03 Mayıs Cuma 2024
2 yıl önce

Fırat Tanış'tan Ekrem İmamoğlu'nun 'Tiyatro Oynamaya Kalkmasınlar' İfadelerine Sert Tepki

İBB başkanı Ekrem İmamoğlu seçildiği günden bu yana İstanbul’a bir çivi dahi çakmamış, her defasında projelerin AK Parti tarafından engellendiği yalanına sığınarak köşeye sıkıştığında parmak sallamayı marifet saymıştı. Ekrem İmamoğlu, "Bana bütçe dersi vermeye kalkmasınlar akıllarını başlarından alırım. 16 milyon aklınızı başınızdan alır" dedi. İmamoğlu, “İstanbullunun 300 tane yeni metrobüs hattındaki otobüsle buluşmasını 1.5 senedir engellemiş oldular. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde tiyatro mu oynadı.” Fırat Tanış İmamoğlu’na kapak niteliğinde cevap geldi. İmamoğlu'nun İstanbul'da yapımı onaylanmayan projeler için 'Tiyatro oynamaya kalkmasınlar' ifadesine Tanış 'Ahlaksızlığı tiyatro sanatıyla tarif eden siyasi iradeden kültür sanat politikası üretmesini bekliyoruz' sözleriyle tepki verdi.

2 yıl önce

Bilecik Belediyesi’ndeki rüşvet skandalında pes dedirten savunma! Selçuk Erdağı’nın ifadesi ortaya çıktı…

Bilecik Belediyesinde 320 Bin dolarlık rüşvetin 200 Bin dolarını nakit alırken polis tarafından basılarak suçüstü yakalanan CHP’li Belediye Başkanı Semih Şahin’in danışmanı Selçuk Erdağı’nın ifadesi ortaya çıktı. Rüşvetçi danışman, paranın rüşvet olmadığını kendisine müteahhit tarafından verilmek istenen hizmet bedeli olduğunu söyledi. İfadesinin devamında ise, Belediyede görevli olmadığını söyledi. Bilecik’te iş merkezi ve AVM inşası ihalesini alan ve işi zamanında teslim etmek için Belediyeye giden müteahhitten, CHP’li Başkan Semih Şahin’in yakın arkadaşı ve danışmanı, KAYI A.Ş’nin Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Erdağı tarafından rüşvet istendiği ortaya çıkmış ve KOM ekiplerinin yaptığı baskınla Erdağı, müteahhitten 320 Bin dolarlık rüşvetin 200 Bin dolarını nakit alırken suçüstü yakalanmıştı. Kelepçelenerek gözaltına alınan Erdağı, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. “RÜŞVET DEĞİL ARACILIK BEDELİ” DEDİ Belediyedeki odasında seri numaraları alınmış olan 200 Bin dolarla suçüstü yakalanan Erdağı verdiği ilk ifadelerde, rüşvet görüşmelerini kendisinden habersiz kaydedilmesinin suç olduğunu belirterek bahse konu olan 200 Bin Doların rüşvet olmadığını, ilgili müteahhit firmanın bu parayı kendisine belediyedeki iş ve işlemlerini takip etmesi için “hizmet bedeli” olarak vermek istediğini söyledi. “CAYMASINLAR DİYE ALDIM GERİ VERECEKTİM” Çelişkili ifadeler vermeyi sürdüren CHP’li danışman Selçuk Erdağı, müteahhitten istediği 320 Bin dolar ile ilgili olarak, “AVM’ye talip olan firma daha önce satıştan caydığı için bu kez kendilerinden belirli bir miktar emanet para getirmelerini istedim. Bu paraları satışın gerçekleşmemesi halinde iade edecektim” diyerek kendisini savunmaya çalıştı. “YAZI BENİM EL YAZIM AMA NEDEN YAZDIĞIMI HATIRLAMIYORUM” Belediyede gerçekleştirilen Rüşvet pazarlıkları sırasında işini garantiye almak ve arkasında delil bırakmak istemeyen Selçuk Erdağı, muhatapların telefonlarını dahi toplattığı ortaya çıkmıştı. Buna rağmen, yine de tedbirli davranan Erdağı, istediği rüşvet rakamlrını söylemek yerine kağıtlara yazarak veriyordu. Emniyete verilen ve üzerinde çeşitli rakamlar yazan kağıt parçaları ile ilgili olarak da ifade veren Erdağı, “O kağıtlardaki yazılar benim el yazılarım, kabul ediyorum ama neden yazdığımı hatırlamıyorum” dedi.

