04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

Almanya'da tüketiciler yüksek enerji fiyatlarından şikayetçi

DW Türkçe’nin haberine göre; Almanya'da tüketiciler, artan elektrik ve doğal gaz fiyatlarının kendilerine ekonomik yük olarak dönüşmesinden korkuyor. Kantar adlı bir kamuoyu şirketinin Federal Tüketici Dernekleri Federasyonu için yaptığı kamuoyu araştırmasına göre, tüketicilerin yüzde 62'si yaşanmakta olan enerji krizinin gelecekte kendilerine mali yük oluşturmasından endişe ediyor. Anket yapılan kişilerin yüzde 36'sı ise kendileri için böyle bir tehlike görmüyor. "Hükümetin ödeme yapamayan kullanıcıların elektrik ve doğal gazını geçici olarak kesmesine" onay verenlerin oranı ise yüzde 71. Enerji sağlayıcılar tarifelerini artırıyor Federasyonun verilerine göre Almanya'nın en kalabalık 14 kentinde enerji sağlayıcılar yeni müşterileri için fiyatlarını yükseltmeye başladı. Köln, Frankfurt, Leipzig, Dortmund ve Dresden kentlerinde yeni tarifelerin uygulanmaya başladığına dikkat çeken federasyon, yeni tüketicilerin kullandıkları elektriğe bağlı olarak mevcut kullanıcılardan yıllık ortalama bin 654 euro daha fazla ödeyebileceğini kaydetti. Hükümetten tüketiciye enerji yardımı Federal Tüketici Dernekleri Federasyonu, bu nedenle hükümetten tüketiciler üzerinde oluşabilecek mali yükü azaltmasını talep etmişti. Hükümet de bu nedenle geçen hafta bir kereye mahsus bir enerji ve yakıt yardımını karar bağlamıştı. Düzenleme, artan enerji fiyatları nedeniyle dar gelirli hanelere ve öğrencilere bir kereye mahsus para yardımını öngörüyor. Federal bütçeden karşılanacak yardım dar gelirli olduğu için kira desteği alan 710 bin hane ile üniversite öğrencileri ve meslek eğitimi gören gençleri kapsıyor. Yardım alacağı tahmin edilen birey sayısı da toplamda 2 milyon 100 bin olarak açıklanmıştı. Almanya Tüketiciyi Koruma Derneği ise artan enerji fiyatları karşısında öngörülen söz konusu devlet yardımını yetersiz bularak hane başına en az 500 euro yardım verilmesini talep ediyor.

2 yıl önce

Kabine sonrası önemli mesaj! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Canımızı yakan fiyat artışları, hepsi geçici

