06 Mayıs Pazartesi 2024
2 yıl önce

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten "27 Nisan e-muhtırası" değerlendirmesi: Hükümet, ilk defa Cumhuriyet tarihinde cevap verince bu siyasi hayatımız açısından bir dönüm noktası oldu

Çelik, 27 Nisan e-muhtırasına ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Muhtıra, geleneğinin son halkası olarak tarihteki yerini aldı." ifadesini kullandı. 27 Nisan'daki muhtıra girişiminin tam anlamıyla muhtıra olamadığını belirten Çelik, "İlk defa Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir hükümet, ona cevap verdiği için muhtıra olması için yapılan bu girişim bir kağıt parçasına döndü. Bu çok önemli bir şey bizim siyasi tarihimizde." diye konuştu. Türkiye'nin siyasi tarihinde genelde muhtıra verildikten sonra hükümetlerin bunu kabullendiğini ve siyasetin ayarının o muhtıranın kodları üzerinden belirlendiğini anlatan Çelik, sonrasındaki her siyasi gelişmenin de muhtıra kodları üzerinden değerlendirildiğini dile getirdi. Çelik, "Bir bakıma kerteriz noktasıydı muhtıralar sivil siyaset için. Sivil siyasetin bir bakıma DNA'sını, psikolojisini belirliyordu. İlk defa, Cumhuriyet tarihinde bir hükümet, o zaman Cumhurbaşkanı'mız Başbakan olarak bunu hükümetimiz geri çevirdi ve muhtıra olarak tarihe geçecek şey bir kağıt parçasına döndü." dedi. Sistemin eski dönemlerden beri, özellikle asker kökenli cumhurbaşkanlarını hükümetin üzerinde bir vesayet aracı olarak kullandığını, sonrasında da bunun başka ek mekanizmalarla desteklendiğini söyleyen Çelik, "Anayasanın üzerinde Milli Güvenlik Kurulu oluyordu, bunun yanı sıra yargının vesayeti, askerlerin gazetecilere verdiği brifing. O zamanlar o dönemdeki siyasi hayat şekillenirken neredeyse sivil siyaset diye bir şey kalmamıştı. Siyaset bu muhtıra siyasetinin sınırları içerisinde yaşayabilen, nefes alabilen bir varlık haline dönüşmüştü." değerlendirmesinde bulundu. AK Parti döneminde en çok vurgu yapılan kavramlardan birinin "sivil siyaset" olduğuna dikkati çeken Çelik, "Sivil siyasetin özerkliği, sivil siyasetin güçlendirilmesi, sivil siyasetin gücünün pekiştirilmesidir. Bu şu demekti, yani herhangi bir şekilde askeri bürokrasinin muhtıralar yoluyla siyaseti belirlemesi, ülkeyi yönlendirmesi gibi bir şey söz konusu olmasın diye. Bunlar tabii Türkiye'ye çok acılar ödetmiş, bedeller ödetmiş süreçlerdir." diye konuştu. 27 Nisan'daki teşebbüsün bir bakıma cumhurbaşkanlığı seçiminin kodlarını belirlemek üzere yapıldığını söyleyen Çelik, aynı günün gecesi buna bir cevap hazırlığının hemen başladığını anımsattı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın o gece telefonlara çıkmadığını ve bu durumun ertesi sabaha kadar çeşitli bahanelerle böyle devam ettiğini anlatan Çelik, ertesi gün, hükümet adına bir açıklama yapılacağı basına duyurulduktan sonra dönüş yapıldığını belirtti. "İLK DEFA CUMHURİYET TARİHİNDE BİR MUHTIRA AKAMETE UĞRAMIŞ OLDU" Muhtırayı yayınlayanların hükümetin buna cevap vereceğini hesap edemediklerini vurgulayan Çelik, "Neticede ilk defa Cumhuriyet tarihinde bir muhtıra akamete uğramış oldu. Dolayısıyla bir bakıma muhtıralar döneminin işte son halkası, kapanması gibisinden bir durum. Eğer hükümet cevap vermeseydi, bazen Amerikan Başkanları için 'topal ördek' ifadesi kullanılıyor ya, aslında bu, hükümetleri sakatlayan, hükümetleri gerçek bir hükümet olmaktan çıkaran birtakım saldırılar olarak bu muhtıralar her zaman gündeme gelmiştir." ifadesini kullandı. Çelik, muhtıranın kabul edilmesi ve cevap verilmemesi halinde cismen var olan hükümetin siyaseten yok hükmünde olacağını belirterek şöyle devam etti: "Zaten bu hale getiriyorlardı, bu şekilde önce bir şekilde bir tavır koyuyorlar, ondan sonrasında Cumhuriyetin tehlikede olduğunu, işlerin çok kötüye gittiğini, büyük bir güvenlik tehdidi olduğunu, olaya el koymak gerektiğini, basının da desteğini yanlarına alarak ifade ediyorlar. Ondan sonra hemen organize bir şekilde birtakım başka kurumlardan açıklama yapılmaya başlanılıyor. Bir bakmışsınız olmayan bir şey yüzünden ülke büyük bir stresin içerisine girmiş ve bütün kurumların okları kendi amirleri durumundaki hükümete çevrilmiş. Böylesine kaotik, böylesine amorf, şekilsiz, ilkesiz bir süreç üretiyorlardı. 27 Nisan'da tekrar bunu yapmaya çalıştılar, 'cumhurbaşkanı şöyle olmalı, birtakım kaygılarımız var bu konularda' dediklerinde hükümet, ilk defa Cumhuriyet tarihinde cevap verince bu siyasi hayatımız açısından bir dönüm noktası oldu. Bence demokrasinin Türkiye'de yerleşikleşmesinin önemli dönüm noktalarından bir tanesidir." AK Parti Sözcüsü Çelik, daha önce katıldıkları bir MKYK toplantısında söz aldığını hatırlatarak şunları kaydetti: "'Bugün çok önemli bir gün' demiştim. Sebebi şu ilk defa dikkatimi çekti, o dönemi kastederek söylüyorum, iktidar partisinin MKYK'sini izleyen gazeteci sayısı Milli Güvenlik Kurulunu izleyen gazeteci sayısından daha fazla. Çünkü o zaman hatırlayın, şimdi bunlar geride kaldığı için iyi hatırlanmıyor, Türkiye nefesini tutuyordu her ay, Milli Güvenlik Kurulundan Milli Güvenlik Kurulu'na yaşıyordu. Milli Güvenlik Kurulundan hükümete nasıl bir talimat çıkacak, nasıl bir posta koyulacak gibisinden, dolayısıyla orada milli güvenlik dışında sadece seçilmiş sivil hükümete karşı kısıtlamaların ve yönlendirmelerin konuşulduğu bir mekanizma söz konusu oluyordu. İşte en son 27 Nisan'da buna teşebbüs edildi orada cevap verince de o bir muhtıra olmak üzere kurgulanmış o teşebbüs kağıt parçasına döndü."

