02 Mayıs Perşembe 2024
1 yıl önce

Almanya, enerji krizini hafifletmek için nükleer santralleri yedekte tutacak

Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, kışın olası enerji sıkıntısına karşı, ülkede kalan 3 nükleer santralden 2'sinin Nisan 2023’ün ortasına kadar acil durum rezervi olarak beklemede tutulacağını duyurdu. Habeck, başkent Berlin’de düzenlediği basın toplantısında, ülkede elektrik sistemi için yaptırılan stres testinin kış için bir krizin pek olası olmadığını gösterdiğini belirtti. Bakan Robert Habeck, bu kış elektrik üretimindeki bir açığı kapatmaları gerekmesi durumunda ülkede kalan 3 nükleer santralden 2'sinin (Bavyera'daki Isar 2 ve Baden-Württemberg'deki Neckarwestheim 2) Nisan 2023’ün ortasına kadar acil durum rezervi olarak beklemede tutulacağını bildirdi. Habeck, “Bu şekilde ( nükleer santrallerin beklemede tutulması), en kötüsü olursa harekete geçebiliriz.” dedi. Alman hükümetinin nükleer enerjiden çıkış politikasına bağlı kaldığını anlatan Habeck, Aşağı Saksonya’daki Emsland nükleer santralinin aralık ayında planlandığı gibi kapatılacağını vurguladı. Robert Habeck, Fransa'daki bakım için kapatılan nükleer santraller, Alpler ve Norveç'te hidroelektrik üretimini engelleyen kuraklık ve Ren nehrinde düşük su seviyesinden dolayı kömürde nakliye sorunları nedeniyle Avrupa'da bu kış elektrik şebekesinde sıkıntı olabileceğine işaret ederek, "Bütün bu riskler nedeniyle, komşu ülkelerde şebeke kesintileri olursa, kısa vadede elektrik şebekesini istikrara kavuşturacak yeterli santralin bulunduğuna tam emin olamayız." diye konuştu. Öte yandan, Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya, Moskova’nın Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattı üzerinden gaz akışını durdurma kararının tetiklediği sarmal bir enerji kriziyle karşı karşıya bulunuyor. Rusya-Ukrayna Savaşı'na ilişkin endişeler enerji kaynakları üzerinde baskı oluşturmaya devam ederken, Alman hükümeti de bu kış sanayi çarklarının dönmesini, ışıkların açık kalmasını ve evlerin sıcak kalmasını sağlamak için çabalıyor. Bunun için Alman hükümeti, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte başlayan enerji krizinde yüksek doğal gaz ve elektrik faturalarını hafifletmek için fatura desteği ve tasarruf gibi çeşitli tedbirlerin yanı sıra Almanları mümkün olduğunca fazla enerji tasarrufu yapmaya çağırdı. Hükümet, enerji krizini daha da hafifletmek için temel enerji ve çevre politikalarının birçoğunu gevşetmeyi planlanıyor. Almanya, 2011 yılında Japonya'da yaşanan Fukuşima nükleer faciası sonrası nükleer enerjiyi terk etme kararı almıştı. Söz konusu facia sonrası Alman hükümetinin çıkardığı nükleer enerjiden çıkış yasası uyarınca söz konusu üç nükleer enerji santralinin de 2022 sonuna kadar kapatılması planlanıyordu.

