07 Mayıs Salı 2024
2 yıl önce

Fırat Tanış'tan Ekrem İmamoğlu'nun 'Tiyatro Oynamaya Kalkmasınlar' İfadelerine Sert Tepki

İBB başkanı Ekrem İmamoğlu seçildiği günden bu yana İstanbul’a bir çivi dahi çakmamış, her defasında projelerin AK Parti tarafından engellendiği yalanına sığınarak köşeye sıkıştığında parmak sallamayı marifet saymıştı. Ekrem İmamoğlu, "Bana bütçe dersi vermeye kalkmasınlar akıllarını başlarından alırım. 16 milyon aklınızı başınızdan alır" dedi. İmamoğlu, “İstanbullunun 300 tane yeni metrobüs hattındaki otobüsle buluşmasını 1.5 senedir engellemiş oldular. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde tiyatro mu oynadı.” Fırat Tanış İmamoğlu’na kapak niteliğinde cevap geldi. İmamoğlu'nun İstanbul'da yapımı onaylanmayan projeler için 'Tiyatro oynamaya kalkmasınlar' ifadesine Tanış 'Ahlaksızlığı tiyatro sanatıyla tarif eden siyasi iradeden kültür sanat politikası üretmesini bekliyoruz' sözleriyle tepki verdi.

2 yıl önce

Alparslan Kuytul'un kurucu olduğu Furkan Vakfı’nda tecavüz iddiası… Mahkeme ifadeleri ortaya çıktı

Alparslan Kuytul ve liderliğini yaptığı Furkan Vakfı'nın yurtlarında çocuklara yönelik birçok cinsel taciz ve tecavüz olayı yaşandığı ortaya çıktı.  Oda TV’nin haberine göre; Bu yapıya yönelik 2018 yılında açılan dava dosyasında tecavüze uğrayan bir çocuğun annesinin de ifadesi yer aldı. ALPARSLAN KUYTUL GÖRÜŞMÜYOR İstanbul Sultangazi'de yaşayan Çilem A., Alparslan Kuytul'un liderliğini yaptığı Furkan Vakfı'na sempati duyduğu için çocuklarını bu vakfın Adana'daki yurtlarına gönderdi. Çilem A.'nın ifadesine göre çocuklarından birisi tecavüze uğradı. Bu olay dava dosyasında şu şekilde anlatılıyor: "Kendisinin yaklaşık olarak 1,5 yıldır İstanbul ili Sultanbeyli ilçesinde ikamet ettiğini, oğlu M.'yi Seyhan ilçesinde bulunan Furkan Vakfı'na ait Sadakat yurduna yerleştirdiğini, oğlu M.'nin diğer oğlu E.'yi yanında misafir olarak Sadakat yurduna götürdüğünü, sonrasında oğlu E.'nin Furkan Vakfı'nın himayesinde bulunan Sufa yurduna yerleştirdiğini, 2009-2012 yılları arasında oğlu E.'nin  bu yurtta kaldığını, 2012 yılında görevli polis memurlarının işyerine gelerek kendisini Çocuk Şube Müdürlüğüne götürdüklerini ve burada oğlunun kaldığı yurttaki çocukların cinsel istismara uğradıklarını öğrendiğini, burada oğlunun cinsel istismar olmadığına dair bilgi alınmasının yapıldığını, oğluyla sonrasında yaptığı konuşmada oğlunun yurtta iki çocuğun tacize uğradığını ancak kendisinin tecavüze uğradığını söyleyerek itirafta bulunduğunu, yurtta meydana gelen olaylarla ilgili olarak yurtta bulunan İzzet Taş, Erol Arduç, İbrahim Kılıç, Hasan Koyuncu, Sami Adıgüzel ve ismini hatırlamadığı vakıf ve yurt sorumlusu hocalarla görüştüğünü, bu şahısların bu konuyu inkar etmediğini, kendisinin Alparslan Kuytul ile görüşmek istediğini ancak görüşemediğini, Alparslan Kuytul'un kendisiyle görüşmek istemediğini söylediklerini, İzzet Daş'ın vakıf içerisinde hocalarda sorumlu olduğu, Erol Arduç'un Alparslan Kuytul'un sekreteri olduğunu, Mustafa Karalar'ın vakfın muhasebesine baktığını beyan ettiği." "CİNSİ MEYLİNDEN DOLAYI" Bir başka olayı da davada YÖZ10SÖ ismiyle gizli tanık olarak ifade veren kişi anlattı. Gizli tanık ifadesinde Furkan Vakfı'na ait Sadakat yurdunda yurt sorumlusunun yaptığı cinsel tacizi şöyle anlatıyor: "2006 yılında Sadakat erkek yurdunda Ferit isimli Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinden olan lise sorumlusu ve hocası olarak faaliyette bulunan şahıs S. isimli ortaokul talebesini gece kaldırıp, tuvalete göndermiş, elbisesini çıkarttırmış, idrar yapıp yapmadığını kontrol edeceğim diye onu soyundurmuş, bu tür şeyler birkaç kez tekrarlanmış, bu çocuğunun yurtta bulunan diğer hocalara bu durumu anlattığını biliyorum. Hasan Koyuncu, bunu yapan Ferit'i dövdü. Ferit isimli kişi cinsi meylinden dolayı bu çocuğa bu şekilde yaklaşmış. Bu olay resmi kayıtlara geçmedi. Daha sonra Ferit bu yurttan ayrıldı, gitti."