1 yıl önce

PKK'lı vekil İsveç'te hükümetten desteğini çekti

Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte Avrupa'da güvenlik konseptinde köklü değişiklikler yaşanıyor. Yıllarca NATO ve Rusya arasında tarfsız kalan Kuzey ve Doğu Avrupa ülkelerinde NATO'ya üyelikler gündeme geldi. Bu ülkelerden Finlandiya ve İsveç ise iç prosedürlerini geçerek üyelik için resmi başvurularını yaptı. NATO başvurularına Türkiye'nin tepkisi Bu gelişmeden sonra Rusya'dan daha çokTürkiye'nin tepkisi gündem oldu. Türkiye en yüksek perdeden bu iki ülkenin PKK'ya verdikleri açık destek nedeniyle NATO üyeliklerine karşı çıktı ve veto hakkını kullanacağını açıkladı. Türkiye'ye olumlu mesajlar içerde desteğinden etti Birlik içinde krize neden olan Türkiye'nin bu çıkışından sonra ise başta ABD olmak üzere söz konusu ülkelerden art arda olumlu açıklamalar geldi. Türkiye'nin güvenlik endişelerini karşılamak için ellerinden geleni yapacaklarını açıklayan İsveç'te Magdalena Andersson hükümeti ise Türkiye'ye olumlu mesaj verirken içerde destek kaybetti. PKK'lı vekilin desteğini kaybetti İsveç parlamentosunda, Türkiye'nin de iadesini istediği İran asıllı PKK/YPG'li terörist vekil Amineh Kakabaveh hükümetten desteğini çekti. Kakabaveh, buna gerekçe olarak ise kendisine Suriye ve Irak'ın kuzeyindeki Kürt oluşumlarına destek sözü verildiğini, son dönemde ise bu sözlerin yerine getirilmediğini söyledi. Magdalena Andersson hükümeti 2021 kasım ayında yapılan güven oylamasını 1 oy ile kazanmıştı.

