04 Mayıs Cumartesi 2024
1 yıl önce

CIA sevdalısı Ümit Özdağ’ı fonlayan ABD vakıfları, Pençe-Kılıç Operasyonu’nu kınadı

Türkiye’nin terörle mücadelesi, sınır ötesinde de kararlılıkla devam ederken, rahatsızlık duyanlardan da tepkiler gecikmedi. ABD ve İsrail vakıfları tarafından fonlanan Ümit Özdağ’ın yakın mesaide bulunduğu isimler ve kuruluşlar da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK-YPG hedeflerine yönelik başlattığı Pençe Kılıç Operasyonu’nu kınadı. ÜMİT ÖZDAĞ’IN ORTAK ÇALIŞTIĞI WASHİNGTON KÜRT ENSTİTÜSÜ’NDEN KINAMA “Türkçülük” yaptığını iddia ederek popülist söylemleriyle milliyetçi Türk gençliğinin beynini yıkayan ve Türkiye’de sokak olayları çıkarmak suretiyle Suriye’nin kuzeyinde kurulması planlanan terör devletine zemin hazırlamak isteyen Ümit Özdağ‘ın  1997 yılında ABD’de terör örgütü PKK yöneticileri ile görüştüğü ortaya çıkmıştı. CIA tarafından PKK devletini kuracak organizasyon olarak kurulan Washington Kürt Enstitüsü isimli kuruluşun PKK Kongresine katılan Ümit Özdağ burada PKK’nın üst düzey sözde yöneticileri ile buluşmuştu. https://twitter.com/serapozdemir35/status/1564464723990642688?s=46&t=Dr9agka3_x6POB4DP9KtyQ ÜMİT ÖZDAĞ’IN FONCULARI TSK’YA KİN KUSTU ABD ve İsrail çıkarlarına hizmet eden vakıflarla içli dışlı olan Özdağ’ın toplantılarına katıldığı Washington Kürt Enstitüsü, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK-YPG terörüne karşı düzenlediği sınır ötesi operasyona böyle tepki gösterdi. ZEYTİN DALI OPERASYONUNU SABOTE ETMEYE ÇALIŞMIŞTI Türkiye ne zaman PKK’ya karşı sınır ötesi operasyona kalkışsa sokakları karıştırmak için harekete geçen Özdağ, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonu’nda da bugün olduğu gibi karışıklık çıkarmak için çok uğraşmıştı. Fırat Kalkanı Harekâtı’nda “Türk askerleri Suriye sınırları içinde aç, susuz haldeler, giymeye giyecek, yemeye yiyecek, banyo yapmaya yer bulamıyorlar” diyerek, Türk ordusunu adeta düşmanları karşısında aciz göstermeye çalışmıştı. TSK o günlerde “Bir kısım çok da iyi niyet taşımayan ferdi girişimleri dikkate alarak yapılan haberler, bizden önce halkımızı üzmektedir. Devlet bütün gücünü o bölgeye cömertçe seferber etmektedir” açıklaması yaparak adeta Ümit Özdağ’ı fırçalamıştı. Sonra, Zeytin Dalı Operasyonu’nda ortaya çıkmış ve “Afrin’i almak için ne verdiniz sorusunun sorulması gerekiyor” kara propagandasını yapmıştı. 4600 YPG’li teröristin öldürüldüğü ve Afrin’e huzur getiren operasyonda kime, ne verilmiş oldu? 4600 YPG’li terörist öldürülerek sadece CHP’ye üzüntü verilmiştir. CHP, HDP ve partisi İP, bu operasyona karşıydı ve aklınca onların düşüncelerini böyle propagandalarla güçlendirmeye çalışıyordu. Çok böyükkkkk Türk milliyetçisi olduğu söylenen Ümit Özdağ, Türk ordusunun operasyonunu sulandırıyordu ama terör örgütü YPG ve PYD’ye de aşk derecesinde sahip çıkan CHP’ye çıtını çıkaramıyordu. https://twitter.com/izzetceren/status/1523919186384330753?s=46&t=p74LDOJKciUvU9glr5lpjw Özdağ, İdlib meselesini sulandırmak için de ekranlardaydı. Bu durumu fark eden MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın sosyal medyadan bu haline suçüstü yapmış ve “İdlib’de Türk askeri büyük bir beka mücadelesi ve şehitler verirken televizyon ekranlarına çıkıp provokasyon yapan, toplumu kaos ve infiale sevk etmeye, Türkiye düşmanlarının lehine algı operasyonu düzenlemeye yeltenen Ümit Özdağ’ın gerçek yüzünü gösterme zamanı geldi” paylaşımını yapmış ve Ümit Özdağ’ın ilişkilerine yönelik oldukça çarpıcı şeyler söylemişti.

