18 Mayıs Cumartesi 2024
1 yıl önce

59 ilde 'Gazi Turgut Aslan' operasyonu... Bakan Soylu açıkladı: 543 kişi gözaltına alındı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, FETÖ'nün mali yapılanmasına yönelik başlatılan Gazi Turgut Aslan Operasyonu'nda şu ana kadar 543 şüphelinin gözaltına alındığını açıkladı.

İşte Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları: FETÖ terör örgütüne düzenli para transferinde bulunulduğu anlaşıldı. Gerek kargo gerek bankamatik üzerinden gerçekleştirilen para trafiği yurt dışı kaynaklıdır. Burada MASAK Başkanlığı’nın operasyondaki katkısı, Emniyet birimlerinin her birinin ayrı ayrı başarılı takip ve operasyonel anlayış sonucunda sistematik ve düzenli para aktarımı tespit edilmiştir. Örgüt mensuplarına 3- ila 6 bin lira arasında yurt dışındaki örgüt yöneticiler tarafından Türkiye’deki örgütün ayakta tutulabilmesi ve örgütün finansal yapısının devam ettirilebilmesi için aktarılan sistem.

704 GÖZALTI KARARI

Deşifre edilen finans aktarım yöntemleri arasında belirttiğim gibi kartsız işlem, kargo içine gizleyerek ve fiziki buluşma ile sağlandı. 704 gözaltı talimatı alındı, 543 kişinin gözaltısı gerçekleşti. Biz bunu niye sabah söylemedik, bir şafak baskını yapılmadı. Sebebi çok gizlilik içinde yürütülen bir soruşturma. Bizim teknik cihazlarına, özellikle telefonlarına ihtiyacımız vardı. Şu ana kadar çoğunu sağladık, Gazi Turgut Aslan Operasyonu 59 ilde eş zamanlı olarak icra edilmiştir. Operasyonla ilgili diğer ayrıntılar EGM tarafından tüm basınla paylaşılacaktır. Ele geçirilen bir para miktarı var. Daha yüksekte bir para miktarının nasıl gerçekleştirildiğini takip ettik. Para miktarından ziyade buradaki yöntem; yolun deşifre edilmesi, çözülmesi ve FETÖ’nün Türkiye’deki güncel yapılanması, yeni eleman temini ve finans kaynaklarının deşifresine yönelik atılan adım önemlidir. Etrafımızdaki coğrafyadaki istikrarsızlığı biliyoruz. Bunu ülkemize yansıtmaya çalışanlara müsaade etmeyeceğimizi belirtmek isterim. TURGUT ASLAN KİMDİR? FETÖ’nün darbe girişiminde Jandarma Genel Komutanlığı’nda darbeciler tarafından rehin alınan Turgut Aslan, başından vurularak ağır yaralanmıştı. Koruması şehit olan Aslan, öldü sanılarak darbeciler tarafından bırakılmıştı. Geçirdiği operasyonlarla hayata tutunan Aslan, tedavisinden 5 ay sonra gözlerini açabilmiş ve “15 Temmuz için, FETÖ’nün ihanetine kanıt aranıyorsa, kanıt benim” demişti. Aslan’a 15 Temmuz’da milli irade ve demokrasiyi savunmak için gösterdiği kahramanca mücadeleden ötürü Devlet Övünç Madalyası verilmişti.

1 yıl önce

Boğaziçi Film Festivali'nde Şebnem Korur Fincancı tartışması! Oyunca Burak Haktanır'dan sert tepki

