27 Nisan Cumartesi 2024
2 yıl önce

CHP'nin tezkereye 'hayır' oyu vermesi... Cumhurbaşkanı Erdoğan: Onurlu bir parti HDP'ye tepki gösterirdi

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları: Bütçe hazırlıkları Haziran'da başlayan ve Aralık sonuna kadar devam eden zahmet gerektiren bir çalışmadır. Bakanlıklarımızın, STK'ların içinde yer aldığı uzun bir maratonun ardından hazırlanan bütçe teklifi ülkemizin yol haritasıdır. BÜTÇEDE EN BÜYÜK PAY EĞİTİME Merkezi yönetim bütçe giderleri 1 trilyon 751 milyon lira, bütçe açığı 278 milyar lira olarak ön görülmektedir. Yıl sonu gerçekleşmelerinin çok daha iyi olacağına inanıyoruz. Bütçede en büyük payı yine eğitim almaktadır. Sağlığa ayrılan paydada ciddi artış yaptık. Sosyal harcamalar için tahsis edilen kaynağı da bütçenin yüzde 6'sı seviyesine yükselttik. Savunma sanayimizi güçlendirecek kaynağı da ihmal etmedik.  Amacımız Koronavirüs salgını olarak başlayıp ekonomik sisteme sirayet eden küresel krizi ülkemiz için fırsata dönüştürmektir. Bu yılın ilk iki çeyreğinde de oldukça önemli bir büyüme performansı sergiledik. İhracatımız rekor üstüne rekor kırıyor. İnşa ettiğimiz eğitim kurumlarının, hastanelerin, barajların önemi bu süreçte çok daha iyi anlaşılmıştır. Önümüzdeki yılın bütçesini de krizlerin etkisine rağmen kalkınma hedefimizin çıtasını yükseltmek olarak şekillendirdik.  Milli tekonoloji hamlesi, orta-yüksek teknoloji gerektiren alanlarda önemli bir yere taşıdı. Ülkemize, Yeşil İklim Fonu'ndan 3 milyar 157 milyon dolar kaynak sağlanmasıyla ilgili mutabakat zaptının imzalandığının müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu mutabakatın imzalanmasıyla kamu ve özel sektörün iklim değişikliği ile ilgili projelerine finans desteği sağlanabilecektir.  KURAKLIK TEHDİDİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ Bir yandan yangınlarla, sellerle boğuştuğumuz bir yılın ardından şimdi de kuraklık tehdidi ile karşı karşıyayız. Geçtiğimiz yıl da kuraklık pek çok yerde rekoltenin düşmesine yol açmıştı. Kendi çiftçimizi en güçlü şekilde destekliyoruz. Tarımsal destek rakamı 396 milyar lirayı bulmuştur. Gübre desteğinde yüzde 100 artış yaparken mazot maliyetinin yüzde 50'sini karşılamayı sürdürdük. Yağı tohumlu bitkilerin üretimi ve hayvancılık gibi alanlara özel önem veriyoruz. TMO'yu hem ürünlerin hak ettikleri fiyattan alımı, uygun fiyatlı hububat satışı konusunda etkin biçimde kullanıyoruz. Çiftçimizi kuraklık karşısındaki sigortalarda devlet desteğini primde yüzde 70'e yükselttik. Son dönemde çiftçilerimizin yaşadığı sıkıntıları yakından takip ediyoruz. Üreticilerden ricam tek karış boş arazi bırakmadan tarlalarını ve seralarını ekmeleri ve ahırlarını dolu tutmalarıdır. Dünyadaki dalgalanmanın bir süre daha süreceği anlaşılıyor. Açıkladığımız alım fiyatlarını bu anlayışla en yğksek seviyede belirliyoruz.  TARIM SEKTÖRÜ EN AZ SAVUNMA SANAYİ KADAR ÖNEMLİ Bizim için tarım sektörü en az savunma sanayi kadar önemlidir. Çiftçilerimizin yanında yer almayı sürdüreceğiz. Meclisimizin de bu konuda üzerine düşeni yapacağından şüphe duymuyorum. AK PARTİ'NİN İKTİDARINI DA HALA KABULLENEMEYENLER VAR Bu gazi mekanın çatısı altında hayata geçirilen her bir faaliyet demokrasimizin güçlenmesine vesile oluyor. Yasama zorunluluklarınız yanında milletvekillerinin üzerlerindeki ağır yükün farkındayız. Her bir parlamenter için milleti temsil etme şerefinden daha değerli bir paye olamaz. Her bir milletvekili kendi karnesini kendi eliyle doldurmaktadır. Doğrudan halk tarafından belirlenmeye başlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ipi göğüsleyen hep biz olduk. Bu başarı zinciri kendi kendine ortaya çıkmamıştır. AK Parti'nin iktidarını da hala kabullenemeyenler var. Bizim tüm başarılarımızın tek formülü milletimize güvenmektir. Karşımıza çıkan her engeli, arkamızdan yazılan her senaryoyu aşarak yolumuza devam ettik. Sürekli rejim tartışmaları yürütüldü. Aradan 20 yıl geçti, hala aynı tartışmanın ekmeğini yemeye çalışanlar olduğunu görüyoruz.  Her alanda ülkenin çehresini biz değiştirdik. Kendisi siyasi ve şahsi ikbalini çalışmak yerine ülkenin felaketine bağlayanların çırpınışları hiç durmamıştır. Türkiye'ye husumet besleyenler terör örgütleri ile birlikte çalışmaktan çekinmeyecek kadar gözü dönen bir ekiple karşı karşıyayız. Sürekli olarak 'ülke çöktü' edebiyatı yapmaktadır. Kalbinin pusulası kendi ülkesini değil de başka yerleri gösterenler ile bu ülkenin asil evlatları arasındaki mücadele hiç bitmedi, bitmeyecek. Düşmanı fiziki olarak bu topraklardan attık, geride bıraktığı zihniyet kirinden hala kurtulamadık. Bitirilemez sanılan sıkıntıları bitirdiğimiz gibi bu kirli, karanlık zihniyetin köklerini Allah'ın izniyle kurutacağız. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını adım adım gerçekleştiriyoruz. CHP'YE TEPKİ: ONURLU BİR LİDERİN ÇIKIP HDP'LİLERE AĞIZLARININ PAYINI VERMESİ BEKLENİR Dün Meclis'te bir tezkere oylandı. Esasen bu tezkere ülkemize yönelik terör tehditlerine karşı uzun yıllardır devam eden rutin bir uygulamadır. Son 71 yılda 76 ayrı tezkere görüşülüp kabul edilmiştir. Tehdit PKK/YPG yanında DEAŞ gibi terör tehditlerinden de kaynaklanmaktadır. HDP yöneticileri, CHP'ye çağrı yaptı. Siyasi ittifakın devamı CHP'nin tezkereye destek olmaması şartına bağlanıyordu, CHP açıkça tehdit ediliyordu. Onurlu bir liderin çıkıp 'Siz kim oluyorsunuz da bizi tehdit ediyorsunuz' deyip HDP'lilere ağızlarının payını vermesi beklenir. Ama karşımızda böyle bir CHP mevcut değildir. CHP oylamaya saatler kala tezkereye hayır diyeceklerini ilan etti.  Biz kimin kılıcını çaldığınızı biliyoruz da siz kendinizi bu kadar belli etmeyin. Burada asıl önemli olan, ülkemizin en büyük 2. partisi durumundaki CHP'nin terör örgütünün oyuncağı HDP'ye teslim olması, biat etmesi, boyun eğmesidir. Yazık. Ne kadar hazin bir tablo. Biz bu güne kadar nasıl CHP'ye ve iplerini ellerine verdiği efendilerine rağmen ülkemizin güvenliğini sağlayacak adımları atmışsak bundan sonra da atmayı sürdüreceğiz. CHP Genel Başkanı'nın askerliği çocuk oyuncağı sanan cehaletini de milletin takdirine bırakıyorum. TSK'nın sınır ötesi harekatlarının sokaktan toplanan rastgele kişilerle yapıldığını sanacak kadar cahil bir tiple karşı karşıyayız. Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanı olduğumuz doğrudur. Asıl sorulması gereken, Kılıçdaroğlu'nun nasıl olup da HDP'nin emir eri konumuna geldiğidir. Kendilerine Mustafa Kemal'in askerleri diyenlerin, 'Mustafa Kemal'in itleri' diyerek hakaret edenlerin dümen suyuna girdiğini görmek bizim bile ağırımıza gidiyor. CHP - HDP ortaklığı bu tezkere oylaması ile resmiyet kazanmıştır. İYİ Parti'nin bu tezkereyi desteklemesini memnuniyetle karşıladık. BÜYÜKELÇİLERİN ÖZÜR AÇIKLAMASI KARŞISINDA HAYAL KIRIKLIĞINA KAPILANLARIN BU TOPRAKLA GÖNÜL BAĞI YOKTUR  Büyükelçilere karşı sergilediğimiz onurlu duruş da Kılıçdaroğlu'nu rahatsız etmiş.  Büyükelçilerin ağır gördüğümüz açıklamasının ardından kimin nerede durduğunu hep birlikte takip ettik. Ülkemize, yargımıza bühtan edilen ilk açıklamayı sevinçle karşılayıp özür açıklaması karşısında hayal kırıklığına kapılanların bu topraklarla gönül bağı, kök bağı yoktur. Kılıçdaroğlu'nun bürokratlara yönelik sözlü saldırılarını son dönemde epey arttırdığını görüyoruz.  Bu ülkenin her memuru, bireyi devletinin koruması ve güvencesi altındadır. Kılıçdaroğlu'nun hezeyanları kendisini rezil etmenin ötesinde bir anlama sahip değildir. Bu zavallının tababet ilminin görev alanına girdiğini daha önce söylemiştim. Lafı daha fazla uzatmaya gerek yok. Adama bak ya, Osmanlı'ya hakaret ediyor. Sen kimsin ya? Sen Osmanlı'ya nasıl hakaret edersin ya... 600 yıl dünyaya nam salmış Osmanlı'ya nasıl hakaret edersin. Bu ne saygısızlıktır. Buna bizim kitabımızda cibilliyet itibari ile bozuk derler. Böyle bir ecdada hakaret edeceksin. Bunu yedirmeyiz, buna fırsat vermeyiz. Sen kimlerle nerede, nasıl geçineeksen geçin. Bu kadar merak ettiğin Suriye... O topraklarda bile ecdadın ayak izleri var. Misak-ı Milli denilen anlaşmanın yerinde yine Osmanlı'nın mirası var. İnşallah 2023 Bay Kemal'in yeni bir ders aldığı yıl olacaktır. Fakat çok çalışacağız. Bu hafta Eskişehir'de hayet güzel açılışlarımız oldu. Bu açılışlarla birlikte toplu açılışlarda 52 adet fabrika açılışı, 106 adet ayrıca fabrika açılışları yaptık. Diyor ya, ne yapıyor? Daha yeni, Eskişehir'de olanları söylüyorum. Biz buyuz. Dün Azerbaycan'daydık. Yeni havalimanının açılışını yaptık. İnşallah Fuzuli'den İstanbul'a bir hareket olacak. Bu yolların yapımına yönelik çalışmalar devam ediyor. Demiryolu çalışmaları, otobanlar... Türk müteahhit firmaları yoğun bir çalışmanın içindeler. İnşallah Azerbaycan çok kısa süre içinde parmakla gösterilecek ülkeler arasında yerini alacaktır. Ermenilerin döşediği mayınlar temizleniyor. O alanlar tarım alanı haline getiriliyor. 

