Son Dakika:
Ankara'da siyaset son dönemin en sıcak saatlerini yaşıyor. Muhalefet adeta ortadan ikiye ayrıldı. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu adaylıkta anlaşamayınca masa dağıldı. Muhalefetin tutulduğu fırtına ortak belediyelere de sıçradı. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde (ABB) büyük bir rahatsızlık söz konusu. Rahatsızlığın nedeni ise CHP Genel Merkezi. İyi Parti'ye verilen CHP'li üyeler istifa ettirildi Mansur Yavaş'a yakın bir ABB yetkilisi kendilerinin bilgisi olmadan, İyi Parti'ye Belediye Meclisi'nde grup kurmaları için verilen CHP'lileri istifa ettirildiklerini duyurdu. Habertürk’e konuşan yetkili, “Başkanımızın bilgisi dışında meclis üyesinin istifa ettirilmesi de Sayın Mansur Yavaş’ı kent yönetiminde zor durumda bırakan bir hamledir. Bilgimiz dışında yapılan bu hamleler ve açıklamalar artık Ankara Büyükşehir Belediyesi yönetimine zarar verecek boyuta ulaştı. Buradaki amacın bir araya gelinmesi ve ülkemiz için olumlu bir girişimde bulunulması iken takınılan bu tavrı anlamakta güçlük çekiyoruz” dedi. Başkanların ziyareti parti tarafından duyuruldu Rahatsızlığın bir diğer nedeni ise, ABB Başkanı Mansur Yavaş ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Meral Akşener'i ziyareti konusunun kendilerine haber verilmeden parti yönetimi tarafından kamuoyuna açıklanması. Bu konuya da değinen yetkili şu ifadeyi kullandı: "Başından beri açıklamalarımız ve duruşumuz net olmasına rağmen takınılan bu tavır güven sorununu ortaya koyuyor. Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na görüşmeden önce bilgi verilmesine ve onay alınmasına rağmen yapılan bu açıklamanın ‘gitmeyin’ anlamına geldiği ve görüşmenin iptal edilmek istendiği muhakkaktır."
Daha önce İstanbul'da geceliği 100 bin lira olan otelde kaldığı için yoğun eleştiri alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yurt içi seyahatlerinde de sıklıkla özel jet kullanıyor. Deprem bölgesinde çadırda kaldığını tüm Türkiye'ye duyuran ve mütevazilik imajı çizmeye çalışan Kılıçdaroğlu'nun, çadır tiyatrosu için bölgeye özel jet ile geldiği ortaya çıktı.
Aliyev, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Olağanüstü Zirvesi'nde konuştu. Cumhurbaşkanı Aliyev, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenlere rahmet ve yaralılara acil şifa diledi. Aliyev, Azerbaycan ve Türkiye'nin her zaman hem iyi hem de kederli günlerde birbirinin yanında olmayı sürdürdüğünü kaydederek gelecek süreçte de bunun böyle olmaya devam edeceğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği sayesinde Türkiye'nin bu depremin sonuçlarının üstesinden geleceğini ifade eden Aliyev, Erdoğan'ın siyasi, diplomatik ve manevi desteği sayesinde 2. Karabağ Savaşı'nın ilk saatlerinden en son gününe kadar Türkiye’nin desteğini yanlarında gördüklerini belirtti. Aliyev, 44 gün süren savaş boyunca Türk halkının da Azerbaycan’ın yanında olmaya devam ettiğini söyledi. Haziran 2021'de Türkiye ile Azerbaycan arasında Şuşa Beyannamesi'nin imzalandığını anımsatan Aliyev, bu beyannamenin Karabağ Zaferi'ni taçlandırdığını ve ittifak çerçevesinde yürütülen ikili ilişkilere de katkı sağladığını ifade etti. Aliyev, geçen 20 yıl içinde Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin zaferlerle dolu bir yol üzerinde saygıdeğer şekilde ilerlediğini belirterek "Türkiye, sadece bölgede değil, tüm dünyada sözü geçen bir ülke haline gelmiştir. Aynı zamanda bir güç odağı olmuştur." ifadelerini kullandı. Aliyev, Türkiye'nin tüm dünyada saygıyla anıldığını ve dünyadaki herkesin Türkiye’nin askeri gücünü ve savunma sanayisindeki başarısını imrenerek izlediğini söyledi.
