06 Mayıs Pazartesi 2024
2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan TÜSİAD'a çok sert tepki: Hükümete saldırmanın değişik yollarını aramayın bizimle mücadele edemezsiniz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlim Yayma Vakfınca Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen 2021 İlim Yayma Ödülleri Töreni'nde, ödül sahiplerini tebrik etti. Kendisinin de İlim Yayma Cemiyeti'nden hizmet aldığını ve o hizmetle yetiştiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Rahmetli Menderes'in hakim kıldığı demokrasi ve özgürlük ikliminde, cemiyetimizin öncülüğünde ülkemizin ilk imam hatip okulu açılmıştır. Vakfımızın kurucularından birinin de rahmetli Turgut Özal olduğunu hatırlatmak isterim. Nesiller boyunca elden ele taşınan bu hizmet bayrağı inşallah bizden sonra da aynı şekilde dalgalanmaya devam edecektir. Bugün de cemiyetimiz öğrenci yurtlarıyla eğitim merkezleriyle burslarıyla ödülleriyle yerli ve milli duruşuyla ülkemiz sivil toplum kuruluşları arasında öncü bir role sahip. Mutluyum, özellikle de büyük ödülü, herhangi bir torpil söz konusu değil, Prof. Dr. Zekai Şen hocamızın almış olmasından dolayı da mutluyum. Zira İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Zekai Şen hocamızdan İSKİ'de çok istifade ettik. Zira Veysel Eroğlu hocamızla birlikte onlar da o zaman İSKİ'yi gerçekten tırmandırdılar ve susuz İstanbul'u suya kavuşturdular. Kendilerinden Allah razı olsun." İki gün önce Türkiye Afrika Liderleri Zirvesinin kapanışının yapıldığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: "İstiyorduk ki bu buluşma, bu birliktelik, bu dayanışma nasıl ki buradan farklı bir şekilde hitama erdi yine buradan ayağa kaldırdı. İnsanlığın asırlardır türlü şekilde karşısına çıkan vahşetle, zulümle, sömürüyle, riyakarlıkla, adaletsizlikle yüzleştiği bir dönemde bu elbette çok büyük sorumluluktur. Nitekim attığımız her adımda bu ağır yükün kimi zaman gönül ferahlatan, kimi zaman can acıtan tezahürleriyle karşılaşıyoruz. Mazlum ve mağdurların gözlerinde beliren umut ışığı bizi ne kadar ferahlatıyorsa çarpık düzenden nemalanan zalimlerin pervasız saldırıları da o derece canımızı yakıyor." "Ekonomik sancılar salgınla birlikte hızlandı" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ziya Paşa'nın şiirindeki "Bir abd-i Habeş dehre olur baht ile sultan/Dahhakın eden mülkünü bir Gave perişan/İkbaline idbarına bel bağlama dehrin/Bir dairede devredemez çenber-i devran/Zalim yine bir zulme giriftar olur ahir/Elbette olur ev yıkanın hanesi viran" dizelerini seslendirerek, insanlara zulmedenlerin o çok güvendikleri evlerinin bir gün viran olmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Tarihin kendini dünyanın ve insanlığın hakimi sanan nice kudret budalasının hüsranına şahitlik ettiğini belirten Erdoğan, bugün o kifayetsiz muhterislerin isimlerini kimsenin hatırlamadığını söyledi. Erdoğan, günümüzün zalimlerin sonunun da farklı olmayacağını dile getirerek, şöyle konuştu: "Küresel yönetim ve ekonomi düzeninde bir süredir zaten yaşanmakta olan sancılar salgınla birlikte hızlanmıştır. Bizim de tek gayemiz işte bu süreci yani dünyanın devranının dönüşündeki değişimi mazlumlar ve mağdurlar lehine yönlendirebilmektir. Elbette bu mücadelenin çok derin ve geniş bir arka planı bulunuyor. Coğrafyamızda Anadolu'nun kapılarının ecdada önce güneyden sonra doğudan açılmasıyla başlayan çok çarpıcı bir hikayemiz var. İstanbul'un fethiyle çağ açıp çağ kapatacak mahiyet kazanan bu hikaye Yavuz'un hilafeti devralmasıyla birlikte oldukça farklı bir seviyeye ulaştı. Anadolu'daki varlığımızı Haçlı seferleriyle başlayıp Çanakkale Savaşlarına, Milli Mücadelemize ve nihayet günümüze