04 Mayıs Cumartesi 2024
3 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: "Türkiye Montrö Anlaşmasını harfiyen uyguluyor. Bundan ne Rusya'nın ne başkasının bir endişesinin olmaması lazım"

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias bugün Ankara'da temaslarda bulunacak. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Dendias, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile TSİ 15.00'te bir araya gelecek. Dendias ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TSİ 18.30'da ortak basın toplantısı düzenleyecek. Mevlüt Çavuşoğlu NTV'de yer alan röportajında bugün gerçekleşecek bu önemli görüşme ve Doğu Akdeniz, Kıbrıs konusu, Libya ve Yunanistan anlaşması, Karadeniz ve Mısır'la diplomatik ilişkilerin durumu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. MISIR'LA 8 YIL SONRA BAŞLAYAN TEMAS Mevlüt Çavuşoğlu Mısır'la devam eden diplomatik ilişkilerin durumu konusunda şunları söyledi: "Süveyş Kanalı kazasından sonra onları arayıp kurtarma gemimiz olduğunu söyleyip teklifte bulunduk. kendisi ihtiyaç olunca döneceğini söyledi ve Ramazan'dan sonra arayıp teşekkür etti ve Ramazanımızı kutladı. Şartlar olgunlaştı, görüşmeler sürebilir. İnşallah ilişkilerimizi istediğimiz düzeye getirebiliriz. Her zaman Mısır halkının bizim kardeşimiz olduğunu söyledik. Umarım ilişkiler daha iyi noktaya gelir. Mayıs ayında bir heyet Türkiye'den Mısır'a gidecek." DENDİAS GÖRÜŞMESİ Çavuşoğlu bugün gerçekleşecek kritik Dendias görüşmesiyle ilgili olarak da şu ifadeler kullandı: “Yunanistan ile 5 yıldır var olan mekanizmaları işletemedik. Siyasi istişareleri gerçekleştiremedik. Bunları Yunanistan’ın olumsuz yaklaşımı sebebiyle gerçekleştiremedik. İstikşafi görüşmelere ara verilmişti. Daha sonra Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlayan politika sonrası ilişkiler gerildi. Devreye AB ve farklı ülkeler girdi. Biz Yunanistan ile masaya oturmaya hazırız. Yunanistan'la görüşmeye hazırız ancak görüşülecek konuların tek seferde hallolmayabileceğini de biliyoruz. Amacımız bir politik zemin oluşturmak ve süreç içinde sorunlarımızı çözmek için adımlar atmak. Şimdi Dendias Türkiye'ye geliyor, bu görüşme dün gerçekleşecekti ancak kendisinden bugün gelmesini bizzat rica ettim; devam eden NATO toplantıları yüzünden Brüksel'e gitmek zorunda kalmıştım. Kendisini Ankara'da ağırlayacak olmaktan mutluluk duyuyoruz. İki ülke arasında yaşanan Ege, Kıbrıs, Doğu Akdeniz gibi meseleleri samimi bir ortamda konuşacağız. Bu diyaloğu devam ettirmek önemli. Bizim Yunanistan ile sorunlarımız çözmek için ne AB'ye ne de herhangi bir üçüncü bir ülkeye ihtiyacımız var. Biz meseleleri kendi aramızda halledebiliriz. Doğu Akdeniz konferans teklifimiz de bu amaçla yapılmış bir tekliftir. Bizim iki komşu olarak diyaloğu devam ettirmemiz çok önemli. Ege'de ve Doğu Akdeniz'de çözemediğimiz konuları diyalog yoluyla halletmemiz önemli. Libya'yla deniz yetki anlaşması: Her ülke birbiriyle görüşebilir, bizim konferans çağrımızın amacı da buydu zaten. Libya Türkiye'yle anlaşmalara sadık olduğunu açıkladı son ziyarette. Bu durum zaten Türkiye'nin yararına ve Libya'nın çıkarınadır. Elbette sadece Doğu Akdeniz'de değil Malta ve Libya arasında da anlaşmalar var. Libya elbette herkesle bu konuları görüşebilir ancak bizim anlaşmamız yürürlüğe girmiş bir anlaşma. Bu konuda risk görmüyoruz. Tatbikatlar konusu: Türkiye'de tatbikatlar farklı yorumlanabiliyor. Herkes tatbikat yapabilir. ABD aynı anda hem bizimle hem de Yunanistan'la tatbikat yapıyor. Her tatbikatın amacı farklıdır. Rusya ve Mısır da tatbikat yapıyor. bunlardan rahatsız olmamak lazım, bu sembolik bir iş birliğidir. Ancak silahlanma farklı. ABD dengeli bir ilişki gözetti bu güne kadar, ABD'ye bu tutumunu sürdürmesi gerektiğini Blinken'e söyledik. Bazen oradaki Rum lobisi farklı açıklamalara sebep olabiliyor ama tutarlılık önemli." ABD İLE İLİŞKİLER "Türkiye o Türkiye değil" Biden-Erdoğan görüşmesi olacak mı sorusu üzerine Çavuşoğlu "Planladıklarını söylediler. Biz de ne zaman diye her gün