Boğaziçi Film Festivali'nin ödül törenine, geçtiğimiz günlerde TSK'ya yönelik 'kimyasal silah kullandılar' iddiası nedeniyle tutuklanan Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincacı'yla ilgili gerginlik damga vurdu. ÖDÜLÜNÜ FİNCANCI'YA İTHAF ETTİ Yönetmen Özcan Alper, aldığı ödülü "Terör örgütü propagandası yapmak" suçundan tutuklanan Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'ya ithaf etti. Özcan Alper'e tepki oyuncu Burak Haktanır adlı oyuncudan geldi. "O KADIN TSK'YA İFTİRA ATTI" Burak Haktanır, ödül salonunda "O kadın TSK'ya iftira attı. Kaç gündür bütün PKK sayfaları onu destekliyor" diye bağırdı. Sahneye çıkan yönetmen Selcen Ergün ise Burak Haktanır'ı "eril dil" kullandığı gerekçesiyle eleştirdi. "MEHMETÇİĞE SAHİP ÇIKMAK HEPİMİZİN GÖREVİ" Burak Haktanır, "Belki bu yaptığım kariyerime mal olacak ancak umurumda değil. Mehmetçiğe sahip çıkmak hepimizin görevi" dedi.

1 yıl önce

SİYAD'dan Boğaziçi Film Festivali'ne tepki

Terör örgütü PKK'ya yakınlığı ile bilinen Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Türkiye'de gündem oluşturdu.. Türk Silahlı Kuvvetleri'ni 'kimyasal silah' kullanmakla suçlayan Fincancı, tepkilerin ardından gözaltına alınmış, çıkarıldığı Ankara Adliyesi 3. Sulh Ceza hakimliğince tutuklanmıştı. Ödülünü TBB Başkanı'na ithaf etmişti Gündemdeki yerini koruyan tutuklama sonrası Boğaziçi Film Festivali'nde ödül alan yönetmen Özcan Alper konuşmasında, TTB Başkanı Fincancı'yı savunarak "Şebnem Korur Fincancı, sadece barış dediği için maalesef linç kampanyasına maruz kaldı, umarım son olur, umarım cezaevinden çıkar, bu ödülü ona itfah ediyorum." dedi. Ödül töreninde yaşanılanlardan sonra sinema sektöründen tepkiler gelmeye devam ediyor.. SİYAD: Festivale jüri görevlendirmeyeceğiz Boğaziçi Film Festivali'ni kınayan Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), jüri görevlendirmeyeceğini duyurdu. Sosyal medyadan yapılan açıklamada "Boğaziçi Film Festivali'ne önümüzdeki yıllarda SİYAD jürisi görevlendirmeyeceğimizi kamuoyuna duyururuz." denildi. Onat Kutlar PKK'nın saldırısında hayatını kaybetmişti Öte yandan İstanbul Film Festivali kurucu üyelerinden olan şair, yazar, sinema eleştirmeni Onat Kutlar, 1994 yılında PKK terör örgütünün Taksim'de bir kafeye düzenlediği bombalı saldırıda hayatını kaybetmişti.

1 yıl önce

HDP yine Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anmadı!

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 84. yılında milyonlar minnet özlemlerini dile getirdi. Siyasi partiler bugüne özel paylaşımlar yaparak Anıtkabir'e akın etti. HDP ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anmazken Anıtkabir'e de ziyarette bulunmadı. "Rahmetle ve saygıyla yad ediyoruz" Adalet ve Kalkınma Partisi, "Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 84. yıl dönümünde rahmetle ve saygıyla yad ediyoruz." mesajını paylaştı. CHP Atatürk için özel video hazırladı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise resmi Twitter hesabından "Sözün sözümüz yolun yolumuz" etiketiyle özel bir video paylaştı. "Atatürk Türkiye'dir" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) de Devlet bahçeli imzasıyla yayınlanan mesajında, "Atatürk Türkiye'dir, Türk milletinin ortak değeridir." paylaşımında bulundu. "Büyük bir vefa ve sonsuz minnetle anıyoruz" İyi Parti ise, "Takvimler O’nu gösterdiğinde; Ata'mızın eşsiz hatırası, vatanımızın her köşesinde yeniden doğuyor. 84 yıllık hasretimizin yıl dönümünde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü; büyük bir vefa ve sonsuz minnetle anıyoruz." mesajını paylaştı. HDP anmadı Tüm siyasi partiler anma mesajı yayınlarken HDP, 10 Kasım'da Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü anmadı. Mecliste grubu bulunan partiler Anıtkabir'deki törene katılırken HDP grubu bu törenlere de katılmadı. "100 yıllık bir yıkım süreci" Geçtiğimiz hafta HDP'li Pervin Buldan Cumguriyet'i hedef almıştı. Buldan, "Cumhuriyetin 99. yıl dönümünü geride bıraktık. Kuruluşundaki ademi merkeziyetçilik ve demokrasi fikrinin terk edilerek, yerine Kürtler ve Aleviler başta, tüm farklılıkların ret ve inkarına dayalı tekçilik sisteminin devreye sokulmasıyla yaşanan 100 yıllık bir yıkım sürecinden bahsediyoruz." ifadelerini kullanmıştı.

