27 Nisan Cumartesi 2024
3 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Emekli generallerin merkezinde CHP var, bildiri buram buram darbe kokuyor

Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, geçen ay gerçekleştirdikleri 7. Olağan Büyük Kongrenin hemen ardından yapılan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısında, Merkez Yürütme Kurulu ile birlikte Grup Yönetiminde de bazı değişiklikler olduğunu anımsattı. Naci Bostancı'nın Grup Başkanı olarak görevine devam ettiğini; Grup Başkanvekillerinden Özlem Zengin'in artık görevini Genel Merkezde Halkla İlişkiler ve Sivil Toplum Başkanı olarak sürdüreceğini hatırlatan Erdoğan; bu dönemde Grup Başkanvekilliklerini ise Bülent Turan, Cahit Özkan, Mahir Ünal, Mustafa Elitaş ve Muhammet Emin Akbaşoğlu'nun yürüteceğini söyledi. Görevlerine devam eden ve yeni sorumluluk üstlenenleri tebrik eden ve başarılar dileyen Erdoğan, "Cumhur İttifakı ve AK Parti olarak, ülkeye ve millete Meclis çatısı altında verdiğimiz hizmetleri, inşallah bu yeni ekibimizle çok daha güçlü bir şekilde devam ettireceğiz. Meclis gündemi zaten yoğundu. Mevcut kanun hazırlıkları ve görüşmelerinin yanı sıra, pek çok yeni konu, komisyonlarda ve Genel Kurul’da bizleri bekliyor. Yeni anayasa hazırlıkları sürecinde de ilerleyen dönemde Meclisimize ve dolayısıyla grubumuza önemli görevler düşecektir." diye konuştu. AK Parti Grubunun, tüm bu zorlu çalışmaları başarıyla yürüterek, Türkiye'yi 2023 hedeflerine adım adım yaklaştıracağına inandığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Her bir milletvekilimiz, kendi şehrinin temsili yanında, yasama faaliyetlerine de en aktif şekilde katılarak, bu yükü paylaşacaktır. Her dönemde olduğu gibi bugün de Meclis’in ve ülkenin lokomotifi sizler olacaksınız. Kongremizde temel çerçevesini ortaya koyduğumuz 2023’e kadarki yol haritamızın hayata geçirilmesini, hem Meclis’te hem illerimizde sizlerle birlikte sağlayacağız. Geçtiğimiz 19 yıldaki eserlerimizi ve hizmetlerimizi, yeni dönemin başlangıcı olarak görüyoruz. Türkiye’nin 19 yıl önceki halini, yaşı 35-40’ın altındaki vatandaşlarımız pek hatırlamaz. Hükümete geldiğimizde, demokrasiden kalkınmaya kadar her alanda yokluk, yoksulluk, yasaklar ve zulüm arenası haline getirilmiş bir ülke devraldık. 'Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür' derler. Bunun için eski Türkiye ile bugünkü Türkiye’nin mukayesesini her fırsatta milletimizle paylaşmamız gerekiyor. AK Parti iktidara geldiğinde, CHP Genel Başkanı herhalde 50’lilerinin başındaydı. Kendisinden 20 yıl öncesinin Türkiye’siyle bugünün Türkiye’sini, şöyle elini vicdanına koyarak karşılaştırmasını istiyoruz. Gittiği yollar aynı yollar mı, gördüğü binalar aynı binalar mı, aldığı hizmetler aynı hizmetler mi, ülkenin vizyonu aynı mı? Bir günden bir güne bu zatın ağzından, 'tamam, pek çok eksik ve hatta yanlış var ama memlekette şöyle iyi bir şey de yapıldı' sözünü duymadık. Tam tersine CHP Genel Başkanı ve şürekası, tüm konuşmalarında, hafıza-i beşerin nisyanına güvenerek, yarısı yalan, yarısı yanlış