sormuyoruz. Bizi neden aramadınız diye komplekse girecek bir ülke değil. Türkiye artık öyle bir ülke değil. Hele hele liderimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan öyle bir lider değil." dedi. ABD-Rusya-Ukrayna üçgeninde yaşanan kriz ve Karadeniz'de yaşananlarla ilgili olarak da Çavuşoğlu: "Karadeniz ile ilgili anlaşmazlıklar var. Karadeniz bir barış denizine dönüştürülebilir. Hem Rusya hem Ukrayna ile çok iyi ilişkilerimiz var. Biz samimi bir politika yönetiyoruz. Burada diplomasi yoluyla adımlar atılırsa katkı sağlamaya hazırız. Sayın Cumhurbaşkanımız Putin ve Zelenski ile görüştü. Samimi düşüncelerimizi aktardı. Eğer gemiler bugün geçmişse bildirim süreci tekrar başlar. Kıyıdaş olmayan ülkeler 15 kıyıdaş ülkeler 8 gün önce haber vermesi gerekiyor. ABD bize ulaşarak geçişlerin iptal edildiğini bildirdi." ifadesini kullandı. Çavuşoğlu "Elbette Karadeniz'in bir barış denizi olmasını istiyoruz. Tüm kıyıdaş ülkelerin bir araya gelerek deniz yetki alanlarını belirlenmesi konusunda vardığı bir mutabakat var. İstenilirse Karadeniz barış denizine dönüştürülebilir. Biz bunu savunuyoruz. Halihazırda Ukrayna - Rusya gerginliği buna engel oluyor" dedi. Dışişleri Bakanı "Bizim Türkiye olarak hem Rusya hem de Ukrayna ile ilişkilerimiz gayet iyi. Biz sorunların barışçıl yoldan çözülmesi için iki ülkeye de aynı telkinlerde bulunuyoruz. Türkiye'nin tavrı bellidir. Biz yumuşamadan memnunuz. Eğer diplomasi olarak adımlar atılırsa memnun oluruz" diyen Çavuşoğlu, "ABD gemileri bugün boğazdan geçmezse 15 günlük bildirim süresi yeniden başlar. Kıyıdaş olmayan ülkeler 15 gün önceden bildirmesi gerekiyor. ABD bize dün sözlü olarak geçişleri iptal ettiğini söyledi. Henüz yazılı bir nota gelmedi." şeklinde konuştu. ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile yaptığı telefon ve yüzyüze görüşmeler üzerine de Çavuşoğlu "S-400, FETÖ, ABD'nin terör örgütlerine verdiği destekleri konuştuk. Yol haritası üzerinden ilerlenmesi konusunda mutabıkız. Türkiye'nin görüşlerini belirten bir belgeyi ABD'ye verdik" diyen Çavuşoğlu, "ABD bu belge üzerine çalışıyor. İkili ilişkilerde bu diyalogların devam etmesi için Afganistan, Suriye ve bölgesel konularda ne düşünüyoruz ve neler yapabilir konularını konuştuk" ifadelerini kullandı. ABD'NİN MUHTEMEL 1915 KARARI Çavuşoğlu'nun gündeminde yaklaşan 24 Nisan öncesi ABD'den 1915 olaylarına ilişkin gelecek muhtemel bir açıklama da vardı. Dışişleri Bakanı, "ABD uluslararası hukuku dikkate alırsa (sözde Ermeni soykırımına dair) böyle bir karar vermez" diye konuştu. MONTRÖ TARTIŞMASI Çavuşoğlu Montrö Anlaşması konusunda son günlerde ortaya atılan tartışmalar konusunda da "Montrö harfiyen uygulanıyor. Hiçbir ülkenin bu durumdan rahatsız olmaması gerek." diyerek durumu özetledi. ABD'NİN AFGANİSTAN'DAN ÇEKİLMESİ Bakan Çavuşoğlu, ABD güçlerinin Afganistan'dan çekilme süreci ile ilgili, "Afganistan'da kalıcı barışı ve istikrarı destekliyoruz" dedi. KIBRIS SORUNU Bakan Çavuşoğlu Cenevre'de gerçekleştirilen Kıbrıs toplantıları ile ilgili, "Sayın Akıncı ile birlikte hem BM'ye hem AB'ye sabah akşam federasyon meselesini söyledik. Daha önce mutabakata vardığımız konularda geri adım atıldı. Ancak Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis 'Ben bir şey paylaşmak istemiyorum' dedi" şeklinde konuşurken, "Rum tarafı sürekli geri adım atıyor. Artık görüşme yapmayacağız. Bu zaman kaybıdır. 20-30 sene daha müzakere etsek sonuç çıkmayacak. 53 sene müzakere ettik, sonuç çıkmadı. İmkansızı zorlamanın hiçbir anlamı yok" dedi.   İSRAİL İLE İLİŞKİLER Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İsrail ile ilişkiler ile ilgili olarak da "Bizim İsrail ile iyi olabilmemiz için, bizimle işbirliği yapması gerekiyor ve işgale son vermesi gerekiyor. Biz önceden Golan Tepeleri ile ilgili İsrail ile çalışıyorduk, sonra İsrail vazgeçti. İsrail politikalarını gözden geçirmezse ilişkilerimizde istikrar zor olur. Özel şirketlerimiz ticaretlerine devam ediyor, biz bunu engellemeyi doğru bulmuyoruz" ifadesini kullandı.