1 yıl önce

Eski görüntüleri yeniymiş gibi servis ettiler! Göç İdaresi Başkanlığı’ndan Gaziosmanpaşa açıklaması

Göç İdaresi Başkanlığı’dan yapılan açıklama şöyle; İstanbul’da 13 Kasım 2022 tarihinde meydana gelen hain terör saldırısının ardından sosyal medya hesaplarından ve basın-yayın kuruluşu görünümlü sitelerden dezenformasyona da başvurularak, gündemi saptıracak yalan haberlerin aceleyle yayılmak istendiğini görüyoruz.  Emniyet Teşkilatımızın olayı aydınlatmasının hızı ve netliğiyle, PKK/PYD terör örgütü tarafından yapılan bu eylemin uluslararası destekçileri, terör örgütü ve terör örgütüyle ilişki içerisinde legal alan uzantılarını tedirgin ettiğini, bu nedenle konunun göç yönetimi ve güvenlik alanına çekilerek büyük resmin çarpıtılmak istendiğini de değerlendirmekteyiz.    Terör saldırısının öncesi ve sonrasına ilişkin süreçler netlik kazanıp sorumlular ortaya çıktıkça, kamuoyunda infial uyandırmak ve gündemi değiştirmek üzere yurtiçi ve yurt dışındaki sosyal medya hesapları ve yalanın arkasına sığınansiber alan işbirlikçileri tarafından, “Tırlarla Türkiye’ye gelen düzensiz göçmenlerin Gaziosmanpaşa’da sokağa salındığı” iddiasını içeren eski paylaşımların sanki yeniymiş gibi sorumsuzca yeniden dolaşıma sokulduğu görülmektedir. Mevzubahis görüntülerin iki ay öncesine ait olduğu açık kaynaklardan bilinmektedir. Konuyla ilgili İstanbul Valiliği’nin internet sitesinden (http://www.istanbul.gov.tr/basin-aciklamasi-2022-70) 26 Eylül 2022 tarihinde yapılan basın açıklamasında, görüntülerde yer alan düzensiz göçmenlerin Gaziosmanpaşa’da yakalandığı ve sınır dışı edilmek üzere İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildiği duyurulmuştur. Buna karşın, hain saldırının ardından söz konusu görüntülerin yeniden dolaşıma alınmasının amacının ve niyetinin takdirini kamuoyunun vicdanına ve bilgisine sunuyoruz.   Bununla birlikte terör saldırısı sonrasındaki süreçlerde uluslararası yayın kuruluşlarıyla beraber siber alan işbirlikçileri tarafından da kamuoyuna Türkiye’ye ilişkin dezenformasyon ve yalan içerikler üretilerek, ülkemize zarar vermek için ortak noktada buluştukları anlaşılmaktadır.  Göç İdaresi Başkanlığı olarak Göç Yönetimini her geçen gün daha iyi bir şekilde, dünyaya örnek teşkil edecek bir motivasyonla yerine getirmeye çalışırken, bir taraftan da ülkemize karşı birleşen kötü niyetli kesimlerin göç olgusunu ve göç yönetimini söylem merkezlerine taşıyarak her alanda olduğu gibi göç yönetiminde de Türkiye’nin önünü kesmek istediklerinin farkındayız.    Ülke olarak derin bir üzüntü yaşadığımız bu günlerde provokatif paylaşım ve haber yapanlar hakkında gerekli hukuki sürecin başlatılacağının bilinmesini isteriz. 