1 yıl önce

WikiLeaks sızıntılarında Ümit Özdağ için şok ifadeler: ‘Türk Miloşeviç olmak isteyen eşkıya tipli…’

WikiLeaks sızıntılarında ABD Ankara Büyükelçileri tarafından, ABD Dışişleri Bakanlığına gönderilen bilgilendirme notlarında Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile ilgili, “Eşkıya tipli”, “Kendini komplo teorileri ile sarmış”, “Türk Miloşeviç olmak istiyor” ifadeleri dikkat çekti. ÜLKER, ASAM’I 5 MİLYON DOLARLIK BAĞIŞ İLE FİNANSE EDİYOR Sızıntılarda; 2003’te Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (ASAM) Başkanı olan Özdağ ile Çankaya merkez binasında buluştukları ortaya çıkan dönemin ABD’nin Ankara Büyükelçisi Robert Pearson, ASAM için, “Merkez binasının şatafatlı görünüşüne bakılırsa Özdağ bağış toplama işinde becerikli.” ifadelerini kullandı. 28 Şubat döneminde Genelkurmay Başkanlığı tarafından finanse edilen ASAM’la ilgili bir ayrıntı daha paylaşan Pearson, merkezin Ülker şirketi tarafından 5 milyon dolarlık bir bağışla finanse edildiğini açıkladı. ‘’MHP GENEL BAŞKANI’NIN YERİNİ ALMAYA ÇALIŞAN BİRİDİR’’ 2005’te geçici olarak ABD’nin Ankara Büyükelçiliğine atanan Nancy McEldowney ise Ümit Özdağ ile ilgili merkeze yazdığı görüşlerinde, “Eşkıya tipli milliyetçi aydın, dış siyaset teorisyeni, Dr. Ümit Özdağ, MHP Genel Başkanı’nın yerini almaya çalışanlardan biridir.” tespitlerine yer verdi. Özdağ’ın siyasete daha fazla vakit ayırabilmek için ASAM’dan istifa ettiğini ileten McEldowney, “Sanki silahla dolaşır gibi bir havası olan Özdağ zeki fakat derinlemesine düşünemeyen, kendini komplo teorileriyle sarmış birisi. Yoğun ve kurnaz, çekicilik ve karizmadan hiç nasiplenmemiş.” dedi. McEldowney, ayrıca Ümit Özdağ ile ilgili şu detayları paylaşmış: ”TÜRK MİLOŞEVİÇ OLMAYA ÇALIŞIYOR” ‘’Özdağ kitabında ve siyasi ataşe ile konuşmalarında, Avrupalıların, Türkiye’nin parçalanmasıyla sonlanacak bir etnik-mezhep savaşın lideri, bir “Türk Miloşeviç”, yaratmaya çalıştıklarını söylüyor. Özdağ, Türkiye’nin buna karşı gelmesi gerektiğini söylüyor ancak bu senaryoyu zevkle anlatışına bakılırsa bizde uyandırdığı izlenim, hayalinde, etnik-mezhep savaşın olduğu dönemde Türkiye’nin milliyetçi lideri olmak.” İşte Wikileaks belgelerinde yer alan Ümit Özdağ ile ilgili o detaylar… Yıl 2003, ABD Büyükelçisi Pearson, merkeze gönderdiği mesajda ASAM ve Ümit Özdağ’ı tanıtıyor. “Başkanı