28 Nisan Pazar 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Katar’daki Dünya Kupası'nda 3 bin 250 personelimiz görev alacak

Bakan Soylu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle: Terör örgütleri devletleşmeye çalışıyorlar. PYD ve DEAŞ Suriye ve Irak’ta devlet otoritesini yok ettiler. Ülkeler küresel sistemin oluşturduğu krizlerde yerelde yalnız bırakılmışlardır. Terörden göçe kadar tüm yansımalara maruz kaldık. İstikrarı bozulan iki devletle komşuyuz. Afganistan’dan Pakistan’dan gelen göç rotası üzerindeyiz. 3 tarafımız denizlerle çevrili diğer kaçakçıları da kontrol etmek zorundayız. PKK ve DEAŞ uyuşturucu ve göç konusunda ortak çalışmaktadır. 2 yıldaki afetler sonrası 58 bin konut yaptık, 40 binin bitirdik. Arnavutluk’taki deprem sonrası ise 522 konut yapıldı. Dünyada 4 yılda gerçekleşen 20 gösterinin 10’u ABD ve AB’de gerçekleşti. 2015-20 arasında Türkiye’de yüzde 3’ten 0.6’ya düştü. Bizim yapmamız gerek toplumsal olaylara sert müdahale değil müzakere esaslı yaklaşımdır. Kurumlarımızı günlük tartışmaların içine çekip yıpratmayalım. Marjinal grup çıkıp zorluyor daha sonra grubun tamamını gösteriliyor. Tek bir arzuları var her marjinal grup gibi. Yaptıkları eylemin ertesi gün gazetecilerden bizim açımızdan olumsuz gözükmesi, pespaye bir düşünce. Bir insan kendi ülkesine bunu yapar mı. Kötücül anlayışa bir malzeme verilmemek için gayret sarf edilecek. Katar’da 2022’de bizim polisimiz güvenliği sağlayacak. 3 bin 250 personelimiz Kasım ve Aralık ayında 45 gün Katar’da Dünya Kupası için görev yapacaklar. Uluslararası alanda yetkinliğimiz var.

2 yıl önce

Dünya Sağlık Örgütü'nden kritik uyarı: Pandemi bitmedi, yeni varyantlar çıkabilir

Dr. Tedros Ghebreyesus, Cenevre'de örgütün genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında geçen hafta dünya genelinde 18 milyon vaka görüldüğünü belirterek şunları söyledi: ''Salgının bittiğini söylemekten çok uzaktayız. Genel olarak Omicron varyantında daha hafif belirtiler görülüyor. Ama bunun hafif bir hastalık olduğu yanılgısına düşmeyin. Omicron hastaneye yatırabiliyor ve ölümlere neden oluyor. Çok daha hafif vakalar bile sağlık hizmetleri üzerinde baskı yaratıyor.'' Omicron vakalarının küresel düzeyde "inanılmaz şekilde arttığını" belirten Ghebreyesus, yeni varyantların ortaya çıkabileceğini belirterek bu yüzden temas takibin yaşamsal önemde olduğunu vurguladı. Ghebreyesus, ''Özellikle birçok ülkede aşılama oranlarının düşük olması kaygı verici. Çünkü aşı olmamış kişilerin hastalığı ağır geçirmesi ya da yaşamını kaybetme riski çok daha fazla'' dedi. WHO'nun acil durum direktörü Dr. Mike Ryan da özellikle aşılı insan sayısının daha az olduğu ülkelerde hastalığın bulaşıcılığının yüksek olmasının hastaneye yatışlar ve ölümleri tırmandırabileceğini söyledi. AVRUPA'DA VAKA SAYILARINDA REKOR ARTIŞ
 DSÖ'nün uyarısı bazı Avrupa ülkelerinde vaka sayılarının rekor seviyeye çıktığı bir dönemde geldi. Fransa'da dün vaka sayıları bir gün öncekine göre dört kattan fazla artarak 464 bin 769 oldu. Pandeminin başlangıcından bu yana bu sayıya hiç ulaşılmamıştı. Danimarka'da dün 33 bin 493 vaka açıklandı. İtalya'da da bir gün öncesindeki oranla vaka sayılarının üç kat artarak 228 bin 179'a çıktığı duyuruldu. Fransa'da hükümetin test ve izolasyon protokolünün eğitime sekte vurduğunu söyleyen öğretmen sendikaları bir hafta içinde ikinci kez grev kararı aldı. Geçen haftaki bir günlük iş bırakma eylemi nedeniyle ülkedeki ilkokulların yarısında ders yapılamadı. Öğretmenler derslerdeki aksamaların yönetilemez bir seviyeye geldiğini söylerken birçok ailenin çocukları için aşı randevusu almakta zorlandığı eczanelerin önünde testler için çocukların uzun kuyruklar oluşturduğu belirtiliyor. FRANSA EĞİTİM BAKANI'NA İSTİFA ÇAĞRISI
 Bu arada, Fransa Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer'in sıkı Covid testi protokolünü İbiza'da tatildeyken açıkladığının ortaya çıkmasından sonra istifa çağrıları yapılıyor. Ancak bazı Avrupa ülkelerinde Omicron'un vakalarının zirve noktasını geçtiğine dair işaretler de var. İrlanda'da son günlerde vaka sayıları azalmaya başladı. Sağlık Bakanı Stephen Donnelly, Noel ve yılbaşı tatili döneminde getirilen kısıtlamaların hafifletilebileceğini söyledi. İspanya hükümeti, Omicron varyantının ortaya çıkışından bu yana vaka sayılarının ilk kez düştüğünü açıkladı. İngiltere'de de vaka sayılarının düşmeye başlamasıyla hükümet önlemleri hafifletmeye hazırlanıyor.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: "Biz bütün dünyaya hakkı anlatan bir Türkiye'yiz"

