Son Dakika:
Gaziantep Valiliği, yurtdışındaki bir FETÖ firarisinin Gaziantep Valisi Davut Gül’ün konvoyunun önünü keserek korumalarını rehin aldığı şeklinde iddialarda bulunması üzerine yazılı açıklama yaparak, iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Gaziantep Valiliğinden Yapılan Açıklama Şu Şekilde: Yurt dışına kaçan bir FETÖ Firarisi’nin açıklamalarına istinaden bazı sosyal medya mecralarında da yer alan, “Gaziantep’te bir organize suç örgütünün yol keserek Gaziantep Valisi ve korumalarını rehin aldığına” dair iddiaların “Vali karşılama yapması gerekmeyen kişileri havalimanında karşıladı, karşılama sonrasında gidilen yolda önü kesildi” şeklinde ifadelerle dile getirilmesi üzerine açıklama yapılması ihtiyacı doğmuştur. Bahse konu yol kesme olayı 20 Haziran 2022 Pazartesi günü saat 15.30 saatlerinde gerçekleşmiş olup, olayın mağdurları tarafından şikayette bulunulması üzerine güvenlik kuvvetleri olayı kısa sürede aydınlatarak şüphelileri yakalamıştır. Olay esnasında konvoyda bulunan en öndeki araç ve şoförü kaçırılmış, diğer kişilerle temas olmamıştır. Mağdur kişi de yağma vb. suç işleyenlerden davacı olmuştur. Olayın vuku bulduğu süreçte saat 14.00 ile 15.45 saatleri arasında 33. Uluslararası Ayakkabı, Terlik ve Yan Sanayi Fuarı Açılışı, Valimizin katılımıyla gerçekleştirildiğinden, Valimiz o saatlerde Ortadoğu Fuar Merkezinde bulunmaktadır. Akabinde Valimiz, 16.00’da Valilikte Asayiş Toplantısı’na katılmış ve sonrasında saat 17.00 ile 17.45 saatleri arasında Valilik Toplantı Salonu’nda toplam 17 kişinin iştiraki ile Hastanelerin Yemek Hizmetlerini Değerlendirme Toplantısı’na katılmıştır. Yemek Hizmetleri Değerlendirme Toplantısı’nın ardından saat 19.30’da taziye programına katılım sağlanmıştır. Katılım sağlanan bütün programlar ve toplantılar birçok insanın şahitliğinde gerçekleşmiş ve Valiliğimiz sosyal medya hesabından paylaşılmıştır. Dolayısı ile Valimiz Havalimanında kimseyi karşılamamıştır. Valimizin de içinde bulunduğu konvoyun önü kesilerek koruma görevlileri esir alınmamıştır. Sosyal medya platformunda bu yönde dile getirilen bütün iddialar yalandır, gerçeği yansıtmamaktadır. Söz konusu iftiraların amacı, bütün FETÖ mensuplarının yaptığı gibi Devleti ve kamu görevlilerini itibarsızlaştırma olduğu kadar Organize Suç Örgütü’nü kahramanlaştırarak, halkı korku ve paniğe sevk etmek ve suç örgütüne menfaat sağlamaktır. Devletimiz, terör ve organize suç örgütleri başta olmak üzere, vatandaşın huzur ve güvenini bozan tüm yapılarla kararlı bir şekilde mücadeleye devam edecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
