan strateji kapsamında yüksek risk gruplarından başlanarak aşının uygulandığını hatırlattı. İlhan, 40 yaş üzeri vatandaşların aşılanmasıyla hastalığa bağlı ölüm oranlarının önemli oranda düşmesinin öngörüldüğünü anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü, kronik hastalıklar genellikle 40 yaşlarında başlıyor ve koronavirüs ölümlerine bakıldığında da en az bir kronik hastalığı olanların ölüm riskinin olmayanlara göre daha yüksek olduğuna şahit oluyoruz. Bu nedenle 40 yaş üzeri aşılandığında, ölüm riski toplumda daha da azalacak." "TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIĞIN KAZANILMASI İÇİN YÜZDE 60-70 HEDEFİ GÜZ DÖNEMİNDE GERÇEKLEŞEBİLİR" Toplum Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhan, toplumsal bağışıklığın kazanılmasının 18 yaş üstündekilerin aşılanmasıyla mümkün olacağını belirterek, "Aşı temininde sıkıntı olmaması halinde 18 yaş üstüne aşı yapılmasıyla birlikte, toplumsal bağışıklığın kazanılması için gerekli olan yüzde 60-70 hedefi güz döneminde gerçekleşebilir." diye konuştu. TOPLAM AŞI DOZU 23 MİLYON 868 BİN 550'YE ULAŞTI Sağlık Bakanlığı Covid-19 Aşısı Bilgilendirme Platformu'nda 4 Mayıs 2021 saat 15.00 itibarıyla yer verilen tabloya göre 1.doz uygulanan kişi sayısı 14 milyon 182 bin 727, ikinci doz uygulanan kişi sayısı 9 milyon 685 bin 833 oldu. Uygulanan aşı dozu sayısı ise 23 milyon 868 bin 550 olarak kayıtlara geçti.

2 yıl önce

Forbes: Türkiye, TCG Anadolu'yu dünyanın ilk gerçek drone uçak gemisi yapacak...