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 4 saat süren Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları şu şekilde: 5 Şubat Cumartesi yaptırdığımız Kovid-19 testinde koronavirüsün Omikron varyantına maruz kaldığımız anlaşılmıştı, bunun üzerine kendimizi karantinaya almıştık. Hastalığı hafif belirtilerle geçirdik, çalışmalarımızı evden sürdürdük. KDV İNDİRİMİ... TAKİP EDİLECEK Devlet ve hükümet işlerini de hem yakından takip ettik hem de gereken yönlendirmeleri yaptık. Gıda ürünlerindeki KDV'yi yüzde 8'den yüzde 1'e düşürme, yani etiketlerde doğrudan 7 puanlık bir indirim yapma kararımızın müjdesini milletimizle paylaşmıştık. Üreticiden toptancıya ve perakendeciye kadar gıdanın tüm süreçlerini kapsadığı için enflasyonla mücadeledeki kararlılığımızın bir ifadesi olan bu KDV düzenlemesi devlet olarak bizim attığımız bir adımdır. Bakanlıklarımız KDV indiriminin fiyatlara yansıtılıp yansıtılmadığını yakından takip edecek, aksi yönde davranış sergileyen firmalara gereken yaptırımları uygulayacaktır. TÜRKİYE-BAE İLİŞKİLERİ Pazartesi ve salı günleri BAE'ye giderek hem Abu Dabi'ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdik hem de EXP 2022 Dubai-Türkiye'ye katıldık. Toplam 13 anlaşmaya ülkemiz arasındaki münasebetlerin ahdi temelini güçlendirdik. Bir süredir durgunluk içerisinde olan Türkiye ile BAE ilişkilerine yeni bir ivme kazandıran anlaşmaların hayırlı olacağına inanıyorum. Karantina sürecinde yaptığımız takiplerde tespit ettiğimiz en önemli eksiklik ülkemizde dün ile bugün arasında yeterince güçlü bir irtibatın kurulamadığıdır. Hükümete geldiğimizde ülkenin nüfusu 65 milyondu. Ülkemizin altyapısı her alanda sorunların, eksikliklerin ağırlığı altında eziliyordu. Temel hak ve özgürlüklerden güvenliğe kadar yaşadığımız diğer sıkıntıları da bunlara ilave etmek gerekiyor. GÜÇLÜ TÜRKİYE VURGUSU Her isteyen evladımızın üniversite başta olmak üzere eğitime ulaşabilmesinin, her vatandaşımızın kaliteli sağlık hizmeti alabilmesinin, kamuda ve hatta sokakta değerlerine ve kültürlerine saygılı muamele görebilmesinin 81 vilayetimizin hepsinin de belirli bir standardın üzerinde temel altyapılardan faydalanabilmesinin, insanca bir hayat sürmesinin çok zor olduğu dönemlerden geçerek bugünlere geldik. Eski Türkiye ile bugünkü Türkiye fotoğraflarının doğru, sağlıklı bir mukayesesini yapmak hepimizin görevidir. Dün önceliğimiz can ve mal güvenliğimizi tehdit eden terör, dün önceliğimiz egemenlik haklarımızı ve milli çıkarlarımızı hiçe sayan kuşatmalardı. Dün önceliğimiz işsizlikti, teröre ve işsizliğe çözüm bulunmasına mani olan siyasi istikrarsızlıktı, hayatımızın dört bir yanını saran yokluklardı. Bugün ise artık ülke geneline yaydığımız her seviyedeki eğitim kurumumuzla, dünyanın imrenerek baktığı şehir hastanelerimizle, uzunluğunu 28 bin km'yi geçirdiğimiz bölünmüş yol ağımız ve sayısını 56'ya çıkardığımız havalimanlarımızla, yüz binlerce aileyi ev sahibi yaptığımızı toplu konut projelerimiz, millet bahçelerimizle, yerli ve milli katkı oranını yüzde 80'lere doğru taşıdığımız savunma sanayiimizle, 225 milyar dolara çıkardığımız ihracatımızla, 55 milyona vardırdığımız turist ağırlama altyapımızla hedeflerine doğru hızla ilerleyen, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme yolunda son dönemece giren bir Türkiye'de yaşıyoruz. "BUGÜN ARTIK DÜNYADA SÖZ SAHİBİ, BAYRAĞI VE PASAPORTU İTİBARLI BİR TÜRKİYE VAR" Bugün artık sınırları içinde hiçbir terör faaliyetine izin vermeyen, sınırları dışındaki terör örgütlerini de adım adım takip eden bir Türkiye var. Bugün artık siyasi, askeri, diplomatik ve ekonomik olarak bölgesinde ve dünyada söz sahibi, bayrağı ve pasaportu itibarlı bir Türkiye var.  Salgın döneminde sağlık hizmetleri başta olmak üzere tüm alanlarda bu gerçekleri gördük, yaşadık. Gelişmiş ülkeler bile halklarının işini ve hayat seviyesini korumanın derdine düşerken biz yatırıma, istihdama, ihracata, büyüme yoluna giderek kendimizi diğerlerinden ayrıştırdık. Hükümet olarak uyguladığımız ekonomi programının odağında vatandaşlarımızın işini korumak, sürekli yeni iş alanları oluşturarak istihdamı geliştirmek vardır. Nüfusumuz 20 yıl öncesine göre 20 milyon artarken istihdama katılan kişi sayısı da 20 milyondan 34 milyona çıktı. Salgının ilk aylarında işgücüne katılım 29 milyona, istihdam 25 milyona kadar gerilemişti. Bu dönemde biz farklı bir politika izleyerek üretimi ve bireyleri destekledik. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla hedefli ekonomi programımızı ısrarla ve kararlılıkla uygulayarak salgının ilk aylarında kayıpları hızla telafi etmekle kalmadık, ötesine de geçtik. Hükümetlerimiz döneminde 11 milyonun üzerinde insanımıza çalışacak iş sağladık, geçinecek gelir temin ettik. FİYAT ARTIŞLARI... ERDOĞAN: BUNLARIN HEPSİ GEÇİCİ Hayat pahalılığının yol açtığı sıkıntılar elbette var, canımızı yakan fiyat artışları var. Emin olun, bunların hepsi geçicidir. Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar tüm çalışanların gelirlerinde yüksek oranlı artış yaparak esnaf ve sanatkarlarımızı kredi paketleriyle destekleyerek hayat pahalılığının insanlarımızın üzerindeki yükü azaltmanın gayretindeyiz. Alım gücündeki düşüş bir süre sonra telafi edilebilirken kaybedilen işin, huzurun, vaktin geri kazanımı çok daha zordur. ENFLASYON Bunun için fabrikaların çalışması, esnafın dükkanının açık kalması, toprağın ekilmesi, emlak ve araç satışlarının sürmesi çok önemlidir. Halihazırdaki en önemli sorunumuz yüksek enflasyondur. İnşallah onun da üstesinden her ay indirerek geleceğiz. Türkiye'yi 30 milyonun üzerinde vatandaşını istihdam eden bir ülke haline getirmiş olmak en büyük iftihar sebebimizdir. Avrupa'dan Amerika'ya kadar tüm gelişmiş ülkelerin ve gelişmekte olan ülkelerin çoğunun önümüzdeki döneme ilişkin en önemli sancısı işsizliktir. Bunun için batıdaki merkez bankaları enflasyonları 6-7 kat artığı halde faizleri yükseltmekten ısrarla kaçınıyorlar. "ENERJİ FİYATLARI TÜM DÜNYADA YÜKSELDİ" Son dönemde üzerine en çok konuşulan, istismar edilen konulardan biri de enerji fiyatlarıdır. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını harekete geçirmek suretiyle ülkemizin santral sayısını bin 808'e yükselttik. Son dönemde enerji fiyatları tüm dünyada yükselmiştir. Ama bu sadece bize ait değil. Küresel düzeyde doğalgaz fiyatları 10 kat, kömür fiyatları 5 kat, petrol fiyatları 3 kat artmıştır. Elektrik ve doğalgaz fiyatlarının avro cinsinden rakam ve asgari ücrete oranları üzerinden Avrupa ülkeleriyle karşılaştırmasını yaparak sizlerin dikkateine sunmak istiyorum. Konutlarda aylık 200 kw üzerinden bakıldığında Türkiye Avrupa'daki 34 ülke arasında vatandaşlarına en uygun fiyatla elektrik hizmeti sunan 3. ülkedir. Ülkemizdeki elektriğin 200 kw'!a denk gelen tutarı 18 avro iken bu rakam Norveç'te 35 avro, Fransa'da 45 avro, Hollanda'da 60 avro, Belçika'da 92, Almanya'da 100 avrodur. Asgari ücretle mukayese ettiğimizde ülkemizde yüzde 5.5'luk bir oran, ALmanya'da 6.2'lik, Çekya'da yüzde 10'luk, Romanya'da yüzde 15'lik oranlarla karşılaşıyoruz. Türkiye 100 m3'lük tüketime 18.5 avroluk faturayla Avrupa'nın vatandaşına en ucuz doğalgaz hizmeti sunan ülkesidir. Geçtiğimiz yıl 165 milyar liralık sübvansiyon yaparak salgın sebebiyle zaten sıkıntı içinde olan vatandaşımızın ilave yükler altına girmesine mani olduk. Sadece bu 3 kalemdeki sübvansiyon rakamının Türkiye'nin toplam yatırım harcamaları kadar olduğuna dikkatlerinizi çekmek istiyorum. ELEKTRİK FİYATLARINDA YENİ DÜZENLEME Geçtiğimiz Kabine toplantısında 150 kw olan en düşük tarife dilimini 210 kw'a yükseltmiştik. Ocak ayı itibarıyla tüketicilerin yüzde 64'ünün düşük tarifeden faydalandığını görülmektedir. Bugünkü toplantımızda vatandaşlarımızı daha da rahatlatacak yeni adımların karawrını aldık. 210 kw saate kadarki düşük tarife ve üzerindeki yüksek tarife rakamları ilgili kurumlarımızca vatandaşlarımız lehine yeniden değerlendirilecektir. Küçük esnaf ve sanatkarı koruyacak şekilde benzer bir kademelendirme yapılacak. STK'ların elektriği ticarethane statüsünden konut statüsüne dönüştürülecek. DOĞALGAZ DESTEĞİ Doğalgaz tüketim desteğiyle ilgili hazırlıklar tamamlandı. 4 milyon hane için yılda 2 defada ödenmek üzere 450-1150 arasında dğeişen miktarlarda doğalgaz desteği sağlayacağız. Kronik hastaların bulunduğu haneler için bu rakama yüzde 5 ilave yapılacaktır. Başvurular cuma günü başlayacaktır. 15 milyar liralık yeni bir sosyal destek paketiyle ilgili hazırlıklara başlanması talimatını da verdik. Rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarında KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti uyguluyoruz. Mevcut desteklerin kapsamını genişleterek lisanssız faaliyetler kapsamındaki yatırımların 4. bölge desteklerinden faydalanabilmesini temin ediyoruz. böylece yüzde 30 oranında vergi indirimi, 6 yıl boyunca prim, sigorta, işveren desteği hissesi sağlamış oluyoruz. Eğitim-öğretim yılının yeni dönemine başladık. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu geçtiğimiz hafta yürürlüğe koyduk. Öğrenci sayıları 159 binden 335 bine yükselen mesleki eğitim merkezlerimizde hedefimiz bu rakamı 1 milyonun üzerine taşımaktır. Önümüzdeki haftasonu açılışını yapacağımız 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu projesinin inşasını 2 milyar 545 milyon avro yatırım tutarıyla tamamladık. 1915 Çanakkale Köprüsü 88 km'si otoyol ve 13 km'si bağlantı yolu olmak üzere toplam 101 km uzunluğa sahip önemli bir projedir. Bu köprü kendi alanında dünyada ilk sırada yer alan bir eserdir. Hizmete açacağımız otoyol projesi Malkara-Çanakkale arasını 40 dakika kısaltacak. Yaklaşık 5 bin 100 personel ve 740 iş makinesiyle tamamladığımız otoyolumuzu 26 Şubat 2022'de hizmete sunuyoruz. ÇİFTÇİLERE MÜJDE Tarım Kredi Kooperatiflerinin satış merkezlerinde hafta başı itibarıyla çay gübrelerinin fiyatlarında yüzde 30'a varan indirim yaptık. Yarından itibaren can gübreyi, amonyum sülfat ve nitro power ürünlerinde de yüzde 30 indirime gidiliyor. Karma hayvan yemi yüzde 12 indirimle yarından itibaren satılmaya başlanacak. Mart ayında alınacak pancar bedellerini 1 ay öne çekip cuma günü hesaplara yatırıyoruz. Bu sezonunu pancar alım fiyatını hasattan önce açıklayacağız. KYK YURTLARINDAKİ ÖĞRENCİLERE MÜJDE Yurtlarda 16 GB olan internet desteğini 2 kat artışla 32 GB'a çıkardık. Şimdi de ikinci dönemden başlamak üzere beslenme yardımını aylık 570 liradan 750 liraya yükseltiyoruz. AŞI TAVSİYESİ Omikron varyantı vaka sayılarının fevkalade arttırmasına rağmen hastaneye yatışlarda sistemi zorlayacak bir yükselişle karşılaşmadık. Aşısı bulunmayan veya eksik olan vatandaşlarımıza en kısa sürede kendi aşımız TURKOVAC'ı yaptırmaları tavsiyesinde bulunuyorum.