1 yıl önce

Devlet Bahçeli: "Kemal Kılıçdaroğlu gavurun kılıcını sağlayan milli güvenlik sorunudu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Samsun Cumhuriyet Meydanı'nda, "2023'e Doğru: Aday Belli, Karar Net" temalı açık hava toplantıları kapsamında düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Milli Mücadele'nin ilk kıvılcımının yakıldığı Samsun'da, tarihin ve milletin huzurunda olduklarını söyledi. Samsun'dan yükselen milli sesin Türkiye'nin yükseliş umudu olacağını kaydeden Bahçeli, bugün Türkiye'nin karşısındaki şartların 1919 tarihindeki küresel dayatmalarla az ya da çok benzerlikler taşıdığını dile getirdi. "Türk milleti Lozan öncesine döndürülmek, Sevr şartları birer birer önümüze getirilmek istenmektedir" diyen Bahçeli, "Dışarıda taviz, teslimiyet, tutarsızlık ve ilkesizlik türbülansına kapılan, içerde ise yalan, talan, yağma, istismar ve inkar politikalarına bel bağlayan muhalefet partileri ve onların medyaya, iş dünyasına, akademi hayatına, sivil toplum kuruluşlarına kadar uzanmış ayakları Türkiye'nin karşı cephesinde toplanmışlardır." ifadesini kullandı. "Kazanacak aday polemiği zillet partilerini birbirine düşürmüştür" Milli iradenin önünde hiçbir gücün duramayacağını vurgulayan Bahçeli, "Lider ülke Türkiye hedefinin nişanesi olan Türk ve Türkiye yüzyılı vizyonu yayından çıkmış ok gibidir, menziline doğru süratle ilerlemektedir." diye konuştu. Seçimlere az bir süre kaldığına işaret eden Bahçeli, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri'ne az bir süre kala zillet ittifakının adayı hala ortada yoktur. Kazanacak aday polemiği zillet partilerini birbirine düşürmüştür. Bu yıl içinde sırayla kurdukları eğri bacaklı masalarda 8 kez toplanmışlar, velakin bir arpa boyu mesafe alamamışlardır. Elbette bu husus kendilerinin bileceği bir konudur. Esasen içine düştükleri buhranın bizi alakadar eden veya edecek bir tarafı da yoktur. Ancak Türkiye'mizin istikbalini risk ve tehlikeye atacak sakıncalı ilişkileri, sarsak irtibatları ve sancılı ünsiyetleri olduğundan dolayı zillet ittifakının kundura derisinden yapılmış maskesini indirmek de bizim için milli bir görevdir. Tek bildikleri, tek söyledikleri, 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e' geri dönme planlarıdır. Bunun dışında ne bir projeden, ne takdire layık bir hedeften, ne de sadra şifa politik ve ekonomik bir tekliften bahsettiklerini duyan, gören, şahit olan çıkmamıştır. 6+1 formatında kurulmuş masada vatan ve millet sevgisinin kırıntısı yoktur. Gelecekle ilgili en küçük hazırlıkları söz konusu değildir. Her birisinin gizli ajandası, bununla mündemiç farklı cumhurbaşkanı adayları vardır ve karşımızdadır. Birbiriyle anlaşamayan, birbiriyle çatışıp çelişen, birbirinin kuyusunu kazıp masadan kalkmak için fırsat kollayan partilerin ortak akla sahip olduğunu ileri sürmek temelsiz bir uydurmadır. Böylesi kriz ve karmaşaya sapmış ucube zihniyetlere Türkiye'nin emaneti düşünülemeyecektir. Sadece yapılanı yıkmak, eskiyi tekrar inşa etmek amacıyla bir araya gelmiş, çıkarları dışında hiçbir şeyi gözetmeyen partilere güven duyulur mu? İtibar edilir mi? Ruhsat verilir mi? 'Tamam' denir mi? Zillet ittifakı kukladır, kuklacı ise Türkiye düşmanlarıdır. Zillet ittifakı, milletin hassas değerleri ile oynayarak, devletin temel kurumları ile çatışarak çıkmaz bir siyaset yolunu seçmiştir." "Türkiye Cumhuriyeti masada kurulmadı" Altılı masaya yönelik eleştirilerini dile getiren Bahçeli, "En başta Cumhuriyet Halk Partisi çok tehlikeli, sonuçları ağır olacak bir yanlışın içine sürüklenmiştir. Zillet ittifakı karanlık bir projedir, proje sahibi ise her fırsatta Türkiye'ye saldıran yerli ve yabancı mihraklardan teşekkül etmiş yıkım lobisidir. Cumhur İttifakı'na 'kumar masası' diyenlerin aklına ve ahlakına şaşarım, çünkü asıl kumar masası, asıl ihanet masası bellidir, 6+1 sayıda partinin oturduğu masayı altından üstüne inceleyen herkes neyin ne olduğunu, hangi emellerin havi olup hakimiyet kurduğunu çok açık görecektir. Türkiye Cumhuriyeti masada kurulmadı. Zulmet faillerinin ayaklarına tutunduğu masaya da bırakılmayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'ni tarih sahnesine çıkartan soylu irade cumhurun bizatihi kendi iradesidir, bu iradenin kifayeti ve künhü masalar değil zafer meydanlarıdır. Tezgah altı siyasi