kadar uzanan nice badirelere rağmen sürdürmeyi başardık. Çok çile çektik, çok fedakarlık yaptık, çok bedel ödedik ama hamdolsun mücadele sancağını asla yere düşürmedik. Bilhassa son iki asrımız sürekli bir uçtan diğerine savrulduğumuz arayışlarla geçti." Erdoğan, İlim Yayla Cemiyetini kuranların ve onlardan bayrağı devralanların yüreklerini yakan ne kadar mesele varsa hepsinin de yaşanılan bu savrulmaların eseri olduğunu kaydetti. Kudüs davasından, geçtiğimiz yılın temmuz ayında nihayete erdirilen -Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin müzeye çevrilmesi konusuna kadar bunun pek çok örneğin sayılabileceğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Bizim düşmana karşı verdiğimiz mücadele vatan topraklarıyla birlikte tüm kutsallarımızı koruma mücadelesiydi. Bizim vesayete karşı verdiğimiz mücadele tarihimize, kültürümüze, değerlerimize sahip çıkma mücadelesiydi. Bizim darbecilere karşı verdiğimiz mücadele varlığımızın gayesi olan özgürlüğümüze, geleceğimize, haysiyetimize sahip çıkma mücadelesiydi. Bizim emperyalizme karşı verdiğimiz mücadele hakkı, adaleti, hukuku, hakkaniyeti üstün tutma, insanlığımızı koruma mücadelesiydi. Hangi unvanı taşırsak taşıyalım, hangi görevde bulunursak bulunalım amacımız buydu. Bugün de aynı mücadeleyi veriyoruz. Yarın da inşallah aynı yolda yürümeyi sürdüreceğiz." "Türkiye'nin son 19 yılı yeni bir safhaya geçişin sembolü" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 19 yılının Cumhuriyet tarihinin de ötesine geçen kadim bir mücadelede yeni bir safhaya geçişin sembolü olduğunu vurgulayarak, ülkede sadece demokrasiyi güçlendirmekle, sadece hak ve özgürlükleri genişletmekle kalmadıklarını aynı zamanda asırlık özlemleri de dindirdiklerini söyledi. Attıkları her adımla bu ülkenin insanlarının inançlarıyla değerleriyle kültürleriyle vatan topraklarında var olma azminin asla bitmeyeceğini gösterdiklerini belirten Erdoğan, ülkede eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, şehircilikten spora kadar her alanda kurulan güçlü altyapıyla milleti hak ettiği hayat standartlarına kavuşturduklarını anlattı. "Aynı mücadeleyi ekonomide veriyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eğer artık Türkiye küresel krizlere karşı bu derece dayanıklıysa krizleri fırsata çevirme konusunda bu derece özgüven sahibiyse gerisinde işte bu güçlü altyapı vardır. Şimdi aynı mücadeleyi ekonomide veriyoruz. Aslında son 8 yıldır yaşadığımız her hadisenin bir tarafında ekonomi hep vardı. Gezi olayları sırasında ağaç bahanesiyle hedef alınan projelerimizi tüketmeyin, ekonomiyi çökertin kampanyalarını ekranları başında bizi izleyenlere söylüyorum, hatırlayın. O gün yine ekonomi demiyorlar mıydı? FETÖ ihanet çetesinin 17/25 Aralık'tan 15 Temmuz'a kadar başlattığı tüm darbe girişimlerinde ekonomimizi sinsice kıskaca alma çabalarını hatırlayın. Terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz sınır ötesi harekatları engellemek için uluslararası alanda ekonomimize kur ve faiz üzerinden kurulan kumpasları hatırlayın. Ülkemizin diplomatik ve güvenlik hassasiyetlerini savunduğumuz için ekonomimize mahvetmek amacıyla alenen savrulan tehditleri hatırlayın. Büyüme rakamlarımızla üretimimizle istihdamımızla ihracatımızla bütçe dengelerimizle tüm göstergeler ülkemiz bakımından küresel çapta bir başarıyı işaret ederken kurda yaşanan dalgalanmaları da bu çerçevede değerlendirmemiz gerekiyor. Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu." Erdoğan, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin faiz rakamları ile enflasyon rakamları arasındaki fark 10 katı bulmuşken, yaptıkları sınırlı faiz indirimlerinin bu tablonun gerekçesi olamayacağını vurgulayarak, "Amerika'ya bakın, Avrupa'ya bakın. Hepsinde durum bir felaket. Coğrafyamızdaki iki asırlık kavganın gerisinde ne varsa, bugünkü gelişmelerin gerisinde de o vardır. Cumhuriyetimizin bir asra yaklaşan tarihindeki kalkınma hamlelerimizin önünün kesilmesinin sebebi neyse, bu gelişmelerin sebebi de aynıdır." ifadelerini kullandı. "19 yıl önce göreve geldiğimizde faiz, enflasyon bu durumda değil miydi? Buydu" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Biz, aldığımız kararlarla attığımız adımlarla faizi de enflasyonu da ve hatırlayın 6 sıfırı attığımız zaman bana karşı çıkanlar 'Taksim Meydanı'nda anırırım' diyen köşe yazarları şimdi yine aynı şeyleri söylüyorlar. Anırdılar mı? Hayır. Ama bunlar şu anda hala köşe yazarı. Aynı şeyleri bunlar yine yazıyorlar. Anırsalar da anırmasalar da elhamdülillah biz doğru yoldayız. Çünkü faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar hükmü bize öyle sıradan gelen bir hüküm değil. Diğer ülkeler hayata geçirdiğinde alkışlanan her adım, Türkiye teşebbüs ettiğinde akıl dışı bir saldırıyla karşılaşıyor. Ülkemizin yatırımla, istihdamla, üretimle, ihracatla büyümesi yerine, sanayisiyle, teknolojisiyle, finansıyla, alt yapısıyla dışarıya bağımlı kalmasını isteyenler, var güçleriyle direniyor." Bu kadar altyapı, üstyapı çalışmalarıyla 19 yıldır bir mücadele verildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda attığımız adımları bir yere koymak mümkün mü? Havalimanları, 26 havalimanından 56'ya çıkarken artık Anadolu'dan evine yarım saat mesafede gidebilme imkanını yakalama lüksüne ulaşmış bir Türkiye varken, kimse bunu konuşmuyor. Türkiye büyüyor, kimse bu büyümeyi konuşmuyor. Sıkıntılar var ama unutmayın ki Allah'ın yardımı ve milletimizin ferasetiyle bu mücadeleden de alnımızın akıyla çıkacağımızdan ben şüphe duymuyorum." dedi. "Ey TÜSİAD ve yavruları, size sesleniyorum..." Erdoğan, daha önce vesayetin kirli oyunlarına, dün sınırlara dayanan terör örgütleri üzerinden gerçekleştirilmeye çalışılan karanlık senaryolara hangi inanç ve iradeyle direnildilerse bugün de ekonomide aynı mücadeleyi verdiklerini dile getirdi. Fiyat artışlarının, insanların günlük hayatları üzerinde yol açtığı sıkıntıyı elbette bildiklerini ifade eden Erdoğan, "Kurdaki dalgalanmanın, fiyatlar üzerinde oluşturduğu istikrarsızlığın ve bunun yol açtığı belirsizliklerin elbette farkındayız ama vesayete, terör örgütlerine, darbecilere, küresel güç baronlarına nasıl direndiysek, bunlara karşı da direneceğiz. Şimdi buradan sesleniyorum, çekinme yok. Ey TÜSİAD ve yavruları, size sesleniyorum, tek göreviniz var; yatırım, üretim, istihdam, büyüme. Siz bunda ne yapıyorsunuz? Önce onu ortaya koyun. Kalkıp da hükümete saldırmanın değişik yollarını, versiyonlarını aramayın, bizimle mücadele edemezsiniz. Sizin cinsinizi de cibilliyetinizi de gayet iyi biliyorum. Sizin derdiniz başka ama bizim derdimiz bambaşka. Biz, vatan sevgisiyle, millet sevgisiyle yürüyoruz. Siz ise 'Acaba biz bu hükümeti nasıl çökertir de isteyeceğimiz, sömüreceğimiz bir yönetimi iş başına getirtiriz.' bunun için gayret ediyorsunuz. Bu millet size bu fırsatı vermeyecek." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dün millet olarak kendi canımız ve kanımız pahasına, ülkemizin istiklalini ve istikbalini korumuştuk. Bugün de malımızla, paramızla aynı fedakarlığı yapacağız. Koronavirüs salgını esnasında bu söylediğim kurum, kuruluşlar acaba ne kadar milletin yanında yer aldılar? Acaba kaç tane hastane kurup da devlete yardım ettiler? Biz, en zor anda bile şehir hastanelerimizi kurduk. Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar bunları yaygınlaştırdık, acaba bunlar ne yaptı? Hiç." Türkiye'nin ekonomide olağanüstü hale ihtiyacı olabileceği değerlendirmesinin akıl karışıklığının ötesinde bir durum olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu ülkeyi, emperyalistlerin çizdiği haritaların cazibesine kapılıp bölmeye çalışanların silahlarından çıkan kurşunlara terk etmedik ve terk etmeyeceğiz. Bu ülkeyi 1 dolar karşılığında vatanlarını satanların ellerine de bırakmadık bırakmayacağız. İnşallah bu ülkeyi döviz kuru üzerinden yeniden şekillendirmek isteyenlere de teslim etmeyeceğiz. Bu vesileyle, sorunsuz açıklamalarla, milletimizi karamsarlığa sürüklemek, yalan yanlış haberler yayarak piyasaları korkutmak isteyenlere itibar edilmemesi gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum." ifadelerini kullandı. Hükümetin uyguladığı ekonomi politikasının, kur tarafındaki konjonktürel dalgalanmalar dışında tamamen belirledikleri doğrultuda ilerlediğinin altını çizen Erdoğan, Türk ekonomisinin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da serbest piyasa ekonomisi kurallarına uygun şekilde yoluna devam edeceğini kaydetti. "Döviz kurundaki istikrarı, piyasanın kendi işleyişi içinde sağlayacağız" Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Aynı şekilde kontrollü 'Kambiyo rejimi' gibi zırvalıkları gündeme getirenleri de asla masum görmüyoruz. Döviz kurundaki istikrarı, bu tür zırva yöntemlerle değil, piyasanın kendi işleyişi içinde sağlayacağız. Ekonomide bir kural vardır, dere yatağında akar ve bizim de şu anda takip ettiğimiz yol budur. Buradan tüm vatandaşlarıma, ekonomide verdiğimiz mücadelede devletlerinin ve hükümetlerinin yanında daha güçlü şekilde yer almaları çağrısında bulunuyorum. Geldiğimiz noktada sırf daha çok kazanç hırsıyla, fiyatları şişirmekle, stokçuluk yapmakla, dün ülkemizi darbe ile esir almaya çalışanlara destek çıkmak arasında bir fark kalmamıştır. Cuma gününden beri bir dedikodudur almış başını gidiyor. Pazartesi gününden itibaren, ciddi manada finans dünyasında sıkıntılar yaşanacakmış. Ya bunu ancak ihanet içinde olanlar söyler. 'Biz nasıl ayakta dimdik duracağız' demiyor, pazartesiden itibaren bu tür sıkıntıların olacağından bahsediyor. Bunlar aynı zamanda keramet ehli galiba. Merak etmeyin, böyle bir durum söz konusu değil, biz dimdik ayaktayız." Göreve geldiklerinde, Türkiye'nin IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu olduğunu hatırlatan Erdoğan, o dönem Merkez Bankası'nın döviz rezervinin 27,5 milyar dolar olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Başbakanlığım döneminde bu döviz rezervini 135 milyar dolara kadar çıkardık. Daha sonra bir düşüş yaşandı, yoktum. Cumhurbaşkanıydım. Daha sonra bir düşüş yaşandı, yoktum, Cumhurbaşkanıydım. Şimdi yeniden 100 milyar doların üzerine döviz rezervimiz çıkmış vaziyette. Toparlayacağız, daha yukarılara bu rakam çıkacak. Herhalde George, Hans bunlar gelip de bizim Merkez Bankamızın döviz rezervini yükseltmeyecek. Biz yükselteceğiz, bundan hiç endişeniz olmasın. Nasıl 27,5 milyar dolardan döviz rezervini alıp buralara getirdiysek şimdi yine aynı şekilde daha yukarılara bunu çıkaracağız ve çıkarıyoruz. Bizim kasamız boş değil, kasa mevcudumuz gayet iyi. Türkiye'ye karşı oynanan oyunun en etkili silahı haline gelen döviz kurunu dengeye oturtmak da fiyatları makul seviyede tutmak da bizim elimizdedir. Şayet bugün, her birimiz üzerimize düşeni yaparsak emin olun birkaç ay içerisinde çok daha güçlü, büyük, müreffeh Türkiye'nin kapılarının önümüze açıldığını göreceğiz. Biz buna yürekten inanıyoruz. Bize inanan, bize güvenen her vatandaşımızı da seferberlik ruhuyla ülkemizin gelecek yarım asrının, bir asrının belirleyicisi bu vizyona sahip çıkmaya davet ediyoruz."