İftira ve yalanı yaşam biçimi haline getiren FETÖ kullandığı "renklendirme" taktiği ile bukalemun gibi toplumun farklı kesimlerinin içine sızarak kendini gizliyor. Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, FETÖ'nün sadece muhafazakar kimlikle değil solcu, liberal ya da Atatürkçü gibi göründüğüne dikkat çekerek, 11 Alevi derneği ve bir adet Alevi Federasyonu kurduğunu hatırlattı. Nedim Şener'in "Bir FETÖ taktiği: Çokların içerisinde azları kaybettirmek" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle: Bir FETÖ’cü sadece örgüt amaçlarına odaklanmış; yalan, iftira ve kumpası yaşam biçimi haline getirmiş, ailesine, dinine, milletine, bayrağına ihanet eden bir haindir. Mesleği; örgütsel amaçları için kullanacağı bir araç, taşıdığı sıfat ise kamuflajdır. ALEVİ DERNEKLERİ BİLE KURDULAR Kullandıkları “renklendirme” taktiği bukalemun gibi ortama uyarak gizlenmeyi sağlar. O yüzden, sağcı, solcu, Atatürkçü, muhafazakâr, ülkücü, liberal benzeri kimlikler yanında her tarikat ve cemaatçi görünümünde FETÖ mensubu vardır. Sözde Sunni bir “dini cemaat” görüntüsü altındaki FETÖ’nün, 11 Alevi derneği ve bir adet Alevi Federasyonu kurduğunu hatırlarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsanız. FETÖ GÜNDEMİNİ SOKUŞTURUYOR Sadece devletin değil, toplumun kılcal damarlarına sızıp buraları operasyonel faaliyet alanına çevirmek temel taktiğidir. Toplumun tartışma yaratan alanlarındaki fay hatları üzerinde oynayarak kaos çıkarmak temel stratejisidir. Bunu yaparken de günümüzde en yaygın olarak kullandığı araç, sosyal medyadır. Dikkat ederseniz, her siyasi, sosyal ve ekonomik tartışmada, provokasyona yönelerek, çözüme gidecek konuyu içinden çıkılmaz hale getiren ve çözümsüzlüğe mahkûm eden unsurlardan birisi de FETÖ’cülerin bu tutumudur. “Çokların içerisinde azları kaybettirmek” gibi gizlenme taktikleri vardır. Bu yolla, masumların arasında kendi suçlarını gizlerler. Bana yapılan sosyal medya saldırısı sırasında, darbeye karışan askeri öğrenci ve onlarla ilgili çekilen belgesel ile KHK’lıları gündeme getirmeleri de bu taktiğin yansımasıdır. Eğer başaramıyorlarsa en haklı talepleri gerçek tartışma zemininden çıkaran fitneci FETÖ mensupları toplumsal kutuplaşmanın fitilini ateşlerler.
Türkiye son dönemde sağlıkçılara yönelik şiddet olayları ile mücadele ediyor. Söz konusu şiddet olaylarına bir son verilmesi için yeni adımlar atılırken durumun tersten işlediği örnekler de yaşanıyor. 2022'nin mart ayında Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisinde bir uzman çavuşla doktor arasında yaşanan tartışma gündeme gelmişti. Darbedildim iftirası önce tuttu Olay ilk etapta doktora yönelik bir şiddet olayı olarak algılandı. Hastane çalışanları söz konusu uzman çavuşu alkışlı protesto ile hastaneden taburcu etti. Olay sonrasında A.A adlı uzman çavuş hakkında adli ve idari işlem başlatıldığı için tedbiren görevinden uzaklaştırıldı. Gerçek ortaya çıktı Olayın gerçek yüzü ise daha sonra güvenlik kameraları sayesinde ortaya çıktı. Uzman çavuşun elinden evrak almaya çalıştığı güvenlik kamerasında görülen T.T. hakkında idari soruşturma başlatıldı ve Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ soruşturmasında 2 ay açığa alındı. Memurluktan ihraç edildi Olaya ilişkin Sağlık Bakanlığınca görevlendirilen müfettiş tarafından yürütülen idari soruşturma tamamlandı. Müfettiş raporunun ardından T.T. memurluktan ihraç edildi. İhraç yazısının T.T'ye tebliğ edildiği öğrenildi.