2 yıl önce

Mustafa Destici: 'Sınır namustur' pankartı asan CHP HDP’nin korkusuyla ‘tezkereye evet’ diyemedi

Destici, 'Sormak istiyorum ana muhalefet partisi CHP'ye; bütün binalarına asmışlardı 'hudut namustur' diye. Dün tezkerede ne kadar samimi olduklarını gördük. 'Hudut namustur' diyenler hemen yanlarındaki PKK grubu HDP'nin korkusuyla 'evet' diyemediler; 'hayır' dediler. Çünkü ittifak ortaklıkları devam ediyor' şeklinde konuştu.

2 yıl önce

HDP'den CHP'ye tezkere teşekkürü: Çok kıymetli buluyoruz

Türk askerinin gerektiği takdirde Irak ve Suriye'ye gönderilmesi konusunda Cumhurbaşkanına verilen yetkinin 2 yıl uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, CHP ve HDP'nin "hayır" oylarına karşı AK Parti, MHP ve İYİ Partinin "evet" oylarıyla kabul edildi. HDP, 'hayır' oyu vermeleri yönünde çağrıda bulunduğu CHP'ye bu kararından dolayı teşekkür etti. EBRU GÜNAY: BİZİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ Günay, yaptığı basın toplantısında "CHP grubunun kendi öncelikleri ve hassasiyetleri çerçevesinde bu tezkereye hayır oyu kullanmalarını önemli, Türkiye’nin demokratik geleceği açısından çok kıymetli buluyoruz." dedi.