1 yıl önce

Almanya Başbakanı Scholz'dan vatandaşlarına enerji krizini birlikte aşma çağrısı

Scholz, Almanya İşverenler Federasyonunun Berlin Tempelhof Havalimanı'nda düzenlediği "İşverenler günü" etkinliğinde yaptığı konuşmada, enerji krizine rağmen Almanya'daki elektrik tedarikinin güvence altına alındığını savundu. Enerji krizinde Almanya'nın güneyindeki iki nükleer enerji santralinin kışın çalışmaya devam etmesinin mümkün olmasını sağladıklarını anlatan Schoz, "Böylece Alman elektrik piyasasında herhangi bir darboğaz olmayacak." dedi. Ülkesinin 2023'ün sonuna kadar ihtiyacı olan tüm gazı ithal etmek için gerekli altyapıya sahip olacağını anlatan Scholz, bunun için kuzey Almanya kıyılarında LNG terminallerinin inşa edildiğini belirtti. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ülkede gaz depolama tesislerin de doluluk oranının yüzde 85'e ulaştığını ve Alman hükümetinin gazda fiyatları aşağı çekmek için daha fazla önlem alacağını belirterek, "Yaptığımız hazırlıklarla bu kışı çıkaracağımıza inanıyorum." diye konuştu. Almanya'nın enerji kaynaklarını çeşitlendirmek ve Rus gazından bağımsız olmak hedefiyle hidrojen sanayisinde büyük bir atılım yapmak istediklerini belirten Scholz, hidrojeni "geleceğin gazı" olarak nitelendirdi. “EĞER ENERJİ FİYATLARINI DÜŞÜRÜR VE TÜKETİCİ TALEBİNİ GÜÇLENDİRİRSEK RESESYONDAN KAÇINABİLİRİZ" Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck da aynı etkinlikte yaptığı konuşmada, işverenlerden gelen eleştirilerden sonra Alman hükümetinin enerji krizini hafifletmek için 2 nükleer santrali yedekte tutma kararını savunarak, "Bakan olduğumda, popüler kararlar değil, uygun ve doğru kararlar alacağıma kendi kendime yemin ettim." ifadesini kullandı. Habeck, şirketler ve tüketiciler üzerinde yük olan yüksek enerji fiyatlarına atıfta bulunarak, Alman ekonomisinin gelecek yıl resesyon tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Robert Habaeck, "Eğer enerji fiyatlarını düşürür ve tüketici talebini güçlendirirsek resesyondan kaçınabiliriz." diye konuştu. ALMANYA'DA İŞVERENLER BİRLİĞİ'NDEN ALMAN HÜKÜMETİNE ENERJİ ARZINI TEHLİKEYE ATMA SUÇLAMASI Almanya'da İşverenler Birliği Başkanı Rainer Dulger da Alman şirketlerin ciddi bir resesyon endişesi taşıdığını belirterek, Alman hükümetinin başarısız sosyal politikalar uyguladığını savundu. Dulger, Rusya-Ukrayna savaşının ve arz boğazlarının ekonomi üzerindeki olumsuz etkisine değinerek, federal hükümeti nükleer enerji planıyla enerji arzını tehlikeye atmakla suçladı. Alman hükümeti, bu kış elektrik üretimindeki bir açığı kapatmaları gerekmesi durumunda ülkede kalan 3 nükleer santralden 2'sinin (Bavyera'daki Isar 2 ve Baden-Württemberg'deki Neckarwestheim 2) Nisan 2023'ün ortasına kadar acil durum rezervi olarak beklemede tutulmasını kararlaştırmıştı. ENERJİ KRİZİ Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip Almanya, Moskova'nın Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattı üzerinden gaz akışını durdurma kararının tetiklediği sarmal bir enerji kriziyle karşı karşıya bulunuyor. Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin endişeler, enerji kaynakları üzerinde baskı oluşturmaya devam ederken, Alman hükümeti de bu kış sanayi çarklarının dönmesini, ışıkların açık kalmasını ve evlerin sıcak kalmasını sağlamak için çabalıyor. Ülkede enerji maliyetlerindeki artış, enflasyonu yukarı yönlü körüklerken, hane halkı ve şirketler üzerinde de baskıyı artırıyor. Pahalı enerji ve gıda, Almanya'da enflasyonu ağustosta yeniden yaklaşık 50 yılın en yüksek seviyesine ulaştırdı. Temmuzda yüzde 7,5 olan yıllık enflasyon, ağustosta 2 ay sonra yeniden yüzde 7,9'a çıkarak, ilk petrol krizinin yaşandığı 1973-1974 kışından bu yana en yüksek orana geri döndü. Rusya ve Avrupa ülkeleri arasında süren gaz kriz sonucu tarafların birbirine karşı aldığı yaptırım kararlarından en olumsuz etkilenen ülkelerden biri olan Almanya, enerji krizini atlatabilmek için çeşitli önlemler alıyor. Bunun için, 24 Ağustos'ta Kanada ile Almanya arasında yeşil hidrojen yatırımına ve tedarikine yönelik iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Anlaşma, Kanada'dan Almanya'ya yeşil hidrojen ihracatının 2025'te başlamasını öngörürken, yeşil hidrojenin kullanımına ilişkin daha fazla araştırma için de iş birliği yapılması, limanlarda gerekli altyapının inşası ve Alman hükümetinin hidrojen ithalatçılarını desteklemesi de anlaşma şartları arasında yer almıştı. ALMANYA'NIN HİDROJEN STRATEJİSİ Detaylı bir hidrojenden enerji üretimi stratejisine sahip olan Almanya, bunun uygulanması için ülke içinde ve uluslararası çerçevede çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyor. Alman hükümeti, çeşitli yollardan ve kaynaklardan elde edilebilen hidrojenin yalnızca yenilenebilir süreçlerle üretilmesinin sürdürülebilir olduğu görüşü nedeniyle, yeşil hidrojeni önceliyor. Hidrojen araştırmalarını yoğunlaştıran ülke, yeşil hidrojen teknolojilerinin lideri ve ihracatçısı olmayı da hedefliyor. Almanya'nın hidrojen üretiminde iş birliği yapmak istediği diğer ülkeler olarak İrlanda, Suudi Arabistan, Umman, Şili, Namibya ve Avustralya öne çıkıyor. Öte yandan, Scholz'un daveti üzerine, işveren ve sendikaların üst düzey temsilcilerinin, enflasyonla mücadele tedbirlerini görüşmek üzere perşembe günü tekrar bir araya gelmesi bekleniyor.

