Son Dakika:
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun göreve geldiği gündem bugüne İETT otobüslerindeki arıza, kaza ve can kaybı oranları cumhuriyet tarihinin zirvesine ulaştı. Neredeyse her gün bir kaç kazanın yaşandığı İETT’de İBB yönetiminin sorumsuzluğu dikkat çekiyor. ÜMRANİYE’DE CAN KAYBI Bugün, Ümraniye Tepeüstü'nde arızalanan İETT otobüsüne müdahale eden personel, aracın altında kalarak can verdi. https://twitter.com/eha_medya/status/1534137661589430275?s=21&t=h-M8avbdl3kW3LCjRTLuag İKİTELLİ’DE ZiNCİRLEME KAZA Yine bugün, İkitelli sanayi mevkiinde freni kilitlenen İETT otobüsü zincirleme kazaya sebep oldu. https://twitter.com/bugunguncel/status/1534152629403717632?s=21&t=h-M8avbdl3kW3LCjRTLuag İETT’NİN BAKIM İHALESİ YANDAŞTA İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, otobüslerinin bakım ihalesinde Mercedes’i yetersiz bulup 2 milyarlık ihaleyi, CHP milletvekili Özgür Karabat’a vermişti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (İSTAÇ) Genel Müdürü Mehmet Aslan Değirmenci, 9 Aralık 2021’de görevinden ayrılmış, bu ayrılığın arkasında daha önceki görevinde sahte fatura düzenlemekten hakkında verilen 3 yıl hapis cezası olduğu ortaya çıkmıştı. Sabah Gazetesi’nin haberine göre; Marmara Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı, Vergi Usul Kanununa Muhalefet suçunu işlediği gerekçesiyle Mehmet Aslan Değirmenci ve Kamil Sipahi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Değirmenci ve Sipahi, sahte fatura kullanmak suretiyle “213 Sayılı Yasaya Muhalefet” suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Değirmenci’nin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından ‘Başkan Danışmanı’ olarak görevlendirildiği öğrenildi. Yönetim tarafından atanan 27’nci danışman olan Değirmenci’nin hangi görevleri icra edeceği henüz açıklanmadı.
Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminin ülke ekonomisine faturası da ağır oldu. ÜLKE NOTUMUZ DÜŞTÜ, YABANCI YATIRIMCI KESİLDİ Darbe girişiminin ardından ülke notu düştü, risk primi arttı, yabancı yatırımlar kesildi, borçlanma maliyetleri yükseldi. Ülkenin gayrisafi millî hasılası düştü, kişi başı gelir 10 bin doların altına geriledi, faizler yüzde 24 seviyelerine çıktı, enlasyon yüzde 19’ları aştı ve ekonomi yüzde 0,2 daraldı. Dolar bir günde yüzde 20 değer kazanırken, borsada iki günlük düşüş yüzde 14’lere yaklaştı. Hisse senetlerinin değer kaybının, darbe girişiminden iki gün sonra başlayan seanslarda 50 milyar lira eridiği görüldü. Toplamda girişimin ülke ekonomisine maliyeti yaklaşık 350 milyar dolar olarak ifade edildi. BORSA DİBİ GÖRDÜ Hain FETÖ darbe girişiminin bastırıldığı pazartesi günü, BİST100 endeksi 15 Temmuz cuma günkü kapanışa göre günü yüzde 7,08 düşüşle 76.957,61 puandan günü tamamladı. Haftanın devamında da düşüş eğilimini sürdüren endeks, haftayı yüzde 13,39’luk değer kaybıyla kapattı, hisselerin değeri bir haftada 50 milyar lira eridi. SANAYİ DURDU Haziranda altı aylık bir yükseliş trendinin ardından 107,4 seviyesine yükselen sanayi üretim endeksi, temmuzda 20 puandan fazla gerileyerek 86,9 seviyesine indi. Dış ticarette büyük düşüş gözlendi. İhracatta yüzde 19,4’e varan gerilemeler kaydedildi. TÜRKİYE EKONOMİSİNE ATURASI 350 MİLYAR DOLARI BULDU Yılın ilk iki çeyreğinde sırasıyla yüzde 4,5 ve yüzde 4,7’lik büyüme oranını yakalayan Türk ekonomisi, darbe girişiminin yaşandığı üçüncü çeyrekte mevsimsellikten arındırılmış endekse göre yüzde 0,2 daraldı. 