Son Dakika:
https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1574622508585652224?s=46&t=MvBc99xFqbpHQsHNgHhytQ Erden, daha sonra paylaşımını sildi.
https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1575578533547503616?s=46&t=m6I4-4bT-S5vmfqE27lTAQ CHP'nin 'tutuklu gazeteciler raporu'nda, PKK'lı terörist Dilşah Ercan'ın 'gazeteci' olarak nitelenmesi skandalı yankısını sürdürürken, Kemal Kılıçdaroğlu hızını alamadı. Kılıçdaroğlu bu kez de PKK'nın açıklamasına sığınarak, terörist Dilşah Ercan ile ilgili 'DNA raporu' iftirası attı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kılıçdaroğlu'nun iftira ve kara propagandasını 5 maddede çürüttü. Bakan Soylu sosyal medya hesabından şu ifadeleri kullandı: "DERDİNİZ ORTAĞINIZ PKK'YI KURTARMAK' Kılıçdaroğlu; İki gün PKK'nın ipini bekledin. Bizi yine şaşırtmadın. Sizin bu devletle bir meseleniz var. Yapılan saldırıyı ilk önce adamların DEAŞ'a yıktı. Tutmayınca adamların "cinnet geçiren bir kadın Polis" yalanına sarıldı. Derdiniz, ortağınız PKK'yı kurtarmak... 'PKK'NIN AÇIKLAMASINA SIĞINACAK ZAVALLISIN' Saldırıyı PKK yaptığı belli olup, devletin yargının tespitlerine rağmen teröristleri gazeteci kılığına sokup Türkiye'ye "en büyükgazeteci cezaevi" iftirasıyla teröristleri aklaman ortaya çıkınca PKK açıklamasına sığınacak zavallısın. İFTİRALARA 5 MADDELİ CEVAP 1-Teröristi taşıyan taksici teşhisini yaptı 2- Yıllarca terör örgütünde birlikte olduğu örgüt mensubu sözde ölümsüzler taburunda sabotajcı eğitimi alıp Türkiye'de eylem yapmak üzere görevlendirildiğini belirtip hemen teşhisini yaptı. 3- Hoşuna gitmeyecek ama parmak izleri ile yapılan çalışmada bir tanesinde eşleşme çıktı 4- Kurtarıcın PKK'nın açıklamasındaki teröristlerle ilgili tüm detaylara da çalışılıyor. 5-PKK'nın açıklamasını referans alıp kabul ettiği teröristlerle ilgili henüz sonucu çıkmamış raporların üzerinden terör örgütünü ve utanılacak parti raporunu korumaya alıyorsun. Yani terör örgütünün tespiti imkansız Suriyeli isim verip, "Zozan arkadaşımızın (yani Dilşah Ercan) bu olayla herhangi bir ilgisi yoktur, görevinin başındadır." demesine sığınmaktan bile utanmıyorsun. 6'lı masada sıkıştın. PKK'ya sığındın. Yazıklar olsun... Şimdi ana fikriniz ne? Ne demiş oldunuz... PKK'nın gazetecilerini savunmak yetmedi, bir de PKK'nın basın sözcülüğüne mi soyundunuz? "Görevinin başında" dedikleri, görev ne? Madem PKK adına konuşuyorsunuz, bunu da siz açıklamalısınız... https://twitter.com/suleymansoylu/status/1575586405752877056?s=46&t=i7A7nR08vdBciwisOvLQPA
FİRARİ MAFYA ELEBAŞININ iDDİALARINI DİLLENDiRDİ FETÖ'ye yakınlığıyla bilinen yayın organlarında yazılar yazan ve Türkiye karşıtı konferansların "vazgeçilmez" ismi olan ve son dönemde de PKK’ya yakınlığı ile bilinen Artı Gerçek’te köşe yazarlığı yapan Eser Karakaş, firari organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in iddialarıyla özellikle son 6,5 yılda uyuşturucu ile mücadelede rekor yakalamalara imza atan Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef aldı. KHK İLE ATILMIŞTI! 15 Temmuz darbe girişimi ardından ilan edilen Olağanüstü Hal kapsamında 675 sayılı kararname ile binlerce kişi kamu görevlerinden çıkarıldı. İhraç edilen isimler arasında Prof. Dr. Eser Karakaş da vardı. Karakaş, “Uyuşturucu cehennemi Türkiye” başlıklı yazısında gerek İçişleri Bakanlığına bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı'nı gerekse Ticaret Bakanlığı'na bağlı Gümrük Muhafaza ekiplerinin rekor yakalamalarını görmezden gelerek Serhat Halis ve organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in iddialarını tekrar gündeme getirerek Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef aldı. FUAT AVNİ'NİN SİTESİNDE TETİKÇİLİK! Teröristbaşı Fetullah Gülen'in sosyal medyadaki tetikçisi Fuat Avni ile ilgili olarak detaylar ortaya çıkmış, Fuat Avni Twitter hesabını açan kişi olarak FETÖ iddianamesine giren Said Sefa isimli FETÖ'cü hainin kurduğu haber sitesinde birçok FETÖ tetikçisi ismin köşe yazdığı belirlenmişti. Bu isimler arasında Ahmet Altan, Yavuz Baydar, Eser Karakaş ve Ergun Babahan da vardı. ABD, FETÖCÜLERİ UYUŞTURUCU TİCARETİNDE KULLANIYOR Öte yadan, Fetö’cülerin bulundukları ülkelerde uyuşturucu ticaretine aracılık ettikleri biliniyor. ABD, özellikle Fetö’cüleri yerleştirdiği ülkelerde kurye ve aracı olarak kullanıyor.