"Bir vinç-makara sistemini bir rampa ile birleştiren çok basit yöntem, Türk donanmasının yeni saldırı gemisi Anadolu'yu dünyanın ilk gerçek SİHA uçak gemisine dönüştürmesine yardımcı olabilir." 'Anadolu'dan kalkabilecek yerli savaş uçağı pek olası değil' "Bu düzenleme aynı zamanda Anadolu'nun insanlı uçaklar konuşlandırma ve fırlatmasını da sağlamalı, ancak Türkiye'nin hem (231.82 m uzunluğunda, 32 metre genişliğinde, uçuş güvertesi de 202 metre uzunluğunda olan) Anadolu'nun  güvertesinden kalkabilen hem de kaydadeğer miktar yakıt ve silah taşıyabilen bir uçak geliştirmesi pek olası değil." "Geminin merkez hattında bir vinç ve kasnak görülüyor. Kablo, güvertede pruva rampası boyunca, TB-2/3'ün fırlatılmaya hazır olduğu noktaya kadar uzanıyor. Vincin dronu güverte boyunca ve rampadan yukarı sürüklemesi öngörülüyor." "Bu, 6.5 metre uzunluğundaki TB-2/3’ün 100 beygir gücündeki motorunun itme gücüyle birleştiğinde, pervaneli SİHA'yı 300 kiloluk yükünün büyük kısmı veya tamamıyla havada uçurabilir." 'TB-2/3'ten daha ağır SİHA'ları fırlatamayabilir' "Fırlatma sistemi sadeliği içinde zarif. Sınırlamaları olduğu aşikar, ama Türk donanmasının hava kanadının çoğunluğu SİHA'lardan oluşan bir havacılık gemisinin dünyadaki ilk operatörü olmasına hizmet edebilir. Vinç-rampa kombinasyonu, SİHA'nın kendisi daha fazla beygir gücü sağlamadığı sürece TB-2/3'ten daha ağır SİHA'ları fırlatamayabilir." 'Aslında  F-35B için tasarlandı' "Ancak sistemin net bir avantajı var: Bazı alternatif drone fırlatma donanımlarının yapabileceği gibi güverteyi engellemiyor. Deniz kuvvetleri, en azından 1960'lardan beri sabit kanatlı keşif ve hedef insansız hava araçlarını uçak gemilerinden ve diğer büyük güverteli gemilerden kaldırıyor. Ancak bu insansız hava araçları genellikle bir rampada beşik pozisyonundayken roket iticilerinin ateşlemesiyle havalandı..." "Anadolu, dünyanın birçok havacılık gemisi gibi fırlatma düzeneğinden yoksun. Vinç ve rampa fırlatma yöntemi çare olabileceği gibi Anadolu gibi gemilerden uçmak için özel olarak tasarlanan savaş uçağı F-35B'nin programından Türkiye'nin çıkarılmasından ötürü de gerekli." 'Dağlık Karabağ'da başarısını kanıtladı' "Sadece birkaç modifikasyonla Anadolu, TB-2/3 SİHA'ları ve helikopterlerden oluşan iş görür bir hava kanadıyla donanabilir. Evet, gemi havadan havaya savaş uçağından mahrum kalır. Ama sofistike sensörleri, uzun havada kalma süresi ve küçük, isabetli mühimmatlarıyla TB-2/3, başarısı kanıtlanmış bir gözetleme ve vurma platformu." "Sonbaharda Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki kısa süren kanlı savaş sırasında Azerbaycan’ın TB-2'leri ve diğer insansız hava araçları yüzlerce Ermeni tankını, savaş araçlarını, toplarını ve hava savunma sistemlerini imha etti. Aynı tür bir robotik hava kampanyasının denizdeki bir mobil platformdan yürütüldüğünü hayal edin." 'İnsanlı hafif avcı uçağı Anadolu'ya uymayabilir' "Türk sanayisi, Anadolu ile de uyumlu olabilecek insanlı hafif avcı uçağı geliştirmeyi değerlendirmeye almıştı. Ancak Çin ve Rusya’nın rampadan fırlatılan insanlı avcı uçaklarıyla ilgili deneyimleri gösterge kabul edilirse, fırlatma mekanizmaları olmayan kısa bir gemiden faaliyet gösterecek Türk jeti felç edici performans sınırlamalarına uğrayabilir." "SİHA'lar ve onları havalandırmak için basit bir yöntem muhtemelen takip edilmesi gereken yol. Yapımı son aşamasına gelen Anadolu, 2022'de filoya katılabilir." 28 bin tonluk tonajı, 232 metre boyu, 58 metre yüksekliği ile TCG Anadolu'nun 5440 metrekarelik uçuş güvertesinin kısa mesafe kalkış-dikey iniş STOVL (Short Take Off-Vertical Landing) özelliği var. Haluk Bayraktar, Mart 2021'de yaptığı tanıtımda, 'TCG Anadolu için dikey iniş kalkış ve konvansiyonel iniş kalkış yapabilen SİHA geliştirdiklerini' duyurmuştu.