bir sürü iddia ortaya atıyorlar. Kendisi İzmir milletvekili. İzmir’e bir bak. İzmir’e neler yaptı bu iktidar? Çevre illerle, hatta uzak illerle, başta İstanbul, Ankara olmak üzere, buralara ne gibi bağlantılar yapıldı? Ne gibi yatırımlarla İzmir buralara bağlandı? CHP'nin geçmişinden bugüne İzmir'e yapılmış en ufak bir yatırım var mı?" ''BURAM BURAM DARBE İMASI KOKUYOR''  Erdoğan, CHP'nin, bir grup emekli amiralin, buram buram darbe iması kokan açıklamalarını, ekonomiyle ilgilendirerek "gündem saptırma" olarak aklamaya çalışacak kadar şirazesinden koptuğunu söyledi. "Darbecinin emeklisi-muvazzafı olmayacağını bilmeyecek kadar bunlar cahil. Yoksa bu bir sinsilik mi? Orasının takdirini milletime bırakıyorum." diyen Erdoğan, bununla da kalmayıp kendilerini, herkesi terörist ve darbeci ilan etmekle suçladıklarını belirtti. Erdoğan, "Tabii kendileri teröristlerle al takke-ver külah ilişkisi içinde oldukları için teröriste 'terörist' dememizden rahatsız oluyorlar. Çünkü bakıyorlar ki Gabar, Cudi, Tendürek, Bestler Dereler çökertildi. Bütün bunları gördükçe rahatsız oluyorlar. Hatta ve hatta daha da ileri giderek, çıkmış bunlardan bir tanesi 'Suriye'nin sınırında bazı yerleşik durumlar olabilir, bu çok daha da isabetli olur.' diyecek kadar şirazesini kaybetmiş. Kim bu? Bu da sözcüleri." diye konuştu. ''BU EMEKLİ GENERALLERİN MERKEZİNDE CHP'NİN KENDİSİ VAR'' CHP'lilerin, tüm hayatları boyunca iktidarı darbe ve vesayet gölgesinde aradıkları için darbeciye "darbeci" demelerinden de huzursuzluk duyduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Teröristlerle ve darbecilerle mücadelemizi ekonomiyle ilişkilendirerek, güya kendi akıllarınca, bir taşla iki kuş vurmanın hesabını yapıyorlar. Hem teröristleri ve darbecileri aklıyorlar hem de ekonomi üzerinden milletimizin, özellikle de gençlerimizin umudunu kırarak, ülkemizi güven ve istikrar yerine kaos iklimine yönlendirmeye çalışıyorlar. Türkiye, daha 15 Temmuz acısının yaralarını saramamışken bir grup emekli askerin, aslı astarı olmayan meseleler üzerinden milli iradeyi, ülkenin seçilmiş yönetimini tehdit etmelerini küçümseyen, darbecinin ta kendisidir. Çok açık net söylüyorum, şu anda bu emekli generallerin merkezinde CHP'nin kendisi vardır. Bu 104'ün içerisinde şu anda CHP üyesi olanlar vardır. İncelemeler devam ediyor, kim bilir daha ne kadar çıkacak. Hadi 15 Temmuz'da Bay Kemal, tankların arasından sıvışıp milletin sokakta verdiği mücadeleyi rahat koltuklarında kahve içerek televizyonda seyretmiş olabilirsin. Bu senin korkaklığındır. Ama bundan sonra yemezler, bundan sonra yutmazlar. Bundan sonra hesabını bu işin çok ağır vereceksiniz ve siz kaçacaksınız, biz kovalayacağız. Zira darbe heveslilerini bu derece hararetli bir şekilde savunmanıza asla millet müsaade etmez, biz ise hiç müsaade etmeyiz." Meselenin korkaklık, yüreksizlik ve geçmişinden utanmak olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Oturduğu koltuğa, mide bulandırıcı bir kaset kumpasıyla getirilen bu zata, diyet olarak darbecilerin sözcülüğü vazifesinin tevdi