2 yıl önce

EGM: “Yağ fiyatları” üzerinden provokatif ve dezenformasyon içeren  paylaşımlarda bulunan 45 hesap hakkında işlemlere başlanılmıştır

Emniyet Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklama şöyle; Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ve bağlı il birimlerince, kanunların verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde, suç ve suçlularla mücadele amacıyla internet ortamında 7/24 esasına göre sanal devriye faaliyetleri yürütülmektedir.   Yürütülen sanal devriye faaliyetleri kapsamında, Twitter isimli sosyal medya platformu üzerinde “Yağ fiyatları” üzerinden provokatif ve dezenformasyon içeren  paylaşımlarda bulunan 45 hesap hakkında işlemlere başlanılmıştır.

2 yıl önce

'Enflasyon küresel bir sorun'... Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gelişmiş ülkeler de fiyat artışlarıyla mücadele ediyor

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları: Son grup toplantımız olan 12 Ocak'tan bu yana TBMM Genel Kurulu'nda 31 adet kanun teklifi yasalaşmıştır. 27'si uluslararası sözleşmedir. Ukrayna'daki son gelişmelerle ilgili Dışişleri Bakanımız Genel Kurulu bilgilendirmiştir. Milletvekilleri, grupları, komisyonları ve Genel Kurulu ile TBMM çalışıyor, üretiyor.  Gazi Meclisi ne kadar iyi çalıştırırsak milletimizin umutlarını o derece güçlü tutarız.  16 SEÇİMDE HEZİMETE UĞRAYAN CHP, SÜREKLİ GERİYE GİTMİŞTİR Seçime artık 15 ay gibi kısa sayılabilecek bir sürenin kaldığını dikkate alarak her anımızı çok iyi değerlendirmeliyiz. Partimizi sandıktaki 16.'ncı zaferine hep birlikte hazırlayacağız. Sadece demokraside değil hayatın tabi akışı içinde iktidarın olduğu yerde elbette muhalefet de bulunacaktır. Türkiye'nin talihsizliği uzunca süredir muhalefet liderliğinden, üslubundan mahrum bulunmasıdır. Karşımızda bırakın milleti kendine bile hayrı olmayan bir CHP vardır. 16 seçimde hezimete uğrayan CHP, sürekli geriye gitmiştir. Bu CHP, güya peşine taktığı, hepsinin ismini açıkça zikretmeye cesaret edemediği 28 Şubat ittifakı kurdu. Ama en azından şu ana kadar karşımızdaki ittifakın ortaya koyduğu fotoğraf kah güldürüyor, kah hayrete düşürüyor. Daha masada hangi sırayla oturacaklarına karar veremeyenlerin gereken etkin, cesaretli adımları nasıl atacaklarını merak ediyoruz.  28 Şubat ittifakının karşı çıktığı hususlara bakınca Türkiye'nin küresel kazanımlarından vazgeçeceklerini anlıyoruz. Daha şimdiden kalkıp bu dev yatırımları yapan müteahhitleri tehdit etmek suretiyle 'Sakın ha' diyen bir muhalefet mantığını dünyanın hiçbir yerinde görmedik. Bu nasıl anlayıştır. Enflasyonu nasıl indirecekleri başta olmak üzere milletin gerçek gündemi ile ilgili herhangi bir program ortaya koyduklarını görmedik. Tek işleri koalisyon güzellemesi yapmak. Daha Cumhurbaşkanı adayını belirlememiş olanlar doğrudan başbakanlık pazarlığına giriştiler. Parlamentoda yeter sayınız var mı? Değil. Bu gülünç orta oyunu bile karşımızdakilerin milletimizi nasıl kandırmaya çalıştığını göstermeye kafidir.  BUGÜN YAĞ ÜZERİNDEN ÜLKENİN BAŞINA KARA BULUTLAR TOPLAMAYA ÇALIŞANLAR YİNE BUNLAR Ülkeye kazandırdığımız her eseri ayrım gözetmeksizin 85 milyon insanımızın emrine veriyoruz. Dün Gezi olaylarında ‘Ekonomiyi batırın’ çağrısı yapan bunlardı. Dün ülkemiz terör saldırıları, ekonomik saldırılarla boğuşurken ellerini ovuşturanlar bunlardı. Dün patates soğan üzerinden bugün yağ üzerinden ülkenin başına kara bulutlar toplamaya çalışanlar yine bunlar. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi halihazırda yaşadığı sıkıntıları da kısa sürede geride bırakacaktır. Israrla peşinden gittikleri müptezellik baki kalacaktır. Muhalefetteyken yani elleri rahatken bile ülkenin meselelerinde somut, akılcı teklif ortaya koymaanlar iş başına gelince birden aydınlanma yaşayacak değiller. Kendi kendilerini gaza getirip sergiledikleri hezeyan asıl niyetlerini ortya koymaya yetiyor. Milletimiz bu zihniyete ülkeyi asla teslim etmez. Milletimize bu gerçekleri, eser ve hizmetleri, küresel krizler karşısında izlediğimiz dengeli politikalarını anlatarak sürekli hatırlatmamız gerekiyor. Her yalanı anında doğru ile boğmalı, her iftirayı anında muhtabanın yüzüne vurmalıyız. Genel merkezimizle teşkilatımızla, bakanlıklarımızla bu konuda teyakkuz halinde bulunmalıyız.  GELİŞMİŞ ÜLKELERİNDE AYNI SIKINTILARLA BOĞUŞTUĞU BİR GERÇEKTİR Enflasyonun sadece ülkemize mahsus durum olmadığı, gelişmiş ülkelerinde aynı sıkıntılarla boğuştuğu bir gerçektir. Bu süreçte Türkiye, üretim ve istihdam gücüyle şoklara karşı dayanıklılığını bir kez daha ispatlamıştır. Salgın döneminde en hızlı toparlanma kabiliyeti gösteren ekonomilerden biri olduk. 2020'de Türkiye ekonomisi yüzde 1.8 oranında büyüyerek Çin ile birlikte pozitif büyüme kaydeden iki ülkeden biri olmuştur.  Küresel tedarik zincirindeki aksamalara rağmen Türkiye ekonomisi 2021'de yüzde 11 ile son 10 yılın en yüksek büyüme oranına ulaşmıştır. Kişi başına düşen milli gelirimizin döviz kurundaki yükselişe rağmen bir önceki yıla göre 9537 dolar olarak gerçekleşmesi de önemli bir veridir. Geçen yıl ihracatımız yüzde 33 artışla 225 milyar doların üzerine çıkarak rekor kırmıştır. Dış ticaret açığımız ise azalmıştır. Şubat itibariyle yıllık ihracatımız 232 milyar dolara ulaşmıştır. Ekonomi büyürken istihdamda önemli artış sağlanmıştır. Aralık sonu itibariyle istihdam 30 milyonu aşarak tarihi bir seviyeye çıkmıştır. Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin emtia fiyatlarını yükseltmesi ülkemizde de enflasyonu etkiliyor. Petrol fiyatlarındaki yükselişin akaryakıt fiyatlarına yansımasını yakından takip ediyoruz. Sondaj gemilerimizin sayısını 5'e çıkarıyoruz. 4.'ncü sondaj gemimizi alıyoruz ve çok daha güçlü bir hale gelmiş olacağız. Gıda fiyatlarındaki dalgalanmaları mercek altına aldık, müdahalaleleri yapıyoruz. Kur korumalı mevduat ve katılma hesabı uygulamasına vatandaşımız büyük ilgi gösterdi. Bu hesaplarda biriken tutar yaklaşık 550 milyar lirayı buldu. KDV'nin sadeleştirilmesi kapsamında başlatılan çalışmanın ilk adımını attık. Temel gıda, bakliyat ürünleri, sebze, meyve gibi ürünlerde KDV oranını yüzde 1'e indirdik.  GÜYA GELİŞMİŞ ÜLKELER KINAMA MESAJLARI DIŞINDA ZULME SES ÇIKARMADILAR  Ülkemizin de içinde yer aldığı bölge son 11 yıldır sancılı ve meşakkatli günler geçiriyor. Suriye'de 12 milyon insanın evini terketmesine yol açan kriz halen devam ediyor. Acımasızca devam eden bu süreçte de bizler elimizden geldiğince bu işi nasıl bir barış havzasına dönüştürürüz bunun mücadelesini verdik. Ekranlarda izlemişsinizdir ağlayan annesinin gözyaşlarını yalayan bir çocuk. Bu sabah ekranda izledim, polis babasının kaskını yumruklayan bir yavru, arkada anne çocuğuna sahip çıkmaya çalışıyor. Bu vicdansızlıktır. Biz barışın çocuklarını inşallah ihya etmeliyiz. Kendi çıkarları söz konusu olduğunda dünyayı ayağa kaldıranlar, 11 yıldır bölgemizdeki katliamları engelleyecek hiçbir adım atılmadı. Çatışma bölgelerine komşu ülkeler çok ağrı yükleri omuzlarken güya gelişmiş ülkeler kınama mesajları dışında zulme ses çıkarmadılar. Ülkemizin bölgeye istikrar getirmeyi amaçlayan operasyonlarını engellemeye çalıştılar. Mazlumları derisinin rengine göre ayıran zihniyetin insaniyet ve medeniyetle hiçbir bağı yoktur. Irkçılığın daniskası olan bu bakış açısı insanlık adına utanç vericidir. ALMANYA'DA FİLARMONİ ORKESTRASININ ŞEFİ PUTİN'İN ARKADAŞI DİYE GÖREVİNE SON VERİLİYOR. BÖYLE SAÇMALIK OLUR MU? Hale bak, Almanya'da filarmoni orkestrasının şefi Putin'in arkadaşı diye görevine son veriliyor. Böyle saçmalık olur mu? Dostoyevski'nin eserlerine yasak getiriliyor. Böyle saçmalık olur mu? Tarihte Bağdat'taki kütüphaneleri yakıp yıkan Hülagü'den ne farkı var. Aynı bunlar. Ne yazık ki bu asrın artık bu zamanında bunları görmek gerçekten biz siyasetçileri kahrediyor. Ağızlarını her açtıklarında insan hak ve hürriyetlerinden bahsedenler sınıfta kalırken milletimiz insanlık sınavını bir kez daha başarıyla vermiştir. 