Memlekete Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Tele 1 VE Halk TV’nin objektif anlayıştan uzak yayıncılık politikalarını ifşa eden açıklamalarına yenilerini ekledi. İnce, “Sol havuz medyası var. Bunlar hazineden ve belediye kaynaklarından geçiniyor. Bağımsız gazeteciyiz diyorlar. Palavradan ibaret. Canlı yayınlarını veriyoruz, ücret alıyoruz diyorlar. Haraca bağlamışsınız her birinin tarifesi var. Hatta bir kanala ayda 600 bin lira veriyorlar. Ben sordukça ya susuyor, ya hakaret ediyor. Çünkü tetikçi, çünkü yalancı, çünkü sahtekar” dedi. “BELEDİYE KAYNAKLARINDAN GEÇİNİYOR” İnce, “Sol havuz medyası var. Bunlar hazineden ve belediye kaynaklarından geçiniyor. Bağımsız gazeteciyiz diyorlar. Palavradan ibaret. Canlı yayınlarını veriyoruz, ücret alıyoruz diyorlar. Haraca bağlamışsınız her birinin tarifesi var. Ben sordukça ya susuyor, ya hakaret ediyor. Çünkü tetikçi, çünkü yalancı, çünkü sahtekar. Bir belediyeyi açıkladım zaten. Hemen hemen hepsi yatırıyor. Genel merkezileri de yatırıyor. Hatta bir kanala ayda 600 bin lira veriyorlar. Bu Merdan denilen arkadaşın şöyle bir açıklaması var: ‘Fon alan gazeteciler bağımsız gazeteci olamaz’. Belediyeden beslenenler, bağımsız gazeteci mi olur? Haraca bağlamışsınız her birinin tarifesi var. Hangi belediye başkanı bunlara maaş ödemiyor, delikanlı olan çıksın ortaya. Adına da maaş demiyorlar, sözleşme yapmışlar da hizmet satın alma yapmışlar.” İfadelerini kullandı. “PARA VERMEDİĞİMİZ İÇİN HABERLERE ÇIKARMIYORLAR” Söz konusu basın kuruluşlarının objektiflikten uzak olduğunu kaydeden İnce, “Para vermediğimiz için haberlere de çıkarmıyorlar. Hangi belediyeye fatura kestin diyorum, susuyor Bana hakaret ediyor. Sarayın muhbiri diyor. Her ay belediyelere kaçar lira kesiyorsun. Genel merkezlere kaçar lira fatura kesiyorsun. Biliyorum ben bunu sormaya da devam edeceğim. Halk TV’ye parasıyla reklam verelim dedik, yayımlamadılar. Çünkü biz bir kerelik reklam vereceğiz. Büyük müşteriyi kaçırmak istemiyorlar. Sevsinler sizin demokratlığınızı, solculuğunuzu. Tırışka solcular. Yerli olacaksın, milli olacaksın, dürüst olacaksın. Bu yeni tetikçi televizyonlara RTÜK ceza kestiği zaman destek oldum. Halk TV’ye, Tele 1’e ceza kesildiğinde yanlarında oldum. Ama bunlar her şeyi parayla ölçer olmuşlar. Parayı verenin düdüğü çaldığı bir medya düzeni bu.” şeklinde konuştu. 20 SEÇİM KAZANDIRDILAR CHP’nin Erdoğan karşısındaki seçim yenilgilerine de değinen İnce, “Adam 2002’de kazandı, 2004’te kazandı, 2007’de kazandı, 2009’da yeniden kazandı. Adam 2010 referandumunu da kazandı. 2011 seçimlerini de kazandı. Adam 2014’ü de kazandı. 2015’te iki seçim kazandı. 2016 referandumunu da kazandı. 2017 seçimlerini de kazandı. 20 seçim kaybetmişler adam kazandı lafını bana bıraktırıyorlar. Hadi oradan. Adama 20 seçimdir kazandırdınız.” ifadelerini kullandı.
Her söyledikleri yalan çıkan ırkçı çete, bu defa da Türk polisini hedef aldı. İlk olarak Fetöcü bir hesap tarafından 17 Ağustos 2020 tarihinde servis edilen görüntülerde sözde bir polisin bir sığınmacının aracını durdurduğu ve rüşvet aldığı görülüyor. YENİ GİBİ SERVİS ETTİLER Zeytinburnu’nda çekildiği iddia edilen görüntüleri yeni çekilmiş gibi servis eden ırkçı çete, Türk polisinin sığınmacılardan rüşvet aldığı iftirasını ortaya attı. https://twitter.com/haber/status/1561399514124132354?s=21&t=U-9BLOB6UAunibVdsYqXfg KLASİK FETÖ KURGUSU İlk olarak 17 Ağustos 2020’de Fetöcü bir hesap tarafından sosyal medyada “Zeytinburnu’nda bir polis sığınmacıdan rüşvet aldı” diye paylaşılan videodaki şahsın Zeytinburnu ilçesinde görev yapan bir polis olmadığı resmi makamlarca