olduğu, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (ASAM) Çankaya merkez binasında Ümit Özdağ ile buluştuk. Merkez binasının şatafatlı görünüşüne bakılırsa Özdağ bağış toplama işinde becerikli. ASAM önceleri Genel Kurmay Başkanlığı tarafından finanse ediliyordu. Yürütme Kurulu Başkanının ifadesine göre ASAM şimdi, amacı laik düzene siyaseten erişmek olan, bir Türk gıda sanayii şirketi, Ülker tarafından 5 milyon dolarlık bir bağışla finanse ediliyor.” Büyükelçinin araya sıkıştırdığı not: “ASAM, Milli Güvenlik Konseyi, Genel Kurmay Başkanlığı ve istihbarat servisleri ile derin ilişkileri olan bir düşünce kuruluşu” Özdağ, ABD, Asya ve Ortadoğu’daki araştırma merkezleriyle iyi ilişkilerinin olduğunu, ASAM’ın Genelkurmay Başkanlığı ve diğer Türk hükümeti mercilerine danışmanlık yaptığını söylüyor. Almanya’da yıllarca eğitim görmesi ve eğitim görevlisi olarak çalışması sonucu çok iyi Almanca bildiği halde Batı Avrupa Enstitüleri ile yakın ilişkileri olmadığını belirtiyor. Özdağ, ASAM’ın Washington’da Howard Üniversitesi’nin de içinde olduğu yeni bir araştırma programına başlamak üzere olduğu söylüyor.” Yıl 2005, ABD Ankara Büyükelçiliğine geçici olarak bakan McEldowney, Ümit Özdağ hakkında görüşlerini merkeze yazıyor: “Eşkıya tipli milliyetçi aydın, dış siyaset teorisyeni, Dr. Ümit Özdağ, MHP Genel Başkan’ının yerini almaya çalışanlardan biridir. Siyasete daha fazla vakit ayırabilmek için başkanı olduğu Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezinden (ASAM) istifa etti. Elçiliğimiz siyasi ataşesine, geçen yıl Türkiye’nin değişik yerlerinde, 100’den fazla konuşma yaptığını söyledi. Sanki silahla dolaşır gibi bir havası olan Özdağ zeki fakat derinlemesine düşünemeyen, kendini komplo teorileriyle sarmış birisi. Yoğun ve kurnaz, çekicilik ve karizmadan hiç nasiplenmemiş. Özdağ’ın, Türk milliyetçiliğini yenileme çağrısı yapan 100 sayfalık ‘küçük eseri’nin laf kısmı ağır fakat siyasi eylem kısmı hafif. Özdağ kitabında ve siyasi ataşe ile konuşmalarında, Avrupalıların, Türkiye’nin parçalanmasıyla sonlanacak bir etnik-mezhep savaşın lideri, bir “Türk Miloşeviç”, yaratmaya çalıştıklarını söylüyor. Özdağ, Türkiye’nin buna karşı gelmesi gerektiğini söylüyor ancak bu senaryoyu zevkle anlatışına bakılırsa bizde uyandırdığı izlenim, hayalinde, etnik-mezhep savaşın olduğu dönemde Türkiye’nin milliyetçi lideri olmak.”

