06 Mayıs Pazartesi 2024
2 yıl önce

Savaşın başlamasından bu yana Ukrayna ile Rusya arasındaki en üst düzey görüşme bugün Antalya'da yapılacak

Rusya-Ukrayna savaşı sürerken, Türkiye kritik bir görüşmeye ev sahipliği yapacak. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Diplomasi Forumu kapsamında Antalya'da bir araya gelecek. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da katılımıyla 3'lü fortmatta, barış görüşmesi gerçekleştirilecek. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitri Kuleba savaşın başladığı günden beri ilk defa temas kuracak. Rus ve Ukrayna heyetleri toplantı dışında karşılaşmayacak ve ayrı otellerde konaklayacak. LAVROV-KULEBA GÖRÜŞMESİNİN SAATİ BELLİ OLDU Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada şunlar denildi: "Ukrayna, Türkiye ve Rusya Dışişleri Bakanlarının katılımıyla yapılacak üçlü görüşme saat 11:00'de öngörülüyor. Toplantıdan hemen sonra Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba ayrı bir basın toplantısı verecek."

2 yıl önce

Scholz görüşmesi sonrası kritik mesajlar! Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(Rusya-Ukrayna savaşı) Kalıcı ateşkesin tesisi konusundaki çabalarımızı yılmadan sürdürmeye devam edeceğiz."