2 yıl önce

HDP, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı yok saydı

Türkiye genelinde 29 Ekim coşkusu var. Devlet ve millet, düzenlenen etkinliklerle Cumhuriyet'in 98. yılını kutluyor. Edirne'den Kars'a kadar ev ve iş yerlerine Türk bayrakları asıldı. Terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı HDP ise büyük bir sessizlik içerisinde. HDP, 29 EKİM'İ YOK SAYDI HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'yla ilgili hiçbir mesaj yayınlamadı. Türk bayrağına hiçbir yerde yer vermeyen, düzenlenen etkinliklerde İstiklal Marşı okunmasını doğru bulmayan HDP'nin, 29 Ekim'deki bu sessizliği tepkilere neden oldu. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı yok sayan HDP'nin tavrını, ittifak ortakları CHP, Saadet Partisi ve İyi Parti'nin nasıl yorumlayacağı merak konusu. Bilindiği üzere; HDP, Millet İttifakı içerisinde resmi olarak yer almasa da ittifaka gizli destek verme görevini üstlendi. Seçim döneminde CHP'deki üst düzey isimler, her aileden bir oy CHP'ye bir oy HDP'ye hesapları yaptı. AK Parti ile MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı'nın iktidarı kaybetmesi için bir araya gelen partilerin, birbirlerine uzak noktalardaki politikaları izliyor olması, Millet İttifakı'nın ömrünün kısa süreceği şeklinde yorumlanıyor.