2 yıl önce

Dışişleri Bakanlığı: Sudan'da darbe teşebbüsünde bulunulduğu yönündeki haberleri derin endişeyle karşılıyoruz

Sudan'da bir grup askerin sabah saatlerinde Başbakan Abdullah Hamduk ile ülkeyi yöneten koalisyon hükümeti ortağı partilerin liderlerini gözaltına aldığı bildirildi. Görgü tanıklarından edinilen bilgiye göre, iktidardaki koalisyon liderlerinin gözaltına alınmasının ardından Hartum'daki bazı bölgelerde protestolar başladı. Gözaltına alınanlar arasında Başbakan Hamduk ile Sudan'da iktidar koalisyonu Özgürlük ve Değişim Güçleri'nden yöneticilerin de bulunduğu açıklandı. Gözaltılar sonrası başkent Hartum'da protesto gösterilerinin başladığı ve bazı yollarda göstericilerin lastik yakarak yolları trafiğe kapadığı kaydedildi. Sudan Enformasyon Bakanlığı ise Egemenlik Konseyi üyelerinden bazıları ve geçiş hükümetinin bazı bakanlarının ortak askeri güçler tarafından tutuklandığı bilgisini paylaştı. Ülkedeki askeri hareketlilik sonrası internet ve telefon hatlarında kesintiler yaşanıyor. SUDAN'DA DARBE GİRİŞİMİ SONRASI HALKA SOKAĞA İNME ÇAĞRISI Sudan Meslek Odaları Birliği, ülkede bu sabah düzenlenen darbe girişimine karşı halkı sokağa inmeye çağırdı. Sudan Meslek Odaları Birliği yaptığı açıklamada, Sudan halkını sivil hükümete karşı yapılan "askeri darbeye" karşı sokağa inmeye davet ederken, bazı siyasi partiler sivil itaatsizlik çağrısında bulundu. Ülkenin en büyük siyasi partilerinden Ümmet Partisi, gözaltıları "darbe girişimi" olarak nitelendirdi. Sudan'da bir grup askerin sabah saatlerinde Başbakan Abdullah Hamduk ile ülkeyi yöneten koalisyon hükümeti ortağı partilerin liderlerini gözaltına aldığı bildirilmişti. Yerel medyada, gözaltına alınanlar arasında Sanayi Bakanı İbrahim el-Şeyh ve Enformasyon Bakanı Hamza Balloul'un da bulunduğu belirtilmişti. İktidardaki koalisyon liderlerinin gözaltına alınmasının ardından Hartum'daki bazı bölgelerde protestolar başlamıştı. Sudan Meslek Odaları Birliği, Aralık 2018'deki "halk devrimine" sahip çıkılması ve sivil yönetime geçiş talebiyle yaklaşık 2 haftadır başkent Hartum'un merkezi ile Bahri ve Umdurman bölgelerinde, Kesele, Gadarif, Niyala, Cineyne, Sinnar, Damazin, Medeni, Ubeyd gibi birçok kentte devrimi ve mevcut sivil hükümeti destekleyenler gösteriler düzenliyordu. Birlik, daha önce eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'in 30 yıllık iktidarına son veren kitlesel halk protestolarına öncülük etmişti. SUDAN'DA ASKERLER RADYO VE TELEVİZYON MERKEZİNİ BASARAK ÇALIŞANLARI GÖZALTINA ALDI Sudan Enformasyon Bakanlığı, askeri güçlerin başkent Hartum'un Umdurman bölgesindeki radyo ve televizyon merkezini basarak çok sayıda çalışanı gözaltına aldığını açıkladı. Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Askeri güçler, Umdurman'daki radyo ve televizyon karargahını bastı ve çok sayıda çalışanı gözaltına aldı." ifadesi kullanıldı. Açıklamada ayrıca ev hapsinde tutulan Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk'un barışçıl şekilde devrimlerini korumak için halka sokaklara inmesi çağrısı yaptığı aktarıldı. SUDAN DIŞİŞLERİ BAKANI, BAŞBAKAN HAMDUK'UN GÖZALTINA ALINMASININ "KABUL EDİLEMEZ" OLDUĞUNU AÇIKLADI Sudan Dışişleri Bakanı Meryem Sadık el-Mehdi, Başbakan Abdullah Hamduk'un gözaltına alınmasının "çok tehlikeli ve kabul edilemez" olduğunu belirtti. Dışişleri Bakanı Mehdi, televizyonda yaptığı açıklamada, iletişim araçlarının kesilmesi ve