Bugün asrın felaketinin 2'nci ayı... Türkiye'yi derinden sarsan ve büyük acılar yaşatan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yaralar hızlı sarılmaya başlandı. Devlet-millet iş birliği ile deprem bölgelerinde hummalı çalışmalar ortaya koyuldu. Barınmadan beslenmeye tüm ihtiyaçlar karşılanırken, bir yandan geçici barınma merkezleri kuruldu, bir yandan da söz verildiği gibi afet konutlarına başlandı. Şehirlerde hasar tespit çalışmalarında sona gelinirken enkaz kaldırma çalışmalarına da ara verilmeden devam ediliyor. Bu süreçte bakanlar, kurumlar, STK'lar, gönüllü vatandaşlar ve Mehmetçik büyük bir mücadele ortaya koyarken, arka planda hiç duyulmadan gece gündüz çalışanlar da vardı. Yozgat, Hassa'yı onarıyor Bunlardan biri de Yozgat Valisi Ziya Polat. Vali Polat, depremden büyük ölçüde etkilenen Hatay'ın Hassa ilçesinde ilk andan itibaren çalışmalar yürütüyor. Kent adeta onarılırken, elektrik ve su tesisatlarının kurulumuyla bölgede hayatın normal akışına dönmesi için mücadele edildi. Aynı zamanda konteyner kent kurulumu da hızlandırdı. Deprem bölgelerini gezerek son durumu aktaran ve depremzedeleri ziyaret eden Gazeteci Adem Metan da Polat ile bir araya geldi. "Ara vermeden görev yapan..." Metan, yapılan çalışmalara değinerek, konteynerler için bilgi aldı ve o anları sosyal medya hesabından şu ifadelerle paylaştı: Depremin ilk gününden bu yana bölgede ara vermeden görev yapan Yozgat Valisi Ziya Polat ile sohbet ettik; Vakti olanların izlemesini tavsiye ederim. "Bayramda enkazı bitirmeyi hedefliyoruz" Videoda ise Vali Polat, şöyle konuştu: İlk günden beri buradayım. İlk gün akşam saatlerinde Hassa'ya geldik. Çok büyük bir afet, çok büyük acılar var, çok büyük acılar var. Hikayelerin içerisinde biz de yer aldık. Devletimiz emretti koşa koşa geldik. Milletimize hizmet etmek için çalışıyoruz çalışmaya da devam edeceğiz. 4 çocuğum var akşamları görüntülü konuşuyoruz. Onun haricinde hep buradayım. Özlem var, bayramda burada olursak onları buraya getiririz. Enkazda şu an yüzde 50’ye ulaştık. Biz inşallah bayramda enkazı bitirmeyi hedefliyoruz. Tüm köylere girdik müteahhitlerimizle. Konteyner kent diyoruz ama altında çok iş var. Alt yapısı çok zor bir iş, elektriği çekildi suyu çekildi. Burası bizim için özel bir konteyner kent, 880 kapasiteli büyük bir yer. Kentin sponsoru Türkiye Diyanet Vakfı. İşin eşyasını da onlar hallediyorlar. Eksik kalan şeyleri tamamlamadan vatandaşımıza vermiyoruz. https://twitter.com/ademmetan/status/1643704902491811840?s=46&t=kgYu0XH04hCo9hDKdwyLsQ
Cumhuriyet Halk Partisi'nin 14 Mayıs'ta yapılacak olan 28. Dönem Milletvekili Seçimleri aday listesi, Yüksek Seçim Kurulu'na teslim edildi. ADAY GÖSTERİLMEDİ 2018 yılından itibaren CHP Konya milletvekili olarak görevde bulunan Abdüllatif Şener, 28. Dönem Milletvekili Seçimleri aday listesinde yer almadı. GÜL'ÜN ADAYLIĞINI İSTEMEMİŞTİ Abdüllatif Şener, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı adaylığı ihtimali ile ilgili soruya, "Hiç mücadele etmemiş, hiç risk üstlenmemiş, hep hazır kurulu sofraya oturmuş biri aday olmamalı." yanıtını vermişti. KURDUĞU PARTİ 3 YIL DAYANDI Kurucularından olduğu AK Parti'den ayrıldıktan 2 yıl sonra kurduğu kendi partisinin genel başkanlğından da 2 yıl sonra istifa etmiş, partisi de bir yıl sonra tabela indirmişti.
