05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Güçlü Türkiye: #StrongTurkey

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, orman yangınlarıyla ilgili sosyal medyada yapılan paylaşımlara ilişkin açıklamada bulundu. Altun, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, sözde yardım kampanyasının Türkiye'yi aciz göstermeyi amaçladığını açıkladı. 'DEVLET- MİLLET BİRLİKTELİĞİMİZİ ZAYIFLATMAK AMACIYLA BAŞLATILDI' Türkiye'nin güçlü oldğuna işaret eden Fahrettin Altun, şu açıklamada bulundu: "Ülkemizi etkisi altına alan orman yangınlarıyla devletimizin tüm imkanları seferber edilerek mücadelemiz devam etmektedir. 35 ilimizde 129 yangının 122'si kontrol altına alınmıştır. Türkiyemiz güçlüdür. İyi niyetli her yardım ve katkı milli birlikteliğimizin gereğidir. Ancak bu akşam itibariyle yurt dışından ve tek merkezden organize edilen sözde yardım kampanyası ideolojik saiklerle, devletimizi aciz göstermek, devlet- millet birlikteliğimizi zayıflatmak amacıyla başlatılmıştır. Türkiyemiz güçlüdür. Devletimiz dimdik ayaktadır. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi yitirdiğimiz canlar dışında bütün kayıplarımızı telafi edecek, içimizi yakan bu ateşi söndüreceğiz." 'RESMİ MERCİLERE İTİMAT EDELİM' Sosyal medyada, mesaj gruplarında ve forumlarda yayılan bilgilerin pek çoğunun yalan olduğunu kaydeden Altun, "Bugün böyle bir doğal afet durumunda dahi bu türden yalanları yayanların tuzağına düşmeyelim. Lütfen resmi mercilerin açıklamalarına itimat edelim" dedi.

2 yıl önce

Türkiye güçlü büyüyecek

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının olumsuz etkilerine rağmen geçen yıl büyüme gösteren sayılı ülkelerden biri olan Türkiye’nin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7 büyümesi, hem uluslararası kuruluşları hem de derecelendirme kuruluşlarını şaşırttı. Yılın ikinci çeyreğine ilişkin büyüme tahminlerinin çift haneyi göstermesi, uluslararası kurumların bu yıla ilişkin tahminlerini yukarı yönlü revize etmeye zorluyor. 1,6 PUAN ARTTIRDI İki hafta sonra açıklanacak ikinci çeyrek büyümesine ilişkin beklentiler yüzde 20 civarında olarak ifade ediliyor. Sanayi üretimi, kapasite kullanımı, iç ve dış talepteki artış ile ihracat ve turizm gibi üçlü kalemler, güçlü bir büyümeyi işaret ederken, uluslararası kurumlar tahminlerini yükseltmeye başladı. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye için bu yılki büyüme beklentisini yüzde 6,3’ten yüzde 7,9’a yükseltti. EKONOMİK FAALİYETTE DİRENÇ SÜRÜYOR Türkiye’nin kredi notunu “BB-” ve not görünümünü “durağan” olarak teyit eden Fitch Ratings’in açıklamasında; Türkiye için bu yılki büyüme beklentisinin özellikle yılın birinci çeyreğinde güçlü performansın ardından yüksek devir etkisi ve ekonomik faaliyette devam eden direnç nedeniyle yüzde 6,3’ten yüzde 7,9’a yükseltildiği bildirildi. Bu yılın ikinci yarısında iç talep yavaşlamasının güçlü ihracat ve turizm sektöründeki toparlanma ile dengeleneceğine işaret edilen açıklamada, ülke ekonomisinin 2022’de ise yüzde 3,5 büyümesinin beklendiği aktarıldı. CARİ AÇIK DÜŞER Açıklamada cari açığın daraldığını belirtilerek bu yılın ikinci yarısında turizm gelirlerindeki iyileşmeyle cari açığın 2021’de gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 3’üne gerileyeceği kaydedildi. Türkiye’de politika belirsizliğinin yüksek kalmaya devam ettiği belirtilen açıklamada, olumlu baz etkisi ve yavaşlayan iç talep nedeniyle enflasyonun 2021 yıl sonunda yüzde 16,9’a gerilemesinin beklendiği kaydedildi. Açıklamada, ortalama yıllık enflasyonun gelecek yıl için yüzde 14,6 ve 2023 için yüzde 11,8 olarak tahmin edildiği ifade edildi. YİNE REVİZE EDERLER Geçen yıl Çin ile birlikte büyüme kaydeden sayılı ülkeler arasında yer alan Türkiye, ekonomi yönetiminin attığı adımlar ve aşılamayla hızlı toparlanma beklentileriyle bu yıla ilişkin büyüme tahminlerinin de yeniden gözden geçirilmesini sağladı. İkinci çeyrekteki güçlü büyümenin ayak seslerini duyan Dünya Bankası, OECD, IMF gibi kuruluşların da Türkiye’nin bu yılki büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize itmesi bekleniyor. Salgınının olumsuz etkilerine rağmen geçen yıl büyüme gösteren sayılı ülkelerden olan Türkiye ekonomisine ilişkin 2021 yılı büyüme tahminlerini bu yılın ilk çeyreğinde peş peşe revize etmek zorunda kalmışlardı.