köprülerin kapatılması nedeniyle bakanlar arasında iletişimin de kurulamadığını belirtti. Gözaltına alınan Başbakan Hamduk'un bilinmeyen bir yerde tutulmasının çok tehlikeli olduğunu vurgulayan Mehdi, bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Mehdi, iktidardaki siviller ve ordu arasındaki iş birliğinin ciddi sınavdan geçtiğinin altını çizerek "Yapılacak herhangi bir darbe reddedilir. Buna tüm sivil yollarla direneceğiz." diye konuştu. SUDAN'DA BİNLERCE KİŞİ ASKERİ MÜDAHALEYE KARŞI SOKAKLARA İNDİ Sudan'da sabah saatlerinde Başbakan Abdullah Hamduk ve bazı siyasilerin gözaltına alınmasına karşı binlerce kişi sokaklara inerek gösteri düzenledi. Bilinmeyen bir yerde tutulan Sudan Başbakanı Hamduk'un barışçıl bir şekilde devrimlerini korumak için halkı sokağa çağırması sonrası Sudanlılar, başkent Hartum'un farklı bölgelerinde bir araya geldi. Sudan bayrağı taşıyan binlerce kişi askeri müdahaleye karşı gösteri düzenlemeye başladı. Lastik yakarak yolları kapatan Sudanlılar, Hartum'daki ordu karargahı çevresine yürüyüş düzenledi. Göstericiler, "Asıl devrim şimdi başladı", "Darbeyi kabul etmiyoruz", "Devrimden dönüş yok" şeklinde sloganlar attı. Öte yandan karargah yakınlarında açılan ateş sonucu bazı göstericilerin yaralandığı öne sürüldü. BAŞBAKAN HAMDUK'TAN "SOKAKLARA İNİN" ÇAĞRISI Sudan Dışişleri Bakanı Meryem Sadık el-Mehdi, Başbakan Hamduk'un bilinmeyen bir yerde gözaltına alınmasının çok tehlikeli ve kabul edilemez olduğunu belirtmişti. Hamduk, barışçıl bir şekilde devrimlerini korumak için halka sokaklara inmeleri çağrısı yapmıştı. SUDAN EGEMENLİK KONSEYİ BAŞKANI BURHAN, EGEMENLİK KONSEYİ VE HÜKÜMETİN FESHEDİLDİĞİNİ AÇIKLADI Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Egemenlik Konseyi ve hükümeti feshederek olağanüstü hal ilan ettiğini açıkladı. Burhan, devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, geçiş dönemi hükümlerini feshettiklerini ve Anayasal Bildiri Anlaşmasının bazı maddelerini askıya aldıklarını belirtti. Burhan, ülkede olağanüstü hal ilan ettiklerini ayrıca 18 eyaletin valilerinin görevden alındığını kaydetti. Eski rejimin izlerini ortadan kaldırıma sözü veren Burhan, yolsuzlukla mücadele komitesinin çalışmalarının askıya alındığını ifade etti. İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATINDAN SUDANLI TARAFLARA "GEÇİŞ DÖNEMİ ANLAŞMALARINA BAĞLI KALMA" ÇAĞRISI: İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Sudan'da yaşanan son gelişmelere ilişkin tüm taraflara "Anayasal Bildiriye ve geçiş dönemi anlaşmalarına bağlı kalmaları" çağrısında bulundu. İİT, Sudan'da sabah saatlerinde Başbakan Abdullah Hamduk ile bazı siyasilerin alıkonulması ve sonrasında yaşanan gelişmelere ilişkin yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada, "Diyalog, Sudan halkının üstün çıkarlarına öncelik vermek ve onların güvenlik, istikrar, kalkınma ve refah özlemlerini gerçekleştirmek için farklılıkların üstesinden gelmenin yoludur." ifadelerine yer verildi. Sudanlı tüm taraflara "Anayasal Bildiriye ve geçiş dönemi anlaşmalarına bağlı kalmaları" çağrısı yapılan açıklamada, ülkede son yaşanan olaylardan endişe duyulduğu kaydedildi. ARAP BİRLİĞİNDEN SUDANLI TARAFLARA "GEÇİŞ DÖNEMİ ANLAŞMALARINA BAĞLI KALMALARI" ÇAĞRISI Arap Birliği, Sudan'da son yaşananlara ilişkin endişe duyulduğunu bildirerek tüm taraflara "geçiş dönemi anlaşmalarına bağlı kalmaları" çağrısında bulundu. Birlik, Sudan'da