HDP'den milletvekili seçilen daha sonra ise Türkiye İşçi Partisi'ne (TİP) katılan Ahmet Şık, katıldığı bir programda HDP ile PKK'nın aynı olduğunu söyledi. Selahattin Demirtaş'ın da PKK ile aynı görüşte olduğunu ifade eden Şık, devletin terörle mücadelesini karaladı, "Bu ülkede savaşı da devlet çıkarıyor." şeklinde skandal ifadeler kullandı. "SELAHATTİN DEMİRTAŞ, HDP VE PKK ARASINDA GÖRÜŞ AYRILIĞI YOK" HDP'den vekil seçilip TİP'e geçen Ahmet Şık, katıldığı bir canlı yayında Kandil'de terör elebaşı Cemil Bayık ile görüştüklerini vurgulayarak dikkat çeken ifadeler kullandı. Şık, "Şu tezinize katılmıyorum, HDP ne kadar barışı önceliyorsa 'PKK aksi davranıyor' yorumunu kabul etmiyorum. Çünkü öyle olmadığını biliyorum. Nereden biliyorum, ben 2015 seçiminden önce Kandil'e gittim ve Cemil Bayık ile söyleşi yaptım. Orada yazdıklarım ve sohbetlerimizden yola çıkarak söylüyorum. Ben HDP'nin parti olarak seçime girmesi kararının yanlış olduğunu düşünüyordum. Barajı geçip geçemeyeceğimizden emin değildim. Bana çok net itiraz ettiler. Dediler ki, 'Türkiye'nin kurtuluşu HDP'nin çizgisidir'" dedi. KÜSTAH SÖZLER: SAVAŞI DEVLET ÇIKARIYOR Şık, daha sonra ise sözlerini küstahlaştırarak PKK'yı masum gösterdi, devleti hedef aldı: "Kandil'in bakış açısı hala bu. Bunu bilerek de söylüyorum. Detaylarına girmeyeceğim. Lütfen şöyle bir tartışmaya girilmesin, Selahattin kıskandı, PKK işte o yüzden şey oldu, PKK ile HDP arasında görüş ayrılığı oldu, birisi savaş istiyor, birisi barış istiyor, öyle bir şey yok. Bu ülkede savaşı da devlet çıkarıyor, barışı da devlet getirecek. İsterse savaşıyor isterse barışıyor."
14 Mayıs'ta gerçekleşecek oylamaya günler kalırken tüm Türkiye seçimlere odaklandı. Cumhur İttifakı aday olarak Recep Tayyip Erdoğan'ı, HDP'nin de destek verdiği yedili masa ise Kemal Kılıçdaroğlu'nu belirledi. Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıkan İyi Parti kanadı, yaşananlar karşısında darma duman olmuş durumda. İP'TE FETÖ KAVGASI VE İDRİS NAİM ŞAHİN İyi Parti'deki krizi, milletvekili aday listeleri daha da alevlendirdi. Meral Akşener'in Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, partisinin baraj altında kaldığını vurgulayarak, ses getiren açıklamalarda bulundu. İyi Parti'den Ordu 1'inci sıra milletvekili adayı İdris Naim Şahin'e FETÖ eleştirisi yönelten Çıray, "Bu kişinin İçişleri Bakanlığı döneminde, atadığı 74 emniyet müdürü FETÖ'cü çıktı. Ve normal şartlar altında hesap vermesi gereken birisi. Hesap vermesi gereken birisinin dokunulmazlık kazanmasına araç olunmamalı" dedi. APO'YA EV HAPSİ İSTEYEN ADAY GÖSTERİLDİ Teröristbaşı Abdullah Öcalan'a ev hapsi isteyen Salim Ensarioğlu'nun İyi Parti'den adaylığı hakkında da konuşan Çıray, "Bu kararın muhatabı cevaplamalı. Bebek katiliyle ilgili hiçbir iyileştirme yapılmamalı. Bu kadar!" tepkisinde bulundu. "AKŞENER DÜKKANI KAPATACAK" 'Partiye FETÖ'cüler doluştu' diyerek İyi Parti'den istifa eden İyi Parti kurucularından Vedat Yenerer, Çıray'ın açıklamaları ve İyi Parti hakkında değerlendirmelerde bulundu. Ulusal Kanal'da konuşan Yenerer, "Geçti