Son Dakika:
Açıklamalardan öne çıkanlar şöyle: "Bu yarışı bunca yanlışın içerisinde 60-40, 70-30 bitirebilecek bir mutabakat aramalıyız. 50'yi 1 geçmek duygusu muhalefeti kirletecek dedik. Dediğimizi bulduk. Seçmen 30 milyona 30 milyon gelse 1 oyla iktidar belirlenecek olsa dedik, o oy çocuklarımızın katilini methediyorsa dedik, o oyla kazanmaktansa kaybetmeyi şerefi bilenlerin partisidir İyi Parti. Kemal Bey dahil tüm adaylara ilk ikazımız, 50'yi 1 geçmek değil; tüm yolları mubah saymak değil. Hükümeti tenkil ederken, iktidarda kalmak için her yolu mubah görüyor diyen muhalefetin, iktidar olması için bakanlık dağıtmasını ahlaklı bulmuyoruz dedik. Önce kaybederiz korkusuna itiraz ettik. Sonra kaybederiz korkusuna rağmen adaylık iradesinin bu şekilde dayatılmasına karşı çıktık. Buna ilaveten belediye başkanlarının adaylığının baskılanmasına karşı çıktık. Seçmene haksızlık olduğunu söyledik. Umut olarak kurulmuş masanın başka bir gündemle iktidar heveslerinin aparatı olarak dönüştürülmesine karşı çıktık. Biz umut olarak kurulmuş bu masada, ümitlerine pusu kurulmuş bir partiyiz. Biz kimsenin mezhebine inancına hürmetsizlik edecek kadar kalbi kararmış değiliz. Ama süreci doğru yönetemediğimiz için İyi Parti'nin 5 yıllık emeklerinin iktidar olma heveslerine itiraz ettik. İktidar 10 yılda milleti görmez oldu, siz daha gelmeden kör ve sağır oldunuz. Memleket mücadelesinde yüzde 75-80'lerin konuşulması gerekirken iktidarı matematiğe çevirdiniz. İktidarın yüzde 50'sinden 15-20 alamayan muhalefet, cumhurbaşkanlığı makamını bölücülüğün pazarlık masasına gelmesine sebep olacak şekilde yönetti. Siyaset, yönetici kadronun eliyle ilkesizleşir. Siz dün iktidar yaptı diye kızdıklarınıza, kendiniz de alet olup benzerseniz, o zaman iktidara gelmenizin ne anlamı var. Siyaseti bu popülizmle yapacaksanız mücadele etmenin ne önemi var. Ben bugün bu itirazları yapıyorum, sebebi şudur: 5 yıl sonra milletim bizi bağışla biz kandık dememek için söylüyorum. Meral Akşener itiraz ediyor diye kaybetme endişesi duyuyor ve buna saygı duyulması gerekiyorken, bu kaybetme endişesine küfrediyorsanız, kaybeder miyiz korkusu duyanlara 3 gün boyunca 30 yıllık küfrediyorsanız, siz iktidara gelince, güç elinize geçince, ne yapacağı kestirilemez bir iradeyi temsil ediyorsunuz. Dolayısıyla bizi tedirgin ediyorsunuz. CHP'nin yaşadığı bu kazanabiliriz duygusunun en büyük mimarı olan bir partiye 3 günde 25 yıllık küfür edildi. Siz elinize güç geçince bize ne yapacağınızı göstermiş insanlarız. Siz bize ihtiyacınız olmadığını düşündüğünüz andan itibaren bize parmak sallarken tahammül eşiklerinin olmadığını gösteren insanlarsınız. Kendi trollerinize bakın, bize 3 gün boyunca yaptıkları küfürlere bakın. 5 yıl sonra yanıldım demektense şimdi gördüm demek daha iyidir. O yüzden bu sürecin içerisinde mekanizma olarak çalıştırılan hiçbir şey doğru olmadı. Güçlendirilmiş Kemal Kılıçdaroğlu modeli memlekete umut olarak sunuldu. İyi Parti tahammül eden, susan taraf oldu. Bugün de aynı şeyi yapıyor. Bu pişmemiş aşı millete yedirmeye heves etmek milletin karnını ağrıtmaktır. HDP aday çıkarmama kararı almış, HDP'nin içinde olduğu bir denklemde, biz terörün gölgesinin düştüğü yerde olmayız, pazarlık vesilesi yapmayız dedik. Yavuz Ağıralioğlu için şartlar hiçbir zaman değişmez. Bu ilkesizliğe göz yumamayız. Devlete katil derken gösterdiğiniz cüretkarlığı, bir kere PKK'ya katil derken gösteremediniz. PKK'ya katil diyemeyenlerin, övenlerin oyuyla pazarlık ettiği masadan şantaj dilini kapatmak zorundayız. HDP'nin bu iklimde, bizim oyumuza talip oluyorsunuz da bizimle neden muhatap olmuyorsunuz beyanatlarıyla toparlanacak süreç değildir bu. Evet bütün oyunuza talibiz, sizi de muhatap almıyoruz. Sebebi şu, siz devletinize, devletinizin varlığına, milletinizin beraberliğine, bu topraklardaki kadim beraberliğimize pusu kuran her alçak organizasyonun öyle ya da böyle iliştiği, Türk devletinin her aleyhine tertibin içerisinde parmak izleriyle göründüğünüz insanlarsınız, siz problemli insanlarsınız. Soykırım ayinleri tertiplerler, içinde siz; Türkiye'nin ordusuna katil diyenlersiniz, PKK'yı a-lanetleyemeyenlersiniz. Memleket meselelerini şantaja dönüştürmenize asla razı olmayacağız.