sabah saatlerinde Başbakan Abdullah Hamduk ile bazı siyasilerin alıkonulması ve sonrasında yaşanan gelişmelere ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı. "Arap Birliği, Sudan'da yaşanan gelişmeler karşısında son derece endişeli. Birlik, Sudanlı tüm taraflardan 2019 yılında imzalanan Anayasal Bildiri ve 2020'de yapılan Cuba Barış Anlaşması'na tam olarak uymalarını talep ediyor." ifadesine yer verilen açıklamada, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt'ın da geçiş dönemiyle ilgili olarak üzerinde anlaşmaya varılan ve seçimlerin yapılmasını sağlayacak tüm kararlara ve anlaşmalara saygı gösterilmesinin önemli olduğunu belirttiği aktarıldı. Ebu Gayt'ın ayrıca, "Sudan'da geçiş sürecini sekteye uğratacak veya ülkedeki istikrarı sarsacak her türlü adımdan kaçınılması" gerektiğini vurguladığı kaydedildi. AB: SUDAN'DA DEVAM EDEN OLAYLARI BÜYÜK ENDİŞEYLE TAKİP EDİYORUZ Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Sudan'daki olayları büyük endişeyle takip ettiklerini belirtti. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da darbe girişimini durdurma çağrısı yaptı. Borrell, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Sudan'da devam eden olayları büyük endişeyle takip ediyoruz. AB, tüm paydaşları ve bölgesel ortakları geçiş sürecini yeniden rayına oturtmaya çağırıyor." ifadesini kullandı. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da yaptığı yazılı açıklamada "Sudan'da bir başka darbe girişimi olduğuna dair haberler dehşet verici ve bu girişimin açıkça kınanması gerekiyor. Sudan'da güvenlikten ve devlet düzeninden sorumlu olan herkesi demokrasiye barışçıl siyasi geçiş sürecini sürdürmeye ve halkın iradesine saygı duymaya çağırıyorum." değerlendirmesini yaptı. "Bu darbe girişimi derhal durdurulmalıdır." mesajını paylaşan Maas, barışçıl diyalog ve diktatörlüğe son verme çağrısı yaptı. Sudan'da bir grup askerin sabah saatlerinde Başbakan Abdullah Hamduk ile ülkeyi yöneten koalisyon hükümeti ortağı partilerin liderlerini alıkoyduğu bildirilmişti. Bunun üzerine başkent Hartum'da protestoların başladığı ve bazı yollarda göstericilerin lastik yakarak yolları trafiğe kapattığı kaydedilmişti. SUDAN BAŞBAKANLIK OFİSİ: GELİŞMELER ANAYASAL BİLDİRİYE AYKIRI Sudan Başbakanlık Ofisi, ordu birliklerinin Başbakan Abdullah Hamduk ve bazı siyasileri alıkoymasını, ordu ile Özgürlük ve Değişim Güçleri Birliği arasında imzalanan Anayasal Bildiriye aykırı olduğunu açıkladı. Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Başbakan Hamduk ve eşi, bugün şafak vakti Hartum'daki ikametlerinden askeri güçler tarafından bilinmeyen bir yere kaçırıldı." ifadesi kullanıldı. Ülkedeki gelişmelerin "anayasal sürece aykırı" olduğu değerlendirmesi yapılan açıklamada, "Özgürlük, barış ve adalet arayışında kanların döküldüğü devrim kazanımlarına karşı tam bir darbedir." değerlendirmesinde bulunuldu. Açıklamada, "Sudan devletinin askeri liderleri, Başbakan Hamduk ve ailesinin güvenliği ile sağlığından sorumludur. Bu liderler, aldıkları tek taraflı kararların cezai, hukuki ve siyasi sonuçlarını taşımaktadır." ifadesine yer verildi. Barışla kazanılan Sudan devriminin yıkılmayacağının altı çizilen açıklamada Sudan halkı, barışçıl yollarla sokaklara davet edildi. Açıklamada, "Devrimcilerin özgürlük, barış ve adalet yolunda akıttığı kan, maceracıların ayakları arasında boşa gitmeyecektir." ifadesi kullanıldı.