1 yıl önce

Alman siyasetçiden enerji krizine çözüm: "Üşüyorsanız kazak giyersiniz olur biter"

Almanların şımarık olduğuna vurgu yapan Wolfgang Schäuble, “Üşüyorsanız kazak giyersiniz olur biter. Veya üzerine bir kazak daha giyersiniz. Bu sızlanıp duracak bir şey değil.” yorumunda bulundu. Eski Alman İçişleri ve Ekonomi Bakanı, Hristiyan Demokrat (CDU) siyasetçi Wolfgang Schäuble'nin Almanları kızdıracak açıklamaları: ▪️ “Sadece ihtiyaç duyanlara yardım edilir.” ▪️ “Diğerlerine de 'Bu seferlik tatile gitmeyiver' demeliyiz.” ▪️ “Tehlike şu ki, devletin vatandaşlarına sürekli daha fazla şey sunması gereken bir kurum olduğunu sanıyoruz.” ▪️ “Her şeyin sınırsız olduğu imajını verirsek talan yapmış oluruz.” ▪️ “O zaman insanlarda 'Devlet her şeye kadir' düşüncesi oluşur. Bu sürdürülebilir değil.” ▪️ “Almanlar şımarık, ben de öyleyim. Daha fazla gayret etmeliler.” ▪️ “Birçok Almanın şu an daha az çalışmak istemesi beni endişelendiriyor, mesela yarı zamanlı çalışmak, haftasonları da hiç çalışmamak istiyorlar. Bu olmaz. Sürekli eğlenmek iyi bir hayat değil.” ▪️ “Üşüyorsanız kazak giyersiniz olur biter. Veya üzerine bir kazak daha giyersiniz. Bu sızlanıp duracak bir şey değil.” ▪️ “Elektrikler gidebilir de. Evde mum, kibrit ve el feneri bulundurun.”

1 yıl önce

Almanya'da enerji krizi: Ülkedeki hastaneler kapanabilir

Almanya Sağlık Bakanı Karl Lauterbach, Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD'de yayımlanan 'Bericht aus Berlin' programında yaptığı açıklamada, hastanelerin gelecek aylarda maddi olarak likidite sorunu yaşayacaklarını, bu sorunun çözülmesi gerektiğini belirtti. Hastanelere daha fazla devlet yardımı yapılması konusunda 18 Ekim Salı günü Maliye Bakanı Christian Lindner ile görüşeceğini ifade eden Lauterbach, "Hastanelerin çok özel bir durumu olduğu açıktır. Burada hızlı ve gerçekten etkili reaksiyon göstermezsek kapanmalar olur" uyarısında bulundu. Karl Lauterbach, hastanelere özel fon ayrılmasına olumsuz baktığını aktararak, "Her alan için özel fon oluşturamayız" dedi. Alman Hastaneler Birliği'nin eylül ortasında açıkladığı araştırmada, enerji fiyatlarındaki aşırı artış ve yüksek enflasyonun, hastanelerin faaliyetlerini sürdürmesini imkansız hale getirmesi nedeniyle ülkedeki hastanelerin yüzde 40'ının iflasın eşiğinde olduğu ifade edilmişti. Birliğin Başkanı Gerald Gass da kliniklerin, artan maliyetleri karşılayamayacağını ve bazılarının önümüzdeki aylarda kapanmak zorunda kalabileceğini belirtmiş ve durumun gelecek yıl daha da kötüleşeceği uyarısında bulunmuştu.