02 Mayıs Perşembe 2024
2 yıl önce

Boğaziçi'nin 'duran' akademisyenleri rektörün aracının üstüne çıkan vandal eylemciye destek verdi

İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi’nde izinsiz gösteri düzenleyen bir grup, Rektör Naci İnci’nin makam aracının önünü kesti ve gruptan bir kişi otomobilin üzerine çıktı. Bu gösterici, güvenlik görevlileri tarafından aracın üzerinden indirildi. İzinsiz gösterinin ardından başlatılan soruşturma kapsamında 10 kişi gözaltına alındı. "DERHAL BIRAKILSINLAR" Suç kaydı da bulunan o isimlere, Boğaziçi'nin 'duran' akademisyenleri sahip çıktı. 186 gündür 'dikilme' eylemi yapan akademisyenler, gözaltına alınanların 'derhal' serbest bırakılmasını istedi. Kampüs bahçesinde yaptıkları açıklamada, akademisyenler, "Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri olarak öğrencilerimizin eğitim hakkının gasp edilmesine karşıyız. Tüm öğrencilerimizin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz" dedi.

1 yıl önce

Gezi eylemcilerinin terör bağlantıları tespit edildi! Savcı ek mütalaa ile ceza istedi

İstanbul'da 27 Mayıs 2013'te başlayan 'Gezi Parkı' protesto eylemleri 31 Mayıs 2013'te Ankara'ya sıçradı. Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 26 kişi hakkında 'Terör örgütüne üye olmak', 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet', 'Terör örgütü propagandası yapmak', 'Görevi̇ yaptırmamak i̇çi̇n direnmek', 'Devleti̇n egemenlik alametleri̇ni̇ aşağılama' ve 'Mala zarar vermek' suçlarından iddianame hazırlandı. BERAATLERİ İSTENMİŞTİ Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 26 Mart 2020'deki esas hakkındaki mütalaasında sanık Mahir Çağlar hariç bütün sanıklar hakkında 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet', 'Terör örgütü Propagandası yapma', sanıklar Eren Tayşan, Mazlum Demir, Yoldaş Aydın hariç diğer sanıklar hakkında 'Görevi yaptırmamak için direnme', ile sadece sanıklar Eren Tayşan, Mazlum Demir, Yoldaş Aydın hakkında 'Devletin Egemenlik Alametlerini Alenen Aşağılama' ve 'Mala zarar verme' suçlarından cezalandırılmaları talep edildi. Mütalaada, sanık Mahir Çağlar hariç dosyadaki 25 sanık hakkında 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan beraat kararı istendi. EK MÜTALAADA ÖRGÜT ÜYELİĞİNDEN CEZALANDIRILMALARI İSTENDİ Cumhuriyet savcısı mahkemeye ek mütalaasını sundu. Mütalaada, dosyaya giren bilgi ve belgeler, beyanlar, duruşma tutanakları ve sanıklar hakkında ayrı ayrı tanzim edilen bilirkişi raporlarının dikkate alındığı ve sanıklara isnat edilen suç ile terör örgütleriyle irtibatlarının ayrı ayrı değerlendirildiği ifade edildi. 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan beraati talep edilen sanıkların yapılan inceleme sonucunda, THKP/C Dev-Yol Devrimci Gençlik, TKİP (Türkiye Komünist İşçi Partisi-Leninist), DHKP/C, DSİH (Devrimci Sosyalist İşçi Hareketi), MLKP (Marksist Leninist Komünist Partisi), THKP/C/TKKKÖ (Türkiye Kuzey Kürdistan Kurtuluş Örgütü), TİKB (Türkiye İhtilalcı Komünistler Birliği), THKP/C - Direniş Hareketi (Türkiye Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi), TKEP-L (Türkiye Komünist Emek Partisi-Leninist) silahlı terör örgütü üyesi olduklarının belirlendiği kaydedildi. Sanıkların söz konusu silahlı terör örgütlerinin amblemini taşıyan gruplarla hareket ettiği, güvenlik güçlerine, kamu ve özel şahıslara ait işyerlerine taşlı, sapanlı, sopalı saldırı eylemi gerçekleştiren eylemci grupların içerisinde aktif olarak yer aldıkları, terör örgütlerinin maksadı ve talimatları doğrultusunda sürekli, çeşitli ve yoğun olarak eylem ve faaliyetlerde bulundukları, bu sebeple 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi talep edildi.