2 yıl önce

İngiltere'de akaryakıt fiyatları yine rekor seviyede

İngiltere’nin Eastbourne kentinde benzin fiyatı 1.64 sterlin olurken, dizel akaryakıtın litresi ise 1.74 sterline yükseldi. Geçen ay yapılan zamla 55 litrelik bir araç 81.41 sterline akaryakıt alırken yeni zamlarla birlikte bu rakam 90 sterline yaklaştı. İngiliz Otomobil Kulübü (RAC) sözcüsü geçen ay yaptığı açıklamada, Rusya'nın Ukrayna operasyonunun akaryakıt fiyatlarına doğrudan etkisi olduğunu açıklamış, enflasyon oranlarının da son 30 yılın en yüksek seviyesine çıkarak 7 barajını aşacağını dile getirmişti. Geçen yıl yaşanan araç kullanan şoför eksikliğinden kaynaklı olarak akaryakıtta bazı aksaklıklar meydana gelirken, Londra da bulunan bazı akaryakıt istasyonlarında pompa istasyonlarının tamamının açılmadığı görülmüştü.

2 yıl önce

Sabah yazarından "uzun kuyruklar oluşuyordu, bu nedenle fiyat artırdık" diyen Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü'ne: Meşhur olmaya mı çalışıyorsunuz?

Osman Uzun'un sözlerini değerlendiren Altınok, yazısını "Meşhur olmak için olabilir diyeceğim ama kim böyle bir şöhretin faydası olacağını düşünebilir ki? İnanın, bu soruyu, sorunu tartışmayı atlayıp "Pireyi deve yapıyorlar" diye muhalefetten yakınmanın hiçbir anlamı yok" ifadeleriyle noktaladı.