2 yıl önce

Avrupa’da ifade özgürlüğü var mı? Alman DW ‘yok’ diyen gazeteciyi kovdu…

Filistinli gazeteci Maram Salem'in işine, Yahudi karşıtı olmakla suçlanmasının ardından Alman medya ağı Deutsche Welle (DW) tarafından son verildi. Ancak asıl gerekçe, gazetecinin Avrupa'da ifade özgürlüğü olmadığını savunduğu sözleri. YAHUDİ KARŞITLIĞIYLA SUÇLANDI Almanya'da bir gazeteci, Salem'i ve meslektaşlarını Yahudi düşmanlığı ve İsrail karşıtı olmakla suçlayan bir rapor yayınladı. İddialar, Facebook'ta yayınlanan yorumlara dayanıyordu. Çalışanlarının kişisel sosyal medya profillerini inceleyeceğini duyuran DW, ardından da işten çıkarılmalarına yönelik karar aldı. İSRAİL'İN ADI BİLE GEÇMİYOR Filistinli gazeteci, anti-semitizm iddialarına yol açan gönderide Yahudilerden veya İsrail'den hiç bahsedilmediğini, yalnızca Avrupa'daki ifade özgürlüğüne yönelik tehdide değindiğini söyledi. SÖZDE ÖZGÜRLÜK SAVUNUCUSU Filistinli kimliği nedeniyle hedefe konulduğunu belirten gazeteci, "Özgürlük çağrısı yapan uluslararası bir medya şirketinin Avrupa'da ifade özgürlüğünü eleştirdiği için bir çalışanını ihraç etmesi nasıl mümkün olabilir?" diye sordu.

2 yıl önce

Suriyeli polis yalan çıktı! Programda yemin etti ifadesinde çark etti

Bir televizyon kanalında yayınlanan 'Canlı Masa' programına konuk olan THEMİS Araştırma Başkanı Koray Yücel, yaptığı skandal açıklamalarla kamuoyunu yanıltarak neredeyse toplumsal bir infiale neden oluyordu. Yücel, programda yaptığı açıklamada, ülkemizde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan bir kimsenin emniyet teşkilatında görev alamayacağını bildiği halde trafikte Suriye vatandaşı bir polisle diyaloğa girdiğini iddia etti. "SURİYELİ TRAFİK POLİSİ" GÖRDÜM YEMİN EDERİM Koray Yücel, programda defalarca yemin ederek "Suriyeli Polis" ile aralarında geçen diyaloğunu anlattı. Yücel, "Trafik polisinin yanında durdum. Yemin ederim Suriyeli çıktı. Sordum. Hayrola siz nerelisiniz dedim? Suriyeliyim abi dedi. Görmesem bende inanmam. Aksanından yabancı olduğunu anladım. Camı açtım eşimde yanımdaydı. Burada nerede otopark var dedim. Bana bozuk aksanı bir güzel tarif etti" şeklinde konuştu. İFADESİNDE ÇARK ETTİ Skandal açıklamalarının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "Suriyeli Polis" iddialarını ortaya atan Koray Yücel'in ifadesine başvurulmasını istedi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde ifade veren Yücel, "Katıldığım programda konu yabancı doktor atamalarından bahsediliyordu. Bende düşündüm ki yabancı uyruklu bir doktor, ögretmen vs. atanıyorsa, yine yabancı uyruklu bir polis de atanıyordur diye düşündüm. Herhangi bir infial yaratma kastım yoktu" diye kendini savunurken programda diyaloga geçtiği Suriyeli polisi hakkında beyanda bulunamadığı görüldü.

