05 Mayıs Pazar 2024
2 yıl önce

Boğaziçi Rektörü Prof. Naci İnci: Üniversitede huzur istemeyen bir kesim var

Prof. Dr. Melih Bulu'nun görevden alınmasının ardından Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, öğrenci ve akademisyenlerin protestolarıyla ilgili olarak Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük'e açıklamalarda bulundu. Küçük, İnci'nin açıklamalarını şöyle aktardı: "Önce son yaşanan arabasının önünün kesilmesi meselesini sordum. 'Bu tamamen vandallık' dedi Naci Bey. 'Üniversitede huzur istemeyen bir kesim var' diye de ekledi. 'Arabanın üzerine çıkılmasıyla daha büyük bir şey hedefleniyor' dedi. Benim anladığım aynen Gezi’de olduğu gibi olayları diğer üniversitelere yaymak istiyorlar. İki kişi tutuklandı ve bazı öğrencilerin DHKP-C terör örgütüyle iltisakı var. 'Peki yaptırımı yok mu, yani ceza veremiyor musunuz?' dedim. Danıştay rektörün disiplin yetkisini iptal etmiş. Rektör disiplin cezası veremiyor, soruşturma açamıyor. Kim disiplin amiri? Dekanlar, yüksek kurul üyeleri, enstitü müdürleri... Dekana işlem yapılması için gönderilmiş ama dekanlar ceza vermiyor. Çünkü onlar da bir kısmı mahalle baskısından bir kısmı ideolojik sebeplerle disiplin suçlarına ceza vermemişler. 149 tane gönderilmiş ve 35 tanesi hakkında işlem yapılmış. Koskoca dekanlar görevlerini yapmıyorlar. Yazık günah değil mi? Hocamıza 'Kaç kişi bu eylemleri yapan?' dedim. 'Maksimum, en kalabalık anda 100 kişi' dedi. Ama arabanın üzerinde tepinmeden sonra sayı 25’e kadar düşmüş... Boğaziçi’nde 17 bin öğrenci var ama eylemleri yapan hepi topu 20-30 kişi. Diğer öğrenciler de bu durumdan hâliyle rahatsız. 30 kişi her şeyi kilitlemeye çalışıyor ama başaramıyor. Olaylarda 12 kişi gözaltına alınmış. Bunların 4'ü Boğaziçi Üniversitesi’ne kayıtlı, 8'i başka üniversiteye. Naci İnci gibi kıymetli ve kariyerli bir hoca 30 yıllık Boğaziçili. Okuldaki herkes Naci Bey'i tanıyor. Çoğu arkadaşı. Ama hoca görev verirse almıyorlar. Sebep ne? Hoca, Melih Bulu döneminde görev almadı. Bahaneleri bu. Görev almak isteyen olursa da üniversitede diğer hocalar hemen mahalle baskısı kuruyorlar. Şu an bir rektör yardımcılığı boş ama görev alacak kimse yok. Gerçekten ayıp ediyorlar. Boğaziçi’nde ilginç bir durum daha var. Okulda emekli hocalar var. Derslere devam ediyorlar. Emekli olduktan sonra da ofislerinde oturmaya devam ediyorlar. Ve üniversitede yönetim çalışmasın diye her şeyi yapıyorlar. Diğer hocaların üzerinde ciddi bir baskı kuruyorlar. Alenen korku yayıyorlar. Kendilerini üniversitenin sahibi sanıyorlar. Sanki babalarının malı okul."

2 yıl önce

90'lı yıllarda tamamen boşaltılmıştı şimdi milyonluk binalar dikiliyor: Burada huzur var

Mardin’in Savur ilçesine bağlı Yenilmez köyünde 90’lı yıllarda terör nedeniyle köy halkı göç etmeye başladı. Köy terörden arındırılıp huzur ve güven ortamının sağlanması ile birlikte yurt içi ve yurt dışına göç eden köy halkı, köye geri dönmeye başladı. Devlet tarafından Yenilmez köyüne 10 milyon liralık yatırım yapılarak altyapı, üstyapı, su, elektrik ve çocuk parkının yapılmasının ardından köy halkının birçoğu maliyeti yüksek evler yapmaya başladı. Geri kalanı ise huzur ve güven ortamının sağlanması ile yaz aylarında köye tatil için geliyor. Şimdi ise köylüler Avrupa’da yaşayan Yenilmez köylü gençlerin geri dönmeleri için sosyal tesis yapılmasını istediklerini kaydetti. 90’lı yıllarda göçler başladığını söyleyen Yenilmez Köyü Muhtarı Hasan Oğuz, “90 ile 2000’li yıllar arasında bayağı bir göç oldu köyden. Ama şu an çok şükür köylümüz gelip kendine ev yaptı. Köyde huzur var. Herkes toprağına geri dönüyor çok şükür. 90’lı yıllarda terör nedeniyle köy tamamen boşaltılmadı ama 20-30 hane tek kalmıştı. Bizler köyümüzü yine terk edip gitmedik” dedi. Köydekilerin yüzde 70’inin Almanya’ya göç ettiğini bildiren Oğuz, “Yurt içine gitti. İzmir, İskenderun ve Adana’ya göç edenler oldu. Çok güzel şu anda köyde yeni binalar dikiliyor. Çok güzel evler yapılıyor. Köyümüze çok güzel yatırımlar yapıldı. Altyapı, üst yapı, içme suyu ve elektrik yapıldı” diye konuştu. Herhangi bir sıkıntılarının kalmadığını ifade eden Oğuz, “Devlet köyümüze 10 milyona yakın yatırım yaptı. Şu an çok şükür köyümüz temizlendi. Bölgede terör sorunumuz kalmadı. Herkes kendine ev yapmaya başladı. Köyde herkes geri dönecek. Köyün yüzde 90’ı tarımla geçiniyor. Üzüm, arpa, buğday, kavunumuz var meşhur bunlarla geçiniyoruz. Köyümüz terörden arındırıldı. Geri göçler başladı. Tatil için gelenler var. Köy 90 hanelidir, 650 nüfuslu. Yazın ikiye üçe katlanmaktadır. Köylümüz tatil için köye geliyor” şeklinde konuştu. Yaklaşık 30 seneden beri köyde olmadıklarını söyleyen Kadife Oğuz, “Almanya’da yaşıyorum. Önceden güvenlik olmadığı için biz buralara pek gelemiyorduk. Şimdi çok şükür, elhamdülillah güvenliğimiz sağlandı. Rahatlıkla, huzur içinde geliyoruz. Köyümüze çok güzel yatırımlar yapıldı, değişiklikler oldu. Onlardan çok memnunuz. Yani devletimizden Allah razı olsun ve bayağı değişimler oldu. Burayı terk edip gidenler geri geldi” dedi.