Bakan Soylu, Trabzon'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türkiye'de, dün Giresun'da olduğu gibi bugün de Trabzon'da yapılan hizmetlerin açılışında birlikte olduklarını söyledi. "Uçsuz bucaksız bir tablo var burada. Bu 20 yıl boyunca bu ülkenin yüzünü yere eğdirmeyen, bu milletin yüzünü yere eğdirmeyen, ecdadımızın bize bıraktıklarının yüzünü yere eğdirmeyen, etrafımızdaki coğrafyanın umudu olan Recep Tayyip Erdoğan sevgisi..." ifadesini kullanan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Allah'a hamdolsun 20 yıldır Türkiye'yi yöneten Sayın Cumhurbaşkanımız gelişmelere, gelişimlere, devrimlere bu aziz milletle beraber imza atmıştır. Allah'a hamdolsun sadece içerdeki gelişmeler değil, Doğu Akdeniz, Libya, Kıbrıs Kapalı Maraş ve hepimizin içerisinde ukde olan Karabağ'da, bütün dünyaya 'Biz haksızlıklara meydan okuyoruz, biz artık eski Türkiye değiliz, biz bütün dünyaya hakkı anlatan bir Türkiye'yiz.' diyen... Bunu siz sağladınız, bunu sizler gerçekleştirdiniz. Milletin adamına da AK Parti'ye de Cumhur İttifakı'na da sahip çıkan bir irade ortaya koydunuz. Buradan Trabzon meydanındaki bu birlikteliğinizin haykırdığı şudur, dünyaya meydan okuyorsunuz, 'Topunuz gelin.' diyorsunuz." Bakan Soylu, sadece İHA'lar, ATAK helikopterleri, yerli mühimmatlar değil, 20 yıldır stratejik bir akılla Türkiye'yi yöneten Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, dünyanın arkasında olduğu terör örgütlerine bu coğrafyada haddini bildiren ve 'Bizimle uğraşmayın.' diyen bir anlayışı ortaya koyduğunu kaydederek şöyle konuştu: "Şimdi hedefimiz şudur; birileri diyor ki 'Bu horonu bırakın.' Tayyip Erdoğan bu horonu bırakır mı? Millet Tayyip Erdoğan'ı bırakır mı? Ey Trabzon, 2023 yılında cumhurbaşkanlığı seçiminde bunlara dersini verecek misiniz? Büyükelçilere, dış dünya ülkelerine dersini verecek misiniz? 'PKK'yı, PYD'yi Suriye'den, Irak'tan silmeyelim.' diye tezkereye 'Hayır.' diyenlere dersini verecek misiniz? Bize mühimmat vermeyenlere, 'Sizi terörle mücadelede yalnız bırakıyoruz.' diyenlere dersini verecek misiniz? Otomobiliyle uçağıyla bütün dünyaya meydan okuyan Türkiyesiyle bunlara Trabzon dersini verecek, dersini verecek, dersini verecek." Çalıştıklarını, gayret gösterdiklerini dile getiren Soylu, "Emrinize amadeyiz. Allah bizi size mahcup etmesin inşallah. Trabzon'un yapacak çok işi var, Türkiye'nin yapacak çok işi var, milletimizin yapacak çok işi var, Cumhur İttifakı'nın yapacak çok işi var, Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacak çok işi var." ifadesini kullandı.

2 yıl önce

Dünyanın başı çip kriziyle dertte! Rotayı Türkiye'ye çevirdiler: Talebe yetişemiyoruz

Dünyada çip krizi sürerken, üretim konusunda yeni gelişmeler yaşanıyor. Çip üretim tesislerinin sayısı artarken, yeni yatırımlar da açıklanıyor. Türkiye'nin de çip üretimi ve tasarımı konusunda girişimde bulunabileceği belirtiliyor. YOĞUN TALEP SÜRÜYOR! Dünyanın en önemli çip üreticileri arasında yer alan Amerikalı Microchip Technology'nin Başkan Yardımcısı bir Türk. Nuri Dağdeviren, 30 yıldır çip üretim ve tasarım sektöründe çalışıyor. Dağdeviren çip krizindeki son durumu ve Türkiye için fırsatları anlattı. Milliyet'in haberine göre, çip ürünlerinin arz ve talebi arasındaki büyük dengesizliğin devam ettiğini belirten Dağdeviren, "Firma olarak biz de müşterilerimizden halihazırda karşılayabileceğimizin çok üzerinde talep alıyoruz. Krizin bitiş tarihi konusunda bir tahminde bulunamam ama en az altı aydan önde bitmeyeceğini öngörüyoruz dedi. Dağdeviren, yeni çip üretim fabrikalarının kurulması konusunda birçok ülke ve şirketin çok önemli girişimlerde bulunduğunu da anımsatarak, "Yeni girişimler de sürüyor. Bu yatırımlar ileriye dönük çip üretim kapasitesini artıracak. Çip üretimi büyük sermaye yatırımları gerektirir ve yapılan yatırım karşılığı üretim kapasitesindeki artış 2-3 yıl alabilir" diye konuştu. BAŞARILI ÖRNEKLER Çip üretiminde Türkiye'nin şansı olup olamayacağı konusuna da değinen Dağdeviren, şöyle yanıtladı: "Çip üretimi için gerekli yatırım bütçeleri gerçekten büyük. Ama bence bu Türkiye'den girişimlerin önünde bir engel değil. Çünkü benzer yüksek yatırım, teknoloji ve uzun dönem istikrarlı girişim gerektiren birçok sektörde Türkiye'den çok güzel başarı örnekleri var. Benim önerim, uluslararası rekabetin güçlü olduğu sektörlerde başarıya ulaşmış girişimleri örnek alan bir yönetim stratejisi izlemek yönünde olur. Özellikle Türkiye içinden talebin net bilindiği bir alana odaklanarak gerekli ekosistemin adım adım Türkiye'de oluşturulması pratik bir yaklaşım olabilir. Üretim için 20-30 milyar dolarlık yatırımlar gerekebiliyor ama tasarım tarafında daha fazla fırsatlar olabilir. Şu anda dünyada pek çok çip üreticisi halihazırda sadece tasarım yapıp üretimini Uzakdoğu'da yaptırıyor. Çip üretiminin çok farklı alanları var. Biz Microchip olarak hem üretim hem tasarım yapıyoruz ama konunun sadece tasarım tarafında olan çok firma var." Üretimin, kamu, sanayi, üniversiteler iş birliğinde devletin teşviğiyle başlatılabileceğini dile getiren Dağdeviren, "Bir yerden başlamak gerekiyor ama sürdürülebilir olması lazım. İşletmeleri de sadece kurmak değil işletmek önemli. Konunun ilgili her alanının katılımıyla herkesin elini taşın altına koyarak Türkiye için üretelim demesi gerekir. Türkiye'nin iyi düşünerek, yaygın katılımla bu işin içine girmesi lazım" değerlendirmesini yaptı. TÜRK MÜHENDİSLER BU ALANDA ETKİN Mikro çip konusunda dünyada çalışan pek çok mühendis var. Türk mühendisler bu alanda isim sahibi. Nuri Dağdeviren, bu konuda da "Evet 30 yılı aşan bir süredir bu endüstride çalışan Türk arkadaşlarla geniş bir ağ oluşturduk. Birçoğunun Türkiye ile kuvvetli gönül bağı olan bu arkadaşlardan da bu endüstride Türkiye'den gelebilecek girişimlere faydalı katkılar olabilir" değerlendirmesini yaptı. Sektörün diğer yetkilileri de, devletin teşviğiyle, konunun taraflarının bir araya getirilmesiyle, yurtdışında bu alandaki iyi mühendislerin geri çağrılmasıyla, Türkiye'de özel sektör tarafından çip üretim ve tasarımının başlatabileceği belirtiliyor.