Bor'un pazarı. Bu saatten sonra bu açıklamaların hiç kimseye faydası yok. Meral Akşener'in dükkanı kapatacağını ve zararına satışlar yaptığını düşünüyorum" sözlerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: Hamdolsun devletimizin gücü, milletimizin birliği sayesinde bu felaketlerin üstesinden gelerek yolumuza devam ediyoruz. Her felaket almamız gereken tedbirleri hatırlatıyor. Depremin ağır sonuçlarıyla ilgili 99'dan kalma tecrübemiz zaten vardı. Ülkemiz fay hattı tehdidiyle karşı karşıyadır. Türkiye'nin tamamını içine alan afet risk yönetimi sistemi kurmak amacıyla uzun süredir yoğun gayret gösteriyoruz. Kentsel dönüşüm de bu çerçevede önem verdiğimiz konulardan biridir. Nüfus yoğunluğu insani ve ekonomik sonuçları sebebiyle İstanbul önceliklerimizin başında yer almak mecburiyetindedir. İBB Başkanlığı döneminde şehrin doğu ve batı istikametinde huzurlu yerler kurmak için çok çaba sarf ettik. Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığım dönemlerinde TOKİ ile bunları yaptık. 1,1 milyon TOKİ konutuyla ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamadık, son depremde de bu konutlar depremden alnının akıyla çıktı. 11 ilimizi ayağa kaldırmak için gece gündüz çalışıyoruz. Böylece neredeyse 20 milyona yakın insanımızı güvenli yuvalara kavuşturduk. Deprem bizim hazırlıklarımızın bitmesini beklemiyor. Bunun için mevcut projeleri hızlandırmakta hem de yeni projeleri olabilecek en kısa sürede hayata geçirmekte kararlıyız. 830 bin metrekareyi bulan alanı ile Fikirtepe ülkemizin en önemli projelerinden biridir. 18 parselde yürütülen Yeni Fikirtepe Projesi'ne 2020 yılında başlandı. 20 milyar liralık yatırımla 60 bin vatandaşın yaşayacağı konutlar yapıyoruz. "BAYRAMIN İLK GÜNÜ YENİ BİR MÜJDEYİ MİLLETİMİZLE PAYLAŞACAĞIZ" Şu anda parsellerde yüzde 27 ile yüzde 84 arasında gerçekleşmelere ulaşılmış durumdadır. Bir başka ifadeyle projenin 3'te 1'i tamamlandı. İlk etapta inşa edilen 16 bin 484 konutun anahtarlarını teslim ediyoruz. Projenin ikinci ve üçüncü etaplarında dönüşüm çalışmalarını başlatıyoruz. 2024 Temmuz ayına kadar konutlar sahiplerine teslim edilmiş olacak. Gönül projenin yatay projeyle gerçekleştirilmesi istenirdi. İstanbul'da acilen dönüştürülmesi gereken 1,5 milyon konut var. Avrupa ve Anadolu yakasında 500 bin konutluk uydu kentler planlıyoruz. Bu çerçevede kentsel dönüşüm kredilerinin limitlerini 600 binden 1 milyon 250 bin liraya çıkardık. Bayramın ilk günü kentsel dönüşüme ivme katacak yeni bir müjdeyi milletimizle paylaşacağız. Deprem yıkıntılarının altında canlarımızın yitip gitmemesi için kentsel dönüşüm çalışmalarında en küçük ihmale meydan vermemeliyiz. Ne İstanbul ne de Türkiye. Böyle bir tehdidin altında kalmayı hak etmiyoruz. "FİKİRTEPE ARTIK GECEKONDULARLA ANILAN YER OLMAKTAN ÇIKIYOR" Fikirtepe 1950 yılına kadar Sultan 5. Murat'ın av köşkünden başka bir şey olmayan mesire yeriydi. Sonra 3 mahalleden oluşan koca bir gece kondu şehri ortaya çıktı. Dönüşüm projemizin tamamlanmasıyla Fikirtepe artık gecekondularla anılan yer olmaktan çıkıyor. İstanbul'a ve Fikirtepe halkına ait modern, nezih bir cazibe merkezi olarak şehirde yerini alıyor. 