Birçok krize, küskünlüklere ve çekişmeye sahne olan 6'lı masa, bir yılı aşan görüşmelerin sonucunda Cumhurbaşkanı adayı olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu belirledi. Masadaki 5 partinin genel başkanlarının seçimin kazanıldığı takdirde Cumhurbaşkanı yardımcısı olması konusunda uzlaşı sağlanmıştı. MANSUR YAVAŞ'TAN MİLLETVEKİLİ OLMA TEKLİFİ Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, bir canlı yayında altılı masadaki parti liderlerinin cumhurbaşkanı yardımcısı olmak yerine milletvekili olma teklifinde bulunmuştu. Mansur Yavaş'a, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'dan Altılı Masa'yı karıştıracak bir yanıt geldi. "MASAYA BÖYLE BİR FİKİR GELMEDİ" Babacan, "Bu fikir belki bizim pazartesi günü gerçekleşen toplantımızdan önce olabilir. Ama masaya böyle bir fikir hiç gelmedi. Biz masaya oturduğumuzda masa gelen öneri Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı bir formülasyon olarak masaya geldi. Yani biz onu masada hiç tartışmadık. O fikir belki kendi aralarında görüşülmüş olabilir." diyerek cevap verdi. ALİ BABACAN'DAN TEHDİT GİBİ CEVAP: GERİYE GİDERSEK, KAZAK SÖKÜLÜR Öte yandan Yavaş'ın bu fikriyle alakalı Altılı Masa'yı sallayacak bir söylemde bulunan Babacan, "Bize anlamlı gelmiyor. Anlaşmışız, bitmiş. Uzlaşı sisteminde imzayı atarsınız ve ileri gidersiniz. İmzaları geriye sarmaya başlarsak kazak sökülür. O kadar emek var. Biz bunları öre öre geldik. Şimdi bu kazağın şu kadarını sökelim, tekrar örelim böyle bir şey olmaz! Mutabakatla çalışan hiçbir yapıda bantı geriye sarmazsınız, hep ileri, hep ileri gidersiniz." şeklinde konuştu. MANSUR YAVAŞ NE DEMİŞTİ? ABB Başkanı Mansur Yavaş katıldığı bir canlı yayın programında Altılı Masa'daki parti liderlerinin yetkilendirilmeleriyle ilgili, "Birkaç gün vaktimiz olsaydı şunu önerecektik, Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak beni ve Ekrem Başkanı ilan edin, sayın genel başkanlarımız milletvekili olsun ve partilerin başında olsunlar diyecektik. Kendi gruplarının başında olmasının daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. Bu benim fikrim. Bunu sayın genel başkanlarla konuşacağım ama takdir masanın." sözlerini sarf etmişti.