2 yıl önce

CHP HDP'ye söz verdi

Perşembe günü CHP’nin, HDP’den gelen çağrıları dikkate alarak Irak ve Suriye tezkeresine hayır oyu kullanmasına değinen yazımıza hem olumlu, hem olumsuz yönde epeyce geri dönüş aldım. Bu yeni durum muvacehesinde meseleyi biraz daha açmak iyi olacak galiba. CHP ile HDP arasında CHP’nin tezkere için hayır oyu vermesiyle alenileşen ‘balayı dönemini’ belli ki uzun bir evlilik dönemi takip edecek. Neden derseniz, HDP yöneticileri bunu açıkça beyan ediyorlar. Eş başkanlardan Mithat Sancar’ın “Yeni bir yürüyüşe başlama konusunda tezkereler ilk önemli imtihan olacaktır” demesinden kısa bir süre sonra CHP, HDP’nin istediği tutumu sergiledi. Böylece CHP yönetimi, şartlarını HDP yöneticilerinin belirlediği ‘ilk önemli imtihandan’ geçmiş oldu. Salı günkü grup toplantısında konuşan diğer Eş Genel Başkan Pervin Buldan’ın sözleri ise, bu birlikteliğin daha da genişleyeceğine işaret ediyor: “Ülke yönetiminde yer almaya adayız dedik, bunu demeye de inadına devam edeceğiz. Birlikte kazanmak için birlikte yönetmeye talibiz dedik, demeye de devam edeceğiz.” Görüldüğü üzere HDP, CHP ile birlikte Türkiye’yi ortaklaşa yönetme iradesini açıkça belli etmiş oluyor. Bu aşamada, bu yeni durum karşısında yani CHP ile HDP’nin otak bir geleceğe yelken açacakları iyice belli olduktan sonra bunun ne tür sonuçları olabileceği üzerinde kafa yormak önem arz ediyor. Maddeler halinde gidelim: 1. Muhtemel bir CHP/HDP iktidarının doğal sonucu, PKK’nın ayrılıkçı gündemini hayata geçirmeye çalıştığı bölgenin CHP eliyle HDP’ye terk edilmesi/teslim edilmesi anlamına gelecektir. 2. Böyle söylememizin çok açık bir gerekçesi var: CHP o bölgede iddiası olan bir parti olmaktan çoktan uzaklaşmış durumda. O nedenle, şu an için fikren, muhtemel bir iktidar paylaşımında ise fiilen bu bölgeyi HDP’ye terk/teslim edecektir. 3. PKK’nın ayrılıkçı gündemini hayata geçirmeye çalıştığı bölgenin HDP’ye terk/teslim edilmesi demek, Türkiye’nin son 6 yıldır büyük mücadeleler vererek, bedeller ödeyerek elde ettiği kazanımların berhava olması anlamına gelecektir. 4. Korkutmak istemem ama dikkat çekmeyi özellikle isterim. Muhtemel bir CHP/HDP iktidarının yakın sonuçlarından biri, Suriye’nin kuzeydoğusunda ABD eliyle yürütülmekte olan PKK/YPG projesinin Türkiye topraklarına taşınması için yeni bir hareketlenmenin başlaması olacaktır. 5. Herkesin bildiği gibi çözüm sürecinin bitmesi ve 2015 yılının yaz aylarında PKK’nın devrimci halk savaşı adı altında hendekler kazarak başlattığı terör eylemlerinin temel amacı, Suriye’deki Rojava projesini Türkiye topraklarına taşımaktı. 6. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Suriye’deki YPG oluşumunu bir tehdit olarak görmediğini defalarca açık etti. “YPG mi bize saldıracak” dedi. Bunu, YPG’nin Suriye’den tüneller kazarak Türkiye’ye girip hendekler açıp, sivil insanların yaşadığı evleri tarumar etmesinden sonra söyledi üstelik. YPG mi bize saldıracak söylemi, PKK ile YPG’nin ayrı ayrı örgütler olduğunu bize yutturmaya çalışan Suriye’de görevli Amerikalı generallerin söylemiyle örtüşmüyor mu? 7. HDP’nin AK Parti’ye karşı siyasi rakip değil de, düşman gözüyle bakmasının temel nedeni, AK Parti misyonunun bölgenin HDP’leşmesini engelleyen tek siyasi misyon olması. 8. Ama bunu bir türlü başaramadılar. Kürtlerin tek partisi HDP olmalı diye düşündükleri halde, bunu direttikleri halde, dayattıkları halde başaramadılar. AK Parti Kürtlerin kitlesel olarak oy vermeye devam ettiği ikinci parti olma kabiliyetini korudu. 9. AK Parti, Türkiye’nin her tarafından kitlesel olarak oy almayı başarabilen tek parti. Tunceli dışında bütün illerde ya birinci ya ikinci parti konumunda olageldi. Bu oy potansiyeli elbette iktidarla birleşince bir anlam ifade ediyor. Ama bu durumun kendi içinde taşıdığı bir siyasi mesaj da var. Etnik ve mezhebi ayrışmaların hat safhaya ulaştığı Ortadoğu coğrafyasında AK Parti’nin bir takım hatalarına, eksiklerine rağmen bu misyonu, Türkiye’nin iç bütünlüğünün bir çimentosu olmaya devam ediyor. 10. Yine korkutmak istemem ama yine dikkat çekmek isterim. CHP/HDP ortaklığının iktidara gelmesi, Türkiye için beka tehdidinin bu defa püskürtülmesi daha da zorlaşacak şekilde ‘tetiklenmesi’ anlamına gelebilir.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Muş'ta çocukları için HDP önünde eylem yapan ailelerle görüştü

Ziyaretlerde bulunmak üzere Muş'a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kentteki bir otelde kanaat önderleriyle buluştu, ardından esnafı ziyaret etti. Bir iş yerinin açılışını gerçekleştiren Soylu, daha sonra terör örgütü PKK tarafından dağa götürülen çocukları için her hafta çarşamba günleri HDP önünde eylem yapan ailelerle Porsor Ana Kadın Kültür Merkezi'nde bir araya geldi. Ailelere, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını ileten Soylu, yaptıkları işin, attıkları adımların ve sahip çıktıkları meselenin bir memleket ve millet meselesi olduğunu vurguladı. Ortaya koydukları iradeden dolayı ailelere minnettar olduklarını belirten Soylu, şunları kaydetti: "Hem kendi hem de başkalarının çocuklarına sahip çıkıyorsunuz. Burada attığınız adımlar, yaptığınız direnç ve ortaya koyduğunuz irade, önünde saygıyla eğilecek bir iradedir. Bunu ancak ana yüreği yapar. Evlatlarınıza sahip çıkıyorsunuz. Sağ olun, var olun. Sonuna kadar sizinleyiz. Bunun için büyük bir gayret ortaya koyuyoruz. Sizi mutlu bir buluşmayla bir araya getirebilmek için tüm arkadaşlarımızla çok çalışıyoruz. Valimize, belediye başkanımıza ve tüm arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Sizlerle beraberler." Ailelerle sürekli yapmak istedikleri görüşmenin bugüne nasip olduğunu aktaran Soylu, "Muş'ta yaktığınız meşale ve ateş, inanın ülkenin geleceği ve huzuru içindir. Çocuklarımızın geleceği ve kaybettiklerimizi kazanmak içindir. Allah bize, sizlere bunu nasip eder. Bir taraftan kazanmaya çalışacağız. Bu konuda devletin bütün gücünü ortaya koyacağız. Siz de gayret göstereceksiniz, bu irade ve direnişi ortaya koyacaksınız. Allah da mükafatını verir. İnancımız odur. Allah sizlerden razı olsun." ifadesini kullandı. Soylu, ailelerle görüştükten sonra AK Parti Muş İl Başkanlığı Genişletilmiş Danışma Meclisi toplantısında konuştu.