2 yıl önce

Yunanistan’dan dünyayı ayağa kaldıracak katliam! Soydukları ve dövdükleri 9 düzensiz göçmen donarak can verdi…

Yunanistan’ın göçmenlere karşı insanlık dışı tutumu ve katliamları devam ediyor. Geçtiğimiz gün 3 göçmeni denize attığı görüntülerle dünyayı şaşkına çeviren Yunan askerinin yeni katliamı dünyayı ayağa kaldıracak. YUNANİSTAN KATLİAMA DOYMUYOR Dün gece İpsala Paşaköy sınır bölgesinde 9 düzensiz göçmeni yakalayan Yunan askerleri, düzensiz göçmenleri önce feci şekilde darp ettiler. Daha sonra kıyafetlerine el koydukları ve ağır yaraladıkları göçmenleri eksi derecedeki hava şartlarında sınır bölgesinde ölüme terk ettiler. DEHŞET GÖRÜNTÜLER Yunan askeri tarafından gece darp edilen ve kıyafetlerine el konulan 9 düzensiz göçmenin sabah saatlerinde soğuktan donmuş cesetleri bulundu. BAKAN SOYLU SERT TEPKİ GÖSTERMİŞTİ İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Frontex tarafından üç göçmenin denize atıldığını, İzmir’in Çeşme ilçesi Karaada açıklarında bu göçmenlerden ikisinin kurtarıldığını, birinin ise hayatını kaybettiğini açıklamıştı. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1488242519922126854?s=21 İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Barbarlık, canilik… Çeşme Karaada açıklarında Yunan Sahil Güvenliği, 3 göçmeni denize attı, 2’si kurtarıldı, 1 göçmen hayatını kaybetti. Özgürlük ve insan hakları havarisi Avrupa Birliği uyusun. Cani Frontex de hesap vermeli.” ifadelerini kullanmıştı.

2 yıl önce

Putin ve Macron’un mesafeli görüşmesi dünya basınında nasıl yankılandı?: “Senin tarafında havalar nasıl?”