Kahramanmaraş merkez üssü depremlerin ilk gününden bu yana afet bölgesinde çalışmaları koordine eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, son günlerde yaşadığı şiddetli bel rahatsızlığı nedeniyle tedavi olacağı ve bir süre dinleneceği öğrenilmişti. BAKAN SOYLU'DAN YENİ AÇIKLAMALAR Bakan Soylu'nun Twitter'dan yaptığı açıklama şöyle: Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan davamızın lideridir. Ayasofya’yı bizimle tekrar buluşturan liderimizdir. Davamız büyüktür ve bizden sonraki nesillerin omzundadır. Ne kadar kesif mücadelelerin içerisinden geçsek de bedenimiz ne kadar yorgun olsa da ben değil biz demenin zamanıdır Büyük bir davayı şahsileştirmek, milletvekili olmak ya da olmamak, nereden olmak ya da olmamak tartışmasının içerisine girmek, yüzyılın seçiminde hele de asrın felaketinde, davaya sahip olmamak, onu anlamamak demektir... Biz, davamızın neferleriyiz. Geleceğin Güçlü Türkiyesi, davamızın omuzlarında yükselecektir. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1639579546516090880?s=46&t=kgYu0XH04hCo9hDKdwyLsQ
Türkiye'yi hedef alan terör örgütlerinin barınma merkezi olan Yunanistan'daki Lavrion mülteci kampının kapatılacağı yönündeki açıklamalar yalan çıktı. Kampın kapatıldığı görüntüsü verilip Atina'ya yakın bir noktaya taşınması kararı alındığı ortaya çıktı. Yunanistan'daki Lavrion Kampı, terör örgütleri PKK, DHKP-C, MLKP, TKP-ML, TİKKO ve FETÖ'nün Avrupa'daki eğitim ve barınma üssü. Türkiye'den firar eden teröristlerin Avrupa'daki ilk durağı olan kampta, teröristlere bomba yapımı ve sabotaj eğitimi veriliyor. Kamptaki terör faaliyetlerinin görüntülerinin sızmasının ardından panikleyen Yunanistan üzerindeki baskıdan kurtulmak adına, 1940'larda inşa edilen binalar depreme dayanıksız olduğu için kampı taşımaya karar verdi. Bu karar alınırken Yunan makamlarının örgütün elebaşlarıyla toplantı ve pazarlık yaptığı ortaya çıktı. PKK İLE MASAYA OTURDULAR Türkiye'nin Lavrion'daki skandal görüntüleri gündeme getirmesinin ardından uluslararası baskıdan kurtulmak isteyen Yunanistan, kamptaki teröristlerle masaya oturdu. Yunanistan Göç ve İltica Bakanı, Yunanistan İçişleri Bakan Yardımcısı ve danışmanları, 2022'nin Aralık ayında kamptaki örgüt elebaşlarıyla gizli toplantılar yaptı. Toplantıda uluslararası kamuoyuna Atina'daki Lavrion Kampı'nın kapatıldığı görüntüsü verileceği konuşuldu. Yeni Şafak'ın haberine göre, Örgüt sorumlularının da katıldığı toplantıda kampın Atina'nın merkezine yakın bir noktaya taşınmasına karar verildi. ARANAN TERÖRİSTLER BURADA BARINDI NATO üyesi Yunanistan'da 1985 yılında mülteciler için kurulan Lavrion Kampı, bugüne kadar yüzlerce teröriste ev sahipliği yaptı. Yunanistan'a kaçak yollarla giren teröristler önce PKK'nın Atina şehir merkezindeki bürosuna ardından da kamplara ya da örgütün bölgede bulunan dağ evlerine götürülüyor. Kampın ihtiyaçları, PKK'nın Avrupa yapılanması, Avrupa Birliği kuruluşları ve Yunan devletinden gelen paralarla gideriliyor. Kampta eğitimleri tamamlanan teröristler buradan Avrupa, Türkiye, Suriye, İran ve Irak gibi ülkelere gönderiliyor.
Ankara Büyükşehir Belediye'nin şirketlerinden ANFA Altınpark İşletmeleri Limited Şirketi, işçilere Ramazan bayramı için ödenecek ikramiyelerin Mayıs ayında hesaplara yatacağını açıkladı. ANFA Genel Müdürü Yıldırım Özer'in işçilere gönderdiği mesajda "Değerli mesai arkadaşlarım Ramazan Bayramı ikramiyeleriniz Mayıs ayının ilk haftası hesaplarınıza yatırılacaktır. Şimdiden bayramınızı kutlar iyi çalışmalar dilerim" ifadelerine yer verildi. İŞÇİLER İKRAMİYESİZ BAYRAM YAPACAK Önceki yıllarda da benzer şekilde ikramiyelerle ilgili sorunların yaşandığı Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin işçi ikramiyelerini bu yılda bayram sonu yatıracağını açıklaması tepkileri de beraberinde getirdi. Ak parti Milletvekili Adayı Osman Gökçek, ikramiyelerin yatırılmamasına tepki göstererek; "Sn.Mansur Yavaş kıymetli Ankara Büyükşehir Belediyesi çalışanlarının bayram öncesi ikramiyelerini yatırmadınız. Çalışanlar çocuklarına ailelerine bayram hediyeleri alacaktı. Kemal Kılıçdaroğlu için diğer illere gideceğinize lütfen çalışanlarınızla ilgilenin" paylaşımında bulundu. Büyük Birlik Partisi İstanbul İl Yönetim Kurlu Üyesi Hacı Ersin İpek ise ; "İstanbul'da da durum farklı değil. Başkan fink atarken personelin bayram çikolatası parasızlıktan dağıtılamayacakmış" derken Yunus Can adlı sosyal medya kullanıcısı ise "Genel başkaları diyordu ya emekliye 15 bin vereceğiz diye. Daha kendi çalışanlarına ödeme yapamıyorlar" ifadelerine yer verdi.