2 yıl önce

Prof. Dr. İsmail Balık'tan Sputnik V aşısı açıklaması!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın Türkiye'nin Rusya'dan 6 ay içinde 50 milyon doz Sputnik V aşısı almak için anlaşma imzaladığını, üretimin Türkiye'de yapılacağını ve bu aşının Türkiye'de kullanımı için acil onay verildiğini duyurması, gözleri Sputnik V aşısına çevirdi. Gamaleya Epidemiyoloji ve Mikrobiyoloji Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen ve "Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF)" tarafından fonlanan bir aşı olan Sputnik V, adını 1957 yılında uzaya fırlatılan ilk Sovyet uzay aracından aldı. Türkiye, Sputnik V aşısına kullanım onayı veren 63. ülke oldu. Diğer ülkeler arasında, Hindistan, Meksika, İran, Gana, Sri Lanka, Sırbistan ve Filistin yer alıyor. "VATANDAŞLARIMIZ BİR TEREDDÜT YAŞAMASIN" Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, Sputnik V aşısının etkinliği, olası yan etkileri ve avantajları hakkında açıklamalarda bulundu. Sputnik V'nin, yeni jenerasyon özelliği taşıyan viral vektör bir aşı olduğunu anlatan Balık, "AstraZeneca ve Johnson & Johnson aşıları gibi bir viral vektör aşı. Corona virüsün spike proteni, adenovirüslere yükleniyor ve bu protein insan vücuduna taşınıyor. Bu şekilde bağışıklık sistemi spike proteine karşı antikor geliştiriyor ve korunma sağlıyor. Yani taşıyıcı olarak vücutta etkisi olmayacak başka bir virüs kullanılıyor. Covid-19'un bağışıklık oluşturacak spike proteinleri, adenovirüs yoluyla vücuda veriliyor. " dedi. Aşının Faz 3 çalışma sonuçlarının geçen şubat ayında Tıp Dergisi Lancet'te makale olarak yayımlandığını dile getiren Balık, bu çalışmada etkinliğin yüzde 91,6 olarak açıklandığını söyledi. Aşıyı geliştiren ekibin lideri Denis Logunov'un, her iki dozu da alan kişilerde aşının etkinlik oranının yüzde 97,6 olarak tespit edildiğini duyurduğunu aktaran Balık, hem Faz 3 sonuçları hem de saha çalışmalarının aşının etkin olduğunu gösterdiğini ifade etti. Balık, ilk başlarda Batı ülkelerinin söz konusu aşıya kuşkuyla yaklaştığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Rusya'nın yeterli bilgilendirme yapmadığı ifade edildi. Sputnik V, AstraZeneca aşısına benzer bir aşı, son derece de iyi bir aşı. Dünyada en yaygın kullanılan 3-4 aşıdan biri. Sputnik V, dünyada 62 ülkede ruhsatlı. Ruhsatlı olduğu ülkelerde çok yaygın kullanıldığı halde bugüne kadar hiçbir ülkeden bu aşıyla ilgili bir sorun açıklanmadı. Dolayısıyla ülkemizde uygulamaya girdiğinde bu aşıyı yaptıracak olan vatandaşlarımız bir tereddüt asla yaşamasın. Şu ana kadar ülkemizde kullanılan ve kullanılacak olan bu aşı son derece güvenli ve etkili aşılardır. Hangi aşı gelirse gelsin, sırası gelen vatandaşımız geciktirmeden aşısını olsun." "CİLT TAHRİŞİ, BAŞ AĞRISI VE YORGUNLUK DIŞINDA HİÇBİR YAN ETKİ YOK" Balık, inaktif aşılara benzer yan etki