1 yıl önce

Aykırı ve Tele 1’den ‘Gaziosmanpaşa’da göçmenler sokağa salındı’ yalanıyla ilgili geri adım

Eylül 2022’de çekilen ve o dönem 143 göçmenin yakalanarak sınır dışı edildiği Gaziosmanpaşa’da göçmenlerin sokağa salındığına dair görüntüler, dün bir kısım çevreler tarafından yeniden dolaşıma sokuldu. Aykırı ve Tele 1 gibi internet siteleri de sosyal medyadan yaptıkları paylaşım ve haberlerle bu yalana alet oldu. Göç İdaresi Başkanlığı ise yaptığı açıklama ile eski görüntülerin yeniymiş gibi paylaşıldığını duyurdu. TELE 1 VE AYKIRI’DAN GERİ ADIM Tele 1 ve Aykırı sayfaları da Göç İdaresi Başkanlığı’nın açıklamasının ardından yaptıkları yanlıştan dönerek geri adım attı. Her iki site de sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımı silmek zorunda kaldı. İşte Göç İdaresi Başkanlığı’nın Tele 1 ve Aykırı’ya geri adım attıran o açıklaması; İstanbul’da 13 Kasım 2022 tarihinde meydana gelen hain terör saldırısının ardından sosyal medya hesaplarından ve basın-yayın kuruluşu görünümlü sitelerden dezenformasyona da başvurularak, gündemi saptıracak yalan haberlerin aceleyle yayılmak istendiğini görüyoruz. Emniyet Teşkilatımızın olayı aydınlatmasının hızı ve netliğiyle, PKK/PYD terör örgütü tarafından yapılan bu eylemin uluslararası destekçileri, terör örgütü ve terör örgütüyle ilişki içerisinde legal alan uzantılarını tedirgin ettiğini, bu nedenle konunun göç yönetimi ve güvenlik alanına çekilerek büyük resmin çarpıtılmak istendiğini de değerlendirmekteyiz. Terör saldırısının öncesi ve sonrasına ilişkin süreçler netlik kazanıp sorumlular ortaya çıktıkça, kamuoyunda infial uyandırmak ve gündemi değiştirmek üzere yurtiçi ve yurt dışındaki sosyal medya hesapları ve yalanın arkasına sığınansiber alan işbirlikçileri tarafından, “Tırlarla Türkiye’ye gelen düzensiz göçmenlerin Gaziosmanpaşa’da sokağa salındığı” iddiasını içeren eski paylaşımların sanki yeniymiş gibi sorumsuzca yeniden dolaşıma sokulduğu görülmektedir. Mevzubahis görüntülerin iki ay öncesine ait olduğu açık kaynaklardan bilinmektedir. Konuyla ilgili İstanbul Valiliği’nin internet sitesinden (http://www.istanbul.gov.tr/basin-aciklamasi-2022-70) 26 Eylül 2022 tarihinde yapılan basın açıklamasında, görüntülerde yer alan düzensiz göçmenlerin Gaziosmanpaşa’da yakalandığı ve sınır dışı edilmek üzere İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildiği duyurulmuştur. Buna karşın, hain saldırının ardından söz konusu görüntülerin yeniden dolaşıma alınmasının amacının ve niyetinin takdirini kamuoyunun vicdanına ve bilgisine sunuyoruz. Bununla birlikte terör saldırısı sonrasındaki süreçlerde uluslararası yayın kuruluşlarıyla beraber siber alan işbirlikçileri tarafından da kamuoyuna Türkiye’ye ilişkin dezenformasyon ve yalan içerikler üretilerek, ülkemize zarar vermek için ortak noktada buluştukları anlaşılmaktadır. Göç İdaresi Başkanlığı olarak Göç Yönetimini her geçen gün daha iyi bir şekilde, dünyaya örnek teşkil edecek bir motivasyonla yerine getirmeye çalışırken, bir taraftan da ülkemize karşı birleşen kötü niyetli kesimlerin göç olgusunu ve göç yönetimini söylem merkezlerine taşıyarak her alanda olduğu gibi göç yönetiminde de Türkiye’nin önünü kesmek istediklerinin farkındayız. Ülke olarak derin bir üzüntü yaşadığımız bu günlerde provokatif paylaşım ve haber yapanlar hakkında gerekli hukuki sürecin başlatılacağının bilinmesini isteriz.