edildiği anlaşılıyor. Aksi takdirde, akıl ve izan sahibi hiçbir siyasetçi, doğrudan kendi varlığını hedef alan anti-demokratik bir girişim karşısında böyle bir tavır içine giremez. Kendi iktidarını, ülkenin ve milletin felaketinde gören bu habis zihniyeti, en az teröristler ve darbeciler kadar tehlikeli görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu. "SAĞLIK BAKANIMIZA DA BİNDİRİYOR. ATILACAK TIRNAĞI OLSAN NE ALA, DEĞİLSİN" Erdoğan, bazı video görüntülerini izlettikten sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün Sağlık Bakanlığı Bilim Kuruluna yönelik sözlerini eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Kılıçdaroğlu dün hızını alamayıp işi salgınla mücadelede en önemli referans kaynağımız olan, ülkemizin kendi alanlarının en yetkin isimlerinden oluşan Sağlık Bakanlığı Bilim Kuruluna saldırmaya kadar vardırdı. Vah zavallı. Biz salgınla mücadeleyi siyaset üstü, 84 milyonun tamamının sağlığını ilgilendiren milli bir mesele olarak görüyoruz. Bilim Kurulu üyelerimize kadar, bugüne kadar verdikleri hizmetler için de ben şahsım, ailem, grubum ve milletim adına kendilerine teşekkür ediyorum. Bilim Kurulu başta olmak üzere sağlıkta bugüne kadar ölen nice kardeşlerimiz, arkadaşlarımız oldu. Bunlarla ilgili Bay Kemal, senin bir derdin oldu mu? Kılıçdaroğlu'nun bir dakikalık şov uğruna, bunca emeği silip atmasının, bilimin konuşulması gereken yerde, bilimi ayaklar altına almasının takdirini ben sağlık çalışanlarımıza ve milletimize bırakıyorum. Rabb'im ülkemizi bu habis zihniyetin tasallutundan, bu zihniyetin yol açacağı tahribattan, bu zihniyetin sebebiyet vereceği yıkımdan muhafaza eylesin diyorum. Ve bununla da kalmayıp tabii Sağlık Bakanımıza da bindiriyor. Atılacak tırnağı olsan ne ala, değilsin. O kadar zavallısın." Erdoğan, CHP'lilerin örnek gösterecek bir eseri, iftihar edecek bir hizmet ve dikili bir ağacı bulunmadığını dile getirerek, "Siyasi hayatınızın tamamı, bizim projelerimizi engellemeye çalışmakla geçmiştir. Yüzsüzlükte ve arsızlıkta öyle tavan yapmış durumdalar ki dün engellemek için çırpındıkları eserleri ve hizmetleri, bugün sanki kendi projeleriymiş gibi sahiplenmekten de geri kalmıyorlar. İstanbul'da ne yapmışsak, şimdi onları sahiplenmeye çalışıyorlar. Bu ne utanmazlıktır, bu ne terbiyeden muaf kalmış bir haldir? CHP'ye gönül veren vatandaşlarımızın, tüm bu olup bitenleri ibretle takip ettiğine, günü geldiğinde de demokrasi ve kalkınma düşmanlarına hak ettikleri cevabı vereceklerine yürekten inanıyorum." ifadesini kullandı. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diğer açıklamaları: ENFLASYONU TEK HANEYE İNDİRMEKTE KARARLIYIZ Dövizdeki dalgalanmalar ekonomik temelli değil. Son dönemde bir miktar artan enflasyonu tekrar tek haneye indirmekte kararlıyız. Bu konuda kararlıyız. İhracatımız 2002'deki 36 milyar dolar seviyesinden 170 milyar dolar seviyesine çıkmıştır. Mart ayı ihracat rakamlarında tüm zamanların rekorunu kırdığımız bir dönem oldu. Salgından sonra eskisinden çok daha güçlü bir turizm gelirine sahip olacağız. Tabi bunları sayın Kılıçdaroğlu takip ediyor mu bilmiyorum. Uçuk saçık rakamlarla konuşmak ve milleti yalanla aldatmak sana bir şey kazandırmayacak.  