gösteren Sputnik V'nin, BioNTech gibi mRNA aşılarına göre biraz daha düşük yan etkileri bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Balık, Rusya Federal Sağlık Denetleme Ajansı Roszdravnadzor tarafından, aşılama sonrasında şimdiye kadar aşı yapılan cilt bölgesinde kızarıklık, şişlik, baş ağrısı ve yorgunluk dışında hiçbir yan etkinin görülmediği yönünde açıklama yapıldığını dile getirdi. "SPUTNİK V AŞISI, 2-8 DERECEDE SAKLANABİLİYOR" Sputnik V aşısının da kullanımda olan diğer aşılar gibi 2 doz olarak yapıldığını aktaran Balık, "Ancak diğer vektör aşılarından farklı olarak daha güçlü bir bağışıklık sağlamak amacıyla ikinci dozda farklı adenovirüsler kullanılıyor." bilgisini verdi. Prof. Dr. Balık, BioNTech aşısının eksi 70 derecede saklanması gerektiği için taşınmasında ve uygulanmasında lojistik problemler yaşanabildiğine işaret ederek, Sputnik V ile Sinovac aşılarının 2-8 derecede saklanabildiğini söyledi. Uygulanan Covid-19 aşıları arasında etkinlik açısından karşılaştırma yapılamayacağını belirten Balık, aşıların birbirleriyle karşılaştırıldığı etkinlik çalışmalarının henüz bulunmadığını belirtti. Balık, "Bu nedenle kesin olarak 'biri daha iyi' demek doğru olmaz ama kendi tecrübelerimize ve dünyadaki verilere dayanarak, bağışıklığı zayıf olan kişilerde mRNA aşılarının daha iyi yanıt verdiğini görüyoruz." dedi. "AŞININ TÜRKİYE'DE ÜRETİLECEK OLMASI ÇOK ÖNEMLİ" Rusya ve Türkiye arasında yapılan anlaşma ile aşının Türkiye'de üretilecek olmasının çok büyük önem taşıdığının altını çizen Balık, şunları kaydetti: "Rusların Sputnik aşısı Brezilya'da, Endonezya'da, Meksika ve Türkiye'de üretilecek. Genellikle firmalar dolum sözleşmesi yapıyor. Ancak Türkiye-Rusya arasında yapılan anlaşma, aşının dolum şeklinde, üretilmesi şeklinde değil. Aşı, Türkiye'de sıfırdan üretilecek. Dolayısıyla bizim hem ilaç sanayimize hem de bilim insanlarımıza büyük ölçekli milyarlarca doz aşıyı üretebilme yetisini de kazandıracağı için çok değerli. Çünkü bu aşıyı üretiyor olmak başka aşılar için de elimizi güçlendirecek bir bilgi kazandıracak. Covid-19 salgını, aşı üretiminin ne kadar stratejik olduğunu bir kez daha gösterdi. Bir ülke aşı üretemiyorsa, aşı tedarikinde sıkıntılar yaşayabilir demektir." Balık, Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, bu ay içinde Rusya'dan bir miktar hazır aşı alınacağı, üretimin ise sonbahara doğru başlayacağını ifade ederek, "Yerli aşımızın yanı sıra Sputnik aşısını da üretmeye başlamamız dışa bağımlılığımızın azalması açısından önemli." ifadesini kullandı. Sputnik V aşısının, yeni jenerasyon aşılardan olduğu için her yerde üretilebilecek aşı türlerinden olmadığının, en ileri teknoloji gerektirdiğinin altını çizen Balık, Türkiye'deki fabrikalardan birinin altyapısının buna uygun olduğunu ve bu nedenle aşının güvenli şekilde üretilebileceğini bildirdi.