açıklanmıştı. MANTIĞA AYKIRI GÖRÜNTÜLER Videoya dikkatle bakanlar, klasik Fetö kurgusu olduğunu hemen anlıyor. Irkçı çeteye en büyük malzemeyi sağlayan firari Fetöcülerin de akıl hocalığını ırkçı çetenin elebaşı Ümit Özdağ yapmıştı. İşte videodaki soru işaretleri: Sözde polisin neden şoför yerine yandaki yolcuya yöneldiği, Şoför koltuğundan kameraya alındığını sözde polisin nasıl fark edemediği, Kaçak göçmenlerin yakalanacaklarını bile bile neden sözde polisi kameraya aldıkları, ve en önemlisi de kaçak göçmenlerin polisi kameraya alacak cesareti nasıl bulduğu…
CHP’li Murat Bakan ve ırkçı Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Türk polisinin alacağı promosyon üzerinden gündelerdir provokasyon yapıyor. Yaklaşık 1 aydır VakıfBank’la devam eden görüşmeleri görmezden gelen yalan çetesine cevap veren Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, ‘’Farkındayız, rol çalmaya çalışıyorsunuz!’’ diyerek, Özdağ ve Bakan’ın iftiralarıyla ilgili açıklama yaptı. https://twitter.com/umitozdag/status/1562677356313329664?s=21&t=IUVpGmPIKJdsCzkhAWmV0w Ümit Özdağ, ‘’300.000 polis için EGM Vakıfbank ile promosyon anlaşması yaptı. Aylık 300 liradan 5 yıl için toplam 18 bin TL alacaklar. Oysa 1800 çalışanı olan kurumlar 3 sene için 35-41 bin TL arasında peşin promosyon alıyor. Polisin hakkını yemeyin. SS, polise düşmanlık yapma.’’ ifadelerini kullandı. https://twitter.com/chpmuratbakan/status/1561939011790426112?s=21&t=EXWKNJHg8xx95j_KffFhJg CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan ise, ‘’Sorduk, tekrar soruyoruz? 330.000 polis memurunun promosyonuna kim çöktü? Aynı Vakıfbank Adalet Bakanlığı personeline tek seferde 25.000 TL verirken polise neden taksitle 10.200 TL verdi? Anlaşmanın içinde bilmediğimiz ne var?’’ dedi. İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Özdağ ve Bakan’a şu sözlerle yanıt verdi: ‘’Hayatı yalan olanlarla büyükelçiliklerden çıkmayıp Polisimize tokat atanlara Meclis’te ses çıkarmayanlar, provokasyon peşinde… Polisimizin Promosyon Protokolü 18.03.2022 tarihinde imzalandı. Dönemin koşullarına göre 104 TL’den 300 TL’ye çıkarılarak %𝟭𝟴𝟴 artış sağlandı ve 6 ayda bir de memur maaş zammı oranında artış getirildi. Değişen ekonomik koşullar nedeniyle Polisimize ve Bakanlığımızın diğer personeline yönelik VakıfBank ile maaş promosyonuna ilişkin görüşmeler bir aydır devam ediyor. Farkındayız, rol çalmaya çalışıyorsunuz!’’ https://twitter.com/ismailcatakli/status/1562703969126068224?s=21&t=EXWKNJHg8xx95j_KffFhJg
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bir provokasyona daha imza attı. Özdağ, cuma hutbesinde bir imama "Atatürk'e rahmet okumayacak mıyız?" tepkisini vermesinin ardından Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında, "Duyduk ki Londra'da ev satın almış. Anlaşılan o da yurt dışına kaçmaya çalışıyor." iftirasını attı. "İSPAT EDEMEZSEN, TARİHİN EN ALÇAK ADAMISIN" Özdağ'ın iftiralarına İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü olan İsmail Çataklı, "Bir yapmadığın cuma günü camide provokasyon yapmak vardı, onu da yaptın! Ve Diyanet İşleri Başkanımıza iftira attın. Sana bir hafta müddet, eğer iddianı ispat edemezsen tarihin en alçak adamısın!" şeklinde yanıt verdi. https://twitter.com/ismailcatakli/status/1563216929061740545?s=21&t=M5whTWHUTO4qDdBswmhNPQ
Ankara Büyükşehir Belediyesi, Balâ ilçesinde yardım etmeyi bıraktığı vatandaşlara gönderdiği mesajda, yardım yaparken güncel bilgilerin İçişleri Bakanlığı’ndan alındığını iddia ederek skandal bir yalana imza attı. İşte Mansur Yavaş’ın yardım etmeyi bıraktığı vatandaşlara gönderdiği o skandal mesaj;