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "2053 ve 2071 vizyonlarıyla, Türkiye'yi her bakımdan dünyanın en güçlü ülkeleri arasında ilk sıralara yerleştirme görevini miras bırakıyoruz."

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar... Milletimize Anadolu'nun kapılarını açan, büyük zaferin 950. yılında bu toprakların vatanımız haline gelmesi ve  o şekilde kalması için canlarını ortaya koyan şehitlerimizi, gazilerimizi minnetle yad ediyorum. Ahlat'ın hikayesi ise tamamen kendine özgüdür çünkü bu şehir tarih boyunca doğu ve batı medeniyetleri arasında köprü meziyeti görmüştü. Orta Asya'dan Batı'ya doğru yönelen Müslüman Türk göçenlerinin toplanma alanı olmuştur.  Ahlat günümüzde de tarihe şahitlik etmeyi sürdürüyor. Tarihi İslam mezarlıklarının en büyüğü unvanını taşıyan Selçuklu Mezarlığı bizim burada varlığımızın hafıza taşlarıdır. Bu büyük mirası ecdadımıza çok görüp başka toplumlara yamama girişimlerine şahit olmuyor değiliz. Biz buranın neresi olduğunu, ne anlama geldiğini gayet iyi biliyoruz. Malazgirt Savaşı'nın kazanılmasında da bu şehrin çok büyük önemi vardır. Horasan Bölgesi'nden Ahlat'a gelen ve buradan bütün Anadolu'ya dağılanlar burada hoşgörüyü tesis ettiler. Birçok bilim adamını, mimar ve sanatkarı bu şehir yetiştirdi. Yıllarca ihmal edilen bu hazineyi yeniden ayağa kaldırmanın boynumuzun borcu olduğu maksadıyla kapsamlı çalışmalar başlattık. Hem ecdadı yad ediyor, hem bu toprakları ilelebet toprağımız olarak korumayı dünyaya haykırıyoruz. İnsanların hayatların çok uzun gibi gözüken 30,50 yıllık dönemler devletlerin tarihlerinde oldukça kısa sürelerdir. Bu kısa süreleri hakkıyla değerlendirdiğimizde, milletimizin önünde bir ışık yaktığımızı unutmamalıyız.  Gençlerimizin gözündeki azim ve kararlılık, birliğimize, beraberliğime, kardeşliğimize yönelik saldırıların hiçbirinin başarıya ulaşamayacağının göstergesidir. Artık hiç kimsenin hiçbir kesimin hiçbir gücün ülkemize, milletimize, gençlerimize kayıplar verdirmesine müsaade etmeyeceğiz. "AHLAT'IN ŞANINA LAYIK BİR ESER OLDU" 5. yılına ulaşan bu programların salgın dönemi haricinde her yıl daha geniş katılımla zenginleştiğini görmekten memnuniyet görüyorum. İşte bu gördüğünüz mekan bunun en güzel ifadesidir. Ahlat Gençlik Kampı'nın açılışını yapmıştık, bugün de Ahlat Millet Bahçesi'nin açılışını yapıyoruz. Bu eserlerin şehrimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Millet kıraathanesi, oba çadırları, at ve okçuluk sporları üniteleri ve diğer hizmet birimleriyle millet bahçemiz Ahlat'ın şanına layık bir eser oldu. Maziden atiye kurduğumuz köprünün sembollerinden biri olduğunu düşündüğüm bu eserde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Gören göz, işiten kulak, en önemlisi ülke ve millet sevdasıyla dolu bir yürek lazımdır. Milletimizle aynı istikamete baktığımız, aynı mücadeleleri verdiğimiz için ülkemizi hep ileri taşıdık. Küresel siyasi ve ekonomik düzenin yeniden yapılanma sürecinde ülkemizin bu gücünün önemini çok daha iyi görüyoruz.  "GENÇLERİMİZ BU DEFA OYUNA GELMEMİŞTİR, GELMEYECEKTİR" Gençlerimizle birlikte kendimiz ve tüm dostlarımız için inşa ettiğimiz refahın, adaletin, vicdanın sembolü olan geleceğe inşallah az kaldı. Kimi zaman sağcı solcu diyerek kimi zaman Alevi-Sünni diyerek kimi zaman Türk-Kürt diyerek birbirine düşürmek istedikleri gençlerimiz bu defa oyuna gelmemiştir, gelmeyecektir.  İlhamını kendi medeniyetimizden alan iyi, güzel, doğru, hakka ve adalete uygun ne varsa hepsini milletimizin emrine sunmak için daha çok çalışacağız. Biz 84 milyon vatandaşımızın her birine layık olduğu hizmetleri sunmak için tüm imkanları harekete geçiriyoruz. Doğu Karadeniz'de yapılanları gördünüz. Öbür tarafta Bartın, Kastamonu, Sinop'ta yapılanları gördünüz. Bütün felaketlerde attığımız adımları gördünüz. Mücadele bayrağını hep daha yukarıya taşıyarak yolumuza devam edeceğiz. Malazgirt Zaferi'nin 950. yıldönümünü bir kez daha tebrik ediyoruz. Bu vesileyle 2 yıl önce elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz Prof. Dr. Haluk Dursun hocamızı rahmetle yad ediyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, Kalın sağlıcakla...