15 Temmuz sonrası piyasalarda oluşan tedirginliğin asgari seviyeye indirilmesi için ekonomi yönetimi ve regülatörlerin aldığı birçok tedbir sayesinde darbe girişiminin ekonomiye maliyeti minimuma indirilmeye çalışıldı. İş dünyası, hain darbe girişiminin Türkiye ekonomisine faturasının 350 milyar doları bulduğunu ifade ediyor. TOPYEKÜN SEFERBERLİK İLE TOPARLANMAYI BAŞARDIK Bütün kayıplara rağmen başlayan topyekûn seferberlik, ülkenin de hızla toparlanmasını sağladı. Hükûmet temsilcileriyle birlikte iş dünyası da yurt dışındaki muhataplarını tek tek arayarak, mektuplar yazarak darbe girişiminin sebeplerini, yapısını ve Türkiye’nin bu girişimi püskürttüğünü anlattı. BİST 100 Endeksi ancak altı ayda toparlandı, ihracatta rekorlara ara verildi ama 2017’de başlayan hızlı çıkış, takip eden yıllarda rekorları beraberinde getirdi. 2020’deki pandemiden de diğer ülkelerden daha az eriyip daha hızlı büyüdük. İhracatta her ay yeni rekorlarla taçlanan, yüzde 21’e varan çeyrek büyümeleriyle güçlenen büyümede yıllık yüzde 12’lere ulaşan Türkiye’de iş dünyası ihracat rekorları kırarak dünyayı vuran enerji ve gıda krizinden de en az zararla çıkılacağına dair görüşü paylaşıyor.
Sığınmacıları kötülemek için her gün yeni bir yalan uyduran ırkçı provokatör Ümit Özdağ‘ın partisinin Esenyurt İlçe Başkanlığı’nın faturası Suriyeli bir isme kayıtlıymış. Özdağ’ın Genel Başkanlığını yaptığı Zafer Partisi, Türkiye’de sığınmacı düşmanı bir politika yürütüyor. Ümit Özdağ, iktidara geldiklerinde tüm sığınmacıların ülkelerine göndereceğini vadediyor. Sığınmacı karşıtı Zafer Partisi’nin Esenyurt İlçe Başkanlığı’nın su faturası ise Riad Haddadi isimli bir Suriyeli adına kayıtlı. Özdağ’ın Suriyeli ve diğer sığınmacılara karşı nefret dolu bir politika yürütürken ilçe başkanlığının faturasının Suriyeli birine ait olması ne kadar ikiyüzlü bir politika yürüttüğünü bir kez daha kanıtladı. İşte o faturalar:
Almanya'da elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki keskin artışın yeni yılda dört kişilik bir aile için 1.190 Euro'ya kadar ek masraflar getirmesi öngörülüyor. Alman Kiracılar Derneği Başkanı Lukas Siebenkotten, Alman gazetesi Tagesspiegel’e verdiği demeçte endişe verici bir uyarıda bulundu. Almanya'da yaşayan milyonlarca insanın artan gaz fiyatları nedeniyle ısınma faturalarını ödeyememesinden korktuğunu dile getirdi. Siebenkotten: Milyonlardan bahsediyoruz Kiracılar Derneği Başkanı Siebenkotten, "Gaz ve elektrik fiyatları artıyor. Sonbahardan itibaren, tüm tüketiciler, miktarı henüz belirlenmemiş olan bir gaz ek ücretine de tabi olacaktır. Bununla birlikte, şu kadarı açıktır: birçok hane için ek yük birkaç yüz avro olacaktır. Milyonlarca insan yüksek gaz fiyatları nedeniyle faturalarını ödeyemeyecek. Burada çok fazla insandan bahsediyorum. Milyonlarca insandan!" ifadelerini kullandı.