1 yıl önce

Bolu Belediyesi Meclisinin AK Parti'li kadın üyeleri, CHP’li Tanju Özcan'nın ahlak dışı ifadelerine tepki olarak toplantıya katılmadı

Mültecilere karşı ırkçı tutumu ile sık sık gündeme gelen Bolu Belediyesi'nin CHP'li Başkanı Tanju Özcan, yeni bir skandala imza atmıştı. Daha önce 'Benim bebeğim yok. Bana yardımcı olur musunuz?' diyen bir kadına gülerek cevap verdiğini anlatan Özcan, AK Parti'li kadın meclis üyesine "Bana niye el sallıyorsunuz, ben evli barklı adamım ayıp oluyor." ifadelerini kullanmıştı. Bu sözlerin ardından Bolu Belediyesi meclis üyesi Hacer Çınar, Tanju Özcan'a karşı koruma kararı alınması için başvuru yaptı. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın, belediye meclisindeki oylama sırasında el kaldıran meclis üyesi Hacer Çınar'a yönelik ahlak dışı sözler "Bana niye el sallıyorsunuz, ben evli barklı adamım ayıp oluyor" sözlerinin ardından Çınar, avukatı Fikret Çıracı aracılığıyla Bolu 1'inci Aile Mahkemesi'ne, kendisine yönelik Tanju Özcan'a karşı koruma kararı alınması için başvuru yaptı. MAHKEME, ÖZCAN'IN SÖZLERİNİ 'KADINA KARŞI PSİKOLOJİK ŞİDDET' KABUL ETTİ Mahkeme, Çınar'ın 'Tedbir' talebini kabul etti. Mahkemenin verdiği kararın gerekçesinde şu ifadeler yer aldı: "Belediye meclis toplantısında görüşülen konu hakkında yapılan açık oylamada mağdurun el kaldırarak oy kullandığı, aleyhine tedbir talep olunanın mağdurun oy kullanma sırasındaki hakaretini kendisine el sallama olarak yorumlandığı ve 'Bana niye el sallıyorsunuz hanımefendi , Allah Allah... Ama ayıp oluyor böyle el sallamak falan, ben evli barklı adamım öyle şey olmaz canım.' şeklinde beyanda bulunduğu, mağdurun söyleme karşı rahatsızlığını dile getirir şekilde beyanda bulunduğu, olayla ilgili 31 Mayıs tarihli paylaşımda da olaya dair, 'Görüyorsunuz ben orada sadece iffetimi korumaya çalışıyorum' şeklinde paylaşımda bulunduğu dikkate alındığında ve mağdurun el kaldırarak oy kullanma fiilinin belediye meclis oturumunda gerçekleşmesi, olay esnasında aleyhine tedbir talep olunanın yorumladığı şekilde el sallama gibi bir eylemin gerçekleşmesinin hayatın olağan akışına aykırı olması, iffetine saldırı gerçekleştiğine, mağdurun kendisine ilgi gösterir mahiyette davranışta bulunduğuna yönelik ithamda bulunmasının mağdur yönünden küçük düşürücü söz ve davranış niteliğinde bulunduğu birlikte değerlendirildiğinde mağdur kadına karşı psikolojik şiddet kapsamında kaldığı ve eylemin sosyal medya, iletişim aracıyla gerçekleştiği kanaatiyle Tanju Özcan hakkında önleyici tedbir kararı vermek gerekmiştir." denildi. ÖZCAN'IN, ÇINAR'A YÖNELİK EYLEMLERİ DEVAM EDERSE HAPİS CEZASI GELEBİLİR Bolu 1'inci Aile Mahkemesi tarafından verilen ve Tanju Özcan'ın eylemini ilk devam ettirmesi halinde 10 güne kadar, daha sonra karara yönelik her aykırı hareketinde ise 30 güne kadar hapis cezası