ilişkilerle milli geleceğimize ipotek koymaya heves edenlerin, bu heveslerini kursaklarında bırakmaya söz verdik, yemin ettik. Onlar varsın birbiriyle oynayıp günbegün oyalanıp dursunlar." görüşünü paylaştı. "Türk ve Türkiye yüzyılına milli birlik ve kardeşlik şuuruyla ulaşmanın azmindeyiz" MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "'Cumhurbaşkanı adayı o mu olsun, bu mu olsun?' diye masalara yüz sürsünler. Keyifleri yetene kadar yedi düvelle güç birliği yapsınlar. Cumhur İttifakı tarihine bakacak, hizmetine bakacak, çalışmaya bakacak, milletine bakacak, ülkesine bakacak, büyük işler başarmaya bakacak, küresel güç Türkiye'nin mimarbaşılığı nasıl olurmuş cümle aleme ispatlayacaktır. Bulanık suda balık avlama merakında değiliz. Belirsizliğin rotasını takip etme anlayışında değiliz. Makam, mevki, servet, şöhret devşirme arayışında hiç değiliz. 'Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben' kavrayış ve kararıyla hamle üstüne hamle yapma amacındayız. Canımızdan aziz bildiğimiz milletimizi, candan ileri saydığımız vatanımızı, canımızın cananı gördüğümüz devletimizi dünya durdukça yaşatma ve yükseltme çabasındayız. Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünü cumhurun zaferiyle taçlandırmanın gayesindeyiz. Bu haklı ve tarihi mücadelemizde yol haritamız bellidir. Türk ve Türkiye yüzyılına milli birlik ve kardeşlik şuuruyla ulaşmanın azmindeyiz." "Seçimlere giden süreçte adayımız belli, kararımız nettir" 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri'ni Türk milletinin karar anı, Türk tarihinin yol ağzı, Cumhuriyet'in yeni yüzyılla demokratik sözleşmesi olarak değerlendirdiklerini aktaran Bahçeli, şunları kaydetti: "Seçimlere giden süreçte adayımız belli, kararımız nettir. Karar verdik, mutlaka tatbik ve takip edeceğiz. Cumhur İttifakı olarak beraberliğimizi sonuna kadar koruyacağız. Hiçbir gevşemeye, suizanna, gönül kırgınlığına müsaade etmeyeceğiz. Seçime kadar değil Türkiye yüzyılının çatısını el birliğiyle öresiye kadar, aziz milletimizi medeniyetler ve milletler mücadelesinde üst lige taşıyana kadar biriz, diriyiz diyeceğiz. Birlikte cumhurun ruh kökü, Cumhuriyet'in sarsılmaz güvencesiyiz. Diyorum ki, Cumhur İttifakı Türkiye'dir. Cumhur İttifakı pazarlıksız, aracısız, hesapsız, hilafsız, hilesiz vatan türbedarı, Türk milletinin has bahçesidir. Milliyetçi Hareket Partisinin ve Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı da Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Birinci hedefimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ikinci döneminde de çok yüksek bir oy oranıyla seçilmesi, başarılı çalışmalarına ara vermeden devam etmesidir. İkinci hedefimiz, Milliyetçi Hareket Partisinin milletvekili sayısıyla siyasal destek seviyesini en çoklaştırmak, yıllardır layık olduğumuz hakkımızı milli iradenin oluruyla almaktır. Nihai arzumuz, Cumhur İttifakı'nın TBMM'de çok güçlü bir temsil imkanına kavuşmasıdır. Türkiye'mize geniş katılımlı, kapsayıcı, demokratik nitelikli, milletimizin özlemlerini yansıtan, devlet ve millet dengesini titizlikle kuran bir anayasa kazandırabilmek için Cumhur İttifakı olarak TBMM'de nitelikli çoğunluğa ulaşmamız mecburiyet, parlak bir gelecek için de mükellefiyettir." Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin birinci 5 yıllık sürecini değerlendirdi Türkiye'nin aradığı demokratik enerjiyi bu yeni sistemde bulduğunu vurgulan Bahçeli, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin birinci beş yıllık dönemi muazzam icraat ve atılımların hayalden gerçeğe dönüşmesine sahne olmuştur. Türkiye aradığı demokratik enerjiyi bu yeni sistemde bulmuştur. Türk milleti tarihiyle, kültürüyle, kimliğiyle, sosyolojisiyle uyumlu muazzam bir yönetim sistemini tercih etmiş, Türkiye Cumhuriyeti geçmişle geleceği buluşturan dinamik bir kulvara geçmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 'tek adam yönetimi' diyenler yalancıdır, yozlaşmanın çukurundadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 'istibdat, şahsım rejimi' diyenler, utanmadan, sıkılmadan diktatörlük lekesi sürenler on numara müfteridir. Türkiye, siyasi müflislerin havsalasının dahi alamayacağı bir seviyeye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle tırmanmıştır. Hakikat gün gibi ortadadır." "Millet ne diyorsa boynumuz kıldan