Almanya ile yakın işbirliği ve diyaloğun sürdürülmesinde kararlı olunduğunu vurgulayan Erdoğan, Scholz ile gerçekleştirdiği görüşmede sadece bölgesel konuları değil dünya gündemini işgal eden Rusya-Ukrayna konusunun da ağırlıklı olarak değerlendirildiğini kaydetti. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: Dost ve müttefik Almanya'nın Şansölyesi ülkemize ilk ziyaretini gerçekleştiriyor. Son derece dinamik ve güçlü olan Türk Alman ilişkilerinin boyutları ve yoğunluğu emsalsizdir. İkili görüşmemizin gerek, siyasi, ticari kültürel her yönde ele alma fırsatı bulduk. Bunun yanında da şu anda sadece bölgesel değil, dünya gündemini teşkil eden, Rusya-Ukrayna konusunu da ağırlıklı olarak değerlendirme fırsatı bulduk. Gelişmeler tabi ki dikkat çekici. NATO müttefiki 2 ülke olarak endişelere sahip olduğumuzu teyit ettik. "KALICI ATEŞKES İÇİN ÇABALARIMIZA DEVAM EDECEĞİZ" Gayretlerimiz sonucu, Rus ve Ukrayna Dışişleri Bakanları, Dışişleri Bakanımla Antalya'da bir araya geldiler. Savaşın ortasında bu toplantı, diplomasi zaferi olarak görülebilir. Antalya zirvesi önemli bir başarı. Kalıcı ateşkesin tesisi konusunda çabalarımızı yılmadan sürdürmeye devam edeceğiz. Bugün yaptığımız görüşmelerde ikili ve diğer birçok meseleyi de değerlendirdik. Almanya ile Yüksek düzeyle istişare mekanizmamızın canlandırılması gerektiğine inanıyorum. Dışişleri Bakanlarımız birbirleriyle görüşerek, Yüksek Düzey Toplantımızı Türkiye'de gerçekleştireceğiz. Almanya Türkiye'nin ihracatta ilk, ithalatta ikinci sıradaki ortağıdır. Ticaret hacmimiz 2021 yılında 41 milyar doları aşmış vaziyette, bu rakamı inşallah 50 milyar dolara taşımakta kararlıyız. TİCARETTE HEDEF 50 MİLYAR DOLAR Almanya ile Yüksek düzeyle istişare mekanizmamızın canlandırılması gerektiğine inanıyorum. Dışişleri Bakanlarımız birbirleriyle görüşerek, Yüksek Düzey Toplantımızı Türkiye'de gerçekleştireceğiz. Almanya Türkiye'nin ihracatta ilk, ithalatta ikinci sıradaki ortağıdır. Ticaret hacmimiz 2021 yılında 41 milyar doları aşmış vaziyette, bu rakamı inşallah 50 milyar dolara taşımakta kararlıyız. "AVRUPALI TÜRKLERİ TEŞVİK ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ" İlişkilerimizin önemli bir reçetesini de insani boyut teşkil ediyor. Bizim turizmdeki etkin iki ülkemiz birincisi Rusya, ikincisi Almanya ikinciydi. Almanya'daki bu ilişkimizi yine devam ettireceğimize inanıyorum. Geçen sene Ekim ayında Türkiye-Almanya işgücünün 60. yılını yad ettik. Salgınla mücadelede Özlem Türeci ve Uğur Şahin, hem Almanya'nın hem de Türkiye'nin gururu oldular. Bundan sonra da Avrupalı Türkleri her alanda teşvik etmeyi sürdüreceğiz.  Almanya ile bölgesel konularda yakın ilişkilerde çalışmayı önemsiyoruz. Almanya'nın AB içinde lider konumdaki ülkelerden biri olduğu tartışılmasızdır. Türkiye-AB ilişkilerinin ilerletilmesinde Alman temsilcilerinin tutumunun devam edeceğine inanıyorum. İstanbul'daki Türk-Alman üniversitesi bizim için ciddi sıçrama tahtasıdır. Bunu da Şansölye ile görüştük. Bir an önce Almanya ayağında da Türk-Alman üniversitesini kurmamız, özellikle ilahiyat açığı konusunda da önemli bir fayda sağlayacaktır. Özel temsilcilerimiz İbrahim Kalın Bey ile Çağatay Bey bu çalışmayı yürütecekler. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un açıklamalarından satır başları: "ATEŞKES KONUSUNDA HEMFİKİRİZ" Şansölye olarak Türkiye'de ilk defa bulunmaktan mutluyum. Çok uzun süre bir aradaydık ve konuştuk. Bu iyi bir ilişkimizin olduğunun göstergesi. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı devam ediyor. Yaşanan büyük acıların haberlerini alıyoruz. İki ülkenin de vatandaşları TV önünde haberleri izliyoruz, orada hayatlarını kaybeden insanları ve yıkılan şehirleri görünce endişeleniyoruz. En kısa zamanda ateşkese ulaşılması konusunda da hemfikiriz. Siviller için güvenli koridorun sağlanması gerekir. Şunu da her gün her füzeyle Rusya'nın dünya toplumunun birliğinden ayrıldığını göz önünde bulundurmalıyız. Rus liderine çağrıda bulunuyoruz; artık durun. MONTRÖ TEŞEKKÜRÜ İki ülkenin Cumhurbaşkanlarıyla yaptığımız görüşmelerle ilgili fikir alışverişinde bulunduk. Artık sonuçların elde edilmesi ve silahların susması önemli. Türk müttefikimizin de diplomatik çabasını olumlu karşılıyoruz. Ve Rusya-Ukrayna Dışişleri Bakanları'nın Türkiye'de görüşmesini önemli buluyoruz. Biz bunun dışında Ukrayna'nın kendisini savunmasını sağlamasını istiyoruz. Silah, insani yardımla yapıyoruz hem Türkiye, hem Almanya olarak. Montrö'ye göre Boğaz'ın savaş gemilerine kapatılmasını önemli buluyoruz ve