28 Nisan Pazar 2024
1 yıl önce

MGK'dan Yunanistan tepkisi: Milletimizin hak ve menfaatleri hukuki çerçevede korunacak

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki MGK toplantısı 4 saat 15 dakika sürdü. Toplantıda, ağustos ayındaki Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı kararları ile göreve getirilen Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan ile Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ilk kez yer aldı. MGK Bildirisinden konu başlıkları; - Gayriaskeri statüdeki adaların silahlandırılması konusunda Yunanistan'ı teşvik eden çevreler aklıselime davet edilmiştir. - (ABD'nin GKRY'ye yönelik silah ambargosunu kaldırma kararı) Müttefiklik ruhuna aykırı olan bu karardan geri dönülmesi çağrısında bulunulmuştur. - Yunanistan'ın beyhude çabalarına karşı milletimizin menfaatlerinin muhafazası için her türlü meşru yöntem ve aracı kullanmaktan imtina etmeyeceğimiz vurgulandı. -Kıbrıs Türklerinin haklarının savunulması faaliyetlerinin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulanarak, tüm ülkeler KKTC'nin bağımsızlığını tanımaya davet edilmiştir. -Ukrayna'daki savaşın sonlandırılmasına matuf adımların gecikmeksizin atılması gerektiği, Türkiye'nin barışın sağlanması için gayretini sürdüreceği ifade edilmiştir.

1 yıl önce

Emine Erdoğan'la ilgili asılsız habere Çevre Bakanlığı'ndan tepki: Hukuki süreç başlatılacak

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na bağlı olarak kurulan Çevre Ajansı'nın Emine Erdoğan'ın himayesinde kurulduğu iddialarını yineleyen bir gazetenin haberi üzerine Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yalanlama yayınlandı, hukuki sürecin başlayacağı duyuruldu. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 'Çevre Ajans'ının Emine Erdoğan'ın himayesinde olduğu yönündeki asılsız, mesnetsiz iddialar üzerine açıklama yapma zorunluluğu ortaya çıkmıştır' diyerek bir duyuru yayınladı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Daha önce de defaatle belirtildiği üzere; Türkiye Çevre Ajansı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletin temsilcilerinin onayıyla kurulmuştur. Kanunla hayata geçirilmiş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na bağlı bir kamu iştirakidir. "YÜZDE 25'İNE TEKABÜL EDEN YASAL BİR GELİRDİR" Dolayısıyla Çevre Ajansı, Emine Erdoğan Hanımefendi de dâhil olmak üzere hiç kimsenin himayesinde değildir ve hiçbir özel şahısla ilgisi yoktur. Kanunda Ajans'ın faaliyet alanı, nasıl çalıştığı, gelirleri açık, net, şeffaf bir şekilde ortaya konmuştur. Asılsız iddiaya konu olan ve Sayıştay raporlarında da belirtilen gelir de, 2021 yılı bütçesinde yer alan, yine kanunun geçici maddesinde de belirtildiği üzere, Çevre Kanunu'nun ek maddesi uyarınca tahsil edilen geri kazanım katkı paylarının yüzde 25'ine tekabül eden yasal bir gelirdir. "İDDİALARLA İLGİLİ HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILACAKTIR" Çevre Ajansı gelirleri yine kanunda yer aldığı şekilde ajansın faaliyetleri için kullanılmaktadır. Bu faaliyetler ise atık toplama konusunda en verimli uygulamaları hayat geçirerek Depozito İade Sistemi'ni etkin bir şekilde yürütmek, sıfır atık yönetim sisteminin kurulmasına ve uygulanmasına katkı sağlamak, geri kazanılabilir ürünleri kullanımları sonrası ülke ekonomisine kazandırmak, çevrenin, doğal varlıklarımızın korunmasına yönelik toplumsal duyarlılık ve farkındalık oluşturacak çalışmalar yapmak, iklim değişikliğiyle mücadele, doğal alanlarımızı, denizlerimiz başta olmak üzere su kaynaklarımızı korumak, şehirlerimizi temiz tutmak. Hal böyleyken kanuni bir işlemi, kanuna aykırı, keyfi bir faaliyet gibi göstermek, üstelik de bunu Emine Erdoğan Hanımefendi himayesinde yapıyor algısı oluşturmak en hafif tabiriyle ahlaksızlıktır. İddialarla ilgili hukuki süreç başlatılacaktır."