2 yıl önce

Biden, Belarus-Polonya sınırındaki göçmen krizinden "büyük endişe" duyuyor

ABD Başkanı Joe Biden, Belarus-Polonya sınırındaki göçmen krizinin büyük endişe kaynağı olduğunu, buna ilişkin kaygılarını Rusya ve Belarus'a ilettiklerini söyledi. Biden, hafta sonu tatilini geçirmek üzere Camp David'e hareketinden önce Beyaz Saray muhabirlerinin Belarus-Polonya sınırındaki krizine ilişkin sorusunu yanıtladı. Biden, sürecin büyük endişe kaynağı olduğunu kaydederek, "Endişemizi Rusya ve Belarus'a ilettik. Bu durumun bir sorun olduğunu düşünüyoruz." ifadelerini kullandı. ABD Başkanı Yardımcısı Kamala Harris de Fransa ziyaretinde konuya ilişkin açıklamasında, krizi yakından ve kaygıyla izlediklerini belirtmişti. BELARUS, SIĞINMACILARI TUTMAYACAĞINI AÇIKLAMIŞTI Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko, 6 Temmuz'da yaptığı konuşmada, ülkesinin AB ile Geri Kabul Anlaşması'nı askıya alma sürecini hatırlatarak, Rusya ve Belarus'a yönelik Batı'nın tutumundan sonra artık savaştan kaçan insanları kendilerinin alamayacağını ifade etmişti. Avrupa'ya gitmek üzere Belarus'a gelen bu kişileri ülkede tutmayacaklarını söyleyen Lukaşenko, "Polonya, Litvanya, Letonya, Ukrayna ile sınırlarımızı kapatacağımızı ve Afganistan, İran, Irak, Libya, Suriye, Tunus'tan gelen mülteciler için 'yerleşim yeri' haline geleceğimizi düşünenler yanılıyor. Biz hiç kimseyi tutmayacağız. Onlar bize gelmiyorlar, aydınlanmış, sıcak, rahat Avrupa'ya gidiyorlar." demişti. AB, Belarus yönetimini, Irak gibi ülkelerden gelen sığınmacıları AB ülkeleri Polonya, Litvanya ve Letonya sınırlarına göndererek "düzensiz göçü araç olarak kullanmak ve Birliği bu yolla istikrarsızlaştırmaya çalışmakla" suçluyor. İki ülke arasında sıkışan sığınmacıların soğuk hava koşulları ve yetersiz beslenme nedeniyle zor şartlar altında yaşam mücadelesi verdiği son 2 ayda, bu sebeplerle yaklaşık 10 kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor.

2 yıl önce

Fransa ve Suudi Arabistan, İran'ın nükleer programını geliştirmesinden endişe ediyor

Suudi Arabistan ve Fransa, İran'ın nükleer programını geliştirmesinden endişe duyduklarını açıkladı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Körfez turunun son ayağı olan Suudi Arabistan'da Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından ortak yazılı açıklama yapıldı. Suudi Arabistan haber ajansı SPA'da yer alan açıklamaya göre, Suudi Arabistan ve Fransa, İran'ın nükleer programını geliştirmesinden büyük endişe duyduklarını ifade etti. İki ülke ayrıca, balistik füzeler ve insansız hava araçlarının kullanımı da dahil olmak üzere İran'ın bölge istikrarını sarsan faaliyetlerine karşı koymanın gerekliliği üzerinde durdu. Fransa, İran'ın nükleer silah sahibi olması ya da bunu geliştirmesine izin vermemeye kararlı olduğunu vurguladı. İki ülke, Lübnan hükümetinin, finans, enerji, yolsuzlukla mücadele ve sınır denetimini içeren kapsamlı reformlar yapması gerektiğini belirtti ve bunun gerçekleştirilmesi için Lübnan ile birlikte çalışma konusunda anlaştı. Fransa ve Suudi Arabistan, Lübnan ordusunun rolünün güçlendirilmesi ve silahların sadece devletin meşru kurumlarının elinde olması gerektiğine işaret etti. Açıklamaya göre, Lübnan halkının yaşadığı sıkıntıları hafifletmek için Fransa-Suudi Arabistan insani yardım mekanizması kurulması konusunda anlaşmaya varıldı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, daha önce basına yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman ve Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini söylemişti. Mikati ise söz konusu görüşmeyi, Riyad ve Beyrut yönetimleri arasındaki tarihi ilişkilerin yeniden canlandırılması için "önemli bir adım" olarak nitelendirmişti. Macron, çıktığı Körfez turunda Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'ın ardından bugün Suudi Arabistan'a geçmişti.