Bakan Soylu, burada yaptığı konuşmada İstanbul'daki Suriyeli sayısının 551 bin 829 olduğunu ifade etti. Soylu konuşmasında ayrıca, "Küçükçekmece, Başakşehir, Bağcılar, Avcılar, Bahçelievler, Sultangazi, Esenler, Zeytinburnu'nda ikamet izinleri kapandı. Bu ilçelerde yeni yabancı kaydı yapılmayacak" ifadelerini kullandı. https://twitter.com/odatv/status/1578475065569693700?s=46&t=zWAybGXgYeGDVO4bhfoKhQ ODA TV ÇARPITTI ODA TV adlı operasyon sitesi ise; Bakan Soylu’nun açıkladığı İstanbul’da yaşan toplam yabancı sayısını Suriyeli sayısı olarak çarpıtarak bir skandala imza attı. İşte Bakan Soylu’nun açıkladığı gerçek rakamlar: ▪️İstanbul’daki toplam Suriyeli sayısı: 551 bin 829 ▪️ İstanbul’daki toplam yabancı sayısı: 1 milyon 271 bin 279 İşte; Bakan Soylu’nun açıklamaların detayı: https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1578348820592672768?s=46&t=zWAybGXgYeGDVO4bhfoKhQ
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan'ın iftiralarına karşılık Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklama şu şekilde: “Teşkilatımıza yönelik dezenformasyon girişimlerine bir yenisi daha eklendi. Bu kez iddia; Polisevlerinde zırhlı güvenlik kulübesi ve zırhlı siperlik olmadığı yönünde… 177 yıllık şanlı mazisi bulunan Türk Polis Teşkilatı, teknolojinin tüm imkanlarını dün olduğu gibi bugün de sonuna kadar kullanmakta, çağın gereklerine anında uyum sağlamakta ve bu konuda hiçbir eksiği bulunmamaktadır. Örneğin Teşkilatımız, dünyada ATAK helikopterine sahip tek polis teşkilatıdır. Özel Harekat Başkanlığı Sanal Taktik Eğitim Merkezimizdeki teknoloji ise dünyada sadece iki ülkede mevcuttur. Konuyla ilgili herhangi bir araştırma yapmadan asılsız iddiayı ortaya atan ve sosyal medya hesabında, Tunceli Polisevi’nin görselini kullanan CHP’li Murat Bakan, yanıltıcı bilgiler vermektedir. Tunceli’deki söz konusu yapı, betonarme olup camları kurşungeçirmez özelliğe sahiptir. Bakan’ın, Mersin’in Mezitli ilçesinde yer alan Tece Polisevi hakkında ileri sürdüğü iddialar da gerçek dışıdır. Polisevinde bulunan nöbet noktasında, Murat Bakan’ın iddiasının aksine hem çelik yelek hem de uzun namlulu tüfek bulunmaktadır. CHP’li Bakan’a tavsiyemiz, FETÖ ile benzer dil kullanmaması ve bir milletvekili olarak “Polis Teşkilatı’nın yapılandırılmasında rol oynayacağız” tehdidinde bulunan HDP’lilerle aynı kare içinde bulunmamasıdır. Bizlere yönelik bu ve benzeri algı operasyonlarını ayıplıyor ve şiddetle reddediyoruz. Daha önce de sayısız kez kendisine yöneltilen haksız ithamlara gereken cevabı veren Türk Polis Teşkilatı, bundan sonra da vatandaşlarımızı doğru ve şeffaf şekilde bilgilendirme kararlılığındadır.”