2 yıl önce

Şeker fiyatlarındaki fahiş artış... Devlet Bahçeli: Stokçulardan hesap sorulmalı

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar... Biliyor ve inanıyoruz ki tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur. Fikir ırmağında ıslanmış her söz önümüze koyulan taştır. Fikrimiz köklüdür, fedakarlığımız aşkındır. Biz ne yapacağını, nereye ulaşacağını bilen ve bu doğrultuda bıçkın bir iradeyle mücadelesini sürdüren Türkiye sevdalılarıyız. MHP'nin vizyonu kısıtlı, kırılgan bir çerçevede tanımlanamaz. Milletimiz ne diyorsa sözümüz odur. 2023 Türkiye'nin kader ve karar yılı, aynı zamanda tarihsel kavşağıdır. Bu bilinçle siyasi faaliyetlerimizi günden güne yaygınlaştırıyoruz. MHP'yi itibarsızlaştırmaya, oy oranının düşüşte olduğunu göstermeye çalışan kim varsa 2023'te nal toplayacak, bozguna uğrayacaktır. Algı operasyonları bize sökmez. Sipariş ve yalan anketler doğru duvarı yıkmaya, milletin iradesine ket vurmaya yetmez, yetmeyecek. Aziz milletimizin iradesi üzerinde hiç kimse ambargo koyamayacaktır. Bizim anketimiz 85 milyon Türk vatandaşının duasıdır, güzel bakışıdır. Bizim hakkımızda tek söz ve karar sahibi büyük Türk milletidir. MHP, Türk milletinin gür sesi, parlak geleceğinin müjdesidir. Biz Türkiye'nin her yerindeyiz, biz vatanımızın her yöresindeyiz. Adım Adım 2023, İlçe İlçe Aydınlatma ve Anlatma Toplantılarımızı geçtiğimiz hafta sonu tamamladık. CHP'nin sandıktan 1. çıktığı 6 il 125 ilçede bu partinin gerçek emel ve hedeflerini açık seçik paylaştık. Parti yönetiminin ne hallere düştüğünü üstüne basa basa ifade ettik. 131 seçim bölgesinde CHP'nin yakalandığı iflah olmaz hastalığı detaylarıyla anlattık. Çalışmalara katılan siz değerli milletvekili arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Allah nasip ederse Ramazan Bayramı'nı müteakiben kalan ilçelerimizi ziyaret edip aynı şevkle mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu suretle 2023 hedeflerimizi, ülkemiz üzerinde oynanan oyunları aktaracağız. Güçlü siyaset diyeceğiz, kutlu emanete hep birlikte sahip çıkacağız. MHP'nin teşkilatları birbiriyle bağlantılı, farklı siyasi programı başarıyla yerine getirmiştir. Biz çok bilen değil, çok seven ve çalışan, çok inanan bir davanın mensuplarıyız. Gücümüz millet, güvencemiz devlettir. Zillet kervanının önü kesilecekse onun yegane yolu MHP ile Cumhur İttifakı'nın tavizsiz emsalsiz mücadelesidir. Geçtiğimiz hafta sonu MHP'li belediye başkanlarımızla Antalya'da bir araya gelerek ufuk açıcı bir toplantı sürecini gerçekleştirdik. Belediye başkanlarımızın duruşları, tutumları, hem sevindirici bir gelişme hem de gelecek için umut verici demokratik bir fırsat olarak teyit edilmiştir. MHP ve Cumhur İttifakı, Türkiye'nin istikbal aydınlığıdır. Biz 2023 yılının haziran ayına kadar durmayacağız. Sürekli bir adım önde olmanın gayesi ve gayreti içinde olacağız. Fitnecilerin tuzaklarına takılmayacağız. Biz muazzam bir tarihi özümseyerek, Türkiye ve Türk milletinin muasır medeniyetlerin üstüne çıkarmaya Cumhur İttifakı olarak sonuna kadar varız ve buna da kararlıyız. RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINDA 34. GÜN Daha adil, daha dengeli, daha hür bir hayat kuşku yok ki her insanın amacıdır. Sosyal gerilimler, siyasal anlaşmazlıklar, huzur ümitlerini sistematik olarak baltalamaktadır. Terörizmin sancıları, başarısız devletlerin savrulmaları, düzensin göçlerin neden olduğu sorunlar artık coğrafyayla bağlantılı değildir. Bugünkü dünya tablosunda sayıları 85 milyona ulaşan mülteci durumuna düşmüş, yurtlarından ve yuvalarından kopmuşlardır. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Türkiye'ye sığınanların sayısı 60 bini bulmuştur. Silahların konuştuğu yerde insanlık susmaktadır. Elbette haklı bir bahanesi olmayan hiçbir savaşın kazananı olmayacaktır. Neticesi ne olursa olsun her savaşın kaybedeni insani değerlerdir. Rusya dünya doğal gaz rezervlerinin dörtte birine sahiptir. Küresel gıda ihracatının neredeyse yüzde 25'i Rusya'nın tekelindedir. Rusya ve Ukrayna hükümetlerinin buğday ihracatını durdurduklarını açıklaması bazı ülkeler için felaket habercisidir. Küresel ticaretin sekteye uğraması, ekonomik faaliyetlerdeki daralmalar, beka düzeyinde bir tehdittir. Türkiye'nin 3 ana başlık altında acil ve stratejik tedbirler alması milli bir zaruret olarak karşımızdadır. Gıda güvenliğinin sağlanması şarttır. Konuyla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamaları milletimizi rahatlatmaktadır. Hem doyacağız, hem doyuracağız, hem de kendi kendimize yetebilen bir ülke olacağız. Çiftçilerimizi desteklemek zorundayız. Tarım sektörünün teknoloji kullanabilen, ihracat kapasitesi yüksek bir yapıya kavuşturulması esastır. Üretici örgütlerinin güçlendirilmesine, pazarlama ağlarının genişletilmesine ağırlık verilmelidir. Ülkemiz şartlarına uygun yüksek verim ve kalitede tohum, fide, fidan üretimi desteklenmelidir. "TARIM KENTLERİ KURULMALI" Tarım kentleri kurulmalıdır. Ülkemizde gıda güvenliği çağdaş normlara ulaştırılmalıdır. 2. stratejik tedbir olarak enerji arz güvenliğinin temin edilmesidir. Bizim enerji politikamızın temel amacı şudur; Yerli enerji kaynaklarının verimli kullanılması, yeni enerji teknolojilerinin üretecek yetkinliğe ulaşılması. Karadeniz'de keşfedilen doğal gaz kaynağı, Doğu Akdeniz'de bulunacak yüksek rezerv ülkemizin elini güçlendirecektir. Türkiye hiç kimseye el açacak, ona buna minnet edecek bir ülke değildir. Türkiye tahıl harmanıdır. Milli seferberlik ruhuyla stratejik tehditlerin önüne geçilmesi herkesin müşterek görevidir.  ŞEKERDE STOK TARTIŞMASI Ayçiçek yağından sonra şeker fiyatlarında yaşanan artışların gerçekçi bir dayanağı yoktur. 2 hafta içinde 7 liradan 19 liraya çıkması pis bir kumpasın dış bağlantıyla servis edilmesinden başka bir şey değildir. Fiyat artış beklentisi, şeker stoklayan fırsatçıların gözünü hırs bürümesi birden bire şekeri tartışmalı hale getirmiştir. Şu anda şeker eksiği değil fazlası mevcuttur. Dini imanı para olan çıkarcılara mutlaka hesap sorulmalı, bunların yırtık yakalarından tutulmalıdır. Ortalığı karıştırmaya çalışanlar bugün farklı ürünlere bel bağlamışlardır. 2023'e kadar bu karanlık kampanya hız kesmeyecek, farklı boyut ve içeriklere bürünerek tehdide devam edecektir. Bunlar Türkiye'nin karşısına dizilen husumet aktörleridir. Zillete düşüp fiyat artışlarından siyasi propaganda konusu çıkarmaya heves edenleri asla iyi niyetli göremeyiz. İSTANBUL'DA RUSYA-UKRAYNA MÜZAKERESİ  Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın neden olduğu yıkım ve yüksek tansiyon sadece mahut bir bölgeyle sınırlı kalmamış, tesirini pek çok ülkede az ya da çok hissettirmiştir. Türkiye, iki ülke arasında barışın savunucusu, anlaşmanın ve uzlaşmanın arabulucusu olarak tarihi bir rol üstlenmiştir. Bir yanda Putin, diğer yanda Zelenski’nin ülkemizin tutumuna, sürdürdüğü diplomatik performansa güven duyduğu anlaşılmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Rusya Devlet Başkanı Putin ile en son telefon görüşmesinde, iki ülke müzakere heyetlerinin bir sonraki toplantısının İstanbul’da yapılması hususunda görüş birliğine varılmıştır. Ukrayna da bu gelişmeye sıcak yaklaşmıştır. Kremlin Sözcüsü ise, Rusya ve Ukrayna arasındaki barış görüşmelerinin bugünden itibaren başlayabileceğini açıklamıştır. Bu tarihi nitelikli görüşmenin şu sıralar Dolmabahçe'de başlayacağı anlaşılmaktadır. Ateşkes ve barış arayışlarının İstanbul'da ele alınacak olması bizleri umutlandırmış, Türkiye'nin tarafsız politikalarıyla güvenilir bir ülke olduğunu tescillemiştir. Dileğimiz Putin ile Zelenski'nin yüz yüze görüşmelerini İstanbul'da yapmalıdır. Biz çatışmaların son bulmasını, statükonun yeni baştan ele alınmasını arzuluyoruz. Geçmişte