incedir" Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'ye özgü olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti: "Bu hükümet modelinin dünyada hiçbir yönetim sistemine benzemediğini ileri sürenlere 1921'de aynı minvalde eleştirilere maruz kalan Gazi Mustafa Kemal'in sözüyle cevap veriyorum, 'Biz bize benziyoruz. Biz kendi benliğimiz içinde ve kendi mizaç ve tabiatımızla terakki ediyoruz ve edeceğiz inşallah.' Bize benzemeyenlerin, yani Türk milletinin hasletlerine ileri ölçüde yabancılık çekenlerin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşı gelmesi onların ayıbı, onların arızası, onların açmazı, onların vebalidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni hazırlayan Cumhur İttifakı, kabul edip onaylayan aziz Türk milletidir. Millet ne diyorsa boynumuz kıldan incedir. Milletin seçimini karalayanlar demokrasiyi ağızlarına alamaz, adaleti diline dolayamaz, ahlaktan da bahis açamaz. Haydi yaptılar diyelim, o zaman da sahtekar olmaktan asla kurtulamazlar." Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle Türkiye'nin dış politikada altın yıllarını yaşamaya başladığını, siyasi ve ekonomik ablukalara cesurca karşı durduğunu, Orta Doğu'da, Uzak Doğu'da, Kafkaslar'da, Orta Asya'da, Afrika'da, Balkanlar'da, Ege ve Doğu Akdeniz'de söz geçiren, söz dinleten, egemenlik haklarından bir milim taviz vermeyen bir Türkiye gerçeği ortaya çıktığını söyledi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte otobanlar, kara ve demir yolları, havalimanları, köprüler, tüneller, tüp geçitler yapıldığını, Türkiye'nin dev bir şantiyeye dönüştüğünü ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti: "Dünyayı perişan eden salgınla en tesirli mücadeleyi Türkiye yapmış, insan onuru, insan ve toplum sağlığı esas alınmıştır. Dar ve sabit gelirli insanlarımızın enflasyon canavarına ezdirilmemesi amacıyla transfer harcamaları, mali ve sosyal destekler artan ölçeklerde sağlanmıştır. Türkiye'de hiç kimse aç ve açıkta bırakılmamıştır. Türk Devletleri Teşkilatı kurularak Türk Birliği'nin ümitleri yeşermiştir. Kızılelma ülküsü etrafında tam bir kucaklaşma yaşanmıştır. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta iki tarafla aynı anda görüşen, barışın ve kalıcı çözümün müdafisi tek ülke Türkiye olmuştur. İstanbul anlaşmasıyla Karadeniz Tahıl Koridoru açılmış, mağdur ve mazlum toplumlara el uzatılmış, vicdan seferberliğine köprü inşa edilmiştir. Kıbrıs Türklüğü'nü dünyaya anlatan, tanınması için geceyi gündüze katan, KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatı'nın gözlemci üyesi olmasına ortam hazırlayan, Karabağ'ın azatlık mücadelesinde Azerbaycan'la kol kola giren bir Türkiye hepimizin haklı gururu haline gelmiştir." "CHP, Aziz Atatürk'ün ilkeleri ve Türkiye tehdit altındadır" Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle Türkiye üzerinde oynanmak istenen oyunların da bozulduğunu vurguladı. Ekonomide ayak oyunlarının hiç bitmediğine ve küresel tefecilerin tertiplerinde bir azalma görülmediğine işaret eden Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu: "Türkiye'nin faiz, kur ve enflasyon sacayağında yıkımını düşleyenlerin, yönetilemeyen bir ülke olmasının hesabını yapanların, sokakları karıştırmak suretiyle demokrasi dışı arayışları teşvik edenlerin alçakça kurgularında bir gerileme yaşanmamış, bilakis bir artış gözlenmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle alayına birden aşılmaz bir sur çekilmiş, bütün oyunlar bozulmuştur. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, 18 Kasım 2022 tarihinde, sosyal medya hesabından yaptığı, İstanbul Borsası'nın itibarına gölge düşürme, manipülasyon yapma teşebbüsü tek kelimeyle ahlaksızlıktır. Son bir yıldır rekor üstüne rekor kıran İstanbul Borsası Kılıçdaroğlu'nun uykularını kaçırmaktadır. Yatırımcılara Borsa'ya girmeyin çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, gavurun kılıcını sallayan, Türkiye'nin güvenirliğini ve imajını sakatlamaya çalışan milli güvenlik sorunudur. Türk şirketlerinin değerini düşürmek için tezvirat borsası işleten, buna karşılık İstanbul Borsası'nın yükselişinden dolayı çılgına dönen Kılıçdaroğlu'nun yolu namertlik yoludur. Samsun'dan diyorum ki, bu Kılıçdaroğlu tasfiye memurudur, taşeron siyasetçidir. CHP, Aziz Atatürk'ün ilkeleri ve Türkiye tehdit altındadır. Bu