1 yıl önce

Gaziantep'te şehit annesi: HDP teröristtir, CHP de teröristtir

https://twitter.com/bugunguncel/status/1596746648390356992?s=46&t=JWrZLbyd-EqccSh9GyBdQA Kuzey Irak'ta düzenlenen Pençe Kilit Operasyonu'nda PKK/YPG terör örgütünün saldırısında şehit olan Piyade Teğmen Onur Öztürkmen'in baba evine ateş düştü. AK Parti Gaziantep Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Ali Şahin, Gaziantep Valisi Davut Gül ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Kuzey Irak'ta teröristlerin saldırısında şehit olan Piyade Teğmen Onur Öztürkmen için Gaziantep'in Nizip ilçesi Eyüp Sultan Mahallesi'nde kurulan taziye evini ziyaret etti. "HDP teröristtir CHP de teröristtir" Heyet, şehidin annesi emekli öğretmen Gülşen Öztürkmen ile babası emekli Uzman Çavuş Derde Öztürkmen'i ziyaret ederek başsağlığı diledi. Ziyarette Milletvekili Ali Şahin, şehit annesi Gülşen Öztürkmen'in elini öptü. efendim Milletvekili Ali Şahin'e sarılan acılı anne, "HDP teröristtir, CHP de teröristtir. Onur da onları sevmiyordu." dedi. "Devlet için yaşadık, devlet için de ölürüz her zaman" Teröristlere tokat gibi cevap PKK'lı teröristlere de tokat gibi cevap veren acılı anne Öztürkmen, "Her zaman devletimizin yanındayız. Devlet için yaşadık, devlet için de ölürüz her zaman. Benim babam da öyleydi, annem de öyleydi. Canımız devlete fedadır. En küçüğümüzden en büyüğüne kadar hepimizin canı devletimize feda olsun inşallah. Benim de canım feda olsun. Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan herkes için canımı veririm. Askerimiz, polisimiz için can veririm. Allah razı olsun devletimizden de, her zaman yanınızdayız." diye konuştu. "Anne ben şehit olursam ağlamayın" Oğlunun "Şehit olursam arkamdan ağlama anne" dediğini anlatan acılı anne, "Allah devletimizi düşmanlardan korusun inşallah. Benim oğlum Halis Demir gibi gitti. 15 Temmuz şehitleri gibi gitti. Ahmet Oruç gibi gitti. Onların annelerine sakinlik önerirken, kendim onlar gibi oldum. Allah mekanlarını cennet eylesin tüm şehitlerimizin. 'Anne ben şehit olursam ağlamayın' demişti. Ben tamam demiştim ama tutamıyorum kendimi. Tutamıyorum sözümü." diyerek gözyaşı döktü. "Yarın belki delirebilirim" "Yarın belki delirebilirim. Yarın daha fazla delirebilirim" diyen acılı anne, Milletvekili Şahin, Vali Gül ve Başkan Fatma Şahin tarafından sakinleştirildi.