Dün Kılıçdaroğlu kürsüde rakam vererek esnaf ve sanatkarlarımızı bize karşı kışkırtmaya çalışıyor. Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz yıl 99 bin 588 esnafımızın terkin yaptığını, yani işini terk ettiğini söyledi. Hakikati ifade ediyor mu? Hayır. Çünkü aynı dönemde 365 bin 533 esnaf tescil yaptırmış, yani işe başlama bildiriminde bulunmuştur. Kılıçdaroğlu, sen ne zaman doğru konuşacaksın. Bak rakamlar ortada. Esnafın derdini dile getirmek başka şey, rakamları eğip bükerek kışkırtıcılık yapmak başka şey. Kendisini yalancı ve provokatör ilan etmekten başka çaremiz kalmıyor. Reform paketlerimizi açıkladığımız takvime uygun şekilde hayata geçireceğiz.  Eğitime ayrılan bütçeyi 20 kattan fazla arttırdık. Okullardaki derslik sayısını 343 binden 600 bine çıkardık. Almanya'dan falan öndeyiz 1.5 milyon olan üniversite öğrencisi sayımız da 8 milyonun üzerine çıkmıştır. Bay Kemal biz göreve geldiğimizde üniversite öğrencilerine verilen burs 45 liracıktı, şimdi ise 650 TL... Siz zaten bu makamlara gelecek değilsiniz. Gelseniz de bu tür destekleri verecek niyetiniz yok. Geçmişte olmadı ki şimdi olsun... Eğitime ayrılan bütçeyi 20 kattan fazla arttırdık. Okullardaki derslik sayısını 343 binden 600 bine çıkardık. Almanya'dan falan öndeyiz 1.5 milyon olan üniversite öğrencisi sayımız da 8 milyonun üzerine çıkmıştır. Bay Kemal biz göreve geldiğimizde üniversite öğrencilerine verilen burs 45 liracıktı, şimdi ise 650 TL... Siz zaten bu makamlara gelecek değilsiniz. Gelseniz de bu tür destekleri verecek niyetiniz yok. Geçmişte olmadı ki şimdi olsun... ARNAVUTLUK GÖRDÜ, AYNISINI İSTEDİ Bunlar işte Adana'da pazar yerini hastane diye, hatta sahra da demiyorlar edepten yoksun olmayalım diye, 'işte biz hastane yaptık' diyorlar. Sizin ona gücümüz yetmez, o bizim şanımızdır. İşte biz 45 günde Atatürk Havalimanı'ndaki acil durum hastanesini yaptık. Niye buraları seçtik. uçak geldi, buraya insin, 5 dakikada hastaneye geçsin. Her birinde 18 ameliyathane var. Bunu Arnavutluk gördü, bizden bunu aynısını istedi. Bir müteahhidimizi görevlendirdik, 48 günde Arnavutluk'ta acil durum hastanesini yaptı. ve Başbakan Sağlık Bakanı'nı arayıp teşekkür etti. Ben anacığım rahatsızlandığı zaman Okmeydanı SSK Hastanesi'ne sabah namazından sonra gider, numarayı alır, anacığımla orada muayeneye giderdim. Aynı hastanede benim bir dava arkadaşım eşi doğum esnasında rahmetli oldu. Ve eşini maalesef doğum esnasında çocuk ve hanımı rahmetli, ödeme yapılmadı diye vermiyorlar. Ne yapıyorlar? Rehine alıyorlar. Bay Kemal senin SSK Genel Müdür olduğun dönemde. Sen bu ülkede bunları yapmış bir adamsın. BUGÜN YAPTIKLARI MUHTAR EDEBİYATININ NE KADAR SAHTE OLDUĞUNU SÖYLEMEYE BİLE GEREK YOK Eser ortada, gider şehir hastanelerini gezersin. Neyin ne olduğunu beğenmediğin Sağlık Bakanımız saba anlatır. Git, gez gör. Engelli maaşlarını 24 liradan 914 liraya çıkardık.  