2 yıl önce

PKK elebaşı Mustafa Karasu: CHP İYİ Parti ve HDP birleşip hükümeti indirmeli halk sokağa çıkmalı

AK Parti ve MHP'yi hedef gösteren Karasu 'İstediklerini yapamazlar. Bunlar yeni bir Türkiye yaratmak istiyorlar. Türk İslam sentezi diyolar. Halk ayağa kalkmalı sokaklara çıkmalı. CHP İYİ Parti HDP bunların harekete geçmesi gerekiyor.’ dedi. Türkiye’nin terörle mücadelesi sayesine ağır kayıplar veren örgütün elebaşı Karasu Rusya ve ABD'ye 'Bölgeyi uçuşa kapatın' çağrısı yaptı.

2 yıl önce

Türk Devletleri Teşkilatı ve Binali Yıldırım'dan Kazakistan açıklaması: Kazakistan Hükümetine ve halkına ihtiyaç duyabilecekleri desteği vermeye hazırız

Yıldırım açıklamasında şunları söyledi; Kazakistan’da bugünlerde yaşanan olayların ülkenin barış ve istikrarına zarar vermeyecek şekilde sonlanması en önemli beklentimizdir. Türk Devletleri Teşkilatı Aksakalları olarak kardeş Kazakistan ile güçlü dayanışmamızı belirtmek isteriz. Ülkede hayatın normale dönmesi hususunda her türlü katkıyı yapmaya hazır olduğumuzu belirtir, olaylarda hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileriz. Türk Devletleri Teşkilatı’ndan Kazakistan ile ilgili yapılan açıklama ise şöyle: Türk Devletleri Teşkilatı Üye Ülkeleri olarak, Kazakistan’daki son olaylar ışığında; Kazakistan’da barış ve istikrara verdiğimiz önemi vurguluyor ve Üye Ülkemiz Kazakistan’la güçlü dayanışmamızı ifade ediyoruz. Kardeş Kazak halkının sağduyusuna ve normale dönüş konusundaki arzusuna güveniyoruz. Kazak yetkililerin barışçıl bir şekilde gerginliğin giderilmesi, düzen ve sükunetin yeniden tesis edilmesi kapasitesine sahip olduğuna inanıyoruz. Kazakistan Hükümetine ve halkına ihtiyaç duyabilecekleri desteği vermeye hazır olduğumuzu beyan ediyoruz. Olaylarda hayatını kaybedenler için taziyelerimizi sunuyor ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.

2 yıl önce

Hacker topluluğu Anonymous, aralarında Rusya'nın ulusal haber sitesi Russia Today'in de yer aldığı birçok hükümet sitesine siber saldırı başlattı

ABC Net sitesinin haberine göre, Anonymous, RT.com'un yanı sıra Rus hükümetinin ve Savunma Bakanlığının sitelerine operasyon başlattı. İnternet korsanları, Twitter hesaplarından yaptıkları açıklamada, "Anonymous topluluğu Rusya ile resmi olarak siber savaş içerisindedir. #Anonymous #Ukraine" ifadelerine yer verdi. Grup, paylaşıma gelen yorumlar üzerine, "Mesajlarınızı okuyoruz. Ukrayna'yı desteklediğiniz için teşekkür ederiz. Birlik olalım!" paylaşımını yaptı. Saldırılar, RT.com tarafından doğrulanırken bazı sitelerin yavaşladığı ve diğerlerinin "uzun süre boyunca" devre dışı bırakıldığı bildirildi.

2 yıl önce

Washington Post: ABD ve müttefikleri sürgündeki bir Ukrayna hükümetine hazırlanıyor