2 yıl önce

BM, Bosna Hersek ve Sırbistan'da savaş suçlularının yüceltilmesinden endişe duyuyor

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Liz Throssell, BM'nin Cenevre Ofisi'nde düzenlenen haftalık basın toplantısında, Bosna Hersek'in başta Gacko, Foça, Bijeljina, Prijedor, Brçko, Janja ve Sırbistan'ın Sancak bölgesinde bulunan Priboj ve Novi Pazar kentlerindeki provokasyonlara tepki gösterdi. Throssell, geçen hafta sonu meydana gelen olaylarda savaş suçlusu Ratko Mladiç adına tezahürat yapıldığını ve bazı grupların eski Yugoslavya'nın çeşitli yerlerinin ele geçirilmesi için çağrıda bulunan milliyetçi şarkılar söylediğini aktardı. Yaşanan bir olayda caminin yanından geçen şahısların havaya ateş açtığını belirten Throssell, bazı politikacıların kışkırtıcı, milliyetçi ve nefret söylemlerinin 2022'de artarak devam ettiği uyarısında bulundu. Throssell, "Bosna-Hersek ve Sırbistan'da, bazı bireylerin vahşet suçlarını ve hüküm giymiş savaş suçlularını yücelttiği ve belirli toplulukların nefret söylemleriyle hedef alındığı ve bazı durumlarda şiddetin teşvik edildiği son olaylardan derin endişe duyuyoruz." dedi. "DERHAL SORUŞTURMA BAŞLATILSIN" ÇAĞRISI Sırbistan ve Bosna-Hersek'teki yetkililerin uluslararası insan hakları yükümlülüklerine uymaları gerektiğini bir kez daha vurgulayan Throssell, yetkilileri ulusal, ırksal veya dini nefretin her türlü savunuculuğunu kınamaya ve bunlardan kaçınmaya davet etti. Throssell, bu tip olayların tekrarlanmasını önlemek ve toplumsal barışın inşa edilmesi için derhal etkili ve tarafsız bir soruşturma başlatılması çağrısında bulundu. BOSNA HERSEK'TEKİ PROVOKATİF EYLEMLER Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi, 2015 yılında dönemin Devlet Başkanlığı Konseyi üyesi Bakir İzetbegovic'in talebi üzerine "Sırp Cumhuriyeti" gününü "anayasaya aykırı" ilan etmişti. Karar üzerine Sırp Cumhuriyeti Halk Meclisi, "9 Ocak Sırp Cumhuriyeti Günü"nün tanınması için 25 Eylül 2016'da referandum düzenlemiş ancak Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi bu referandumu tanımamış ve söz konusu günün kutlanmasına yönelik eylemlere yasak getirmişti. Bosna Hersek'te Banja Luka şehrinde anayasaya aykırı olmasına rağmen "9 Ocak Sırp Cumhuriyeti Günü" kutlamaları yapılmıştı. Kutlamalara, Dodik'in yanı sıra Sırp Cumhuriyeti Başkanı Zeljka Cvijanovic, Sırp Cumhuriyeti emniyetinin 800 mensubu, Sırbistan Meclis Başkanı Ivica Dacic, Sırbistan Başbakanı Ana Brbanic, Rusya Büyükelçisi İgor Kalbuhov ve aşırı sağcı Fransız milletvekilleri dahil 2 bin 700 kişi katılmıştı. Bosna Hersek'in başta Gacko, Foça, Prijedor, Brçko ve Janja olmak üzere birçok şehrinde Boşnak ve Sırp olmayanlara yönelik hakaretler de içeren provokasyonlar yaşanmıştı. Olayların ardından, Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Bisera Turkovic, Banya Luka'da yasa dışı biçimde kutlanan "9 Ocak Sırp Cumhuriyeti Günü" programına temsilci gönderen Rusya, Çin ve Sırbistan'a diplomatik nota verildiğini açıklamıştı.