zillet zihniyeti ne söylerse söylesin, hangi iftiradan medet umarsa umsun, bugün devlet çok daha güçlü, millet çok daha umutlu, gelecek çok daha aydınlıktır." "Terörist nerede ise Türkiye artık orayı yıkıp geçmektedir" Terörle mücadelede çok önemli kazanımlar elde edildiğini, bölücü terör örgütünün ve diğer kanlı yedeklerinin belinin kırıldığını vurgulayan Bahçeli, "PKK/YPG terör örgütünün eylem kapasitesine darbe indirilmiştir. Güney sınırlarımız boyunca açılmak istenen terör koridoru askeri harekatlarla baltalanmıştır. Kahraman güvenlik güçlerimiz sınır ötesinde, yurt içinde hainleri araya araya bularak etkisiz hale getirmişledir. Ve bu müessir süreç devam etmektedir. Terörist nerede ise Türkiye artık orayı yıkıp geçmektedir. Tehdit nereden kaynaklanıyorsa açık hedef artık orasıdır. Fakat terörizmi besleyip palazlandıran dost görünümlü şaibeli ülkeler, Türkiye’nin önünü kesmek, güvenliğimizi ve huzurumuzu sabote etmek için kiralık katil kullanmaktadır. 13 Kasım'da İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde yaşanan hunhar saldırı Türkiye düşmanlarının faal olduklarının şüpheye yer bırakmayacak en son kanıtıdır. Gerek İstiklal Caddesi'nde gerekse de terörle mücadele esnasında şehit düşen tüm vatan evlatlarına bir kez daha Allah'tan rahmet niyaz ediyor, tedavi altında bulunan kardeşlerimize şifalar diliyorum." dedi. TSK'nin Pençe-Kılıç Hava Harekatı Bahçeli, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başlattığı Pençe-Kılıç Hava Harekatı'na değinerek, şunları söyledi: "Dün gece yarısı başarıyla icra edilen Pençe-Kılıç Hava Harekatı'yla teröristlerin saklandıkları barınak, sığınak, mağara ve inleri isabetle vurulmuş ve hamdolsun kullanılamaz hale getirilmiştir. Hainler için hiçbir yer güvenli ve korunaklı değildir. Vakit hesap vaktidir. Vakit dökülen kanların hesabını damla damla sorma vaktidir. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'mizi tüm gücümüzle destekliyor, gazaları ve mücadeleleri hayırlı olsun diyor, en alt rütbeden en üst rütbeye kadar hepsini birden tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Alemde şer bitmezse, Oğuz'da er tükenmez, asla da tükenmeyecektir. İstiklal Caddesi'nde bomba patlatan katil her şeyi bir bir açıklarken, hala CHP'sinden İP'ine kadar mağrur partilerin yöneticileri sözde somut delil peşindedir, kanlı saldırıyı örtbas etmenin amacındadır. Terörist, 'YPG’ye katıldım, ben teröristim' itirafını yaparken, zillet partileri ağız birliği etmişçesine 'hayır kuşku var' diyerek suyu bulandırma yarışındadır. CHP'nin bir grup başkanvekili, 'teröristin hangi örgüte mensup olduğu muamma' sözlerini ağzından kurşun gibi çıkarmıştır. İP'in bir genel başkan yardımcısı da, 'terörist taşıdığı pakette ne olduğunu bilmiyor olabilir' iddiasını küstahça ifade etmiştir." Teröriste "terörist" diyemeyen kim varsa gözlerinde teröristin eylem ve fikir yoldaşı olduğunu ifade eden Bahçeli, "Katile 'katil' diyemeyenlerin, mesela İstiklal Caddesi saldırısını iktidara teşmil etme gayreti içine girenlerin vatan ve millet sevgisi kalmamıştır. Nedir bunlardan çektiğimiz? Bu zillete nereye kadar katlanmak durumundayız? Acılarımızı paylaşmak yerine nifak kusanların, devleti ve hükümeti töhmet altında bırakanların dili terör dilidir, propagandası terör propagandasıdır, bunların iki dünyada da yatacak ve sığınacak yerleri yoktur. Karşımızdaki tablo zillettir, rezalettir, hezimettir, hıyanettir, aleni suç ortaklığıdır." ifadelerini kullandı. Cumhur İttifakı'na destek isteyen Bahçeli, şunları kaydetti: "Herkesi Türkiye ve Türk milleti ortak paydasında buluşmaya çağırıyorum. Bizim çağrımız, halkın, haklının ve hakkı yenmiş gariplerin, lider ülke Türkiye'nin tarihten gelen çağrısıdır. Bizim çağrımız, 85 milyon Türk vatandaşımızın huzur çağrısıdır. 19 Mayıs 1919’da Milli Mücadele ateşi yakan kurucu kahramanların çağrısıdır. Bizim çağrımız, adil paylaşıma, adaletli bölüşüme, eşitlikle, kardeşçe, kişi hak ve hürriyetlerine saygıyla pekişmiş bir hayata çağrıdır. Milli kararlılığın, milli doğruluşun, milli kucaklaşmanın gür çağrısıdır. Çağrımız sözdür, şerefimize emanet edilmiş manevi sözleşmedir. 'Bu millet, bu vatan, bu bayrak benim' diyen her kardeşimle yolumuz birdir. Her insanımızı kardeş, her yöremizi aziz bilen Türkiye sevdalılarıyla amacımız ve arayışımız aynıdır."