2 yıl önce

Huzura kavuşan 'petrol kenti' Batman devlet destekli yatırımlarla gelişti

Geçmişte terör olaylarıyla gündeme gelen Batman'da, tesis edilen huzur ortamı ve hayata geçirilen yatırımlarla büyük bir dönüşüm sağlandı. Türkiye'de 1935 yılında yürürlüğe giren 2804 sayılı Kanun ile Maden Tetkik ve Arama Enstitüsünün (MTA) kurulmasıyla Raman Dağı'nda jeolojik çalışmalara başlanan kentte, Yakıtlı köyü yakınlarında Avusturya'dan alınan "Trauzel Kulesi" ile ilk defa farklı bir teknoloji kullanılarak gerçekleştirilen sondaj çalışması sonucu 17 Ocak 1946'da 1361 metrede petrol bulundu. Raman-8 ismi verilen kuyudan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün katıldığı törenle 8 Mart 1948'de petrol çıkarılmaya başlanırken zaman içinde açılan kuyu sayısındaki artışla 1953 yılında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Batman Bölge Müdürlüğü, 1955 yılında Türkiye'nin ilk petrol rafinerisi olan Tüpraş Batman Rafinerisi kuruldu. Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ'nin (BOTAŞ) kurulmasıyla bu kuruluşlarda çok sayıda kişi istihdam edildi. 84 yıl önce 17 haneli köy iken bölgede petrol bulunmasıyla kaderi değişen Batman, 1937 yılında köy iken bucak, 1957'de ilçe, 16 Mayıs 1990'da il oldu. Günlük 41 bin varil petrol üretimiyle ham petrol üretiminin yüzde 40'ını gerçekleştiren kent, ülke ekonomisine önemli katkı sağlıyor. OSB'DE YATIRIM BÜYÜYOR, 307 GİRİŞİMCİ YATIRIM İÇİN SIRADA BEKLİYOR 1640 dönüm üzerine kurulan Batman Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) 2002 yılında sadece bir un fabrikası bulunurken, altyapının tamamlanması ve devletin sunduğu yatırım teşvikleri sayesinde fabrika sayısı her geçen gün artarak, 130'a ulaştı. 9 bin kişinin istihdam edildiği OSB'de ayrıca 170 girişimcinin arsa talebinin karşılanması için 2 bin dönüm alanda kamulaştırma yapıldı. 9 firmanın inşaat aşamasında, 72 firmanın ise proje aşamasında olduğu OSB'de yatırım yapmak için 307 girişimci sırada bekliyor. Batman'da ihracat 2002'den bu yana yaklaşık yüzde 40, dış ticaret hacmi de yaklaşık 3,5 kat artış gösterdi. 2007'DE ÜNİVERSİTEYE KAVUŞTU 2007 yılında kurulan Batman Üniversitesi, bünyesindeki 9 fakülte, bir enstitü, 3 yüksekokul, 7 meslek yüksekokulu, 17 araştırma ve uygulama merkezi, yaklaşık 13 bin öğrenciye eğitim olanağı sunuyor. Üniversitenin 1000 civarında kadrolu akademik ve idari personeli bulunuyor. TEKSTİLDE YATIRIM ATAĞI 2012 yılında 5 atölye ve 750 çalışan ile tekstil üretiminin başladığı Batman'da devletin bölgeye sunduğu teşvik destekleriyle sektör, 263 işveren firma ve yaklaşık 40 bin çalışan sayısıyla çok güçlü bir üretim kapasitesine ulaştı. Teşvik uygulamasıyla bedava arsa tahsisi, makine desteği, sigorta primi, enerji ve vergi indirimi sayesinde tekstil yatırımcısının yönünü çevirdiği Batman, Türkiye İş Kurumu, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının ve Dicle Kalkınma Ajansının (DİKA) sağladığı ilave destekle "tekstil üssü" olma yolunda ilerliyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde yürütülen çalışmalar sonucu Batı Raman bölgesinde 3 bin dönüm alan üzerinde Batman Tekstil OSB kurulması kararı alındı. Batman, Tekstil OSB'nin de faaliyete geçmesiyle istihdamı daha da artırmayı hedefliyor. HASANKEYF YENİ YERLEŞİM YERİNE TAŞINDI Ilısu Barajı'nın tamamlanmasıyla su altında kalacağı için Hasankeyf'teki tarihi eserler, yeni yerleşim birimine taşınarak ilçenin tarihi ve kültürel dokusunun korunması sağlandı. Ilısu Barajı HES Projesi kültürel varlıkları koruma ve kurtarma çalışmaları kapsamında Zeynelbey Türbesi, Artuklu Hamamı, İmam Abdullah Zaviyesi, Orta Kapı, Kızlar (Eyyubi) Camisi Doğu ve Batı Bloku, Kızlar (Eyyubi) Camisi Kuzey ve Güney Duvarı, Süleyman Han Camisi Külliyesi, taç kapı ve çeşme, Süleyman Han Camisi külliyesi, minaresi ve Er-Rızk Camisi 3 kilometre uzaklıktaki yeni yerleşim alanına taşındı. Yaklaşık 6 milyar lira kaynakla 3 bin dekar alanda kurulan yeni yerleşim yerinde, kamu binaları ve birçok sosyal tesisin yanı sıra bölge mimarisine uygun modern iş yeri ve konutlar inşa edildi. Ilısu Barajı'nın su tutmaya başlamasının ardından göl sahasında kalan Hasankeyf ilçesindeki tarihi eserleri görmeye gelecek yerli ve yabancı turistler için 3 liman inşa edildi. Yeni yerine taşınan Hasankeyf'e ulaşımı sağlayacak, aynı zamanda Batman-Midyat yolunda yapılan Hasankeyf varyantı baraj gölet geçişi sorununa çözüm olacak Hasankeyf-2 Köprüsü, Dicle Nehri üzerinde inşa edildi. Köprü, 1001 metrelik uzunluğuyla Türkiye'nin en uzun köprüleri arasına girdi. Bölünmüş yol standardındaki köprüde yayalar için de bir geçiş yolu bulunuyor. Maksimum ayak yüksekliği 90 metre, maksimum açıklığı 168 metre olan köprü, hibrit tasarıma sahip olarak yapıldı. Köprünün 681 metresi dengeli konsol, 320 metresi prefabrik kirişli şekilde inşa edildi. Batman, Mardin ve Habur Sınır Kapısı arasında bağlantı sağlayan ve yol güvenliğiyle konforu artırılan köprünün açılışı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 17 Nisan'da gerçekleştirildi. 20 YILDA 23 MİLYAR LİRAYI AŞAN YATIRIM Batman'da eğitim, sağlık, spor, ulaştırma, altyapı, sosyal hizmetler, çevre, şehircilik, sanayi, teknoloji, adalet, kültür, turizm, tarım, orman, enerji ve tabii kaynaklar alanında 20 yılda 23 milyar lirayı aşan yatırım gerçekleştirildi. Geçmişte terör saldırılarıyla gündeme gelen Batman, artık petrol üretimi, sanayisi, ekonomide lokomotif olan tekstil sektörü, eğitim, sağlık, ulaşım, tarım, spor çevre ve şehircilik gibi her alanda yatırımların sağladığı değişimle adından söz ettiriyor. CUMHURBAŞKANI, ILISU BARAJI İLE 103 KAMU YATIRIMININ AÇILIŞINI YAPACAK Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın katılacağı törenle Türkiye'nin dev yatırımı "Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve HES"in açılışı gerçekleştirecek. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde uzun vadeli bölgesel kalkınma planının temel unsuru olarak hazırlanan ülkenin vizyon projesi Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamında temeli 2008'de atılan, Mardin, Şırnak sınırları içerisinde Dicle Nehri üzerinde yapımı tamamlanan Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve HES'in yılda, üreteceği 4,12 milyar kilovatsaat enerji ile ülke ekonomisine yaklaşık 3 milyar lira katkı sağlaması hedefleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca Batman'da 1 milyar 36 milyon 969 bin 231 lira bütçe ile yapımı tamamlanan yatırımların da açılışını yapacak. Açılışı yapılacak tesisler arasında, Batman OSB'de fabrika ve işletmelerden oluşan 36 yatırım, aile sağlığı merkezi, toplum sağlığı merkezi, 112 Acil Sağlık Hizmetleri istasyonlarından oluşan 12 yatırım, 26 okul, 400 öğrenci kapasiteli 2 pansiyon, 2 spor salonu, öğretmenevi, 15 bin kişilik şehir stadı, olimpik ve yarı olimpik yüzme havuzları ile tam olimpik açık yüzme havuzu, spor salonları, sentetik yüzeyli çim ve halı saha, ağaçlandırma, mantar tesisleri, modern et işleme ve paketleme tesisi, susam tohumu, eleme, işleme ve paketleme tesisi, kırsalda modern turizm otel projeleri, İl Halk Kütüphanesi, 112 Acil Çağrı Merkezi binası, İl Jandarma Karakol Komutanlığı binası, İlçe Emniyet Amirliği binalarından oluşan 103 yatırım bulunuyor. "BATMANLILAR GELECEĞE UMUTLA BAKIYOR" Batman Valisi Hulusi Şahin, AA muhabirine, Batman'ın petrol bulunmasının ardından hızla büyüdüğünü, son dönemde de ciddi anlamda modernleştiğini ve geliştiğini söyledi. Şahin, "Batman Türkiye'nin en hızlı büyüyen 4. şehri. Genç bir şehir. 25 yaş altı nüfusa bakıldığında Türkiye'nin 7. şehri." dedi. Kentte ekonominin ilk etapta petrolle başladığını ancak artık petrolün dışında pek çok unsurun Batman'ı ayakta tuttuğunu dile getiren Şahin, Batman Çayı'nın suladığı çok verimli bir ovada yer almasından dolayı kentte tarımın da önemli bir alan teşkil ettiğini aktardı. Şahin, tarımın yanı sıra sanayinin de hızlı bir şekilde geliştiğini, Hasankeyf ile turizmin de belirli bir noktaya geldiğini anlatarak, Batman'ın aynı zamanda ticaret yollarının kavşağında bulunduğunu söyledi. "Batman büyüyen, gelişen, geleceğe umutla bakan bir şehir." diyen Şahin, Batman'ın 1990'lı yılların başında çok sıkıntılı, üzücü olaylara maruz kaldığını anımsattı. Şehirde çok ciddi terör saldırıları, olayların yaşandığını aktaran Şahin, bunun Batmanlılarda umutsuzluğa sebebiyet verdiğini, kentin hızlı gelişiminin o yıllarda yavaşladığını belirtti. Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Batman sosyal problemlerin çok yoğun olduğu bir şehir olarak anıldı. İntiharların, cinayetlerin olduğu bir şehir olarak hep kamuoyunda tartışıldı fakat 2000'li yıllara gelindiğinde Batman yeniden kabuk ve çehre değiştirdi. Hele son 7-8 yıldır terörün Türkiye'nin gündeminden çıkmasıyla artık Batmanlılar geleceğe umutla bakıyor, şehirlerine yatırım yapıyorlar. Şehir hızlı bir şekilde büyümeye başladı. Şehir imarlı ve düzenli bir şekilde büyüyor. Altyapı çalışmaları ve kamu yatırımları da bununla beraber geliyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde Batman sağlıktan eğitime, sanayiden sosyal alanlara kadar çok büyük yatırımlar aldı." "SANAYİ PARSELİ TALEBİNE YETİŞEMİYORUZ" Batman OSB'nin giderek büyüdüğüne dikkati çeken Şahin, OSB'de 9 bin kişinin istihdam edildiğini söyledi. Şahin, çalışmaları süren 100'e yakın fabrikanın devreye girmesi ile 25 bin istihdamı da göreceklerini belirterek, tekstil sektöründe de 40 bine yakın kişinin istihdam edildiğini aktardı. Sanayi parseli talebine yetişemediklerini anlatan Şahin, "Şu anda kayıtlı 300'ün üzerinde sanayi parseli talebi var. Bunların yatırım taahhütleri 2 milyar liranın üzerinde, istihdam taahhütleri 40 binin üzerinde. Bu yüzden de ikinci OSB'nin hazırlıklarını yapıyoruz. Sanayi Batman'da çok önemli. Bu sanayinin içerisinde tekstil çok çok önemli ama gıda, sağlık ve inşaat sektörü gibi çok önemli kalemler de var. Irak, Suriye ve İran gibi komşularımıza da ihracat yapılıyor, katma değer üretiliyor." diye konuştu. Raman Dağı bölgesindeki 6 bin dekar alanda ikinci OSB için çalışma yürütüldüğünü ifade eden Şahin, bu sayede talepte bulunan girişimcilerin parsel ihtiyacının karşılanacağını kaydetti. Vali Şahin, Tekstil İhtisas OSB düşüncelerinin de olduğunu anlatarak, bir tekstil geliştirme merkezi üzerinde çalıştıklarını bildirdi. Batman'ın eğitimde de mesafe aldığını, gençlerin üniversitelere yerleşme oranının arttığını ifade etti. İkili eğitimi bitirmeye çalıştıklarını, okul yapmak için arsa bulmaya çalıştıklarını aktaran Şahin, kentteki sağlık yatırımlarına ilişkin şu bilgileri verdi: "Eğitim ve Araştırma Hastanemiz Batman'ın ilk üçüncü basamak sağlık kuruluşu olarak hizmete girdi, çalışıyor ayrıca Batmanlıların yıllardır beklediği 500 yataklı yeni devlet hastanesinin de ihalesi yapıldı. 500 milyon liralık devasa bir yatırım. İhalenin süreçleri var Sağlık Bakanlığının yürüttüğü. Bunların da tamamlanmasıyla yılbaşından önce ilk kazma vurulacak diye düşünüyoruz. O hastanenin de devreye girmesiyle Batman'daki yatak kapasitesi çok artacak." Şahin, kentte gençlik merkezlerinin sayısını da artırdıklarını, sosyal tesisler, yeşil alanlar yaptıklarını, konserler düzenlediklerini aktardı. ALTYAPI YATIRIMLARI "Son 7 ayda yapmış olduğumuz altyapı çalışmalarının toplamı son 7 yılda yapılanın toplamından fazla hem kilometre olarak hem de parasal değer açısından. Bunun dışında bu şehrin içme suyuyla ilgili çok ciddi problemleri vardı, çok sıcak aylarda yüksek katlara su çıkmıyordu. İçme suyu deposu kapasitesini ikiye katladık. Oldukça rahatlama oldu." diyen Şahin, şehrin sağlığını etkileyen klorlama ünitesini de yenilediklerini söyledi. Şahin, "Çöp konusunda düzenli depolama var hatta düzenli depolamadan elektrik elde ediyoruz. Bu elektrik, belediyeye katkı da sağlıyor. Arıtma ile ilgili problemleri çözmek için proje hazırlayarak Bakanlığa sunduk. Bu da yaklaşık 23 milyon avroluk devasa bir proje." şeklinde konuştu. Vali Hulusi Şahin, 2019 ve sonrasında yapılan 1 milyar liranın üzerindeki yatırımların toplu açılışının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yarın gerçekleştirileceğini belirtti. BATMAN'IN GELİŞİMİNE DİKA DESTEĞİ DİKA Genel Sekreteri Ahmet Alanlı ise Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda çalışma yürüttükleri 4 ilden birinin de Batman olduğunu belirtti. Teknik destek kapsamında Batman'ın potansiyelini geliştirmeye çalıştıklarını dile getiren Alanlı, kentte bugüne kadar 117 projeye 113 milyon lira destek verdiklerini aktardı. Ahmet Alanlı, sanayi, tarım ve turizm ağırlıklı çalışmaların devam ettiğini dile getirerek, "4 ili kapsayan açık bir programa çıktık. 15 milyon liralık finansman destek programı olacak. Batmanımız da buna dahil. Özellikle sanayi sektörü çok yoğun olması dolayısıyla Batman'ın bundan oldukça faydalanacağını düşünüyorum." dedi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanlığı duyurdu! 81 ilde 'Huzurlu Sokaklar Uygulaması'