2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Büyük ve güçlü Türkiye yolunun kesilmesine rıza göstermeyeceğiz

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar... "Aziz milletim, sayın Meclis Başkanı, MHP'nin kıymetli Genel Başkanı, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Anadolu'yu ebedi yurdumuz haline getiren Malazgirt Zaferi'nin 950. yıldönümünde tüm kahramanlarımızı rahmetle yad ediyorum.   Van Gölü kıyısında inşa ettiğimiz Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden millet bahçesine kadar bölgeyi tarihi önemine yakışır eserlere kavuşturduk. Bugün de Malazgirt zaferimizin yıldönümü vesilesiyle fetih programındayız. Malazgirt için Anadolu'daki tarihimizin sıfır noktası tanımı yapılır. Bizim tarihimizde kolay kazanılmış zafer yoktur. Malazgirt zaferinin de gerisinde çok büyük fedakarlık vardır. Tarihimizin her döneminde olduğu gibi o yıllarda da devletimizi yıkmayı hedefleyen iç ve dış saldırılarla karşı karşıyaydık. Sultan Alparslan'ın 9 yıllık hükümdarlığı dönemi, halkta memnuniyetin zirveye ulaştığı bir devir olmuştur. Sultan Alparslan bu geniş coğrafyada birliğin ve adaletin tesisi için samimi gayret göstermiştir. Devletinin sınırlarını genişleten Sultan Alparslan, Malazgirt Kalesi'ni almış ve Halep'e kadar ulaşmıştı. Bizans İmparatoru ise Selçuklu ilerleyişini engellemek için yola çıkmıştı. Bizans ordusunun sergilediği vahşeti haber alan Sultan Alparslan istikametini Ahlat'a çevirmişti. "BİZİM İÇİN MALAZGİRT TARİHİN TOZLU SAYFALARINDAKİ SIRADAN BİR ZAFER DEĞİLDİR" Sulh mümkün olmayınca savaş kaçınılmaz hale gelir. 26 Ağustos 1071 tarihinde yapılan meydan savaşında Bizans büyük bir bozguna uğrarken, Selçuklu Devleti tarihin en büyük zaferlerinden birini kazanmıştır. Türk obaları adım adım bu toprakları vatan haline dönüştürmüştür. İnşa edilen camiler, medreseler, kütüphaneler, çarşılar, hanlar, bu toprakları yepyeni bir çehreye büründürmüştür. Bizim medeniyetimizin kökü hakka ve adalete dayalı fetih medeniyetidir. Güveni, huzuru, refahı hakim kılmak için verdiğimiz büyük mücadelelerin şahididir. Bizim için Malazgirt tarihin tozlu sayfalarındaki sıradan bir zafer değildir. Malazgirt'ten başlayıp İznik'e ve Konya'ya, Söğüt'ten başlayıp Bursa, Edirne ve İstanbul'a ulaşan bu yürüyüşün her anı bizim için ibretlerle doludur. Türkiye, doğu ve batıya ait ne varsa hepsini bağrını basan bir büyük medeniyet mirasının bugünkü hali olarak yeni bir şahlanış içindedir. Bu atılımı gençlerimizle birlikte zafere ulaştırmakta kararlıyız. Bu kibir ürünü böbürlenme değildir, tam tersine hakikatin kendisidir. Bu izleri takip ederek Moğolistan'ın derinliklerinden Adriyatik kıyılarına kadar her yerde bize ait eserlere sahip çıkıyoruz. Nereye gitsek rengiyle, kokusuyla, özlemiyle karşılaşıyoruz. "DURMAK, DURAKSAMAK BİZE YAKIŞMAZ" Eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe, ulaştırmadan enerjiye, her alanda ülkemizi gelişmiş ülkeler ligine kadar getirdik. Dünyanın küresel, siyasi ve ekonomik düzenin yeniden şekillendiği bu dönemi de değerlendirdiğimizde artık zirveye çıkmış olacağız. Malazgirt Zaferi'nin 1000. yıl dönümü olan 2071'i uzun vadeli vizyonumuzu belirlememizin arkasında bu vardır. Bizim vizyonumuz işte budur, hayali olmayanın hedefi olmaz. Tarihin gösterdiği istikamette yürümeye devam edeceğiz. Anadolu'daki 1000 yıllık varlığımızın her dönemi gibi bugünlerimiz de kolay geçmiyor. Bir yandan terör, diğer yandan tabi felaketlerin etkileriyle yüzleşiyoruz. Önümüzde pek çok fırsatın olduğunu da biliyoruz. Durmak, duraksamak, geri dönmek, yakışmaz. Bu kükremiş sel gibi millete zincir vuracak gafiller, gerektiğinde dağları delecek azme ve kararlılığa sahip olduğumuzu bilsinler. "BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE'NİN YOLUNUN KESİLMESİNE RIZA GÖSTERMEYECEĞİZ" Biz tarihin bize yüklediği hiçbir sorumluluktan kaçmamış, hiçbir fedakarlıktan sakınmamış, gerektiğinde canını ortaya koymaktan çekinmemiş bir milletiz. Çünkü biz Türkiye'yiz. Biz dünyanın en kadim topraklarına sahip çıkan Türk milletiyiz. İnsanlığın vicdanız, mağdurların umut kapısıyız. Bu vasıflarımızı kaybederken işte o zaman tehlikeye atmış oluruz.  Hiç kimsenin ülkemize ve milletimize böyle bir kötülüğü yapmasına göz yummayacağız. Malazgirt'ten bir kez daha söz veriyoruz; Büyük ve güçlü Türkiye yolunun kesilmesine rıza göstermeyeceğiz. Milletimizin başını yere eğdirmeyecek, gençlerimizin umutlarının kırılmasına meydan vermeyeceğiz. Milletimizin daima yanı başında olan devletine gösterdiği güven, yürüdüğüm yolda yalnız olmadığımı gösteriyor. Rabbim hepinizden razı olsun. Bir kez daha Malazgirt Zaferimizin 950. yılının ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tüm kahramanları şükranla yad ediyorum. Mevla yolumuzu bahtımızı açık etsin diyor, sizleri sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla..."

