03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Bakan Soylu, Kırgızistan Dışişleri Bakanı Kazakbayev ile görüştü

İçişleri Bakanlığına gelişinde Soylu tarafından karşılanan Kazakbayev, tören mangasını selamladıktan sonra bakanlık şeref defterini imzaladı. Soylu ve Kazakbayev'in daha sonra gerçekleştirdiği görüşmede, Göç İdaresi Genel Müdürü Savaş Ünlü, İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Ömer Toraman, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Sezer Işıktaş ile Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanı Mahmut Çorumlu da hazır bulundu.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı: Atina bildirisinin bizim açımızdan hiçbir anlamı ve değeri yoktur

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, Atina bildirisine sert tepki göstererek, "Akdeniz'e kıyısı olan 7 AB üyesi Dışişleri Bakanlarının Atina'da 11 Haziran'da yaptıkları toplantının sonunda yayınlanan ortak bildirinin bizim açımızdan hiçbir anlamı ve değeri yoktur. Türkiye ve KKTC olmadan Doğu Akdeniz'de gerçek bir iş birliği ortamı yaratılamayacağına vurgu yapan Bilgiç şunları söyledi: "Kıbrıs meselesi ve Doğu Akdeniz konularında Rum-Yunan ikilisinin maksimalist talep ve politikalarının savunuculuğunu yapan bu oluşumun her yıl tekrarladığı bu tek yanlı ve taraflı tutumun bölgede barış ve istikrara ve işbirliğinin geliştirilmesine katkıda bulunması mümkün değildir" Bilgiç, Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan'ın Doğu Akdeniz'e ilişkin bölgesel konferans önerisini bir kez daha hatırlattı.

2 yıl önce

Çin Dışişleri Bakanı Sözcüsü Wang Wenbin: ABD, diğer ülkelere karşı yaptırımlar uygulayarak ve askeri olarak tehdit ederek, dünya düzeninin en büyük yıkıcısı olmaktadır

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, ABD'yi dünya düzeninin "en büyük yıkıcısı" olmakla suçladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wenbin, düzenlediği basın toplantısında, "ABD, diğer ülkelere karşı yaptırımlar uygulayarak ve askeri olarak tehdit ederek, dünya düzeninin en büyük yıkıcısı olmaktadır." dedi. MÜTTEFİKLERİMİZİN ÇOĞU ABD İLE AYNI FİKİRDE DEĞİL ABD’nin kurallarının temelini oluşturduğu düzenin, ABD'nin egemen olduğu hegemonik bir sistem olduğunu dile getiren Wenbin, müttefiklerinin çoğunun ABD ile aynı fikirde olmadığını belirtti. DÜNYA DÜZENİ HEGEMONİK DEĞİLDİR Wenbin, "Dünya düzeni hegemonik değildir veya ABD liderliğindeki bir klik tarafından oluşturulmamıştır. Tüm ülkeler gerçek manada çok taraflılığı uygulamalı, uluslararası ilişkilerin demokratikleşmesini ilerletmeli ve insanlık için ortak geleceğe sahip bir toplum inşa etmelidir." dedi.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bir araya geldi! Basın toplantısında önemli açıklamalar