Söz konusu görüşme tüm gazetelerin manşetlerine yansıdı. New York Post gazetesi, uzun bir masanın iki ucunda 5 saat süren görüşmeye ilişkin haberini 'Senin tarafında havalar nasıl?' sözlerini kullanırken Fransız basın bile dalga geçti. Ukrayna'nın doğusunda yaşanan kriz devam ederken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Rusya'nın başkenti Moskova'daki Kremlin Sarayı'nda bir araya geldi. Toplantı öncesinde Kremlin Sözcüsü Dimitry Peskov, "Ukrayna konusunu çözümü için önemli bir adım fakat büyük atılımlar beklemiyoruz. Durum, tek bir toplantıda belirleyici atılımlar beklemek için çok karışık" açıklaması yapmıştı. Tüm dünyanın gözlerinin çevrildiği zirveye Putin'in Macron'u karşıladığı o anlar damga vurdu. Putin'in Macron'u eli cebinde karşılaması sosyal medyada gündem oldu. Uluslararası basında geniş yankı bulan bu görüntüler Macron'un küçümsendiği yorumlarını beraberinde getirdi. UZAK MESAFE DİPLOMASİSİ Putin ve Macron zirvesinindeki dev masa da çok konuşulanlar arasındaydı. Putin'in Macron ile gerçekleştirdiği görüşmede sıra dışı mesafe Putin'in Batı'ya verdiği üstü kapalı mesajlardan biri olarak yorumlandı. HALA ARALARINDA KİLOMETRELER VAR İngiliz Daily Mail gazetesinde yer alan haber ise: 'Hala aralarında kilometreler var' başlığı ile verildi. 'SENİN TARAFINDA HAVA NASIL?' New York Post gazetesi, uzun bir masanın iki ucunda 5 saat süren görüşmeye ilişkin haberini 'Senin tarafında havalar nasıl?' sözleri ile başlattı. "RUS USULÜ DİYALOG" Fransız gazetesi Liberation Putin'in uzun masa görüşmesini "Rus usulü diyalog" manşetiyle birinci sayfasına taşıdı. "ELYSEE SARAYI'NDAN KATILSAYDI" Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile Putin arasındaki mesafe, Fransa'da "Macron görüşmeye Elysee Sarayı'ndan katılsaydı" şeklinde esprilere konu oldu. Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un sosyal medya hesabından görüşmeye ilişkin paylaşılan fotoğrafta masanın gözükmemesinin bilerek yapıldığına dair yorumlar yapıldı. MACRON'UN ELİNİ SIKMADI! İki lider arasındaki soğuk rüzgar basın toplantısına da yansındı. Toplantı bitiminde ise Macron'un elini sıkmayan Putin, Macron ile birlikte basın mensuplarına poz vermedi. MACRON'UN ŞAŞKINLIĞI Görüşme sonrası Putin direkt olarak kapıya ynelince Macron'un yaşadığı şaşkınlık kameralara yansıdı. Fransız basını Macron'un Putin'den 'Sayın' diyerek bahsederken Eus liderin Macron'a 'Sen' demesi ise tepki ile karşılandı. GÖRÜŞME'DE NELER KONUŞULDU? Görüşmenin anlamlı ve faydalı geçtiğini belirten Putin, Macron ile Rusya'nın ABD ve NATO'ya önerdiği güvenlik garantileri meselesi hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi. NATO'nun doğuya genişlememesi, 1997'deki sınırlarına geri dönmesi ve Rusya sınırlarına silah yerleştirilmemesi tekliflerinin ABD ve NATO tarafından görmezden gelindiğini kaydeden Putin, "Diğer şeylerin yanında şunu göz ardı edemeyiz: NATO 2019'daki askeri stratejisinde Rusya'yı doğrudan ana güvenlik tehdidi ve düşman olarak adlandırdı. NATO bizi düşman olarak belirledi." ifadelerini kullandı. "NATO, RUSYA'YA DERS VERMEYE ÇALIŞIYOR" NATO'nun askeri altyapılarını Rusya sınırlarına yaklaştırdığını vurgulayan Putin, NATO ve üye devletlerinin Rus silahlı kuvvetlerini nereye ve nasıl konuşlandırılacağı konusunda "ders vermeye çalıştığını" söyledi. Rusya'nın NATO'ya değil, NATO'nun Rusya'ya doğru ilerlediğini savunan Putin, bu yüzden ülkesinin saldırgan davrandığını söylemenin mantıksız olduğuna işaret etti. Rus askeri birliklerin Rusya toprakları içerisindeki hareketinin komşu ülkelere hangi gerekçe ile tehdit olduğunu 'anlaşılmaz' bulduğunu vurgulayan Putin, bu durumun Moskova'ya karşı düşmanca bir politika izlemek için kullanıldığını dile getirdi. Putin, "NATO üyesi ülkelerin kendisi Ukrayna'yı modern silahlarla doldurmaya, Ukrayna ordusunun modernizasyonu için önemli mali kaynaklar ayırmaya ve askeri uzmanlar, eğitmenler göndermeye devam ediyor." şeklinde konuştu. "UKRAYNA NATO'YA GİRERSE RUSYA İLE NATO ARASINDA SAVAŞ ÇIKAR" Ukrayna'nın NATO'ya alınması halinde savaş çıkacağına işaret eden Putin, Fransa dahil Avrupa ülkelerinin Kırım'ı Ukrayna'nın parçası olarak saydığını, Moskova'nın ise Kırım'ı Rusya'nın saydığını hatırlattı. Putin konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ukrayna'nın doktrin belgelerinde Rusya 'düşman' olarak tanımlanıyor ve Kırım'ın askeri yollarla geri alınması belirtiliyor. Öyleyse, Ukrayna'nın NATO üyesi olduğunu tasavvur edin. O zaman Rusya ve NATO arasında askeri çatışma meydana gelecek demektir. Biz NATO ile savaşmak mı istiyoruz? Ya da siz Rusya ile mi savaşmak istiyorsunuz? Fransa'nın Rusya ile savaşmasını ister misiniz?" MACRON: "RUSYA VE AVRUPA BİRLİKTE GÜVENLİK DÜZENİ İNŞA ETME İRADESİ GÖSTERMELİ" Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise Rusya ve Avrupa'nın güvenlik garantileri konusunda birlikte çalışması gerektiğini belirterek, "Avrupa'da yeni bir güvenlik düzeni inşa etmek ve istikrar için güvenlik garantileri üzerinde çalışmaya hazır olduğumuz iradesini birlikte göstermeliyiz. Bu, egemen devletler olarak birlikte inşa ettiğimiz temele dayanmalıdır." ifadelerini kullandı. Bölgede istikrarı sağlayacak yeni mekanizmalar inşa etmek gerektiğini vurgulayan Macron, "Ancak bu, son 30 yılın anlaşmaları ve temel ilkeleri revize ederek veya temel Avrupa haklarını sınırlandırarak inşa edilemez" dedi. Rusya ve Avrupa Birliği'nin (AB) gerilimin azalması ve durumun istikrara kavuşmasına yönelik somut önlemler konusunda anlaşması gerektiğine dikkati çeken Macron, Rusya'nın ve Avrupa ülkelerinin kaos istemeyeceğini vurguladı. Ukrayna'daki gerilimi AB ve Rusya'nın çözüme kavuşturması gerektiğini belirten Macron, Minsk anlaşmalarının tam uygulanması ve Donbas'taki ihtilafın çözümü için Normandiya formatı çerçevesinde çalışmaların sürdüğünü hatırlattı.