1 yıl önce

Ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen: Cumhurbaşkanı beni de çağırsa giderim, kalkıp da suratımı dönmem

Habertürk TV'de Kübra Par'la Açık ve Net programında siyaset gündemi değerlendirildi. Programda CHP'nin ardından Memleket Partisi'ne geçen ve oradan da istifa ederek AK Parti'ye katılan Mehmet Ali Çelebi ve Eski Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Lefkoşa Büyükelçisi olması konuşuldu. Programda Mehmet Ali Çelebi'nin AKP'ye katıldığını duyurduğu açıklamada yer alan, "Davet ederek şahsımı onurlandıran Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarımı sunuyorum." sözleri değerlendirildi. Ersan Şen'in konuya ilişkin "Cumhurbaşkanı beni de çağırsa ben de giderim"  sözleri gündem oldu. https://twitter.com/bugunguncel/status/1580539024615550976?s=48&t=1hpWGhajimPNKE6XI_TAMQ

1 yıl önce

Solculara ‘hak, hukuk adalet’ aratan CHP’li Kani Beko’dan iki kızı ve damadına belediyede torpil

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Kani Beko’nun iki kızı ve damadının İzmir Büyükşehir Belediyesinde çalıştığı ortaya çıktı. TV NET ekranlarında Taha Hüseyin Karagöz’ün sunduğu Sert Sorular’a konuk olan Beko, ”Karşı karşıya geldiğiniz İzmir Büyükşehir Belediyesinde 2 kızınız ve damadınızın kadrolu işe alındığı iddiası doğru mu?” sorusuna, ‘’Doğru’’ diyen Beko için sosyal medyada, ‘’Solculara-devrimcilere hak, hukuk, adalet arat. Kendi çocuklarını torpille işe aldır. Harika bir mücadele örneği sergiliyorlar’’ şeklinde yorumlar yapıldı. Beko, kızının spor bölümünden mezun olduğunu ve bakmakla yükümlü olan bir ailesi, çocukları olduğunu kaydederek, bunun için çalışması gerektiğini söyledi. İşte Beko’nun açıklaması; https://twitter.com/tvnet/status/1585388465289629697?s=46&t=67hEibd56dOIjFj9jsZ8fQ

1 yıl önce

TMSF'den Fransa'da Cem Uzan'a karşı hukuk zaferi: Kaybettiği dava sayısı 20 oldu

İmar Bankası ile ilgili olarak Uzanlar aleyhine açılan ve kesinleşen mahkeme kararlarının Fransa’da geçerli olabilmesi için, TMSF tarafından 2017 yılında davalar açılmaya başlanmıştı. Uzanlar, ihtiyati tedbirlerin kaldırılması ve Paris’te açılan davaların reddedilmesi için girişimlerde bulunuyor. Fakat söz konusu girişimlerinin çoğu bugüne kadar hem Paris yerel mahkemeleri hem de temyiz mahkemelerince reddedildi. TMSF’den yapılan açıklamada “Davaları kaybettiği için Cem Uzan’ın Fransa’daki mal varlığı ve banka hesapları üzerindeki ihtiyati tedbir kararı devam ediyor.” denildi. Uzan Ailesinin sebep olduğu zarar minimum 17 milyar Dolar Cem Uzan ve ailesinin yönetiminde bulunan İmar Bankası’nda ikili kayıt tutulması yaklaşık 6,5 milyar Dolar kamu zararına sebep olmuş ve oluşan zarar halkın vergileriyle karşılanmıştı. Söz konusu zarar tutarı için TMSF, Hazine’den borçlanmış ve İmar Bankasının mağdur ettiği kişilere parasını geri ödeyebilmişti. Uzan Ailesinin sebep olduğu bu kamu zararı, DİBS’e endekslendiğinde bugünün parasıyla yaklaşık 17 milyar Dolara karşılık geliyor. Öte yandan; Cem Uzan’ın İmar Bankası yolsuzluğunda sorumluluktan kurtulmak için geriye dönük yaptırdığı işlemler tespit edilince, bu usulsüzlük için de Cem Uzan hakkında mahkûmiyet kararı verilmişti. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi ve Pamukova Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davaların sonucunda; Cem Uzan’ın kamu kurum ve kuruluşlarını dolandırmak, nitelikli zimmet, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, resmî belge düzenlemek ve azmettirmek suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmaktan suçlu bulundu. Kesinleşmiş 47 yıl 5 ay 20 günlük hapis cezasına çarptırıldı. TMSF Uzanların mal varlıklarını satarak sebep oldukları kamu zararını tahsil etmek için yurt dışında da hukuk mücadelesi veriyor. Uluslararası Tahkim Heyeti ÇEAŞ ve KEPEZ davasında Türkiye’yi haklı buldu Uzan Ailesinin Çukurova Elektrik (ÇEAŞ) ve Kepez Elektrik ile ilgili açtığı, faizleriyle birlikte 23.5 milyar Doları bulan Libananco davası da Türkiye Cumhuriyeti lehine sonuçlanmıştı.