2 yıl önce

BioNTech aşısını geliştiren Prof. Dr. Şahin Türkiye'ye geliyor

Kontrollü normalleşme döneminde aşı tedariki de planlı bir şekilde devam ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Prof. Dr. Uğur Şahin'in, bu hafta yapılacak Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısına video konferansla katılacağını belirterek, "O rakamlar bu hafta Uğur hocanın ağzından duyulsun istiyorum." ifadelerini kullandı. Davet üzerine Türkiye'ye geliyor Aşı kampanyasını güçlü bir şekilde yapmak istediklerini söyleyen Koca, Şahin'i haziran başında Türkiye'ye davet ettiklerini de dile getirdi. Toplumsal bağışıklık konusunun haziran veya temmuz aylarında sağlanabileceğini, bunun eylül ayına kalmayacağını ifade eden Koca, haziran, temmuz aylarında, BioNTech aşısında 50 milyon rakamına ulaşacaklarını söyledi.

2 yıl önce

İstanbul'dan Çin'e uzanan bahis operasyonu! 21 adrese baskın yapıldı: Onlarca kişi kurtarıldı

Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği'ne başvuruda bulunan İbrahim Ö. (35) ve Özgür B. (29) 2020'de bir teknoloji şirketinde çalışmaya başladıklarını, Çin ve Tayvan'dan şirkette çalışmak için gelen kişileri İstanbul Havalimanı'ndan alarak şirket sahibi Alimire P'ye götürdüklerini, şirketin de pasaportlarına el konulan bu kişileri çeşitli adreslerde zorla tutarak çalıştırdığını öne sürdü. Şebeke üyeleri, kurdukları pornografik sitelerden sanal bahis sitelerine yönlendirme yaparak çok sayıda kişiyi dolandırdı. İhbar doğrultusunda çalışma başlatan polis, 21 Mayıs'ta Üsküdar, Ümraniye, Fatih ve Sarıyer'de 21 adrese eş zamanlı baskın düzenledi. Adreslerde bulunan Çin, Tayvan, Singapur, Uganda ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 21'i kadın toplam 115 kişi muhafaza altına aldı. İncelemenin ardından 24 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin, kurdukları online oyun sitesi ve bahis sitesi üzerinden müşterilerine yüksek kazançlı bahis oranıyla para kazanma vadederek hesaplarını boşalttıkları iddia edildi. Adreslerde yapılan aramalarda 4 milyon 876 bin 364 dolar, 11 milyon 908 bin 520 lira, 18 bin 315 avro, 17 bin 510 Çin yuanı, 42 bin 750 Tayvan bahtı, 1705 Birleşik Arap Emirlikleri dirhemi, 3 bin 200 dinar, 50 Malezya ringgiti, 7 bin 800 Hong Kong doları, 254 cep telefonu, 96 dizüstü bilgisayar, 10 tablet, 24 harddisk, 39 taşınabilir bellek, 4 kayıt cihazı, 136 SIM kart, 1 milyon liralık hesap cüzdanı, 1 dijital para için soğuk cüzdan, 2 yüzük, 5 Cumhuriyet altını, 7 Ata altını, 2 yarım altın, 6 çeyrek altın ele geçirildi. Ele geçirilen para ve ziynet eşyalarının yaklaşık değerinin 53 milyon 243 bin 579 lira olduğu öğrenildi. Muhafaza altında bulunan 91 kişi emniyetteki işlemlerinin ardından Göçmen Kaçakçılığı ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğüne teslim edildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 24 şüpheli ise Çağlayan Adliyesi'ne sevk edildi.

2 yıl önce

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras: Bu heykel için 2 yıl uğraştık

CHP’li Bodrum Belediyesi’nin organize ettiği programda, Nazım Hikmet’in hayatı ve eserlerine dair konuşmalar yapıldı. Sergi ve söyleşilerin ardından CHP’li heyet Bodrum Belediyesi’nin yaptırıp Umurça Parkı’na diktiği Sünger Heykeli’nin açılışını gerçekleştirdi. Heykelin yapım aşamasının tam 2 yıl sürdüğünü anlatan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Bugün burada, bu heykelleri yapabilmek için arkadaşımız Halil ile 2 yıldır görüşüyoruz. Bugün yarınla olmuyor bu işler. 2 yıldır nasıl yapalım, bütçesini nasıl yaratalım, beraber Mehmet Ağabey ile çalıştılar, ben de geldik gittik çalıştık ve gerçekten uzun bir çalışmanın eseridir bu. Tabii onun buna ne kadar emek verdiğini kendisi daha çok biliyor. Sanatçılara sahip çıkarsak mutlu oluruz. Toplum mutluluğu sanata kültüre bağlıdır, paraya değil. Para bir amaç değildir, bir araçtır. İşte bunları yaptıracağız. Bu paralar bunlar için harcanacak. O zaman anlam kazanıyor bu işler.”

2 yıl önce

İstanbul'da 13 ilçede 20 adrese DEAŞ operasyonu

İstanbul Emniyetine dayanan bilgiye göre, Terörle Mücadele (TEM) ekipleri, kentte DEAŞ adına faaliyette bulunan ve geçmiş dönemlerde Irak ve Suriye’deki çatışma bölgelerinde kaldıkları belirlenen radikal akımlara meyilli şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı. Suriye ve Irak’ta kontrol ettiği toprakları büyük ölçüde kaybeden örgütün Türkiye’ye sızan üye ve sempatizanlarına yönelik yürütülen söz konusu soruşturma kapsamında önceki gün yeni bir operasyon düzenlendi. 13 İLÇEDE 20 ADRESE EŞ ZAMANLI BASKIN Emniyet ekiplerince İstanbul’da 13 ilçede 20 adrese yapılan eş zamanlı baskında, yabancı uyruklu 14 şüpheli gözaltına alındı. Adreslerde yapılan aramalarda, çok sayıda örgütsel doküman ve dijital malzeme ele geçirildi. Terörle Mücadele Şubesine getirilen şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor. Öte yandan istihbarat raporlarına yansıyan veriler, örgütün Suriye ve Irak topraklarının bir bölümünde sağladığı saha hakimiyetini kaybettiğine işaret ediyor.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 28 29