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığınca çocuk ve gençlerin güvenli bir eğitim-öğretim dönemi sürdürmeleri amacıyla ilköğretim, lise ve üniversite çevrelerinde 12.11.2021 tarihinde “Huzurlu Sokaklar Uygulaması” gerçekleştirildi. Ülke genelinde 11.636 ekip, 188 dedektör köpek ve 42.771 personelin görev aldığı uygulama, 12.318 noktada eş zamanlı yapıldı. Uygulamada; 20.562 okul çevresi, 7.728 metruk bina ve 8.416 park ve bahçe kontrol edildi. Bu kontrollerde 381 aranan şahıs yakalandı, 34 şahıs gözaltına alındı. 158 şahsa adli ve idari işlem, 534 şahsa idari para cezası uygulandı. Uygulamada 143.917 araç kontrol edildi. 3.544 araca idari para cezası uygulandı, 488 araç trafikten men edildi, 86 aranan araç yakalandı. Uygulamada ayrıca 36.257 işyeri (oyun, internet, playstation salonu, kahvehane, iddia bayii, içkili yer, büfe) denetlendi, 287 iş yerine cezai işlem uygulandı. Uygulamada muhtelif miktarda ruhsatsız silah, uyuşturucu madde ile 316,50 gram kıyılmış tütün ve 383 paket kaçak sigara ele geçirildi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Bağdat huzurlu olmadan Anadolu coğrafyası huzurlu olamaz