Geçenlerde muhtarlarla ilgili abuk sabuk şeyler söylüyor. yapacağından değil de kendilerine özel kalem atayacakmış. Biz muhtar maaşlarını 97 liradan aldık 2445 liraya çıkarttık. Niye aldatıyorsun milleti. Bu süreçlerden geçtiniz.  Geçmişte muhtarların mühürlerini toplatarak tüm muhtarlıkların kapısına kilit vurmaya kalkanların, bugün yaptıkları muhtar edebiyatının ne kadar sahte olduğunu ise söylemeye bile gerek duymuyorum. Kendisinin yakasına rozet taktığı adam güneyde diyor. Bırak sen güneyi... EMEKLİ AMİRALLER TALİMATI KILIÇDAROĞLU'NDAN ALIYOR Buradan Genelkurmay Başkanı'ndan erine kadar kahraman ordumuzun tüm mensuplarına şükranlarımı gönderiyorum. Milletimizle birlikte biz de tüm kalbimizle, darbecilerden temizlenen Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yanındayız, yanında olmayı sürdüreceğiz. Rabbime, bana böyle bir ordunun 'başkomutanı' sıfatını bahşettiği için binlerce kez hamdüsenalar ediyorum. Tabii emekli amiraller bu işin dışında. Onları karıştırmayalım. Bu emekli amiraller ne yazık ki talimatı kendi başkomutanları Kılıçdaroğlu'ndan alıyor. Zaten onun imzası var. Önce onun temizlenmesi lazım. Temizlenmedikten sonra kendini kurtaramaz. 15 Temmuz gecesi kaçtın Bakırköy'e gittin. Ama şimdi kaçacaksın, kovalayacağız. Sadece bu yıl çiftçimize 24 milyar liralık destek vereceğiz. Türk sanayinin böyle zorlu bir dönemde ortaya koyduğu performans yabancı yatırımcının da ilgisini cezbediyor. Xiaomi ve Oppo'nun akıllı dönem yatırımları işte bu dönemde gerçekleşti. Dünyada ilk olan Getir'in 2.6 milyar dolarlık değerlemeye ulaşması da girişimcilerimizin iftihar tablosuna örnektir. 2002'de bütçesi 5.5 milyar olan 62 proje yürütülürken bu sayı bugün 750 projeyi geride bıraktı. Taksim meydanında muhteşem camiyi de Ramazan'ın son cumasında Müslümanların hizmetine alacağız. Kadir gecesinde de Zonguldak'ta sahilde Uzun Mehmet Camisi'ni de hizmete alacağız. KANAL İSTANBUL İLEİLGİLİ HAZIRLIKLARIMIZI TAMAMLADIK Buradan milletimize bir müjde vermek istiyorum. Ülkemizin en büyük ve en stratejik altyapı projesi olan Kanal İstanbul ile ilgili hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. Projenin ÇED raporu, 56 kurum ve kuruluşun, 200’den fazla bilim insanının, medyanın ve vatandaşlarımızın katkılarıyla tamamlandı. İki yakasında kurulacak 500 bin nüfuslu şehir İstanbul'un depreme hazırlığını da hızlandıracaktır. Karadeniz'de hem biz hem de kıyısı olan ülkeler sürekli büyük ve yeni limanlar yapıyor. Bu durum gemi trafiğinin daha da artacağına işaret ediyor. Tehdit ediyor. Bütün müteahhitlerin elinden geliyoruz, geldiğimizde ödemeleri vs ellerinden alırız ve kendilerini de kenara koyarız. böyle bir devletin devamlılığına inanmak olabilir mi? Şartları zorlayarak Boğaz'daki gemi trafiğini sürdürüyoruz. İnşa edeceğimiz 45 kilometre uzunluğa, 21 metre derinliğe, 275 metre taban genişliğine, en dar yerinde 360 metre su yüzeyi genişliğine sahip Kanal İstanbul, bölge için yeni bir nefes borusu olacaktır. İsteseniz de istemeseniz de biz Kanal İstanbul'a başlıyoruz, yapacağız ve milletimizin emrine amade edeceğiz.