2 yıl önce

BM: Ukrayna'da sivillerin durumu endişe verici

New York'ta, Ukrayna'daki acil gelişmeler için toplanan BM Güvenlik Konseyine Cenevre'den canlı bağlanan Griffiths, "Sivil kayıpların ölçeği ve sivil altyapıya verilen zarar, ilk günlerde bile endişe verici. İnsani ihtiyaçlar, hızla büyüyor." ifadelerini kullandı. Griffiths, pazar günü itibarıyla Ukrayna'da en az 102 sivilin öldüğünü, 400'den fazla sivilin yaralandığını, 160 bin sivilin ise güvenlik gerekçesiyle yaşadığı yeri terk ettiğini kaydetti. Kentsel alanlarda hava saldırıları ve çatışmaların kritik önemdeki sivil tesislere zarar verdiğini belirten BM yetkilisi Griffiths, "Ukrayna'da yarım milyondan fazla insanın güvenlik arayışı içinde ülkesinden kaçmaya zorlandığına inanıyoruz." diye konuştu. Griffiths, Donbas bölgesinde 8 yıldır devam eden çatışma ortamının son gelişmelere kadar, temas hattının her iki tarafındaki 3 milyon insanı, yardıma muhtaç hale getirdiğini hatırlattı. Griffiths, Ukrayna'da toplam 119 insani yardım kuruluşunun faaliyet gösterdiğine ancak son 3 gündür artan çatışmaların, yardım çalışmalarını ciddi şekilde kısıtladığına dikkati çekti.

2 yıl önce

ABD: Rusya'nın fırtlattığı füzeyi takip ediyoruz; endişelenmiyoruz!

https://twitter.com/genelgundem/status/1516810914070151173?s=21&t=pobhRTueFsQczhLh_wvxog Rusya’nın Sarmat adlı kıtalararası balistik füzeyi test etmesinin ardından ABD tarafından açıklama geldi. 'ÖNCEDEN PLANLANMIŞTI, BİLGİLENDİRİLMİŞTİK: ENİŞELENMİYORUZ' İki ABD’li yetkili basına verdikleri demeçte, Rusya'nın kıtalararası balistik füze denemesinin önceden planlandığını belirterek, ABD’nin uluslararası anlaşmalar dahilinde füze denemesi hakkında bilgilendirildiğini aktardı. ABD’nin füzeyi takip ettiğini ve endişelenmediğini aktaran yetkililer, ABD'nin bu füzenin henüz Rus envanterinde operasyonel olmadığını değerlendirdiğini ifade etti. Hem Rusya hem de ABD, mevcut bir uluslararası anlaşma uyarınca herhangi bir olaydan kaçınmak için diğer ülkeleri testlerden haberdar ediyor. KIRBY: BU TESTLER SÜRPRİZ DEĞİL ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby gazetecilere verdiği demeçte, "Bu tür testler rutin ve sürpriz değildir" ifadelerini kullanarak, söz konusu füze testinin ABD veya müttefikleri için bir tehdit olarak görmediğini açıkladı. Kirby, ABD Savunma Bakanlığının, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yasa dışı ve sebepsiz saldırganlığına odaklanmaya devam ettiğini aktardı. SARMATA HEDEFİNİ BAŞARIYLA VURDU Rusya Savunma Bakanlığı, TSİ 15.12’de, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in emri ile Arhangelsk bölgesindeki Plesetsk Uzay Üssünden, Sarmat adlı kıtalararası balistik füzenin ilk fırlatma testini gerçekleştirdiğini duyurmuş, füzenin Kamçatka Adası’ndaki Kura Eğitim Sahası’nda belirlenen hedefi başarıyla vurduğunu bildirmişti. Sarmat’ın, Rusya’ya ait 1988 yılında geliştirilen Voyevoda balistik füzesinin yerini alacağı belirtilirken, füzenin kuzey ve güney kutup hedeflerini aşabildiği ve 11 ile 18 bin kilometre menzili olduğu tahmin ediliyor.

1 yıl önce

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Endişeleri gidermek için masaya oturacağız!

Stoltenberg'in açıklamalarından satırbaşları: Türkiye önemli bir müttefikimiz. Türkiye, bazı endişelerini dile getirdi ve NATO'da her zaman olduğu gibi, endişeler mevcut olduğunda ortak bir zemin bulabileceğimizden eminim. Çavuşoğlu ile temaslarımızı sürdüreceğiz. Tabi ki Rusya herhangi bir şekilde, hibrit saldırılarda bulunursa karşılık vereceğiz. İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği başvurusunun tamamlanması için tüm üye ülkelerin parlamentosunda onaylanması gerekiyor. Avrupa'daki yeni güvenlik gerçeğini yansıtacak şekilde NATO'nun caydırıcılığını ve savunmasını güçlendirmek için önemli kararlar alacağız.

1 2 3 4 5