2 yıl önce

Binali Yıldırım: Birlikte hareketle Türk dünyası zorluları aşabilir

AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım bu yıl 12'ncisi İstanbul Beşiktaş'ta bir otelde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi'ne ilk kez başkan olarak katıldı. Düzenlenen konseye Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkelerinden temsilciler olarak Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, Azerbaycan Aksakalı Hasan Hasanov, Kazakistan Aksakalı İkram Adyrbek, Kırgızistan Aksakalı Medetkhan Sehrimkulov ile Özbekistan Aksakalı Bakhtiyor Sayfullayev katıldı. Binali Yıldırım'ın konuşmasından satır başları şöyle: Türk Devletleri Teşkilatı günden güne büyüyor ve güçleniyor. Üstlendiği sorumluluk her geçen gün daha da artıyor. Gerek bölgede gerek dünyada daha önemli bir organizasyon haline geliyor. Tabiatıyla Bu gelişme içerisinde Aksakallar Konseyi'nin de sorumluluğu artmaktadır. Biz Aksakallar olarak alacağımız kararlarda, yapacağımız tavsiyelerde, gerçekleştireceğimiz çalışmalarla teşkilatımızın yükselmesine çalışmalarla önemli katkı sağlamayı düşünüyoruz. Aksakallar Konseyi'nin her üyesi derin tecrübeye sahip insanlardan oluşmaktadır. Bu potansiyeli en iyi şekilde kullanmalıyız. Zaten devlet ve hükümet başkanlarının İstanbul zirvesinde aldıkları kararın arkasında da bu hakikat mevcuttur. Aksakallar Konseyi'nin tecrübesinin teşkilatın yürütmekte olduğu projelere katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum. Bu itibarla bizler Aksakallar olarak önümüzdeki süreçte sekreterlikle uyumlu bir çalışma içerisinde dışişleri bakanlarımızın da katkılarıyla devlet başkanlarının belirledikleri istikamet doğrultusunda Türk dünyasının Türk devletleri arasındaki ilişkileri geliştirmek, ekonomik, sosyal, kültürel alanlarda katkı sağlamak için yoğun bir çalışma içerisinde olacağız. Bilindiği gibi 8'inci İstanbul zirvesinde 2040 vizyonu kabul edildi. 2040 vizyonunun içerisinde de beş yıllık iş planı ve stratejik planlar var. Tabiatıyla beş yıllık bu plan içerisinde yer alan eylemlerin bir eşgüdüm içerisinde tek tek ele alınması, bu konuda çeşitli etkinlikler yapılması raporlar hazırlanması ve üye ülkeler arasındaki entegrasyonun uyumu gerek ticaret ve ekonomik konular, ekonomik, ulaşım ve iletişim altyapı konuları gerekse kültürel ve diğer konularda geliştirilmesi temel amacımız içerisinde yer alacaktır.

2 yıl önce

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ilk kez konuştu: 'Türkiye dünya sahnesinde giderek büyüyor'