teşekkür ediyoruz. "TÜRKİYE VE AB ARASINDAKİ ENERJİ İŞBİRLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ" Bizim NATO nezdinde işbirliği içinde olmamız son derece önemli. Güvenlik durumu ile karşı karşıyayız. NATO'nun Doğu sınırı ülkelerinde güçlerinin yoğunlaştırılacağı bilgisini verdik. Burada anlamamız gereken şu; hukukun ihlal edilmesi, bizim de güçlü olmamız gerektiğini gözler önüne serdi. Bu nedenle federal ordumuz için 100 milyar euroluk fon ilave verdik. Aynı zaman da ekonomik işbirliği anlamında görüştük. Somut olarak bazı Görüşme formatları konusunda vardık. Aynı zamanda AB ile Türkiye arasındaki enerji işbirliği çok önemli. Biz artık elektriğimizi yenilenebilir enerjiden sağlamak istiyoruz. Bu konuda da diğer ülkelerle uzun süreli işbirliği istiyoruz. Gelecekte bazı ülkelerden ithalatımız olacak. Aynı enerjinin farklı kaynaklardan sağlanması, çeşitli olması ve farklı ülkelerden sağlamamız gerekli ki Rusya'ya bağımlı olmayalım. MİÇOTAKİS VE HERZOG GÖRÜŞMELERİ Burada Afrika kıtası veya Avrupa kıtası arasında enerji terminallerini kurmalıyız. Bu konuda hızlı hareket etmeliyiz, kaynaklarımızı çeşitlendirmek için. Kuzey Amerika'nın ve Batı ülkeleri, burada çok yakın işbirliği içindedir ve güvenliğimizi savunmak zorundayız. Bölgesel konularda da işbirliğimizi geliştirmeliyiz, sizin İsrail Cumhurbaşkanıyla görüşmeniz ve Miçotakis görüşmeleriniz önemliydi. Göç ve mülteciler konusundaki işbirliğimiz çok önemli. Ukrayna konusunda da görüyoruz. Şiddet yaşandığı sürece maalesef insanlar göç edecek ve güvenli yer arayacak. Bunu korumamız bizim sorumluluğumuz. Almanya'da çok sayıda Türk kökenli hemşerimiz var. Artık onlar bizim toplumumuzun canlı birer unsurudur. Federal hükümet ve Meclis'te de çok sayıda milletvekili bakanlarımız var. Onların etkin bir şekilde Almanya'ya katkılarından çok memnunum. İlişkilerimizdeki büyük potansiyeli daha çok değerlendirmek istiyoruz. Tekrar sayın Cumhurbaşkanı beni kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyoruz. SORU-CEVAP RUSYA'YA UYGULANAN YAPTIRIMLARA KATILACAK MISINIZ? Cumhurbaşkanı Erdoğan: Askeri derken NATO'daki işbirliği ne demektir. NATO'daki işbirliği askeri dayanışmanın teşekkül ettiği bir kurumdur. Burada ağır silahlardan tutunuz da diğer silahlara varana kadar NATO'da bunları kullanırsınız. Almanya ile biz iki ortağız ve dostuz. İki NATO ülkesi olarak birlikte neler yapabiliriz, ne gibi eksikleri gideririz bunun değerlendirmesini yaptık. Rusya'dan aldığımız silahlar noktasında bunun cevabını merak ettiğinizi görüyorum. Şu andaki şartlar içerisinde gelecek ne gösterir onu şu an konuşmak erken olur. Şartlar ne getirir ne götürür bunu görmek lazım. Biz sayın Zelenski'yle de Putin ile de dostluğumuzu korumak durumundayız. Yaptırımlara gelirsek; BM içerisinde ne gerekiyorsa biz onu yaptık. NATO ülkelerinin yapmadıklarını biz Rusya'ya rağmen yaptık, Ukrayna'ya desteklerimizi sürdürdük. Biz şu anda 50 TIR'ı Ukrayna'ya gönderdik, göndermeye de devam ediyoruz. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz: Almanya'nın ABD'nin çok keskin yaptırımlara karar verdiği hususudur. Durumun aslında beklendiğinden çok daha dramatik sonuçlar getirdi bu yaptırımlar ve Rusya'nın her yanında gösteriyor. Bir anlaşma Ukrayna'nın kabul edeceği bir anlaşma olmalı. Biz Putin'le konuşurken, Ukrayna'ya yardım için konuşuyoruz. Ukrayna kendi adına doğru olana karar vermeli. Biz bunu yapamayız. Artık şöyle bir söylenti kalkmalı. Ukrayna bir millet, hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar vatanlarını savunuyorlar. ASKERİ ÜRÜNLER KONUSUNDA TÜRKİYE'YE UYGULADIĞINIZ AMBARGO KALDIRACAK MISINIZ? Almanya Şansölyesi Olaf Scholz: Biz NATO'da çok yakın bir işbirliği halindeyiz. Bu işbirliği gittikçe önem kazanıyor. Örneğin ileri güç konusunda NATO'nun batı cephesindeki güçlerini geliştirmek istiyoruz. Burada bir federal ordu için ve NATO bütçesine 50 milyar euroluk katkı sağlıyoruz. Ek bir fon da ayırdık bütçemizden. Almanya'da keskin bir savunma ihracatı politikamız var. Yasayla tespit edilen bir çerçeve içinde hareket etmek zorundayız. ALMANYA'NIN UKRAYNA'YA SİLAH YARDIMI YAPMADIĞI VE ENGELLEDİĞİ İDDİASI Almanya Şansölyesi Olaf Scholz: Müttefiklerimiz ve Almanya, Ukrayna'ya yardımda bulundu. Ukrayna'ya 2014 yılından beri savunma konusunda mali yardım yaptık. Bunu gelecekteki sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Örneğin savunma silahları gibi silahlarda destekte bulunduk.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Putin ve Zelenski ile görüşmeler olumlu