Gazetenin ABD ve Avrupa'dan yetkili kaynaklara dayandırdığı haberinde, Rusya ordusunun Ukrayna'da ilerleyişini sürdürerek ülkede işgale karşı kanlı ve uzun bir isyana zemin hazırlayacağına inanıldığı ifade edildi. ABD'nin Ukrayna'ya sağladığı silah yardımlarının bu uzun dönem için hayati önemde olduğu değerlendirilen haberde, ABD Dışişleri Bakanlığı ile Pentagon'un, Rusya güçlerinin Kiev'i tamamen ele geçirme ihtimaline karşı Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile kabinesinin kaçışı üzerine planlar yaptığı kaydedildi. Haberde, ismi gizli tutulan bir yetkilinin, "Zelenskiy'in Polonya'da sürgündeki bir hükümet kurduğu bir senaryo da dahil olmak üzere, şu anda her olasılık için acil durum planlaması yapıyoruz." ifadesine yer verildi. Zelenskiy'in bu süreçte ABD'li yetkililerle daha güvenli bir yere geçmesi konusunu görüştüğü, Kiev'in düşmesi durumunda güvenlik ekibinin Zelenskiy'i ve kabine üyelerini hızlıca yeniden başka bir noktaya yerleştirmeye hazır planlarının olduğunu belirttiği aktarıldı.

2 yıl önce

Pakistan Başbakanı İmran Han, dışarıdan fonlanan komplonun hükümeti devirmeye çalıştığını açıkladı

Pakistan Başbakanı İmran Han, ülkesinin bağımsız dış politikası sebebiyle muhalefet partilerinin güvensizlik oyu girişiminin hükümete karşı hazırlanan yabancı finansmanlı bir komplonun parçası olduğunu belirtti. Han, kendisine karşı parlamentoda düzenlenmesi planlanan güvensizlik oylaması oturumu öncesi başkent İslamabad'da 150 bin kişinin üzerinde katılımla miting düzenledi. Han, burada yaptığı açıklamada, dış politikalarının aylardır etkilenmeye çalışıldığını ve bu komplonun farkında olduklarını söyledi. Pakistan'ın bağımsız dış politikası sebebiyle muhalefet partilerinin güvensizlik oyu girişiminin hükümete karşı hazırlanan yabancı finansmanlı bir komplonun parçası olduğunu belirten Han, kimseye boyun eğmeyeceklerini ifade etti. Han, kendisine karşı toplanan muhalefete tepki göstererek, "Bize hangi yerden baskı yapılmaya çalışıldığını biliyoruz. Yazılı olarak tehdit edildik ama ulusal çıkarlarımızdan taviz vermeyeceğiz." dedi. Bahsettiği komploya dair ellerinde kanıt bulunduğunu belirten Han, yabancı komployla ilgili çok şey olduğunu ve bunların yakında paylaşılacağını söyledi. Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi de mitingde yaptığı konuşmada, Pakistan'a yönelik dış müdahalenin bulunduğunu ve bununla ilgili sonra konuşacağını belirtti. "GÜVENSİZLİK OYLAMASI" ÖNERGESİ Başbakan Han'a karşı güvensizlik oylaması oturumunun yarın başlaması öngörülüyor. Oturum, 3 veya 7 gün içerisinde sonuçlanacak. Muhalefet partileri, 8 Mart'ta Başbakan Han'a karşı "güvensizlik oylaması" önergesini Ulusal Meclis Başkanlığına sunmuştu.

2 yıl önce

Adı ‘tutturamayan anketçi’ye çıkan Özer Sencar, kadına şiddeti de hükümete bağladı