2 yıl önce

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov: Türkiye dünyanın en güçlü ülkeleri arasında

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Caparov, ülkenin 31 Ağustos Bağımsızlık Bayramı dolayısıyla ülkede akredite olan büyükelçileri ve uluslararası kurumların temsilcileri ile bir araya geldi. Kırgızistan'ın, Sovyetler Birliği dağılma sürecindeyken bağımsızlığını ilan ettiğini anımsatan Caparov, ülkesinin bağımsızlık ve demokrasi yolunu seçerek bağımsızlık yıllarında elde ettiği başarıları anlattı. Caparov, bağımsızlık tarihinde kalkınma modeli arayışında olan ülkenin, trajediler de dahil olmak üzere bir dizi iç siyasi krize yol açan ve bir dereceye kadar kalkınmayı etkileyen çeşitli zorluklar, inişler ve çıkışlar ile karşı karşıya kaldığına dikkati çekti. Kırgızistan'da iş yapmak için elverişli bir ortamın yaratılması konusuna da değinen Caparov, bu alanda maliye, ulaştırma ve lojistik ile dış ticaret politikalarının geliştirilmesi de dahil olmak üzere radikal ekonomik reformların başladığını vurguladı. Caparov, siyasi, ticari ve ekonomik bağların, güvenlik ve askeri-teknik iş birliğinin geliştirilmesi ve genişletilmesine odaklandıklarını, su kaynakları, enerji, altyapı, tarım, ayrıca sağlık, eğitim, kültür, finans ve teknoloji konularında belirli anlaşmalara varmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi. Bu yılın başında cumhurbaşkanlığı görevine geldiği günden bu yana ilk olarak, Moskova, Taşkent, Nur Sultan, Ankara, Aşkabat ve Duşanbe'ye resmi ziyaret gerçekleştiğini hatırlatan Caparov, "Her şeyden önce, Orta Asya bölgesinde komşularımızla ve dünyanın en güçlü ülkeleri olan Rusya, Çin, Türkiye'nin yanı sıra Hindistan ve Macaristan ile daha yakın ilişkiler geliştirmeyi amaçlıyoruz." ifadesini kullandı. Caparov, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelede ve ülkenin kalkınmasında desteği olan tüm müttefik ülkelere, ortaklara ve uluslararası kuruluşlara teşekkür ederek, Kırgız Cumhuriyeti devlet organları ile birlikte diplomatlara yardım etmeye hazır olduklarını kaydetti. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla 31 Ağustos 1991'de bağımsızlığını ilan eden Kırgızistan, Bağımsızlık Bayramı'nı başkent Bişkek'teki Ala-Too Meydanı'nda yarın askeri geçit töreniyle kutlayacak.

2 yıl önce

İngiliz Global Risk Insights: Tüm güçlü devletler, Türkiye ile anlaşmak için sıraya giriyorlar