Alman basınında yer alan "Erdoğan Türkiye seçimlerini kaybederse ne olur?" analizinde birçok konuya yer verildi. "ERDOĞAN YENİLİRSE DIŞ POLİTİKADA BÜYÜK DEĞİŞİKLİK OLUR" Yazıda dikkat çeken ifadelerden biri de şöyleydi: "Kesin olan bir şey var: Türk devlet başkanı gerçekten yenilgiye uğrarsa, Türkiye'nin dış politika yönü büyük olasılıkla önemli ölçüde değişecektir. Muhalefet Erdoğan'ı yenerse, dış politikada büyük bir değişiklik ufukta görünüyor" Analizde muhalefetin kazanması durumunda Batı ile ilişkiler üzerindeki olumlu etkilerinin olumsuz etkilerinden daha ağır basacağı kaydedildi. Muhalefetin İsveç'in NATO üyeliğine karşı direnişinden vazgeçeceği, ittifakın doğu kanadında daha fazla müdahil olacağı ve Rus hava savunma sistemlerinin Türk topraklarındaki varlığına son vereceği belirtildi. "MUHALEFET'İN PLANI YOK" ALmanların analizinde muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığı dışında net bir planı olmadığına dikkat çekildi. Koalisyon içerisindeki görüş ayrılıklarından da bashsedilerek, "Aslında muhalefetin şu anda net bir planı yok gibi. Bir yol üzerinde anlaşmak zor görünüyor, çünkü taraflar sadece Erdoğan'ı yenmek için birleşiyor. Ancak Erdoğan'dan sonraki olası dönem için bu kesinlikle yeterli olmayacaktır. Farklı siyasi yönelimler, muhalefette sürekli gergin bir ilişkiye yol açıyor" denildi.
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Adıyaman ziyaretiyle ilgili yaşanan provokasyonlar ile ilgili yeni görüntüler ortaya çıktı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun Adıyaman'da ki mezarlık ziyareti, Samsat ilçesindeki türbe ziyaretinde yaşanan gerginliğin ardından Kahta ilçesine yapılacak olan ziyaret iptal edilmişti. AK Parti Kahta İlçe Başkanlığının seçim koordinasyon merkezi önünde CHP'lilerin bulunduğu araçların tekmelendiği görüntüler bazı medya kuruluşlarına yansımıştı. AK Parti Kahta ilçe Başkanı Osman Çetinkaya, yaşanan olayların CHP'lilerin yansıttığı gibi olmadığını, görüntüler ile yalanladı. Görüntülerde, Kemal Kılıçdaroğlu'nu karşılamak için ilçe girişine giden ve zafer işareti yapan yaklaşık 80 kişilik gurubun ters istikamette olmasına rağmen AK Parti'nin seçim koordinasyon merkezinin önüne geldikleri ve sloganlar atarak küfrettikleri görülüyor. Diğer bir görüntüde ise, AK Parti'nin seçim koordinasyon merkezinin önüne gelen 5-6 aracın içindekiler ile partililer arasında tartışma yaşandığı görülüyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun gelişi öncesinde 2 ayrı provokasyonla karşı karşıya kaldıklarını ve bunların görüntülerin mevcut olduğunu kaydeden Osman Çetinkaya, "Kemal Kılıçdaroğlu'nun gelişi öncesinde iki farklı bir provokasyonla karşılaştık. Millet İttifakının miting alanından seçim koordinasyon merkezimizin olduğu yöne doğru bir gurup yürüyüş yaparak küfürler, sloganlar atarak provokasyon yaptı. İlk provokasyonda partililerimiz gayet sağduyulu davranarak, önümüzden geçmelerine müsaade ettik. Kitle kavşaktan tekrar dönüp tekrar seçim koordinasyon merkezine gelerek flamalarımızı parçalamak istediler. Bunlar Kahtalı değildi, dışardan gelen kişilerdi. İkinci provokasyonda ise, CHP'li bir grup trafiğe kapalı alana araçlarıyla zorlu girip, camlardan partililerimize küfretmeye başladı. Bunun üzerine araç tekmeleme olayı yaşandı. Her ii provokasyona da partililerimiz müsaade etmedi. CHP milletvekillerinin yaptıkları paylaşımların tamamı yalan, tamamı geçek dışıdır. Paylaştıkları görüntülerin öncesini paylaşmamışlardır. Ne Kahtalılar, ne Adıyamanlılar böyle insan değil. Biz misafirperver insanlarız" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gemik'teki Türkiye'nin ilk batarya fabrikasının temel atma töreninde Togg ile ilgili önemli bir gelişmeyi paylaştı. Togg'un dünya pazarına açılacağını duyuran Erdoğan, "2025 yılından itibaren TOGG'u ihraç ederek tüm dünyaya satacağız" dedi. Erdoğan ayrıca vatandaşlara Togg almak isteyen vatandaşlara kredi müjdesi verdi.