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, başkan vekilliği de yaptığı Karadeniz Vakfı'nın 17. Olağan Genel Kongresi'ne katıldı. Sarıyer'deki İbrahim Cevahir Sosyal Tesisleri'nde yapılan kongrenin açılışından önce vakıftaki sergiyi gezen Soylu daha sonra açıklamalarda bulundu. Soylu açıklamasında Türkiye'nin uluslararası başarılarına değinerek birçok ülkede Türk polisinin görev almaya başladığını ve başarılı işlere imza attığını kaydetti.  Bakan Soylu, Türkiye'nin dışarıdan daha güçlü göründüğüne vurgu yaparak, "Geçen hafta Macaristan'daydım. 25 polisimizi getirdik. 2 yıl önce Kıbrıs İçişleri bakanımız ile oturduk, biz gerek göçmen kaçakçılığı gerek uyuşturucu kaçakçılığı öncelikle kendi vatandaşlarımıza yardımcı olabilmek için Sırbistan kapılarına ve parklarına polis koyalım. Koyduk. Ve çok başarılı bir iş yaptık. Hem Avrupa'dan Türkiye'ye gelenler ve buradan Avrupa'ya gidenlere çok büyük bir kolaylık sağlandı hem de ticaretimize, ithalat ihracatımıza kolaylık sağlandı. Şimdi ondan bir adım öteye gittik. Geçen hafta Macaristan ile de böyle bir karar aldık ve gittik evlatlarımızı oraya teslim ettik. Teslim ettiğimizden şu ana kadar kendi vatandaşlarımızdan yüzlercesine yaşadıkları krizlerinde ve problemlerinde yardımcı olduk. Binlerce araç kontrol ettik, uyuşturucu yakaladık, göçmen kaçakçısı yakaladık. Ve Türk polisi ciddi bir şekilde bu konudaki hassasiyetini maharetini ortaya koydu. Dün akşam haber geldi şimdi Romanya'ya kapılarına geçiyoruz. Yine pandemi zamanında bir çok ülkeye yardımcı olduk. Kimine sağlık araçları açısından yardımcı olduk. Kimilerine bize gelen aşıların bir bölümünü onlarla paylaştık. Ve bir şey söyleyeyim mi? Türkiye dışarıda çok daha büyük, çok daha güçlü, Türkiye dışarıda çok daha sıcak ve dost olarak görünüyor" ifadelerini kullandı. "İKİSİNİN ARASINDA DAĞLAR KADAR FARK VAR" Konuşmasının devamında parlamenter sistemin dünyanın yaşadığı krizlerin karşısında çaresiz kalabileceğini fakat mevcut hükümet sistemi sayesinde sorunları daha hızlı çözdüklerine değinen Bakan Soylu, sadece Türkiye için değil bütün Ortadoğu ülkelerinin huzuru için çalıştıklarını kaydetti. Bakan Soylu, "Pandeminin başından bu yana 2 milyon istihdam artışı var. Nerede, nasıl oldu bu istihdam artışı? Türkiye'nin önemli meselelerinden birisi de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir. Parlamenter sistemde ve hükümet sisteminde bakanlık yapmış biri olarak söylüyorum. İkisinin arasında dağlar kadar fark var. Parlamenter sistemin envanterini aşabilmek için vücutlarımızın yorulduğu, pes ettiğimiz bir sistemden şu anda şükürler olsun... Bu yaşadığımız pandemi ve diğer süreçlerin tamamını eğer parlamenter sistemin içerisinde yaşamış olsaydık defalarca seçime giderdik. Defalarca kaosla karşı karşıya kalırdık. Defalarca siyasi sorunlar ve çözümsüzlüklerle karşı karşıya kalan bir durumun içinde olurduk. Bulgaristan'da bu yıl üç kere seçim oldu. Romanya'dan Avrupa'nın birçok ülkesinde hükümet kurulamıyor. Avrupa'daki her hükümetin ne kadar gideceği belli değil. Eksiksiz olan Allah'tır elbette eksiklerimiz var ama görevimiz de o eksiklikleri tamamlamaktır. Her zaman söyledim her zaman da söylerim. Para bizi şımartmadı, makam bizi şımartmadı. Elimize aldığımız işler bizi şımartmadı. Şımartsaydı değerlerimizin tamamına sırtımızı dönerdik. Şımartsaydı Karadeniz Vakfı'nın bu gününde bir araya gelip birbirimizi görmezdik. Bağdat huzurlu olmadan Anadolu coğrafyası huzurlu olamaz. Suriye huzurlu olmadan Anadolu huzurlu olamaz. Afganistan huzurlu olmadan Anadolu huzurlu olamaz" die konuştu.