verilebileceğinin belirtildiği karar ise şu şekilde: "Tanju Özcan'ın hakkında verilen karar, korunan Hacer Çınar'a yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına, aleyhine önleyici tedbir istenilen Tanju Özcan'ın korunan Hacer Çınar'ı iletişim araçları ile veya sair suretle rahatsız etmemesine, şiddet veya şiddet uygulama tehlikesinin devam edeceğinin anlaşılacağı hallerde re'sen veya talep üzerine tedbir süresinin veya şeklinin değiştirilebileceğinin, kaldırılabileceğinin veya aynen devamına karar verilebileceğinin ihtar olunmasına, aleyhine önleyici tedbir kararlarına aykırı hareket etmesi halinde üç günden 10 güne kadar zorlama hapsine tabi tutulacağı, aykırı hareketin her tekrarında 15 günden 30 güne kadar zorlama hapis cezasına karar verileceğinin bu kararın tebliğ sureti ile şiddet uygulayana ihtar olunmuş sayılmasına, iş bu tedbirin 30 gün süre ile geçerli sayılmasına karar verilmiştir." TÜRKİYE'DE İLK Böylece Kadına Karşı Şiddet Yasası kapsamında Türkiye'de ilk kez bir belediye meclis üyesinin belediye başkanından korunmasına karar verilmiş oldu. BOLU BELEDİYE MECLİSİNİN AK PARTİ'Lİ KADIN ÜYELERİNDEN BAŞKAN ÖZCAN'A TEPKİ Bolu Belediyesi Meclisinin AK Parti'li kadın üyeleri, Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın Mayıs Ayı Belediye Meclisi Toplantısı'nda AK Parti'li üye Hacer Çınar'a yönelik kullandığı ifadeye tepki göstermek amacıyla toplantıya katılmadı. Bolu Belediyesi Haziran Ayı Meclis Toplantısı'nın birinci oturumu, Belediye Meclis Salonu'nda gerçekleşti. Toplantı öncesinde yoklama yapan Özcan, mazeretleri nedeniyle toplantıya katılmayan 7 üyenin isimlerini okudu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Oturak, "Normal şartlarda bugün AK Parti grubu olarak toplantıya katılmamayı düşünmüştük lakin meclisin çalışmalarının aksamaması, hizmetini devam ettirebilmesi açısından, en son mecliste yapmış olduğunuz bayanlara karşı saygısızlık neticesinde bayan arkadaşlarımız katılmadı. Aynı zamanda kadın arkadaşlarımız sizi kınadıklarını da iletmemi söylediler." dedi. Belediye Başkanı Özcan ise, "Arkadaşlar, ben olayın mağduruyum. Bir de çıkmış bazıları özür dile diyor. Ne özür dileyeceğim. Özür dilenecek bir şey yapmadım ben." diye konuştu. Hayatı boyunca kadınlara saygısızlık yapmadığını söyleyen Özcan, "Geçen sefer bir olayı anlattım. 'Bundan dolayı yanlış anlaşılmaya açık.' dedim. 'Özür diliyorum.' dedim ama bu olayda özür dilenecek olan benim, tekrar ediyorum." ifadelerini kullandı. Dilek ve temenniler bölümünde yeniden söz alan Oturak, şunları söyledi: "Mağdur olduğunuzu söylüyorsunuz. Ben sizin mağdur olduğunuzu düşünmüyorum. Yapmış olduğunuz fiilden dolayı mağdur oluyorsunuz. Yani ateş yakan siz, kıvılcımı yakan siz, sonra yangının içinde kalan yine siz. Dolayısıyla siz böyle bir harekette bulunmamış olsaydınız bunlar olmazdı."