1 yıl önce

İsveç medyası teröre destek veren hükümete yüklendi: NATO'ya giremezsek sorumlusu hükümet olacak

İsveç'in NATO üyeliği başvurusu ile ilgili tartışmalar devam ederken ülke medyası, İsveç hükümetinin, terör örgütü PKK/YPG ile iş birliğini mercek altına aldı. İsveçliler de sosyal medyada hükümetin politikalarını eleştirdi. İsveç'in NATO üyeliği başvurusu konusundaki tartışmalar devam ederken, Expresen Gazetesi, İsveç başbakanı ile terör örgütü PKK/YPG’ye desteği ile bilinen bir milletvekilinin ilişkisine yer verdi. Gazete, mevcut İsveç Başbakanı Magdalena Andersson'un, başbakan olabilmesi için parlamentodan yeterli oyu, terör örgütü destekçisi vekil Amineh Kakabaveh ile yaptığı anlaşma sayesinde aldığına dikkati çekti. Haberde bu durumun Türkiye’nin gözünden kaçmadığı belirtildi. "NATO ÜYELİĞİ GERÇEKLEŞMEZSE BUNUN SORUMLUSU İSVEÇ HÜKÜMETİ" İsveç’in Dagens industri gazetesi de, Sosyal Demokratlar partisi ile Kakabaveh arasında kriz çıktığını duyurdu. İsveçliler ise sosyal medyada hükümetin politikalarını eleştirdi. Sosyal medyada paylaşılan mesajlarda, NATO üyeliği gerçekleşmezse, bunun sorumlusunun İsveç hükümeti olacağı vurgulandı.

1 yıl önce

Yunan milletvekili hükümeti uyardı: “Tarihten ders almalıyız”

Yunanistan MeRA25 Partisi Milletvekili Kleon Gregoriadis, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda Miçotakis Hükümeti'ne uyarılarda bulundu. "Bu yıl 'Küçük Asya Felaketi'nin 100. yıldönümü. Millet olarak tarihten ders almalıyız. Büyük Güçler, küçükleri alet ediyor, neden olabilecekleri acıyı umursamadan küçükleri kendi çıkarları için kullanıyor" diyen Gregoriadis, şöyle devam etti: "Nasıl ki 1922'de Büyük Güçler, Yunanistan'ı, Atatürk'ün askerlerine karşı Osmanlı'nın petrol zengini bölgelerini arsızca ele geçirmek için kabaca kullanmışlarsa, şimdi de bizi çıkarları için kullanıyorlar. Amerikan askerleri Girit, Dedeağaç, Larissa ve diğer bölgelere yerleşiyor. Açıkça söylemek gerekirse şu anda Yunanistan, büyük bir Amerikan üssüne dönüştü. Yunanistan'ın, Amerikan üssüne dönüşmesi gerçeğini kabul edilebilir kılmak için sözde 'koruyucu' olarak ülkemize yardım edeceğini söyleyerek vatandaşları korkutuyorlar."

1 yıl önce

Avrupa'da parlamenter sistem çıkmaza girdi! İtalya, İsrail, Hollanda, İsveç ve İspanya'da; koalisyon hükümetleri dağılıyor ve başbakanlar istifa ediyor