1 yıl önce

Tıp skandalı ‘eylemci’ye uzandı

Boğaziçi Üniversitesi’nde eski yönetime uzanan evrak gaspı, veri çalma ve yolsuzluk olayının ardından yeni bir skandal patlak verdi. Yapay organ nakli vaadiyle dünyada ün salan ancak daha sonra dolandırıcı olduğu tespit edilen İtalyan cerrah Paolo Macchiarini’nin proje ortaklarından biri CHP eski Milletvekili Sera Kadıgil Sütlü’nün eşi Tolga Sütlü çıktı. Skandalın ardından Sabancı Üniversitesi’nin yol verdiği Sütlü, kişisel bağlantıları ile eski yönetim tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne alındı. Sütlü şimdilerde Boğaziçi’ni karıştıran eylemci akademisyenler arasında 2016’DA SKANDAL PATLADI Skandalın ucu ise 2008 yılına kadar dayanıyor. Cerrah Paolo Macchiarini, Barselona'da genç bir kadına yapay bir soluk borusu nakletti. Dünya basınının büyük ilgi gösterdiği bu operasyonun ardından, Macchiarini kahraman ilan edildi. 2011 yılında İsveç'te bulunan tıp dünyasının zirvesi olarak görülen Karolinska Enstitüsü'nde göreve başlayan Macchiarini, işi bir adım daha öteye götürerek plastik soluk boruları ile ameliyata başladı. Bu gelişme de dünya basınının manşetlerini süsledi. Ancak 2016 yılında Macchiarini’nin foyası meydana çıktı. BAŞARI DİYE PAZARLANDI Macchiarini'nin kendi kendini yenileyen soluk borularını dünya genelinde en az 17 hastaya naklettiği, bu hastaların büyük bir bölümünün hayatını kaybettiği, sağ kalanların da önemli sağlık sorunları yaşadığı ortaya çıktı. Ölenlerin arasında Yeşim Çetir adında bir Türk genç kız da vardı. Dolandırıcı Macchiarini’nin ekibinde iki de Türk bulunuyordu. O akademisyenlerden birisi Mikro Biyoloji ve Genetik Uzmanı Tolga Sütlü’ydü. Macchiarini ile birlikte operasyonlara giren Sütlü, o dönem kahraman ilan edilmişti. Çalışmalar Sütlü'nün de yer aldığı bilimsel yayınlarda büyük başarı olarak pazarlandı. SABANCI ÜNİVERSİTESİ KOVDU Macchiarini hakkındaki soruşturma 2018 yılında sonuçlandı. Karolinska Enstitüsü tarafından yapılan çalışmada, projede çalışan tüm ekip hakkında rapor hazırlandı. Macchiarini ve bazı ekipler bilimsel dolandırıcı ve suçlu olarak niteleniyor. Tolga Sütlü’nün ismi de skandaldan sorumlu tutulabilecekler ve ağır ihmali olabilecekler arasında yer aldı. Soruşturma ile birlikte bazılarında Sütlü’nün yer aldığı pek çok makale geri çektirildi. Sütlü, bu hadisenin ardından çalıştığı Sabancı Üniversitesi’nden üniversite yönetimindeki derin hamilerine rağmen 2019 yılında uzaklaştırıldı. Akademisyen değil siyasetçi Sütlü, Boğaziçi’ndeki görev süresi boyunca akademisyenlikten daha çok siyasetle uğraştı. Boğaziçi’ndeki yasa dışı gösterilere, LGBT faaliyetlerine destek veren Sütlü, sosyal medya hesaplarından da üniversitedeki personel, akademisyen ve idarecileri gelecekte görevden almakla tehdit etti. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Boğaziçi yönetimine yönelik tehditlerini de paylaşan Sütlü, yeni yönetime yönelik suçlamalarda bulundu. . İtalyan dolandırıcının çırağı Sütlü, sosyal medya hesaplarından üniversitedeki personel, akademisyen ve idarecileri gelecekte görevden almakla tehdit etti. Sabancı Üniversitesi almayın diye uyardı Uluslararası çapta skandalın parçası olan Sütlü, ilginç bir şekilde yönünü Boğaziçi Üniversitesi’ne çevirdi. CHP’den ayrılarak Türkiye İşçi Partisi’ne katılan Milletvekili Sera Kadıgil Sütlü ile evli olan Tolga Sütlü, derin bağlantılarını kullanarak Boğaziçi’ne girmeyi başardı. Ancak Sütlü başvuruda da şaibeli bir yola başvurdu. Sütlü CV’sinde dolandırıcılık yüzünden geri çektirilen çalışmalarını da hakkında çıkan olumsuz yayınları da referans sayısı içine dahil etti ve işe alındı. UYARIYA RAĞMEN ALDILAR Ancak Sabancı Üniversitesi’nden bazı akademisyenler, Boğaziçi Üniversitesi’nden hocaları arayarak Tolga Sütlü konusunda “Siz bu kişiye dikkatli baktınız mı? Sütlü’nün geri çekilen yayınları var” uyarısında bulundu. Bu uyarı Boğaziçi yönetimine de iletildi. Ancak yönetim bu uyarıya rağmen Sütlü’yü “düzgün insana benziyor” diyerek kadroya dahil etti.