15 Temmuz darbe girişiminin hemen öncesinde yaptığı “Darbecilerin Yargılanmasını Doğru Buluyor musunuz? Darbe Olsa Sokağa Çıkar mısınız?” anketleri ile FETÖ adına nabız yokladığı iddia edilen Metropoll Araştırma’nın sahibi Özer Sencar, “istenileni verdiği” anketlerine devam ediyor. Darbe girişimi sonrası FETÖ’cü Enes Kanter’in babasıyla birlikte FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve serbest bırakılan Özer Sencar’ın, son dönemlerde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olması için yürütülen operasyonun anket ayaklarından olduğu iddia ediliyor. TÜRKİYE’DE KADINA ŞİDDET ANKETİ Sencar’ın sahibi olduğu anket şirketi MetroPOLL’ün “Türkiye’nin Nabzı Mart 2022” raporu araştırmasına katılan seçmenlerin yüzde 31,4’ü şiddetin, kadınlar için en büyük problem olduğunu belirtti. Araştırmada en fazla oyu alan bir diğer sorun ise eğitimsizlik oldu. KADINA ŞİDDETİN SORUMLUSU OLARAK HÜKÜMETİ GÖSTERDİ Metropoll’ün yaptığı araştırmaya katılan seçmenlerin yüzde 46’sı ise, kadınlara uygulanan şiddet ve ayrımcılıkta hükümetin çok sorumlu olduğunu söyledi. Kadına şiddet meselesinde hükümeti sorumlu tutan seçmen kitlesi ise HDP ve CHP ağırlıklı. HDP’nin seçmeninin yüzde 70,6’sı Türkiye’de kadına yönelik şiddette AK Parti hükümetinin çok sorumlu olduğunu savunuyor. Bu alanda HDP’nin hemen ardından yüzde 70 ile ana muhalefet partisi CHP’nin seçmen kitlesi geliyor. GERÇEK NE? Kadına şiddet meselesi ne yazık ki tüm dünyanın ortak sorunlarının başında geliyor. Türkiye’deki kadına şiddet istatistikleri ile Avrupa verileri karşılaştırıldığında pek çok Avrupa ülkesinin Türkiye’den önde olduğu görülüyor. “AB’de 15 yaşından büyük her 3 kadından 1’inin (yaklaşık 62 milyon) “partnerleri ya da üçüncü erkeklerin” fiziksel ya da cinsel şiddetine maruz kaldığı; yüzde 8’inin ise fiziksel ve cinsel şiddeti son 12 ayda gördüğü biliniyor.” AB’de kadının en çok şiddet gördüğü ülkeler Danimarka, Finlandiya ve İsveç. Kadına şiddetin en az olduğu ülkeler ise Polonya, Avusturya ve Hırvatistan. 28 AB üyesi ülke arasında 15 yaş ve üzerindeki kadınların şiddete maruz kalma oranları şöyle: Avusturya: Yüzde 20, Belçika; Yüzde 36, Bulgaristan: Yüzde 28, Kıbrıs: Yüzde 22, Çek Cumhuriyeti: Yüzde 32, Almanya: Yüzde 35, Danimarka: Yüzde 52, Estonya: Yüzde 33, Yunanistan: Yüzde 25, İspanya: Yüzde 22, Finlandiya: Yüzde 47, Fransa: Yüzde 44, Hırvatistan: Yüzde 21, Macaristan: Yüzde 28, İrlanda: Yüzde 26, İtalya: Yüzde 27, Litvanya: Yüzde 31, Lüksemburg: Yüzde 38, Letonya: Yüzde 39, Malta: Yüzde 22, Hollanda: Yüzde 45, Polonya: Yüzde 19, Portekiz: Yüzde 24, Romanya: Yüzde 30, İsveç: Yüzde 46, Slovenya: Yüzde 22, Slovakya: Yüzde 34, İngiltere: Yüzde 44… TÜRKİYE’DE DURUM Türkiye genelinde yaşamlarının herhangi bir döneminde cinsel şiddete maruz kalmış kadınların oranı yüzde 12, fiziksel şiddete maruz kalmış olanların oranı ise yüzde 36. En az bir kez evlenmiş ve yaşamının herhangi bir döneminde eşinden ya da birlikte olduğu kişiden şiddet gören kadınların oranı ise kentte yüzde 35, kırda yüzde 38… İstatistiklerin bölgelere göre dağılımı ise şöyle: Marmara: Yüzde 30, Ege: Yüzde 37, Batı Anadolu: Yüzde 42, Orta Anadolu: Yüzde 43, Akdeniz: Yüzde 37, Batı Karadeniz: Yüzde 34, Doğu Karadeniz: Yüzde 27, Kuzeydoğu Anadolu: Yüzde 39, Ortadoğu Anadolu: Yüzde 32, Güneydoğu Anadolu: Yüzde 33. KADES ETKİSİ Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde Türkiye’nin Avrupa ülkeleri tarafından örnek alınan ve Fransa’da uygulamaya başlanan KADES sayesinde oldukça yol aldığı biliniyor. Kadına şiddetle mücadelede önlemlerini artıran İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine gönderdiği genelge ile “5 milyon erkeğe eğitim verilmesi, elektronik kelepçe sayısının 1500’e çıkarılması, 5 milyon KADES uygulaması indirme sayısına ulaşılması, kadın konukevi sayısının arttırılması, 110 bin kolluk personeline eğitim verilmesi” gibi adımları da faaliyete geçirdi.

2 yıl önce

Faiz Sucuoğlu başkanlığında yeni hükümet kuruldu

KKTC'de Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Faiz Sucuoğlu başkanlığında yeni hükümet kuruldu.

1 2 3 4 5 6 7 8 9