Türkiye'de 16 Nisan 2017'de gerçekleşen Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildi ve koalisyon hükümetleri son buldu. Avrupa'da ise parlamenter sistemde sıkıntılar yaşanıyor. İtalya, İsrail, Hollanda, İsveç ve İspanya'da; koalisyon hükümetleri dağılıyor ve başbakanlar istifa ediyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sürecinde önemli çalışmaları olan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Avrupa'da ise parlamenter sistemde sıkıntılar yaşanıyor. İtalya, İsrail, Hollanda, İsveç ve İspanya'da, koalisyon hükümetleri dağılıyor ve başbakanlar istifa ediyor. "KARAR ALMADA GECİKME KARAR ALMA YETERSİZLİKLERİNİ DOĞUYOR" Sabah'ın haberine göre Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, son dönem dünyanın yaşadıklarının parlamenter sistemin zafiyetlerini iyice açığa çıkardığını söyledi. Uçum; "Koalisyon hükümetlerinde parçalı yürütme farklı siyasi ajandalar yüzünden çatışma üretir. Karar almada gecikme bir yana karar alma yetersizlikleri doğuyor. Tüm bunların hükümet krizleri doğurması da kaçınılmaz oluyor" dedi. "İTALYA PARLAMENTER SİSTEMİN ZAAFLARINI GİDERMEK İÇİN ÇOK ÇEŞİTLİ YÖNTEMLER DENİYOR" Mehmet Uçum şunları söyledi: "Parlamenter sisteme sahip ülkelerin yaşadıkları hükümet krizleri süreci kaçınılmaz olarak yapısal bir tartışmaya götürüyor. Zaten İtalya yıllardan beri parlamenter sistemin zaaflarını gidermek için çok çeşitli yöntemler deniyor. Fransa'da başbakanlık kurumunun gereksizliği artık çok daha kabul gören bir teze dönüşüyor." "İNGİLTERE VE ALMANYA'DA HÜKÜMET EDEMEME SORUNLARI OLAĞAN GÜNDEMLERE DÖNÜŞÜYOR" "Parlamenter sistemin örnek ülkeleri olarak gösterilen İngiltere ve Almanya'da uzun süre hükümet edememe veya uyumlu hükümet edememe sorunları olağan gündemlere dönüşüyor. Tüm bunlar parlamenter sistem bu yüzyılın dinamiklerine ve ihtiyaçlarına uygun olmadığını ortaya koyuyor. Türkiye 16 Nisan 2017 referandumu ve 24 Haziran 2018 seçimiyle Başkanlık sistemine geçerek çok önemli bir reform yaptı. Başkanlık reformu ülke liderimiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hakikaten büyük liderliğiyle birleşince Türkiye son dört yılda yaşadığı birçok soruna rağmen çok başarılı süreçler yönetiyor, dünya çapında oyun kurucu ülke haline geliyor." "SEÇMEN İRADESİ HÜKÜMET KURMAYA DOĞRUDAN ETKİ ETMİYOR" "Başlıca iki sebepten söz edilebilir. Birincisi sistemden kaynaklı yapısal sorunlar. İkincisi içinde bulunduğumuz dönemin özelliklerinin sistem zafiyetlerini daha belirgin hale getirmesi." "Parlamenter sistemin yapısal sorunlarının başında seçmen iradesinin hükümet kurmaya doğrudan etki etmemesi geliyor. Parlamenter sistemde seçmen oy kullandığı gün kimin hükümet olacağını bilemiyor. Çok güçlü adaylar olsa bile parlamento aritmetiği belli olmadan hükümete ilişkin bir kanaat oluşmuyor. Seçimlerden sonra da eğer tek başına hükümet olacak çoğunluğu sağlamış bir parti çıkmazsa o zaman koalisyon görüşmeleri adeta bir maraton gibi başlıyor. En olağan koşullarda bile koalisyon müzakereleri halkın tercihinden bağımsızlaşıp siyasi partilerin kendi ajandalarının pazarlığına dönüşüyor. Böyle olunca da sorun çözme kapasitesi düşük hükümetler çıkıyor. Bu da hükümetlerle ilgili ya kuruluşta ya devamlıkta krize neden oluyor." "KARAR ALMADA GECİKME KARAR ALMA YETERSİZLİKLERİNİ DOĞURUYOR" "İkinci yapısal sorun parlamenter sistemin yürütme gücünün parçalı olması. Bu parçalı olma hali tek parti hükümetlerinde de vardır. Her bakanlık ayrı bir güçtür. Bakanlıklar arası çekişme bitmez. Karar alma süreçleri uzar. Koalisyon hükümetlerinde ise daha vahim bir durum olarak parçalı yürütme farklı siyasi ajandalar yüzünden çatışma üretir. Karar almada gecikme bir yana karar alma yetersizlikleri doğuyor. Tüm bunların hükümet krizleri doğurması da kaçınılmaz oluyor." İTALYA'DA PARLAMENTO FESHEDİLDİ, ERKEN SEÇİME GİDİLİYOR İtalya'da Başbakan Mario Draghi, 21 Temmuz 2021'de görevinden istifa etti. Başbakan Draghi, liderlik ettiği koalisyondaki 3 partinin hükümetine parlamentoda destek vermemesi sonrasında istifasını Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella'ya sundu. İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, Başbakan Mario Draghi'nin istifasıyla sonuçlanan hükümet krizinin ardından parlamentoyu feshederek 70 gün içinde erken genel seçimlerin yapılacağını bildirdi. İtalya'da Giuseppe Conte'nin liderlik ettiği koalisyon hükümetinin 2021 Ocak ayında bozulmasıyla başlayan hükümet krizi 67. hükümetin kurulmasıyla sona ermişti. Mario Draghi 12 Şubat 2021 tarihinde hükümeti kurmuştu. İSRAİL 5. DEFA SEÇİME GİDİYOR İsrail'de 2019'dan bu yana 4 defa seçim yenilendi. Meclis'te oylama krizi yaşandı. İsrail Meclisi, 1 Kasım 2022 tarihini erken seçim tarihi olarak onayladı. HOLLANDA'DA 299 GÜN SONRA HÜKÜMET KURULDU Hollanda'da 15-17 Mart 2021'de düzenlenen genel seçimden 299 gün sonra hükümet kuruldu. Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD), Hristiyan Demokratlar Birliği (CDA), Demokrat 66 (D66) ve Hristiyan Birlik Partisi'nden (CU) oluşan dört partili yeni koalisyon hükümeti 10 Ocak 2022 tarihinde göreve başladı. Hollanda'da 15 Mart 2017'de düzenlenen erken genel seçimden 225 gün sonra da hükümet kurulmuştu.