1 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi'nin eylemci hocalarının çalıntı tezle master yaptığı ortaya çıktı

Boğaziçi Üniversitesi’nde yeni yönetime direnen kliğin başını çeken Prof. Dr. Cem Ersoy ile eşi Prof. Dr. Lale Akarun’un, benzeri görülmemiş bir intihal skandalına imza attıkları ortaya çıktı. İki ismin 1986 yılında neredeyse aynı tezle yüksek lisanslarını tamamladıkları tespit edildi. Ersoy ve Akarun’un kopya tezlerini hem de aynı gün onaylayan isim ise Boğaziçi eylemlerinin destekçisi Prof. Dr. Bülent Sankur. SKANDAL 84 YILINA DAYANIYOR Eylemlerin organizatörü Prof. Dr. Cem Ersoy ile eşi Prof. Dr. Lale Akarun’un bilimsel hırsızlık olarak da bilinen “intihal” skandalı 1984 yılına dayanıyor. 1984 yılında Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nü bitiren Ersoy ve Akarun, aynı yıl dünyaevine girdi. Akademik kariyerini devam ettirmek isteyen iki isim, yine Boğaziçi Üniversitesi'nde yüksek lisansa başladı. TEZLER BİRE BİR AYNI ÇIKTI 2 yıllık eğitim sürecinde birbirine yardımcı olan Ersoy ile Akarun, tez aşamasına geçince işi daha ileriye taşıdı. İki isim tezlerinin 14 sayfasını blok alarak birebir kopyaladı. Her iki tezde de noktasına virgülüne bile dokunulmadan aynı grafiklere yer verildi. Ayrıca tezlerde blok olarak yapılan alıntılar atıfta bulunmadan kullanıldı. Hiç atıf olmayan kaynaklara da tezde yer verildi. Cem Ersoy, adeta “Tezi birlikte hazırladık” der gibi tezin ithaf kısmında şu ifadelere yer verdi: “Bu tezi bitirmede bana enerji veren lezzetli kekleri ve yemekleri yaptığı için Lale'ye çok müteşekkirim...” EYLEMCİ JÜRİ SKANDALA DUR DEMEDİ Skandal burada da bitmedi. İki ismin tezleri 12 Aralık 1986’da aynı gün jüri onayına girdi. Tezleri inceleyen jürinin başkanı, o dönem Doç. Dr. olan, günümüzde ise yine Boğaziçi eylemlerinin destekçisi Prof. Dr. Bülent Sankur, diğer üyeler ise Doç. Dr. Yusuf Tan, Yard. Doç. Emin Anarın ve Yard. Doç. Eser Taylan'dı. GÖRMEZDEN GELDİLER Detaylı incelemeye bile gerek kalmadan fark edilen intihaller ilginç şekilde jüri üyelerinin dikkatini çekmedi. İki ismin tezi de aynı gün aynı jüri tarafından onaylandı. Böylece Ersoy ile Akarun’un profesörlüğe uzanan yolu, eşi görülmemiş intihal olayıyla başlamış oldu. Hatta Akarun, temeli intihal olan kariyerinde bir dönem Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcılığı’na kadar yükseldi. Tezlerde, atıfta bulunmadan kullanılan alıntılar da yer alıyor. İşte onlardan birisi. İntihalin yapıldığı kitap ismi: Linear Prediction of Speech, John D. Markel Augustine H. Gray Jr. (1976) 'UTANÇ VERİCİ' DEDİ, KENDİSİ UTANMADI Yeni yönetime karşı 700 gündür süren “dikilme” eyleminin hemen hemen tamamına katılan Leyla Akarun, geçtiğimiz günlerde göstermelik intihal hassasiyeti ile gündeme gelmişti. Bir akademisyen hakkında ortaya atılan intihal iddiasını sosyal medyada paylaşan Akarun, “Böyle bir şey olabilir mi? Çok utanç verici doğruysa. Hemen YÖK araştırma başlatmalı” ifadelerini kullanmıştı. Akarun’un kendi intihalinin açığa çıkmasının ardından izleyeceği yol merak ediliyor.

9 ay önce

Akbelen'deki eylemcilerle CHP'liler birbirine girdi: Sizin gibi insanlar yüzünden iktidarı kaybettik

Muğla'nın Milas ilçesinde bulunan Akbelen Ormanları'nda ağaç katliamı yapıldığı yönündeki provokasyonlara CHP'den destek geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte eylem yapılan alana giden CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal eylemcilerin tepkisiyle karşılaştı. Tanal, kendisine "İyi ki iktidar olamadınız" diyen kadına "Sizin gibi insanlar yüzünden iktidarı kaybettik. AK Parti'nin provokatörüsün" yanıtını verdi. Alandakiler tarafından yuhalanan Tanal, bölgeden kovuldu.

9 ay önce

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır Akbelen'deki eylemcilerle tartıştı: Elini indir bana bağırma

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu beraberindeki heyet ile birlikte Muğla'nın Milas ilçesinde bulunan Akbelen Ormanları'nda ağaç katliamı yapıldığını öne süren eylemcileri ziyaret etti. Kılıçdaroğlu ziyareti sırasında protesto edilirken bazı CHP'liler ise eylemciler ile tartışma yaşadı. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, kendisine tepki gösteren bir eylemciyi "Elini indir, bana bağırma" diyerek azarladı.

1 2