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: "UKRAYNA-RUSYA KRİZİNDE ANLAŞMA İÇİN ÇABA GÖSTEREN TEK ÜLKEYİZ" Ukrayna-Rusya savaşında 2014'ten beri devam eden krizin anlaşma yoluyla devam etmesi için çaba gösteren tek ülkeyiz. Bugün de her iki tarafın samimiyetine, hakkaniyetine güvendiği ülke durumundayız. Savaşan ülkeler arasındaki Dışişleri Bakanları toplantısı Antalya'da yapıldı. Yarınki müzakereler öncesinde bizler de heyetlerle bir araya gelerek kısa bir görüşme yapacağız. Zelenski ve Putin ile sürdürdüğümüz telefon trafiğinin olumlu bir istikamette seyrettiğini söyleyebilirim. "Dünya 5'ten büyüktür" diyerek BMGK nezdinde küresel yönetim ve adalet sistemine olan itirazlarımızı dile getirirken de aynı hissiyata sahiptik. Türkiye, 40 yıla yaklaşan terörle mücadele tarihinde, ödediği onca bedele rağmen aynı çizgiden sapmamıştır. Bütün bu bölgede sınır ötesi siyasi, diplomatik ve güvenlik mücadelemizi de bu anlamda yürüttük. Yıllarca birileri bizim bu medeniyet ve tarih misyonumuzu, kimi zaman küçümseyerek itibarsızlaştırmaya kalkmıştır. Ülkemizin en haklı konularda haklı olmasına rağmen yalnız bırakılmasının gerisinde bu gerçekler vardır. "BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE'Yİ ENGELLEMEYİ BAŞARAMAYACAKSINIZ" Salgının tetiklediği sağlık ve kriziler, Rusya-Ukrayna savaşıyla değişirken Türkiye büyüme stratejisinden ödün vermeden devam etmiştir. Terör örgütleriyle huzurumuza, 15 Temmuz'da istiklalimize saldıranlar, ülkemizdeki herkesi yıkıcı sonuçları altında bırakmayı planlıyordu. Salgında gelişmiş ülkeler çaresizce sağa sola savrulurken, Türkiye'nin sağlık hizmetlerini ayakta tutması birilerinin midelerine kramplar giriyordu. Aynı çevrelerin ülkemizin son 20 yılda ortaya koyduğu kalkınma hamlesinin son temsilcilerinden olan 1915 Çanakkale Köprüsü'nün görkemli gölgesinin altında ezildiğinin farkındayız. Orta açıklıkta, daha önce Japonya 1 numarayken şu anda bu köprümüz dünyada 1 numara olmuştur. Takdir etmeniz sizi küçültmez, aksine büyültür. Büyük ve güçlü Türkiye'yi engellemeyi başaramayacaksınız. Ülkemizin en büyük 10 ekonomi arasına girerek kendisi ve dostları için yeni dünya inşası gayretlerini baltalayamayacaksınız. "MİLLETİMİZLE ARAMIZDAKİ GÖNÜL KÖPRÜLERİNİ SAĞLAŞTIRACAĞIZ" Bugüne kadar ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetler elbette önemli. Zorluklarımız yok mu, sıkıntılarımız yok mu, önümüze döşenen mayınlar, işimizi zorlaştıran tuzaklar yok mu? Hepsi de var. Bunların tamamının ötesinde milletimizi güçlü, irademiz, imkanımız, birikimimiz kararlılığımız var. Herkesin bir planı olabilir fakat en büyük hesap ve plan sahibi Allah'tır. Herkesin içinden geçen niyetler, kalbinden geçen aslanlar olabilir. Fakat son söz milletindir. Milletimizden gelen her karar ram olduk, teslim olduk. 2023'e kadar çalışarak, milletimizle aramızdaki gönül köprülerini daha da sağlamlaştıracağız. Bu köprü 107 yıl önce, Çanakkale'de canıyla dişi tırnağıyla yürüttüğü savaşta, bütün kahramanlarımıza minnet, şükran ifadesidir. Temelinin atıldığı günden, açılışının yapıldığı ana kadar her aşamasını adım adım takip ettiğim bu eserin, milletimize bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Boğaz'a yapılan ilk köprüyü inşa ederken birileri bu eserin İstanbul'a yapılmış en büyük kötülük olduğunu söyleyip, projeyi iptal etmek için elinden geleni yapmaya çalışmışlardır. 2. Köprü yapılırken de rahmetli Özal'a aynı şeyler yapılmıştı. Marmaray projesine başladığımızda aynı zehirli oklar bize yönelmişti. Mahkeme mahkeme dolaşarak 4 yıl bizi geciktirdiler. Sonunda tamamladık. KILIÇDAROĞLU'NA YAP-İŞLET-DEVRET TEPKİSİ Yine Avrasya'da 5'li çete diyorlar ya. Burada aynı siyasi görüşü paylaştıkları arkadaşları, Avrasya tünelinin yapanların içindeydi.  Boğaz'dan gelip, güçleri yetse inanın her türlü ihaneti yapabilirlerdi. Bir mahkeme kararını yanlış anlayarak, "3. köprü 2 beton kuleden ibaret" diye attıkları manşeti, sefilliklerini unutmadık. Bay Kemal, yap-işlet-devret ne demektir, bilmez, anlamaz. Bu öyle her yiğidin karı değildir. Bunun için bu alanda mürekkep yalamak lazım. İGA'yı yaptık, onunla ilgili de konuştu. İGA nedir diye konuşsan bilmez. Şu anda ilk 3 havalimanından bir tanesi İstanbul Havalimanı. Şimdi yüklenici firmalar buraya ilave bazı proje tadilatıyla güzellikler yapacaklar. 'Geçmediğimiz köprünün parasını ödüyoruz' çarpıklığı yaptılar. Bu yalanlar sebebiyle tereddüte düşen vatandaşlarımız varsa onlar için kısaca 'yap-işlet-devret'in ne anlama geldiğini anlatmak isterim. Dünyada 35,6 milyar dolarlık yatırım yapılmıştır. Türkiye bu modeli kullanan Avrupa'da 3. dünyada 13. durumdadır. Ülkemiz geçtiğimiz 20 yılda, ulaştırma ve haberleşme alanında 37,5 milyar dolarlık yatırıma kavuşmuştur. Bay Kemal bunları milli bütçeden yapmadık. Kendileri tedarikçi ve bir süre bunları işletiyorlar.  "HER YATIRIM ÜLKENİN ORTAK MALIDIR" Bu hesap sadece garanti rakamlarıyla ilgilidir. Kamu özel işbirliği modeliyle 2003-2021 yılları arasında hayata 395 milyar dolar, üretime 38 milyar dolar, istihdama 1 milyon kişi katkısı zaten olmuştur. Antalya Havalimanı'yla ilgili süreyi uzatma ihalesinde 2.38 milyar dolar olarak kasaya girdi. Neresinden bakarsanız bakın, ülkemizin için karlı, kazançlı verimli bir yatırım modelini Türkiye'de yaygın ve etkin bir şekilde kullanmaktan memnunuz. Kamu eliyle ülkemizin her ilinde, ilçesinde, her karış toprağında, yol, köprü, hastane okul, sulama tesisi yatırımı yapılmaktadır. Her yatırım, ülkenin ortak malıdır. Doğrudan bütçeden yapılan yatırımlarda ücret peşin, hizmet ise peyder peyder yapılmaktadır. Kamu işbirliğinde ise kamudan herhangi bir ücret tahsisi söz konusu değildir. İnşa edilen eser, randımanla şekilde çalışmaya başladığında üste gelir sağlanmakta, işletme bitimi süresi tamamlanınca işletme süresi devlete geçmektedir. İstanbul-İzmir otoyolu işletme süresinde devlete sağlayacağı sadece KDV geliri toplam 1,3 milyar Euro'dur. Çanakkale Köprüsü'nün akaryakıt tasarrufunun yıllık getirisi 415 milyon Euro olacağı hesaplanmaktadır. "DEVLETİN İMKANLARINI MİLLETİN EMRİNE VERİYORUZ" Bilindiği üzere Antalya Havalimanı'nın Aralık ayında yapılan inşa ve işletme ihalesi bedeli 8 milyar 55 milyon Euro, TAVFRAPORT işletme ortaklığı kazanmıştı. İhaleyi kazanan firmalar az önce ifade ettiğim rakamı ödediler. Garanti ödemelerinin önemli bir kısmı bu yüzden ortaya çıkmaktadır. Devletin imkanlarını biz milletin emrine veriyoruz. Bunlara verilen misyon, mesnetsiz tartışmalarla ülkemizin yönetim sisteminden her alanda eskiye götürerek tökezletmek ve yere sermektir. Varsın birileri, ellerine tutuşturulan modelleri kendilerinin diye okutmaya çalışsın. Varsın birileri kendi hırslarının, karanlık ajandalarının peşinde koşsun. Biz milletimize ve ülkemize aşığız. Eser kazandırmaya, 2023 hedefimizle 2050 misyonumuzla büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa ve ihya etmeyi sürdüreceğiz. "ÜLKEMİZİ DÜNYANIN SÖZÜ DİNLENEN ÜLKELER SIRASINA ÇIKARDIK" Ülkemizin demokrasi ve kalkınma yolunda önüne çıkan her meseleyi çözdüğümüz gibi hayat pahalığı gibi bugün ki sorunların üzerinden gelecek olacak yine biziz. Bu hizmetleri getirirken karşılaştığımız engelleri, milletimizin gönlünden kopup gelen aldığımız güçle, engelleri aşarak bugünlere geldik. Siyasi, diplomatik, dış ticaret etkinlik alanımızı ülkemizin kalkınacağı şekilde güçlendirdik. Ülkemizi dünyanın sözü dinlenen ülkeler sırasına çıkardık. Ülkemizin vakti ve enerjisi, yıllarca vesayet güçlerinden, demokrasi kağıt üzerinde bırakılarak heba edilmiştir. Bir dönem bu ülkede terör örgütlerinin saldırılarıyla milletimizin huzuruna kastedilmişti. Biz kararlı mücadele ile bu sorunu sadece kendi sınırlarımız içinde çözmeyi bırakmadık, terör örgütlerinin başını ezdik, belini kırdık. Mücadelemizi sınır ötesine çıkardık. Türkiye'ye vesayetle, darbelerle, askeri tehditle, uluslararası dayatmayla diz çöktüremeyenler son olarak ekonomimizi hedef aldılar. Biz bu mücadelenin içindeyken dünya Koronavirüs salgının pençesine düştü. Salgın krizi giderek üretim, lojistik, finans alanlarına yayılan depreme dönüştü. Bizim bu dönemde önceliğimiz, insanımızın işini aşını garanti altına alacak bir ekonomik işleyişi sürdürmek olmuştur. Bununla kalmayıp ekonomik planımızı ülkemizin yatırım, istihdam, üretim ve cari fazlayla daha fazla büyütecek bir anlayışa geçtik. "TÜRKİYE'Yİ DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİNE SOKACAK PLANLAMAYI YÜRÜTÜYORUZ" Elbette bu tarihi değişiminde bir bedeli oldu. Milletimiz bize sorumluluğu ülkeyi ve milleti en sert fırtınalardan sağ salim çıkartmak için tehvid etti. Son olarak Ukrayna topraklarının adım adım elinden alındığına bakın. Bu senaryoların hepsi, çok daha fazlasıyla ülkemiz üzerinde oynanmak istenmiştir. Biz insanımızın birliğine, devletimizin bekasına yönelik tehditleri teker teker bertaraf ettik. Eğer vesayetin ayak oyunlarıyla, çukur eylemleriyle, 15 Temmuz darbe girişimiyle ülkemiz aynı karanlık senaryonun güdümüne sokulabilseydi ülkemizin bugün ne durumda olacağını söylemek istemiyorum. Ülkemizi tüm mazlumların ve sığınağı haline getirdik. Toplam 5 milyon. Suriye'den Irak'tan Afganistan'dan gelenler. Bugün de geçtiğimiz 20 yılda, ülkemize kazandırdığımız eser ve altyapı gücüyle Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacak planlamayı yürütüyoruz. Ne yaptığımızı, niçin yapacağımızı sonuçta ne elde edeceğimizi gayet iyi biliyoruz. Milletimizden sadece sabırlı olmasını istiyoruz. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN KDV İNDİRİMİ MÜJDESİ Küresel ve bölgesel krizler karşısında ülkemizi güçlü tutmanın mücadelesin verirken tüm kesimleri koruyacak idari refıormları da yapıyoruz. İlk etapta gıda ürünlerinde KDV tutarını %8'den %1'e düşürmüştük. Bu indirim 14 Şubat'tan itibaren et, süt yumurta tahıl gibi birçok üründe uygulanmaya başlanmıştır. Deterjan, sabun, tuvalet kağıdı ve bebek bezi gibi ürünlerin KDV'sini 18'den %8'e indirme kararı aldık. Ayrıca yeme içme hizmetlerinde KDV tutarını %8 olarak belirliyoruz. Satın alınan konut, nerede olursa olsun metre karesine göre değişen aynı kademeli KDV uygulanacaktır. Net alanı 150 metrekareyi aşmayan konutlarda KDV %8'dir. Aşan kısmı için %18 KDV uygulanacaktır. Arsa ve arazilerin KDV oranını da %18'e indirerek inşaat finansman yükünü azaltıyoruz. Yatırım teşvik belgesi kapsamındaki işlerin Turizm yatırımlarını da buna dahil ediyoruz. Tıbbi cihazların KDV'sini %18'den %8'e indiriyoruz. Süt toplama tankları gibi kimi ürünlerdeki KDV'yi %8'e indiriyoruz. Oto galericilerin araç-alım-satımdan elde ettiği gibi yat, tekne gibi %1 olan KDV oranını %18'e çıkartıyoruz.