İngiltere'de bulunan ve dünyanın en iyi üniversitelerinden birisi olarak kabul edilen London School of Economics'in kurduğu Global Risk Insights, Ankara'nın yaptığı hamleleri analiz etti. Artık küresel olarak çok kutuplu bir sisteme gidildiği ve Türkiye'nin bu yeni düzende artan öneminin tüm hesapları karıştırdığının vurgulandığı analizde, ABD'den Suudi Arabistan'a, Avrupa'dan BAE'ye kadar tüm güçlü devletlerin Türkiye ile anlaşma yoluna gitmeye çalıştığı belirtildi. Hugo Blewett-Mundy'nin 'Erdoğan, Afganistan'daki stratejik fırsatı değerlendiriyor' başlığıyla kaleme aldığı analize göre, hiçbir ülke Afganistan'daki krizi Türkiye kadar iyi okuyamadı. Analizde atılan adımlar Taliban'ın kontrolü devralmasının ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO müttefikleri tahliyelerini tamamlarken Türkiye'nin Afganistan'da diplomatik varlığını sürdürmesine karar verdi. Türk dış politikasındaki bu gelişme, Ankara'daki stratejik düşüncedeki değişimin bir parçası olarak görülebilir. Afganistan'daki durum kötüleşirken Erdoğan, ülkesinin stratejik bölgesel önemini yeniden canlandırma fırsatını değerlendiriyor. Soğuk Savaş sonrası düzenin değişmekte olduğu açık. Afganistan ve Irak'ta yürütülen maliyetli savaşları, ABD'nin uluslararası güvenlik meselelerindeki üstünlüğünü sorgulanır hale getirdi. ÇOK KUTUPLU SİSTEMDE TÜRKİYE FIRSATI DEĞERLENDİRİYOR Rusya ise sınırlarının dışında hareket etmekten korkmuyor ve Çin de dünyanın en büyük ekonomisi olmak için iyi bir konumda. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da ülkesini gelişmekte olan çok kutuplu sistemde önemli bir bölgesel oyuncuya dönüştürme fırsatını değerlendiriyor. Erdoğan, kuzeydoğu Suriye'ye müdahalesinin ardından, Rusya ile Türkiye'nin güney sınırındaki Kürt unsurlarının çıkarılması konusunda başarılı bir anlaşma müzakere etti. Benzer şekilde, Libya'da Ankara, Moskova ile uzun vadeli bir barış anlaşmasında kilit bir arabulucu oldu. Kıbrıs'ın enerji kaynakları meselesine gelince, Trablus'ta BM tarafından onaylanan Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (GNA) Türkiye'nin desteği, Ankara'yı deniz sınırının belirlenmesinde güçlü bir konuma yerleştirdi. ERDOĞAN, ABD'Yİ TEKRAR DÜŞÜNMEYE ZORLADI Erdoğan için sorun yaratma riskine rağmen, Afganistan'daki kriz, Ankara'nın koz elde edebileceği yeni bir bölgesel dinamik yaratıyor. Türkiye'nin Afganistan'daki diplomatik varlığını sürdürme kararı, Erdoğan'ın ABD'nin güvenlik endişelerini tekrar ele almasına yol açtı. Bu yılki NATO zirvesinin ardından ilgili Türk ve ABD savunma bakanlıkları, ABD'nin çekilmesinden sonra Kabil'de bulunan Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın güvenliğinin sağlanması konusunda olumlu görüşmelerde bulundu. Erdoğan'ın Taliban ile havaalanının gelecekteki güvenliğini tartışma girişimi, Türk-ABD ilişkilerini düzeltmeye yönelik önemli bir adımı temsil ediyor. Türkiye, bu tür görüşmeleri yaparken, Biden yönetiminin Afganistan'a insani yardım arzının devam etmesini sağlama hedefini kolaylaştıracak