1 yıl önce

Darbeci çocuğu Ümit Özdağ’dan, içişleri Bakanı’na ahlak dışı ifadeler! Süleyman Soylu ‘adam yerine koymam’ demişti

Göçmenler üzerinden yürüttüğü ahlak dışı siyasetle gündeme gelen Özdağ ile Bakan Soylu arasındaki gerginlik ilk olarak ise geçtiğimiz aylarda yaşanmıştı. ADAM YERİNE KOYMAM Ümit Özdağ'ı, katıldığı bir TV programında 'Operasyon çocuğu' olarak adlandıran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Ben bu adamı adam yerine ve insan yerine koymam. Bu adam hayvandan aşağı bir adamdır. Esfeli safilindir. Bu kadar basit. Adam yerine koymam. Kendisi adam yerine girmeye çalışıyor." ifadelerini kullanmıştı. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NA GİDEMEDİ Yayının ardından Özdağ ise, "Süleyman, ben yarın saat 11.00'de tek başıma ve silahsız İçişleri Bakanlığı önünde olacağım. Zerre kadar cesaretin varsa beni şerefli Türk Polisinin arkasına saklanmadan bakanlık kapısında bekle. Kimin ne çocuğu olduğunu orada bütün Türk Milleti görecek." ifadeleri sonrasında bakanlığa gidememişti. https://twitter.com/bugunguncel/status/1568949939664998400?s=46&t=rbtQcOr5fBMCynCRK1sONQ TELEFONDA KÜFÜRLEŞME İDDİASI İkili arasındaki tartışma bugün yeniden alevlendi. Konuyla ilgili sosyal medya hesabından paylaşım yapan Ümit Özdağ, Süleyman Soylu’nun kendisine telefonda küfür ettiğini iddia etti Özdağ'ın paylaşımı ise şu şekilde; "Süleyman Soylu biraz önce telefonda benim sana iftira attırma mesajı atmam üzerine senin başlattığın bir küfürleşme yaşadık. Karşıma çıkacağını söyledin. Hadi bakalım. Yeri ve zamanı sen belirle. En son ben belirlediğim zaman kaçmıştın. Hadi görelim yüreğini korkak iftiracı." https://twitter.com/umitozdag/status/1568932443133976581?s=46&t=rbtQcOr5fBMCynCRK1sONQ

1 yıl önce

İBB’nin cenaze aracıyla uyuşturucu sevkiyatına 3 tutuklama! İşte zanlıların ilk ifadeleri