Yunanistan'ın göçmen manipülasyonu hız kesmeden devam ederken Türkiye'yi hedef alan siyasetçiler kervanına AP Başkan Yardımcısı Eva Kaili'de katıldı. Türkiye'ye iftira attı Yunan politkacı, ''Ortaya çıkan video, Türk sahil güvenlik görevlilerinin göçmenlere saldırdığını gösteriyor. Türk sahil güvenlik görevlilerinin, botlarının Türkiye kıyılarına ulaşmasını engelleyerek göçmenlere şiddet uyguladığını gösteren bir video basına yansıdı. Video, Türkiye'nin göç akışlarını araçsallaştırdığına dair daha fazla kanıt sağlıyor ve Türkiye'nin AB-Türkiye Ortak Eylem Planını ihlal ettiğinin kanıtlıyor." diyerek skandal sözlere imza attı. AB'ye çağrı yaptı AB'ye çağrıda bulunan Yunan siyasetçi Eva Kaili, "Bu nedenle, video açıklamalarının ardından Komisyon'a sormak istiyorum: Bir AB sınırlarındaki insanların güvenliğini sağlamak için Frontex'in varlığını güçlendirmeyi düşünebilir mi? İki Komisyon, AB sınırlarında AB-Türkiye anlaşmasına uyumu izlemek için başka adımlar atmayı düşünür mü? Üç AB sınırlarının korunması için Yunanistan'a ne tür mali destek verilecek?" şeklinde konuştu. Çavuşoğlu ne demişti? Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan'ın göçmen zulmüne ilişkin dün yaptığı açıklama "Yunanistan ve Frontex suç ortaklığı yapıyor. En son yaşanan olayların Türk kara sularında gerçekleşmiş gibi göstermek için koordinatları nasıl değiştirildiği de ortaya çıktı. Yunanistan'ın suçu arttıkça Türkiye'ye iftira atmaya yeltenmesi doğaldır. Yunanistan'ın yalanları ortaya çıktı. Yunanistan gibi en haksız durumda bile haklı görünmeye çalışmak için gerçekten utanmaz ve aymaz olmak gerekiyor. Zaten bunu ancak Yunanistan başarır. Tüm uluslararası kuruluşlar, uluslararası göç örgütü, Birleşmiş Milletler Yüksek Mülteciler Yüksek Komiserliği, sivil toplum örgütleri ve basın Yunanistan’ın ve Frontex'in desteğiyle göçmenlere mültecilere yönelik insanlık dışı muamelesini mercek altına aldılar. Aynı şekilde insan hakları mahkemesinin gündeminde. Diğer taraftan Avrupa Parlamentosu'nun gündeminde. Her ne kadar üye ülkeler, yönetim olarak Yunanistan bu insanlık dışı muamelelerine göz yumsa da vicdanlı parlamenterler sayesinde Avrupa Parlamentosu da bu duruma el koymuş durumda. Diğer taraftan biraz önce söyledim. Frontex suç ortaklığı yapıyor." ifadelerini kullanmıştı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik Twiter hesabından şunları yazdı: Türk Silahlı Kuvvetleri'ni kimyasal silah kullanmakla suçlayanlar, alçak bir iftira şebekesinin parçasıdır. Bunlar terör örgütünün cinayetlerini masum göstermeye çalışan odaklardır. PKK'nın cinayetlerini övenler, kirli odakların temsilciliğini yaparak TSK'ya saldırıyorlar... Kahraman TSK terörle mücadelesini en yüksek hukuki ilkelere ve standartlara bağlı şekilde yürütmektedir. TSK'nın, cinayet şebekesi terör örgütlerine karşı verdiği mücadele dünyanın en haklı, en şeffaf ve en onurlu mücadelesidir.
PKK ile ilgisine dair kamuoyunda çokça tartışmanın bulunduğu ve terör örgütü PKK’ya yakın sözde medya kuruluşlarına yaptığı açıklamada Türkiye’yi kimyasal silah kullanmakla suçlayan Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve destekçilerine karşı MSB’den sert bir açıklama geldi. Milli Savunma Bakanlığınca (MSB), “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) başarısına gölge düşürmek isteyen çevrelerce periyodik bir şekilde gündeme getirilen TSK tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddialar tamamen asılsız ve gerçek dışıdır” açıklaması yapıldı. “ENVANTERİMİZDE YASAKLI SİLAHLAR BULUNMAMAKTADIR” Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “TSK’mızın terörle mücadelesi artan bir şiddet ve tempoda azim ve kararlılıkla devam etmektedir. Mehmetçiğin son derece onurlu ve şeffaf bir şekilde sürdürdüğü terörle mücadeleyi lekelemek, TSK’nın başarısına gölge düşürmek isteyen çevrelerce periyodik bir şekilde gündeme getirilen TSK tarafından kimyasal silah kullanıldığına yönelik iddialar tamamen asılsız ve gerçek dışıdır. Daha önce defalarca açıklandığı gibi Silahlı Kuvvetler’imiz tarafından uluslararası hukuk ve anlaşmalarca yasaklanmış mühimmat kullanılmamaktadır. Bu tür mühimmat, TSK envanterinde bulunmamaktadır” denildi. AHLAK DIŞI BİR TERÖR ÇIRPINIŞI TSK’nın bugüne kadar tüm operasyonlarını komşu ülkeler ve tüm dünyanın gözü önünde icra ettiği belirtilerek şu ifadeler paylaşıldı; “Bütün harekat ve operasyonlarda uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa haklarımız kapsamında; sadece teröristleri hedef almakta, sivillerin, tarihi, dini ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için azami dikkat ve hassasiyet göstermektedir. Tüm bu dezenformasyon çabaları, kahraman TSK’mızın kararlı mücadelesi sonucu çökme noktasına gelen ve bulunduğu zor durumdan kurtulmak için yalan ve ahlak dışı yollarla çıkış arayışında olan terör örgütü ve müzahirlerinin beyhude çırpınışlarıdır. Teröristler için adalete teslim olmaktan başka çare yoktur. TSK terörle mücadelesini en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar sürdürmeye azimli ve kararlıdır”