2 yıl önce

Yılbaşı öncesi ülke genelinde eş zamanlı "Güven Huzur" uygulaması gerçekleştirildi

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle; İçişleri Bakanlığı koordinesinde Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı birimlerince, başta asayiş, terör ve narkotik olayları olmak üzere suç işleme amacındakilerin caydırılması, aranan kişilerin yakalanması varsa suç delillerinin ele geçirilmesine yönelik yaklaşan yeni yıl öncesinde ülke genelinde eş zamanlı olarak 29 Aralık tarihinde TÜRKİYE GÜVEN HUZUR uygulaması gerçekleştirildi. Ülke genelinde eş zamanlı olarak 15 bin 381 noktada gerçekleştirilen uygulamada; 57 bin 964 emniyet, jandarma ve sahil güvenlik personeli ile 216 dedektör köpeği görev aldı. Çeşitli suçlardan aranan 1.072 kişi yakalandı Uygulamada, 7.650 metruk bina ve 6.630 park-bahçe kontrol edilirken 21.410 umuma açık iş yeri denetlendi, 169 umuma açık iş yerine işlem uygulandı. Denetimlerde çeşitli suçlardan aranan 1.072 kişi yakalandı, hakkında kayıp ihbarı bulunan 4’ü çocuk 28 kişi bulundu. 484 kişi gözaltına alındı, 293 kişiye adli-idari işlem yapıldı. 615 araç trafikten men edildi Yol uygulaması da yapılan denetimler kapsamında; 162 bin 620 araç kontrol edildi, 26 bin 324 araca işlem yapıldı, 615 araç trafikten men edilmiş, 61 aranan araç tespit edildi. 4 bin 980 litre kaçak/sahte içki ele geçirildi Uygulamada; ruhsatsız tabanca, kesici delici aletler ile muhtelif miktarda uyuşturucu maddenin yanı sıra 15.480 adet makaron, 457.900 kg kaçak tütün, 4.980 litre kaçak/sahte içki ilke 81 adet tarihi eser ele geçirildi. Ayrıca 193 devre mülk-devre tatil sektöründe faaliyet yürüten işletme denetlendi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Huzurlu bir Suriye, güçlü ve büyük bir Türkiye'dir