Adana Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün uyuşturucuyla mücadele çerçevesinde yürüttüğü çalışmada Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) otoyolu İncirlik Park alanında İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait cenaze aracında 144 kilo 550 gram esrar taşırken yakalanan Bünyamin S. (45) ve yanındaki Ersin E.’yi (44) ile Diyarbakır’da esrarı veren H.K. isimli şahıs ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi. H.K. Diyarbakır’da diğer zanlılar ise Adana Adliyesinde çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliği tarafından tutuklandı. Zanlıların da ifadeleri ortaya çıktı. “DİYARBAKIR’DAN ESRAR GELECEK” Cenaze aracının şoförü olan 44 yaşındaki Ersin E.’nin, ifadesinde 10 bin lira maaşla İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehirlerarası Cenaze Hizmetleri Müdürlüğü’nde cenaze nakil araç şoförlüğü yaptığını söylediği, yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde şoför olan N. B.’nin kendisine “Eğer Diyarbakır’a giderseniz Diyarbakır’dan esrar gelecek ihtiyacı olan varsa bu işi yapabilir. Diyarbakır’a gideceğiniz zaman beni ara istersen o kişinin numarasını veririm” dediğini anlattı. “BORCUNU KAPATAYIM, BİR KERELİĞİNE BU İŞİ YAPALIM” Birlikte yakalandıkları Bünyamin S.’nin evli olduğunu ve bankaya yaklaşık 80 bin lira borcu olduğunu anlatan Ersin E., “N.B.’nin uyuşturucu taşıma işini Bünyamin’e anlattım. O da ‘Borcumu kapatayım, bir kereliğini bu işi yapalım’ dedi. 8 Ekim’de İstanbul’un belirli bölgelerinden 5 cenaze topladık ve saat 19.00 gibi İstanbul’dan çıkış yaptık. Cenazeleri Nevşehir, Kayseri, Adana, Şanlıurfa ve Diyarbakır’a götürecektik. Daha önce İBB‘de şoför olan N.B.den aldığım telefon numarasını aradım ve ‘Diyarbakır’a biz geliyoruz’ dedim. Cenazeleri sırasıyla bıraktıktan sonra 9 Ekim’de Diyarbakır’da son cenazeyi verdik. Daha sonra telefonla ulaştığım kendisini Davut olarak tanıtan kişi ile buluştuk. Davut, bize malın ot olduğunu, 85 kilo olduğunu İstanbul’a götürdüğümüzde ise 100 bin lira nakit para vereceğini söyledi. Telefonumda gelen konuma gittim. Site içerisinde siteye girer girmez sağ tarafa yanaştık ve bizim yattığımız bölüme çuvallarla-poşetlerle esrarı yükledi ve 100 bin lira olduğunu söylediği poşeti verdi ve biz oradan hemen ayrıldık. Biz Diyarbakır’ı çıkmadan esrardan koku yayılmaya başladı biz de bu çuval ve poşetteki esrarı aracın arka yük bölümüne aldık. Yolumuza devam ettik, o sırada Bünyamin paraları saydı. Borcu olduğundan dolayı paranın 85 bin lirasını benim bilgim ile kendisi aldı 15 bin lirasını da ben aldım” dedi.

1 yıl önce

Ergene Belediye Başkanı CHP’li Rasim Yüksel’in taciz ettiği muhabir kızdan şok ifadeler