2 yıl önce

Rusya-Ukrayna heyetleri arasındaki görüşme sona erdi: İlk açıklama Ukrayna heyetinden geldi: ‘Türkiye de garantör olsun’

Dolmabahçe Sarayı önünde sabahın erken saatleri itibari ile yoğun bir trafik yaşandı. Çok sayıda basın mensubunun hazır beklediği alana ilk olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geldi.  Rusya-Ukrayna heyetleri görüşmelerin yapılacağı Dolmahçe'deki Çalışma Ofisi'ne geldi. Her iki ülkenin heyeti de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı açılış konuşmasına katıldı. CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: HER TÜRLÜ KATKIYA HAZIRIZ Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında "Adil bir barışın kaybedeni olmayacağına inanıyoruz. Trajediyi durdurmak tarafların elindedir. Bir an önce barışın sağlanması herkesin faydasına olacaktır. Görüşmelerden artık somut sonuçlar alınması gereken döneme girildiğini düşünüyoruz. Dünya sizlerden gelecek hayırlı ve müjdeleri haberleri bekliyor. İşinizi kolaylaştıracak her türlü katkıya hazırız." dedi. HEYETLER ARASI GÖRÜŞME BAŞLADI Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşması sonrası heyetleri selamlayıp çalışma ofisinden ayrılırken Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Müzakere masasındaki heyetlere eşlik etti. Öte yandan görüşmelerin yapılacağı yerde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Rusya ve Ukrayna arasındaki baş başa görüşmeler ve heyetler arası görüşmeler az önce sona erdi. GÖRÜŞME BİTTİ, İLK AÇIKLAMA UKRAYNA TARAFINDAN GELDİ! Ukrayna heyetinin açıklamasından satır başları ise şöyle oldu: "Ulusal garanti alabilmek için elimizden geleni yapacağız. Kırım konusu çok önemli. Uluslararası güvenlik o bölgelerde çalışmayacak ama biz resmi konuşmalarda bulunuyoruz. Bazı ülkeler şimdiden bu konuda garantör ülke listesine katılmak için isteklerini bildirdiler. Ukrayna'nın geleceğini şimdiden düşünmeliyiz. Aramızdaki anlaşmaya bazı maddeleri ekledik. Bu maddeler Ukrayna'nın üyeliğine engel değil yardımcı olmaları gerektiğini belirtiyor. "Ukrayna egemenliği ve bütünlüğünü sağlayacak bir anlaşma ,için uğraşıyoruz. Az önce anahtar bir madde söylendi. NATO'nun 5. maddesini içeren madde de dahil olacak. Eğer biz saldırıya uğrayacaksak biz 3 gün içinde acil bir zirve çağrısı yapma hakkımız var. Bu zirve çerçevesinde bir şey çözülmezse ülkeler bize silah ve yardım sağlayacak. Bu sayede Ukrayna güvenliğini sağlayabiliriz. Bu maddeyi ekleyebilirsek o zaman Ukrayna bugünkü statüsünü fixlemek imkanına sahip olacak. Bu garantilerle, NATO'nun 5. maddesinde olduğu gibi, Ukrayna anayasasında olduğu gibi ülkemizde yabancı asker bulunmayacak ve biz de NATO'ya girmeyeceğiz. Askeri tatbikatlar ülkeler arası anlaşmalar sağlanırsa yapılabilir." "Ukrayna Devleti Rus devletinden farklı çalışıyor. Biz bugün olumlu noktalara da dokunduk. Ukrayna garantör ülkeleri ile biraz farklı ilişkilerde bulunacak. Güvenlik garantileri bizim için en önemlisi. Ukrayna'da belki referandum düzenlenebilir. Ukrayna halkı kendi fikrini söyleyecektir. Kırım konusuna gelince Ukrayna ve Rusya pozisyonlarını ikili konuşmalar devam edecek. Bugün Rusya'ya bunu teklif ediyoruz. Ukrayna ve Rusya müzakereler devam ettiği sürece güç kullanmasın. Çünkü Kırım konusunun çözülmesi lazım. Donetsk ve Lugansk biraz daha farklı konu bunu cumhurbaşkanları kendi aralarında çözecektir." GÖRÜŞME ÖNCESİ KULEBA'DAN AÇIKLAMA Görüşmeler öncesinde televizyonda bir basın açıklaması yapan Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, “Halkımızı, topraklarımızı ya da egemenliğimizi pazarlık konusu yapmıyoruz” dedi ve ekledi; “En alt seviyede insani sorunlar, en üst seviyede de ateşkes uzlaşmasına varmak gündemimizde.”  MÜZAKERELER İKİ GÜN SÜRECEK Türkiye Rusya’ya hava sahasını kapatmadığı için Rus heyetini taşıyan uçak, dün saat 16.15’te İstanbul’a sorunsuz olarak indi. Ukrayna heyeti ise önce bir komşu ülkeye karayoluyla geçti, oradan da hava yoluyla Türkiye’ye geldi. Ukrayna heyetini taşıyan uçak dün akşam Atatürk Havalimanı’na iniş yaptı.

