05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Yasin Börü davası: 15 sanığa müebbet hapis cezası verildi

Diyarbakır'da 6-7 Ekim 2014'te Kobani olayları bahanesiyle düzenlenen izinsiz gösterilerde Yasin Börü'nün öldürülmesine ilişkin Yargıtay'ın bozma kararının ardından yeniden görülen davada karar çıktı. Müebbet hapis cezası alan sanıklar Sanıklar Sedat Çoban, Mecnun Akkoyun, Uğur Doğanay, Abdurrahim Pamuk, Mehmet Şah Yüce, Ali Güler, Ümit Doğanay, Ahmet Taylan, Hasan Uyanık, Burhan Dicle, Ali Karakurt, Cevher Türk, Mehmet Çağlar, Resul Savur ve Remzi Özşan, "canavarca hisle veya eziyet çektirerek çocuğu öldürme" suçundan "ağırlaştırılmış müebbet" hapis cezasına çarptırıldı. Üç sanığa 23 yıl hapis cezası verildi Olay tarihinde 18 yaşından küçük olan sanıklar Yılmaz Oğurlu, Ahmet Selçuk ve Ali Kaya'ya da aynı suçtan 23'er yıl hapis cezası verildi. Savunmaları tespit edilmeyen sanıklar Cihan Yıldız, Rıdvan Baş, Mustafa Daşçi ile mazeret bildiren Erkan Balaban, Ferdi Gül ve Mazlum İçli'nin dosyaları ayrıldı. Sanık Hüseyin Okçu ise beraat etti. 6-7 Ekim Kobani olayları: Ne olmuştu? Türkiye'nin toplumsal birlik ve beraberliğine yönelik son en önemli provokatif olaylarından biri olan 6-7 Ekim olayları, HDP'nin çağrısı üzerine başlamıştı. 6-7 Ekim 2014'te YPG/PKK mensuplarının eğitildiği Kobani (Ayn el Arap) bahane edilerek Türkiye genelinde 35 ilde PKK/PYD yandaşları, ülke çapında şiddet olaylarının yaşanmasına sebep olmuştu. Yasin Börü ve arkadaşları nasıl öldürüldü? 7 Ekim'de kurban eti dağıtırken saldırıya uğrayan Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökoğuz, evdeki kadının yardımıyla bir apartmanın 3'üncü katındaki daireye sığındı. Olayı öğrenen ev sahibi Hasan Okçu da eve gelerek Yasin ve arkadaşlarının dışarı çıkmalarını istedi. Yasin ve arkadaşları ile ev sahibinin eşi polisi arayıp yardım isterken, ev sahibi Hasan Okçu ise saldırganlarla bağlantılı birini aradı. Kapıdaki grup arasında bulunan ve PKK mensubu Uğur Doğanay, üst katın balkonundan perde ve çarşaf yardımıyla alt kata girip ilk ateşte Hasan Gökguz'u vurdu. Ardından Yusuf Er'i bacağından yaraladı. Ev sahibi Hasan Okçu'nun verdiği anahtarla kapıyı açan Uğur Doğanay, dışarıda bekleyen grubu içeri aldı. Terörist grup, Yasin ve arkadaşlarını ateşli silahla vurup 3'ünü pencereden attı. Birini de sürükleyerek binadan çıkardı. Atıldıkları yerde can çekişen Yasin ve arkadaşları aşağıda bekleyen grup tarafından, satır, taş, sopa ve tekmelerle linç edilerek, üzerlerindeki değerli eşyaları gasp edildi. Evi arayan saldırganlar, yaralı halde tuvalette buldukları Yusuf Er'i döverek binadan dışarı çıkardı. Yerde yatan 4 cesede işkence edilirken, kaçmayı başaran Yusuf Er'in arkasından ateş edildi. İsabet almayan Yusuf Er bir süre kaçtıktan sonra bir sokakta bayılınca çevredekiler tarafından hastaneye kaldırıldı. Yasin Börü cinayeti davasının geçmişi Diyarbakır'da 6-7 Ekim 2014'te düzenlenen izinsiz gösterilerde Yasin Börü ve 3 arkadaşının öldürülmesiyle ilgili dava Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmüş ve 24 Nisan 2017'de hüküm açıklanmıştı. Aralarında suça sürüklenen çocukların da bulunduğu 41 kişiden 25'i farklı hapis cezalarına çarptırılırken, 13'ünün beraatine, o tarihte firari olan 3 sanığın da dosyalarının ayrılmasına karar verilmişti. Firari sanıklardan Ersin Filizer, 2 Ocak 2018'de Diyarbakır'da yakalanmıştı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, sanıklardan kasten öldürme suçundan mahkum edilen 24'ü ile Hüseyin Okçu'nun beraatine ilişkin hükmü bozmuştu. Bozma ilamında Yasin Börü'nün olay tarihinde 18 yaşından küçük olduğuna dikkati çekilerek, "canavarca hisle öldürmek" suçundan mahkum edilen sanıkların bu suçu "çocuğa karşı" işlediğinin de değerlendirilmesi gerektiği belirtilmişti. İlamda, Hüseyin Okçu'nun cep telefonu arama kayıtları ve sinyal bilgileri değerlendirilerek, Diyarbakır'da bulunup bulunmadığı kesin olarak tespit edilmeden hüküm kurulmasının bozma gerekçesi yapıldığı bildirilmişti. Ersin Filizer ile firari 2 sanığın yargılanması ise mahkemenin başka bir dosyasında yürütülüyor.