Tekirdağ’ın Ergene İlçe Belediye Başkanı CHP’li Rasim Yüksel’in nüfuzunu kullanarak ulusal bir kanalda sunuculuk yapan Zeynep E.K.’ya gerçekleştirdiği seri tacizlerin ayrıntıları ortaya çıktı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre, ulusal bir kanalda sunuculuk yapan 24 yaşındaki Zeynep E.K. , çekim görüşmeleri yapmak amacıyla 16 Haziran 2022 günü CHP’li Ergene Belediye Başkanı Rasim Yüksel ile bir araya geldi. Büyükçekmece’de lüks bir otelin restoranında görüşen ikiliye Zeynep E.K.’nın çalıştığı kanalın genel yayın yönetmeni Deniz A. ve Belediye Başkanı’nın arkadaşı Serkan D. de eşlik etti. CHP’Lİ BAŞKAN TACİZLE BAŞLADI, CİNSEL SALDIRIYLA DEVAM ETTİ Taraflar birlikte yemek yerken Ergene Belediye Başkanı Rasim Yüksel, sunucu kadınla ilgilenerek bazı kişisel sorular sormaya başladı. Durumdan rahatsız olan Zeynep E.K., genel yayın yönetmenine durumu aktarsa da “biraz daha dayan” şeklinde tacize göz yumması gerektiği yönünde çirkin bir yanıt aldı. Zaman ilerledikçe tacizin boyutu da ilerledi. Belediye Başkanı Rasim Yüksel, sunucu Zeynep E.K.’yı restoranın dışına davet etti, elini omzuna atıp sarılmaya da başladı. Tacizi cinsel saldırıya çeviren olay sarılmayla başladı, talihsiz kadının göğüslerine dokunması ve elini tutmasıyla devam etti. KADIN ENGELLESE DE SINIRINI SÜREKLİ AŞTI Belediye Başkanının konumu nedeniyle korkup çekinen sunucu, elini çekerek saldırgan Başkana engel oldu. Yaşadığı taciz ve cinsel saldırıdan rahatsız olup korkan ve buna dur demek için genel yayın yönetmeninden yardım istese de alamayan kadının engellemelerine karşı Başkan Rasim Yüksel sınırını sürekli aştı. Genç kadını bu kez de boynundan kavradı, kendisine çekip öpmeye çalıştı. Zeynep E.K., “Bana yaklaşma” diyerek Başkana tepki gösterdi. Ama Başkan Rasim Yüksel durmak bilmedi. İki isim tekrar restoranın içine girdiğinde Başkan Yüksel tekrar genç kadına sarıldı. Sunucu kadın bir bahane bularak restoranın resepsiyon kısmına geçti. Bir süre sonra Zeynep E.K.’nin peşinden giden Rasim Yüksel hiçbir şey olmamış gibi, “Bebeğim bir sorun mu var” diye sordu. Annesinin rahatsızlandığı bahanesini uyduran kadın restorandan ayrıldı. MESAJLAŞMALAR ORTAYA ÇIKTI, YÖNETİCİSİ DE CİNSEL SALDIRIYA GÖZ YUMMUŞ Rasim Yüksel’in suçlamayı kabul etmediği, arkadaşı Serkan D.’nin de iddiaları doğrulamadığı aktarılan iddianamede, müşteki kadının ifadesi ve mesaj tespit tutanağı ile olayın sabit olduğu belirtildi. Televizyon kanalının genel yayın yönetmeni Deniz A.’nın genç kadına, “Kalkıyoruz, bir yirmi dakika idare et, işlere bu bakıyor” şeklinde mesaj gönderdiği, Zeynep E.K.’nin cevap olarak “Neredeyse her yerimi elledi, öpecekti az daha, çok rahatsız oldum, lütfen gidelim” şeklinde yanıt verdiği de dikkat çeken bir detay olarak iddianamede yer aldı. Deniz A.’nın ise çalışanına “Ne oldu bu kadar, hangisi normal ki bu sektörde, son kez çaba gösteriyorum” şeklinde sunucu kadının rahatsız olduğu mesaja umarsızca karşılık verdiği belirlendi. NÜFUZUNU KULLANARAK CİNSEL SALDIRIDA BULUNDU Genel yayın yönetmeni Deniz A.’nın ifadesinde genç kadının mesajlarına görmeden cevap yazdığını söylediği anlatılan iddianamede, sunucu ile aynı iş yerinde çalışan Ahmet İ.’nin de ifadesi alındı. Ahmet İ., yöneticisinin çalışma arkadaşı kadın hakkında “Bu kız kendisini ne sanıyor, Rasim ile baş edebileceğini mi sanıyor, bunu ispat edemez” şeklinde ifade vermesi dikkat çekti. Taciz mağduru kadının ablası da soruşturma kapsamında ifade verdi. Zeynep E.K.’nin ablası, olay günü kardeşinin kendisini endişeli bir ses tonuyla arayıp tacize uğradığını söylediği aktarıldı. Savcılık, tüm bu ifadeler dikkate alındığında müştekinin beyanına üstünlük tanındığını ve şüpheli Rasim Yüksel’in müşteki üzerinde nüfuzunu kullanarak vücudunun çeşitli bölgelerini ellediği, öpmeye çalıştığı bu suretle cinsel saldırıda bulunduğunun altını çizdi. Ergene Belediye Başkanı Rasim Yüksel hakkında “basit cinsel saldırı” suçundan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenledi.

6 ay önce

İngiliz BBC'den İsrail-Filistin hattındaki yaşananlarla ilgili skandal ifadeler

7 Ekim'den bu yana gerilimin devam ettiği İsrail-Filistin hattında, çok sayıda can kayıpları yaşanmaya devam ediyor. İngiliz yayın kuruluşu BBC, Gazze'de hayatını kaybedenler için 'ölenler' derken, İsrail'de hayatını kaybedenler için ise 'öldürülenler' ifadesini kullandı.

1 2