1 yıl önce

CHP, hükümetin sosyal konut projesine de ‘hayır’ dedi

Cumhuriyet tarihinin en büyük konut projesi hayata geçirildi. "İlk Evim, İk İş Yerim" adlı projeye ilgi ilk dakikalardan itibaren yoğun oldu. Başvuru sayısı şimdiden 1 milyonu geçti… CHP’nin canını sıkıldı Türkiye’nin umutla beklediği bu proje, yine birilerinin canını sıktı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından art arda tweet’ler attı, projeden rahatsızlığını dile getirdi. “Konut meselesi gündemde. Defalarca ısıtılıp ısıtılıp insanımızın önüne konmuş bir proje.” diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Bu proje bitmeyecek” “Yıllardır aynı hikaye. Erdoğan, biliyorum seçim öncesi para toplamak için yapıyorsun bunu. Ben sosyal devletin savunucusu olarak sosyal konutların yaygınlaşmasını canıgönülden istiyorum. Sana inanalım istiyorsan, bu işe müteahhitlerin girmesi için Hazine'den gelir güvencesi ver. Beşli çeteleri semirttin, asıl fakir fukaranın konutu için garanti ver. Vermezsen, sen de biliyorsun ki bu proje bitmeyecek. Gerçi alışkınsın sen boş toprağa yalandan beton harcı dökmeye…” “Banker Erdoğan mısın sen?” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı suçlayıcı ifadeler kullanan Kılıçdaroğlu, “Ben de buradan taahhüt ediyorum, biz iktidara geldiğimizde bu garantilerin arkasında duracağız. Erdoğan garanti vermezsen, bu proje bir Banker Yakup zihniyetinden ibarettir. Topla paraları fakir fukaradan, seçim sürecini finanse et. Banker Erdoğan mısın sen? Yeter be adam!” dedi.

1 yıl önce

Hükümetin projelerini sızdıran Kılıçdaroğlu ifşa oldu! Köstebekleri tespit edildi...