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türk İdareciler Derneği tarafından Vilayetlerevi'nde düzenlenen 10 Ocak İdareciler Günü kutlama programında yaptığı konuşmada, geleneksel hale getirilen bu toplantıda bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek İdareciler Günü'nü kutladı. Dünyada çeşitli alanlarda ve konularda meydana gelen değişimlere işaret eden Soylu, Türkiye'nin de 21. yüzyılda dünyaya yeni şeyler söylediğini belirtti. "Dünya dört temel krizle karşı karşıya" Ülkelerin karşı karşıya kaldığı temel sıkıntılarda, küresel sorunlarda her birinin çaresizliğini, çözüm üretmekte zorlandığını ve kendi toplumlarına karşı bile görevlerini yerine getiremediğini gördüklerini dile getiren Soylu, "Bugün dünya dört temel krizle karşı karşıya. Birincisi ve en önemlisi COVID-19 pandemisi. Ülkelerin birbirlerinin havalimanlarından maskelerini gasbettiğine tanık olduk. Aşı üretirken, dünyanın fakir ülkelerinden aşıları nasıl sakladıklarını, onların temel derdinin insanlık olmadığını hep beraber gördük. Batı'nın güya yükselen medeniyetinin nasıl bir acze düştüğüne hep beraber şahit olduk. En kötüsü, küreselleşen bu soruna karşı bir tek çözüm önerisi, bir tek rehberlik, bir tek yol haritası görmedik" diye konuştu. "Göç meselesini sınırlardan ibaret sayan bir anlayışa şahit olduk" Dünyanın en temel sorunlarından birisi olan göç karşısında, yine dünyanın tüm kurumlarının ve büyüklerin nasıl bu meselelere sırtını döndüğünün görüldüğünü ifade eden Soylu, "Göç meselesini kendi üzerlerinden atmak için Türkiye ile Yunanistan, Türkiye ile Suriye, Türkiye ile İran arasına sıkıştıran, İran ile Afganistan sınırına sıkıştıran, göç meselesini sınırlardan ibaret sayan, vekalet savaşlarını görmeyen bir anlayışa şahit olduk. Adalete, eğitime, sağlığa, hatta insanlığın tümüne erişiminin engellendiği bu noktaları görmeyen, sadece ve sadece sorunları kendi coğrafyalarında ve kendi kıtalarında barındırmamak için batıdan doğuya doğru yıkan bir anlayışa hep beraber şahit olduk" şeklinde konuştu. Soylu, artan üretim, yükselen şehirleşmenin getirdiği enerji sorununa sadece kendi tarafından yaklaşan bir Batı medeniyetinin görüldüğünü de dile getirdi. Ülkelerin karşılaştığı temel sıkıntılardan dördüncüsünün de ekonomik krizler olduğunu aktaran Soylu, "Ne çözüm üreteceğini dünyanın henüz bilemediği, bunun içerisinde hala patinaj yaptığı, Avrupa ve Amerika da dahil olmak üzere liderlik açısından bir kahtı rical yaşadığımız, çözüm üretmekten yoksun, meseleleri sadece üzerinden görebilen bir anlayışa sahip dünya tablosuyla karşı karşıyayız" dedi. "Türkiye, eski Türkiye'nin anlayışından üç kavramı attı" Türkiye'nin gerek 20. yüzyıldaki tecrübeleriyle gerek Cumhuriyet'i kurma, özgürlük mücadelesini yapma konusunda ortaya koyduğu iradesi ve daha sonra karşılaştığı vesayetin dayatmalarıyla büyük tecrübe elde ettiğini anlatan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye, 21. yüzyılın başından itibaren Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde hem kendi insanına hem de dünyaya bir şeyler söyledi; eski Türkiye'nin anlayışından üç kavramı attı. Seyretmek, kabullenmek ve en önemlisi emperyalizme teslim olmak. Bugünkü mücadelesini de bunun üzerine bina ederek devam ettirmeye çalışıyor. Türkiye, önemli bir adım daha attı. Geçen ay Türkiye'de Afrika Birliği Zirvesi yapıldı. Buradan dünya nasıl görünüyor bilmiyorum ama dünyada Türkiye'nin nasıl göründüğünü iyi takip eden kardeşlerimizden bir tanesiyim. Batı'nın sömürdüğü, Amerika'nın sömürdüğü Afrika dahil olmak üzere dünyadaki bize müzahir ülkelerin büyük bir bölümü umut ve ümit olarak bu Anadolu coğrafyasını dost, güvenilir ve bizim dinimizin en temel kavramlarından birisi olan emin bir ülke olarak görüyor." Türkiye'nin, küreselleşmenin üzerine yüklediği, dünyanın çözemediği meseleleri; ikili ilişkiler, bölgesel ilişkiler ve tarihten kendisine intikal eden ilişkiler çerçevesinde başarılı bir şekilde bugüne kadar getirdiğini belirten Soylu, "21. yüzyılın temel şifresi, küresel kurumların ve güçlü küresel ülkelerin çözebileceği sorunlar değil; tam tersi, onlara teslimiyetle uzak bir şekilde etrafımızdaki coğrafyayla ikili ilişkiler, bölgesel ilişkiler ve tarihimizden bize tevarüs eden ülkelerle kuracağımız ilişkilerdir. Türkiye bu istikamette, doğru bir çizgi doğru bir rota belirlemiş ve bu rotada devam etmektedir" sözlerini kullandı. "Barışçıl bir Bağdat, güçlü ve büyük bir Türkiye’dir" Soylu, Türkiye'nin sadece kendi toprakları için değil, etrafındaki coğrafya için de huzur ve barış istediğini belirterek şöyle konuştu: "Huzurlu bir Bağdat, barışçıl bir Bağdat, güçlü ve büyük bir Türkiye’dir. Huzurlu bir Suriye, güçlü ve büyük bir Türkiye'dir. Etrafımızdaki coğrafyanın, Afganistan'dan Pakistan'a kadar huzurlu olması, bir ve beraber olması, güçlü ve büyük Türkiye'yi ve etrafındaki ülkelere bu dönem içerisinde kendi kazanımlarını tahvil edebilecek bir anlayışı sağlamasının önünü açacaktır. Bunu sadece biz kendimiz değerlendiriyor değiliz. Bu beklenti, esas itibarıyla o ülkelerin kendi milletlerinin beklentilerini oluşturmaktadır. Onun için 21. asır önümüzde büyük bir fırsat koymuştur. 20. asırda kendi kendine gelmeye çalışan bir Türkiye'den, 21. asırda dünyayı kendi kendine getirmeye çalışan bir Türkiye'ye olan yolculuk, kolay bir yolculuk olmamıştır. Bunda herkesin emeği, katkısı vardır." "Biz sadece kendi coğrafyamızın sorumlusu değiliz" Sorumluluk almış kişilerin, bütün yetkinliklerini ortaya koyması gerektiğine işaret eden Soylu, "Biz sadece kendi coğrafyamızın sorumlusu değiliz" dedi. Yangın, sel ve deprem afetlerinde millete mahcup olmadıklarını söyleyen Soylu, kimsenin tahayyül edemediği işleri gerçekleştirdiklerini kaydetti. Mülki idare amirlerine, polis, jandarma ve tüm personele teşekkür eden Soylu, "10 Ocak İdareciler Günü vesilesiyle Türkiye’deki tüm idarecilerimize, mülki idare amirlerimize takdirlerimizi, tebriklerimizi, teşekkürlerimizi arz ediyoruz" dedi. Soylu, konuşmasının ardından Türk İdareciler Derneği Genel Başkanı Saffet Arıkan Bedük ile birlikte kaymakamlara çeşitli ödüller verdi. Şehit Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk Üstün Hizmet Ödülünü Gölbaşı Kaymakamı Tülay Baydar Bilgihan, Şehit Kaymakam Ersin Ateş Üstün Hizmet Ödülünü Kocaeli Vali Yardımcısı Dursun Balaban, Vecdi Gönül Güvenlik Hizmet Ödülünü Silopi Kaymakamı Can Kazım Kuruca, Merhum Vali Galip Demirel Sosyal Hizmet Ödülünü Sur Kaymakamı Abdullah Çiftçi, Merhum Vali Celalettin Tüfekçi Meslek Ödülünü Sürmene Kaymakamı Ahmet Gazi Kaya, Türk İdareciler Derneği Özel Ödülünü Palu Kaymakamı Tayfun Deli, Merhum Vali Orhan Alaaddin Erbuğ Meslekte Olay ve İzleri Adlı Anı Yarışması Ödülünü Muratlı Kaymakamı Ömer Dereci'nin eşi Mediha Dereci aldı.