bir konumda. AVRUPA GÖÇ ANLAŞMASINI GÖZDEN GEÇİRMEK ZORUNDA KALDI Türkiye'nin Afganistan'daki taahhüdü, Ankara'ya Avrupa Birliği ile oynadığı önemli rolü yeniden canlandırma şansı da veriyor. Ankara, Avrupa'ya düzensiz göçün yönetiminde Brüksel için önemli bir ortak oldu. Son gerginliklere rağmen, Afgan krizinin bir sonucu olarak mülteci akını riski, Brüksel'in Ankara ile 2016 göç anlaşmasını yeniden gözden geçirme baskısı altında olduğu anlamına geliyor. Bundan tam anlamıyla yararlanan Erdoğan, televizyonda yaptığı bir konuşmada AB'yi ülkesinin 'Avrupa'nın mülteci evi olmak gibi bir görevi, sorumluluğu veya zorunluluğu olmadığı' konusunda uyardı. Ortadoğu'da İran'ın etkisi, Ankara'yı gerilimi azaltmak için iyi bir konuma getirdi. Tahran, Ağustos ayında NATO'nun geri çekilmesinden önce Afganistan'daki varlığını artırmak için hamleler yaptı. TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL ÖNEMİNİN ARTMASI HESAPLARI KARIŞTIRDI Körfez İşbirliği Konseyi, BAE-İsrail anlaşmasının bir sonucu olarak Katar'a yönelik ablukayı kaldırdı. Biden yönetimi İran nükleer anlaşmasını yeniden kurmayı planladığı için, Suudi Arabistan bu yumuşak duruşun Washington ile olumlu ilişkileri körükleyeceğini umuyor. Suudi Arabistan'ın, Afganistan'da İran'a karşı koymak için Türkiye'ye ihtiyacı olacak gibi görünüyor. Afganistan'daki kriz, Türkiye'nin stratejik bölgesel önemini artıran jeopolitik bir yeniden hesaplamayı zorunlu kıldı. Afganistan'daki Türk diplomatik varlığının devam etmesi, bölgeyi istikrara kavuşturmak için Ankara ile çalışmanın AB ve ABD'nin çıkarına olacağı anlamına geliyor. ABD-Türkiye ilişkilerinde bir gerilim kaynağı olmaya devam eden Rusya'dan S-400 füze sistemi alımına rağmen Washington, Türkiye'nin Afganistan'daki istikrar sağlayıcı rolünü memnuniyetle karşılayabilir. Ayrıca, Türkiye'nin Pakistan ile çıkabilecek bir krize yönelik gösterilen çabaları koordine etmesi, Ankara'nın Orta Asya'daki Çin etkisine yanıt vermede de kilit bir rol oynadığı anlamına geliyor. Avrupa Birliği de kendi adına, Türkiye'nin dahiliyetini bölgesel güvenliğin anahtarı olarak görüyor. TÜRKİYE İLE ANLAŞMAK İÇİN SIRAYA GİRİYORLAR Körfez ülkelerine gelince, İran'ın Afganistan'da ortaya koyduğu zorluk, Türkiye'nin Suudi Arabistan ile ilişkilerini geliştirmek için iyi bir konumda olduğu anlamına geliyor. Katar ablukasının sona ermesi, Türkiye-Suudi ilişkilerinin yeniden inşasının önündeki önemli bir engeli kaldırdı Riyad'ın müttefiki Mısır da Doğu Akdeniz'deki gaz kotaları konusunda Türkiye ile uzlaşmaya varma isteğini dile getirdi. Son olarak, yaz aylarında BAE, ekonomisinin Kovid-19 salgını nedeniyle darbe almasından sonra Türkiye ile yeniden ilişki kurmak için hamleler yaptı. Soru, Erdoğan'ın Batı ve Körfez ile ilişkileri normalleştirme çabalarını geliştirip geliştiremeyeceğidir. Afganistan'daki durum kötüleşirken, Türk Cumhurbaşkanı bunu yapacak güçlü bir konumda bulunuyor. ABD BASINI: BIDEN'IN HEZİMETİ, ERDOĞAN'IN ZAFERİ ABD basınında Başkan Joe Biden'a öfke sürerken, Türkiye'nin