2 yıl önce

HDP'li Gülistan Kılıç Koçyiğit Türkiye'yi işgalcilikle suçladı

Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’na HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit'in skandal sözleri damga vurgu. Komisyon görüşmesinde söz alan HDP'li Gülistan, iktidarın Afganistan ve Suriye politikalarını hedef aldı. Olası Suriye operasyonu karşısında paniklediği anlaşılan Koçyiğit, şerefli Türk ordusunu "işgalcilik"le suçladı. "Türkiye orada birinci dereceden sorumlu pozisyonda" Kürt karşıtlığı nedeniyle ABD ve Rusya arasında dış politikanın pinpon topuna döndüğünü dile getiren Koçyiğit, “Siz Êfrîn’e girme karşılığında Rusya’ya rüşvet verdiniz. S-400’ü Êfrîn’i işgal karşılığında aldınız. Bugün Êfrîn BM raporlarından tutalım Suriye İnsan Hakları Gözlem raporlarında insanlık suçlarının yaşandığı bölgeye dönüştü. Suriye savaşı boyunca barışın adası olan ve nüfusun iki katına çıkan Êfrîn’i işgal ettiniz. Şimdi sizin denetiminizdeki ÖSO’cular, Milli Suriye Ordusu (MSO) orada her gün insanlığa karşı suç işliyor. Kadın tecavüzünden kaçırmaya kadar, yağmadan mala el koymaya kadar. Bu suçlarda BM’nin de raporlarında olduğu gibi Türkiye orada birinci dereceden sorumlu pozisyonda” dedi. AK Parti'den tepki: Kendi ülkenize nasıl işgalci dersiniz? Koçyiğit’in konuşmasını kesen AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, komisyon başkanına "Başkanım müdahale etmeyecek misiniz?" diye sordu. AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora da "İşgalci değiliz." diye bağırdı. Araya giren Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz, HDP'li vekile şöyle tepki gösterdi: "Ülkemiz Suriye'de hiçbir şekilde işgalci bir güç olarak bulunmamaktadır. Sınırlarımızın güvenliğini sağlamak, terörle mücadele etmek, ülkemize olası bir göç akınını önlemek ve oradaki masum insanların can güvenliğini sağlamak için bulunmaktadır. Kendi ülkenize nasıl işgalci dersiniz?"

2 yıl önce

Pervin Buldan: HDP ülkeyi yönetecek

Terör örgüt PKK'ya destek veren HDP'nin kapatılma davası devam ediyor. PKK'lı terörsitlerin cenazelerin her daim boy gösteren, Kandil'in Meclis'teki savunuculuğu üstlenen HDP'den dün bu konu ile ilgili sürpriz bir çıkış geldi. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Tekirdağ’da partisi tarafından düzenlenen mitingde konuştu. HDP'nin kapatılmayacağını aksine ülkeyi yöneteceğini iddia eden Buldan, şu ifadeleri kullandı; "TÜRKİYE'YE CESARET VEREN TEK PARTİ" "HDP kapatılacak bir parti midir? Hayır, HDP'yi kapatmaya sizin gücünüz yetmez. HDP Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın her yerinde kök salmış, filizlenmiş, Türkiye'nin geleceğine cesaret veren, umut dağıtan tek partidir. "NE KAPANMASI ÜLKE YÖNETECEĞİZ" Evet HDP kapanmaz, HDP kapatılamaz. Ne kapanması ya sevgili arkadaşlar, biz bu ülkeyi yönetmeye geliyoruz, yönetmeye. Biz demokratik iktidarın bir parçası olmaya geliyoruz. Siz hala HDP'yi kapatmaktan bahsediyorsunuz."

1 2 ... 31 32 33 34 35 36 37 ... 111 112