2 yıl önce

Cezası kesinleşen emekli generallerin 'rütbeleri sökülsün' talebi

Alınan bilgiye göre, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, cezası kesinleşen hükümlüler, Ahmet Çörekçi, Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Çetin Doğan, Çetin Saner, Çevik Bir, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Hakkı Kılınç, İdris Koralp, İlhan Kılıç, Kenan Deniz, Vural Avar ve Yıldırım Türker'e ait kesinleşme şerhlerini, Genelkurmay Başkanlığına ve Milli Savunma Bakanlığına iletti. Mahkemenin yazısında, kesinleşen karara göre, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 30 ve 31. maddelerine göre gereğinin yapılması istendi. Askeri Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri Askeri Ceza Kanununun 30. maddesi, asker kişiler hakkındaki hükümlülük halinde, "Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası" verilmesini düzenliyor. Kanunun 31. maddesinde ise Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasının niteliği, "hükümlünün Silahlı Kuvvetlerle ilişiğinin kesilmesi" olarak yer alıyor. Bu ceza, ayrıca bir hükme gerek kalmaksızın askeri rütbe ve memuriyetlerin kaybedilmesi sonuçlarını doğuruyor.

2 yıl önce

28 Şubat davasında hüküm giyen generallerin rütbeleri söküldü

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Şubat davasında haklarında verilen müebbet hapis cezası kesinleşen 14 emekli generalin 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince rütbelerinin sökülmesi için 19 Ağustos'ta Genelkurmay Başkanlığına yazı gönderdi. Genelkurmay Başkanlığı da mahkemenin kararı doğrultusunda gerekli çalışmanın yapılması için emekli generallerin bağlı bulunduğu kuvvet komutanlıklarına talimat verdi. Çalışmaların ardından Genelkurmay Personel Başkanlığı, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 30. maddesi ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Personel Kanunu'nun 50. maddesi gereğince sanıklar hakkında TSK'dan çıkarma işlemi yaptı. Buna göre emekli orgeneraller Çevik Bir, Çetin Doğan, Fevzi Türkeri, Ahmet Çörekçi, İlhan Kılıç, emekli korgeneraller Çetin Saner, Yıldırım Türker, Vural Avar, emekli koramiral Aydan Erol, emekli tümgeneraller Erol Özkasnak, Cevat Temel Özkaynak, Kenan Deniz ve emekli tuğgeneral İdris Koralp'ın rütbesi söküldü. Genelkurmay Personel Başkanlığı, rütbesi sökülecek isimler arasında yer alan dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Başkanı Korgeneral Hakkı Kılınç'a ilişkin yazıyı da İçişleri Bakanlığına yönlendirdi. Personel Başkanlığının Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği 9 Eylül tarihli yazıda rütbelerin sökülmesine ilişkin idari işlemin, sanıklar hakkındaki mahkumiyet kararına istinaden yapıldığı belirtildi.

2 yıl önce

28 Şubat generallerinin infazlarının ertelenmesi talebi reddedildi

103 sanığın yargılandığı 28 Şubat davası 2018'de karara bağlanmış, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ile Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir ve Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında olduğu 21 sanık müebbet hapis cezası almıştı. Yargıtay geçtiğimiz Ağustos ayında 14 sanığa verilen cezayı onadı. Çevik Bir'in de aralarında olduğu eski generaller kararın ardından tutuklandı. İzmir'de tutuklu bulunan Çevik Bir, ilerleyen yaşını ve sağlık sorunlarını gerekçe gösterip, cezaevi şartlarında tedavisinin yapılamayacağını öne sürerek, cezanın infazının ertelenmesi isteğiyle sağlık muayenesi talep etti. Aynı gerekçe ile onunla birlikte 7 generalin İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yapılan muayenesi sonucu rapor hazırlandı. Raporda, 7 sanığın cezaevinde kalmasına engel fiziki ve psikolojik hastalıkları olmadığına karar verildi.

2 yıl önce

FETÖ'nün mahrem imamlarından A.B. örgütün casus kamera ve ses kayıt cihazlarıyla generalleri izlediğini itiraf etti

Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesinin, eski emir astsubayı Durali Gür'ün FETÖ üyeliğinden mahkumiyetine ilişkin gerekçeli kararına göre örgütün mahrem imamlarıyla ankesörlü telefon aracılığıyla irtibat kurduğu belirlenen sanık Gür, 9 Haziran 2020'de gözaltına alındı. İfade işleminin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Gür, mahrem imam A.B'nin itiraf içeren beyanının ardından 4 Mart 2021'de tutuklandı. Yargılama sonunda sanık Gür, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 1 ay hapis cezasına mahkum edildi. "Paşalar dinleniliyordu" Örgütün Hava Kuvvetleri Komutanlığı mahrem yapılanmasında "müdür" seviyesinde olan A.B'nin 75 sayfalık itiraf içeren beyanı dosyanın delilleri arasına girdi. A.B, Akıncı Üssü'nde darbe girişimini yöneten sivil imamlardan firari Adil Öksüz'den sonra gelen Mehmet Emin Yıldız'dan aldığı talimatla 2011'de mahrem yapıda yer almaya başladığını ifade etti. FETÖ'nün, Ankara'daki Hava Kuvvetleri Komutanlığı yapılanmasının Etimesgut ve Kızılay bölgelerinden oluştuğunu anlatan A.B, Hava Lojistik Komutanlığı ile 3. Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığındaki generallerin emir astsubaylarından sorumlu olduğunu belirtti. Örgütün, generallerin attığı her adımdan haberdar olmak istediğini ifade eden A.B, bunun için emir astsubaylarının kullanıldığını kaydetti. İstihbarat toplama faaliyetleri kapsamında emir astsubayları aracılığıyla generallerin makam odalarına ses kayıt cihazları yerleştirildiğini, kimi durumlarda ise kravatlara takılan casus kameralarla kayıt yapıldığını bildiren A.B, bu işlemin 17/25 Aralık kumpas soruşturmalarına kadar sürdüğünü belirtti. Hükümetin 2014'te FETÖ'nün üzerine gitmesiyle dinlemelere son verildiğini, kayıt cihazlarının da toplatıldığını anlatan A.B, şu beyanlarda bulundu: "Dinlemelerle alakalı 2014 yılından sonra Mehmet Emin Yıldız, kendi bölgesinde dinlemeyi yasakladı. Normalde o zamana kadar paşaların dinlendiğini duyuyordum. Dinleme işlemi, paşaların odasına cihazlar konularak yapılıyordu. Kendi şahit olduğum şey vardı. Kravatın üzerine kamera yerleştirilmişti, bu şekilde paşalar dinleniliyordu. Hatta Hava Kuvvetleri Komutanı vardı, Mehmet Erten diye. Mehmet Emin Yıldız söylemişti, kendi kulağım ile duydum. 'Mehmet Erten'in 45 dakikalık konuşması, Hava Kuvvetlerinin bütün planını değiştirdi.' demişti. Bu kapsamda emir astsubayları, paşaların attıkları her adımı haber getirmeleri hususunda önemliydi. İktidarın, mahrem yapının tepesine çökme zamanlarıydı, dolayısıyla mahrem yapı ve örgüt geri adım atmaya başlamıştı."

1 yıl önce

Suriye'nin kuzeyine operasyon hazırlıkları PKK'yı panikletti! Mazlum Kobani ABD’li ve Rus generallerle görüştü

Türkiye'nin Suriye Milli Ordusu (SMO) ile birlikte ülkenin kuzeyinde terör örgütü PKK'ya karşı düzenleyeceği harekatın hazırlıkları sürüyor. Olası harekat, terör örgütü PKK'yı panikletti. PKK'nın bölgede kullandığı tabela örgüt Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) elebaşı "Mazlum Kobani" kod adlı terörist Ferhat Abdi Şahin, bu hafta ABD ve Ruslarla iki ayrı görüşme yaptı. Salı günü Kamışlı'da Suriye'deki Rus güçlerin komutanı General Alexander Chaiko ile görüşen PKK elebaşı, çarşamba günü de Haseke'de ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Michael Corella ile toplantı yaptı. Sözde özerk yönetim temsilcileri de hafta başında başkent Şam'da rejim yetkilileriyle bir araya geldi. Üç görüşmede de ana gündem maddesi, Türkiye'nin düzenleyeceği harekat oldu. ÜÇLÜ ZİRVEYLE AYNI GÜN Yeni Şafak'ın haberine göre, kırmızı listede aranan PKK'lı terörist Ferhat Abdi Şahin'in Rus general Chaiko ile görüşmesi, Salı günü Tahran'da Türkiye, Rusya ve İran arasında yapılan üçlü zirveyle aynı gün gerçekleşti. Rus generalin, Moskova'nın Suriye toprakları içinde herhangi bir Türk operasyonunu reddettiği görüşünü dile getirdiği öne sürüldü. Chaiko PKK elebaşına, harekata birlikte karşı koymak için sözde özerk yönetimle rejimin arasını bulacaklarına dair güvence de verdi. PKK elebaşı ABD'li generale ise Türkiye'nin başlatacağı askeri operasyonun bölge istikrarını bozacağını öne sürdü. CENTCOM Komutanı Corella da PKK elebaşına, uluslararası koalisyon güçleri ve ABD ordusunun, Kamışlı'nın doğusundan Irak sınırına kadar olan bölgeyi Türkiye'nin operasyonundan koruyacağını taahhüt etti.