Rüşvet soruşturmaları kapsamında Bilecik Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Semih Şahin’in Pelitözü bölgesindeki imar oyunlarını ve rant vurgununu gözler önüne seren SABAH bu kez, Şahin’in yerine Başkan Vekili seçilen CHP’li Melek Mızrak Subaşı‘nın, yakın eş dost ve partililere Belediye kaynaklarını nasıl peşkeş çektiğini ortaya çıkardı. Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün yeğenini, CHP Meclis üyesi Soner Olgun’un kardeşini, CHP Meclis üyesi Bülent Kaya’nın eşini ve CHP Bilecik İl Genel Meclis üyesi Zafer Kurnaz’ın eşini, Belediyede işe alan Melek Mızrak Subaşı, Vekil Yaşar Tüzün’ün bir diğer yeğeni Selçuk Tüzün’e de 5 Milyon TL’lik kıyak yaptı. Subaşı, Selçuk Tüzün’ün sahibi olduğu Tüzün Reklam şirketine, 5 Milyon TL bedel ile belediyenin reklam işlerini verdiği ortaya çıktı. EN YAKIN ARKADAŞINA DA ORGANİZASYON KIYAĞI YAPTI Semih Şahin döneminde Başkan yardımcısı olan ve alınan skandal birçok karara el kaldırıp onay veren CHP’li Melek Mızrak Subaşı, en yakın arkadaşını da Belediye kaynaklarından fonluyor. Kendisine ait küçük bir işletmesi bulunan Berna Dönmez (Berna Külhan)’a, Belediyenin tüm organizasyon işlerini veren Subaşı, bu sayede yüksek faturalarla yakın arkadaşının da cebini doldurmayı sürdürüyor. KALDIĞI OTELİN FATURALARINI BELEDİYE ÖDEMİŞ Diğer yandan geçtiğimiz yıl Başkan yardımcısı olarak dönemin Belediye Başkanı Semih Şahin ile birlikte İstanbul’a giden ve burada ultra lüks bir otelde konaklayan Melek Mızrak Subaşı’nın lükse olan düşkünlüğü de gözler önüne serildi. SABAH’ın ele geçirdiği o otel faturası görenleri hayrete düşürürken, Belediye Başkanı Semih Şahin’in bile kaldığı odanın gecelik fiyatı 4 bin TL iken, Melek Mızrak Subaşı’nın ise 14 Bin TL’lik odada kaldığı ve tüketilen alkol ücretleriyle birlikte Subaşının 21 Bin TL’lik faturasının da Bilecik Belediye tarafından ödendiği ortaya çıktı.