21 yıllık iktidarımızı en yalın haliyle göstermeye değerdir. İstanbul'un en sorunlu bölgesini aldık, en prestijli yeri haline getirdik. İşte Türkiye'yi de 21 yıl önce Fikirtepe'nin eski hali gibi aldık. 94 yılında İstanbul'u nasıl aldık, çöp, çukur, çamur. Buraları çöpten çukurdan temizlemedik mi? Su var mıydı? Kim vardı İstanbul yönetiminde, CHP. CHP, çöp, çukur, susuzluk demektir. 1 yılda tertemiz İstanbul meydana getirdik. 1 yılda susuzluğu giderdik ve İstanbul suyuna kavuştu. "TERÖR ÖRGÜTLERİYLE DARBECİLERLE ÇARPIŞTIK" Hayata geçirdiğimiz demokrasi ve kalkınma adımlarıyla yokluk, yoksulluk, baskı, zulüm, kavgaların ülkesini Türkiye Yüzyılı'nın eşiğine getirdik. Bunun için vesayetle mücadele ettik, emperyalistlere meydan okuduk. Bunun için eğitimden sağlığa her alanda reformlar yaptık. Terör örgütleriyle darbecilerle çarpıştık. Cudi, Gabar, Tendürek, Bestler Deresi'ni teröristlerden biz temizledik. Kandil'e yavrularımızı bunlar kaçırmadı mı? Diyarbakır annelerini bunlar gözü yaşlı hale getirmedi mi? Ne Gabar, ne Cudi, buradaki mağaraları delik deşik ettik. Kandil'den meydan okuyorlar. Ne diyorlar, Bay bay Kemal'i destekleyeceğiz. 14 Mayıs'ta benim milletim Kandil'e prim vermeyecek. Onun için tabi çok çalışacağız. İstanbul'un birinci, ikinci, üçüncü bölge çok çalışacağız. Karşımızda 7'li bir ittifak oluşturdular. Aylar, yıllar süren kavganın ardından da karşımıza Bay bay Kemal'i aday çıkardılar. Kemal 7 Cumhurbaşkanı yardımcısından habersiz adım atmayacakmış. Böyle devlet yönetimi olur mu? Bu nasıl kafa, nasıl anlayış. Bunlar bu devletimizi batırmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Yol erkenken kararımızı vereceğiz, sandıkları patlatacağız. Geride bekleyen PKK, FETÖ'sü Londra tefecilerini saymıyorum bile. 300 milyar Dolar getirecekmiş Londra'dan. Bunlar aynı zamanda esrar eroin kaçakçısı. Frankestien koalisyonu ne yapacakmış, 85 milyonluk Türkiye'yi yönetecekmiş. 7 kişi birbirini idare edemeyenler 85 milyonu nasıl idare edecek. Biz TCG Anadolu'yu ordumuza teslim ettik. Halkın ziyaretine açıldı. Sarayburnu'nda herkes tıklım tıklım kilometrelerce TCG Anadolu'yu ziyaret etmek suretiyle yakından izlediler. Bunu gerçekleştirmek de bize nasip oldu. Fırkateynlerden tutunuz hücum botlara kadar, böyle bir uçak gemisi yapmak, İHA, SİHA, Akıncı, Kızılelma'yı yapmak da bize nasip oldu. "7 KİŞİ BİRBİRİNİ İDARE EDEMEYENLER 85 MİLYONU NASIL İDARE EDECEK" Unutmayın, iş bilenin kılıç kuşananındır. Biz göreve geldiğimizde milli savunma sanayi yüzde 20'yi, şimdi yüzde 80. Bir toplu iğneyi üretemeyen Türkiye'den savunma sanayinde mühimmatından araç gerecine kadar bütün bunları üreten Türkiye'ye geldik. SSK'yı batıran bu acize bırakır mısınız? 7 kişi birbirini idare edemeyenler 85 milyonu nasıl idare edecek? Tabi ki sıkıntılar yok mu var. Bunları çözecek olan 21 yıldır en eserin altına imzasını atmış olan biziz. Gelin hep birlikte 14 Mayıs'ı Türkiye Yüzyılı'na dönüştürerek ülkemize göz diken herkesin heveslerini kursaklarında bırakalım.