2 yıl önce

Et ve Süt Kurumu'nda Kılıçdaroğlu'na yanıt: “Tarım ve Orman Bakanı ile görüşmesi daha uygun”

ESK'nin Twitter hesabından, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Kurumun önünde açıklama yapmasına ilişkin paylaşımda bulunuldu. Kılıçdaroğlu'nun 6 Nisan Çarşamba günü kendilerini arayarak randevu talep ettiği aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi: 'Gerekli cevap verildi' "Randevu talebine 7 Nisan Perşembe günü geri dönülmüş, 'Tarım ve Orman Bakanımız Vahit Kirişci ile görüşmeniz daha uygun olur, zira sizlerin muhatabı kendisidir. Sayın Bakanımız gerekli görürlerse o görüşmeye bizleri de davet eder.' cevabı verilmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun verilen bu cevaba rağmen Et ve Süt Kurumunun önüne gelerek basın açıklaması yapmasını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz." Kılıçdaroğlu, beraberindeki heyetle Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğüne gitmiş, randevusu bulunmadığı gerekçesiyle içeri alınmamıştı. Kılıçdaroğlu, Kurum önünde basın açıklaması yapmıştı.

2 yıl önce

İBB Sözcüsü Murat Ongun’nun yalanları bitmiyor! Tasdikli yalancı, Ekrem İmamoğlu'nun ABD Kongre Üyesi Keating ile görüşmediğini iddia etmişti… işte gerçek

https://twitter.com/genelgundem/status/1481655110233067524?s=21&t=67nU2pc6yLsdX6pNY786SA İstanbul'da kar yağışının en şiddetli yaşandığı saatlerde İngiliz Büyükelçisi ile görüşen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ABD'li yetkililer ile Türkiye'nin dış politikasını konuştuğu iddia edildi. ABD'li Kongre üyesi William R. Keating "Türkiye'nin yeniden Batı rotasına girmesi için" İBB Başkanı İmamoğlu ile görüştüklerini söyledi. İBB sözcüsü Murat Ongun ise böyle bir görüşmenin yapılmadığını belirtti. https://twitter.com/mrt_ongun/status/1513828699749113857?s=21&t=67nU2pc6yLsdX6pNY786SA Çok geçmeden İBB sözcüsü Murat Ongun’un yalan konuştuğu ortaya çıktı. İşte ABD'li Kongre üyesi William R. Keating’in o ifadeleri: https://twitter.com/eha_medya/status/1513868800432738310?s=21&t=67nU2pc6yLsdX6pNY786SA https://twitter.com/genelgundem/status/1513791544884707330?s=21&t=67nU2pc6yLsdX6pNY786SA

2 yıl önce

6'lı masanın pazar günü yapacağı görüşme öncesi yeni iddia: 2 parti masadan kalkabilir