1 yıl önce

Pençe-Kılıç Hava Harekatı'na yönelik yapılan eleştirilere AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik cevap verdi: Terör siyasetinin üyesi olarak konuşuyorlar

Milli Savunma Bakanlığı'nın sınır ötesine başlattığı Pençe-Kılıç Hava Harekatı'nı hedef alan ülkelere AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik Twitter'dan cevap verdi. Teröre karşı yürütülen operasyonların devam edeceğini belirten Çelik, "Terör siyaseti yapanlara karşı siyasi mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı. 'TERÖR İNSANLIĞIN DÜŞMANIDIR' Türkiye'yi sivilleri öldürmekle itham edenlere cevap veren Çelik, "Terör örgütüne destek veren kesimler, terörle mücadele operasyonlarımızın durmasını istiyorlar. Bunlar egemenliğimizi terör örgütlerine ve onların arkasındaki yabancı odaklara devretmek isteyenlerdir. Egemenliğimizi koruyacağız, terörle mücadeleye tavizsiz devam edeceğiz. Bu şebekeler, Türkiye’nin terörle mücadele operasyonlarına “savaş politikası” diyor. Terörle mücadelemize savaş politikası diyenler “terör siyaseti”nin üyesi olarak konuşuyorlar. Bu zihniyet, Türkiye Cumhuriyeti ile terör örgütünü eşit göstermeye çalışan sapkın bir zihniyettir. Terör insanlığın düşmanıdır. Terörle mücadeleyi engellemeye çalışmak, hukuk devletini ve demokrasiyi yok etmeye çalışmaktır. Terörün her türlüsüne karşı en güçlü mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Terör siyaseti yapanlara karşı siyasi mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz." dedi

1 yıl önce

Devlet Bahçeli: Ücretli, sözleşmeli adı altında öğretmen kalmamalı hepsi kadroya geçirilmeli!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Masalarda değil, meydanlardayız. MHP'ye yargısız infaza heves edenlere demokrasinin ve sandığın kaç bucak olduğunu göstermenin azmindeyiz. Milliyetçi Hareket Partisi algı oyunlarını boza boza geliyor. Hiçbir engele takılmadan, karanlık senaryoya aldırmadan inanmış adımlarla hak ettiğimiz başarıya ulaşmak için gece demiyoruz, gündüz demiyoruz, en ufak yılgınlık göstermiyoruz. Hiç kuşkum yok, hep birlikte başaracağız. Geleceğin süper gücü Türkiye'dir. Cumhur İttifakı ise Türk milletinin gelecek umudu, birlik ve beraberlik şuurudur. 2023 yılında adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurla cumhuriyet tam olarak kenetlenmiştir. Zillet partilerinin başkanları bu süreçte havlu atacak. 2023'te travmatik çalkantı yaşayacaklar. "ATANAMAYAN HİÇBİR ÖĞRETMEN BIRAKMAYACAĞIZ" Öğretmen cehaletin avcısı, ümitlerimizin kamçısı, kendimizi ve çevremizi aramanın rehber pırıltısıdır. Öğretmen gerçekte ona yakın olan ve öğrencilerini doyuran, başı boş hareketlerine çekidüzen veren, seven, sevdiren, iyiyi öğretendir. Öğretmen herkese çöldeki membağ suyudur. Öğretmen milletimizin en kudretli gücüdür. Öğretmenin hayatı, ailesi ve öğrencileri arasında olmak üzere 2 kol halinde akış halindedir. Bizim geleceği hiçe saymaya ne hakkımız, ne haddimiz vardır. Öğretmenlere hangi hakları versek, ne yapsak helal olsun diyorum. Üzerimize düşen ne ise yapmanın sözünü mertçe veriyorum. Öğretmeni sevmek, insanın kendisini sevmesidir. Öğretmenlerimiz büyük ruh mimarlarıdır. Atanamayan hiçbir öğretmen bırakmayacağız. Hepsi kadroya geçirilmelidir.

1 yıl önce

Okul çevreleri ile servis araçları denetim uygulaması: 557 aranan şahıs yakalandı