2 yıl önce

MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin davada 18 sanığa verilen hapis cezaları onandı

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, FETÖ mensuplarınca Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin davada 18 sanığa verilen hapis cezalarını onadı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, MİT tırlarının durdurulması davasında eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık'a verilen 22 yıl 6 ay hapis cezasını onadı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, MİT tırlarının durdurulması davasında eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Hamza Celepoğlu'na verilen 20 yıl hapis cezası onadı.

2 yıl önce

Pucca'ya 1 yıla kadar hapis istemi

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede şüpheli Pınar Yıldırım'ın sosyal medya hesabından 19 Temmuz 2020'de yaptığı paylaşımın ihbar edildiği ve bunun üzerine soruşturma başlatıldığı anlatıldı. Şüpheli Yıldırım'ın erkeklerle ilgili paylaşım yaptığı iddianamede belirtildi. Şüphelinin ifadesine de yer verilen iddianamede soruşturmaya konu paylaşımı kendisinin yaptığını, o dönem eski eşi Osman Karagöz ile evli olduğunu, eski eşinin Twitter isimli sosyal medya sitesinde, kendisini kastederek bir paylaşım yaptığını ve ona istinaden karşılıklı atışmalar olduğunu söylediği kaydedildi. SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİĞİ HATIRLATILDI Ayrıca Yıldırım'ın bunun dışında bir amacının olmadığını, attığı tweetin o dönem tepki almadığını buradan yanlış bir çıkarım yapıldığını, suç işleme kastının olmadığını ve suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği ifade edildi. 1 YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ İddianamede şüpheli Pınar Yıldırım'ın "Halkın bir kesimini cinsiyet farklılığına dayanarak alenen aşağılama" suçundan 6 aydan 1 yıla kadar hapsi istendi. İddianame kabul edilirse tutuksuz şüpheli Pınar Yıldırım hakim karşısına çıkacak.

2 yıl önce

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici: Demirtaş elbette hapiste olacak beş yıldızlı otelde tatil mi yapacak?

BBPGenel Başkanı Mustafa Destici, partisinin Keşan İlçe Başkanlığının açılışını gerçekleştirmek üzere geldiği ilçede açıklamalarda bulundu. "Sizin haddinize değil" Türkiye'de bulunan 10 ülkenin büyükelçisinin Türkiye'nin içişlerine müdahale etme hadsizliği gösterdiğini dile getiren Destici, "Bizim yargımızın verdiği kararlarla ilgili birtakım müdahale çabalarını ve birtakım 'neredeyse derhal bırakılsın' sözlerine, talimat verme hadsizliklerini de buradan bir kere daha kınıyorum ve reddediyorum. Sizin haddinize değil." dedi. "Demirtaş elbette hapiste olacaktı" "Bir yanlışlık varsa o yanlışlığı biz düzeltiriz" diyen Destici, şu değerlendirmelerde bulundu: "Vatan düşmanlarına da millet düşmanlarına da milleti birbirine düşürmek için tezgah kuranlara da en önemlisi de terör örgütü PKK'nın sözcülüğünü yapan, onun şubesi olan HDP'nin eş başkanlığını yapan 6-8 Ekim olaylarında milleti kışkırtarak 37 Kürt kökenli vatandaşımızın 2'si polis olmak üzere şehit edilmesinin müsebbibi olan bir kişi, yani Selahattin Demirtaş elbette ki hapiste olacaktı nerede olacak 5 yıldızlı otelde tatil mi yapacak, elbette ki hapiste olacak. Terörist başı Apo'nun heykelini dikecek adam nerede olacak 7 yıldızlı otelde mi olacak, elbette ki hapiste olacak. İnsanları kışkırtıp sokağa döküp 37 kişinin can vermesine, hunharca katledilmesine talimatını vereceksin, milleti ayaklandıracaksın, ondan sonra elini kolunu sallayarak gezecek mi, elbette gezmeyecek. Elbette hukuk ve yargı bunun cezasını verecek." Destici, "Burada yapılması gereken bir an önce bu davaların sonuçlanması ve dolayısıyla ne Avrupa'nın ne içeridekilerin eline de koz vermemek gerekiyor. Bir an önce mahkemeler tamamlansın cezalar kesilsin ve bu şekilde hiç kimse de ağzını açamasın. Ne içeriden ne dışarıdan." ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Başak Demirtaş'a hapis cezası verildi