Rusya yanlısı olarak mangalda kül bırakmayanlar bugün 1 numaralı Amerikancı kesilmişlerdir. İstanbul Dolmabahçe rıhtımına demirleyen ABD'nin 6. filosuna 17 Temmuz 1968'de saldıranlar utanmadan, sıkılmadan o filonun tayfası, kurşun askeri haline gelmişlerdir. Bunların dünü mü doğruydu? Bize göre bu namertlerin dünü de yanlıştı, bugünü de yanlıştır. Yeri gelir Rusya yanlısı yeri gelir ABD taraftarı olurlar ancak Türkiye'yi hayatlarında ağızlarına alamazlar. Türkiye nerede duruyorsa bunlar karşısında yer alır. Biden devşirmelerinin emperyalizmin kuklalarının, ülkelerimize yönelik kurulmuş tuzak olduğunu artık hiç kimse yok sayamaz. İşte CHP bunların topal siyaset ayağıdır. Zillet İttifakı'nın Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta Batı bloğuna kandaşlık yapması sırf göze girmek üzere şekillenmiş küstah ve köhne bir sapmadır. Bunlara gelin Türkiye'nin haklarının savunun derseniz öncelikle neyi kazanıp neyi kaybedeceklerine bakarlar. Vatan ve millete yan bakanlara sessiz ve seyirci kalmak şerefli ve onurlu bir davranış mıdır? Biz hiç kimsenin milletine bakmadan, derisinin rengine odaklanmadan ilkelerimiz ne diyorsa Türkiye'nin hakları ne gerektiriyorsa siyasetimizi ona göre belirliyor, ona göre hareket ediyoruz. Biden hem hukuktan hem demokrasiden söz açıp da ülkelerin rejimlerinin değişmesini ne hakla isteyebilmektedir? Dün Türkiye'yi hedef alan Biden'ın bugünkü hedefi Rusya'dır. Okyanusun karşı kıyısından bakınca Türk ve Müslüman çocuklarının ölümü masum bir vaka olarak mı görülüyor? Biz hiçbir ülkenin yanında veya karşısında değiliz, olamayız, olmamalıyız. ABD bu savaştan rahatsız değildir, bilakis uzamasından yanadır. Stratejik çıkarlarına uyan budur. Serseri mayınların kimlerin tuzağı olduğu, işin özünde muamma değildir. Çok dikkatli, temkinli olmak hayati derecede mühimdir. Kanlı savaş NATO'ya yeni bir ruh katmış, öldüğü söylenen beyin yeniden çalışmaya başlamıştır. 6 PARTİNİN SİSTEM TOPLANTISI Zillet ittifakı partileri gündemin gerisinde kalmanın zannediyorum telaşına kapılmış olacaklardır ki, yeni bir toplantıyla günü kurtarmanın peşine düşmüşlerdir. İkinci 28 Şubat bildirisinin toz bulutu içinde zillet ittifakı Türk polisine işkenceci diyen devasız ve edepsiz zihniyetin ev sahipliğinde, ama bu defa Atatürk posterinin duvara asıldığı bir odada, yine yuvarlak masa etrafında bir araya gelmişledir. Daha önceki toplantılarını 6+1 formatında yapan bu partiler, şimdi Kuytulcuları da alarak sayıyı 6+2’ye çıkarmışlardır. Masa altına saklanan sabıkalı ve suçlu sayısı böylelikle ikiye ulaşmıştır. Bu ittifakın adı zillet olduğu kadar aynı zamanda Kuytul ittifakı olarak hafızalara kazınmıştır. Gönül ister ki, dürüst olsunlar, mert olsunlar, HDP ile Kuytul’u da yanlarına alarak yuvarlak masanın çapını genişletsinler. Ne var ki yapamazlar, yapmaya yürekleri yetmez. Altı siyasi partinin ortak imzasıyla yayımlanan bildiride yine hiçbir şey yoktur. Kılıçdaroğlu, “altımız da birbirimize benziyoruz”, derken, Allah var ya doğru bir noktaya temas etmiştir. Bizim de dediğimiz aynısıdır. Ancak yedekte bekleyen, masa altında sıkışıp kalan siyasi bölücülerle münafık soytarı Kuytulu da ihmal etmemesi tavsiye ve temennimizdir. Zillet ittifakı partilerinin ortak açıklaması evlere şenlik, trajikomiktir. Altına imza attıkları metnin bir akıl tutulmasına, vahim bir çarpıklığa ve baştan ayağa tutarsızlığa çanak tuttuğu hakikaten belgelenmiştir. Dünya, Türkiye’nin dış politikadaki stratejik ve mukayeseli yükselişini konuşuyorken, bu zillet ittifakı anlaşılan gelişmeleri tribünden izlemekten, gerçekleri itiraf ve ifadeden aciz ve mahrum kalmıştır. Rusya ile Ukrayna arasındaki krizin, akılcı, tutarlı ve ülkemizin orta ve uzun vadeli stratejik menfaatlerini dikkate alan bir dış politikanın önemini bir kere daha gösterdiğini iddia etmişler ve yüz kızartıcı bir yanlışın faili olmuşlardır. Bunlar hacıyatmaz gibi, düşüp düşüp kalkıyorlar. Ne dediklerini kendileri de bilmiyorlar. Derslerine çalışmıyorlar, densizliklerine aldırmıyorlar. Altı partinin ortak açıklamasında yer bulan bu saçma sapan değerlendirmeye karşı biz de diyoruz ki, hepinize geçmiş olsun, bu yakalandığınız illet hastalık gözünüzü perdelediği gibi, vicdanınızı da pençelemiştir. Yazık size, ayıp size, Türkiye’ye bu kadar mı yabancısınız? Bu zilletin kendine hayrı yoktur, ülkemize hayrı nasıl dokunacaktır? Bunların cüretleri cehaletlerinin eseridir. Kemal Kılçdaroğlu, sözde darbe davalarının sanıklarını tekrar yargılamaktan bahseden selamsız Babacan’ın yüzüne nasıl bakabilmiştir? Buna karşılık cevabı ne olmuştur? Sayın Kılıçdaroğlu, “burunlarından fitil fitil getireceğiz” haykırışını, bu selamsızın gözünün içine baka baka söyle de sözünün arkasında mısın değil misin öğrenelim. Haydi yap da görelim. Yüreğin varsa konuş da gerçek düşünceni bilelim. Birbirlerinin kuyusunu kazan bu ittifakın Türkiye’nin geleceğinde bırakınız söz sahibi olmasını, bunun konuşulması dahi akla ve mantığa bühtandır. Türk milleti bunlara müsaade etmeyecek, 2023 yılının Haziran ayında sandığa gömecektir.   "RAMAZAN, ÜÇ AYLARIN SONUNCUSU, ONBİR AYIN SULTANIDIR" Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan, üç ayların sonuncusu, onbir ayın sultanıdır. Bu hafta sonu müşerref olacağımız bu kutlu ay inananlar için bereket ve bolluk vahası; sabır, merhamet, hoşgörü ve paylaşma mevsimidir. Aynı zamanda ve daha önemlisi, doğru yolun, hak ile batılı birbirinden ayırmanın açık ve parlak bir delili olan yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’in indirildiği aydır. Bu ay içinde muhtaç ve yoksul kardeşlerimiz hatırlanmalı, geliri ve imkanı yerinde olan insanlarımız gösterişe düşmeden bu kardeşlerimize yardım ellerini uzatmalıdır. Bilhassa ekonomik durumu elverişli vatandaşlarımızın, temel gıda ürünlerine erişme zorluğu çeken kardeşlerimize, marketlerden alışverişlerini yapabilmeleri için belirli bir parasal tutarı ihtiva eden “Dayanışma ve Kardeşlik Kartı”nı ulaştırmaları Ramazan ayının mana ve ruhuna müzahir bir davranış olacaktır. Nitekim bu kutlu ay yardımlaşma ve paylaşma ayıdır. Bu manevi sorumluluğu yerine getirmek de hepimizin görevidir. İnsanlığın maruz kaldığı belaların dallanıp budaklandığı bir dönemde, nefis terbiyesine, kalp temizliğine, vicdan tefekkürüne, huzur tecellisine çok ihtiyacımız vardır. Bu ihtiyaç hali her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Maalesef insanlık tehlikeli bir girdabın ortasında, çözümü gittikçe karmaşıklaşan girift bir bulmacanın odak noktasındadır. Açlık, yokluk, yoksulluk, yolsuzluk, terör kıtalara ambargo koyarken; ilkel dürtüler, ilkesiz yönetimler, iradesiz yöneticiler, itibarsız zihniyetler ne yazık ki beşeriyetin susadığı barış, refah ve huzur ufkunu da kapatmaktadır. Ramazan ayında sabır ve sükûnet içinde orucumuzu tutup ibadetimizi yaparken, manevi muhasebeyi, insanlığın hal ve gidişatını mutlaka gözden ve gönülden geçirmeliyiz. Bilinmelidir ki, hayallerimizin sınırı yoktur. Ülkülerimizin eşi ve emsali yoktur. Duymayan kulaklara, görmeyen gözlere, mühürlenmiş kalplere tekraren hatırlatırım ki: Biz Türk milletiyiz, biz Türkiye’yiz, biz bin yıllık kardeşliğin bakiyesiyiz, binlerce yıllık Türk tarihinin vicdanıyız. Ramazan ayımızın nice manevi güzelliklere vesile olmasını, mükâfatını yalnızca Allah’tan beklediğimiz oruç ibadetimizin kabulünü içtenlikle niyaz ediyorum. Aziz milletimizin, Türk-İslam dünyasının ve siz değerli arkadaşlarımın Ramazan-ı Şerif-i şimdiden mübarek olsun diyorum. Bu kutlu ayın milli diriliş ve manevi toparlanmanın yanında müstahkem bir uyanışın habercisi olmasını temenni ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, başarılarla dolu bir hafta geçirmenizi diliyorum.