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeffry Flake, Türkiye-ABD ilişkilerini, ABD Kongresinde edindiği politika tecrübelerinin diplomasiye nasıl yansımalarının olacağını, Türk halkıyla kurduğu bağı, aileye ve kültürel değerlere verdiği önemi, eşi Cheryl Flake ile konutunda anlattı. ABD Başkanı Joe Biden tarafından ülkesinin Ankara Büyükelçisi olarak geçen yıl temmuz ayında aday gösterilen Flake, ABD Senatosu'nun onayının ardından 7 Ocak 2022'de Türkiye'ye geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a güven mektubunu 26 Ocak'ta sunarak görevine başlayan Flake, diplomasi kariyerine başlamadan önce uzun yıllar siyasetle ilgilendi. ABD Senatosunda 2013-2019'da Arizona eyaleti senatörü olarak görev yapan Flake, 2001-2013'te de Temsilciler Meclisi üyeliği görevinde bulundu. Flake'in siyasi kariyerindeki önemli dönüm noktalarından biri, 2019'da eski Başkan Donald Trump'ın yönetimi ve Cumhuriyetçi Partinin politikalarıyla ayrıştığı gerekçesiyle Senato'dan emekli olması. Flake, Cumhuriyetçi olmasına rağmen 2020 başkanlık seçiminde Demokrat Partili Biden'ı destekledi. "Çok önemli bir zamanda, çok önemli bir görev" Ankara'da göreve başladığında "Parti siyaseti, suyun kıyısında biter" başlığıyla kaleme aldığı yazıyla Türk halkına hitap eden Flake, siyasetten diplomasiye geçişini, "Benim yolculuğum, ABD Büyükelçilerinin alışageldik yolculuğundan daha farklı oldu." sözleriyle ifade etmişti. Flake, ABD'nin Ankara Büyükelçisi olarak kendi döneminde nasıl bir fark ortaya koyacağını ise göreve başlamasının ardından verdiği ilk röportajda şöyle anlattı: "Ben diplomat değildim, Dışişleri Bakanlığının bir mensubu değildim. 20 yıllık politikacıydım. Politikacı olduğum dönemde 'Eğer bu işi yapmasaydınız ne yapmak isterdiniz?" sorusu bana sıklıkla yöneltilirdi. Ben de sık sık 'Dışişleri'nde olmak isterdim.' diye yanıtlardım. Çünkü yaptıkları işin son derece önemli olduğunu, yumuşak gücün önemini bildiğimden, kariyer diplomatlarımıza büyük hayranlık duyuyorum. Kariyerim boyunca Dışişleri'ne büyük hayranlık duydum ama Temsilciler Meclisi'nde 12 yıl, Senato'da 6 yıl görev aldım. Yani toplam 18 yıl farklı bir ortamda, farklı bir iş alanında yer aldım." Flake, göreve gelişinin bu nedenle farklı bir yolla olduğunu belirterek "Biden yönetimi bana bir görev üstlenmeyi düşünüp düşünmediğimi sorduğunda, 'Sadece önemli bir görev olursa düşünürüm.' dedim ve bu görev gerçekten önemli. Türkiye önemli. Dünya sahnesinde büyük bir role sahip. Bizim için önemli bir müttefik. Dolaysıyla bu, çok önemli bir zamanda çok önemli bir görev. Hiçbir şey burada olmak kadar beni mutlu edemezdi." diye konuştu. "Mevcut yakın ilişkimizin faydasını görüyoruz" Büyükelçilik görevinde, "güçlü ikili ilişkilerin devamı" yönünde katkı sunacağını ve ilişkilerin daha da güçlü olabileceğini dile getiren Flake, "ABD ve Türkiye olarak mevcut yakın ilişkimizin faydasını görüyoruz. Güvenliğimiz güçlendi. Türkiye, 70 yıldır NATO'nun önemli bir üyesidir. Dolayısıyla bu alanda birçok ortak çıkarımız bulunuyor." dedi. Türkiye-ABD ilişkilerinin sadece güvenlik alanından ibaret olmadığını vurgulayan Flake, ekonominin de iki ülke açısından önemli ve gelişen bir alan olduğuna dikkati çekti. Flake, "Türkiye ile kapsamlı ve büyüyen bir ticari ilişkimiz, önemli pazarlarımız var. Dolayısıyla teşvik etmemiz ve geliştirmemiz gereken, hayati önem taşıyan pek çok şeye sahibiz." ifadelerini kullandı. Bölgesel gelişmelere de dikkati çeken Flake, "Kuşkusuz, şimdi Ukrayna'da olduğu gibi bölgede ortaya çıkan tehditler karşısında, Türkiye ile ilişkilerimiz çok daha önem arz ediyor." diye konuştu. "Türkiye, önemli bir NATO üyesi" Flake, Türkiye ve ABD'nin NATO nezdindeki iş birliğine ilişkin ise "Türkiye, önemli bir NATO üyesi. İkinci en büyük F-16 filosuna sahip, NATO misyonlarına en büyük katkı sunan üçüncü ülke." dedi. ABD'nin NATO Büyükelçisi Kay Bailey Hutchison'la bu hafta yaptığı telefon görüşmesini de aktaran Flake, şöyle devam etti: "(Hutchison) NATO'daki rolü ve özellikle, ABD'ye ve yurt dışındaki NATO misyonlarına yönelik taahhütlerine bağlılığı nedeniyle Türkiye'ye ABD'nin teşekkürlerini iletmemi istedi. Dolayısıyla bu, özellikle Rusya gibi bir tehdit söz konusuyken son derece önemli. Şunu da söylemeliyim ki, Türkiye Ukrayna'nın egemenliğini desteklemekte kararlılığını sürdürüyor. Bu bizim için bölge ve dünya için çok önemli. Aynı zamanda egemenliğini koruması için Ukrayna'ya yardım da etti. Öte yandan Türkiye, 'eğer bir diplomatik çözüm yolu varsa buna başvurmaya olan bağlılığımızı' da paylaşıyor. Bu konuda büyük destek verdi." "Türkiye ABD'deki Avrupalı öğrenci sayısına en büyük katkı veren ülke" Halklar arasındaki bağların güçlenmesi açısından değişim programlarının son derece önemli olduğunu belirten Flake, eşi Cheryl Flake'in 1985'te Brigham Young Üniversitesi bünyesindeki "Genç Büyükelçiler" adlı müzik, dans ve performans grubunun üyesi olarak Türkiye'ye geldiğini anlattı. Flake, "Eşim, 'Ben o zamanlar genç büyükelçiydim, şimdi sen de daha yaşlı bir büyükelçi oldun.' diyor. Bu, bir değişim programının neler yapabileceğine mükemmel bir örnek." dedi. Eğitim, değişim programları ve İngilizceye önem verdiklerini vurgulayan Flake, "Türkiye ABD'deki Avrupalı öğrenci sayısına en büyük katkı veren ülke. ABD'ye dünya genelinde gelen öğrenciler arasında ise 15. sırada yer alıyor ve bu sayı giderek artıyor. Değişim programları kapsamında ise