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu CHP'li Ekrem İmamoğlu'nun hukuk cambazlığını deşifre etti

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerine hakaretten dolayı yargılandığı davaya ilişkin Twitter hesabından videolu açıklamada bulundu Soylu, açıklamasında “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı 4 Kasım 2019 tarihinde ‘31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır’ şeklinde bir ifade kullanıyor. Kendisine YSK üyelerine hakaretten dava açılmıştır. Az çok siyaset haberleri izlemiş herkes bilir ki ülkemizdeki seçim süreci hakimlerden oluşan Yüksek Seçim Kurulu tarafından yürütülür. Seçimlerle ilgili he türlü kararı onlar verir. Seçimin iptaline de yine Yüksek Seçim Kurulu karar verdiği için sarf edilen bu sözün muhatabı da onlardı. Ve doğal olarak mesele yargıya taşındı. Kararı elbette ki bağımsız mahkemelerimiz verecektir. Şunun bilinmesini isterim ki Süleyman Soylu olarak bu davanın hiçbir yerinde davalı davacı, müdahil, müşteki veya başka sıfatta bulunuyor değilim. Bana açılmış bir dava değil. Benim açtığım bir dava da değil” şeklinde konuştu. Açıklamasında, İmamoğlu’nun bir kamu görevlisine daha önceden hakarette bulunduğunu hatırlatan Soylu, “Bu davanın yargılanması sırasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı dava konusu ifadesiyle şahsımı yani İçişleri Bakanı’nı kastettiğini söylemiş. Ben de bu ifadesinden dolayı ayrıca bir şikayette bulundum. Bu şikayet YSK ile olan davadan ayrı olarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda devam ediyor. Bu sözlerin konuşulduğu zaman 4 Kasım 2019’dur. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı YSK üyelerine yaptığı hakaretin cezasından kurtulmak için hukuku kandırarak bu sözü bana söylediğini ifade ediyor. Oysa bu sözün söylendiği tarih 4 Kasım 2019. Benim bu ifadeyi kullandığım tarihten tam 2.5 yıl sonra yani 30 ay sonra. Hakkımda şikayette bulunuyor. Bir de kendisine YSK üyelerine hakaretten dolayı açılan dava tarihinden 1 yıl sonra. Bunun adı hukuk cambazlığıdır. Elbette biz kendimize ait şikayetimizi devam ettireceğiz. Ancak bu şahsın ilk kez yaptığı bir iş değildir. Daha önce bu ülkenim bir kamu görevlisine ağza alınmayacak bir cümle kurmuş. Sonra da bunu 'Basitlik dedim' diye tevil etme yoluna gitmiştir. İstanbul'da ilçe ve büyükşehir belediye başkanlığı yapan birisinin seçimi iptal yetkisinin kimde olduğunu bilmemesi söz konusu değildir. Kamuoyunu da yargıyı da elbette kandıramazsınız. YSK ile olan meselesini halledemeyeceğini anlayınca ve buradan bir ceza alma ihtimalini görünce konuyu İçişleri Bakanı'na bağlamaya çalışmak, mahkeme salonunun önüne kalabalıklar çağırıp yargıyı baskı altında tutmaya çalışmak, devam eden bir davayla ilgili duruşmadan tam bir gün önce İstanbul'u ve mahkemenin etrafını isimlerimin yazdığı ve yalan yanlış bir çok cümlenin içerisinde bulunduğu afiş ve bilbordlarla donatmak, mağduriyet peşinde koşmak, siyaset değil olsa olsa büyükelçi masalarında üretilmiş bir batı kurnazlığıdır” dedi. Bakan Soylu’nun, “Tam bir haftadır, tüm fonladıkları medya sabahtan akşama kadar bu işe tahsis edilmiştir. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetlerine 'kimyasal silah' iftirası atanlar, polise ve jandarmaya 'uyuşturucu' iddiası atanlar, kendi devletine, kendi kurumlarına göstermediği nezaketi ve saygıyı elin oğluna elin kapısında göstermektedirler. Her şey milletimizin gözü önünde cereyan ediyor. Milli iradeyi, siyaseti, yargıyı, sivil toplum alanını baskılamaya çalışan bu tehdit dilini reddediyoruz. Elbette ki kararı bağımsız mahkemeler verecektir” ifadelerini kullandı. https://twitter.com/suleymansoylu/status/1591506117842329600?s=46&t=wv-HGYifY6I5LZXek9_zrQ