bu süreçte attığı stratejik adımların meyvelerini toplamaya başladığını vurguladı. "Biden'ın Afganistan'daki hezimeti, Erdoğan'ın kazanmasıyla sonuçlanabilir" başlıklı haberde şu ifadeler kullanıldı: Afganistan'ın Taliban'ın eline yıldırım hızıyla düşmesi, Biden yönetiminin Trump sonrası bir dünyada ABD'nin itibarını kurtarma çabaları için bir utanç kaynağı oldu. Ancak şu anda Taliban'a aracılık etmeyi teklif eden birkaç ABD müttefiki - yani Pakistan, Katar ve Türkiye - için bu durum bir nimet olabilir. ABD birliklerinin geri çekilmesinden sonra, ABD'nin Taliban ile ilişki kurabilecek, Kabil havaalanını açık tutabilecek ve Taliban rejimi altında bir devletin çöküşünü önlemeye yardımcı olabilecek bölgesel ortaklara ihtiyacı var. En azından Batı kamuoyunun bu fiyaskoyu unutması için zaman kazanmak isteyecektir. Pakistan'ın güvenlik servisleri uzun süredir Taliban'ı destekliyor. Taliban liderliğiyle görüşmelere ev sahipliği yapan ve Kabil havaalanının işletilmesine yardım teklif eden Katar için de bu durum, dünya sahnesinde görünürlüğünü artırmak için bir şans. 'TÜRKİYE, TAHLİYELERDE ÇOK ETKİLİYDİ' Ancak Taliban konusunda en çok merak edilen ülke, uzun laik tarihi ve NATO statüsüyle Türkiye. Afganistan'ın kendisi, Avrupa ve Ortadoğu'nun kıyısında yer alan Türkiye için çok az stratejik değere sahip. Ancak Mayıs ayı başlarında Türkiye hükümeti, ABD'nin çekilmesinden sonra Kabil havaalanını korumak için Türk birlikleri göndermeyi teklif etti. Taliban'ın ülkeyi hızlı bir şekilde ele geçirmesi nedeniyle bu anlaşma artık geçerli değil. Öte yandan Türkler, tahliyelerde son derece etkili oldu, dahası Katar'ın yanı sıra Kabil havaalanını işletmek için teknik yardım da sağlıyorlar. Diğer NATO ülkelerinden farklı olarak Türkiye, burada büyükelçiliğini açık tuttu ve bu da ülkeyle önemli bir bağlantı sağlıyor. Türkiye, yeni Taliban hükümetinin duyuru törenine Rusya ve Çin ile birlikte davet edilen altı ülkeden biri oldu. 'BÜYÜK GÜÇ REKABETİ ÇAĞINDA TÜRKİYE'NİN ÖNEMİ' Erdoğan, İsrail, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle temasa geçti, Washington ve Avrupa ile de ilişkilerin güçlenmesini istiyor. Ankara, Türkiye'nin Biden yönetimiyle yıpranan bağlarını düzeltebileceğini ve NATO'ya, 'büyük güç rekabeti çağı'nda jeopolitik önemini hatırlatabileceğini doğru hesaplamış görünüyor. KARARLAR MEYVESİNİ VERİYOR Bu karar meyvesini de veriyor. Biden yönetimi başlarda mesafeli davranmış olsa da, tüm bunlar değişmiş gibi görünüyor. Haziran ayı ortasında Kabil havaalanına Türk barış gücü gönderme müzakerelerinin ortasında Biden, Brüksel'de Erdoğan ile bir araya geldi, bu toplantı iyi geçti. Ancak Türk ve ABD'li politika yapıcıların gözden kaçırdığı şey, Türkiye'nin bölgesel çatışmalarda sadece bir güvenlik sağlayıcısı olmaktan çok daha fazlasını sunabileceği gerçeği. Ülkenin gerçek zenginliği, güvenlik bürokrasisinden değil, çeşitlilik barındıran ve çok canlı toplum yapısından geliyor. Ankara, Taliban meselesi üstünden Biden yönetimiyle bağlarını geliştirebilir.