2 yıl önce

Huzurlu sokaklar ve narkotik suçları uygulaması! 45.479 personel katıldı: 986 aranan şüpheli yakalandı

Genel asayişin ve kamu düzeninin devamının sağlanması, güvenlik güçlerimizin her zaman ve her yerde varlığını vatandaşa hissettirerek alanda görünür olacak şekilde suç işleme amacındakilerin caydırılması amacı ile özellikle lokanta, restoran, kafe, pastane, kahvehane, çay bahçesi, park/bahçe, rekreasyon alanları, sahil bantları, internet kafe, playstation vb. oyun salonları, metruk binalar ile kamuya açık yerlerde Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından ülke genelinde eş zamanlı olarak “Huzurlu Sokaklar ve Narkotik Suçları Uygulaması” yapılmıştır. Ülke genelinde 11.562 karma ekip, 267 dedektör köpek ve 45.479 personelin katılımı ile yapılan uygulama sonucunda; 372.725 şahıs kontrol edilmiş, 986 aranan şahıs yakalanmış, 49 şahıs gözaltına alınmıştır. 111 şahsa idari ve 59 şahsa adli olmak üzere toplam 170 şahsa işlem yapılmıştır. Huzurlu Sokaklar ve Narkotik Suçları Uygulamasında, 85.230 araç kontrol edilmiş, 3.407 araca idari para cezası uygulanmış, 375 araç trafikten men edilmiş, 5 aranan araç yakalanmıştır. 18.802 işyeri denetlenmiş, 77 işyerine idari para cezası uygulanmıştır. Uygulamalarda, 28 adet ruhsatsız tabanca, 55 adet av tüfeği, 12 adet kesici/delici alet, 11 adet kurusıkı tabanca ile muhtelif miktarda uyuşturucu ve kaçak sigara ele geçirilmiştir.

1 2 3 4 5 6 7