CHP öncülüğünde toplanan 6 muhalefet partisi 24 Nisan’da Demokrat Parti ev sahipliğinde 3’üncü kez bir araya gelecek. Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın DEVA ve Gelecek Partisi Genel Başkanlarına yönelik açıklamasının ardından muhalefet cephesinde sular durulmadı. Uysal’ın Babacan ve Davutoğlu’na yaptığı ziyaretlerde servis edilen fotoğraflarda iki genel başkanın soğuk yüz ifadeleri dikkat çekti. Kulislerde, pazar günü yapılacak olan görüşmenin bu nedenle sert geçeceği konuşuluyor. DEVA ve Gelecek Partilerinin ittifak çatısı altında yer almayacağı yorumları yapılıyor. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem hayali ile CHP öncülüğünde bir araya gelen 6 muhalefet partisinin genel başkanları arasındaki 3’üncü görüşme pazar günü Demokrat Parti Genel Merkezi’nde gerçekleşecek. GERGİNLİK FOTOĞRAFLARA YANSIDI DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, liderler turunu tamamladı. Ancak, Uysal’ın açıklamaları sonrası esen soğuk rüzgarlar görüşmelerde de devam etti. Taraflar arasındaki gerginlik Uysal’ın, Babacan ve Davutoğlu ile yaptığı görüşmelerden servis edilen fotoğraflara da yansıdı. Babacan ve Davutoğlu’nun fotoğraf karesinde donuk olmaları dikkat çekti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıdçaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in araya girmesine rağmen DP ile Gelecek ve DEVA Partisi arasında buzların erimediği belirtiliyor. Bu nedenle pazar günü yapılacak toplantının da gergin geçeceği belirtiliyor. MASADAN ÇEKİLİYORLAR MI? Öte yandan kulislerde DEVA ve Gelecek Partisi’nin de yol ayrımında olduğu yorumları yapılıyor. İki parti geçtiğimiz haftalarda yargı alanında ayrı ayrı paketler açıkladı. İki partinin ayrı çalışma yapması ‘6’lı masadan çekiliyorlar mı’ yorumlarına neden oldu. İki partinin olası bir ittifak çatısı altında yer almayacağı dillendiriliyor. deva partisi, gelecek partisi, görüşme, muhalefet, 6lı masa, demokrat parti, chp, son dakika 6'lı masanın pazar günü yapacağı görüşme öncesi yeni iddia: 2 parti masadan kalkabilir CHP ve İYİ Parti'nin başı çektiği 6 muhalefet partisi 24 Nisan'da bir kez daha görüşecek. Ancak görüşme öncesi kulislerde kriz iddiaları dolaşıyor. Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'ın Davutoğlu ve Babacan'a gönderme yaptığı açıklaması sonrası krizin aşılamadığı öğrenildi. Pazar günü yapılacak toplantının gergin geçmesi beklenirken DEVA Partisi ve Gelecek Partisi'nin masadan ayrılma ihtimali gündüme geldi. CHP öncülüğünde toplanan 6 muhalefet partisi 24 Nisan’da Demokrat Parti ev sahipliğinde 3’üncü kez bir araya gelecek. Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın DEVA ve Gelecek Partisi Genel Başkanlarına yönelik açıklamasının ardından muhalefet cephesinde sular durulmadı. Uysal’ın Babacan ve Davutoğlu’na yaptığı ziyaretlerde servis edilen fotoğraflarda iki genel başkanın soğuk yüz ifadeleri dikkat çekti. Kulislerde, pazar günü yapılacak olan görüşmenin bu nedenle sert geçeceği konuşuluyor. DEVA ve Gelecek Partilerinin ittifak çatısı altında yer almayacağı yorumları yapılıyor. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem hayali ile CHP öncülüğünde bir araya gelen 6 muhalefet partisinin genel başkanları arasındaki 3’üncü görüşme pazar günü Demokrat Parti Genel Merkezi’nde gerçekleşecek. GERGİNLİK FOTOĞRAFLARA YANSIDI DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, liderler turunu tamamladı. Ancak, Uysal’ın açıklamaları sonrası esen soğuk rüzgarlar görüşmelerde de devam etti. Taraflar arasındaki gerginlik Uysal’ın, Babacan ve Davutoğlu ile yaptığı görüşmelerden servis edilen fotoğraflara da yansıdı. Babacan ve Davutoğlu’nun fotoğraf karesinde donuk olmaları dikkat çekti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıdçaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in araya girmesine rağmen DP ile Gelecek ve DEVA Partisi arasında buzların erimediği belirtiliyor. Bu nedenle pazar günü yapılacak toplantının da gergin geçeceği belirtiliyor. MASADAN ÇEKİLİYORLAR MI? Öte yandan kulislerde DEVA ve Gelecek Partisi’nin de yol ayrımında olduğu yorumları yapılıyor. İki parti geçtiğimiz haftalarda yargı alanında ayrı ayrı paketler açıkladı. İki partinin ayrı çalışma yapması ‘6’lı masadan çekiliyorlar mı’ yorumlarına neden oldu. İki partinin olası bir ittifak çatısı altında yer almayacağı dillendiriliyor.

2 yıl önce

Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasındaki gergin görüşme: İmamoğlu paraları akıttıkça…Kılıçdaroğlu'nun çevresinde kimse yok.

Övür’ün yazısı şöyle; “Önce İmamoğlu herkesi şaşırtan bir açıklama yaptı: "Ekrem İmamoğlu burada kendini taca ya da auta atmıyor." Birileri farklı yorumlasa da sözün hedefindeki kişi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ydu ve ilk cevap da ondan geldi: "Ya bana katılın ya da önümden çekilin." Onun da kimi kastettiği çok açıktı: İmamoğlu ve parti içindeki Ekremciler... Parti içi derken de öyle sıradan partililer değil, bizzat yardımcıları, milletvekilleri ve Parti Meclisi içindeki "Kılıçdaroğlu kazanamaz" diyenler. İmamoğlu paraları akıttıkça o sayılar giderek artıyor. Rüzgâra göre yön değiştirenlerin sayısı da hiç az değil. Grup ve MYK'dan Engin Özkoç ve Veli Ağbaba gibi birkaç isimden başka Kılıçdaroğlu'nun çevresinde kimse yok. Parti içinde adı "Çakma Pavarotti"ye çıkan Özgür Özel ise açık açık "Adayımız genel başkan" diyemediği gibi açık açık genel başkanlık peşinde koşuyor. Kılıçdaroğlu'nu asıl çılgına döndüren bu tablo... Kendi eliyle Beylikdüzü'nden çıkarıp aday yaptığı kişi şimdi onun önüne çıkıyor. Bu yüzden sertleşti ve sadece iktidara karşı değil, parti içine yönelik de "kavgayı" yükselteceğinin işaretini verdi. İlk kavga edeceği kişi de İmamoğlu... Onun ilk adımını da dün attı. Dün normalde saat 10.00'da İstanbul CHP İl'in bir toplantısı vardı. Kılıçdaroğlu, saat 09.00'da kaldığı lüks otelin odasına İmamoğlu'nu çağırdı ve izlenimlere göre 1 saat 5 dakika süren gergin bir görüşme yaptı. Gerginlik de İmamoğlu'nun gelirken ve çıkarken yüzünden okunuyordu. Şimdi herkes o toplantı sonrası İmamoğlu'nun ne tepki vereceğini bekliyor. Karadeniz gezisinin seyri, bu açıdan bir işaret olacak.”

1 2 ... 4 5 6 7 8 9 10 ... 15 16