Hükümetin dar gelirliler başta olmak üzere toplumun her kesimine yönelik attığı ve önümüzdeki süreçle ilgili planlamalarının, kamuoyuna duyurulmasından önce CHP tarafından sahiplenilmesi, kamudaki köstebek bürokrat tartışmalarını yeniden alevlendirdi. superhaber.tv’nin haberine göre; Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) borçlarının faizlerinin silinmesi, icralık borçların tahsilinden vazgeçilmesi, araç alımında ÖTV indirim yapılması planı ve gençlerin bilgisayar ve cep telefonu alımında vergi indirimi yapılması gibi yeni projeler, hükümetten önce CHP tarafından açıklanarak sahiplenildi. Hükümet, diğer bazı projeleri de olgunlaştırıp kamuoyuna duyurmadan önce, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından gündeme getirildi. HAVUZDA BEKLEYEN ESKİ BÜROKRATLAR Edinilen bilgilere göre; her bakanlık kendi çalışmasını büyük bir gizlilik içinde yürütmesine rağmen, sızmaların önüne geçemedi. Bunun üzerine bakanlıklar bünyesinde bilgilerin kim tarafından sızdırıldığına yönelik araştırmaların yapıldı ve köstebekler tespit edildi. Bu kişilerin halen "kızak kadrolar" olarak bilinen ve havuzda bekleyen bazı eski bürokratlar olduğu belirtildi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun iddia ettiği gibi "Halen aktif görevde bulunan" bürokratlardan bir sızıntı olduğu tespit edilemedi. Bilgi sızdırdığı tespit edilen eski bürokratlardan bazılarının "Müşavir" kadrolarında görev yaptıkları, bir aktif görevleri bulunmadığı öğrenildi. "ÇAKILI KADRODA GÖREV YAPIYORLAR" Bu kişilerle ilgili herhangi bir yasal bir işlem ise yapılamıyor. Bilgi sızdırılan bakanlıklardaki kaynaklar, "Kanun gereği devlet sırrı niteliğinde olmayan bilgi sızdırılmadıkça bir işlem yapılamaz. Çakılı kadroda görev yapıyorlar. İşten atamazsın, ceza veremezsin" dedi. Bakanlıklardaki aktif bürokratlar ise bundan sonraki çalışmalarla ilgili olarak bilgi sızmaması için, "dikkatli olmaları" konusunda uyarıldı. Çalışmaların daha dar bir kadro ile ve titiz bir şekilde yürütülmesi istendi. BOZDAĞ DA KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ GÖSTERMİŞTİ Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun "Köstebeklerim var. Hükümetin içinde bürokratlar bize bilgi aktarıyorlar" sözlerine tepki göstermişti: "Hükümetin alın teriyle ürettiği projeleri, ürettiği eserleri, aldığı kararları kimi bürokrasi içerisindeki ahlak yoksunu kişiler alıp bunu hırsızlık malı olarak çalıyorlar Sayın Kılıçdaroğlu'na götürüyorlar. O da hırsızlık ürününü satın alıyor oradan siyasi kazanç hesabıyla bunu Türkiye'ye servis ediyor. Siyaseten bile olsa hırsızlık malını satmak, siyasi kazanç elde etmek ahlaki mi? Bunun adı kapkaç siyasetidir. Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye'ye kapkaç siyaseti anlayışını da böylelikle kazandırmış oldu. Bürokrasi içerisindeki taraftarları oradan projeyi kapıp kaçırıyorlar, bu da kapıp kaçırılan projeleri öz malı gibiymiş gibi satıyor."

1 yıl önce

Almanya’da hükümetin enerji politikaları protesto edildi

Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte derinleşen küresel enerji krizi kış gelmeden Avrupa'yı etkilemeye başladı. Kara kış hazırlıkları yapılan ülkelerde halk yönetimlerin enerji politikalarından rahatsız. Bu kapsamda Almanlar sokağa döküldü. AA'nın haberine göre başkent Berlin'de Federal Meclis önünde toplanan binlerce Almanya’da İslam ve göçmen karşıtı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) taraftarı parti temsilcilerinin yaptığı konuşmaların ardından şehir merkezinde yürüyüş gerçekleştirdi. “Soğuk odalar yerine sıcak bir sonbahar” Göstericiler, üzerinde “Önce ülkemiz”, “soğuk odalar yerine sıcak bir sonbahar”, “Amerika evine git, önce ülkemiz”, “Kim üşümek istemiyorsa, silah sağlamamalı”, “Siz devlet düşmanısınız” yazılı pankart ve dövizler taşıdı. Eylemde “(Almanya Başbakanı Olaf) Scholz gitmeli”, “Bizim sokaklar bizim ülkemiz”, “Direniş” ve “Ülkeyi sevmeyen terk etsin” şeklinde sloganlar atıldı. "Rusya'ya yaptırımlar kaldırılsın" AfD Eş Başkanı Tino Chrupalla burada yaptığı konuşmada, Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımların kaldırılmasını isteyerek, “Rusya'dan ucuz gaz alırsak gaz fiyatı normale döner.” dedi. Ekonomi Bakanı Robert Habeck’in istifa etmesini isteyen Chrupalla, “Habeck Rusya’ya ekonomik savaş açtı.” ifadesini kullandı. Chrupalla, aslında Habeck’in kendi halkıyla savaştığını savunarak, Yeşiller Partisinin ülkenin fakir ve zayıf olmasını istediğini ileri sürdü. Polis müdahale etti Rusya bayraklarının da taşındığı gösteriye bazı AfD’li milletvekilleri de katıldı. Öte yandan AfD’nin düzenlediği gösteriye sol gruplar, sendikalar ve sivil toplum kuruşlarından oluşan inisiyatif karşıt gösteriler yaptı. AfD’nin yürüyüş güzergahında oturma eylemi yapmak isteyenlere polis müdahale etti. Alman medyasında gösteri sırasında gazetecilere saldırıldığı bilgisi yer aldı.

1 2 3 4 5 6 7 8 9