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Antalya'da bir araya geldikten sonra düzenledikleri ortak basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. İşte toplantıdan önemli satır başları... Çavuşoğlu toplantıya şu sözlerle başladı: "Bu toplantıyı bu sefer Türkiye'de gerçekleştireceğiz. Ayrıca sayın Putin, Cumhurbaşkanımızı Rusya'ya davet ettiler. Bir sonraki toplantı ise Moskova'da yapılacak. Birçok konuda görüş alışverişinde bulunduk. Geçen seneyi telafi ettik, bizim hedefimiz 100 milyar dolar hedefidir. Çalışmamız gerekiyor, ekonomiyle ilgili diğer çalışma gruplarımız da bir araya gelecek. Turizm tabii önemli. Rusya'nın en son 22 Haziran itibariyle ülkemize uçuş sınırlamalarını kaldırmaları isabetli bir karar oldu. Rus turistlerin de dört gözle beklediği bir karardı. Diğer taraftan bizim salgınla mücadelede de işbirliğimiz başından beri devam etti. Sputnik V aşısının 400 binlik dozu Türkiye'ye geldi. Bu aşının ortak üretimi konusunda da birimlerimiz çalışıyor. Güvenli turizm bakımından da bu tür işbirliğimizi devam ettirmek arzusundayız. İkili ilişkilerimizde ciddi bir sorun görmüyoruz. Var olan küçük sorunları da birlikte çözme azmimiz var. Bölgesel konularda da bugün görüş alışverişinde bulunduk, Suriye'yi ele aldık, Karabağ yine bugün bölgesel konularımızdan bir tanesiydi. Amacımız bu ülkelerde istikrarın kalıcı olması. Suriye'de siyasi bir süreç için Rusya ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz. İşbirliğimiz somut sonuçlar doğuruyor, liderlerimiz arasında samimi bir dostluk var. Dostum Lavrov ile kapsamlı işbirliğimizi daha da ileri taşımak için çalışmaya devam edeceğiz." Bakan Çavuşoğlu bu önemli açıklamalardan sonra sözü mevkidaşı Lavrov'a bıraktı. Sergey Lavrov ise bu önemli görüşmeyle ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Çok teşekkür ederim Mevlüt Bey. Çok kapsamlı bir şekilde konuları ele aldık. İşbirliğimiz çok yönlü olarak devam ediyor. Beşeri, iktisadi alanlarda işbirliğimizi sürdürüyoruz. Liderlerimiz arasındaki mutabakatları hayata geçirmek için çalışıyoruz. Toplantı yakın bir zamanda Moskova'da yapılacaktır. Akkuyu'da çalışmalar aktif olarak devam ediyor. Bu kapsamda kesintisiz olarak Türk Akımı'nın çalışması için çalışmalar yürütüyoruz. Koronavirüs pandemisi kapsamında Sputnik V aşısının Türkiye'ye sevkiyatı ile birlikte üretimini önlemli görüyoruz. Devasa bir proje gündemde... Turizm çok büyük bir popülariteye sahiptir. Bu turizmin gelişimi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Kendileri her türlü tedbirin alınacağı bize teyit ettiler. Biz Azerbaycan'da ortak Rus merkezinin faaliyetlerini takdirle karşılıyoruz. Buradaki çabalar, ulaşımın yeninden tesis edilebilmesi için önem taşımaktadır. İdlib'de askerden arındırılmış bölge oluşturulması kapsamındaki çalışmaları ele aldık. Mutabakata vardık, Suriye sorununun BM bünyesinde barışçıl şekilde çözümlenmesi için fikir beyan ettik. Ortadoğu, Afganistan, Ukrayna'daki durum ele alındı. Bu tür temaslar düzenli olarak yapılıyor. Aynı şekilde dış politika koordinasyonu konusunda çalışma yürütüyoruz. SORU CEVAP Bakan Çavuşoğlu: Cumartesi günü Kanal İstanbul'un ilk köprüsünün temelini attık. Evet, siz de söylediniz. Şu anda boğazdan geçen trafiğe baktığınızda ciddi bir risk oluşturuyor. Ve her bakımdan ihtiyacı olduğu için yıllar önce ortaya konulan proje için somut adımlar atmaya başladık. Bu projeyi hayata geçirmek için ilgili kurumlarımız çalışıyor. Uluslararası şirketlerden de çok ciddi ilgi ve talep var. Bazen Türkiye'de de dışarıda da tartışmalar oluyor. Ne Kanal İstanbul'un Montrö'ye bir etkisi var, ne de Montrö'nün Kanal İstanbul'a bir etkisi var. Ayrıca Montrö Anlaşması'nın nasıl revize edileceği ya da sonlandırılacağı anlaşmanın içinde var. Türkiye bugüne kadar Montrö Anlaşması'na harfine kadar uymuş bir ülkedir. Kanal İstanbul'u inşa ederek Boğaz'daki riski azaltacağız. Montrö Anlaşması'yla herhangi bir ilişkisi yoktur, Kanal İstanbul bizim iç hukukumuza tabi olacak. Lavrov: Ben de ilave etmek isterim, biz Türk dostlarımızla Montrö Sözleşmesi kapsamında yükümlülüklerin yerine getirilmesi konusunda memnunuz. İstanbul Kanalı yabancı askerlere zemin hazırlamaz. Görüşmeler konusunda Cumhurbaşkanı bugün açıklama yaptı, olup biteni kapsamlı olarak değerlendirdi. ABD'liler Cenevre'de konuşulan bütün konuları kendi çıkarları doğrultusunda değerlendiriyor. Bir heyetimiz hazırlanıp görüşmeler yapacak. Bu tür ön görüşmeler kapsamında her iki tarafın çıkarlarına uygun sonuç olabilir. Birbirimizden ne beklememiz gerektiğini biliyoruz. Burada tuhaf bir durum var, biz dürüst bir şekilde yaklaşmak istiyoruz. Bizim kaynaklarımıza saldırılar ne olacak? ABD'lilerin yaklaşımı pek doğru bir yaklaşım değildir. 