İçişleri Bakanlığı koordinesinde mevcut huzur ve güven ortamının devamını sağlamak, çocuk ve gençleri başta kumar olmak üzere her türlü suçtan uzak tutmak ve korumak, öğrencilerin eğitim ve öğretimlerini daha güvenli ortamlarda sürdürmelerini sağlamak, park-bahçeler ve oyun salonlarını denetlemek, çocukların dilendirilmesini önlemek, aranan şahısları yakalamak ve suç unsurlarını ele geçirmek amacıyla ülke genelinde eş zamanlı olarak okul ve öğrenci yurtlarının yakın çevrelerinde ve umuma açık işyerlerinde Çocuk ve Gençlerin Korunmasına Yönelik Okul Çevreleri ile Servis Araçları Denetim Uygulaması yapılmıştır. Ülke genelinde eş zamanlı olarak 11.550 karma ekip ile 37.685 emniyet ve jandarma personelinin katılımı ile gerçekleştirilen uygulamada; (34.604) okul servis aracı denetlenmiş; (226) adet “Okul Servis Araçları Yönetmeliğine Uymamak”, (194) adet “Araç Muayenesi Yaptırmamak”, (127) adet “Emniyet Kemeri Takmamak”, (98) adet “Fazla Yolcu Taşımak” ihlalleri başta olmak üzere diğer ihlallerle birlikte toplam (1.579) araç ve sürücüsüne cezai işlem yapılarak idari para cezası uygulanmıştır. Eksikliği tespit edilen (195) okul servis aracı trafikten men edilirken (9) sürücünün belgesi geri alınmıştır. (22.658) okul çevresi başta olmak üzere ülke genelinde bulunan (27.288) umuma açık yer, park ve bahçeler, metruk binalar, çakmak gazı ile tiner gibi uçucu madde, alkol ve özellikle açık/paket olarak tütün mamülleri satışı yapılan yerler denetlenmiştir. (2) FETO/PDY, (13) uyuşturucu suçları, (2) cinsel suçlar, (35) yaralama, (42) hırsızlık, (31) dolandırıcılık, (2) yağma, (17) tehdit, (10) hakaret, (297) yoklama kaçağı-bakaya ve (106) diğer suçlardan olmak üzere toplam (557) aranan şahıs yakalanmış olup (9) kayıp çocuk bulunmuştur. (2) adet ruhsatsız tabanca, (1) adet ruhsatsız av tüfeği, (43) adet mermi ile (1) adet kesici/delici alet elde edilmiştir. (754) paket kaçak sigara, (28.138) adet doldurulmuş makaron, (30,6) kg. kıyılmış tütün ve (3) litre kaçak içki ele geçirilmiştir.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu'dan Alman mevkidaşına sert tepki: Polonya'ya 2 bomba düştü diye NATO ayağa kalktı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser ile bir araya geldi. Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Faeser, İçişleri Bakanlığındaki görüşme öncesi ziyaretçi defterini imzaladı. Soylu ve Faeser'ın ikili görüşmesi, görüntülerin alınmasının ardından basına kapalı devam etti. Görüşmede, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı da hazır bulundu. İki bakan daha sonra, Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezinde (GAMER) heyetler arası görüşme yaptı. Soylu ve Faeser, görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yaptı. Terörle mücadele başta olmak üzere birçok başlık değerlendirildi Faeser'i ağırladıkları ve heyetiyle verimli görüşmeler yaptıkları için memnun olduğunu belirten Soylu, Almanya'nın her anlamda Türkiye'nin önemli ortaklarından biri olduğunu söyledi. Soylu, Faeser'in göreve geldiğinden beri sıkı iş birliği, karşılıklı diyalog ve tüm sorunları ortak çözebilme konusunda iradenin ortaya koyulduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: "Bugüne kadar 7 mekanizma oluşturduk ve bu 7 ayrı mekanizma devam ediyor. Özellikle 7 mekanizmanın 8'inci toplantısını da aralık ayında gerçekleştireceğiz. Bugün de sabahtan itibaren birçok konuyu olumlu şekilde ele aldık. Terörle mücadeledeki ortak bakışımızı tekrar değerlendirdik. PKK, DHKP-C, DEAŞ, FETÖ, birçok terör unsurlarıyla ilgili değerlendirmelerimizi ortaya koyduk. Bunlarla ortak şekilde mücadele etmenin esas itibarıyla insanlığı, dünyanın ve ülkemizin huzurunu ilgilendirdiğini ortaya koyduk." "Coğrafyamızın nasıl bir terör belasıyla karşı karşıya kaldığını paylaştık" Faeser'ın, Türkiye'de son dönemde yaşanan terör saldırılarıyla ilgili taziyelerini iletmesi dolayısıyla teşekkür eden Soylu, şu bilgileri verdi: "Biz de coğrafyamızın nasıl bir terör belasıyla karşı karşıya kaldığını kendisiyle paylaştık. Enerjiden göçe kadar birçok meseleyi karşılıklı değerlendirebilme fırsatımız oldu. Bu konuda ortak birtakım kararlarımız, değerlendirmelerimiz ve süreç yönetimi konusunda atacağımız adımlar kararlaştırıldı. Elbette ki asayiş ve uyuşturucu suçlarıyla ilgili de gündemimizin önemli başlıklarından birisi olarak bu konular ele alındı." "İnsan hakları dünyanın her yerinde bütün insanlara aittir" Bakan Soylu, Türkiye'nin, Suriye ve Irak'ın kuzeyindeki operasyonlarına yönelik Almanya'nın açıklamalarına ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti: "Terör örgütlerine yönelik operasyonların bir tek değerlendirmesi olur, terörü ortadan kaldırmak. Devletler ve ülkeler meşrudur, terör örgütleri gayrı meşrudur. Devletlerin bir tek sorumluluğu vardır, kamu düzenini sağlamak. Kendi birliğine, kamu düzenine karşı terör örgütlerinin organizasyonları ve terör örgütlerinin saldırıları ayrıştırılamaz. Bugün şu anda bir çocuğumuz ile genç bir öğretmeniz defnedildi. İstiklal Caddesi'nde masum insanlar öldürüldü. O insanlara hiçbir orantı uygulanmadı. Polonya'ya 2 bomba düştü diye NATO ayağa kalktı. İnsanlar coğrafyalarına, dillerine, dinlerine, yaşadıkları bölgelere göre ayrıştırılamazlar. İnsan hakları dünyanın her yerinde bütün insanlara aittir. Almanya'ya veya Avrupa'nın herhangi bir yerine, dünyanın herhangi bir yerine terör saldırısı olduğunda ne düşünüyorsak etrafımızdaki coğrafyadaki terör örgütlerine de aynı şekilde düşünülmesini istiyoruz. Etrafımızda bir terör devleti kurmak istediler ve buna bizim müsaade etmemiz mümkün değildir. Sınırlarımızı da milletimizi de korumak bizim sorumluluğumuz, ülkemize ve milletimize borcumuz ve ödevimizdir. Bu, her ülkenin ve her milletin meşru hakkıdır."