2 yıl önce

Alparslan Kuytul'un kurucu olduğu Furkan Vakfı’nda tecavüz iddiası… Mahkeme ifadeleri ortaya çıktı

Alparslan Kuytul ve liderliğini yaptığı Furkan Vakfı'nın yurtlarında çocuklara yönelik birçok cinsel taciz ve tecavüz olayı yaşandığı ortaya çıktı.  Oda TV’nin haberine göre; Bu yapıya yönelik 2018 yılında açılan dava dosyasında tecavüze uğrayan bir çocuğun annesinin de ifadesi yer aldı. ALPARSLAN KUYTUL GÖRÜŞMÜYOR İstanbul Sultangazi'de yaşayan Çilem A., Alparslan Kuytul'un liderliğini yaptığı Furkan Vakfı'na sempati duyduğu için çocuklarını bu vakfın Adana'daki yurtlarına gönderdi. Çilem A.'nın ifadesine göre çocuklarından birisi tecavüze uğradı. Bu olay dava dosyasında şu şekilde anlatılıyor: "Kendisinin yaklaşık olarak 1,5 yıldır İstanbul ili Sultanbeyli ilçesinde ikamet ettiğini, oğlu M.'yi Seyhan ilçesinde bulunan Furkan Vakfı'na ait Sadakat yurduna yerleştirdiğini, oğlu M.'nin diğer oğlu E.'yi yanında misafir olarak Sadakat yurduna götürdüğünü, sonrasında oğlu E.'nin Furkan Vakfı'nın himayesinde bulunan Sufa yurduna yerleştirdiğini, 2009-2012 yılları arasında oğlu E.'nin  bu yurtta kaldığını, 2012 yılında görevli polis memurlarının işyerine gelerek kendisini Çocuk Şube Müdürlüğüne götürdüklerini ve burada oğlunun kaldığı yurttaki çocukların cinsel istismara uğradıklarını öğrendiğini, burada oğlunun cinsel istismar olmadığına dair bilgi alınmasının yapıldığını, oğluyla sonrasında yaptığı konuşmada oğlunun yurtta iki çocuğun tacize uğradığını ancak kendisinin tecavüze uğradığını söyleyerek itirafta bulunduğunu, yurtta meydana gelen olaylarla ilgili olarak yurtta bulunan İzzet Taş, Erol Arduç, İbrahim Kılıç, Hasan Koyuncu, Sami Adıgüzel ve ismini hatırlamadığı vakıf ve yurt sorumlusu hocalarla görüştüğünü, bu şahısların bu konuyu inkar etmediğini, kendisinin Alparslan Kuytul ile görüşmek istediğini ancak görüşemediğini, Alparslan Kuytul'un kendisiyle görüşmek istemediğini söylediklerini, İzzet Daş'ın vakıf içerisinde hocalarda sorumlu olduğu, Erol Arduç'un Alparslan Kuytul'un sekreteri olduğunu, Mustafa Karalar'ın vakfın muhasebesine baktığını beyan ettiği." "CİNSİ MEYLİNDEN DOLAYI" Bir başka olayı da davada YÖZ10SÖ ismiyle gizli tanık olarak ifade veren kişi anlattı. Gizli tanık ifadesinde Furkan Vakfı'na ait Sadakat yurdunda yurt sorumlusunun yaptığı cinsel tacizi şöyle anlatıyor: "2006 yılında Sadakat erkek yurdunda Ferit isimli Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinden olan lise sorumlusu ve hocası olarak faaliyette bulunan şahıs S. isimli ortaokul talebesini gece kaldırıp, tuvalete göndermiş, elbisesini çıkarttırmış, idrar yapıp yapmadığını kontrol edeceğim diye onu soyundurmuş, bu tür şeyler birkaç kez tekrarlanmış, bu çocuğunun yurtta bulunan diğer hocalara bu durumu anlattığını biliyorum. Hasan Koyuncu, bunu yapan Ferit'i dövdü. Ferit isimli kişi cinsi meylinden dolayı bu çocuğa bu şekilde yaklaşmış. Bu olay resmi kayıtlara geçmedi. Daha sonra Ferit bu yurttan ayrıldı, gitti."

2 yıl önce

ABD'li üst düzey yetkili, Ersin Tatar için "cumhurbaşkanı" ifadesini kullandı

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ile görüşmesinin ardından basın açıklaması yapan Nuland, "Şimdi kuzeye gideceğim ve Cumhurbaşkanı Tatar ile biraz vakit geçireceğim." diye konuştu. Nuland, konuşmasının devamında, "Sanırım bir hataydı. Nasıl diyorum kendisine? Sayın Tatar. Evet, özür dilerim. Kıbrıs'a gelmeyeli uzun zaman oldu. Biz kendisinden Sayın Tatar diye bahsediyoruz." dedi.