2 yıl önce

Fortune, dünyanın en güçlü 50 kadınını açıkladı

ABD merkezli iş dünyası dergisi Fortune, ‘Dünyanın En Güçlü Kadınları Listesi’ni açıkladı. Uluslararası listede 50 kadın yer alırken, koronavirüsün kadınların kariyerlerinin gidişatını kökten değiştirdiği vurgulandı. TÜRKİYE'DEN TEK İSİM Aydın Doğan'ın kızı Hanzade Doğan, Fortune Dergisi'nin her yıl belirlediği ‘Dünyanın En Güçlü Kadınları’ listesine bu yıl Türkiye’den girmeyi başaran tek isim oldu. Doğan, listenin 50'nci sırasında yer aldı. DÜNYANIN EN GÜÇLÜ KADINLARI İşte dünyanın en güçlü kadınlarının olduğu o liste:

2 yıl önce

Türkiye'den 'Kazımi' açıklaması: 'Saldırıyı en güçlü şekilde kınıyoruz'

Dışişleri Bakanlığı, Irak Başbakanı Mustafa Kazımi'nin konutuna yapılan terörist saldırıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, "Irak Başbakanı Mustafa Kazımi’nin konutuna bugün (7 Kasım) sabaha karşı insansız hava araçlarıyla yapılan terör saldırısını en güçlü şekilde kınıyoruz. Irak’ın egemenliğine ve istikrarına zarar vermeyi hedeflediği açık olan bu korkakça saldırının faillerinin en kısa sürede tespit edilerek adalet önünde hesap vermelerinin sağlanmasını temenni ediyoruz. Türkiye, kaynağı ne olursa olsun terörle mücadelesinde Irak halkı ve devletinin yanında yer almaya devam edecektir." denildi.

1 2 3 4 5 6