1 yıl önce

Beyaz Saray: Türkiye, güney bölgesinde terör tehdidiyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor ve kendini savunma hakkına sahiptir

Kirby, Zoom üzerinden yaptığı brifingde Beyaz Saray muhabirlerinin sorularını cevapladı. Türkiye'nin Suriye sınırındaki gelişmeleri değerlendiren Kirby, "Türkiye, özellikle güneyinde meşru terör tehdidi nedeniyle muzdarip olmayı sürdürüyor. Tabii ki her türlü kendilerini ve vatandaşlarını savunma hakları var." ifadesini kullandı. Kirby, bölgedeki gelişmelerde kendilerini endişelendiren noktanın ise "SDG" adını verdikleri YPG/PKK'nın "DEAŞ ile mücadelesi" olduğunu belirterek, "Bölgedeki bir operasyon, ortağımız SDG'nin DEAŞ ile mücadele kabiliyetlerini kısıtlayabilir. SDG ile bunun için ortaklık yapıyoruz ve DEAŞ üzerinde baskıyı devam ettirmek istiyoruz." dedi.

1 yıl önce

Kimse ‘nerede bu devlet’ demedi! Düzce depremi sonrası vatandaşlardan ‘Allah razı olsun’ duası…

90’lı yıllarda ve öncesinde deprem olduğunda vatandaşlar ‘Nerede bu devlet?’ diyerek yardım feryadında bulunurdu. AK Parti hükümeti sonrasında bu tablo değişti. Özellikle son yıllarda vatandaşlar, yaşadıkları her afette İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Çevre Şehircilik Bakanı Murat Kurum başta olmak üzere bakanları sahada görüyor. https://twitter.com/mediamuhtari/status/1595289669587333121?s=46&t=7C6xbWSoF6C50blqAynwkQ BAKANLAR HEMEN OLAY YERİNE GİDİYOR Gölcük depremi sonrası Başbakan Ecevit’in bile bir gün sonra haberdar olduğu depremde yaşananlar hala hafızalarda taze. Deprem sonrası vatandaşlar günlerce göçük altında kurtarılmayı beklemiş, aç ve soğukta kalmıştı. https://twitter.com/kubra__571/status/1322548247047606274?s=46&t=PeiRjX_2FJLuv4ozMdCpHg O günlerin geride kaldığı ve devletin artık kurumları ve bakanları sayesinde deprem, sel gibi afetlere anında müdahale ettiğini gören vatandaşlar, bakanları anında yanlarında görünce şaşkınlıklarını gizleyemiyor. https://twitter.com/sabah/status/1595343335375372289?s=46&t=QJCwL6_GEdAw7JsG00FTzQ AFAD ANLIK MÜDAHALE EDİYOR Doğal afetler konusunda artık dünyanın örnek aldığı bir sistem oluşturan AFAD ise Düzce’deki depremin ilk dakikalarından itibaren duruma hakimdi. Deprem bölgesine depremden birkaç saat sonra ulaşan içişleri Bakanı Soylu, çalışmalarla ilgili şu bilgiyi verdi: “Şu anda ekipler olay yerine devam ediyor, yönlendirilmiş durumda. Özellikle AFAD birliklerimiz, Kızılay ve tüm birliklerimiz olay yerine yönlendirilmiş durumda. Şu anda dışarı çıkmış vatandaşlarımıza battaniye sevkiyatı devam ediyor. Bu açıdan hem valilerimiz, hem kaymakamlarımız, hem ilgili belediye başkanlarımız, muhtarlarımız herkese olay yerinde ve Allah’a şükür bir can kaybı söz konusu değil. Bu depremin olduğu dakikadan itibaren hem emniyet birimlerimiz, jandarma birimlerimiz, güvenlik ve asayiş açısından da tüm kontrollerini sahada devam ettirmektedirler. Bu açıdan da vatandaşlarımız evlerinden çıktı. Birtakım asayiş olayları olur mu, birtakım hırsızlık olayları olur mu diye endişe içerisinde olabilirler ama gerek bekçilerimiz, gerek polislerimiz, gerek jandarmalarımız şu anda sokaklarda asayiş açısından güvenlik tedbirlerini almış durumdalar.” https://twitter.com/aslandegirmenci/status/1595342988762284032?s=46&t=IPLQUTlj2TUfyPrRWiE6eA

1 2 ... 174 175 176 177 178 179 180 ... 315 316