Dicle Elektrik, Şanlıurfa’da İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in önünü keserek elektrik faturasından şikayet eden çiftçi Abdulhadi Karakeçili ile ilgili açıklama yaptı. Şirket, Karakeçili’nin 2017 yılından bu yana tüm uyarılara rağmen abonelik sözleşmesi yapmadığını ve elektriği farklı yöntemlerle kaçak kullandığının tespit edildiğini bildirdi. Dicle Elektrik tarafından yapılan yazılı açıklamada, şu bilgilere yer verildi: “Abdulhadi Karakeçili, 2017 yılından beri yaklaşık 600 dekardan fazla tarlasında mısır ekimi yapmaktadır. Bu tüketicinin şirketimize abonelik başvurusu yoktur. Kendisi tarımsal sulama amacıyla ihtiyaç duyduğu elektriği bu nedenle her defasında farklı yöntemler deneyerek kaçak kullanmaktadır. Kendisinin açtığı 400-500 metre derinlikteki kuyulardan su çekmek için kullandığı ve bedelini ödemediği elektriğin miktarı, 250 meskenin tükettiği elektrik miktarına eşdeğerdir. Ekiplerimiz tarafından yapılan denetimlerde kaçak kullanımı tespit edilip, abonelik yapması konusunda defalarca uyarılmasına rağmen kayıtsız tüketimde ısrar etmeye devam etmiştir. Yasal mevzuattan kaynaklanan yetkilerimize dayanarak tüketimlerinin takip edilmesi amacıyla sayaç montajı yapılmıştır. Sayaçta tüketilen enerji miktarına göre kaçak faturaları düzenlenmiştir. Tespit edilen kaçak tüketimlerin gecikme cezasıyla birlikte toplam tutarı 4,2 milyon liradır” "Konu suistimal ediliyor” Dicle Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı Memet Atalay ise, konuyla ilgili açıklamasında, kurumun hizmet bölgesine ziyarette bulunan siyasi parti liderlerinin gündeminde elektrik konularının sıklıkla yer aldığına dikkat çekti. Atalay, “Ancak özellikle tarımsal sulama abonelerinin bu ziyaretlerde elektrik faturalarına ilişkin siyasi parti liderlerine verdikleri bilgiler ne yazık ki ciddi eksiklikler içeriyor. O an için konuyu detaylıca bilmeyen ve araştırma imkanı olmayan siyasi parti temsilcilerini ve milletvekillerimizi suistimal etmeye yönelik olduğunu üzülerek görüyoruz. Örneğin son örnekte ilgili tüketicinin hat kayıtlarına baktığımızda 2017 yılından beri birikmiş borcunun 4,2 milyon liraya ulaştığı ve ciddi bir kaçak tüketiminin bulunduğu ortaya çıkmıştır” diye konuştu. Atalay, bölgenin elektrik dağıtım şirketi olarak tarımsal sulama aboneleri başta olmak üzere 2 milyon aboneye mevcut ekonomik şartlar altında en kaliteli hizmeti mümkün olan en düşük fiyatlardan vermekte olduklarının altını çizdi.
Seçim vaatlerini yerine getirmediği için eleştirilerin hedefinde olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu su faturasına indirim sözünü tutmadı. İmamoğlu, geçtiğimiz aylarda yapılan yüzde 29'luk zammın ardından suya yeni bir zam yapmak için İBB Meclisi'nin bugün olağanüstü toplantıya davet etti. GÖKSU'DAN TEPKİ GELDİ Su faturasına zam üstüne zam yapan İmamoğlu'na İBB AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Tevfik Göksu'dan geldi. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Göksu, şu ifadelere yer verdi: "CHP’li İBB Başkanı, İstanbul’da suya %99.8 ile %188.12 oranları arasında zam yapmak için İBB Meclisini bugün olağanüstü toplantıya davet ediyor. Takdir Aziz İstanbullularındır." https://twitter.com/mt_goksu/status/1569623533264699394?s=46&t=9kCbCwib9TrEH1S_OO-lrw İBB'nin yeni tarife teklifine göre, konut 1'inci kademede 8,33 TL olan su satış fiyatı, yüzde 99,88 artış ile 16,65 TL olacak. Konut 2'inci kademede 12,51 TL olan su satış fiyatı, yüzde 99,04 artış ile 24,90 TL, konut 3'üncü kademede 12,51 TL olan su satış fiyatı ise yüzde 175,78 artış ile 34,50 TL olacak. GÖREVE GELMEDEN YÜZDE 40 İNDİRİM SÖZÜ VERMİŞTİ Seçim döneminde vatandaşa ucuz su faturası sözü veren İmamoğlu, vermiş olduğu sözü tutmak için seçimden sonra suya % 40 indirim yaptı. Ancak İBB yönetimi, İBB Meclisi’ne defalarca kez kez suya zam teklifi ile geldi. Cumhur İttifakı’nın oyları ile bu zam tekliflerinden sadece 2’si zam oranları azaltılarak kabul edildi.