2 yıl önce

İBB batma noktasında! Yasal borçlanma sınırlarını aşan İBB'nin borcunun 2022 sonu itibarıyla 98 milyar liraya çıkacağı ifade edildi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu seçim döneminde 'İBB'nin yeterli kaynağı var. Öz kaynakları ile belediyeyi rahatça yönetirim" ifadelerini kullanmıştı. Ancak göreve gelmesinin üzerinden daha 3 yıl geçmeden belediyeyi borç batağına soktu. İBB'nin 2021 yılı Faaliyet Raporu görüşmelerinde borç sorunu gün yüzüne çıktı. Sabah'ın haberine göre, İBB'nin borçlanma yasal sınırının aşılması ve borçlanma talepleriyle birlikte 2022 yılı sonu itibarıyla borcun 98 milyar liraya çıkacağı ifade edildi. İBB 2021 Yılı Faaliyet Raporu görüşmelerinde konuşma yapan İBB Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili M. Tevfik Göksu, İBB yönetiminin ihalelerde yaptığı usulsüzleri teker teker incelediklerini söyledi. Göksu şu ifadeleri kullandı: 'İSRAF DENİZİ' "1 Temmuz 2019 ve 31 Mart 2022'de İBB'de yapılan ihale sayısı 15 bin 876. Yüzde 11'ini açık yapmışlar. Geriye kalan yüzde 89, yani 14 bin 53 ihale ise kapalı kapılar arkasında yapılmış. 1 yılda 21B'den yaptıkları ihale sayısı 3 milyar. Asıl skandalı söylüyorum; 2021 yılı Denetim Komisyonu'nda 118 ihaleyi teker teker inceledik, 1 yılda 8 milyarlık ihaledeki yolsuzluk rakamı 1.5 milyar lira. Büyükşehir Belediyesi 25 yılda 28 milyar borçlanmış. 3 yılda getirdiğiniz kesinleşmiş borç, 58 milyar lira. Daha vahimini söylüyorum; 2022 yılı borçlanması İSKİ ve İETT ile birlikte yılsonu itibariyle 98 milyar 752 milyona çıkıyor. Tıkır tıkır işleyen İSKİ gibi bir kurumu 3 yılda 5.2 milyar lira borca soktunuz. Sadece popülizm yapmak için bir kurumu maalesef batırıyorsunuz. Sadece İETT'deki karabatak size tarihi vesika olarak yeter. Daha önce CHP İSKİ'den gitti, bu sefer İETT'den gidecek. İBB Başkanı, bu yolsuzluğa ortak değilsen, yüreğin yetiyorsa, raporu yargıya taşımanı bekliyoruz." İBB'de yatırımın bütçedeki payının yüzde 57'den yüzde 34'e düştüğünü belirten Göksu şöyle devam etti: "İBB 2021'de ilk defa eksi 4.5 milyar zarar göstermiş. Dehşet bir israf denizinin içinde. Bir yemek faturası 603 bin lira. Bir dans gösterisi 400 bin lira. Araç sayıları yüzde 250 artmış. Yetmemiş, Özel Kalem'e 89 lüks araç tahsis edilmiş. Halkçı ya bunlar."

2 yıl önce

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’ndan Batı’nın İslamofobik saldırılarına tepki: İfade özgürlüğüyle alakası yok

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ile ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başlıkları: İstanbul'daki görüşmeden sonra umutlarımız artmıştı. Ancak Buça'dan gelen görüntüler sonrası umudumuz azalmıştı. Ancak ne olursa olsun savaşı durdurmamız lazım. Batı'nın İslamofobik saldırıları Ramazan ayında artışın tesadüf olmadığını düşünüyoruz. Biz Müslümanlar olarak ırkçı saldırıların insanlık suçu olduğuna inanıyoruz. Her türlü saldırının karşısında olmalıyız. Her türlü ırkçılığa karşı mücadeleyi de sürdürmemiz gerekiyor. Düşünce ya da ifade özgürlüğü olarak görülüyor. Kutsala ya da camiye saldırmak ifade özgürlüğü değildir. Bu neo Nazi'nin bir göstergesi. PKK sahip çıkarken de böyle söylüyorlar. DAEŞ'e fırsat vermiyorlar ama. Biz bakanlık olarak tepkimizi ortaya koyuyoruz.

1 2 3 4 5 6 7 8 9