1 yıl önce

Ali Babacan, Saraçhane’ye çağrılmayan HDP’nin sesi oldu: ‘Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum’

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, yargılandığı davada YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesi ile 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezası verildi. Kararın ardından İBB binası önünde yapılan toplantıdan sonra bugün adres yine aynıydı. 6’LI MASA DESTEK VERDİ 6’lı masa liderlerinin katıldığı mitingde DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da kürsüye çıkarak halka hitap etti. Babacan, İmamoğlu hakkında verilen kararı kabul etmediğini söylerken tutuklu bulunan eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ve geçtiğimiz aylarda hapis ve siyasi yasak cezası alan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu da andı. DEMİRTAŞ’A SAHİP ÇIKTI Babacan şöyle konuştu: “Bu haksızlığı reddediyorum. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu reddediyorum. Daha birkaç ay evvel Canan Hanım’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın seçimi kaybettiği belediyelerle kayyum atamasını reddediyorum. Onun için buradayım isyanımızı feryadımız tüm İstanbul duysun tüm Türkiye duysun diye buradayım.”

1 yıl önce

İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in Başdanışmanı Turhan Çömez: ‘Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın hapiste olması hukuksuzluktur’

İYİ Parti lideri Meral Akşener’in başdanışmanı Turhan Çömez, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın tutukluluğuna ilişkin dikkat çeken bir değerlendirmede bulundu. BU İNSANLARIN CEZAEVİNDE OLMAMASI GEREKİYOR Demirtaş ve Osman Kavala konusuna değinen Çömez, ‘Türkiye AİHM’ye taraf olmuş, imza atmış bir ülke. Ve AİHM’e göre bu insanların cezaevinde olmaması lazım. Dolayısıyla burada da bir hukuksuzluk var’ dedi. HERKESİN ÖZELEŞTİRİ YAPMAYA İHTİYACI VAR Halk TV’de katıldığı programda ‘Bu ülkeden herkesin özeleştiri yapmaya ihtiyacı var’ diyen Çömez sözlerine, ‘Siz bana yıllar önce ‘bir ülkenin güçlü bir ülke olması için ne lazım’ diye sorsaydınız. Ben size ‘askeriyesi, ekonomik gücü’ derdim. Bugün bir şey söylüyorum: Hukuk’ diyerek devam etti.

1 2 3 4 5 6 7 8