şu anda yaklaşık 170 Türk öğrenci Fulbright Programı kapsamında ABD'de burslu öğrenim görüyor. Diğer birçok değişim programımız gibi bu, önemli bir program." diye konuştu. Flake, yurt dışındaki üniversitelere kayıt olduklarında dil konusunda sıkıntı yaşamamaları için Türk vatandaşlarına yönelik birçok İngilizce öğrenme programları da olduğunu aktardı. Resmi ya da turizm amaçlı olsun, iki ülke arasında çok iyi değişim programları olduğunu söyleyen Flake, "Buradaki konsolosluğumuz oldukça yoğun. Türk vatandaşlarının ABD'ye gelmesinden çok memnunuz ve Amerikalılar da buraya gelmeyi çok seviyor." ifadelerini kullandı. "Türkiye ekonomi alanında da çok önemli" Flake, iki ülkenin ekonomik iş birliğine ilişkin ise "İnsanlar Türkiye'nin sadece güvenlik alanında önemli olduğunu düşünme eğiliminde ama Türkiye ekonomi alanında da çok önemli." dedi. Türkiye ve ABD'nin geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 28 artışla yaklaşık 28 milyar dolar tutarında ticaret yaptığını belirten Flake, "Türkiye'de 100 bin civarında iş imkanı yaratan yaklaşık 50 milyar dolar tutarında ABD yatırımı var. Bunlar büyük meblağlar." değerlendirmesinde bulundu. Flake, Türkiye'nin ABD'ye ihracatının geçen yıl yüzde 45 arttığını anlatarak "Biliyorsunuz, (Kovid-19) salgın pek çok ülkenin ihracatını gerçek anlamda azalttı ve Türkiye bu süre zarfında ihracatını artırmayı başardı. Bunun çoğu da ABD'ye yönelikti." dedi. Ekonomik ilişkilerin çok önemli ve gelişmekte olduğunu söyleyen Flake, "Bazı iddialı hedefler belirledik, önceki (ABD) yönetim döneminde 100 milyar dolarlık ticaret hedefi koyduk. Bu iddialı bir hedef ama ne zaman Amerikalı ve Türk iş insanlarıyla bir araya gelsem bu hedefe ulaşmak istediklerini görüyorum. Zamanla bu hedefe ulaşacağımıza inanıyorum." diye konuştu. (Türkiye'nin ortak mekanizma için ABD'ye sunduğu önerilere yanıt) "Kısa zamanda gelecek" Flake, Türkiye-ABD ilişkilerinin geliştirilmesi için kurulması kararlaştırılan ortak mekanizmayı ve ilişkilerdeki sorunlu konuların ele alınacağı çalışma grubuna ilişkin son durumu da değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Biden'ın 31 Ekim 2021'de Roma'daki görüşmelerini hatırlatan Flake, iki ülke liderinin, Türkiye ve ABD'nin birlikte çalıştığı ya da tam olarak aynı görüşte olmadığı konulara ilişkin yüksek düzeyli diyaloğu teşvik eden bir stratejik mekanizma kurduğunu söyledi. Flake, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman'ın geçen yıl, Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Karen Donfried'in de geçen kasım ayında Türkiye'ye geldiğini ve Türkiye'den üst düzey bir heyetin de geçen eylül ayında ABD'yi ziyaret ettiğini hatırlattı. İki ülke arasındaki sorunların ele alınacağı çalışma grubuna dair Türkiye'nin görüşlerini içeren belgeye ABD'den ne zaman yanıt geleceğine ilişkin ise Flake, şunları kaydetti: "Bu stratejik mekanizmadan tam olarak yararlanmak için daha üst düzey ziyaretler yapılmasını umuyoruz. Türkiye bunun için bir format belirledi ve bunu teslim aldık. Hükümetimiz, yanıt vermeden önce benim bu göreve başlamamı bekledi. Şimdi bu yanıt kısa zamanda gelecek." “Türkiye asli müttefikimiz" Flake, ABD Kongresi'nde Türkiye'ye dair birçok konuda çalıştığını belirterek "Çünkü Türkiye bizim asli müttefikimiz ve dünya sahnesinde önemli bir oyuncu. Türkiye, Rusya'nın bölgedeki maceracılığını ve saldırganlığının geriye itilmesi açısından önemli bir müttefiktir." dedi. ABD ve Türkiye'nin Kafkasya'da ve Kuzey Afrika'da birlikte çalıştığını söyleyen Flake, Senato'da Afrika alt komitesine başkanlık ettiği altı ay boyunca Türkiye'nin Afrika'ya artan olumlu katkılarını gördüğünü anlattı. Flake, "Türkiye coğrafi olarak, geniş erişim alanı ve dış politikası açısından her zaman merkezde yer almıştır ve özellikle bugün bölgesel olarak karşı karşıya olduğumuz zorlu sorunlar göz önüne alındığında, Türkiye gibi vazgeçilmez bir müttefikimiz olduğu için şanslıyız." diye konuştu. ABD'nin PKK/PYD-YPG ile iş birliği ve FETÖ'nün ABD'deki varlığı Flake, "Türkiye, ABD'nin terör örgütü PKK/PYD-YPG ile iş birliğini ve FETÖ'nün ABD'deki varlığını sürdürmesini, iki ülke ilişkilerinde son dönemin en ihtilaflı konuları olarak listeliyor. Artık iki ülke arasında yeni bir diyalog mekanizması olduğuna göre, terörle mücadelede yeni ve somut iş birliği adımları olacak mı?" şeklindeki soruya, Türkiye ve ABD'nin terör örgütü DEAŞ'tan kurtulma yönünde ortak taahhüdü olduğu yanıtını verdi. İki ülkenin DEAŞ'la mücadele alanında büyük adımlar attığını dile getiren Flake, Suriye'nin kuzeybatısında ölü ele geçirilen DEAŞ elebaşı İbrahim El Haşimi el Kureyşi'ye yönelik operasyonun da bu taahhüttün ne kadar önemli olduğuna işaret ettiğini anlattı. Flake, DEAŞ'la mücadelenin henüz bitmediğini belirterek "Türkiye, bu mücadelede müttefik olmuştur." dedi. ABD'nin, PKK'yı 1997'de terör örgütü kabul ettiğini hatırlatan Flake, "Türkiye'nin kendi vatandaşlarına karşı sorumluluğunu kabul ediyoruz. PKK tarafından katledilen Türklerin yasını tutuyoruz. Ancak IŞİD'den kurtulma çabalarımızda başarılı olduğumuzdan da emin olmalıyız. Dolayısıyla bu konuda (ülkeler arası) iş birliği yapabileceğimiz birçok alan var." ifadelerini kullandı. Flake, FETÖ'ye ilişkin ise "Bireysel konular ve iade talepleri ise Türk Hükümeti ile diyalog içinde olduğumuz konular. Hangi kanıtların gerekli olduğu ve benzeri konular açısından bu sorunları çözmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla birlikte çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. F-16'ların alımı/modernizasyonu ve F-35'ler F-16'ların modernizasyonu ve yeni F-16'ların alınması konusunda iki ülke arasındaki görüşmeleri de değerlendiren Flake, şunları kaydetti: "F16'lara ilişkin görüşmeler yolunda gidiyor. Aslına bakarsanız, 'LoR' olarak adlandırılan talep mektubunun hazırlanmasına destek olmak için aralık ayında (ABD'den) gelen heyet gibi daha geçen hafta burada bir heyet vardı. Görüşmeler iyi gidiyor. Ancak bu uzun, karmaşık ve çok teknik bir süreç. Dolayısıyla üzerinde çalışıyoruz. Türkiye'nin bu talebini olumlu bir gelişme olarak görüyoruz ve Biden yönetimi sürece destek konusunda kararlı." Türkiye'nin F16’lara ilişkin talebinin NATO'ya bağlılığı da gösteren olumlu bir gelişme olduğunu dile getiren Flake, "Açıkçası birlikte çalışabilirliğe sahip olmanın son derece önemli olduğunu biliyoruz." dedi. Flake, Türkiye'nin, F-35 savaş uçakları için ABD'ye yaptığı ödeme karşılığında bir tazminatın söz konusu olup olmadığına ilişkin ise "Bu, çok karmaşık bir süreç. Ancak avukatlar ve muhasebeciler her gün bu konu üzerinde çalışıyor. Ama üstesinden geleceğiz." dedi. Ukrayna, Afganistan ve Türkiye'nin Ermenistan'la normalleşme süreci Bölgesel gelişmeleri de değerlendiren Flake, Ukrayna'daki son duruma ilişkin, "Türkiye'nin NATO'ya üyeliğinin 70. yıl dönümü olan bu yıl burada olmak harika. Önemli bir zamandayız, bu da önemli bir ilişki. Türkiye her yerde NATO misyonlarına büyük katkı sağlıyor. Bugün neyle karşı karşıya olduğumuz düşünüldüğünde, bu katkı hiç bu kadar önemli olmamıştı." diye konuştu. Flake, Türkiye'nin NATO kapsamında yer aldığı önemli bir noktanın da Afganistan olduğunu belirterek ülkede Taliban'ın yönetimi devraldığı süreçte Türkiye'nin baştan sona orada bulunduğunu ve Afganistan'dan ayrılmak isteyen Amerikalılara da yardım ettiğini anlattı. Büyükelçi Flake, "Türkiye'nin Afganistan'ın geleceğinde ve örneğin Afganistan'ı dünyaya bağlayarak Afganistan vatandaşlarının ve hepimizin yararına olacak havalimanının güvenliğinin sağlanması açısından rol oynayacağını umuyoruz. Bu, önemli bir rol." dedi. Türkiye'nin Ermenistan'la normalleşme sürecinin de "harika" bir gelişme olduğunu belirten Flake, "Bunu memnuniyetle karşılıyoruz. İlki Rusya'da gerçekleşen, ikincisi Viyana'da düzenlenecek görüşmeler bizi çok mutlu ediyor. Yaşananlar gerçekten çok cesaret verici. İstanbul ve Erivan arasında doğrudan uçuşların başlaması da önemli bir işaret." değerlendirmesinde bulundu. "Yakında (ABD'den) üst düzey ziyaretler olacağını düşünüyorum" Flake, Türkiye'ye yakın zamanda üst düzey bir ziyaret olup olmayacağına ilişkin, "Bunu her zaman isteriz. ABD Büyükelçisi olarak buraya birçok üst düzey ziyaret yapıldığını görmek isterim. Üst düzey ziyaretler olacağını düşünüyorum. Açıkçası, biliyorsunuz ki, Ukrayna'daki durum üst düzey yetkililerimizin çok fazla zamanını ve enerjisini alıyor. Ancak yakında (ABD'den) üst düzey ziyaretler olacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı. "Duyduğum ezan sesi, paylaştığımız değerlerin hatırlatıcısı" Flake'in Mormon inancına mensup olması, Temmuz 2021'de ABD'nin Ankara Büyükelçiliğine aday gösterilmesinin ardından Türk basınında da ilgi uyandırdı. İnancının görevine ve Türkiye'ye bakışına nasıl yansıdığını anlatan Flake, "İnancımız bizim için çok önemlidir. Aileye verilen önem gerçekten çok önemli." dedi. Flake, ailesinin bulunduğu Arizona'dan yaklaşık 2 bin mil uzakta bulunan Washington'da ABD Kongresindeki 18 yıllık görevi boyunca her hafta sonu eve dönmeye özen gösterdiğini belirterek, şöyle devam etti: "Sanırım 18 yılda belki bir, belki iki kez kiliseye hafta sonu ailece gitmemişizdir. Bu bizim için önemli. Burada gün içinde birçok kez duyduğum ezan sesi de paylaştığımız değerlerin hatırlatıcısı; 'doğru olanı yapmaya ve iyi olmaya olan güçlü inanç ve aileye verilen önem.' İnancımız çok önemli ve tam da bu sebepten kendimizi burada bu kadar rahat hissediyoruz." Cheryl Flake de birbirlerini bulup aşık oldukları ve aynı inanca mensup oldukları için çok şanslı olduklarını belirterek, "Nasıl bir aile istediğimizi kesinlikle biliyorduk, ortak değerlerimiz var." ifadesini kullandı. Sefire Flake, eşinin güçlü inanca sahip olmasının evliliklerine bağlılığından duyduğu mutluluğu da dile getirdi. Tenis kortunda diplomasi mesajı: "Diplomaside iyi olmak istiyorsan, oyununa hakim olmalısın" Konutlarındaki tenis kortunda spor yapan Flake çifti, genelde birbirine karşı değil, aynı takımda olup çiftler tenisi oynadıklarını söyledi. Özellikle aile ve arkadaşlarla tenis oynamaya büyük önem verdiklerini anlatan Büyükelçi Flake, genelde 10 ya da 12 kişi korta çıkarak kardiyo tenis oynadıklarını anlattı. Flake, tenis ve squashın çok iyi egzersiz yapma yolları olduğunu belirterek, "Cheryl, benden daha fazla oynar. Her ikimiz de çok severiz. Zor bir günün ardından ya da sabah erken saatte oynayabilmek, kortun yakında olması harika." dedi. Tenis oynamasının diplomasiye yansımalarını ise Flake, "Diplomaside iyi olmak istiyorsan, oyununa hakim olmalısın ve dinlenmelisin. Ruh sağlığın yerinde olmalıdır." ifadesini kullandı. Teniste genelde hangisinin kazandığına ilişkin soruya Cheryl Flake, "Genelde çift olarak oynuyoruz. Normal olarak aynı takımdayız." yanıtını verdi. Büyükelçi Flake ise "İkimiz nadiren kaybederiz." diye konuştu.

1 2 ... 9 10 11 12 13 14 15 ... 32 33