Beş yıldır tutuklu bulunan Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş'a gerçeğe aykırı sağlık raporu aldığı iddiasıyla, raporu düzenleyen Dr. R. B. ile birlikte 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

2 yıl önce

Görevinden ayrıldığı öne sürülmüştü! Sahte fatura düzenlediği gerekçesiyle hapis cezası alan İBB'nin İSTAÇ Genel Müdürü firarda…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (İSTAÇ) Genel Müdürü Mehmet Aslan Değirmenci, 9 Aralık 2021'de görevinden ayrılmıştı. "BİZİM KDV KAÇIRMA GİBİ LÜKSÜMÜZ YOKTUR" Sabah'ta yer alan habere göre, Değirmenci'nin ortadan kaybolmasına neden olan süreç şöyle gelişti; Marmara Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı; Vergi Usul Kanununa Muhalefet suçunu işlediği gerekçesiyle Mehmet Aslan Değirmenci ve Kamil Sipahi hakkında suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesi, Değirmenci ve Sipahi hakkında dava açtı. Değirmenci, yargılama sırasında savunmasında, "Ben şirketin (Pasifik Petrol) daha önceki genel müdürüydüm ancak 31 Aralık 2015'te şirketteki bütün görevlerimden ayrıldım. 2016'da yapılan işlemlere ilişkin herhangi bir sorumluluk ve yetkim yoktur" iddiasında bulundu. Pasifik Petrol'ün sahibi Sanık Kamil Sipahi ise, "Bizim KDV kaçırma gibi lüksümüz yoktur" iddiasında bulundu. MAHKEME: SAHTE FATURALAR BİLİRKİŞİ RAPORUYLA SABİT İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesi kararında, "Yapılan denetimlerde sanıkların 2016'da sahte fatura kullandıkları, sanıkların atılı suçu kabul etmedikleri ancak sanıkların kullandıkları faturaların sahte olduklarının bilirkişi raporu ile sabit olduğundan, sanıkların üzerine atılı 2016'da sahte fatura kullanmak suretiyle vergi usul kanununa muhalefet suçunu işledikleri anlaşılmıştır" denildi. Kararda, Mehmet Aslan Değirmenci ve Kamil Sipahi'nin sahte fatura kullanmak suretiyle "213 Sayılı Yasaya Muhalefet" suçunu işlediğine dikkat çekilerek sanıklar 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. İSTİNAF: YEREL MAHKEMENİN KARARI DOĞRU Değirmenci ve Sipahi istinafa başvurdu. İstanbul Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi, sınakların başvurusunu reddetti. Ret kararında şu ifadelere yer verildi: "Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezaların kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından istinaf başvurusunda bulunanın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla; CMK.'nun 280-1-a maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, dosyanın hükmü veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olmak üzere 8 Kasım 2021'de oy birliğiyle karar verildi." 5 ARALIK'TAN BU YANA CEP TELEFONUNA ULAŞILAMIYOR Hakkında yakalama kararı çıkarılan Değirmenci, izine ulaşıldığı takdirde cezaevine konulacak. 5 Aralık'tan beri cep telefonuna ulaşılmayan Değirmenci'nin eşi ve çocuklarının İstanbul'un Ataşehir ilçesinde olduğu ancak kendisinin nerede olduğunun bilinmediği aktarıldı. Aslan Değirmenci, 23 Haziran 2019'dan sonra yeni yönetimle birlikte İBB iştiraki İstanbul Enerji A.Ş'de Genel Müdür oldu. Ancak İSTAÇ Genel Müdürü Mustafa Canlı'nın Eylül 2020'de Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetmesinin ardından iki ay boş kalan İSTAÇ Genel Müdürlük makamına, 13 Kasım 2020'de Aslan Değirmenci getirildi.