1 yıl önce

Boğaziçi Üniversitesi'nin eylemci hocalarının çalıntı tezle master yaptığı ortaya çıktı

Boğaziçi Üniversitesi’nde yeni yönetime direnen kliğin başını çeken Prof. Dr. Cem Ersoy ile eşi Prof. Dr. Lale Akarun’un, benzeri görülmemiş bir intihal skandalına imza attıkları ortaya çıktı. İki ismin 1986 yılında neredeyse aynı tezle yüksek lisanslarını tamamladıkları tespit edildi. Ersoy ve Akarun’un kopya tezlerini hem de aynı gün onaylayan isim ise Boğaziçi eylemlerinin destekçisi Prof. Dr. Bülent Sankur. SKANDAL 84 YILINA DAYANIYOR Eylemlerin organizatörü Prof. Dr. Cem Ersoy ile eşi Prof. Dr. Lale Akarun’un bilimsel hırsızlık olarak da bilinen “intihal” skandalı 1984 yılına dayanıyor. 1984 yılında Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nü bitiren Ersoy ve Akarun, aynı yıl dünyaevine girdi. Akademik kariyerini devam ettirmek isteyen iki isim, yine Boğaziçi Üniversitesi'nde yüksek lisansa başladı. TEZLER BİRE BİR AYNI ÇIKTI 2 yıllık eğitim sürecinde birbirine yardımcı olan Ersoy ile Akarun, tez aşamasına geçince işi daha ileriye taşıdı. İki isim tezlerinin 14 sayfasını blok alarak birebir kopyaladı. Her iki tezde de noktasına virgülüne bile dokunulmadan aynı grafiklere yer verildi. Ayrıca tezlerde blok olarak yapılan alıntılar atıfta bulunmadan kullanıldı. Hiç atıf olmayan kaynaklara da tezde yer verildi. Cem Ersoy, adeta “Tezi birlikte hazırladık” der gibi tezin ithaf kısmında şu ifadelere yer verdi: “Bu tezi bitirmede bana enerji veren lezzetli kekleri ve yemekleri yaptığı için Lale'ye çok müteşekkirim...” EYLEMCİ JÜRİ SKANDALA DUR DEMEDİ Skandal burada da bitmedi. İki ismin tezleri 12 Aralık 1986’da aynı gün jüri onayına girdi. Tezleri inceleyen jürinin başkanı, o dönem Doç. Dr. olan, günümüzde ise yine Boğaziçi eylemlerinin destekçisi Prof. Dr. Bülent Sankur, diğer üyeler ise Doç. Dr. Yusuf Tan, Yard. Doç. Emin Anarın ve Yard. Doç. Eser Taylan'dı. GÖRMEZDEN GELDİLER Detaylı incelemeye bile gerek kalmadan fark edilen intihaller ilginç şekilde jüri üyelerinin dikkatini çekmedi. İki ismin tezi de aynı gün aynı jüri tarafından onaylandı. Böylece Ersoy ile Akarun’un profesörlüğe uzanan yolu, eşi görülmemiş intihal olayıyla başlamış oldu. Hatta Akarun, temeli intihal olan kariyerinde bir dönem Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcılığı’na kadar yükseldi. Tezlerde, atıfta bulunmadan kullanılan alıntılar da yer alıyor. İşte onlardan birisi. İntihalin yapıldığı kitap ismi: Linear Prediction of Speech, John D. Markel Augustine H. Gray Jr. (1976) 'UTANÇ VERİCİ' DEDİ, KENDİSİ UTANMADI Yeni yönetime karşı 700 gündür süren “dikilme” eyleminin hemen hemen tamamına katılan Leyla Akarun, geçtiğimiz günlerde göstermelik intihal hassasiyeti ile gündeme gelmişti. Bir akademisyen hakkında ortaya atılan intihal iddiasını sosyal medyada paylaşan Akarun, “Böyle bir şey olabilir mi? Çok utanç verici doğruysa. Hemen YÖK araştırma başlatmalı” ifadelerini kullanmıştı. Akarun’un kendi intihalinin açığa çıkmasının ardından izleyeceği yol merak ediliyor.

1 2 ... 17 18 19 20 21 22 23 24 25