2 yıl önce

Mevsimi gelmemiş erik fiyatları üzerinden algı yapan Şahan Gökbakar’a Alpay Özalan’dan tepki: CHP trollü Şahan Gökbakar

https://twitter.com/alpayozalan35/status/1510209350899572741?s=21&t=-N3VyewmffFcFqGd_GO3qA Zaman zaman sosyal medya hesaplarından gündeme ilişkin taraflı yorumlarıyla çok konuşulan Şahan Gökbakar, kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaşımla tepkileri üzerine çekti. Mart ayında market raflarını süsleyen mevsimi gelmemiş erik fiyatlarıyla ilgili paylaşımda bulunan Gökbakar, Twitter'dan algı yapmaya çalıştı. Gökbakar, paylaşımında şunları yazdı: "Bu ne yaaaa! 690tl Biz çocukken buzdolabı yoktu, at arabası vardı ama hatırlıyorum, 9 yaşında Ankara Tunalıhilmi'de Manav&Market Kemal vardı. Şimdi cafe oldu. Oradan alırdık bu eriklerden. Kiloluk kese kağıtlarını doldururduk, taşar dökülürdü. Bu hale mi geldi erik." https://twitter.com/sgokbakar/status/1509887863864934403?s=21&t=-N3VyewmffFcFqGd_GO3qA TEPKİ GECİKMEDİ AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan, mevsimi gelmeden rafları süsleyen erik fiyatları üzerinden algı yapmaya çalışan komedyen Şahan Gökbakar’a tepki gösterdi. Özalan, “CHP trollü Şahan Gökbakar, henüz mevsimi gelmemiş meyve üzerinden algı yapmaya çalışmış. Alay konusu olmuş. Canlandırdığı malum karakterden daha beter halde olan Şahan Gökbakar'a trollüğü bırakmasını tavsiye ediyorum. Yoksa daha çok alay konusu olur.” dedi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 11 12