2 yıl önce

DEVA Parti'li Metin Gürcan hakkında 20 yıl hapis istemiyle iddianame

DEVA Partisi kurucu üyesi Metin Gürcan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 'devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya casusluk amacıyla temin etme' suçundan yürüttüğü soruşturma kapsamında, 26 Kasım'da İstanbul'daki evinde gözaltına alındı. Gürcan, soruşturmanın yürütüldüğü Ankara'ya getirilerek, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde sorgulandı. Gürcan, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği Ankara Adliyesi'nde çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı. SORUŞTURMA TAMAMLANDI Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlanarak, iddianame düzenlendi. İddianamede, Gürcan'ın yabancı devlet görevlileriyle paylaştığı tespit edilen bilgilerin, devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerden olduğu vurgulandı. Teknik ve fiziki takip ile de Gürcan'ın yabancı devlet görevlileriyle yaptığı görüşmelerin ortaya çıktığı anlatılan iddianamede, bu takiplere ilişkin elde edilen görsellere de yer verildi. SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ İddianamede, Metin Gürcan'ın ifadesine de yer verildi. Gürcan, ifadesinde, casusluk suçlamalarını kabul etmediğini, emekli olduktan askeri ve jeo-stratejik analizler yaptığını, açık kaynaklardan derlediği analizleri telif karşılığında diplomatlara sunduğunu söyledi. Gürcan, ayrıca uzun yıllar Türk Silahlı Kuvvetleri'nde çalıştığını ve 2019 yılından itibaren talep eden kişi ve kurumlara danışmanlık hizmeti verdiğini ileri sürdü. Danışmanlık hizmetlerini Türkiye ve Türkiye'ye komşu birçok ülkeye ilişkin verdiğini belirten Gürcan, bu kapsamda verdiği bilgilerin herkesin erişimine açık olduğunu, casusluk faaliyeti yürütmediğini ve gizli belgelerin paylaşımını yapmadığını savundu. Gürcan, Ankara'da diplomatlarla düzenli olarak görüştüğünü, kendilerine analizler sunduğunu ve karşılığında para aldığını söyledi. FOTOĞRAFLAR DOSYADA Metin Gürcan'ın casusluk faaliyetlerine ilişkin olduğu öne sürülen güvenlik kamera kayıtlarından elde edilen fotoğraflar da iddianamede yer aldı. Fotoğraflarda Ankara'da kafede buluştuğu yabancı diplomatla aynı masada görülen Gürcan, başka karede diplomattan içinde para olduğu belirtilen zarfı alırken görüldü. Gürcan'ın, aynı diplomatla başka bir zaman kapalı bir otoparkta görüştüğü ana ilişkin fotoğraf da yer aldı. 20 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ İddianamede, elde edilen deliller ışığında Metin Gürcan'ın, Türk Ceza Kanunu'nun 328'inci maddesi gereğince 'siyasal ve askeri casusluk' suçunu işlediğinin sabit olduğu belirtilerek, 20 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianame, Ankara 26'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

2 yıl önce

Zirve Yayınevi kumpası davasında karar: Dört kişiye hapis cezası verildi

Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık İlker Çınar ile Nihat Keskin, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Tutuksuz yargılanan Özgür Birdal ile müşteki Ruhi Abat, salonda hazır bulundu. Duruşma sonunda kararını açıklayan mahkeme heyeti, Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin soruşturma sırasında FETÖ'nün çıkarları doğrultusunda yalan ifadeyle bazı kişilerin mağduriyetine sebebiyet verdikleri öne sürülen sanıklardan Özgür Birdal, Mehmet Ali Badak ve Adnan Dinçer'e "iftira"dan 2 yıl 9 ay 10 gün, "hürriyeti yoksun kılma" suçundan 6 yıl 8 ay, sanık İlker Çınar'a "iftira" suçundan 3 yıl 4 ay, "hürriyeti yoksun kılma" suçundan 6 yıl 8 ay, "FETÖ/PDY terör örgütü adına suç işlemek"ten 8 yıl 4 ay hapis cezası verdi.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 11 12