2 yıl önce

Dışişleri'nden İsrail'e sert tepki

Dışişleri Bakanlığı, İsrail güvenlik güçlerinin aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu bazı Filistinlilerin insan onurunu rencide eden görüntüler eşliğinde gözaltına alınmasını kınadı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: Karar, İslam karşıtlığının ve Müslümanlara yönelik tahammülsüzlüğün Avrupa'da kurumsal ve hukuki bir kimliğe kavuşturulma çabalarının yeni bir örneğini oluşturmaktadır. Müslümanların hoşgörüsüzlük, nefret söylemi ve hatta şiddete maruz kaldıkları, yaygın şekilde damgalandıkları ve sosyo-ekonomik alanlarda dışlandıkları, özellikle Müslüman kadınların bu durumdan daha da olumsuz etkilendikleri bir vakıadır. DİN ÖZGÜRLÜĞÜ YOK SAYLIYOR İnkarı mümkün olmayan ve geçmişteki acı tecrübelerden ders alınmadığını gösteren bu tehlikeli eğilim Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonunun (ECRI) ve Birleşmiş Milletler Din ve İnanç Özgürlüğü Raportörü'nün raporlarında da vurgulanmaktadır. Hal böyleyken, Avrupa'yı rehin alan İslam düşmanlığının, ırkçılığın ve nefret zehrinin giderek yükseldiği bir dönemde, ABAD kararı, din özgürlüğünü yok saydığı gibi, ayrımcılığa da zemin ve hukuki kılıf kazandıracak bir nitelik taşımaktadır. Hukuken ve vicdanen yanlış, körükleyeceği İslam düşmanlığı bakımından tehlikeli söz konusu kararı kınıyoruz

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı'ndan 'nefret söylemiyle birlikte mücadele' çağrısı

Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter hesabından 10 yıl önce Norveç'te gerçekleşen ve 77 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili bir açıklama paylaşıldı.  Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "10 yıl önce bugün Norveç'in başkenti Oslo'nun merkezinde ve Utoya adasında, yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslam karşıtlığı adına bir terörist, 77 insanı hunharca katletti. Bu caninin nefret söylemine ve her türlü ayrımcılığa karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz." Ne olmuştu? Norveç'te 2011 yılında Oslo'daki başbakanlık binası önünde bir bombalı saldırı gerçekleşmiş, kısa süre sonra ise Utoya adasında bir siyasi partinin yaz kampına silahlı saldırı düzenlenmişti. Düzenlenen iki saldırıda 77 kişi hayatını kaybetmiş 242 kişi ise yaralanmıştı. Saldırıları düzenleyen Anders Behring Breivik, Norveç'i Müslümanlardan korumak için saldırıların gerekli olduğunu savunmuştu.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç: Türkiye yeni bir göç dalgasını üstlenmeyecek

Bilgiç, "Türkiye, bölgeden kaynaklanan kitlesel bir göç krizinin sonuçlarına katlanmayacak ve yeni bir göç dalgasını da üstlenmeyecektir. Bu tutumumuzu her vesileyle ve her düzeyde muhataplarımıza iletiyor, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin (AB) sınır muhafızı veya sığınmacı kampı olmayacağını vurguluyoruz" ifadesini kullandı.

2 yıl önce

AB'nin Maraş üzerinden Türkiye'ye yaptırım tehdidine Dışişlerinden kınama: Bir değeri ve hükmü yok

Avrupa Birliği, kapalı Maraş'ın bir kısmının daha açılması nedeniyle Türkiye'yi kınayarak yaptırım tehdidinde bulundu. Açıklamada, "Avrupa Birliği, Türkiye'nin tek taraflı adımlarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Kıbrıs Türk toplumu lideri tarafından 20 Temmuz 2021'de Maraş kentinin yeniden açılmasına ilişkin kabul edilemez açıklamaları şiddetle kınıyor. AB, BMGK'nın Ankara'nın tek taraflı eylemleri kınamasını ve derin endişe duyduğu açıklamasını ise memnuniyetle karşılıyor. Konsey, Ankara'dan derhal bu tutumundan vazgeçmesini ve Ekim 2020'den bu yana Kapalı Maraş'ta atılan tüm adımları geri alınmasını talep ediyor" denildi. Yapılan açıklamanın devamında yaptırım tehdidinde bulunan AB, "Çıkarları savunmak ve bölgesel istikrarı korumak için elindeki araçları kullanabileceğini" vurguladı. AB'nin skandal açıklamasına kınama Konuya ilişkin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, kendisine yöneltilen soruyu yanıtladı. Bakanlığın internet sitesinden yapılan açıklamada, AB adına yapılan açıklama kınandı. Bilgiç'in açıklamaları şöyle: "Kıbrıs Türk halkını görmezden gelen, gerçeklerden kopuk ve sadece Rum tarafının görüşlerini yansıtan bu ve benzeri açıklamaların bizim açımızdan bir değeri ve hükmü yoktur. Üyelik dayanışması ve veto endişesi bahaneleriyle ortaya konulan bu yanlı AB tutumunun hiçbir sorunun çözümüne katkıda bulunması da mümkün değildir. Kıbrıs meselesinin çözümü ve Maraş açılımı konusunda KKTC makamlarının önerilerine ve aldıkları tüm kararlara desteğimiz tamdır. Maraş açılımı KKTC Hükümetinin aldığı bir karardır. AB, 2004’te Annan Planı sonrasında Kıbrıs Türk halkına verdiği sözleri tutmalı ve KKTC’yi muhatap almayı öğrenmelidir."

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 21 22